VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
DAVRANIŞSAL İKTİSAT: İKTİSADİ DAVRANIŞ, KARAR VE SEÇİMLERDE İRRASYONELİTE VE SONUÇLARI
1. PROF.DR. COŞKUN CAN AKTAN
Bu sunum şu kaynaktan yararlanılarak hazırlanmıştır: Coşkun Can Aktan, Yeni İktisat Okulları ve İktisadi Düşünce: Ankara:
Seçkin Yayınları, 2018.
Sunumu Hazırlayan: Şükran Filiz
DAVRANIŞSAL İKTİSAT:
İKTİSADİ DAVRANIŞ, KARAR VE SEÇİMLERDE
İRRASYONELİTE VE SONUÇLARI
2. Şekil-1 de başlıca “zihinsel hata ve yanılgılar”ın bir envanterini ortaya koymaya çalışmış bulunuyoruz. “Zihinsel hata ve
yanılgıları” başlıca dokuz ana kategoride özetleyebiliriz. Şimdi bu hata ve yanılgıları iktisadi yaşama dair bazı örneklerle ile
açıklamaya çalışalım.
3. KARAR VERME VE TERCİHTE
BULUNMAYA İLİŞKİN HATA VE
YANILGILAR
• İktisadi insan (homo economicus) acaba
rasyonel davranarak her zaman kendi
faydasını maksimize edecek doğru,
düzenli, tutarlı ve güvenilir karar ve
seçimlerde bulunabilir mi? Davranışsal
iktisatçılar bu konuyu nasıl ele almış
inceleyelim.
4. • Davranışsal iktisatçılar,
eksik, yanlış ya da aşırı
enformasyon gibi
nedenlerle insanların
iktisadi karar ve
seçimlerinin her zaman
mükemmel ya da optimal
olmayacağını
savunmaktadır.
• Hatta tam enformasyon
varsayımı altında bile
sınırlı zihinsel kapasite
insanların, doğru ve tutarlı
karar ve seçimde
bulunmasını engeller.
5. Karar verme ve tercihte bulunmaya ilişkin hata
ve yanılgıların başlıcalarını şu şekilde
özetleyelim;
İnsanlar bir karar alırken ya da tercihte
bulunurken tek bir özellik ya da kriteri dikkate
alarak ona odaklanır ve diğer önemli özellikleri
ya da kriterleri görmezden gelirler.
ODAKLANMA
(Focusing)
Gündelik alışverişlerde çok
sıkça görülen bir zihinsel hata
türüdür.
6. İnsanlar çevrelerindeki uyarıcılardan,
nesnelerden ya da olaylardan birisine ya da
birden fazlasına daha fazla yönelerek onu
seçerler. Bu duruma “algıda seçicilik” (selective
perception) adı verilir.
Algıda seçicilik
Odaklanmadan
farklıdır .
7. İnsanlar zihinlerine
ulaşan bilgilerden
ancak dikkat çekici ya
da belirgin olanlarına
odaklanırlar. Bu
duruma davranışsal
iktisat literatüründe
‘’Algısal belirginlik
(perceptual salience)’’
adı verilir.
Algıda
belirginlik,
algıda
seçicilik ile
benzerlik
gösteren bir
durumdur.
Algısal belirginlik, optimal karar almayı
engelleyen bir zihinsel hata örneğidir.
8. • İnsanlar, çok sık gördükleri ve duydukları
ürünlere beyinlerinde aşinalık kurarlar ve bu
durum onlarda beğeni hissi oluşturabilir. Bu
duruma literatürde ‘’Aşinalık etkisi (exposure
effect) ‘’ adı verilir. Marka bağımlılığının
nedeni aşinalık etkisidir.
9. • İnsanların ilk izlenim ve kanaati esas almaları
ve bu veriye daha fazla anlam yüklemeleri;
herhangi bir kişi ile ilgili ilk izlenimi esas
alarak o kişinin diğer kişisel özellikleri
hakkında pozitif ve/veya negatif önyargı
oluşturmaları davranışsal iktisat literatüründe
“Halo etkisi” olarak adlandırılmaktadır.
10. İnsanlar, bir şey satın aldıktan
sonra çoğunlukla yaptığı seçim
yanlış da olsa belki de
üzüntülerini gizlemek ve
hafifletmek için yaptığı seçimleri
takdir edecek ifadeler kullanırlar.
Bu duruma, “kendi seçimini
destekleme” (choice supportive
bias) yanılgısı adı verilir.
Bir kere bir seçim yapıldıktan
sonra insan yaptığı seçimin
doğruluğunu ve/veya yanlışlığını
sorgulamadan yaptığı seçime
olumlu anlamlar yükler ve
seçimini destekler.
11. Doğrulama (confirmation bias) adı verilen
zihinsel hata ise zihnin sadece kendi ön
kabullerine uygun enformasyonu
doğrulaması ve onaylaması anlamına
gelir.
İnsanların
zihinlerinde bir inanç
ve yargı
oluşturmaları ve
bunu doğru kabul
edip, sonraki karar ve
seçimlerinde bunu
esas almaları sıkça
rastladığımız bir
durumdur.
12. Diğer bir zihinsel hata örneği ise ‘’yanlış kararda
ısrar etmedir.(escalation of commitment) İnsanlar
bazen almış oldukları kararı değiştirmezler; yanlışı
sürdürmekte ısrar edebilirler.
13. • İnsan zihnine dikkat çekici
bilgiler ulaştırıldığında
diğer uyarıcılar sayesinde
zihinde «ön hazırlık»
oluşur; bu bilgiler insanın
duygularına ve algılarına
yerleşir ve «çağrışım»
etkisi gösterir ve
sonrasında da bir
«tetikleme» etkisi ile son
bulur.
ÖNHAZIRLIK
ÇAĞRIŞIM
TETİKLEME
Davranışsal iktisat literatüründe bu durum “hazırlanma-
çağrışım-tetikleme etkileri” (priming effect) olarak
adlandırılmaktadır
14. • Davranışsal iktisat literatüründe
“tuzak seçenek” (Decoy) olarak
adlandırılan bir başka durum daha
vardır. Buna bir örnek verecek
olursak satıcıların cazip gibi
göstermeye çalıştıkları seçeneklerin
aslında alıcıların kafasını karıştırarak
onları yanlışa sürüklemesi söz
konusu olabilir. Bu durum alıcılar için
hazırlanmış bir tuzak niteliğindedir..
15. Konunun daha iyi anlaşılması açısından başka bir örnek daha verelim:
Sinemaya gittiniz ve bilet satın alırken aynı zamanda size üç farklı boyut
gösterilerek patlamış mısır alıp almayacağınız sorulduğunu varsayalım.
Olduğunu varsayalım. Bu ani karar verme ortamında size muhtemelen
küçük boy patlamış mısır yetecek iken siz orta boy patlamış mısır ile büyük
boy patlamış mısır arasında ciddi bir fiyat farkı olmadığını düşünerek büyük
boy patlamış mısır ısmarlayabilirsiniz. Filmi izledikten sonra bitiremediğiniz
patlamış mısırı soğuduğu için kimsenin de yemeyeceğini düşünerek
pişmanlık duyabilirsiniz.
Küçük boy
mısır ( 2TL)
Orta boy
mısır ( 5.5 TL)
Büyük boy
mısır ( 6TL)
Günümüzde özellikle perakendecilik sektöründe “tuzak seçenek” adı verilen satış
stratejisi ve taktiği çok önemli bir yere ve öneme sahiptir.
16. • Yine insanlara çok sayıda seçenek
sunulduğunda seçim yapmaları güçleşebilir ve
onları irrasyonel seçime yönlendirebilir.
Aşırı
seçenek
İrrasyonalite
17. • Konuyu tek bir örnek yardımıyla çok daha iyi
açıklayabiliriz. Bir taşınabilir laptop bilgisayara
ihtiyacımız olduğunu varsayalım. Nihayetinde
tasarruf ederek biriktirdiğimiz paramızı
harcayacağımız için rasyonel davranarak bize
uzun yıllar en iyi performansta hizmet verecek bir
laptop bilgisayar alma gayreti içerisinde
olacağımıza şüphe olmadığı açıktır.
• Bir kere çok sayıda satıcı firmada, çok sayıda
ürünün olduğunu biliyoruz. Fiyat karşılaştırmaları
yapmamıza imkan sağlayacak bu durum bizim
lehimize olsa da bir işlem maliyeti (transaction
cost) ile karşı karşıya olduğumuzu asla gözden
uzak tutmamalıyız
18. Muhtemel yüzleşebileceğimiz sorunlar şunlar olabilir :
Çok sayıda
seçenek
arasında nasıl
en doğru
seçimde
bulunacağız?
Sadece bizim
zihnimizde var olan
bir teknik özelliğe
saplanarakbir
laptop satın alma
yanılgısına düşme
tehlikesi ile karşı
karşıya kalmayacak
mıyız?
Satıcının ikna
kabiliyeti bizi
aslında doğru bir
seçimden
uzaklaştırarak
yanlış bir seçime
yöneltemez mi?
Böyle bir risk
mevcut değil
midir?Marka
bağımlılığına
atfettiğimiz değer
dolayısıyla aynı
özelliklere sahip
olan daha ucuz bir
bilgisayarı satın
almaktan imtina
edebileceğimiz
gerçeği
reddedilebilir mi?
Yanlış kararda
ısrar etme
yanılgısından
acaba kendimizi
nasıl kurtarabilir
ve daha doğru bir
seçimde
bulunabiliriz?
Sabit fikirlilikten,
alışkanlıklardan,
ön yargılardan vs.
sıyrılarak bir
karar ve seçim
yapma şansımız
var mıdır?
19. Biz, önümüze
sunulan karmaşık
bilgileri nasıl
sadeleştirerek
anlayacak ve doğru
karar vereceğiz?
Önümüzde “tuzak
seçenekler”
olduğunun farkında
mıyız? Aklımız,
zekamız bu
tuzaklardan bizi
koruyabilir mi?
Algıda seçicilik ve
algısal belirginlik
gibi tuzaklara
düşmeden doğru
bir seçim
yapabilecek bir
zihinsel
kapasiteye sahip
miyiz?
Kendi kafamızda
oluşturduğumuz
doğrular olduğu
sürece yeni ve
alternatiflere ne
derece
odaklanabiliriz ki?
Doğrulama”
yanılgısı içinde
olduğumuz
sürece doğru
seçime
“odaklanma”
şansımız
olabilir mi?
“Halo
etkisi”nden
kurtulup nasıl
doğru, sağlam
ve güvenilir
bir seçimde
bulunabiliriz
ki?
20. Özetle ve sonuçla;
İktisadi karar ve seçimlerde irrasyonelite kaçınılmazdır.
Ne kadar bilgili ve ne kadar akıllı olursak olalım akıl ve
mantık dışı karar ve seçimlerden kendimizi kurtarmamız
kolay değildir ve hatta imkansızdır.