VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİNİN TESİS EDİLMESİ VE ANAYASAL İKTİSAT PERS...
SOSYAL TERCİH TEORİSİ: OYLAMA YÖNTEMLERİ
1. Bu sunum şu kaynaktan yararlanılarak hazırlanmıştır:
C. C. Aktan & D Dileyici “Kamu Ekonomisinde Karar Alma ve Oylama Yöntemleri”, Kamu
Tercihi ve Anayasal İktisat Dergisi, Yıl1, Sayı 3, 2001.
Sunumu Hazırlayan: Fatma Kurkut
SOSYAL TERCİH TEORİSİ:
OYLAMA YÖNTEMLERİ
Prof. Dr. Coşkun Can Aktan
2. Piyasa ekonomisinde bireysel tercihlerin
karşılanması ve bireysel refahın
artırılması amaçlanmaktadır.
Kamu ekonomisinde ise amaç,
toplumsal tercihlerin karşılanması
olduğundan toplumsal refahın
artırılması söz konusudur.
Toplumsal refahın optimizasyonunu
inceleyen “refah ekonomisi”nin amacı,
toplumun refahını maksimize etmektir.
3. Toplumsal refah
konusunda en çok bilenen
teori, İtalya iktisatçı
Wilfredo Pareto
tarafından ortaya atılan
“Pareto Optimumu
Teorisi”dir.
WILFREDO PARETO
4. Pareto optimumuna göre, toplumdaki bireylerden
birinin refahını azaltmadan, diğer bireylerin
refahlarını artırmak mümkün değilse toplumun refahı
optimumdur.
Piyasa ekonomisi tek başına
toplumsal refahın
optimizasyonunu sağlıyorsa,
devletin piyasa ekonomisinin
işleyişine müdahale etmesine
gerek yoktur.
5. Fakat teorik refah iktisatçılarına
göre bu durum:
piyasa
ekonomisinde
tam rekabetin
sağlanması
üretimde ölçek
ekonomilerinin
hem üretimde hem
de tüketimde
dışsallığın olmaması
kamusal
malların
bulunmaması
halinde söz konusudur.
6. Kamu ekonomisinde piyasa ekonomisinden farklı
olarak mal ve hizmetlerden yararlananlar ile bu
mal ve hizmetlerin karşılığı olan vergileri
ödeyenler her zaman aynı kişiler olmadığı için bir
“mali sömürü” veya “mali rant” söz konusu
olabilmektedir.
Toplumda bazı kesimler
kamusal mal ve
hizmetlerden daha fazla
yararlandığı halde daha
az vergi ödüyorsa mali
rant
Bir başka kesim bu mal
ve hizmetlerden daha az
yararlanarak daha fazla
vergi ödüyorsa mali
sömürü
7. İsveçli iktisatçı Knut Wicksell, bu mali sömürünün
önlenmesi ve kamu ekonomisinde pareto optimumunun
sağlanabilmesi için siyasal karar alma sürecinde oybirliği
ilkesinin geçerli olması gerektiğini savunmuştur.
8. Oybirliği kuralının ittifak
içinde bir karar almanın
maliyetinden çok,
çoğunluk tarafından
istismar edilme riskini
tercih edebilecek olan
vatandaşlar için fazla
zaman alabilmesidir.
Wicksell’ in oybirliği
kuralı seçmenleri
stratejik davranmaya
teşvik eder.
Wicksell’ in oybirliği kuralında iki temel problem vardır:
9. Bir toplumda kamusal kararların
alınmasında oybirliği ilkesinin uygulanması
halinde, tüm bireylerin tercihlerinin aynı
olması gerekir.
Yani oylamaya
katılanlar
arasında tam bir
görüş birliği
olmalıdır. Buna
“mutlak oybirliği
kuralı”
denilmektedir.
10. Oybirliği kuralının en önemli özelliği, diğer oylama
yöntemlerinde görülen azınlıkların tercihlerinin
toplumsal tercihe yansımasını engelleme olayının söz
konusu olmamasıdır.
Fakat oybirliği kuralında bir tek kişinin bile karara
muhalefeti kararın alınmasını engeller.
11. Oybirliğine
ulaşmanın
maliyeti yüksektir.
Bu bakımdan
seçmenler
oybirliğinden
başka bir oylama
kuralına tercih
edecektir.
Oybirliği kuralı
uygulandığı
takdirde, bunun
sonuçları
bireyler arasında
farklı olacaktır.
Oybirliğine
ulaşmayı hedef
alan bir karar
verme yöntemi
istikrarlı
olmayacaktır.
Oybirliği kuralı başlıca şu nedenlerden dolayı uygulanabilir bir
oylama yöntemi değildir:
12. Karar alma sürecinde
oybirliği ilkesini pratik
olarak uygulama imkanı
yoktur.
Çünkü oylamada bireylerden
sadece birisinin dahi,
olumsuz oy kullanılması
durumunda mutlak oybirliği
kuralına uygun olarak karar
alınamamaktadır.
13. Bu nedenle Knut Wicksell oylamada nisbi oybirliği
kuralının uygulanmasını önermiştir. Oylamada toplam
oyların 3/4, 5/6 ya da 9/10’u biçiminde bir sonuç çıkarsa
bu durumda nisbi oybirliği ilkesine uygun olarak karar
almak imkan dahilinde olur.
Nisbi oybirliği kuralına aynı
zamanda yaklaşık oybirliği
kuralı da denilmektedir.
KNUT
WICKSELL
14. OYÇOKLUĞU KURALI
Mutlak oybirliği kuralına
göre karar almanın güçlüğü
karşısında oyçokluğu kuralı
önerilmiştir.
Demokrasilerde en
yaygın oylama yöntemi
oyçokluğu yöntemidir.
Toplumsal karar almada
oyçokluğu kuralı uygulandığı
takdirde oylamaya katılan
bireylerin yarısından bir
fazlasının oyunun alınması
(%51) gereklidir.
BASİT
ÇOĞUNLUK
KURALI
15. İkinci ve yaygın bir kural da, mutlak
çoğunluk kuralıdır. Bu kuralda yine tüm
seçeneklerin ortaya konması, her
seçmenin tek oyunun olması ve
seçmenlerin oylarını birinci tercihlerine
göre kullanmaları söz konusudur.
MUTLAK
ÇOĞUNLUK
16. NİSBİ
ÇOĞUNLUK
Nisbi çoğunluk kuralında oylamaya katılan
seçmen ya da politikacıların çeşitli politika ya da
adaylara verdikleri oylar oranlandığında, en fazla
oy alan politikacı ya da siyasi partinin ya da
alternatif politikanın seçilmesidir.
17. Oylamada mutlak çoğunluktakinden daha fazla oy
alınması halinde kaliteli çoğunluk söz konusu olmaktadır.
Örneğin oyların 3/4’ünün alınması halinde kaliteli
çoğunluk var demektir.
18. Toplumsal tercihlere ulaşmada kullanılan bir diğer oylama
yöntemi ise “puanlı oylama” olarak bilinmektedir.
Bu yöntemde her bireyin belirli bir puanı (oyu) vardır. Bu
puanı bireyler çeşitli alternatif tercihler arasında istedikleri
şekilde kullanmaktadırlar.
Yalnız bireylerin her alternatif tercihe mutlak puan
vermeleri şartı vardır. Oylama sonucunda en fazla puanı
alan alternatif kazanmış olur.
19. Alternatif Politikalar
A
B
C
X Y Z
3 2 1
2 3 1
2 1 3
Toplam Oy 7 6 5
Bir örnekle açıklamaya çalışalım:
Toplumda A, B ve C adında üç birey ve X, Y ve Z olmak üzere üç
alternatif politika bulunsun. Bireylerin toplam 7 oyunun olduğunu
ve bireylerin oylarını aşağıdaki şekilde dağıttıklarını varsayalım.
20. Tablodan anlaşıldığı gibi, en fazla puanı alan
X politikasıdır. Bu nedenle X politikasının
toplumsal tercihi yansıttığı varsayılarak bu
politika uygulanır.
Puanlı oylama yöntemi, çoğunluk kuralına göre daha
demokratik bir yöntemdir. Çoğunluk oylamasında
azınlıkların tercihleri yansıtılamadığından olumsuz oy
verenlerin kollektif ihtiyaçları giderilememektedir.
21. 1
• Nokta oylamasında her bireyin belirli bir toplam
puanı vardır. Bireyler bu puanlarını alternatif
politikalar arasında istedikleri şekilde dağıtabilirler.
2
• Ancak nokta oylamasında puanlı oylama
yönteminden farklı olarak bireylerin alternatif
politikalara hiç puan vermemeleri imkanı
mevcuttur.
3
• Ayrıca bu yöntemde tercihlerin ağırlığını ve önemini
daha da belirginleştirmek için toplam oy sayısı,
puanlı oylama yönteminden oldukça fazladır.
22. Nokta oylaması kuralını bir örnekle açıklamaya çalışalım:
X Y Z
A 22 8 0
B 10 15 5
C 8 4 18
Toplam Oy 40 27 23
Alternatif Politikalar
Tablodan anlaşıldığı gibi, bireylerin toplam oy sayısı
30’dur. Bireyler, X, Y ve Z politikalarına önemlerine göre
puanlarını vermişlerdir. Sonuçta 40 oyla X politikası
seçilmektedir.
23. BORDA KURALI
Bir başka oylama türü de 1781 yılında Jean-Charles de
Borda tarafından önerilmiş olan kuraldır. Borda kuralına
göre bir seçmenin tercih sıralamasında m tane önerinin
her birine 1’den m’e kadar puanlar verilir.
24. Örneğin, kişinin m puan
alan öneriyi birinci sıraya,
m-1 puan alan öneriyi
ikinci sıraya,….,1 puan
alan öneriyi son sıraya
koyması söz konusudur.
Tüm
seçmenlerin her
bir öneri için
verdikleri
puanlar toplanır.
En yüksek
puanı alan
öneri
kazanan
öneri olarak
ilan edilir.
25. Bu kuralda oy verenlerin tercih
sıralamalarının tümü göz önüne
alınmaktadır.
Burada puanlama adayın, oy
verenin tercih sıralamasında,
kaçıncı sırada yer aldığına bağlı
olarak yapılmaktadır.
Borda puanı bir adayın oy verenlerin
tercih sıralamalarının tümü göz önüne
alındığında, diğerlerinin kaç defa
önünde yer aldığını göstermektedir.