VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
GÜVEN ÜZERİNE...
1. GÜVEN ÜZERİNE...
Bu sunum aşağıdaki kaynaktan yararlanarak hazırlanmıştır:
Coşkun Can Aktan, Hayat ve Hakikat, Yaşam Felsefesi ve Gezme Sanatı
http://www.canaktan.org/
Sunumu Hazırlayan:Gökhan Nohutçu
Prof. Dr. COŞKUN CAN AKTAN
2. • Güven, bir toplumun ve toplumdaki tüm müesseselerin temelini oluşturan bir sosyal
sermayedir.
• Öyledir ama maalesef tüm toplumlarda ve özellikle parasal ekonomilerin hakim
olduğu gelişmiş ekonomilerde giderek azalan ve belki de yok olma eğiliminde olan
bir sosyal sermayedir...
• Bir toplumda "artık hiç kimseye güvenmiyorum..." sözü yaygınlaşmışsa o toplum
çöküş aşamasında demektir...
• Bugün modern toplumlarda bireyler-arası ilişkilerde; bireyler ve kurumlar arası
ilişkilerde güven sorunu küçümsenemeyecek kadar büyük bir sorundur...
3. Francis Fukuyama
Güvenin, üyelerinin ortaklaşa paylaştığı
normlara dayalı, düzenli, dürüst ve iş birliği
yönünde davranan bir toplumda ortaya çıkması
beklenir. Bu normlar, Tanrı veya adalet gibi derin
‘değerler’ hakkında olabilir. Fakat aynı
zamanda, davranış kodları ve çalışma
hayatına ilişkin standartlar gibi dünyevi konuları
da ele alır... "
4. Aile, arkadaş ve iş ilişkileri gibi özel alanlarda güvenin önemi çok ama çok büyüktür.
Esasen arkadaşlık vb. ilişkiler tamamen güven üzerine kuruludur ve sürekliliği kendini
tekrar eden güvenilir davranışlara bağlı bulunmaktadır.
Güven, kişinin toplumdaki saygınlığı, aile ağları ile ilgili sağlam bağlara sahip olması
ve iş ilişkilerinde başarılı olması sonucuna hizmet eden temel faktörlerden birisidir.
Bireyler diğerlerine herhangi bir konuda güven duyabilecekleri gibi, genelleştirilmiş
bir güven anlayışına da sahip olabilirler. Özellikle aile bağları arasındaki güven
genelleştirilmiş güvendir. Aile üyeleri birbirlerine sadece belli bir çerçevede değil,
genel olarak güven duymaktadırlar.
5. “Birbirine güvenmeyen insanlar, en nihayetinde kendilerini yalnızca
müzakereye, anlaşmaya ve dava etmeye iten bir formel kurallar ve
düzenlemeler sistemi altında birbirleriyle iş birliği yapabildikleri bir
toplumda bulacaklardır.
Hatta bazı durumlarda, sistem onları baskıcı yöntemler kullanarak
kendi
kurallarına uygun davranmaya zorlayacaktır.’’
FrancisFukuyama
6. Bireyler açısından güvenin en önemli sonucu saygı ve
itibar görmedir. Bireylerin itibarı, birey tarafından kuralların
ve normların ihlal edilip edilmediğine bağlı olarak, bireyin
gelecekteki davranışları hakkında sahip olunan fikirdir.
Bireyler kadar firmaların saygı ve itibarı da güvenin sonucu
olarak önemlidir. Firmanın geçmişte göstermiş olduğu
güvenilir davranışlar firmaya olan güveni arttırır.
7. İş ilişkilerindeki güven ise diğerlerine oranla daha dar
kapsamlı, belli bir konuya ilişkin olarak duyulan güven
duygusudur. Birey yaptığı iş ile ilgili olarak çok
güvendiği bir kişiye, özel ilişkilerinde güvenmeyebilir. İş
ilişkilerinde güven ast-üst arasında, yönetici ile patron
arasında, tedarikçi firmalar ve rakip firmalar arasında
ve firma ile tüketici arasındaki geçmiş tecrübelere ve
süregelen uygulamalara dayalı olarak gelişir.
8. Esas itibariyle her ticari ilişki kendi içinde güvenin unsurlarına sahiptir.
Piyasadaki ekonomik geri kalmışlığın çoğu güvenin yokluğu ile
açıklanabilir. Yüksek güvenli toplumlarda bireyler, ekonomik
ilişkilerde kendilerini istismar edecek davranışlardan korunmaya
yönelik koruyucu nitelikteki kaynaklara daha az ihtiyaç duyarlar.
Koruyucu kaynaklara olan ihtiyaç beraberinde işlem maliyetlerinin
artması sorununu getirmektedir.
9. Güvenli toplumlar, hem fiziksel sermaye, hem de beşeri
sermaye birikiminin sağlanmasına ve yaratıcılığın gelişmesine
yönelik daha güçlü bir motivasyona sahiptirler. Güvenin
yokluğunda ise bu motivasyon azalır.
Öte yandan, güven bireylerin kurallara uymasını kolaylaştırıcı
bir unsurdur. Kurallara uyma anlayışının çok düşük olduğu bir
toplumda, işlem maliyetleri artar ve ekonomik atılımı
sağlayacak kurumlara sahip olmak zorlaşır. Bütün
motivasyonunu kuralların uygulanmasına yönelik zorlayıcı ve
cezalandırıcı uygulamalara yönelten kurumlar, ekonomik
atılımı sağlayacak içsel motivasyonu sağlayamazlar.
10. “Toplumdaki yaygın güvensizlik, bütün
ekonomik aktivitelere bir tür vergi olarak
eklenir. Bu tür vergiyi yüksek güven duygusuna
sahip toplumların
ödemek zorunda olmadıklarını hatırlatalım.”
Francis Fukuyama
11. İş ilişkilerinde güvenin sağlanması iletişimi
geliştirir, öngörülebilirliği arttırır, işçi ve işveren
arasındaki çatışmaları ve diğer işverenlerle olan
anlaşmazlıkları azaltır.