2. Güven kavramı; bir kişinin başka birinin
ifadelerinden, davranış tarzından ve aldığı
kararlardan emin olması ve buna göre kendi
davranışlarını sergilemesi olarak kabul edilebilir.
Güven hem birey, hem de örgüt düzeyinde
oluşmaktadır; fakat kişiye güven ve örgüte
güven birbirlerinden farklı kavramlardır.
3. Griffin’ e göre güven bireyin riskli bir durumda
arzulanan amacı başarmak için bir nesnenin
herhangi bir özelliğine veya bir olayın ortaya
çıkacağına ya da bir kişinin beklenen şekilde
davranacağına ilişkin inancıdır.
4. Mayer’e göre güven, herhangi bir tarafın karşı
tarafın davranışlarının önemli sonuçlar ortaya
koyacağı beklentisine bağlı olarak durumu riske
etme istekliliğidir.
5. Yapılan araştırmalar sonucu güven tanımları
incelendiğinde, kavrama ilişkin şu özelliklerin
ortaya çıktığı kabul edilmektedir.
6. Güven; kişinin karşısındakine karşı açık olma
isteğini arttırması savunma yapma isteğini azaltır.
Güven duyulan kişinin davranışları daha az
kontrol edilir ya da hiç kontrol edilemez
Güven zamanla gelişir.
Karşılıklı bağımlılığı zorunlu kılar.
Güven olumlu yönde bir beklenti, istek ve inanç
içerir.
İki veya daha fazla insanın etkileşimi ile
biçimlenir.
7. Kültür: Kültür, güvenin oluşmasında en önemli
kaynaktır, çünkü insanları barındıran örgütler, o
toplumun kültürü ile yoğrulmuşlardır. Kişi ve
örgütlerin iş yapış biçimleri
hukuk,gelenek, görenek ve değerler tarafından
şekillenir ve toplumdan topluma farklılık
gösterir.
8. Toplumların güven kavramına, ülkelerarası
kültürel ve ahlaki farklılıktan dolayı farklı
anlamlar atfedilmelerine karşın, bazı anlamlarla
benzeşmektedir. Bu kavramlar:
özgüven, yardımseverlik, uyumluluk, dürüstlük, s
evecenlik, açıklık, tutarlılık,bilgili olmak ve
dedikodu yapmamaktır.
9. Örgütsel Güven: İnsanlar nasıl bulundukları
kültürlerin etkisi altında ise, insanlardan kurulu
örgüt de bulunulan kültürün etkisi altındadır.
Örgüt kültürü, en basit tanımıyla; örgüt içindeki
yaşam tarzını ifade eder. Örgüt kültürü, bireylerin
örgüt dışından getirdikleri değerler, inançlar ve
örgüte karşı eğilimlerin, örgüt içinde
belirtilmesidir.
10. Örgüt kültürün de, işletmenin üst yönetiminin
belirlemiş olduğu politikalarının önemli bir etkisi
olduğu bilinmektedir. Özellikle insan kaynakları
politikaları içinde yer alan faaliyetlerin
işletmedeki güven algılanmasını olumlu yönde
etkilediği belirlenmiştir. Performans
değerleme, ödüllendirme, etkin denetim vb. insan
kaynakları faaliyetlerinin güvene dayalı
yönetimde pozitif yönde etkilediği
görülmektedir.
11. Ahlak ve Meslek Etiği:
Güven, içtenlik, sahicilik, dürüstlük, erdem ve
onur içerir. Bu anlamlar etik meselelerle
alakalıdır.
Ahlak, bir kurallar dizgesi olduğuna göre, bu
kurallara uyulacağını bilmek, güveni oluşturur.
İnsanların birbiriyle olan ilişkisi, birlikte var
olabilmek ve paylaşımın sağlanması, belli
kuralların taraflarca ortak olarak anlaşılması
demektir. Taraflarca karşılıklı olarak buna
uyulması güveni çağrıştırır.
12. İlişkilere yönelik beklentiler ise, bir birey, grup
veya örgütün etik olarak onaylanabilir . Aynı
şekilde örgütler arası ilişkilerde, öncelikle
yürürlükteki yasalara, meslek etiğine, rekabet
kurallarına ve daha sonra iletmeler arasında
yapılan sözleşmelere uyulması beklenir.
13. Güven kavramı özellikle örgüt açısından ele
alındığında, örgüt içi güven konusundaki en
önemli ayrımın bireye ve örgüte güven
konusundadır.
14. Bireye Güven: Bireye güven, işgörenlerin
örgütsel güveni artırmak için ihtiyaç duydukları
bir güçtür. Bu nedenle yönetici ve çalışanlar
aralarındaki etkileşim sonucu, işyerlerine
güvenip güvenmeme konusunda karar verirler.
15. Bireye güven kavramı ile hem çalışanların
yöneticilere duyduğu güven, hem de çalışanların
birbirlerine duyduğu güven ifade edilmektedir.
Yöneticiye olan güven örgüte olan güveni
artırmaktadır.
Burada önemli olan nokta, çalışanların yöneticilere
güven duyarken hangi güven unsurlarını dikkate
almaları gerektiğinin ortaya konulmasıdır.
Yapılan araştırmalar güvenin; davranışlarda
tutarlılık, dürüstlük, açıklık, sadakat, yetkinlik
gibi güven unsurlarına bağlı olduğu yönündedir.
16. Örgüte Güven: Örgüte olan güven üç farklı boyutta
incelenmektedir. Bunlardan ilki; işletme içinde
aynı düzeyde çalışanlar arasındaki güven, ikincisi
farklı düzeydeki çalışan ile yönetici arasındaki
güven ve sonuncusu da örgüt ile dış paydaşlar
arasındaki güvendir.
Örgüte dayalı güvenin oluşması için örgütün
yasa, tüzük ve yönetmeliklerle çalışanlarına
sunduğu vaatleri yerine getirmesi gerekmektedir.
17.
18. Örgütsel güven kavramı şöyle tanımlanabilir :
“Belirli amaçların gerçekleşmesi için oluşturulan
örgütsel yapı içerisinde bu yapıyı oluşturan tüm
öğelerin doğruluk, inanç, bağlılık ve samimiyet
bağlamlarında birbirlerine karşı duydukları
soyut ama davranışlarla somutlaşan bir
süreçtir.”
19. Örgütsel güven, örgüt içinde oluşan güven
iklimi olup, örgütsel
rollere, ilişkilere, deneyimlere, dayanarak örgüt
üyelerinin, bireylerin niyetleri ve davranışları
hakkındaki olumlu beklentileridir.
Geçmişte tek boyutlu bir kavram olarak
görülen yukarıdaki tanımlama gösterdiği
üzere, örgütsel güven farklı yüzlere sahiptir.
Çoğu uzman örgütsel güveni şu temellere dayalı
olarak tanımlamaktadır.
20. Çok düzeylidir: Güven çalışma
arkadaşları, takım, örgüt ve örgütsel anlaşmalar
arasındaki etkileşimlerden doğar.
Kültüre dayalıdır: Güven örgüt kültürünün
normlarına, değerlerine ve inançlarına sık sıkıya
bağlıdır.
İletişim temellidir : Güven, doğru bilgi
sağlama, kararlarla ilgili açıklamaları
yapma, samimi ve açık görünme gibi iletişim
davranışlarının bir sonucudur.
21. Dinamiktir: Güven; başlangıç, sağlamlaştırma ve
çözülme aşamalarından oluşan bir döngüde
sürekli biçimde değişim gösterir.
Çok boyutludur: Güven her biri bireyin güvene
ilişkin algıların etkileyen zihinsel, duygusal ve
davranışsal faktörlerden oluşur.
22. Örgütsel güven, örgüt içinde tüm örgüt üyelerinin
katılımıyla yaratılması gereken psikolojik bir
ortam olarak değerlendirilebilir.Bu ortamın
yaratılmasında yönetim kademesinin yaklaşımı
temel belirleyici faktör olarak görülebilir.
23. İlişkilerin derinliği, rol ve sorumlulukların tam
anlaşılması ve çalışanlarda işi yapabilme
konusundaki yeterlilik örgütün güvenilir bir
kültüre sahip olmasını sağlayan önemli unsurlar
arasında yer almaktadır.
24. Çalışanların birbirlerine ve yönetime güven
duyması, örgüt içinde tüm bireyler için gereklilik
olarak görülmelidir. Bunlarla birlikte güven
oluşturulması için çalışanlara ve yöneticilere
düşen görev ve sorumluluklar, dolayısıyla güven
oluşumuna katkı sağlaması beklenen unsurlar ise
genel olarak aşağıdaki şekilde düşünülebilir:
25. 1. Çalışma ortamında etkin ve uyum sağlanabilir
kural ve düzenlemelerin oluşturulması.
2. Örgüt içinde iyi işleyen bir iletişim sisteminin
olması.
3. Örgüt yönetimi açısından etkin bir yetki devri ve
kararlara katılım sisteminin oluşturulması.
4. Kişilerin üstün yeteneklerle donatılmasını
sağlayacak bir sürekli eğitim sisteminin
kurulması ve etik değerlere önem verilmesi.
27. Örgütsel güven düzeyi yüksek olan
işletmelerde, müşteri bağlılığı artmaktadır.
İşten ayrılma oranı örgütsel güven düzeyi yüksek
olan işletmelerde azalmaktadır.
İşletmelerde çalışanlar güven ortamı içinde çalışır ve
desteklenirse duygusal tükenmeleri azalmaktadır.
Güven çalışanın moralini yükselterek iletişimi
arttırır.
28. Güven, işletmelerin varoluş nedenini ortaya koyan
işletme misyonunun çalışanlara etkin bir şekilde
iletilmesini sağlar.
Örgütsel güven işletmede işbirliğinin gelişmesine
katkı sağlar.
Güven işletmenin öngördüğü yeniliklere karşı
çalışanları daha cesur davranmaya yöneltir ve
güçlendirir.
Çalışanın motivasyonuna olumlu bir etki yarattığı
için, iş performansının artmasını sağlar.
29. Güven duyulan çalışanın
yetkilendirilmesi, yönetimin çalışana güvenini
göstermesi anlamı taşıdığı için, kendine değer
verilip güvenildiğini anlayan çalışan da örgüte
güven duyar.
Güven, işletmedeki çalışanın yaptığı işin
etkinliğini ve verimliliğini arttırır.
Güven, işletme misyonunun çalışanlara etkin bir
şekilde iletilmesini sağlar.