Similar to PATERNALİZM, İYİLİKSEVER DEVLET VE VERGİ AYRIMCILIĞI: SAĞLIĞA ZARARLI ALIŞKANLIKLAR VE SAĞLIĞA ZARARLI GIDALARIN VERGİLENDİRİLMESİNİN BEKLENMEYEN SONUÇLARI
Similar to PATERNALİZM, İYİLİKSEVER DEVLET VE VERGİ AYRIMCILIĞI: SAĞLIĞA ZARARLI ALIŞKANLIKLAR VE SAĞLIĞA ZARARLI GIDALARIN VERGİLENDİRİLMESİNİN BEKLENMEYEN SONUÇLARI (20)
PATERNALİZM, İYİLİKSEVER DEVLET VE VERGİ AYRIMCILIĞI: SAĞLIĞA ZARARLI ALIŞKANLIKLAR VE SAĞLIĞA ZARARLI GIDALARIN VERGİLENDİRİLMESİNİN BEKLENMEYEN SONUÇLARI
1. PATERNALİZM, İYİLİKSEVER DEVLET VE
VERGİ AYRIMCILIĞI:
SAĞLIĞA ZARARLI ALIŞKANLIKLAR VE SAĞLIĞA
ZARARLI GIDALARIN VERGİLENDİRİLMESİNİN
BEKLENMEYEN SONUÇLARI
Bu sunum şu kaynaktan yararlanılarak hazırlanmıştır:
Coşkun Can Aktan, Mali Ayrımcılık: Ankara: Seçkin Yayınları, 2019.
Sunumu Hazırlayan: Elif Tütündü
Prof. Dr. Coşkun Can Aktan
2. İyiliksever devlete göre “zararlı
mallar” üzerine vergi konulmasının
rasyoneli vatandaşların sağlığının ve
mutluluğunun temin edilmesidir.
İyiliksever devletin bu iyiniyetli
girişimi ile “beklenen sonuçlara”
ulaşılacağı ve sonuçta bireylerin zararlı
mallardan kısmen ya da tamamen
uzaklaşacağı görüşü ifade edilir.
İyiliksever devlet bireyleri zararlı
mallardan korumak için “günah
vergileri”, “obezite vergisi” ve
benzeri vergilerin tüketimi
azaltacağını savunur.
3. BEKLENMEYEN SONUÇLARI
Sigara, tütün ürünleri ve alkollü içeceklerin vergi sonrası fiyatlarının artması sınır
bölgelerindeki ticaretin genişlemesine, kara borsanın ortaya çıkmasına ve
kaçakçılık faaliyetlerinin yaygınlaşmasına zemin hazırlar. Sonuçta yasalara riayet
etmeme veya başka bir ifadeyle yasa-dışılık toplumda yaygınlaşır.
Sigara, tütün ürünleri ve alkollü içecekler üzerindeki ağır, haksız ve ayrımcı
vergileme kayıt-dışı ekonominin genişlemesine neden olur. Üreticiler
faaliyetlerini informel ekonomiye kaydırırlar.
Günah vergilerinden kurtulmak isteyenler tüketimlerini azaltmazlar; “self-servis
yöntemi” ile evde sigara ve içki imalatına başlayabilirler. Alkol genel olarak
sağlığa yararlı değildir; ama sağlıksız koşullarda üretilen bir alkollü içecek
marketlerden satın alınan ürünlerden çok daha sağlıksız ve dahası ölümcül
sonuçlar ortaya çıkarır.
4. Yasa-Dışı Davranış
Yasaklama ve/veya ağır vergileme
yasa dışı davranış ve eylemleri
arttırır.Örneğin,yasa-dışı davranışı
teşvik edebilir.
Sınır Ticareti ve Kaçakçılık
Selektif vergileme ile bazı mal ve
hizmetlerin fiyatının artması sinir
ticareti ve kaçakçılığı teşvik
edebilir.Örneğin,sigara,alkollü
içecek,mazot vs. ürünlerde sınır
ticareti yaygınlaşabilir.
Kayıt-Dışı Ekonomi
Ağır ve ayrımcı vergileme dolasıyla
kayıt-dışı ekonomi genişler.Muhtelif
saklı ekonomi ve/veya gizli ekonomi
ve artabilir vergi-dışı piyasa
ekonomisi genişleyebilir.
Rant Kollama
Vergi istisna ve muafiyetleri,vergi
teşvikleri vs. vergi harcamaları çıkar
ve baskı gruplarının <<rant
kollama>> faaliyetlerini ve
harcamalarını arttırır.
5. Marka ve Kalite İkamesi
Örneğin,obezite vergisi adı altında bir
vergi konulması tüketicilerin sadece
tüketim tercihlerinde kaymalara neden
olur;doğrudan tüketimi
azaltmayabilir.Düşük kalitelere yönelme
söz konusu olur.
Self-Servis
Günah vergileri kendine has bazı
çözümler üretir.Örneğin,<<tiryakiler>>
tütün ve sigara makaron ve filtreleri alıp
evde sigara üretimine başlayabilirler.Aynı
şekilde evde rakı ve diğer alkollü
içecekler üretimi artabilir.
Vergi Rekabeti
Globalleşme,yabancı sermaye ve yabancı
yatırımların mobilitesini gündeme
getirmiştir.Ağır,haksız ve ayrımcı
vergileme yabancı yatırımcıların başka
ülkelere kaymasına neden olur.
Vergi Gelirlerinde Azalma
Yasa-dışı davranış,kayt-dışı ekonomi,self-
servis,vergi rekabeti vs. devlet açısından
vergi kaybı anlamına gelir.Vergi
ayrıcalıkları şeklinde uygulanan vergi
ayrımcılığı (vergi harcamları) da vergi
gelirlerinde azalma ortaya çıkarır.
6. Selektif vergilemenin bir diğer beklenmeyen etkisi
“ikame etkisi”dir. Örneğin, şişmanlıkla mücadele
adına bir obezite vergisi getirilmesi tüketicilerin bir
kısmını “ikame ürünlere” sevk eder. Kalite ikamesi
yolu ile tüketiciler daha az bilinen markalı ürünlere
ya da tamamen üretim yeri ve içeriği bilinmeyen
merdiven-altı ürünlere yönelebilirler. Selektif
mallar üzerine konulan vergi tüketicileri daha ucuz-
kalitesiz ikame ürünler almaya yönlendirir.
Tüketiciler vergi dolayısıyla malın fiyatı arttı diye
tüketimden vazgeçmeyebilirler; tam aksine aynı
malı ikame ürünler satın alarak tüketmeye devam
ederler. Vergilemede bu “kalite ikamesi”ne benzer
bir durum da Alchian-Allen Teorisi’dir.
7. Alchian-Allen teorisi esasen
vergi artışının otomatik
olarak zararlı mal tüketimini
azaltacağı iddiasını çürütür.
Belirtilen şekilde spesifik-
miktar esaslı bir vergi artışı
tüketicilerin “kaliteli” mal
tüketimine devam etmeleri
sonucunu ortaya çıkarabilir.
Özetle, bir örnek vermek
gerekirse iyi kalitede bir sigara
tüketen bir “tiryaki” yüksek bir
vergi artışına dört farklı tepki
gösterebilir: sigarayı bırakmak,
aynı marka sigara içmeye
devam etmek, daha düşük
kalitede markalı bir sigara
tüketimine yönelmek ve son
olarak self-servis yöntemi ile
evde sigara sarmaya
başlamak.
8.
9. Ağır, haksız ve ayrımcı vergileme
dolayısıyla yabancı yatırımcılar o
ülkeye yatırım yapmaktan
vazgeçebilirler. Nihayetinde vergi
rekabeti dolayısıyla sermayenin
mobilitesi pekala kolaydır ve
yatırımcılar kendileri için daha
uygun bir ülke bulabilirler.
10. Vergi kolaylıkları ya da vergi
teşvikleri adı altında sunulan vergi
harcamaları ve selektif vergileme
uygulamaları vergi ayrıcalıkları
ortaya çıkarır. Bunun kaçınılmaz
sonucu vergi ayrımcılığıdır. Bu en
başta iktisadın “pareto optimumu”
olarak ifade edilen ilkesine uygun
düşmez. Bir kesime sunulan vergi
imtiyazları diğer bir kesimin
konumunu ve şartlarını iyileştirmek
bir yana daha kötü bir hale
getiriyorsa ya da fırsat eşitsizliği
yaratıyorsa bu asla kabul edilemez.
11.
12. Selektif vergileme açık olarak tarafsızlık ilkesinin
ihlalidir. Selektif vergiler tersine müteraki
oldukları için adil değil; tam aksine yoksulları
daha fazla yaralayan vergilerdir. Örneğin, sigara
ve içki gibi zararlı ürünler üzerine konulan bir
günah vergisinin baskı ya da tazyiki yoksullar ya
da düşük gelirli insanlar için çok daha ağır
hissedilir. Zaten hayatın acımasız zorlukları ile
baş başa kalmış olan bu insanların belki de
sorunlardan kaynaklanan sebeplerle sigara ya da
alkole yönelmiş olmalarının da tamamen göz
ardı edilmesi doğru olmaz.
“Yoksulluk stresi” sigara ve içki
kullanımını teşvik edici bir etkiye sahiptir.
Üstelik, yoksulların eğitim ve bilgi
seviyelerinin göreceli olarak daha düşük
olması onların sigara ve içkinin yol açtığı
riskleri görmelerine engel teşkil edebilir.
Sonuç olarak günah vergilerinin regresif
bir yapıya sahip olmaları sebebiyle yoksul
ve düşük gelirli insanlar açısından daha
fazla adaletsizlik yarattığı aşikardır.
13. Öte yandan politik
sürecin işleyişi Ramsey
kuralını da geçersiz
kılar. Bilindiği üzere
Ramsey kuralı
tüketicilerin fiyat
değişikliklerine nispeten
daha az tepki verdikleri
bağımlılık yaratan
maddelere yüksek
oranda bir “Ramsey
vergisi” konulmasını
haklılaştırmaya
çalışmaktadır. Ramsey
kuralı, bu tür zararlı
malların sahip oldukları
talep elastikiyetleri ile
ters orantılı olarak
vergilendirilmesini
savunmaktadır.
Ancak vergi
oranlarında
farklılaştırma
siyasal sürecin
işleyişindeki
politik faktörler
(hükümetlerin
ve bürokrasinin
iradi/takdiri
kararları, çıkar
ve baskı
gruplarının
lobicilik
faaliyetleri vs.)
ile yakından
ilgilidir. Politik
faktörler
Ramsey kuralını
kısmen işlemez
hale getirir.
14. Selektif vergileme ile ilgili bir diğer
sorun siyasal karar alma sürecinde
hangi doğru enformasyon ya da bilgi
ile “zararlı mal” tanımının
yapılacağıdır. Tam ve mükemmel
bilgiye hiçbir birey ya da
organizasyonun sahip olmaması
gerçeği karşısında hangi malların
zararlı mallar listesine dahil edileceği
daima istismara ve manipülasyonlara
açık bir konudur.
15.
16. Bize göre selektif vergilemenin giderek
yaygınlaşmasının gerisinde
Leviathan’ın doymak bilmeyen iştahı
yatmaktadır. Sürekli artan kamu
harcamalarını finanse etmek için gelire
ihtiyacı olan Leviathan için en kolay ve
hızlı vergi alma yöntemlerinden birisi
selektif vergilemedir. Üstelik
Leviathan’ın bunu vatandaşlarına izah
etmesi de pekala kolaydır. İyiliksever
devlet, günah vergilerinin, obezite
vergisinin ve diğer benzeri selektif
vergileri koymasının gerekçesini
“vatandaşlarını zararlardan korumak”
olarak ilan etmektedir.
Leviathan
17. Daniel Kahneman ve
Richard Thaler’in
“davranışsal iktisat”
alanındaki çalışmaları ile
Nobel ödülü almalarının
ardından bir kısım
akademisyen de maalesef
“irrasyonalite”yi ön plana
çıkararak paternalizm ya
da liberteryen paternalizm
taleplerini dile getirmeye
başlamışlardır. Onlara
göre irrasyonel bireylerin
hatalarını, yanlışlarını
düzeltmek ve onları
rasyonel tercihlere
yönlendirmek iyiliksever
devletin görevi olmalıdır.
18. Kanaatimizce “beklenmeyen sonuçları” göz
ardı eden hiçbir yaklaşım paternalizm konusunu
doğru bir şekilde anlayamaz ve çözemez.
İyiliksever devletin yaptığı iyiliklerin nasıl
beklenmeyen “kötülükler” ortaya çıkardığını
anlamaktan imtina ederek bir yere varmamız
mümkün değildir. “İyiliklerden iyilikler doğar”
sözü ne kadar doğruysa “iyiliklerden kötülükler
doğar” sözü de bir o kadar doğrudur.