VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİNİN TESİS EDİLMESİ VE ANAYASAL İKTİSAT PERS...
RASYONEL İRRASYONELİTE
1. RASYONEL
İRRASYONELİTE
PROF.DR. COŞKUN CAN AKTAN
Bu sunum aşağıdaki kaynaktan yararlanılarak hazırlanmıştır:
Coşkun Can Aktan, Davranışsal Politik İktisat, Ankara: Seçkin Yayınları.
Sunumu Hazırlayan:Aslıhan ŞİMŞEK
2. Rasyonel İrrasyonalite
“Rasyonel irrasyonalite”, kısaca bir insanın bilerek ve isteyerek akıl
ve mantık ile bağdaşmayan ya da akıl ve mantık ile açıklanamayan
davranış ve tutumlar sergilemesi; karar ve seçimlerde bulunması
olarak tanımlanabilir. Bizim burada yaptığımız tanımı daha iyi
anlamak için bu tanımın içindeki bazı unsurları ayrıca açıklamakta
yarar bulunmaktadır:
Birey bilerek ve isteyerek yani bilinçli olarak bir yanlış davranışa
yönelebilir, yanlış bir karar ve seçimde bulunabilir.. Örneğin, sigara
içmenin sağlığa zararlı olduğu pekala bilimsel olarak kanıtlanmış
olmasına rağmen birey sigara içmeyi tercih edebilir.
3. Birey yeterli enformasyona
sahip olduğu bir durumda
bilerek ve isteyerek yani
bilinçli olarak yanlış bir
seçimde bulunabilir. Birey
bilgisizlik (cehalet)
dolayısıyla yanlış bir seçimde
bulunabileceği gibi tam
tersine yeterli enformasyona
sahip olmasına ve sahip
olunan enformasyonun
yapılacak seçimin
doğruluğunu açık olarak
kanıtlamamasına rağmen
bilerek ve isteyerek yanlış
seçimde bulunabilir.
4. Örneğin, birey (seçmen) bir
yerel seçimde ya da genel
seçimde yanlış bir aday
ve/veya partiyi destekleyebilir
ve oyunu o aday ya da parti
adına kullanabilir. Burada
kullandığımız “yanlış bir aday
ve/veya parti” tanımını daha da
açmak gerekebilir. Örneğin,
birey (seçmen) somut olarak
bir ırkçı ya da yabancı
düşmanlığını savunan bir
adaya ya da partiye oyunu
kullanabilir.
5. Birey enformasyon toplamanın maliyeti yüksek ise
veya enformasyon toplam maliyetlerinin
enformasyon toplama durumunda elde edilecek
faydadan daha fazla olması durumunda bilinçli
olarak bilgisizliği (cehaleti) tercih edebilir. Bu
duruma kamu tercihi literatüründe “rasyonel
cehalet” adı verilmektedir. Doğal cehalet, insanın
kendi iradesi dışında bulunduğu şartlar ve ortamlar
itibariyle bilgiden yoksun olması durumudur.
Örneğin, dünyanın en ilkel kabilelerinden birisi olan
Mursi’ler Etyopya-Kenya-Sudan sınırında
dünyadan bihaber yaşarlar. Mursilerin bu durumu
gayri-iradi cehaleti ifade eder. Oysa insanlar bazen
bilgiye erişim imkanları fevkalade gelişmiş olsa
dahi bilinçli olarak bilgi elde etmeye ilgi
göstermeyebilirler ve bu şekilde “iradi cehalet”
(willful ignorance) tercih edebilirler.
6. Bu açıklamalar çerçevesinde doğru ve yeterli bir
enformasyonun mevcut olduğu varsayımı altında
“rasyonel cehalet” ve “rasyonel irrasyonelite”
durumlarını bir şekil üzerinde göstererek aralarındaki
farklılığı ortaya koymaya çalışalım.
8. (A) Alanı: Eğitimli birey sahip olduğu doğru/yeterli enformasyonu akıl ve mantık
çerçevesinde doğru değerlendirebilir ve rasyonel bir seçim yapabilir: Rasyonalite
(B) Alanı: Bilgi ve eğitim düzeyi nispeten yetersiz bir birey cahil olmasına rağmen akıl
ve mantığı kullanma konusunda yüksek bir beceri ve yetenek sergileyebilir. Cehaleti onu
irrasyoneliteye doğru sürüklerken; akıl ve mantıkla hareket etmesi onu rasyonaliteye
yakınlaştırabilir
(C) Alanı: Eğitim ve bilgi seviyesi pekala yeterli olmasına rağmen birey bilerek ve
isteyerek yanlış ve hatalı davranış, karar ve seçimlere yönelebilir: Rasyonel irrasyonelite
(D) Alanı: Bu alanda birey eğitimsiz, bilgisiz ve cahildir ve bununla birlikte mevcut
enformasyonu işleyecek ve değerlendirebilecek bir zihinsel kapasitesi mevcut değildir.
Dolayısıyla irrasyonalite kaçınılmazdır.
9. Şekilden açıkça anlaşıldığı üzere (a) alanı rasyonelite ve (d) alanı da
irrasyoneliteyi göstermektedir. (b) alanında birey, eksik
enformasyon altında karar ve tercihte bulunmaya çalışmaktadır. (c)
alanı ise bizim tanımlamaya çalıştığımız “rasyonel irrasyonelite”
durumunu temsil etmektedir. Bu alanda eğitimli ve bilgili bireyler
yeterli enformasyona sahip olmakla birlikte akıl-dışı ve mantık-dışı
davranış, karar ve seçimler ortaya koymaktadırlar.
10. Rasyonel irrasyonelite kavramı
üzerine önemli araştırmalar
yayınlayan Bryan Caplan’a
göre bireyler karar ve tercihte
bulunurlarken eğer tercihleri
dolayısıyla katlanacakları kişisel
maliyet düşükse irrasyonel
tercihlerde bulunabilirler.
Başka bir ifadeyle, yanlış bir
davranış, karar ve seçimin kişiye
yükleyeceği maliyet fazlasıyla
küçük ve önemsiz ise bu
durumda kişi ilgisizlikle ve
kayıtsızlıkla irrasyonelite
eğiliminde olabilir.
11. Caplan görüşlerini şu şekilde ifade
etmektedir:
“İnsanlar, inançları dolayısıyla
katlandıkları özel maliyet, özel
faydadan düşük olduğunda
irrasyonel olmayı tercih ederler;
Eğer irrasyonelitenin maliyetleri
diğer bireylere sirayet ederse o
zaman etkinsizlikler ortaya çıkar.”
Caplan, rasyonel cehalet ile rasyonel
irrasyonelite arasındaki farklılığı ise şu
şekilde özetlemektedir:
“Rasyonel irrasyonelite teorisine göre,
rasyonel bilgisizlik teorisinde olduğu gibi
bireylerin katlanacakları özel hata maliyetleri
sıfır ise bireyler fazla enformasyon toplama
ihtiyacı duymazlar. Ancak, rasyonel
bilgisizlik teorisinden farklı olarak ‘rasyonel
irrasyonel birey’ kesin doğrulara ulaştığını
sanır. Doğrunun (ve gerçeğin) ne olduğunu
bilmekle beraber, eğer hata dolayısıyla
katlanılacak maliyet düşük ise o zaman
‘rasyonel irrasyonel birey’ cehalet saadettir
diyerek saadeti seçmekte beis görmez.”
12. Kamu Tercihi (Public Choice)
alanında araştırnalar yapan Caplan,
siyasal karar alma sürecinde
sadece rasyonel cehaletin değil
ondan daha da kötü olan rasyonel
irrasyonelitenin var olduğunu şu
sözlerle özetlemektedir:
“Seçmenler cahil olmaktan daha da
kötüsü irrasyoneldirler.”
13. Caplan’a göre;
“irrasyonel siyasal davranışların
dışsallık etkisi her yerde ve her
zaman görülebilir. Herhangi bir
seçimde, irrasyonelitenin bireysel
maliyeti sıfıra eşittir; buna karşın
toplumsal etkisi çok daha fazladır.
Örneğin, insanlar kendilerinin
katlanacakları bir özel maliyet
sözkonusu olmadığından savaşın
maliyetini irrasyonel bir şekilde
olduğundan daha az tahmin etme
eğilimindedirler.”
Bryan Caplan’ın düşüncelerini
esas alarak rasyonel irrasyoneliteyi
inceleyen Amerikalı M. Huemer şu
genel tespiti yapmaktadır:
“Rasyonel irrasyonelite, insanların
bazen araçsal rasyonaliteyi esas
alarak epistemik irrasyonaliyeti
tercih etmeleri durumudur.”
14. Huemer’e göre rasyonel irrasyonalite teorisinin iki varsayımı vardır:
Bireyler, epistemik-olmayan inanç tercihlerini (non-epistemic belief
preferences) ön plana alarak davranış, karar ve seçimlerde bulunabilirler.
Yani, insanlar bazen doğruluğuna ve güçlü kanıtlarla desteklenmiş olup
olmadığına bakmaksızın ve bununla ilgilenmeksizin bazı konulara ve
olgulara inanma ihtiyacı hissederler. Örneğin, birey alternatif tıpla
ilgilenmenin veya bir batıl inancı izlemenin doğruluğunu ya da
yanlışlığını sormaz ya da sorgulamaz ve sonuçta irrasyonel davranış
ortaya koyar. Bu çerçevede yaşamında hiçbir eğitim almamış cahil bir
çobanla çok iyi eğitim almış bir profesör arasında hiçbir fark yoktur.
15. Bireyler, irrasyonel davranış, karar ve
seçimin kendilerine yüklediği ilave bir
maliyet olmadığını bilirler ve bu nedenle
irrasyonaliteyi tercih ederler. Başka bir
ifadeyle, bireylerin yanlış bir karar ve
seçimde bulunmalarının kendilerine olan
maliyeti (özel maliyet) sıfırdır.
Bireyler için temel amaç gayelerine
ulaşmaktır ve bu gayeye (hedefe)
ulaşmak için bazen irrasyonel davranmak
gerekebilir. Daha felsefi bir dille ifade
etmek gerekirse, bireylerin irrasyonel
davranış, karar ve seçimlerinin
kendilerine olan maliyeti sıfır ise o
zaman araçsal rasyonalite gömleğini
giyip epistemik irrasyonelite davranışını
sergilerler.
16. Kısa ve öz bir ifadeyle,
irrasyonalitenin de bir rasyonalitesi
sözkonusudur; birey irrasyonel
davranışının, karar ve seçiminin
kendisine maliyeti sıfır ise ve aynı
zamanda yapılacak seçim kendi
menfaatine uygunsa o zaman
kolaylıkla “rasyonel irrasyonel
birey” olmayı yeğleyebilecektir.
17. İktisat biliminde “ortak mallar trajedisi”
(the tragedy of the commons) adı
verilen durum rasyonel irrasyoneliteye
bir başka güzel örnek teşkil etmektedir.
Garrett Hardin tarafından 1968 yılında
kullanılan bu kavram şunu ifade
etmektedir. Herkesin kullanımına açık
ortak kullanım mallarının bir kullanım
bedeli olmadığından herkes imkanlar el
verdiği ölçüde bu malları çok fazla
tüketmek isteyecektir. Ancak aynı grup
içinde yaşayan insanlar grup
üyelerinden bazılarının ortak mallardan
daha fazla yararlanma eğilimini
gördüğünde benzer bir rasyonel davranış
sergileyerek kendisi de belki de ihtiyacı
olmadığı halde o ortak malı daha fazla
kullanma ya da tüketme eğiliminde
olacaktır. Kapasite üzerinde kullanma
eğilimi ve misilleme davranışlar
nihayetinde ortak malların daha çabuk
ve kolay israf edilmesine ve yok
olmasına sebebiyet verecektir. Sonuç
rasyonel irrasyonalitedir.