1. VERGİ HARCAMALARININ
ELEŞTİRİSİ
PROF.DR. COŞKUN CAN AKTAN
Bu sunum şu kaynaktan yararlanılarak hazırlanmıştır:
Coşkun Can Aktan, «Vergi Harcamalarının Eleştirisi» içinde: Yeni İktisat
Okulları ve İktisadi Düşünce: Ankara: Seçkin Yayınları, 2018.
Sunumu Hazırlayan: Büşra Hamamcı
2. Vergi harcamaları, ideal bir vergi sisteminde
bulunması gereken ilkeler ile uyumlu değildir.
Optimal vergileme adını verdiğimiz vergi
sistemi; ideal vergileme ilkeleri üzerine inşa
edilmiştir
4. Adalet – Eşitlik
Yatay adalet
Dikey adalet
Kanun önünde eşitlik
Vergi yasaları önünde herkes eşit
görülmeli ve vergi yasaları herkese aynı
uygulanmalıdır.
İstikrar
Öngörülebilirlik
Bağlayıcılık
Kurallarda İstikrar
Vergi ile ilgili kurallar çok sık değişmemeli
ve siyasi otoriteleri bağlayıcı olmalıdır.
Etkinlik
Maliyet etkinliği
Yönetimde etkinlik
Vergileme maliyetleri en düşük seviyede
olmalıdır. Maliyet etkinliği kadar hizmet
etkinliği de önemlidir.
Basitlik
Açıklık
Görülebilirlik
Belirlilik= Kesinlik
Vergiler basit, açık, anlaşılır, belirli ve
kesin olmalıdır. Maliyet etkinliği kadar
hizmet etkinliği de önemlidir.
Genellik
Vergi ayrıcalığı sağlamama
Kanun önünde eşitlik
Vergi sisteminde hiçbir kişi ya da kesime
vergi imtiyazları tanınmamalıdır.
Tarafsızlık
Tasarruf ve yatırım kararları ile
çalışma gayreti üzerinde nötr etki
Tarafsızlık vergilerin ekonomik birimlerin
karar ve tercihlerini etkilemeyecek
özelliklerde olmasıdır.
5. Vergi harcamaları, ideal bir vergi
sisteminde bulunması gereken tüm
vergileme ilkelerine aykırıdır ve bu
ilkeleri ihlal edici sonuçlar ortaya çıkarır:
Vergi harcamaları hiçbir şekilde “adalet ilkesi” ile bağdaşmaz. Tam aksine vergi
harcamaları ile verginin öznesi ve nesnesi üzerinden bir ayrımcılık yapılır. Örneğin,
vergi mükellefi olması gereken bir kişi ya da grup idari bir tasarrufla kısmen ya da
vergi dışı bırakılabilir (muafiyet); ya da vergiye tabi olması gereken bir konu yine
idari bir tasarrufla kısmen ya da vergi dışı bırakılabilir (istisna).
6. Vergi harcamaları “genellik” ilkesine aykırı bir uygulamadır. Herkes, dil, ırk,
cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayırımı gözetilmeksizin kanun
önünde eşit olmalıdır; hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınmamalıdır.
Oysa, vergi harcamaları bu temel ilke ile bağdaşmayan bir uygulamadır.
Vergi harcamaları “kanun önünde eşitlik” ilkesinin açık ihlalidir. Hukuk devletinin
en temel ilkelerinden birisi olan “kanun önünde eşitlik”; yasalar önünde herkesin
eşit olmasını ve herkese eşit davranılmasını şart koşar.
7. Vergi harcamaları vergilemede “basitlik” ilkesine uygun olmayan bir uygulamadır.
İdeal bir vergi sisteminin “açıklık”, “anlaşılırlık”, “belirlilik”, “kesinlik” vs.
özelliklere sahip olması gerekir.
Vergi harcamaları, vergi sistemini etkinlikten uzaklaştırır ve böylece vergilemede
“etkinlik ilkesi” ile bağdaşmaz. Vergi harcamalarının artmasına paralel olarak vergi
idaresinde ayrı bir “vergi harcama bürokrasisi” ortaya çıkar ve idari maliyetler
yükselir. Vergi mükellefleri açısından da ilave maliyetler (işlem maliyetleri, zaman
maliyeti vs.) artar.
8. Vergi harcamaları, tarafsızlık ilkesine de uygun olmayan bir sistemdir. Hükümetlerin
iradi/takdiri vergi politikalarını kullanmaları neticesinde vergi sisteminde
müdahalecilik yaygınlaşır ve bu da makro ekonomik karar ve tercihleri (yatırım,
tasarruf vs.) olumsuz etkiler.
Vergi harcamaları, “açıklık” ve “görülebilirlik” ilkelerini de pratikte ihlal eden
uygulamalardır. Bürokrasi özünde gizlilik ve örtbası sever ve mümkün olduğu
ölçüde “arka-kapıdan harcama” ve “gizli-saklı teşvikler” uygulama yollarını arar.
Bütçe-dışı harcamalar pek çok ülkede uzun yıllar kamu harcamalarının saydam bir
şekilde görülebilmesini engellemiştir ve halen özellikle az gelişmiş ülkelerde buna
benzer uygulamalar pekala devam etmektedir.
10. Adalet – Eşitlik
Yatay adalet
Dikey adalet
Kanun önünde eşitlik
Vergi harcamaları kanun önünde eşitlik,
yatay adalet, dikey adalet ilkelerini açık
olarak ihlal eden uygulamalardır.
İstikrar
Öngörülebilirlik
Bağlayıcılık
Kurallarda İstikrar
Vergi harcamaları idarenin iradi-takdiri
karar ve uygulamaları ile gerçekleşir. İdari
tasarrufların neticesi ise vergi
ayrıcalıklarıdır, bu da vergi sistemini
istikrardan uzaklaştırır.
Etkinlik
Maliyet etkinliği
Yönetimde etkinlik
Vergi harcamaları ilave bir vergi bürokrasisi
oluşturur; hem vergi idaresinin hem de
vergi yükümlülerinin vergi maliyeti artar.
Basitlik
Açıklık
Görülebilirlik
Belirlilik= Kesinlik
Onlarca vergi istisna ve muafiyeti, matrah
ve indirimleri, vergi oranlarında indirimler,
mahsup vs. vergi sistemini oldukça
karmaşık bir hale getirir, basitlikten
uzaklaştırır.
Genellik
Vergi ayrıcalığı sağlamama
Kanun önünde eşitlik
Vergi sisteminde belirli kişi, grup, sektörler
ve endüstrilere sağlanan vergi imtiyazları
açık bir biçimde genellik ilkesini ihlal eder.
Tarafsızlık
Tasarruf ve yatırım kararları ile çalışma
gayreti üzerinde nötr etki
Vergi harcamaları; müdahaleci vergi
politikası araçlarıdır ve vergi sisteminde
tarafsızlık ilkesini zedeler.
11. VERGİ HARCAMALARI
YOLUYLA HUKUK DEVLETİ
VE HUKUKİ GÜVENLİK
İLKESİNİN İHLALİ
Vergiharcamaları,hukukdevletivehukuki
güvenlikilkesininenaçıkvesomutbirihlalidir.
Hukuk devleti en kısa ve öz bir
ifadeyle, hukuk kurallarına sıkı
sıkıya bağlı olan ve bireylere
hukuki güvenlik sağlayan bir
devlet olarak tanımlanabilir
Hukuki güvenlik ilkesi, hukuk
kurallarının devlet tarafından
önceden açık, net, anlaşılır ve
kesin olarak belirlenmesi ve
keyfi değişikliklere konu
olmayacak şekilde istikrarlı
olması demektir.
12. Hukuki güvenlik ilkesi, vergileme açısından
çok önem taşıyan bir ilkedir. İyi bir vergi
sisteminin; açıklık, belirlilik, erişilebilirlik,
kesinlik, istikrar, geriye doğru yürümezlik vs.
ilkelere dayalı olması gerekir. Tüm bu
ilkelerin vergilemede “hukuki güvenlik”
şemsiyesi altında toplanması ve devletin
vergileme gücüne karşı bireylerin hak ve
özgürlüklerinin güvence altına alınması
hukuk devleti açısından önemlidir.
13. Hukuk devleti ve hukukun üstünlüğünü en
etkileyici biçimde işleyen filozoflardan başında
gelen F. A. Von Hayek, Özgürlüğün Anayasası
adlı eserinde “hukukun üstünlüğünün önemi
üzerinde durarak bunun gerçekleştirilebilmesi için
üç şartın gerekli olduğunu ifade eder:
1. Kanunlar genel ve soyut özellikte olmalıdır.
2. Hukuk kuraları önceden bilinmeli, açık ve
kesin olmalıdır.
3. “Kanun önünde eşitlik” ilkesi esas olmalıdır.
Yani, kanunlar belirli kişi ve gruplara
ayrımcılık yapmadan eşit biçimde
uygulanmalıdır.
14. Hayek e göre hukukun üstünlüğü için yasaların ”kanun önünde eşitlik”, “ayrımcılık
yapmamak”, “tarafsızlık”, “tutarlılık”, “genellik” gibi temel ilkelere sahip olması
gerekir. Hayekin kendi sözleri ile aktaralım:
“Keyfi devlet uygulamalarından
farklı olarak, hukukun üstünlüğü,
herhangi bir otorite tarafından
belirli kimselere yasal imtiyazlar
sunulmaması demektir ve bu
sayede kanun önünde eşitlik ilkesi
güvence altına alınmış olur.”
“Hukukun Üstünlüğü ilkesi,
yasamanın gücünü sınırlamak
anlamına gelir; formel yasa olarak
bilinen kuralları ‘genel kurallar’
düzeyine indirger; belirli
kesimlere yarar sağlamayı
amaçlayan yasal düzenlemeleri
veya bu tür bir ayrımcılık için
herhangi bir kimsenin devletin zor
kullanma gücünü kullanmasını
engeller.”
15. Önemine binaen tekrarlamak gerekirse Hayek’e göre
kanunlar genel ve soyut olmalı; belirli kişi ya da
gruplara özel ayrıcalıklar sunmamalıdır. Hayek,
hukuku bir gayri şahsî kurallar sistemini olarak ele
almaktadır.