2. KONU BAŞLIKLARI
Örgütsel Ağlar Kuramının Temelleri ve Sosyal Yerleşiklik İddiasının
Kurama Etkilerini Açıklayınız.
Sosyal Sermaye Nedir?
Sosyal Sermaye Kavramı ile Örgüt Kuramları Açısından Nasıl Bir
İlişki Kurulabilir?
Örneğin Kaynak Bağımlılığı Yaklaşımı ile bir ilişki kurulabilir mi?
Nasıl?
Sosyal Sermaye ile Ulusal Kültürel Değerler Arasında Bir İlişki Var Mıdır?
Sosyal Ağ Düzeneklerini ve Bu Düzeneklerdeki İlişki Biçimlerini
Tartışınız. Örgütler Arası İlişkilerde Mesafeli Olmak Veya Yerleşik Olmak
Arasında Nasıl Bir Fark Bulunmaktadır?
3. Örgütsel Ağlar Kuramının Temelleri
Örgütsel Ağlar Kuramının odak noktasını “sosyal bağlar ekonomi ve örgütlerde
nasıl şekillenir?” sorusu oluşturmaktadır.
Kuramın çıkış noktasını oluşturan etkenler şu şekilde sıralanmaktadır:
Sosyal yerleşiklik kavramı (Granovetter, 1985),
Sosyal sermaye (Bourdieu, 1986; Coleman, 1988),
Ağ düzenekleri kapsamında merkezilik (Jablin, Putnam, 2001)
Güçlü bağlar (Coleman, 1988),
Zayıf bağlar (Granovetter, 1973),
Yapısal boşluklar (Burt, 1992),
Örgütler arası ağ ilişkileri (Oliver, 1990),
Sosyal ağ analiz yöntemidir.
4. Bu kuramın en önemli özellikleri; indirgemeci olmaması, doğrusal mantığı esas
almaması, geleneksel sosyolojideki “sosyal davranışların birey davranışlarının
toplamı olduğu” görüşünü reddetmesidir (Emirbayer, Goodwin, 1994).
Sosyal bağların ekonomi ve örgütlerde nasıl şekillendiğine odaklanır. Kuram,
kullandığı ağ analizi yöntemiyle kurumların örgütlerinin birbirinden bağımsız
olmadıklarını, aralarındaki etkileşimlerden oluşan veri analizlerine odaklanılması
gerektiğini belirtir (Parkhe vd., 2006).
Örgütsel ağlar konusunda davranış kişilerarası ilişki ağlarında yerleşiktir
(Granovetter, 1985).
Yerleşiklik kavramı pasif piyasalarda ve ekonomik değişimin zor olduğu
zamanlarda daha önemli hale gelmektedir (Killduff, 1990).
Yerleşiklik, aktörlerin sosyal hayatta olan bağlarının hayatla olan kopmazlık
özelliğini vurgulamaktadır (Beckert, 2003).
5. Sosyal Yerleşiklik İddiasının Kurama
Etkileri
Bu kavramla, kişilerin ekonomik hayatı boyunca oluşan sosyal
etkileşimlerinde, şahsi menfaatleri ile bağlantılı maddi değerlerden çok,
sosyal ortamdaki duruşunu ve sosyal edinimlerini korumaya eğilimli olarak
hareket edeceği anlatılmaktadır (Polanyi, 1992).
Ekonomik ilişkilerde sosyal bağlar önemlidir. Ekonomik davranış kişiler arası
ilişkilerde yerleşiktir (Granovetter, 1985).
Sosyal yerleşikliğin yüksek olması ile taraflar arasındaki mübadele ve alım-
satım işlemlerinde finansal kararların verilmesinde ve aktörler arasındaki
rekabetin yapısında sosyal ağlar belirleyici rol oynamaktadır (Granovetter,
1985).
Değerli kaynaklara ulaşma konusundaki rekabet avantajı sosyal ağlar içinde
önemli konumda bulunma, güçlü bağlantılara sahip olma, merkezde
konumlanma sayesinde elde edilebilmektedir.
6. Sosyal yerleşiklik, örgüt düzeyindeki analizlerde, fiyatın sabitlenmesi ve küçük
firmaların yok olması ile üretime ilişkin kurulum standart bilgilerinin dolaşımı
üzerinde etkili olabilmektedir.
Yerleşiklik kavramı etkin değilse değişimin gerçekleşmesi zor olacaktır. Sosyal
sermaye, arkadaşlığa, tanışıklığa dayalı, karşılıklı ağ ilişkileri ile elde edilen soyut
ya da somut yararlar olarak tanımlanabilmektedir (Gargiulo, Benassi, 2000).
Bir birey ya da sosyal bir birlik tarafından oluşturulan ilişkiler ağında elde
edilebilecek mevcut ve muhtemel kaynaklardır (Bueno vd., 2004).
Taraflar arasındaki sıradan ilişkilerin sosyal ilişkilere dönüşmesi ve tarafların
fayda sağlaması ile oluşmaktadır (Burt, 1992).
7. Bu dönüşüm güven ortamının oluşturulması ile gerçekleşmektedir. Güven ortamının
ilişkilere sosyal bir nitelik katarak sosyal sermayeye dönüşmesinde iki ayrı görüş dikkat
çekmektedir.
Birincisi, tarafların birbirleri ile sosyal nitelikli olmayan bağlantılarının zaman içerisinde bir
güven ortamı yaratarak sosyal nitelik kazanmasıdır.
İkincisi, birbirleri ile ilişkisi olmayan tarafların benzer ya da ortak özelliklerinin güven
ortamı yaratarak sosyal bağın oluşmasıdır. Her iki görüşte de en önemli kavramlar birey ve
örgüttür (Tsai, Ghosal, 1998).
Bireysel açıdan sosyal sermaye, çalışanlara iş arama sürecinde, mesleki başarı ede etmede,
tedarikçilerle ilişkilerin güçlendirilmesinde yardımcı olmaktadır (Bueno vd., 2004).
Örgütsel düzeyde, geniş sosyal ağlara sahip örgütler rakiplerine karşı büyük rekabet
avantajı elde edeceklerdir (Gargiulo, Benassi, 2000).
8. Ağ düzeneğinde merkezde konumlanmış aktörler, bağlantı sayısı
bakımından en fazla bağlantıya sahip olanlar (Burt, 1992) olduğu için, gücü
elinde bulunduracaktır.
Bu da örgüte yeterlilik, bilgiye ulaşma, kaynak akışını kontrol edebilme,
inovasyon gibi avantajlar sunacaktır (Gargiulo, Benassi, 2000).
Sosyal ağ düzeneğinde sayıca fazla olan aktörler arasında herhangi bir
bağlantı olmaması durumu “yapısal boşluk” olarak tanımlanmaktadır (Burt,
1992).
Yapısal Boşluk Kuramı ise birbirleri ile ilişkisi olmayan aktörlerin arasındaki
bilgi akışının aracı ya da köprü görevi gören aktörlerin yapısal boşluğu
doldurarak, yapı içerisinde kontrol ve bilgi erişimi avantajını sağlaması
olarak devreye girmektedir (Burt, 1992).
Bu bağlamda Yapısal Boşluk Kuramı hem örgütsel, hem de yönetimsel
avantajlar sağlamaktadır.
9. Sosyal Sermaye Nedir?
Ağ düzenekleri açısından bakıldığında ekonomik ilişkilerin sosyal ilişkiler
bağlamına yerleşik olmasının doğurduğu önemli bir kavram sosyal
sermayedir.
Adler ve Kwon (2002), sosyal sermayenin; aktörler arasındaki karşılıklı
ilişkilerden doğan, zaman içinde tanıdıklıkla geliştirilebilen ve
tekrarlamalarla kurumsallaşmış bir hal kazanan ilişkilerin sağladığı
faydaları elde edebilmeyi mümkün kılan olanaklar bütünü olduğunu ifade
etmiştir.
Bu tanıma göre sosyal sermaye, bir ağ düzeneği içindeki ortak iyiyi
yansıtmaktadır. Ortak iyi, ağ içindekilerin katkı yapabileceği ve yalnızca
onların faydalanabileceği bir şeydir.
10. Ortak iyinin üretilmesinde ve paylaşılmasında iki
olası durum vardır.
İçsel sosyal sermaye aktörlerin özsel olarak sahip oldukları ilişkiler
aracılığıyla üretilirken, dışsal sosyal sermaye aktörlerin edinilmiş ilişkileri
aracılığıyla oluşur (Özen ve Aslan, 2006).
İçsel sosyal sermayenin ifade ettiği ortak iyi, aktörlerin içine doğdukları
koşullar tarafından özsel olarak onlara sunulur.
Ancak, dışsal sosyal sermayenin ifade ettiği ortak iyi, zaman içinde aktörler
arasında tekrarlanan ilişkilerle oluşur ve ağ düzenekleri arasındaki yapısal
boşlukları dolduran aracılar tarafından geliştirilir. Dolayısıyla dışsal sosyal
sermayenin yansıttığı ortak iyiden, Granovetter’in (1985) vurguladığı zayıf
bağlar üzerinden aracılar sayesinde fayda sağlamak mümkün hale gelebilir.
11. Ağ düzeneğinin oluşumunu içsel sosyal sermaye açısından ele alan yaklaşımlar
örgütler arasındaki ilişkilerde ortak iyinin oluşumunu sistem güveni ile
açıklamaktadır.
Sistem güveni, yapının bir bütün olarak içerdiği kurallar, yasalar, düzenlemeler
ile var olan, kurumsal altyapının sunduğu bir güvendir (Korczynski, 2003).
Dolayısıyla sistem güveni yapının özünde vardır. Bu tarz bir güvenin oluşumu ağ
düzeneği içindeki bilginin herkes tarafından bilinebilir, ulaşılabilir durumda
olmasına, yani kodlanmış ve yayılmış olmasına bağlıdır.
Dışsal sosyal sermaye açısından ise aktörlerin amaçlı eylemleri ve seçimleri ön
plana çıktığından, bir ağ içinde ve ağlar arasında oluşan yapısal boşlukları
dolduran aracıların ürettikleri bilgi, o grup içindeki kişisel, yüz yüze ilişkilere
dayanan güvenle gelişmektedir (Özen ve Aslan, 2006). Bu tarz bir güven ilişkisi
içinde paylaşılan bilgi Boisot’un (1986) tipolojisine göre, kodlanmamış ama
yayılmış bilgi türüdür.
12. Sosyal Sermaye ve Kaynak Bağımlılığı Yaklaşımı
ile bir ilişki kurulabilir mi? Nasıl?
Sosyal sermaye ve kaynak bağımlılığı yaklaşımı ile bir ilişki kurulabilir.
Şöyle ki:
Merkezde konumlananlar bilgi benzeri kaynaklara kolayca ulaşabildikleri
için çevrede kalanların merkezdekilere bağımlılığı artacak, bu aktörler
bağımlı ve güçsüz bir konuma düşeceklerdir.
Sonuç olarak aktörlerin eylemlerinden çok ağ düzeneği içindeki yapısal
konumları önem kazanmaktadır. Bu bakış açısı kaynak bağımlılığı kuramı
ile bir ilişki kurulmasında yardımcı olmaktadır.
13. Sosyal sermayenin ölçümü için kullanılan ölçüm göstergeleri hangi bilimsel
disiplin ve ülke içinde ölçülecekse sosyal sermaye kavramı o disiplinin bakış
açısıyla, toplumsal dinamikleri göz önünde bulundurularak ele alınıp daha
spesifik bir hale getirilerek değerlendirmelerin yapılması gerektirmektedir.
Her toplum birbirinden farklı olduğu için toplumlara özgü yönetim, eğitim,
kültürel değerler sosyal sermaye ile ilişki içinde olduğunu göstermektedir.
14. Sosyal ağ düzeneklerini ve bu düzeneklerdeki ilişki biçimlerini
tartışınız. Örgütler arası ilişkilerde mesafeli olmak veya yerleşik
olmak arasında nasıl bir fark bulunmaktadır?
Her örgütün, kendisi için oluşturduğu bir portföy ve piyasadaki çeşitli örgütler
arasında oluşmuş ağ düzenekleri bulunmaktadır.
Ağ düzeneği kuramı çerçevesinde, piyasadaki yapının ağ düzeneği ve örgütler
arasındaki ilişkiler üzerinde nasıl etkileri olduğunu incelemiştir.
Piyasa mekanizmasının kendi kendini idare eden yapısına vurgu yaparak,
aktörleri geri planda bırakmış ve ağ düzeneklerini piyasalar arasındaki
oluşumlar olarak tanımlamıştır.
Örgütler, piyasadaki konumlarını koruyacak şekilde davrandıkları için rekabetçi
ilişkilerin ortaya çıkacağını, üretim sürecinin düzgün işleyebilmesi için de
birbirine tamamlayıcı olan piyasalar arasında ağ düzenekleri oluşacağını
belirtmiştir. Bunu sağlayan piyasanın yapısıdır.
15. Mesafeli İlişkiler
Firmalar piyasadaki avantajlı durumlardan yararlanmak, bağımlılıktan
kaçınmak ve böylece çok sayıda alternatif arasında pazarlık payını artırarak
seçim yapabilmek için kişisel çıkarların yönlendirdiği göreli rasyonel kararlar ile
kar amaçlı davranabilmektedirler. Bu tarz bir davranışın sonucu olarak
‘mesafeli ilişkiler’ ortaya çıkmaktadır (Uzzi, 1997).
Bu ilişki içinde tekrarlanırlık özelliği yoktur, yani; ilişkinin tarafları bekledikleri
çıkarı kısa dönemde elde etmeye çalışır ve elde ettikten sonra ilişki biter. Bu
tarz bir ilişki, Ritter ve Gemünden’in (2003: 693) belirttiği etkileşim/tek olay
aşamasına örnek oluşturmaktadır.
16. Yerleşik İlişkiler
Bazen ekonominin bütünü ve toplum için bazen de yine kendi uzun dönemli
çıkarları için bu şekilde kısa dönemli çıkarlardan vazgeçebilmek ya da ikinci
planda değerlendirebilmek firmaların başka bir ilişki tarzını da
benimseyebildiklerini göstermektedir.
Bu da hem Uzzi (1997) hem de Granovetter (1985)’in özellikle güven unsuru
üzerine kurulu olduğunu vurguladıkları yerleşik ilişkidir.
Güven, örtük bilgi aktarımı ve problemlerin karşılıklı katılım ile çözümü,
yerleşik ilişkilerde tarafların beklentilerini ve davranışlarını etkileyen üç temel
unsurdur (Uzzi, 1997: 42).
Kişisel bağlar kullanılarak, arkadaşlar, akrabalar, hemşehriler vs..., yakın çevre
firmanın iş yaptığı çevresi haline gelmektedir.
17. Firmalar arası ilişkilerin mesafeli mi yoksa yerleşik ilişki mi
olduğunu anlamak üzere her iki ilişki biçimi için temel özellikler şu
şekilde değerlendirilebilir (Aslan, 2005):
Mesafeli İlişkiler Yerleşik İlişkiler
Rekabete dayalı İşbirliğine dayalı
Karşılıklılık önemli Tekrarlanırlık önemli
Bilginin kaynağı fiyatlar Bilginin kaynağı sosyal bağlar ve
alışkanlıklar
Kısa dönemli çıkarlar Uzun dönemli çıkarlar
Esnek ve hızlı hareket imkanı İlişkiler durağan
Karar verme kriteri “karlılık” Karar verme kriteri “güven”
18. KAYNAKÇA
ASLAN, Z. (2005). TÜRK FİRMALARININ İŞ İLİŞKİLERİ: OSTİM ÖRNEĞİ. ANKARA.
BOZAGAÇ, F., & AKTAŞ, M. (2018). ÖRGÜT KURAMLARI VE DEĞİŞİM. TOROS ÜNİVERSİTESİ İİSBF SOSYAL
BİLİMLER DERGİSİ, 37-68.
KIRKBEŞOĞLU, E., & SÖZEN, H. (2009). ÖRGÜTSEL AĞ DÜZENEKLERİ VE YÖNETİCİ ELİTLER . SAVUNMA
BİLİMLERİ DERGİSİ, 1.
POLAT, M., & ARABACI, İ. B. (2015). ENFORMASYON KURAMI BAĞLAMINDA SOSYAL AĞLAR, ÖRGÜTSEL
BELİRSİZLİK VE EĞİTİM: KAVRAMSAL BİR ANALİZ . ULUSLARARASI SOSYAL ARATIRMALAR DERGİSİ , 797-810.
SARGUT, A. S. (2006). SOSYAL SERMAYE: YAPININ SUNDUĞU BİR OLANAK MI, YOKSA BİREYİN AMAÇLI
EYLEMİ Mİ? . AKDENİZ İ . İ .B.F. DERGİSİ, 1-13.
ŞAHİN, K. T., NAS, T. İ., & UZUN, A. (2011). İŞ SİSTEMLERİNDE VE KURUMSAL YÖNETİŞİM UYGULAMALARINDA
YAKINSAMA- IRAKSAMA TARTIŞMASI: MAKRO VE MİKRO BAKIŞ AÇISI . ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE
İDARİ BİLİMLER DERGİSİ, 55-73.
ŞAN, M. K., & AKYİĞİT, H. (2015). SOSYAL SERMAYE TARTIŞMALARI VE TÜRKİYE’DE SOSYAL SERMAYENİN
ÖLÇÜLMESİ SORUNU. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DERGİSİ, 123-134.
ŞENYUVA, Z., & GÖNÜL, Ö. Ö. (2012). ÖRGÜTLER ARASI İLİŞKİLERDE BİLGİNİN PAYLAŞIM SÜRECİNDE
ÖZGÖZLEMCİLİĞİN GÜVENE ETKİSİ . ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ İİBF DERGİSİ, 75-96.