SlideShare a Scribd company logo
1 of 21
Download to read offline
OSMANLI
İMPARATORLUĞU’NDA
UYDURULMUŞ VERGİLER
(Bİ’DAT) VE KEYFİ VERGİLER
Bu sunum şu kaynaktan yararlanılarak hazırlanmıştır:
Coşkun Can Aktan, Vergi Devleti, İstanbul: Divan Kitap, 2020.
Sunumu Hazırlayan : Abdülhamid Özgün Birkalan
Prof.Dr. Coşkun Can Aktan
“Reaya fıkarasını her sene veregeldikleri
belli vergiden başka; yeniden
uydurulmuş vergi isteği ile incitmeye ve
ona eziyet eylemiyeler ve ettirmeyeler.”
– Defterdar Sarı Mehmet Paşa
“Sonradan konmuş
kötü uydurmaları
(Bid’at) yazıya
döküp deftere
geçirmekten
çekinmek
gerektir.”
– Defterdar Sarı Mehmet Paşa
Osmanlı Maliyesi konusunda yazılmış önemli eserlerin pek çoğu Osmanlı
vergi sisteminin ağır, haksız ve adaletsiz uygulamalarla dolu olduğu
konusunda hemfikirdir.
Osmanlı vergi sisteminin bugünkü anlamda ideal vergileme
prensiplerinden tamamen uzak ve keyfî vergileme sistemi olduğunu
söyleyebiliriz.
01 02
Osmanlı vergi sistemi genel olarak şer’i ve örfi vergilerden oluşmaktadır.
Şer’i Vergiler (Tekâlîf-i şer’iye)
Örfi vergiler (Tekâlîf-i örfiye) ise
geleneklere dayanarak konmuş vergilerden
oluşmaktadır. Din ayrımı olmaksızın
herkesten, yerel ve olağanüstü harcamaları
karşılamak üzere alınmış vergilerdi.
Şer’i vergiler (Tekâlîf-i şer’iye),
tamamıyla İslam hukuku kurallarına göre
konmuş, zekat, öşür (aşar), haraç ve
cizyeden oluşan vergilerdir.
Örfi vergiler (Tekâlîf-i örfiye)
Tekâlîf-i divaniye
Tekâlîf-i şâkka
Savaşlar sonucunda
alınan ve şeriatın
izin verdiği
vergilerdir.
Vergi kuralları
dışında kalarak tarh
edilen vergilerdir. Bu
tür vergilerde hak
ve adalete uygun
davranılmayacağın
dan, şer’an izin
verilmemiştir.
Yine
kanunnamelerin
kapsamı dışında
olan ve devletin
bizzat kendisinin
tahsil ettiği örfi
vergilerdir.
01 02 03
Osmanlı vergi sisteminde örfi vergiler üç gruba ayrılıyordu:
Tekâlîf-i âdiye
Örfi hukuk gereği örfi vergilerin tahsil edilebilmesi için bu vergilerin insan aklının iyi
kabul ettiği yapıda ve şeriata uygun olması gerekirdi. Oysa Osmanlı Devleti’nde
uygulanan örfi vergilerin birçoğunun halk tarafından kabul görmediği ve zorunlu
olduğu için ödendiği anlaşılmaktadır.
Osmanlı maliyesi üzerine önemli çalışmalar yapmış olan Ahmet Tabakoğlu
da bizim yukarıda yaptığımız açıklamalara paralel bir sınıflama
yapmaktadır. Tabakoğlu, Osmanlı Devleti’nde uygulanan vergi sistemini şer’i
vergiler (tekâlîf-i şer‘iyye) ile sayıları oldukça fazla olan ve çok çeşitli konular
üzerinden alınan örfi vergilere (tekâlîf-i örfiyye) ve keyfî vergilere (tekâlîf-i
şâkka) dayandırmıştır. Tabakoğlu şöyle yazmaktadır:
“İslâm devletlerinde vergiler “tekâlîf-i şer‘iyye” ve
“tekâlîf-i fevkalâde” diye ikiye ayrılabilir. Şer‘î
hükümlere dayanan ve ayrıntıları fıkıh kitaplarında yazılı
bulunan tekâlîfe tekâlîf-i şer‘iyye, bunların dışında kalan
ve devlet tarafından halka yüklenen vergilere tekâlîf-i
fevkalâde denir. Fevkalâde vergiler de “tekâlîf-i örfiyye”
ve “tekâlîf-i şâkka” olarak iki kısımdır. Tekâlîf-i örfiyye,
aslında şeriatın kaynaklarından biri olan örfe dayanan
ve genellikle savaş gibi ihtiyaçlarda tahsil edilen
vergilerdir. Osmanlılar’da avârız türü vergiler böyledir.
Bu tür vergilere “tekâlîf-i âdiye (mu‘tâde)” adı da
verilir. Tekâlîf-i örfiyyeye şeriatın cevaz verdiği
genellikle kabul edilmiştir. Çünkü bu tür vergilerde
hakkaniyet ve adalet olduğu varsayılır. Tekâlîf-i şâkka
ise ağır vergiler olup haklarında şer‘î cevaz bulunmayan
ve genellikle haksız kabul edilen yükümlülüklerdir.”
Şer’i Vergiler
Tekâlîf-i
Şer‘iyye Tekâlîf-i şer‘iyyenin esasları dörttür: Zekât, öşür (çoğulu âşâr),
haraç ve cizye.
Cizye, öşür, dimos, sâlâriyye, basma akçesi, boyunduruk, ağalık, kulluk hakları, çift
akçesi, tımar sisteminin uygulanmadığı yerlerin eyâlât-ı mümtâze vâridâtı, imaretler
mâl-i maktûu, gümrükler, madenler, emlâk-i emîriyye, emlâk-i mazbuta, hâsılât-ı
mütenevvia, mukātaat ve iltizâmât bedelâtı, selâmet akçesi, toprak bastı parası, çit
parası, ağnam, kasaphâne, salhâne, serhâne, kellehâne, paçahâne bâclarıyla kelle, ayak,
ciğer parası gibi vergiler ve âdet-i ağnâm, ondalık ağnam, geçit, otlak, yaylak, kışlak,
ağıl, dem, balta, serçin, derçin, zebhiyye, mürde bâcı, deve, camus, öküz, inek, at, ester,
merkep, canavar, dönüm, zemin, çift, çiftbozan, tapu, âsiyâb, bahçe, bostan, bağ,
fevâkih, küvâre, kovan, penbe, harîr, şira, mücerred, raiyyet, bennâk, bâd-ı hevâ, caba
akçesi, arûs, ispenç, cürm ü cinâyet, ihtisap, yava ve kaçkun, beytülmâl resimleri gibi
resim ve harçlar.
Örf’i Vergiler
Tekâlîf-i
Örfiyye Özellikle savaş yıllarında ihtiyaca göre daha çok hâne, aile, çift,
ocak gibi bir esasa dayalı olarak tarh edilen vergi, resim ve
harçları ifade eder.
avâid-i hademe ve avâid-i mu‘tâde; bâc, yasak, yol, meks, derbend ve tırtıl resimleri;
cevâiz, hediye, katık, kumanya, nân, ulûfe, zahîre, nevâle, peksimet, çizme bahaları;
ahz-i vekâlet, bab, baha, defter, evâmir, ferman, hademe, i‘lâm, kaydiye, kitâbet,
reddiyye, mahkeme harçları; yazıcı, ceyb-i hümâyun, mukabele akçeleri; daire, sefine,
kayık, konak, köprücü, derbendci, suyolcu, beldâran, sekbanlar, topçular,
humbaracılar, beygir, devir, mürûr ve ubûr masrafları; ayrıca mürûriyye, Bâb-ı Âlî
tâmiratı, devâir tefrişatı, güzeşte, han ve çayır kirası, huddâmiyye, kethüdâiyye, iâne-i
hükkâmiyye, ihzâriyye, izn-i sefîne, kalemiyye, kâtib-i emlâk tahsisatı, kâtibiyye,
kudûmiyye, maâş-ı maliyye, muhzıriyye, öşr-i diyet, reddiyye-i temessük, ruba-nüvâs,
sarrâfiyye, selâmetlik, senelik nemâ, taahhüt temessükâtı, taâmiyye, tahsildâriyye,
tebrîkiyye, tebşîriyye, tevziat, iânât ve semerât adı altında çeşitli yükümlülükler tekâlîf-
i örfiyyeden sayılırdı.
Keyfî Vergiler
(Tekâlîf-i
Şâkka) “Güç yetirilemeyecek kadar ağır vergiler” demektir ve
genellikle memurların halktan aldıkları izinsiz vergiler için
kullanılmıştır.
Haklarında şer‘î cevaz olmadığı gibi çıkarılan ferman ve adâletnâmelerle
yasaklanan bu vergilerin teftiş akçesi, devir, harc-ı bâb, masârif-i sancak, saray
tamiri, esb-bahâ, hil‘at-bahâ, kaftan-bahâ, na’l-bahâ, zahîre-bahâ, öşr-i diyet
gibi isimler taşıdığı belgelerden anlaşılmaktadır. Bir bakıma tekâlîf-i şâkka
tekâlîf-i örfiyye içinde mütalaa edilmiş, çeşitlenerek birbirinden ayrılmaz hale
gelmiştir. Hangi tür vergilerin tekâlîf-i örfiyye, hangilerinin tekâlîf-i şâkka olduğu
konusundaki tereddütler belgelere de yansımış, çoğunlukla bu ikisi birbirinin eş
anlamlısı gibi kullanılmıştır. Nitekim imdâdiyyelerle ilgili belgelerde bu vergilerin
tekâlîf-i şâkkanın yerini tutmak üzere ihdas edildiği vurgulanır.
“Tekâlîf-i şâkka” adı altında tahsil edilen vergiler ise adı üzerinde
“eziyet veren” keyfî vergilerdir. Tekâlîf-i şâkkalar; çeşitli adlar
altında toplanan, üst düzey yöneticilerin tahsil ettiği ve
kanunnamelere dayanmayan vergilerden oluşmaktaydı. Bu tür
vergilere her ne kadar engel olunmak istendiyse de bu mümkün
olmamış ve bu vergiler zamanla kabul görmüştür.
Örfi vergiler kapsamında değerlendirilen bir diğer vergiler ise
“Tekâlîf-i divaniye” adı verilen vergilerdir. Yine kanunnamelerin
kapsamı dışında olan; sabit bir miktarı veya oranı olmayan
Tekâlîf-i divaniyeler, her yıl çıkarılan fermanlarla belirleniyordu.
Önceleri savaş gibi olağanüstü durumlarda alınan bu vergi de,
III. Murat döneminde daimi bir vergi haline geldi. Her ne kadar
bu vergilerin tahsiline engel olunmak istendiyse de, yetiştirdiği
askerlerle savaşa katılan ümeraya göz yumuldu, daha sonra bu
vergilere resmi bir nitelik kazandırıldı .
Önemle belirtelim ki, bu
günedeğin kıymetli eserler
sunan tarihçilerin
eserlerinde bile Osmanlı
İmparatorluğu’nda alınan
vergilerin tam ve kesin bir
listesini bulmak hakikaten
imkânsızdır. Bunun nedeni
Osmanlı Maliyesinde
sayıları yüzleri aşan çok
sayıda vergi ve benzeri
yükümlülükler uygulanmış
olmasıdır.
“Kanunnâmelerde, "resm-i arûsi (gelin resmi),,, "arûsane,,, "âdet-i arûsî„ adlariyle
geçen bu resmin mahiyeti, bir kız veya dul kadın evlenirken kadıya verilen
nikâh resminden başka timar sahibine veya sancak beyine verilen resimdir,
kızları evlendiği zaman, timar sahibinden d. Dul (seyyibe, bîve, ermel) kadın
evlense, arus (gerdek) resmini, kendisinin evlendiği sırada bulunduğu yerin
sahibi, sipahisi alır, fakat yörük ve yüzdecinin kızı evlense, gerdek resimlerini,
bunlar lâmekân olduklarından, yani daima bir yerde durmadıklarından, kız
olsun dul olsun, kadının veya kızın babasının kayıtlı bulunduğu timarın veya
yerin sahibi alır. Sefere eşen müsellem taifesinin kızı dahi reâyâ kızı
hükmündedir ve cee alınır; Bir yerli reayanın kız oğlan kızı evlense gerdek
resmini, kızın babasının, tımarında oturduğu sipahi alırmaatının resm-i arûsu
kime kaydolundiyse, gerdek resmini ona verir.”
Neşet Çağatay bir çalışmasında gerdek
resmi ile ilgili olarak şunları yazmaktadır:
“Kanunnâme’de bâd-ı hevâ rüsûmu arasında sayılmamakla birlikte bâd-ı hevâ
karakteri taşıyan bu resim, kaçan erkek ve kadın kölenin yakalandığı sipahi
toprağında sahibi gelinceye kadar takdir edilen günlük nafakası ve bunların
yakalandığı toprak statüsüne göre iade edilmesi durumunda alınmaktaydı.
Kaçan köleyi yakalayan kimse onu sipahisine teslim ettiğinde 20 akçe
muştuluk alırdı. Toprağında köle yakalanan sipahiye köle sahibi, bunun
bulunduğu yerden gün olarak ifade edilen uzaklığa göre 60 ile 100 akçe olarak
takdir edilen muştuluk öderdi. Sipahi yakaladığı köleyi sahibi gelinceye kadar
üç ay saklar ve mahkeme bunun için nafaka takdir ederdi. Sipahi bunu da köle
sahibinden alırdı. Bu süre içinde sahibi gelmezse köle satılır ve satış bedeli
emaneten saklanırdı.”
Kaybolmuş bir hayvan ve/veya kölenin bulunması halinde alınan yâve
resmi ya da kaçkun resmi ilginç vergilerden bir diğeridir. “Bâd-ı hevâ
rüsumu” adıyla tahsil edilen bu vergi hakkında şu alıntıyı buraya sunmakta
yarar görüyoruz:
Osmanlı Mali Sisteminde Keyfi Vergiler
Selamet Akçesi,
Geçit Resmi,
Toprakbastı Parası
Hayvan sürülerinin geçitlerden geçişi veya sevki
üzerinden alınan bir vergi idi.
Kasabhane Bacı,
Selhhane Bacı, Serhane
Bacı, Kellehane Bacı,
Paçahane Bacı, Kelle,
Ayak, Ciğer Parası, Dem
Resmi, Balta Resmi,
Serçin Resmi,
Bu vergiler, hayvan kesimi ile uğraşanlardan alınırdı.
Miktarı 2-10 para arasında değişirdi.
Resm-i Hınzıriyye,
Canavar Resmi
Daha çok Rumeli’de görülen bir vergiydi. Domuzlar
yetiştirilmesi verginin konusunu oluşturuyordu
Osmanlı Mali Sisteminde Keyfi Vergiler
Bojik resmi
Gayrimüslim halkın domuz salhanelerinde (bojik)
kesilen domuzlardan iki akça “resm-i bujik”
adıyla bir vergi alınırdı.
Resm-i Arûs
(Gerdek Resmi)
Bir sipahinin tımarında bulunan kadınların
evlenmeleri verginin konusunu oluştururdu. Bu vergi,
kadınların kocalarından tahsil edilirdi.
Yâve ve Kaçkun
Resmi
(Bâd-ı Hevâ Rüsûmu)
Kaybolmuş hayvan veya kölenin bulunması verginin
konusunu oluştururdu.
Osmanlı Mali Sisteminde Keyfi Vergiler
Beytülmâl Resmi
Beyt’ul-mal resmi ile pencik resmi aynıdır. Kelime olarak beşte bir
demek olan pencik, savaşlarda ele geçirilen esirlerden, askerlikte
kullanılmak üzere beşte birinin alınması demekti. Beyt’ul-mal ise,
varisi bilinmeyen veya hazır olmayan, ölülerin eşyası vb. genel
malları muhafaza eden sandık ve idareye verilen addı. Bu mal 5 yıl
muhafaza edilir, bu sürede varisi çıkmazsa mal sandıklarına teslim
edilirdi. Mal sandıklarına teslim edilen bu eşyadan “emniyet resmi”
adıyla vergi alınırdı.
Kürekçi Bedeli, Tersane
Bedeliyyesi, Kalyoncu
Bedeliyyesi, Gâbyâr
Bedeliyyesi, Bedel-i
Asâkir-i Bahriyye,
Kürekçiyân Avârızı
Gemilerde kürek çeken ve yelken açıp toplayanların
ücretlerinin ödenmesi için tahsil edilirdi. Mükellefi hane
reisleriydi.
Öşr-i Diyet
Dirlik toprakları dâhilinde adam öldürülmesi veya birinin
azasının sakat bırakılması halinde alınırdı. Maktullerin
mirasçılarına veya azası sakat edilenlere verilirdi.
Osmanlı Mali Sisteminde Keyfi Vergiler
Sarrafiyye,
Akçebaşı, Güzeşte,
Senelik Nemâ
Bir takım masrafların karşılanması için sarraflardan vs.
faizcilerden ödünç para alınırdı. Bu ödünç paralar için bir
takım faizler verilirdi. Bu faizleri karşılamak için hane
reislerinden tahsil edilirdi.
Boyunduruk Resmi
Müsellem, yağcı, küreci, canbaz, yörük ve bunlar gibi
askerî sınıfa dâhil kimseler bulundukları yerin
sipahisinden (timar sahibinden) bir çiftlik arazi kendi
mülklerine geçirmeleri halinde “çift resmi” adı altında bir
vergi verirlerdi.
Çift Bozan Resmi.
(Levendiye,
Levendlik)
Çift bozan resmi, reayadan, ziraat etmekte olduğu araziyi
terk ettiği zaman alınan bir vergi idi.
Osmanlı Mali Sisteminde Keyfi Vergiler
Dühan Resmi.
(dühaniye), (resm-i dud),
(resm-i baca), (tütün
resmi), (tütüncek)
Yaylak resmi
Dühan resmi yörük, yüzdeci, yağcı, küreci, tatar ve
türkmen taifesi gibi yerleşik olarak bir yerde
oturmayan, bir yerden bir yere gezen ve evli olan,
kimselerden alınan bir vergi idi.
Aynaroz Vergisi
Aynaroz halkının himaye (koruma) karşılığında
ödemiş oldukları bir vergi idi.
Ceraim-i Hayvanat
Vergisi (Deştbani)
Sahip olduğu hayvanı başka birinin arazisine ve
ekinine zarar verdiğinde ödenen bir vergi idi.
Osmanlı Mali Sisteminde Keyfi Vergiler
İspenç Resmi
(Kamu Resmi)
Gayri-müslim köylüden müslümanların çift resmine
mukabil alınan bir vergi uygulamasıydı.
Asiyab Vergisi Değirmenlerin faaliyetleri üzerinden alınan vergidir.
Değirmen taşlarının sayısına göre alınıyordu.
Mücerred Resmi
Mücerred resmi aynı evde bulunan bekar
kimselerden alınan bir vergidir. “Mucerred”, Arapça
kökenli bir kelimedir ve “evlenmemiş”, “bekar”
anlamına gelmektedir.
Ağıl Resmi Hayvan sürülerinin barındırıldıkları yer için alınan
bir vergi idi.

More Related Content

What's hot

Week 9_Lec 1 The Economic Rationale of the Modern State.pptx
Week 9_Lec 1 The Economic Rationale of the Modern State.pptxWeek 9_Lec 1 The Economic Rationale of the Modern State.pptx
Week 9_Lec 1 The Economic Rationale of the Modern State.pptxnaseebkhan46
 
Patinkin real balance effect
Patinkin real balance effectPatinkin real balance effect
Patinkin real balance effectsenthamizh veena
 
Multiplier-Accelerator Interaction
Multiplier-Accelerator InteractionMultiplier-Accelerator Interaction
Multiplier-Accelerator Interactionmanuelmathew1
 
Principle of maximum social advantage
Principle of maximum social advantagePrinciple of maximum social advantage
Principle of maximum social advantageCHOWDAPPA V A
 
Lewis model & rastow stages
Lewis model & rastow stagesLewis model & rastow stages
Lewis model & rastow stagesNaseem Ch
 
VERGİLEME SANATI VERGİ DEVLETLERİNDE “VERGİLEME SANATI”NIN İCRASI
VERGİLEME SANATI VERGİ DEVLETLERİNDE “VERGİLEME SANATI”NIN İCRASI VERGİLEME SANATI VERGİ DEVLETLERİNDE “VERGİLEME SANATI”NIN İCRASI
VERGİLEME SANATI VERGİ DEVLETLERİNDE “VERGİLEME SANATI”NIN İCRASI COSKUN CAN AKTAN
 
Fiscal Policy Ppt
Fiscal Policy PptFiscal Policy Ppt
Fiscal Policy PptCAG
 
Meeting 8 - Keynesian model of unemployment (Macroeconomics)
Meeting 8 - Keynesian model of unemployment (Macroeconomics)Meeting 8 - Keynesian model of unemployment (Macroeconomics)
Meeting 8 - Keynesian model of unemployment (Macroeconomics)Albina Gaisina
 
New Keynesian Model in Open Economy
New Keynesian Model in Open EconomyNew Keynesian Model in Open Economy
New Keynesian Model in Open EconomyGiuseppe Caivano
 
Public economics unit 3 public expenditure and public debt
Public economics unit   3 public expenditure and public debtPublic economics unit   3 public expenditure and public debt
Public economics unit 3 public expenditure and public debtNishali Balasingh
 
classical economic theory Vs Keynisian Theory - an overview
classical economic theory Vs Keynisian Theory - an overviewclassical economic theory Vs Keynisian Theory - an overview
classical economic theory Vs Keynisian Theory - an overviewShreya Sahay
 
Classical Theory of economic Growth
Classical Theory of economic GrowthClassical Theory of economic Growth
Classical Theory of economic GrowthMUHAMMAD FERDAUS
 

What's hot (20)

Week 9_Lec 1 The Economic Rationale of the Modern State.pptx
Week 9_Lec 1 The Economic Rationale of the Modern State.pptxWeek 9_Lec 1 The Economic Rationale of the Modern State.pptx
Week 9_Lec 1 The Economic Rationale of the Modern State.pptx
 
Patinkin real balance effect
Patinkin real balance effectPatinkin real balance effect
Patinkin real balance effect
 
Multiplier-Accelerator Interaction
Multiplier-Accelerator InteractionMultiplier-Accelerator Interaction
Multiplier-Accelerator Interaction
 
Principle of maximum social advantage
Principle of maximum social advantagePrinciple of maximum social advantage
Principle of maximum social advantage
 
Adam smith
Adam smithAdam smith
Adam smith
 
Lewis model & rastow stages
Lewis model & rastow stagesLewis model & rastow stages
Lewis model & rastow stages
 
VERGİLEME SANATI VERGİ DEVLETLERİNDE “VERGİLEME SANATI”NIN İCRASI
VERGİLEME SANATI VERGİ DEVLETLERİNDE “VERGİLEME SANATI”NIN İCRASI VERGİLEME SANATI VERGİ DEVLETLERİNDE “VERGİLEME SANATI”NIN İCRASI
VERGİLEME SANATI VERGİ DEVLETLERİNDE “VERGİLEME SANATI”NIN İCRASI
 
Fiscal Policy Ppt
Fiscal Policy PptFiscal Policy Ppt
Fiscal Policy Ppt
 
Topic 11 - Monetary Theory
Topic 11 - Monetary TheoryTopic 11 - Monetary Theory
Topic 11 - Monetary Theory
 
Meeting 8 - Keynesian model of unemployment (Macroeconomics)
Meeting 8 - Keynesian model of unemployment (Macroeconomics)Meeting 8 - Keynesian model of unemployment (Macroeconomics)
Meeting 8 - Keynesian model of unemployment (Macroeconomics)
 
Ch10ppt
Ch10pptCh10ppt
Ch10ppt
 
Consumption hypotheses
Consumption hypothesesConsumption hypotheses
Consumption hypotheses
 
Keynesian Logic
Keynesian LogicKeynesian Logic
Keynesian Logic
 
New Keynesian Model in Open Economy
New Keynesian Model in Open EconomyNew Keynesian Model in Open Economy
New Keynesian Model in Open Economy
 
THE THEORY OF MONEY
THE THEORY OF MONEYTHE THEORY OF MONEY
THE THEORY OF MONEY
 
Supply-Side Economics
Supply-Side EconomicsSupply-Side Economics
Supply-Side Economics
 
Consumption function
Consumption functionConsumption function
Consumption function
 
Public economics unit 3 public expenditure and public debt
Public economics unit   3 public expenditure and public debtPublic economics unit   3 public expenditure and public debt
Public economics unit 3 public expenditure and public debt
 
classical economic theory Vs Keynisian Theory - an overview
classical economic theory Vs Keynisian Theory - an overviewclassical economic theory Vs Keynisian Theory - an overview
classical economic theory Vs Keynisian Theory - an overview
 
Classical Theory of economic Growth
Classical Theory of economic GrowthClassical Theory of economic Growth
Classical Theory of economic Growth
 

More from COSKUN CAN AKTAN

İKTİSAT VE MATEMATİK: İKTİSADIN MATEMATİZASYONU
İKTİSAT VE MATEMATİK: İKTİSADIN MATEMATİZASYONUİKTİSAT VE MATEMATİK: İKTİSADIN MATEMATİZASYONU
İKTİSAT VE MATEMATİK: İKTİSADIN MATEMATİZASYONUCOSKUN CAN AKTAN
 
İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?
İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?
İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?COSKUN CAN AKTAN
 
PATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİ
PATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİPATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİ
PATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİCOSKUN CAN AKTAN
 
PATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNE
PATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNEPATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNE
PATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNECOSKUN CAN AKTAN
 
PATERNALİZM: PATERNAL DEVLET ANLAYIŞI
PATERNALİZM: PATERNAL DEVLET ANLAYIŞIPATERNALİZM: PATERNAL DEVLET ANLAYIŞI
PATERNALİZM: PATERNAL DEVLET ANLAYIŞICOSKUN CAN AKTAN
 
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU  GENİŞLEMEİKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU  GENİŞLEME
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEMECOSKUN CAN AKTAN
 
İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?
İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?
İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?COSKUN CAN AKTAN
 
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR? İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR? COSKUN CAN AKTAN
 
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?COSKUN CAN AKTAN
 
MATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİ
MATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİMATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİ
MATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİCOSKUN CAN AKTAN
 
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME...
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME... İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME...
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME... COSKUN CAN AKTAN
 
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZMEMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZMCOSKUN CAN AKTAN
 
EMPERYAL BİLİM: İKTİSAT
EMPERYAL BİLİM: İKTİSATEMPERYAL BİLİM: İKTİSAT
EMPERYAL BİLİM: İKTİSATCOSKUN CAN AKTAN
 
İKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZM
İKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZMİKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZM
İKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZMCOSKUN CAN AKTAN
 
KEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUN
KEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUNKEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUN
KEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUNCOSKUN CAN AKTAN
 
VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİVERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİCOSKUN CAN AKTAN
 

More from COSKUN CAN AKTAN (20)

İKTİSAT VE MATEMATİK: İKTİSADIN MATEMATİZASYONU
İKTİSAT VE MATEMATİK: İKTİSADIN MATEMATİZASYONUİKTİSAT VE MATEMATİK: İKTİSADIN MATEMATİZASYONU
İKTİSAT VE MATEMATİK: İKTİSADIN MATEMATİZASYONU
 
İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?
İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?
İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?
 
PATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİ
PATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİPATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİ
PATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİ
 
PATERNALİZM
PATERNALİZMPATERNALİZM
PATERNALİZM
 
PATERNALİZM FELSEFESİ
PATERNALİZM FELSEFESİ PATERNALİZM FELSEFESİ
PATERNALİZM FELSEFESİ
 
PATERNALİZM TÜRLERİ
PATERNALİZM TÜRLERİPATERNALİZM TÜRLERİ
PATERNALİZM TÜRLERİ
 
PATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNE
PATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNEPATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNE
PATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNE
 
PATERNALİZM: PATERNAL DEVLET ANLAYIŞI
PATERNALİZM: PATERNAL DEVLET ANLAYIŞIPATERNALİZM: PATERNAL DEVLET ANLAYIŞI
PATERNALİZM: PATERNAL DEVLET ANLAYIŞI
 
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU  GENİŞLEMEİKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU  GENİŞLEME
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME
 
İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?
İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?
İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?
 
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR? İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
 
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
 
MATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİ
MATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİMATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİ
MATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİ
 
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME...
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME... İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME...
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME...
 
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZMEMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
 
EMPERYAL BİLİM: İKTİSAT
EMPERYAL BİLİM: İKTİSATEMPERYAL BİLİM: İKTİSAT
EMPERYAL BİLİM: İKTİSAT
 
İKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZM
İKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZMİKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZM
İKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZM
 
KEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUN
KEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUNKEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUN
KEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUN
 
VERGİLEMENİN SINIRLARI
VERGİLEMENİN SINIRLARIVERGİLEMENİN SINIRLARI
VERGİLEMENİN SINIRLARI
 
VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİVERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
 

OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA UYDURULMUŞ VERGİLER (Bİ’DAT) VE KEYFİ VERGİLER

  • 1. OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA UYDURULMUŞ VERGİLER (Bİ’DAT) VE KEYFİ VERGİLER Bu sunum şu kaynaktan yararlanılarak hazırlanmıştır: Coşkun Can Aktan, Vergi Devleti, İstanbul: Divan Kitap, 2020. Sunumu Hazırlayan : Abdülhamid Özgün Birkalan Prof.Dr. Coşkun Can Aktan
  • 2. “Reaya fıkarasını her sene veregeldikleri belli vergiden başka; yeniden uydurulmuş vergi isteği ile incitmeye ve ona eziyet eylemiyeler ve ettirmeyeler.” – Defterdar Sarı Mehmet Paşa
  • 3. “Sonradan konmuş kötü uydurmaları (Bid’at) yazıya döküp deftere geçirmekten çekinmek gerektir.” – Defterdar Sarı Mehmet Paşa
  • 4. Osmanlı Maliyesi konusunda yazılmış önemli eserlerin pek çoğu Osmanlı vergi sisteminin ağır, haksız ve adaletsiz uygulamalarla dolu olduğu konusunda hemfikirdir. Osmanlı vergi sisteminin bugünkü anlamda ideal vergileme prensiplerinden tamamen uzak ve keyfî vergileme sistemi olduğunu söyleyebiliriz.
  • 5. 01 02 Osmanlı vergi sistemi genel olarak şer’i ve örfi vergilerden oluşmaktadır. Şer’i Vergiler (Tekâlîf-i şer’iye) Örfi vergiler (Tekâlîf-i örfiye) ise geleneklere dayanarak konmuş vergilerden oluşmaktadır. Din ayrımı olmaksızın herkesten, yerel ve olağanüstü harcamaları karşılamak üzere alınmış vergilerdi. Şer’i vergiler (Tekâlîf-i şer’iye), tamamıyla İslam hukuku kurallarına göre konmuş, zekat, öşür (aşar), haraç ve cizyeden oluşan vergilerdir. Örfi vergiler (Tekâlîf-i örfiye)
  • 6. Tekâlîf-i divaniye Tekâlîf-i şâkka Savaşlar sonucunda alınan ve şeriatın izin verdiği vergilerdir. Vergi kuralları dışında kalarak tarh edilen vergilerdir. Bu tür vergilerde hak ve adalete uygun davranılmayacağın dan, şer’an izin verilmemiştir. Yine kanunnamelerin kapsamı dışında olan ve devletin bizzat kendisinin tahsil ettiği örfi vergilerdir. 01 02 03 Osmanlı vergi sisteminde örfi vergiler üç gruba ayrılıyordu: Tekâlîf-i âdiye
  • 7. Örfi hukuk gereği örfi vergilerin tahsil edilebilmesi için bu vergilerin insan aklının iyi kabul ettiği yapıda ve şeriata uygun olması gerekirdi. Oysa Osmanlı Devleti’nde uygulanan örfi vergilerin birçoğunun halk tarafından kabul görmediği ve zorunlu olduğu için ödendiği anlaşılmaktadır. Osmanlı maliyesi üzerine önemli çalışmalar yapmış olan Ahmet Tabakoğlu da bizim yukarıda yaptığımız açıklamalara paralel bir sınıflama yapmaktadır. Tabakoğlu, Osmanlı Devleti’nde uygulanan vergi sistemini şer’i vergiler (tekâlîf-i şer‘iyye) ile sayıları oldukça fazla olan ve çok çeşitli konular üzerinden alınan örfi vergilere (tekâlîf-i örfiyye) ve keyfî vergilere (tekâlîf-i şâkka) dayandırmıştır. Tabakoğlu şöyle yazmaktadır:
  • 8. “İslâm devletlerinde vergiler “tekâlîf-i şer‘iyye” ve “tekâlîf-i fevkalâde” diye ikiye ayrılabilir. Şer‘î hükümlere dayanan ve ayrıntıları fıkıh kitaplarında yazılı bulunan tekâlîfe tekâlîf-i şer‘iyye, bunların dışında kalan ve devlet tarafından halka yüklenen vergilere tekâlîf-i fevkalâde denir. Fevkalâde vergiler de “tekâlîf-i örfiyye” ve “tekâlîf-i şâkka” olarak iki kısımdır. Tekâlîf-i örfiyye, aslında şeriatın kaynaklarından biri olan örfe dayanan ve genellikle savaş gibi ihtiyaçlarda tahsil edilen vergilerdir. Osmanlılar’da avârız türü vergiler böyledir. Bu tür vergilere “tekâlîf-i âdiye (mu‘tâde)” adı da verilir. Tekâlîf-i örfiyyeye şeriatın cevaz verdiği genellikle kabul edilmiştir. Çünkü bu tür vergilerde hakkaniyet ve adalet olduğu varsayılır. Tekâlîf-i şâkka ise ağır vergiler olup haklarında şer‘î cevaz bulunmayan ve genellikle haksız kabul edilen yükümlülüklerdir.”
  • 9. Şer’i Vergiler Tekâlîf-i Şer‘iyye Tekâlîf-i şer‘iyyenin esasları dörttür: Zekât, öşür (çoğulu âşâr), haraç ve cizye. Cizye, öşür, dimos, sâlâriyye, basma akçesi, boyunduruk, ağalık, kulluk hakları, çift akçesi, tımar sisteminin uygulanmadığı yerlerin eyâlât-ı mümtâze vâridâtı, imaretler mâl-i maktûu, gümrükler, madenler, emlâk-i emîriyye, emlâk-i mazbuta, hâsılât-ı mütenevvia, mukātaat ve iltizâmât bedelâtı, selâmet akçesi, toprak bastı parası, çit parası, ağnam, kasaphâne, salhâne, serhâne, kellehâne, paçahâne bâclarıyla kelle, ayak, ciğer parası gibi vergiler ve âdet-i ağnâm, ondalık ağnam, geçit, otlak, yaylak, kışlak, ağıl, dem, balta, serçin, derçin, zebhiyye, mürde bâcı, deve, camus, öküz, inek, at, ester, merkep, canavar, dönüm, zemin, çift, çiftbozan, tapu, âsiyâb, bahçe, bostan, bağ, fevâkih, küvâre, kovan, penbe, harîr, şira, mücerred, raiyyet, bennâk, bâd-ı hevâ, caba akçesi, arûs, ispenç, cürm ü cinâyet, ihtisap, yava ve kaçkun, beytülmâl resimleri gibi resim ve harçlar.
  • 10. Örf’i Vergiler Tekâlîf-i Örfiyye Özellikle savaş yıllarında ihtiyaca göre daha çok hâne, aile, çift, ocak gibi bir esasa dayalı olarak tarh edilen vergi, resim ve harçları ifade eder. avâid-i hademe ve avâid-i mu‘tâde; bâc, yasak, yol, meks, derbend ve tırtıl resimleri; cevâiz, hediye, katık, kumanya, nân, ulûfe, zahîre, nevâle, peksimet, çizme bahaları; ahz-i vekâlet, bab, baha, defter, evâmir, ferman, hademe, i‘lâm, kaydiye, kitâbet, reddiyye, mahkeme harçları; yazıcı, ceyb-i hümâyun, mukabele akçeleri; daire, sefine, kayık, konak, köprücü, derbendci, suyolcu, beldâran, sekbanlar, topçular, humbaracılar, beygir, devir, mürûr ve ubûr masrafları; ayrıca mürûriyye, Bâb-ı Âlî tâmiratı, devâir tefrişatı, güzeşte, han ve çayır kirası, huddâmiyye, kethüdâiyye, iâne-i hükkâmiyye, ihzâriyye, izn-i sefîne, kalemiyye, kâtib-i emlâk tahsisatı, kâtibiyye, kudûmiyye, maâş-ı maliyye, muhzıriyye, öşr-i diyet, reddiyye-i temessük, ruba-nüvâs, sarrâfiyye, selâmetlik, senelik nemâ, taahhüt temessükâtı, taâmiyye, tahsildâriyye, tebrîkiyye, tebşîriyye, tevziat, iânât ve semerât adı altında çeşitli yükümlülükler tekâlîf- i örfiyyeden sayılırdı.
  • 11. Keyfî Vergiler (Tekâlîf-i Şâkka) “Güç yetirilemeyecek kadar ağır vergiler” demektir ve genellikle memurların halktan aldıkları izinsiz vergiler için kullanılmıştır. Haklarında şer‘î cevaz olmadığı gibi çıkarılan ferman ve adâletnâmelerle yasaklanan bu vergilerin teftiş akçesi, devir, harc-ı bâb, masârif-i sancak, saray tamiri, esb-bahâ, hil‘at-bahâ, kaftan-bahâ, na’l-bahâ, zahîre-bahâ, öşr-i diyet gibi isimler taşıdığı belgelerden anlaşılmaktadır. Bir bakıma tekâlîf-i şâkka tekâlîf-i örfiyye içinde mütalaa edilmiş, çeşitlenerek birbirinden ayrılmaz hale gelmiştir. Hangi tür vergilerin tekâlîf-i örfiyye, hangilerinin tekâlîf-i şâkka olduğu konusundaki tereddütler belgelere de yansımış, çoğunlukla bu ikisi birbirinin eş anlamlısı gibi kullanılmıştır. Nitekim imdâdiyyelerle ilgili belgelerde bu vergilerin tekâlîf-i şâkkanın yerini tutmak üzere ihdas edildiği vurgulanır.
  • 12. “Tekâlîf-i şâkka” adı altında tahsil edilen vergiler ise adı üzerinde “eziyet veren” keyfî vergilerdir. Tekâlîf-i şâkkalar; çeşitli adlar altında toplanan, üst düzey yöneticilerin tahsil ettiği ve kanunnamelere dayanmayan vergilerden oluşmaktaydı. Bu tür vergilere her ne kadar engel olunmak istendiyse de bu mümkün olmamış ve bu vergiler zamanla kabul görmüştür. Örfi vergiler kapsamında değerlendirilen bir diğer vergiler ise “Tekâlîf-i divaniye” adı verilen vergilerdir. Yine kanunnamelerin kapsamı dışında olan; sabit bir miktarı veya oranı olmayan Tekâlîf-i divaniyeler, her yıl çıkarılan fermanlarla belirleniyordu. Önceleri savaş gibi olağanüstü durumlarda alınan bu vergi de, III. Murat döneminde daimi bir vergi haline geldi. Her ne kadar bu vergilerin tahsiline engel olunmak istendiyse de, yetiştirdiği askerlerle savaşa katılan ümeraya göz yumuldu, daha sonra bu vergilere resmi bir nitelik kazandırıldı .
  • 13. Önemle belirtelim ki, bu günedeğin kıymetli eserler sunan tarihçilerin eserlerinde bile Osmanlı İmparatorluğu’nda alınan vergilerin tam ve kesin bir listesini bulmak hakikaten imkânsızdır. Bunun nedeni Osmanlı Maliyesinde sayıları yüzleri aşan çok sayıda vergi ve benzeri yükümlülükler uygulanmış olmasıdır.
  • 14. “Kanunnâmelerde, "resm-i arûsi (gelin resmi),,, "arûsane,,, "âdet-i arûsî„ adlariyle geçen bu resmin mahiyeti, bir kız veya dul kadın evlenirken kadıya verilen nikâh resminden başka timar sahibine veya sancak beyine verilen resimdir, kızları evlendiği zaman, timar sahibinden d. Dul (seyyibe, bîve, ermel) kadın evlense, arus (gerdek) resmini, kendisinin evlendiği sırada bulunduğu yerin sahibi, sipahisi alır, fakat yörük ve yüzdecinin kızı evlense, gerdek resimlerini, bunlar lâmekân olduklarından, yani daima bir yerde durmadıklarından, kız olsun dul olsun, kadının veya kızın babasının kayıtlı bulunduğu timarın veya yerin sahibi alır. Sefere eşen müsellem taifesinin kızı dahi reâyâ kızı hükmündedir ve cee alınır; Bir yerli reayanın kız oğlan kızı evlense gerdek resmini, kızın babasının, tımarında oturduğu sipahi alırmaatının resm-i arûsu kime kaydolundiyse, gerdek resmini ona verir.” Neşet Çağatay bir çalışmasında gerdek resmi ile ilgili olarak şunları yazmaktadır:
  • 15. “Kanunnâme’de bâd-ı hevâ rüsûmu arasında sayılmamakla birlikte bâd-ı hevâ karakteri taşıyan bu resim, kaçan erkek ve kadın kölenin yakalandığı sipahi toprağında sahibi gelinceye kadar takdir edilen günlük nafakası ve bunların yakalandığı toprak statüsüne göre iade edilmesi durumunda alınmaktaydı. Kaçan köleyi yakalayan kimse onu sipahisine teslim ettiğinde 20 akçe muştuluk alırdı. Toprağında köle yakalanan sipahiye köle sahibi, bunun bulunduğu yerden gün olarak ifade edilen uzaklığa göre 60 ile 100 akçe olarak takdir edilen muştuluk öderdi. Sipahi yakaladığı köleyi sahibi gelinceye kadar üç ay saklar ve mahkeme bunun için nafaka takdir ederdi. Sipahi bunu da köle sahibinden alırdı. Bu süre içinde sahibi gelmezse köle satılır ve satış bedeli emaneten saklanırdı.” Kaybolmuş bir hayvan ve/veya kölenin bulunması halinde alınan yâve resmi ya da kaçkun resmi ilginç vergilerden bir diğeridir. “Bâd-ı hevâ rüsumu” adıyla tahsil edilen bu vergi hakkında şu alıntıyı buraya sunmakta yarar görüyoruz:
  • 16. Osmanlı Mali Sisteminde Keyfi Vergiler Selamet Akçesi, Geçit Resmi, Toprakbastı Parası Hayvan sürülerinin geçitlerden geçişi veya sevki üzerinden alınan bir vergi idi. Kasabhane Bacı, Selhhane Bacı, Serhane Bacı, Kellehane Bacı, Paçahane Bacı, Kelle, Ayak, Ciğer Parası, Dem Resmi, Balta Resmi, Serçin Resmi, Bu vergiler, hayvan kesimi ile uğraşanlardan alınırdı. Miktarı 2-10 para arasında değişirdi. Resm-i Hınzıriyye, Canavar Resmi Daha çok Rumeli’de görülen bir vergiydi. Domuzlar yetiştirilmesi verginin konusunu oluşturuyordu
  • 17. Osmanlı Mali Sisteminde Keyfi Vergiler Bojik resmi Gayrimüslim halkın domuz salhanelerinde (bojik) kesilen domuzlardan iki akça “resm-i bujik” adıyla bir vergi alınırdı. Resm-i Arûs (Gerdek Resmi) Bir sipahinin tımarında bulunan kadınların evlenmeleri verginin konusunu oluştururdu. Bu vergi, kadınların kocalarından tahsil edilirdi. Yâve ve Kaçkun Resmi (Bâd-ı Hevâ Rüsûmu) Kaybolmuş hayvan veya kölenin bulunması verginin konusunu oluştururdu.
  • 18. Osmanlı Mali Sisteminde Keyfi Vergiler Beytülmâl Resmi Beyt’ul-mal resmi ile pencik resmi aynıdır. Kelime olarak beşte bir demek olan pencik, savaşlarda ele geçirilen esirlerden, askerlikte kullanılmak üzere beşte birinin alınması demekti. Beyt’ul-mal ise, varisi bilinmeyen veya hazır olmayan, ölülerin eşyası vb. genel malları muhafaza eden sandık ve idareye verilen addı. Bu mal 5 yıl muhafaza edilir, bu sürede varisi çıkmazsa mal sandıklarına teslim edilirdi. Mal sandıklarına teslim edilen bu eşyadan “emniyet resmi” adıyla vergi alınırdı. Kürekçi Bedeli, Tersane Bedeliyyesi, Kalyoncu Bedeliyyesi, Gâbyâr Bedeliyyesi, Bedel-i Asâkir-i Bahriyye, Kürekçiyân Avârızı Gemilerde kürek çeken ve yelken açıp toplayanların ücretlerinin ödenmesi için tahsil edilirdi. Mükellefi hane reisleriydi. Öşr-i Diyet Dirlik toprakları dâhilinde adam öldürülmesi veya birinin azasının sakat bırakılması halinde alınırdı. Maktullerin mirasçılarına veya azası sakat edilenlere verilirdi.
  • 19. Osmanlı Mali Sisteminde Keyfi Vergiler Sarrafiyye, Akçebaşı, Güzeşte, Senelik Nemâ Bir takım masrafların karşılanması için sarraflardan vs. faizcilerden ödünç para alınırdı. Bu ödünç paralar için bir takım faizler verilirdi. Bu faizleri karşılamak için hane reislerinden tahsil edilirdi. Boyunduruk Resmi Müsellem, yağcı, küreci, canbaz, yörük ve bunlar gibi askerî sınıfa dâhil kimseler bulundukları yerin sipahisinden (timar sahibinden) bir çiftlik arazi kendi mülklerine geçirmeleri halinde “çift resmi” adı altında bir vergi verirlerdi. Çift Bozan Resmi. (Levendiye, Levendlik) Çift bozan resmi, reayadan, ziraat etmekte olduğu araziyi terk ettiği zaman alınan bir vergi idi.
  • 20. Osmanlı Mali Sisteminde Keyfi Vergiler Dühan Resmi. (dühaniye), (resm-i dud), (resm-i baca), (tütün resmi), (tütüncek) Yaylak resmi Dühan resmi yörük, yüzdeci, yağcı, küreci, tatar ve türkmen taifesi gibi yerleşik olarak bir yerde oturmayan, bir yerden bir yere gezen ve evli olan, kimselerden alınan bir vergi idi. Aynaroz Vergisi Aynaroz halkının himaye (koruma) karşılığında ödemiş oldukları bir vergi idi. Ceraim-i Hayvanat Vergisi (Deştbani) Sahip olduğu hayvanı başka birinin arazisine ve ekinine zarar verdiğinde ödenen bir vergi idi.
  • 21. Osmanlı Mali Sisteminde Keyfi Vergiler İspenç Resmi (Kamu Resmi) Gayri-müslim köylüden müslümanların çift resmine mukabil alınan bir vergi uygulamasıydı. Asiyab Vergisi Değirmenlerin faaliyetleri üzerinden alınan vergidir. Değirmen taşlarının sayısına göre alınıyordu. Mücerred Resmi Mücerred resmi aynı evde bulunan bekar kimselerden alınan bir vergidir. “Mucerred”, Arapça kökenli bir kelimedir ve “evlenmemiş”, “bekar” anlamına gelmektedir. Ağıl Resmi Hayvan sürülerinin barındırıldıkları yer için alınan bir vergi idi.