VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
Sosyal Sermaye Teorisi
1. Bu sunum şu kaynaktan yararlanılarak hazırlanmıştır:
Coşkun Can Aktan & Hilmi Çoban, “Ekonomik Refaha Ulaşmanın Ötesinde Sağlıklı
ve Güçlü Bir Toplum Oluşturmanın Altyapısı: Sosyal Sermaye”, Pazarlama ve
İletişim Kültürü Dergisi, 2008/2. Yıl 7, Sayı 26.
Sunumu Hazırlayan: Merve Saygılı
Coşkun Can Aktan
2. Çok genel olarak toplumsal bağları, formel ve
informel kuralları (normları) ifade eden “sosyal
sermaye” kavramı politik ve sosyolojik boyutlarının
yanı sıra ekonomik boyutları ile de önem taşımaktadır
3. II. SOSYAL SERMAYE KAVRAMININ
ORTAYA ÇIKIŞI ve MUHTELİF
TANIMLAMALAR
David Hume, toplumda güçlü ahlak
duygusunun ve karşılıklı anlayışın yerleşmiş
olmasının, toplumdaki uzlaşma ortamının
yerleşmesine katkıda bulunacağını belirtmiştir.
Edmund Burke, ahlaki prensiplerin ve sivil
normların yokluğunda hiçbir şekilde
piyasaların işlerlik kazanamayacağını ifade
etmiştir.
4. “Toplum asla yan
yana konulmuş
bir atomlar
yığını olamaz.
Toplum üyeleri,
toplumsal
değişimleri daha
derin biçimde
geleceğe
aktaran
toplumsal
bağlarla
birleşmiştir.”
5.
6. “Sosyal sermaye ile
birey, komşularının
arkadaşlığı, şefkati ve
yardımseverliğinin
avantajlarını bulacak
ve toplumun bütün
kesimleri büyük bir
fayda sağlayacaktır.
İnsanlar cemiyetin bir
parçası oldukları
zaman sosyal ilişkiler
ve kişisel
memnuniyet düzeyi
artacaktır.”
7. 1950’lerde Kanada’lı sosyolog John Seeley ve meslektaşları
sosyal sermaye kavramını, alt sınıftaki insanların daha üst
ekonomik sınıflara yükselme çabası olarak ele almışlardır.
Seeley ve arkadaşları klüplere ve derneklere üyeliğin sosyal
ilişkileri geliştireceğini belirtmişlerdir.
Jane Jacobs 1960’lı yıllarda sosyal sermaye kavramını,
modern metropollerde komşuluk ilişkilerinin kolektif değerine
vurgu yapmak için kullanmıştır.
8. Sosyal sermaye konusunda
çalışma yapanların
başında Robert D. Putnam
gelmektedir.
“Sosyal sermaye bir
toplumdaki kurumlar,
firmalar ve bunlar
arasındaki ilişkiler ağıdır.
Buna ek olarak sosyal
sermaye davranış, güven,
işbirliği ve benzeri ortak
normların toplum için etkin
bir işlev kazanmasına
olanak sağlamaktadır.
Sosyal sermaye, bütün
sosyal ağların ve bu
ağların birbirleri ile
etkileşiminden ortaya
çıkan eğilimlerin ortak bir
değerine işaret
etmektedir.”
9. P. Bourdieu ise sosyal sermaye kavramını içinde karşılıklı tanışıklık ve kabul ilişkilerini barındıran sürekli
toplumsal ağların varlığına bağlı olan gerçek ve potansiyel kaynakların toplamı olarak tanımlamaktadır.
sosyal sermaye kavramını ilk kullananlardan biri olan James Coleman, sözkonusu kavramı 1988 yılında
gençlerin okuldan ayrılma problemlerinin nedenleri üzerine yaptığı çalışmada tanımlamıştır.
Woolcock ve Narayan sosyal sermayeyi, insanların kolektif bir şekilde davranabilmesini mümkün kılan
normlar ve ağlar olarak ele almışlardır.
10. OECD, sosyal sermaye kavramının dört alternatif
yaklaşım çerçevesinde açıklamaya çalışmıştır:
Antropolojik
yaklaşımda, sosyal
sermayenin kaynağını
insanların birliktelik,
ortaklık için sahip
oldukları doğal
içgüdüler
oluşturmaktadır
Ekonomi literatürü,
çeşitli grup
aktivitelerinde
bulunmak için sosyal
sermaye kaynaklarının
kullanılmasının ve
diğerleriyle etkileşim
içerisine girmesinin
insanların kişisel
faydalarını maksimize
edeceği varsayımına
ilgi çekmektedir
Sosyoloji literatürü sosyal
sermayeyi sosyal
normlar ve insan
motivasyonun
kaynakları olarak
tanımlar. Bu, sosyal
organizasyonların
güven, karşılıklı normlar
ve sivil katılım ağları gibi
özelliklerine vurgu yapar
Siyaset bilimi literatürü
ise insan davranışlarının
şekillendirilmesinde
kurumların, politik ve
sosyal normların rolüne
vurgu yapmaktadır
12. Sermayenin başlıca üç özelliği bulunmaktadır:
Ancak bu beşeri sermaye
için geçerli değildir, hatta
tüm fiziki sermayeler için
geçerli olduğunu söylemek
olanaksızdır
sermayenin zamanla
artması
gelecekte sağlanacak
faydalar
satılabilme özelliği
13. Sosyal sermaye ve diğer sermaye türleri
arasındaki temel benzerlikler;
Sosyal sermaye, fiziki ve beşeri sermayeye benzer şekilde üretim sürecine
pozitif katkı sağlamaktadır. Toplumda çok geniş bir şekilde güvenilirliğin ve
güvenin varlığı, toplumsal grupların başarabilme yeteneğini arttırmaktadır.
Sosyal sermaye diğer sermaye türlerine benzer şekilde üretkendir,
yokluğunda gerçekleşmesi mümkün olmayan belirli amaçlara ulaşılabilmesini
mümkün kılar.
Sosyal sermaye diğer sermaye türlerine dönüştürülebilir. Bourdieu, sermaye
türlerinin ekonomik sermayeye dönüştürülebilme niteliğine önemle
değinmiştir. Buna göre sosyal ilişkiler ve sosyal ağlardan teşekkül eden sosyal
sermaye belli şartlar altında ekonomik sermayeye dönüştürülebilir.
14. Sosyal sermaye ve diğer sermaye türleri
arasındaki temel farklılıklar;
Sosyal sermaye elle tutulamayan, gözle görülemeyen gayri maddi bir sermaye türüdür. Fiziki
sermaye ise maddi bir sermaye türüdür.
Sosyal sermaye toplumcu; beşeri ve fiziki sermaye ise daha bireycidir.
Fiziki sermaye ve beşeri sermaye bireyin özel mülkiyeti içinde ele alınabilirken, sosyal sermaye
daha çok ortak mülkiyet içinde ele alınmaktadır.
Sosyal sermaye ve beşeri sermaye dinamik bir yapıya sahip iken, fiziki sermaye daha statiktir.
Fiziksel sermaye ve beşeri sermaye kavramları bireylerin verimliliklerini geliştiren araçları ve
yetenekleri sağlarken, sosyal sermaye, organizasyonların karşılıklı fayda için işbirliği ve
koordinasyonunu sağlayan ağlar, normlar ve sosyal güven gibi özelliklerine vurgu
yapmaktadır.
15. Prof.Dr. Coşkun Can Aktan
Dokuz Eylül Üniversitesi, İİBF Öğretim Üyesi &
Sosyal Bilimler Araştırmaları Derneği
http://www.sobiad.org
Professor Coşkun Can Aktan
Dokuz Eylul University, Faculty of Economics and Management &
Social Sciences Research Society
http://www.sobiad.org
CAN AKTAN: Sosyal Bilimler Kütüphanesi
CAN AKTAN: Social Science Library
http://www.canaktan.org
CAN AKTAN: Yaşam Felsefesi ve Gezme Sanatı
CAN AKTAN: Philosophy of Life and Art of Travel
http://www.canaktan.net