1. HORLAMA VE UYKU
APNE SENDROMU
Prof. Dr. İsmail KÜLAHLI
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi
KBB Anabilim Dalı
2. Uykuda Solunum Bozuklukları
Basit Horlama
Üst solunum yolu rezistansı sendromu
Obstrüktif uyku apne sendromu
Santral uyku apne sendromu
Overlap sendromu
3. Horlama
Ağız ve burun arkasındaki hava yolunda darlık olduğunda
ortaya çıkan gürültü biçiminde ki sese horlama denir.
Horlama kişinin yakın çevresini etkileyen önemli bir sosyal
problemdir.
Boşanmaya kadar gidebilen aile içi bir sorun olabilmekte ve
kişinin çevre ile uyumunu bozmaktadır.
4. Horlama
Horlayan bir kişinin eşi, her gece ortalama bir saat
daha az uyumaktadır.
Diğer bir deyişle horlayan kişilerin eşleri uykusuz
kalmaktadır.
5. Horlama
Horlayan kişi genellikle horladığını kabullenmez.
Çoğu hasta aynı odayı paylaştığı arkadaşı ya da eşleri
tarafından doktora getirilmektedir.
Horlama, işlek bir ana caddenin yarattığı gürültü olan,
80 dB kadar olabilir
Guiness rekorlar kitabına göre horlamanın şiddeti 87,5
dB'e kadar çıkabilmektedir.
Bu değer taş kırma makinalarının çıkardığı gürültüye
eşdeğerdir.
6.
7. Horlama
Horlama, erkeklerde ve şişman kişilerde daha sık olmakla
birlikte, her insanda görülebilir ve yaşla birlikte her geçen
gün artar.
Erişkin insanların yaklaşık 45'i horlar.
Bu şikayet %25’inde sürekli bir haldedir.
30-60 yaş arası
Kadın %28, Erkek %44
70 yaş üstü
Kadın %73, Erkek %84
8. Horlama
Horlama sesi, uvula, yumuşak damak ve farenksin
yumuşak dokularının vibrasyonu ile ortaya çıkar.
Her hastanın karekteristik özellikleri farklı olduğu için
hastalarda horlamanın ortaya çıkış noktası farklıdır.
Dilin arkası ve yumuşak damak ve küçük dilin olduğu
kısmın genizle birleştiği bölge kendiliğinden daralabilen
bir bölgedir.
Bunlar birbirleri üstüne geldiğinde solunumla birlikte
titreşmekte ve horlama ortaya çıkmaktadır
9. Horlayan bir kişide aşağıdaki problemlerden en az biri
mevcuttur
1. Dil ve boğaz kasları gerginliği azalmıştır.
Gevşek kaslar sırt üstü yatınca dilin boğaz arkasına
doğru kaymasına engel olamaz.
Bu olay bazı insanlarda uykunun derin fazında
gevşemeye bağlı olarak veya alkol ya da ilaç alarak
gevşemiş birinin uykusunda kas kontrolünün
kaybolması ile ortaya çıkar ve horlama neden olur.
10. Horlayan bir kişide aşağıdaki problemlerden en az biri
mevcuttur
2. Boğazdaki dokuların aşırı büyük olması.
Büyük bademcik ve geniz eti çocuklarda en sık rastlanan
horlama nedenidir.
Şişman insanlarda kalın boyun dokusu, ayrıca kist ve
tm’lerde nadir olarak bu yolla horlama yapabilmektedir.
3. Yumuşak damak ve küçük dilin aşırı sarkık ve uzun
olması
Boğaza doğru hava yolunu daraltır ve horlamaya neden
olur.
11. Horlayan bir kişide aşağıdaki problemlerden en az biri
mevcuttur
4. Burun tıkanıklığı olan kişi, havayı almak için genizde
aşırı vakum yaratır.
Bu vakum boğazda kollabe olabilen dokuları hava yoluna
doğru çeker.
Böylelikle burun açık iken horlamayan kişide horlama
görülmeye baslar.
Bu durum bazı insanların neden sadece allerjik
dönemlerde veya grip, sinüzit olduğu zamanlarda
horladığını izah etmektedir.
Burun deformasyonları bu tip burun tıkanıklığı nedenleri
olarak bilinir.
22. Horlama dereceleri
1o Horlama: Fazla yorgun olunca / fazla alkol alınca /
sırtüstü yatınca ortaya çıkar.
2o Horlama: Her pozisyonda yatışta yüksek sesli horlama.
(Sıklıkla UARS “üst solunum yolu direnç sendromu” ve hafif
OSAS +)
3o Horlama: Evin birkaç odasından duyulan horlama
(Sıklıkla OSAS +)
4o Horlama: Tüm evde duyulan çok şiddetli horlama.
23. Terminoloji
Apne: Ağız ve burun seviyesinde hava akımının 10 saniye
süre ile durmasıdır.
Obstrüktif Apne; Abdominal ve torasik solunum eforu
olmasına rağmen, ağız ve burun seviyesinde hava
akımının kesilmesidir.
Santral Apne; hem solunum çabasının hem de hava
akımının olmamasıdır
Mikst Apne; başlangıçta santral tipte olan apnenin
solunum çabasının başlamasına rağmen devam
etmemesidir
Apne İndeksi: Uyku boyunca her bir saatte geçirilen apne
nöbeti sayısıdır.
24. Terminoloji
Hipopne: 10 sn ve daha fazla süreyle hava akımında en az
%50 azalma ile birlikte oksijen satürasyonunda %3'lük
düşme ve arousal gelişimidir.
Hipopne İndeksi: Uyku boyunca her bir saatte geçirilen
hipopne sayısıdır.
Apne-Hipopne İndeksi; uykuda görülen apne ve hipopne
sayıları toplamının saat olarak uyku süresine bölünmesi ile
elde edilir (Uyku Apne İndeksi (Respiratory disturbance index)
Oksijen desaturasyonu: Arteriyel oksijen satürasyonunun
%90’ın altına düşmesidir.
Arousal; uyku sırasında daha hafif uyku evresine veya
uyanıklık durumuna ani geçişlerdir
25. Terminoloji
Primer Horlama: AHİ’ın saatte 5’ in altında olduğu,
Uyku esnasında O2 satürasyonunun hep %90’ın
üstünde olduğu
İnspirasyon sırasında ösefagial basıncın -10 cmH2O’un
altına düşmediği hastalar basit horlama sınıflamasına
konulur.
Polisomnogramda patoloji saptanmaz
Obstrüktif Uyku Apne Sendromu:
Uyku süresi boyunca ortalama olarak uykunun her saati
için 5 veya daha fazla sayıda apne yada hipopne nöbeti
geçirilmesine denir.
26. Horlama—OSAS birlikteliği
Sadece horlaması olan olgularda OSAS görülme
olasılığı %9.4 iken,
Horlama + Tanıklı Apne olanlarda %33.3,
Horlama + Tanıklı Apne + Gündüz aşırı uykululuğu
olanlarda %87.5‘tur.
Horlamanın yanında
Aşırı gün içi uykuya eğilim,
Tanıklı apne,
Obezite (boyun ölçümünün yüksek olması) ve
Damarsal bir hastalığın bulunması durumunda Uyku
Çalışması Yapılmalıdır.
27.
28. Obstruktif Uyku Apne Sendromu
İlk kez 1964 yılında Gastaut tarafından tanımlanmıştır.
AHI’ın 5’ in üzerinde olması ve
O2 satürasyonunun %90’ın altında seyretmesi ile
tanımlanır.
29. Obstrüktif Uyku Apnesi
30-60 yaş arası
Polisomnografi sonuçlarına göre
Kadın %9, Erkek % 24
Polisomnografi ve semptomu olanlarda
Kadın % 2, Erkek % 4
30. OSAS
OSAS: AHI >5
Hafif OSAS: 5 < AHI < 20
Orta OSAS: 20 < AHI < 40
Ciddi OSAS: AHI > 40
31. OSAS AHI SaO2 (%)
Hafif 5–20 85
Orta 21–40 65–84
Şiddetli 40 65
AI= toplam apne sayısı / toplam uyku süresi
AHI= toplam apne sayısı + toplam hipopne sayısı /
toplam uyku süresi
32. Apne Fizyopatolojisi
Venturi prensibi:
Hava akımı dar bir bölgeden geçerken hız kazanır.
Bernoulli prensibi:
Akmakta olan hava, dış kısmında negatif basınç
oluşturur.
Hava, ne kadar dar bir bölgeden geçerse o kadar hızlı geçer
ve çevresinde o kadar fazla negatif basınç oluşturur.
34. Risk Faktörleri
Hastalığın patofizyolojisi tam olarak açıklanamamıştır.
Üst solunum yolu genişliğini azaltan ya da kollabe olmasını
kolaylaştıran faktörler OSAS'a eğilimi arttırmaktadır.
35. Risk Faktörleri
Genel faktörler; yaş, cinsiyet, obesite, horlama, ilaçlar,
genetik
Anatomik faktörler; spesifik anatomik lezyonlar, Boyun
çapı(erkeklerde >43, kadınlarda >38), baş- boyun
pozisyonu, nasal obstrüksiyon
Mekanik faktörler; Hava yolu çapı ve şekli, yatış
pozisyonu, üst solunum yolu rezistansı, üst solunum yolu
kompliansı, intraluminal basınç, ekstraluminal basınç,
torasik kaudal traksiyon, mukozal adeziv etkiler, vasküler
faktörler
Nöromüsküler faktörler; Üst solunum yolu dilatör kasları,
dilatör kas/diyafragma ilişkisi, üst solunum yolu refleksleri
Santral faktörler; Hipokapnik apneik eşik, periyodik
solunum, arousal, sitokinler
36. Risk Faktörleri
Kilo
Yaş
Cinsiyet
Tütün ve alkol kullanımı
Sedatifler
Ailesel ve genetik
yatkınlık
37. Sebepleri
ÜSY obstrüksiyonuna yol Mikrognati
açabilecek her türlü sebep Ödemli uvula
Aşırı kilo ve kalın boyun Düşük seviyeli tonsil
Septum deviasyonu plikaları
Nazal polipozis Hipertrofik tonsilla
Konka hipertrofisi palatina ve/veya lingualis
Makroglossi Düşük epiglot
Retrognati Hipertansiyon
Hipotiroidi
Adenoid hipertrofisi
38. Semptomlar ve Bulgular
Horlama
Uyku sırasında nefesin durması
Gündüz uyku hali
Hafıza ve muhakeme bozukluğu
Konsantrasyon bozukluğu
Seksüel disfonksiyon
Nokturnal enürezis
Okul ve iş performansında düşme
Sabah baş ağrıları
39. Klinik Tanı
Semptomlar; horlama, tanıklı apne, gündüz aşırı uyku
hali
Risk faktörleri; yukarıda belirtilmiştir.
İlişkili hastalıklar; bazı hastalıklarda OSAS esas
nedendir. Bazılarında ise ilişkili hastalığın bir bulgusudur (
Hipotiroidi, akromegali, KKY, vs)
Fizik muayene; olgunun multidisipliner bir yaklaşımla
göğüs hastalıkları, KBB, nöroloji, psikiyatri, ve diş
hekimliği uzmanlarından oluşan geniş bir hekim grubu
tarafından değerlendirilmesi gerekir.
42. Fizik Muayene
Vital bulgular
Body Mass Index (BMI)
Kilo (kg) / Boy (m)²
Örnek: 85 / (1.75)² = 28 kg/m²
Vücut kitle indeksi(BMI)
Erkek >27.8, Kadın >27.3
43. Body Mass Index (BMI)
BMI< 18.5 Zayıf
BMI= 18.5-24.9 Normal kilolu
BMI= 25-29.9 Fazla kilolu
BMI= 30-39.9 Obez
BMI> 40 Aşırı obez
44. Boyun Muayenesi
Lenfadenopati
Tiroid anomalileri
Boyun çevresi ölçümü (Cricothyroid membran
hizasından) 43.1 cm üstü OSAS düşündürür
45. Orokraniofasial skorlama
Çene büyüklüğü 0 (geniş) 3 (küçük ve
üçgen)
Maksillanın mandibulaya 0 (prognatik) 4 (belirgin
pozisyonu retrognati)
Sert damağın yüksekliği 0 (düşük) 2 (yüksek)
Mandibuler planın dikliği 0 (horizontal) 3 (dik)
Yüz şekli 0 (kare) 2 (uzun)
Yumuşak damak uzunluğu 0 (kısa) 2(uzun)
İntermolar genişlik 0 (geniş) 2 (dar)
13 üzerindeki skorlar OSAS ve UARS açısından riskli
47. Müller Manevrası
Farenksin kollabe olan bölümlerinin tayini ve
kollapsın ciddiyeti tespit edilir.
Fleksibl endoskop nazofarenkse ilerletilir, retropalatal
bölgeye ulaşıldığında manevra uygulanır.
Hastanın burun pasajı doktor tarafından kapatılmış
haldeyken ağzını kapatması istenir.
Takiben yutkunması veya emme hareketini yapması
istenir.
Yumuşak damakta kollaps olup olmadığına bakılır.
Kollaps subjektif olarak değerlendirilir.
48. Müller Manevrası
Endoskop orofarinks alt seviyelerine getirilir.
Hastaya ağzını kapatması söylenir.
Burun doktor tarafından kapatılır.
Hastaya nefes almaya çalışması söylenir (Reverse
Valsalva)
Hasta nefes almaya çalışırken hipofarinkste kollaps olup
olmadığına bakılır.
52. Radyolojik Tanı
üst solunum yollarının durumunun tespitinde önemlidir.
Sefalometri; anotomiye ait anormallikler saptanabilir.
Bilgisayarlı tomografi ile üst solunum yolu boyutları, kesitsel alanı,
komşu dokular hakkında ayrıntılı bilgiler sağlar.
Manyetik rezonans; Üst solunum yollarının yumuşak dokuları,
yumuşak damak ve periepiglotik alandaki yağ birikimi hakkında bilgi
sahibi olunmaktadır.
Floroskopi; uyanıkken ve uykuda üst solunum yolunun dinamik
incelenmesini sağlayan bir görüntüleme yöntemidir.
Akustik refleksiyon; üst solunum yollarına gönderilen ses
dalgalarının yansıması esasına dayanan ve üst solunum yolu
alanının hesaplanmasına imkan sağlayan noninvaziv bir tekniktir.
Endoskopik Tanı; Nasofarengolarengoskopi ile hava yolu
değişiklikleri ve kollaps seviyesi, kollapsın derecesi saptanır.
Uygulanacak cerrahi tedavi için de yol göstericidir.
53. Yardımcı Tanı Yöntemleri
Kan tetkikleri (Rutin, Biyokimya,vb) OSAS'a neden olabilecek
hastalıkları (hipotiroidi, akromegali, obasite nedenlerivs. Ve
komplikasyonları belirlemede yardımcıdır. Bu amaçla tiroid,
hipotalamus ve hipofiz hormonları araştırılabilir.
İdrar tetkikleri
Akciğer grafisi; KOAH, interstisyel akciğer hastalığı, kor
pulmonale gibi eşlik eden akciğer hastalıkları ve
komplikasyonlarının saptanmasında faydalıdır.
Solunum fonksiyon testleri; öellikle FEF50/FIF50 oranının > 1
olması ve akım volüm eğrisinde testere dişi paternidir.
Arteriyel kan gazı; gündüz genellikle normal AKG değerlerine
sahiptirler. Bu nedenle uyanıkken kronik hiperkapnisi olan OSAS'lı
bir olguda mutlaka KOAH veya nöromüsküler yetmezlik gibi
alveolar hipoventilasyona neden olan bir hastalık birlikteliği
düşünülmelidir.
Arteriyel kan basıncı (TA); vakaların % 30-50'sinde sistemik HT
saptanır.
54. Sefalometrik Analiz
Üst solunum yolu iskelet yapısı ve yumuşak dokuların
değerlendirilmesi için kullanılan standart lateral grafidir.
Mandibula ve hyoid kemiğin pozisyonları, yumuşak
damak ile dil gibi yumuşak dokular incelenerek
retrognatizm değerlendirilmelidir.
Metaanaliz sonuçlarına göre sadece mandibular kemik
korpus uzunluğunun klinik olarak anlamlı olduğu
saptanmıştır.
55.
56. Polisomnografi
Uyku hastalıkları değerlendirilmesinde altın standarttır
Mümkünse her hastaya yaptırılmalı
Anamnezinde apne tespit edilenler
BMI 30’un üstünde ve boyun çevresi 43 cm üstünde
ESS 10’un üstünde
Muller Manevrasında ileri kollaps
Sefalometride OSAS lehine değişiklikler varsa
PSG mutlaka yaptırılmalı
57. Polisomnografi
OSAS tanısı için polisomnografide kullanılması
gereken standart parametreler:
Elektroensefalografi ( EEG )
Elektrookülografi ( EOG )
Elektromyografi ( EMG- submentalis, tibial )
Oro-nasal hava akımı ( Flow-meter )
Torako-abdominal hareketler
Oximetre (Oksijen satürasyon seviyesi)
Elektrokardiyografi ( EKG )
Elektromyografi ( EMG-tibialis )
Vücut pozisyonu
Trakeal mikrofon
58. Polisomnografi
OSAS'da karakteristik PSG bulguları;
Yüzeyel uykuda (NREM evre 1,2) artma, derin uyku (NREM evre
3,4) ve REM periyodunda azalma,
Sık tekrarlayan apneler ve hipopneler,
Sık tekrarlayan oksijen desatürasyonu epizodları izlenir,
REM uykusu apnelerin sıklığını, süresini, oksijen satürasyonunun
derecesini ve süresini arttırır,
Apne sırasında paradoksal göğüs ve karın haraketleri görülmesi
tipiktir,
Apne sırasında kalp hızı genellikle yavaşlar ve postapneik
dönemde hızlanır, aritmiler görülebilir,
Solunum sesi kaydında sık tekrarlayan apne epizodları ile kesilen
düzensiz, gürültülü horlama duyulur.
59. Polisomnografi
Polisomniografi sonucu tesbit edilen AHI ile hastalık
derecesi belirlenir:
AHI--OSAS Derecesi
5< Normal
5-15 Hafif
6-30 Orta
>30 Ağır
60. Multipl sleep latency test
Hastanın uykuya olan meyilini objektif olarak ölçer.
Uykuya dalma için geçen süre normal kişilerde 10-15
dakika iken OSA’ li kişilerde bu süre çok kısalır.
Gün içindeki uyku hali ile iyi korelasyon gösterir.
61.
62.
63.
64. EKG
Airflow
Torasik effor
Abd. effor
SAO2
Obstrüktif Apne: Solunum eforu devam ettiği halde hava alışverişi yok.
Giderek artan efor havayolunun açılmasını sağlıyor.
65.
66.
67.
68.
69. Pediatrik OSAS
Çocuklarda tıkayıcı uyku hastalığı giderek daha yüksek
oranda kaydedilen bir durumdur.
En sık belirtisi horlamadır ve küçük okul çocuklarında %
8-10 oranında görülür.
Tıkayıcı uyku hastalığı, horlayan çocukların % 1'inde vardır
En sık lenf dokularının ve üst solunum yolu
enfeksiyonlarının arttığı 2-5 yaş arasında görülür.
Gerekli durumlarda bademcik ve geniz eti ameliyatı çocuk
sağlığına ve gelişimine çok önemli yararlar sağlar.
74. Üst Solunum Yolu Rezistans Sendromu
RDI’ ın saatte 5’ in,
O2 satürasyonunun %90’ın üstünde seyrederken
inspiratuar özefagus basıncının -10 cmH20’ un altına
düşmesinde bu tanımlama kullanılır.
75. Üst solunum yolu rezistansı sendromu tanı
kriterleri (UARS)
Horlama ve gündüz aşırı uyku hali ile başvuran hastaların
% 10-15’inde UARS olduğu bildirilmektedir.
Sendrom erkek ve kadın erişkinde eşit oranda görülür,
çocuklarda daha sıktır.
OSAS hastalarının aksine UARS hastaları tipik olarak
zayıftırlar ve ortalama BMI <25 kg/m² dir.
Üst solunum yolu anomalileri sıktır
En belirgin semptomları gündüz aşırı uyku hali ve
yorgunluktur.
Horlama tüm olgularda görülmemektedir
Olguların sadece % 10-15’I düzenli horlama görülür.
%2-5’inin hiç horlamadıkları gösterilmiştir.
76. Üst solunum yolu rezistansı sendromu tanı
kriterleri
Majör Kriterler
Gündüz aşırı uyku hali
Artmış solunum çabası ile ilişkili solunumsal arousal
indeksinde (RERA) artma
Apne-hipopne indeksi (AHİ) <5
Minör Kriterler
Horlama
EEG arousalı öncesi horlama yoğunluğunda artış
Kısa süreli nazal CPAP tedavisi sonrası klinik düzelmenin
olması
OSAS’da olduğu gibi UARS’nin gerçek tedavisi de CPAP’la
olmaktadır.
77.
78. OSAS: Tedavi
Önlemler
Medikal tedavi
Ağız ve burun içi aletler
Cerrahi tedavi
79. Tedavi
Medikal Tedavi
Kilo vermek
Sedatiflerden kaçınmak
Protryptyline
Oksijen desteği
Nasal CPAP
Dili tutan cihazlar
Mandibulaya pozisyon
Cerrahi tedavi
Trakeotomi
Adenotonsillektomi
Dil redüksiyonu
Uvulopalatofarengoplasti
Mandibular ve maksiller osteotomi
Genioglossus ilerletme-hyoid asma
LAUP
Midline laser glossektomi
Nasal cerrahi
81. Medikal Tedavi
Protriptilin
Dekonjestanlar
İntra nazal steroidler
Düşük akımda oksijen verilmesi
Nazal Sürekli Pozitif Havayolu Basıncı (nCPAP)
82. Nazal Sürekli Pozitif Havayolu Basıncı
(nCPAP)
Amaç, kollaps sırasında
oluşan negatif basıncı
yenmektir.
7-15 cm-H2O değerinde
pozitif basınç verilir.
83. CPAP
Çalışma prensiplerine göre
CPAP (continuous positive airway pressure,
biPAP (bilevel positive airway pressure),
aPAP (automatic positive airway pressure) isimleri
verilen verilen farklı türleri vardır.
88. Ağız ve Burun İçi Aletler
Dil tutucu aletler
Mandibula ilerletme aletleri
89. OSAS: Cerrahi Tedavi
Amaç: Aşırı derecede hareket edip ses oluşturan damağın
ve küçük dilin gerginliğinin arttırılarak hareketinin
azaltılması, horlamaya yol açan anatomik bozuklukların
düzeltilmesidir
Cerrahiyi CPAP yerine yapmıyoruz, CPAP işe
yaramadığında yapıyoruz
90. OSAS:Tedavi
CPAP ın başarıları
AHI ni 5 ‘ in altına indirmesi % 27
10 ‘ un altına indirmesi % 61
15 ‘in altına indirmesi % 81
Burada görüldüğü gibi CPAP bile hastaların % 75 ini tam
olarak iyileştiremiyor.
Cerrahi, CPAP kullanamayanlarda “ kurtarma cerrahisi “ dir.
91. OSAS:Tedavi
Horlama ve AHİ <10 dan az olanlar da
Tıkanıklık damak seviyesinde,
AHI >10 dan büyük olanlarda
Tıkanıklık dil kökü lateral farengeal duvarlardadır.
Obstrüksiyon yeri ile ilgili bulgular şöyledir;
% 80 tıkanıklığa damak katılıyor.
% 40 a dil kökü katılıyor.
% 62 çok seviyeli .
Sonuç olarak kişiye uygun obstrüksiyon yerine yönelik bir
cerrahi planlamalıdır.
94. Uvulopalatofaringoplasti (UPPP)
1964 yılında Japon İkemetsu tarafından tarif edilen
horlamaya yönelik ilk cerrahi tedavidir.
Fujita 1981’de modifiye etmiştir.
Temel olarak amaç
uvula, yumuşak damak ve tonsillerin oluşturduğu hacmi
küçültmektir
95.
96. UPPP: Komplikasyonları
Akut solunum distresi
Velofaringeal yetmezlik
Palatal kuruluk hissi
Nazofarengeal stenozis
Tat duyusu kaybı
Disfoni
Kanama
Ağrı
97. Uvulopalatal Flepler (UPF )
1996 yılında UPPP’nin modifiye edilmesi ile
geliştirilmiştir.
Temel amaç;
nazofaringeal stenoz, nazofaringeal yetmezlik ve disfaji gibi
UPPP’de görülen komplikasyonların önlenmesidir.
99. Dil Köküne Yapılan Girişimler
Lingual tonsillektomi
Dil kökü rezeksiyonu
Dil köküne radyofrekans uygulaması
Dil kökünü öne çekici sütür uygulaması
100.
101.
102.
103.
104. Radiofrequency-Assisted
Uvulopalatoplasti (RAUP)
Bu prosedür, radyofrekans dalgalarıyla dokunun
termokoagülasyonundan ibarettir.
Radyofrekans enerjisi, uygulandığı dokuda nekroz
oluşturur.
Bu lezyon, fibrozis ve skar dokusu oluşumu ile iyileşir.
Sonuçta radyofrekans enerjisi uygulandığı dokuda
volüm azalmasına ve gerginliğe neden olur.
107. Trakeotomi
Tıkanıklığı by-pass eden girişimdir.
Diğer tedavi yöntemlerinin uygulanamadığı veya
başarısız kaldığı durumlarda uygulanır.
CPAP ile birlikte obstrüktif sleep apne sendromunun en
efektif tedavi yöntemidir.
Psikososyal uyumsuzluk ve kozmetik sorunlar nedeniyle
fazla tercih edilmez.
Editor's Notes
Potential bottle neck in the system ditrbuting information around the network.