1. Bu sunum aşağıdaki kaynaktan hazırlanarak hazırlanmıştır. Coşkun Can Aktan,
Mali Ayrımcılık: Ankara: Seçkin Yayınları, 2019.
Sunumu Hazırlayan: Simge Çiçek
Prof. Dr. Coşkun Can Aktan
2. “Esneklik ilkesi: Vergi sistemi değişen
şartlara kolay uyum sağlamaya izin
vermelidir.”
Joseph E. Stiglitz
3. “Uygun bir vergi politikası hem esnek
hem de istikrarlı olmalıdır.Esneklik ve
istikrar aynı şey demektir.Her ikisi de
doğru zamanda doğru eylemi
yapabilmek anlamına gelir.”
Herbert Stein
4. Joseph E. Stiglitz 2001 yılında Nobel ekonomi
ödülü ile onurlandırılan Amerikalı iktisatçıdır.
Herbert Stein ise eski Amerikan
başkanlarından Richard Nixon ve Gerald
Ford dönemlerinde Ekonomi Danışmanları
Konseyi’nin başkanlığını yapan bir
akademisyendi.
Her iki Keynezyen iktisatçı da vergilemede
esnekliğin ideal bir vergi sisteminin temel
prensiplerinden biri olduğu görüşünü
savundular.
5. “Otomatik-esneklik” adı verilen görüşün
ana kaynağı esasen 1940 ve 1950’li
yıllarda “telafi edici maliye politikası” adı
altında savunulan bir yaklaşımdı.
Maliyeciler çok uzun yıllar “telafi edici
maliye politikası” adı verilen bu
yaklaşımın etkisinde kalarak vergilemede
“esneklik” adı verilen bir ilkenin
savunuculuğunu yaptılar.(İradi/takdiri
vergi politikası)
6. Esneklik ilkesinin özü ve manası şudur: Vergi
idaresi değişen konjonktürel şartlara uygun
bir şekilde vergi konularında ve/veya vergi
oranlarında değişiklik yapabilme yetkilerine
sahip olabilmelidir.
Esneklik ideal (optimal) vergileme ilkelerinin
temel yapı taşlarından birisi değildir.
Esneklik adı verilen ilke esasen vergilemenin
olmazsa olmaz ilkelerinin hemen tamamını
ihlal edecek ve bozacak bir uygulamadır.
7. “ Vergilemede tarafsızlık ilkesinin önemi
ancak herhangi bir verginin mevcut
olması durumunda piyasanın normal
çizgisindeki ilerlemeden sapması söz
konusu olduğunda anlaşılabilir.”
Ludwig von Mises
8. Vergilemede esneklik ilkesi devletin vergileme gücü
ve yetkisini mali ve mali olmayan amaçların
gerçekleştirilmesine yönelik olarak kullanabilmesi
anlamına gelir. Yani esneklik ilkesi “müdahaleci
vergileme”yi savunur.
Bu yaklaşımı benimseyen maliyecilere göre vergi
sistemi ve vergi kanunları “esnek” ve “dinamik” olmalı
ve konjonktürel şartlara uyum sağlayacak şekilde
“müdahaleci” bir araç olarak kullanılmalıdır.
Esnek veya müdahaleci vergileme yaklaşımı devletin
iktisat politikası amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik
olarak vergilerin araç olarak kullanılması gerektiğini
savunur.
9. Esnek vergileme ya da müdahaleci
vergileme yaklaşımının tam zıddı ise
“tarafsız vergileme” olarak
adlandırılmaktadır.
Tarafsız vergileme yaklaşımına göre
vergilerin ekonomik birimlerin karar ve
tercihlerini etkilemeyecek özelliklerde
olmasını gerekir.
10. Normatif anlamda bir vergi sisteminin
tarafsız olabilmesi için başlıca şu şartlar
gereklidir:
• Genel vergileme
• Selektif vergilemeye yer verilmemesi
• Düşük vergileme
• Düz oranlı vergileme
• Belirli kişi ve kurumlara vergi ayrıcalıkları
tanımaması; vergi ayrımcılığına izin
verilmemesi
• ve saire.
11. Vergilemede “tarafsızlık” ilkesi gereği,
ekonomi politikası amaçlarını
gerçekleştirmek için vergilerin araç olarak
uygulanmasını öngören müdahalecilik
anlayışından uzak durulmalıdır.
Vergilerin ekonomik birimlerin davranışlarını,
karar ve tercihlerini etkilememesi, vergi
öncesi ve sonrası refah dağılımını
değiştirmemesi gerekir.
12.
13.
14. İktisat biliminin en can alıcı
tartışmalarından birisi “iradi kararlara karşı
kurallar” olmuştur.
Simons 1937; Barro 1987
15. Kamu maliyesinde ve maliye politikasında
bu iki yaklaşım birbirinden tamamen ayrılır.
Geleneksel maliye “iradi-takdiri vergileme”;
yeni maliye ise “kurallara dayalı vergileme”
yaklaşımını savunur.
Yeni kamu maliyesi yaklaşımında geleneksel
vergileme ilkelerinden farklı olarak “istikrar
ilkesi”, “bağlayıcılık ilkesi”, “öngörülebilirlik
ilkesi”, “genellik ilkesi” ve “tarafsızlık ilkesi”
önem arz eder.
16.
17. Kurallara dayalı vergileme yaklaşımının en
önemli yapı taşlarından birisi “tarafsızlık”
ilkesidir. Vergiler, ekonomik birimlerin karar
ve tercihleri üzerinde müdahaleci olmalı;
onların davranışlarını olumlu ve/veya
olumsuz etkilememelidir.
Kurallara dayalı vergileme yaklaşımının
diğer önemli bir yapı taşı “istikrar” ve
“bağlayıcılık” ilkeleridir. Vergilemede “temel
kurallar” önceden belirlenmeli; kurallarda
bir daimilik, düzenlilik , istikrar var olmalıdır.
“Anayasal” düzeyde kurallar tahsis
edilmelidir.
18. Özetle, optimal vergi reformunu diğer
geleneksel vergi reform önerilerinden
ayıran en önemli özellik;
- Vergilemede müdahalecilik ilkesinin
değil, “tarafsızlık” ilkesinin benimsenmesi
- Kurallar yönünden de “esneklik” ilkesinin
değil, “öngörülebilirlik” ve “istikrar”
ilkelerinin benimsenmesidir.
19. Optimal vergi reformunda vergileme
kurallarının siyasal otoriteleri “bağlayıcı”
olması savunulmakta ve siyasal
otoritelerin keyfî vergiler getirmesi ve
vergi oranlarını keyfî bir şekilde artırması
önlenmek istenmektedir.
“Bağlayıcılık ilkesi” optimal vergi reformu
açısından son derece önem taşıyan bir
ilkedir.