Yeni Ekonomi Kuantum Nöroekonomi Kitabının Özeti - Avedis BoyacıAvedis Boyacı
Bu sunumda, "Yeni Ekonomi Kuantum Nöroekonomi" isimli kitabın özeti yer alıyor. Kitabın yazarı Haydun Soydal.
Kitap, iktisat biliminin diğer bilimlerden ayrı düşünülemeyeceğinin ve bu nedenle de bilimsel gelişmelerden direk etkilendiğinin vurgulanması ile başlıyor.
Ardından, iktisat bilimi dünyasında kabul görmüş olan teoriler paylaşılıyor. Bunlar: Klsaik, Neoklasik ve Modern olarak kategorize edebileceğimiz üç akımın öncülüğünde geliştirilmişlerdir.
Kuantum fiziğinin, nöroekonominin ve davranış bilimlerinin ekonomide yer bulmaya başlamasıyla iktisat biliminde bir devrim yaşandığı iafde ediliyor ve kitap boyunca, çeşitli bilimlerdeki ve kavramlardaki gelişmeler örnek verilerek bu devrimin ne olduğu açıklanıyor.
Kitabın I. bölümünde; konuya temel oluşturması için önce klasik iktisat ve neoklasik iktisat teorileri tanımlanmıştır. Ve ardından modern (yeni) iktisada geçiş; gelişmeler ve kavramlar aracılığı ile aktarılıyor. İlgili tüm kavramlar açkılanarak, iktisat bilimine nasıl yansımasına dair fikir veriliyor.
Kitabın II. bölümünde; ise nöroloji, insan beyni ve insan beyninin işleyişi açıklanarak iktisat bilimi ile ilişkilendiriliyor.
Kitabın son kısmında Haldun Soydal’ın Türkiye’de yaptığı çalışmalardan da örnekler veriliyor.
''Sosyal bir bilim alanı olarak kamu maliyesinin ele alınışı, tarihsel açıdan farklı yaklaşımları da beraberinde getirmiştir.
Bu yaklaşımlar, kamu maliyesinin kapsamı itibarıyla hangi açılardan belirlendiğine ilişkindir.
Kamu maliyesine; bir kısmı geleneksel nitelikte olan ve günümüzde işlevlerini büyük ölçüde kaybetmiş bulunan, bir kısmı ise geçerliliğini günümüzde sürdüren çeşitli yaklaşımlarda bulunulmuştur...''
Proje Yönetiminde Karmaşıklık Yaklaşımı, Yeniden Bakış, PYYK 2012Safak EBESEK
2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi, 13 – 16 Eylül 2012 İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Urla-İzmir
Proje yönetimi ve projelerle yönetim yaklaşımı, gittikçe artan bir uygulama alanı bulmaktadır. Bu alanda kullanılan teknik araçlar ve bu araçlardan beklenen sonuçlar yüksek bir kesinlik beklentisi üzerine kurulmuştur. Karmaşıklık teorisi proje yönetimi yaklaşımına yeni olanaklar getirmektedir. Böylece, sağlanamayan kesinliklerden hesaplanmış belirsizliklere doğru etkin bir açılım yapılabilir, karmaşıklık yaklaşımının temel anlayışları proje yönetimine yansıtılabilir. Yerleşik yaklaşımın dayattığı kalıpları karmaşıklık teorisinin ışığında yeniden gözden geçirmek örgütlere etkin bir iç görü ve sağlamlık sağlayabilir. Bu bildiride; aslında sorunlarımızın büyük bir kısmını oluşturan yaklaşım biçimlerinin uygulama aralığı ve bu yaklaşımın çözümsüzlüklerine yönelik araçlar, yeni bir bakışla incelenecektir
VERGİ AYRIMCILIĞI: HUKUK DEVLETİ ve HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİNİN İHLALİ
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME
1. İKTİSAT :DOĞA
BİLİMLERİ’NE
DOĞRU
GENİŞLEME
PROF. DR. COŞKUN CAN AKTAN
Bu sunum şu kaynaktan yararlanarak hazırlanmıştır:
Coşkun Can Aktan, İktisat Nereye Gidiyor, Ankara: Astana Yayınları, 2021.
Hazırlayan: Muhammed Şahin
2. ADAM SMITH VE 18.YY
Başlangıçta Adam Smith’in ve 18.
Yüzyılın bilgeliğinin izlerini takip eden;
sosyal bilimlerin muhtelif disiplinleri ile
evlilikler yapan ve bu evliliklerden
“verimli-üretken” sonuçlar alarak
“sağlıklı” bebekler dünyaya getiren
iktisadın matematik ve ekonometri
istilası altında ezilmesi ve ruhunu
kaybetmesinin ardından iktisat
yolunu iyice şaşırarak “doğa bilimleri” ile
flört etmeye başlamıştır
5. Evrenin sırlarını, maddenin yapısını
ve bunların arasındaki etkileşimleri
açıklamaya çalışan fizik bilimi en te
mel bilimdir ve doğa bilimlerinin te
mel direğidir. Hatta “fizik” kelimesi
, Latince “doğa” anlamına gelen
”physis” kökünden gelir.
EKONOMİ
-
FİZİK
6. Biyoloji, kimya gibi diğer doğa
bilimlerinin veya uygulama
alanlarının (mühendislik, tıp vs
.) kanunları, fizik kanunlarına
dayanır. En öz ve kısa bir
tanımla fiziğin temel amacı
evrenin nasıl işlediğini
anlamaktır. Fizik bunu
yaparken gözlemler ve
deneylerden (kontrollü
gözlemler) yola çıkar ve
matematik dilini kullanarak
teoriler oluşturur.
7. İKTİSADIN DİĞER BİLİMLER İLE OLAN İLİŞKİSİNE
İNANÇ;
İktisadi düşünceler tarihinin gelişi
mi sürecinde iktisat bilimine farklı
açılardan katkılarda bulunan iktisat
çıların “kahir ekseriyeti” iktisadın
doğa bilimleri ile olan ilişkisine
fazla bir ilgi göstermemişlerdir.
Bu ana sebebi bu iktisatçıların fizik
, mekanik, termodinamik, biyoloji
gibi doğa bilimlerinin iktisat ile
temelde bir benzerliğinin
olmadığına inanmış olmalarıdır.
İktisadın hem konusunun hem de
metodolojisinin doğa bilimleri ile
uyuşmadığını düşünen iktisatçılar
genelde fizik, kimya, biyoloji gibi
alanlara doğrusu yaklaşmayı
akıllarının ucundan bile
geçirmemişlerdir.
8. ’’Fiziğin kavramları ile ekonominin kavramları arasında zoraki
paralellikler kurmaya çalışan bir iktisatçı veya emekli bir mühen
dise sahip olmaktan daha acıklı bir şey yoktur.’’
Matematikçilik
İktisadın
Matematizasyonu
Paul Samuelson
9. Samuelson doğa bilimlerinin
temeli olan “deneysel”
araştırmaların da
iktisat biliminde yerinin
olmadığını şu şekilde
ifade etmektedir.
’’İktisatçılar...
diğer önemli faktörleri
kolaylıkla kontrol
edemeyecekleri için
kimyacıların ve biyologl
arın
kontrollü deneylerini
gerçekleştiremezler’’
10. Bir iktisatçı olmanın ötesinde sosyal bilimlerin
hemen hemen tüm alanlarında eşsiz eserler yaz
mış olan Friedrich A. von Hayek de fizik ve
diğer sosyal bilimlerin konusu ve metodoloji ile
iktisat arasında çok yakın bir bağ olmadığı
görüşündedir.
“İktisatçıların iktisat politikalarını yönet
mekte başarısızlığa uğramalarının fizik bi
limlerinde başarılı bir şekilde uygulanan
prosedürleri taklit etme çabaları ile ilgisi
bulunmaktadır. Bu bizim disiplinimiz için
düpedüz bir hata anlamına gelir. Bu yakl
aşım “bilimcilik” tutumu olarak adlandırı
labilir.”
Friedrich a. von hayek
11. “İktisatta matematiksel yönte
me genel olarak karşı olduğu
m yargısını vermekten kaçına
rak konuyu açıklamak isterim
… Eğer biz denklemlerdeki
tüm parametreleri bilmiş
olsak o zaman mal ve hizmetle
rin miktar ve fiyatlarını hesap
layabilmemiz mümkün
olabilirdi. Matematiksel
iktisadın öncülerinden
Vilfredo Pareto’nun da dediği
gibi fiyatların nümerik olarak
hesaplanmasını düşünmek bir
az ‘saçma’dır, zira tüm bilgiye
sahip olduğumuz varsayımı
doğru değildir.” (Hayek, 1974)
12. 20. yüzyılın en önemli filozoflarından birisi
olan Hayek iktisat biliminin fiziki bilimlerden farklı olarak
“kompleks fenomenleri” (complex phenomena) incelediği
ni; fiziki bilimlerde kolaylıkla gözlemlenebilen ve ölçülebi
len konuların iktisat bilimi için sınırlı olduğunu ifade
etmektedir
13. Hayek, Samuelson ve Friedman gibi
Nobel kazanmış iktisatçıların doğa bil
imleri-iktisat ilişkisine dair bu karams
ar ya da olumsuz düşüncelerine John
Stuart Mill de eklenmiştir.
’’Fiziki bilimlerden farklı olarak tü
m ahlaki bilimler için geçerli olan ö
zellik deney yapmanın çok yaygın
olmadığıdır.
Sosyal olayların kanunlarını
belirlemek için deneysel yöntemle
re başvurma girişiminde bizi karşıl
ayan ilk zorluk yapay deneyleri ya
pma araçlarından ve onları sınırsı
z denemekten mahrum
olmamızdır’’
John Stuart Mill
14. Konusu insan ve insan
davranışları, karar ve
tercihleri olan iktisadın
metodolojisi ile doğa
bilimlerinin metodolojisi
birebir aynı olmadığı ve
olmayacağı aşikardır.
Deneysel araştırmaların
iktisat biliminde hiçbir
şekilde yerinin olmadığını
savunmak kanaatimizce aşırı
muhafazâkar bir bakış
açısıdır.
15. Nitekim, deneysel iktisat (experimental economics) adı verilen araştırma
programı bugün öylesine büyük bir gelişme içerisindedir ki, bu alandaki
çalışmaları küçümsemek ya da aşağılamak hiç kimsenin haddi bile değildir!...
Ancak bu konuda sorgulamalar ve eleştiriler yapma hakkımızın da mahfuz
olması gerekir. Nasıl ki, iktisat bir zamanlar modelcilik ve matematikçilik
batağına saplanmışsa deneycilik akımı da bir açıdan eleştirel bir bakışla
izlenmeli ve sorgulanmalıdır.
16. SORGULANMASI GEREKENLER
30%
45%
60%
80%
90%
1
2
3
4
5
İnsanların davranış, karar ve
tercihlerini tespit etmek için laboratuvar
ortamlarında araştırmalar yapılabilmesi
mümkün müdür
İnsanların laboratuvar ortamlarında
doğal davranmamaları sorunu doğru
ve sağlam bilimsel sonuçlara
ulaşılmasını engellemez mi?
İktisat bilimi alanında yapılacak
araştırma sürecinde veri toplayacakları
insanları araştırmaya katılmaya ikna
etmek ne derece kolaydır?
İnsanlar araştırmaya katılmak isteseler
de onların eksik bilgi vermediklerinden
ya da yalan söylemediklerinden ne
derece emin olabiliriz?
Doğa bilimlerinin kullandığı deneysel
araştırma yöntemi iktisat biliminde
kullanılabilir mi? Uygulanabilir mi?
17. CEVAPLAR
İktisadın kapsamı
ve metodolojisi
üzerine “ılımlı
muhafazâkar” çizgi
de ilerlemesi doğru
gözükmekte.
İktisadın özellikle
“komşu” sosyal
bilimlerle ile olan ev
liliklerinin çok doğru
ve yararlı olduğu
gerçektir ama
“komşu olmayan”
doğa bilimleri ile
ilişkilerinin zorlama
bir ilişki olduğu
aşikardır.
Doğa bilimlerinin temeli olan matematik dilinin ve
deneysel araştırmaların iktisat biliminde sınırlı ve
ancak gerektiği kadar kullanılması gerekmektedir.
Ampirizmi, matematiksel iktisadı,
ekonometriyi, deneysel iktisadı asla reddetmemekle
beraber bu araçların “amaç” değil; sadece ve
sadece birer araç olduğu yadsınamaz bir gerçektir.
18. SONUÇ
İktisat bilimi uzun yıllar aşırı ve
gereksiz matematikçilik ve modelcilik
hastalıkları altında ezilmiş, ruhunu ve
kimliğini kaybetmiş, yolunu ve
rotasını şaşırmıştır. İktisat eğitimi de
gerçek dünyanın sorunlarını bir
tarafa bırakmış; soyut, fazlasıyla
teorik, karmaşık grafikler, denklemler
ve formüllerle dolu bir bataklık
içerisindedir.
Genel hava doğrusu sisli ve
pusludur; karanlıktır. Hakikati ve
doğruyu arayanların öncelikle
karanlıktan kurtulmaları için bu
karamsar tabloyu görmeleri ve kabul
etmeleri şarttır.
19. SONUÇ
ÇIKARIMLAR
Modern iktisat kendisini formalizmin esaretinden kurtarmalı, fizik ve mekanik gibi do
ğa bilimlerine yaklaşarak bir bilim olabileceği saplantısından, yani “bilimcilik” adı veril
en aşağılık kompleksinden uzaklaşmalıdır. Başlangıçta ahlak felsefesinin bir kolu olar
ak ilerleyen ve Politik İktisat olarak adlandırılan o kayıp iktisat tekrar gün ışığına çıkar
ılmalı ve eski itibarı kendisine iade edilmelidir.
İktisat “kompleksite iktisadı” gibi soyut ve “kompleks” konularla değil, gerçek dünyan
ın sorunları ile ilgilenmeli ve gerçek dünyanın sorunlarına çözümler aramalıdır.
Mantık ve felsefeden kopmuş bir mekanik akıl; metafizikten kopmuş salt matematiksel bir akıl e
ksiktir ve yanlıştır. Matematiksel analizi mantıksal analizin önüne getirip koymak da yanlıştır. Anl
aşılmaz grafikleri, diyagramları, formülleri ve denklemleri ders kitaplarının içine koyarak sözle v
e mantıkla ifade edilen basit gözlemlere dayalı gerçekleri dışlamak, onları “lafazanlık” olarak nit
elemek, bilimsel olmadığını ve inandırıcılık değerinin düşük olduğunu söylemek fevkalade yanlış
tır.