VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
SİYASAL SÜREÇTE KARAR ALMA VE KAMU TERCİHİ
1. Bu sunum şu kaynaktan yararlanılarak hazırlanmıştır:
Coşkun Can Aktan, Kamu Tercihi İktisadı, Ankara: Seçkin Yayınları, 2017
Sunumu Hazırlayan: Buğra Şahin
2. Milli ekonomisinin iki yönünü oluşturan kamu ekonomisi ve piyasa ekonominin
işleyişi iki farklı süreç içerisinde gerçekleşmektedir.
Her iki kesimde üretilen malların arz ve talebinin belirlenmesi de farklı nitelikler
taşımaktadır.
Amaç 1:
Devletlerin siyasi örgütlenme yapılarına göre siyasal sürecin nasıl
işlediğini öğrenmek.
3. Bir ekonomide üreticiler, hangi mal ve hizmetleri ve ne miktarda üreteceklerini,
kişisel taleplerin toplamını dikkate alarak kendileri belirlerler.
Piyasa ekonomisinde arz ve talebi düzenleyen fiyat mekanizmasıdır
4. Çünkü kamusal malların temel özelliklerinden dolayı (bölünmezlik ve
pazarlanmazlık), bireyler bu mallara olan tercihlerini çoğunlukla açıklamak
istemezler.
Bunun nedeni, tercihlerini açıklamamaları halinde mal ve hizmetin tüketiminden
mahrum olmayacaklarını bildikleri içindir. Kamu ekonomisinde bu durum
“bedavacı sorunu” (free rider) olarak adlandırılmaktadır
Kamu ekonomisinde ise kamusal arz ve talebin fiyat mekanizması aracılığıyla belirlenmesi
söz konusu olamamaktadır
5. İngilizce'de "free rider problem" olarak geçen iktisadi konu ; bireylerin, kısıtlı
ortak mallardan hak ettiklerinden çok yararlanmaları veya yararlandıkları kadar
katkıda bulunmamaları durumudur
6. Bunun temel nedeni üretilen mal ve hizmetlere olan bireysel tercihlerin kamu
ekonomisinde ayrı ayrı karşılanmamasıdır
Piyasa ve Kamu ekonomisinde mal ve hizmetlerin bir ayrımı ise
Piyasa ekonomisinde mal ve hizmetlere
ayrı ayrı olan tercihler, üretilecek mal ve
hizmetlerin belirleyicisi iken
kamu ekonomisinde kamusal mal ve
hizmetlere olan taleplerin ayrı ayrı
belirtilmesi bir anlam ifade etmemektedir
7. Bir başka fark da, bireysel ve toplumsal tercihlerin maliyetinde ortaya çıkmaktadır
Piyasa ekonomisinde mal ve
hizmetlere olan bireysel tercihler
karşılığında fiyat mekanizması
aracılığıyla bir bedel ödemek
gerekirken
kamu ekonomisinde toplumsal
tercihler söz konusu olduğundan
mal ve hizmetlerden yararlananlar
ile bu mal ve hizmetlerin
finansmanı için vergi ödeyenler
her zaman aynı kişiler değillerdir.
8. Egemenlik kaynağının tek kişiye ait olduğu devlet şekillerinde siyasal süreç tek
unsurdan oluşmaktadır.Otokratik devletler buna örnek gösterilebilir
Siyasal süreç, devletlerin siyasi örgütlenme yapılarına göre farklı unsurlardan
oluşan karmaşık nitelikte bir kavramdır.
9. Otokratik devletlerde egemenliğin sahibi bir kişidir. Bu devletlere örnek olarak
diktatörlükleri ve mutlak monarşileri gösterebiliriz.
Diktatörlüklerde : genellikle
“ihtilal” ve “hükümet darbeleri” gibi
sebeplerle iş başına gelen diktatör,
toplumda hangi mal ve hizmetlerin,
ne miktarda üretileceğine bizzat
kendisi karar verir
Mutlak monarşide : egemenliğin
sahibi tek kişidir ve bu kişinin
yetkileri hiçbir şekilde
sınırlandırılmamıştır.Diğer bir
deyişle, mutlak monarşide monarkın
egemenlik haklarını sınırlandıran bir
objektif hukuk, bir yaptırım mevcut
değildir. Bu nedenle de, kamusal
kararlarda tek söz sahibi monark
olmaktadır.
10. Dolayısıyla mutlak monarşide olduğu gibi, monark kamusal kararlar konusunda tek
yetkili değildir. Hem monarkın hem de diğer devlet organlarının yetkileri
kanunlarla belirlenmiştir.
Meşruti monarşide ise egemenliğin sahibi olan monark dışında bir parlamento vardır
ve monarkın bir kısım yetkileri bu organa devredilmiştir
11. Demokratik devletlerde, kamusal kararlar doğrudan doğruya halk ya da bunların
temsilcileri vasıtasıyla alınmaktadır.
Demokrasi (demos: halk, kratos: egemenlik, iktidar) ise kelime anlamında ifade ettiği
gibi,“halkın egemenliği” anlamına gelmektedir
12. Demokrasinin de başlıca üç biçimi vardır
Doğrudan
demokrasi
Temsili
demokrasi
Yarı
doğrudan
demokrasi
13. Doğrudan demokrasi
• . Doğrudan demokrasilerde yasama ve benzeri egemenlik işlevleri halk tarafından
yerine getirilir
• Doğrudan demokrasi, teorik olarak özellikle az sayıda bireyin yaşadığı bir toplumda
söz konusu olabilir
Temsili demokrasi
• Halk kendisini temsil edecek temsilcileri seçer ve belli konularda kendisi adına
karar vermek üzere vekil tayin eder.
• iki tür hükümet sistemi söz konusu olabilmektedir: Başkanlık hükümeti sistemi ve
parlamenter hükümet sistemi
Yarı doğrudan demokrasi
• Egemenliğin en güçlü bir şekilde belirlendiği yasama görevi, halkın adına meclis
yetkisi dahilindedir
• Temsili demokrasiden farklı olarak halk da bu sistemde yasama işlemlerine
doğrudan katılır(Referandum, halkın kanun teklifi (halk teşebbüsü), halk vetosu)
14. Başkanlık hükümeti
sistemi
Yasama ve yürütme organları birbirinden
tamamen bağımsız olarak görev yapmaktadır
Yürütmenin başı olan başkan, halk tarafından
seçilmektedir
Başkan yardımcıları ve bakanlar kurulu ise
meclis dışından, başkan tarafından belirlenir
Parlamenter hükümet
sistemi
Başkanlık hükümeti sisteminde olduğu gibi, yasama
ve yürütme organı birbirinden bağımsızdır. Fakat
başkanlık sisteminde olmayan bir etkileşim ve
işbirliği mevcuttur
Parlamento tarafından seçilen bir devlet başkanı
mevcuttur
Meclis ve başkanlık hükümeti sisteminde de birer
parlamento vardır. Fakat parlamenter sistemin temel
farkı, yasama ve yürütme organı arasında hukuki
eşitliğin esas olmasıdır.
Temsili demokrasilerde iki tür hükümet sistemi söz konusu olabilmektedir
15. Sorumsuz bir devlet başkanı
Siyasi bakımdan parlamentoya karşı sorumlu bakanlar
Başbakanın başkanlığı altında kurulmuş bir kabine veya
bakanlar kurulu
Devlet başkanının parlamentoyu dağıtma hakkı
Parlamenter hükümetin dört
esaslı niteliği vardır
16. Kamu ekonomisinde kamusal arz ve talebin belirlenmesinde fiyat sürecinin
yetersizliği karşısında ayrı bir mekanizmaya,“siyasal süreç”e gerek duyulmuştur
Halk, belirli bir zamanda ve yerde birlikte yaşayan insan topluluğudur.Ancak bu
insan topluluğu, günümüzde eski zamanlarda olduğu gibi sınırlı sayıda insan
topluluğu değildir
Amaç 2: Demokratik sistemlerde siyasal sürecin unsurlarını özetlemek
17. insan topluluğu, günümüzde eski
zamanlarda olduğu gibi sınırlı
sayıda insan topluluğu değildir
Bu nedenle de halkın kamusal
kararlara doğrudan doğruya iştirak
etmesi (doğrudan demokrasi) güç
olmaktadır
bu nedenledir ki temsili demokrasi
ve yarı doğrudan demokrasi
kavramları ortaya çıkmıştır.
19. Toplumda bireylerin kamu ekonomisi kararlarına katılmasının en basit şekli oy
kullanmadır
Oylama ile bireyler (seçmenler) en fazla yarar sağlayacaklarını umdukları siyasal
partiye oy verirler.
Seçmenlerin kamusal kararlara katılmaları ancak, katılma sonucu elde edecekleri
net faydanın pozitif olması sonucu gerçekleşir
20. Seçmenin pasif bir şekilde karar alma sürecine katılması da yine oyunu kullanması
sonucu umduğu faydanın oy kullanma maliyetinden (seçim sandığına gitme
maliyeti) fazla olmasına bağlı olacaktır
Matematiksel olarak izah edecek olursak; seçmen İ’nin oylamaya katılmakla
beklediği fayda Fi, oylamaya katılmanın maliyeti Mi, vazgeçtiği faaliyetin değeri Fio
ise;
olduğu zaman seçmen oylamaya katılacaktır.
Fi – (Fio + Mi) > 0
21. Bunun dışında seçmenlerin oylamaya katılma oranları başka birçok faktörlerin de
etkisi altında olabilir
siyasal partilerce oylamaya katılan bireylerin mükafatlandırılacağı,
katılmayanların ise cezalandırılacağını (iktidara gelen partilerin oy vermeyenlere
fazla hizmet vermemesi gibi) bilmesi halinde bireylerin katılma oranları fazla olur
22. Bazen de bireyler katılmayı bir vatandaşlık görevi olarak yerine getirme
düşüncesindedirler. Bu durumda formül şu şekli alacaktır:
Burada seçmen İ’nin oy vererek seçim sonuçlarını etkilemeden beklediği fayda Fi,
kendisine sandığa gitmesi için sağlanan özel çıkar Öi, oy verme eyleminden
duyduğu tatmin (vatandaşlık görevi) Oi ve cezalandırmanın gerçekleşmesine
bağladığı ağırlık ise Ci olarak gösterilmiştir.
(Fi + Öi + Oi + Ci) – Fio + Mi > 0
23. seçmen tercihlerinin rasyonel olması, uygulanacak politika seçenekleri konusunda
doğru bilgilendirilmelerine bağlıdır
Fakat Anthony Downs, rasyonel seçmenin
kullanacağı oylarla ilgili olarak çok iyi bilgilendirilmeyi
pek önemsemeyeceğini belirmiştir.
Nedeni, basitçe seçmenin refahının artmasında atılan oyun
etkisinin çok az olacağıdır.
24. Demokratik sistemlerde kamusal karar alma mekanizmasında en etkili rol oynayan
siyasal partilerdir.
Downs’a göre siyasal partiler, marjinal vergi artışı nedeniyle kaybedilen oy
sayısını, kamu harcamalarındaki artış nedeniyle kazanılan oy sayısına eşitlemeye
çalışırlar
Başka bir deyişle, siyasal partiler bir kamu harcamasına, bundan yararlananların
getirdiği marjinal oy sayısının bunun finansmanının sebep olduğu marjinal oy
kaybına eşit olduğu miktara kadar devam eder
25. Siyasal partiler iktidara gelmek için toplum üyelerinin çoğunluğunu ilgilendiren
sorunlarla ilgilenmek durumundadırlar
iktidara geldiklerinde seçim beyannamelerinde yer alan politikaları uygulamak
durumundadırlar
Vaadettiği politikaları uygulamadığı halde yeniden seçimi kazanması ancak
seçmenlerin verilen vaatleri unutmasına bağlıdır.
26. Bürokrasi, siyasal iktidarın almış olduğu kararların bizzat uygulayıcısıdır.
Siyasal partiler, bürokrasiden, kararları uygulamak dışında “karar alma”
konularında da yararlanmaktadır.
Demokraside, bütçeler üzerindeki temel kararları seçilen politikacılar verir. Fakat
bu kararlar, atanmış bürokratlar tarafından uygulanır
27. William A. Niskanen, bürokratların kendi dairesinin hacmini maksimuma çıkarmaya
çabaladığını belirtmiştir.
Bu görüşe göre bürokrat, bir firmanın kendi piyasa
payını artırmak istemesi gibi çeşitli
yollarla bürosunun faaliyetlerini büyütmeye çabalar
28. Ortak ekonomik ve sosyal çıkarlara dayalı, etkin bir şekilde organize olmuş
kuruluşlardır. Örneğin; amaç piyasada kar maksimizasyonu sağlamak ise, çeşitli
şirketler kendi aralarında birleşerek bir çıkar grubu oluşturabilirler
İşçi ve işveren sendikaları şeklinde örgütlenerek de karar alma sürecinde etkin
olabilirler.
Çıkar grupları,“kanun simsarları” vasıtasıyla siyasal partileri etkilemeye çalışarak
baskı grupları haline gelirler
29. Siyasal sürecin içerisinde yer alan unsurların davranışları amaçlıdır
SİYASAL SÜREÇTE ETKİLEŞİM
Çıkar ve
baskı
grupları
BürokrasiSeçmenler
Siyasi
İktidar ve
Muhalefet
kamusal karar alma süreci
tarafından belirlenen mal ve
hizmetlerden sağladıkları faydayı
maksimize etme amacındadırlar
Elde ettikleri rantı maksimize
etme amacındadırlar
kendi amaçlarına hizmet
edecek olan bütçeyi
maksimize etme
amacındadırlar
Oylarını maksimize etme
amacındadırlar
30. Siyasal iktidar, gelecek seçimlerde oy alma vaadine karşılık, seçmenlere daha çok
kamusal hizmet sunma vaadinde bulunur
Siyasal iktidarda yer alan milletvekillerinin kendi seçim bölgelerinde yer alan
seçmenler, siyasal iktidara daha çok oy kazandıracak seçmen grubudur
Bu yüzden siyasal iktidar bu bölgelerdeki seçmen kitlesinin isteklerine karşı daha
duyarlı olacak ve kendi seçim bölgelerine daha çok hizmet götürecektir.
SİYASAL SÜREÇTE ETKİLEŞİM
31. Muhalefetin siyasal iktidara karşı elindeki en önemli koz, uyguladığı politikalardır.
Özellikle seçmenlerin bir hoşnutsuzluğu varsa, muhalefet bu hoşnutsuzluğu çok iyi
kullanarak siyasal iktidara yönelik eleştirilerini artırır.
Öte yandan ortak çıkarlar ve karşılıklı çıkar ilişkileri doğrultusunda siyasal iktidar
ile muhalefet arasında oy ticareti ve milletvekili transferlerine de rastlanılmaktadır.
SİYASAL SÜREÇTE ETKİLEŞİM
32. Siyasal sürecin unsurları arasındaki etkileşim
SİYASAL
İKTİDAR
MUHALEFET
PARTİLERİ
BÜROKRASİ
BASKI VE
ÇIKAR
GRUPLARI
SEÇMENLER
(KAMUOYU)
Özel fayda beklentisi
Fayda
Maksimizasyonu
RantMaksimizasyonu
Oy
maksimizasyonu
ve yeniden
seçilmeyi
garantileme
Oy maksimizasyonu
Bütçe maksimizasyonu
Kendi isteklerini gerçekleştirmeyi vadeden muhalefetle işbirliği
Seçim kampanyası yardımları
Oy ticareti ve
milletvekili
transferi
(eleştri)
Siyasal iktidara
bilgi sunmada
tekelcilikKamuoyunu
kendi
çıkarları
yönünde
etkileme
Baskı-çıkar
gruplarına
üye olma
Seçmen kararlarını
etkileme
Rant dağıtma
Kendiseçimbölgesindekiseçmenlere
yönelikpolitikalar(popülizm)
Kamuhizmetlerindenyararlanma
(Faydamaksimizasyonu)