2. GİRİŞ
Üreter rekonstruksiyonu, radikal sistektomi ve
iatrojenik yaralanmalar sonrası kullanılmakta
Doku mühendisliği teknikleri, laparoskopik
yaklaşım ile birleştiğinde ameliyat süresini
kısaltarak surviye katkı sağlayabilir.
Üreter rekonstruksiyonu için ideal materyal;
-Hücre büyümesi ve göçünde uygun şartları
taşımalı, non-immunojenik, nonpermeable
3. Çalışmanın Amacı
Üreter rekonstruksiyonu için kullanılan çatı
materyallerini karşılaştırmak
-rat aortik ark(AAM)
-sentetik poly(L-lactide-co-caprolactone) (PLCL)
4. GİRİŞ
İlk aşamada çatı iskeleti ile proksimal üreter
konstruksiyonu yapıldı ve pasajın devamlılığı
gözlemlendi.
İkinci aşamada defektif üreter rekonstruksiyonu
ile proksimal ve distal segmentlerde anastomoz
değerlendirildi.
5. Materyal ve Metod
Çatı iskelet yapısı
PCLC degradasyon testi
Sitotoksik inceleme
Hücre büyüme analizi
Cerrahi prosedür
8. SONUÇLAR
(çatı iskeleti)
Deselülarizasyon sonrası kesitlerdeki aortik
dalların hücre debris kalıntıları görülmedi.
Elektron mikroskop taraması: deselülarize olan
aortik dalın yüksek gözenekli yapısı gözlendi
- Fiber kalınlığı: 0.9 – 2.45 μm
- Duvar kalınlığı: 60 – 100 μm
Nanofibröz iskelet yapısı da yüksek gözeneklilik
gösterdi(%78): aortik dala göre daha küçük
porlar ve yüksek fiber dansitesi; aortik daldan
farklı olarak demet yapılarının olmaması
10. SONUÇLAR
(PLCL degradasyon testi)
Fare peritonu içerisine PLCL implantasyonu – 6
hafta sonra – iskelet gelişmiş vasküler yapıya
sahip alıcı dokusuyla kaplandı.
Makrofaj ve lenfosit hücresi görülmedi –
enflamatuar reaksiyon yok
12. SONUÇLAR
(PLCL degradasyon testi)
A – D: vasküler yapı
E: kollajen fibril demetlerinin yıkılmış dokunun
yerini alması
F: nanomateryal kalıntısı
G: prolifere olan elemanlar arası sınır bağ
dokusu
H: uygun kan damarları oluşumu
13. SONUÇLAR
(sitotoksik tahlil)
İnkübasyonu takiben 24 ve 48 saat sonrası
aselüler aortik ark ve PLCL nanomateryalde
sitotoksik reaksiyon görülmedi
72 saat sonra PLCL nanomateryal inkübasyonu
sonrası hafif sitotoksik reaksiyon izlendi
Mikroskopik analizde hücre morfolojisinde
kontrol grupla tedavi gören grup arası farklılık
gözlenmedi
16. SONUÇLAR
(cerrahi prosedürler)
üriner konduit yapısı
Cerrahi nedeniyle eksitus yok
İdrar sızdırma tüm vakalarda gözlendi(deri
düzeyinde)
Grup 1A’da 2 , grup 1B’de 5 fare takip süresini
tamamladı
Takipte hiçbir vakada adezyon görülmedi
18. SONUÇLAR
(cerrahi prosedürler)
üriner konduit yapısı
Gros incelemede AAM’nin nativ üretere daha iyi
entegre olduğu görüldü.
Doğal üreter kullanımı operasyon sonrası 1
hafta içinde stenoz, obstrüksiyon ve idrar akım
inhibisyonuna neden oldu.
Nanofibröz iskelet yapısı doğal üretere göre daha
kötü integrasyon gösterdi.
1 vakada üreter operasyon sonrası 28. günde
normal üreter yapısı gösterdi.
19. SONUÇLAR
(cerrahi prosedürler)
üriner konduit yapısı
Grup 1B’de 3 vakada üreterin açık olduğu
gözlendi, yalnız 1 vakada idrar akışı net olarak
görüldü. Bu vakada IVP üreter-PLCL-konduit
bileşkesinin orta derece hidronefroz ve üreter
gerilmesi ile sonuçlandığını gözlendi
20. SONUÇLAR
(cerrahi prosedürler)
üreter segment rekonstrüksiyonu
Eksitus görülmedi
Grup 2A’da 4 , grup 2B’de 6 fare takip sürecini
tamamladı.
Grup 2A’da 1, grup 2B’de 4 vakada patent
üreter-iskelet anostomozu görüldü.
IVP’de üreter traktı görülmeyen vakalarda
makroskopik incelemede HN ve üreter gerilimi
gözlendi.
21. SONUÇLAR
(cerrahi prosedürler)
üreter segment rekonstrüksiyonu
AAM – mükemmel üreter integrasyonu
PLCL – nativ üreterle integrasyon yok
Tüm test edilen iskelet yapılarının boyunun
yaklaşık %30 kısaldığı görüldü.
22. SONUÇLAR
(histolojik inceleme)
Grup 1: operasyondan 28 gün sonra pürülan
enflamatuar infiltrasyon ve RTA. Sadece 1
vakada bu reaksiyon düşük oranda ve tüm
vakaların %50inden daha azında renal tübüler
dilatasyon görüldü.
Grup 2: enflamasyon + HN. Renal tübüller
iskelet türüne ve operasyona bağımlı olmadan
genişlemiş olarak gözlendi.
23. SONUÇLAR
(histolojik inceleme)
Grup 1:
- AAM: enflamatuar infiltrasyon + düz kas
tabakası ve epitelyal tabaka rejenere olmadı
- PCLC: fokal düz kas yapıları ve epitel mevcut
Grup 2: her iki grupta(AAM ve PCLC) düz kas
yapısı ve epitel tabakası görüldü. Buna rağmen
fibrozisin eşlik ettiği enflamatuar infiltasyon da
mevcut
24. SONUÇLAR
(histolojik inceleme)
Grup 1:
- 1A: rejenerasyon yok
- 1B: düz kas tabakası rejenere oldu
Grup 2: her 2 grupta rejenerasyon görüldü.
Hücre migrasyonu, büyümesi, kaotik kas hücre
grupları ve kas demetleri oluşumu izlendi.
26. SONUÇLAR
(istatistiksel inceleme)
İskelet tipi ve rekonstrüksiyon arasında
bağımlılık yok(AAM:p=0.09 PLNL:p=0.12)
Grup 1 de 2 fraksiyon analizi arasında fark
anlamlıyken(p=0.045), grup 2 de anlamlı fark
bulunamadı(p=0.06).
PLNL iskelet tipi gruplara ayırım yapılmadan
AAM’ye göre rekonstrüksiyon açısından anlamlı
üstün bulundu(p=0.01).
27. TARTIŞMA
Bu çalışmada üriner konduit konstrüksiyonu ve
üreter segment rekonstrüksiyonu
karşılaştırılmıştır.
Doğal rat aselüler aortik ark vs eriyebilir sentetik
polyester PLCL (poly L-lactide-co-caprolactone)
den yapılmış tübüler nanofibröz iskelet
Bunları birbirinden ayıran iki ana faktör var:
Porozite(geçirgenlik) ve nemlilik
28. TARTIŞMA
Biyolojik materyaller bize daha iyi bir hücre
kolonizasyonu sağlarken idrara daha geçirgen
oldukları için çevre dokuda irritasyona neden
olmaktadır.
Nanofibröz materyaller için ise tam tersi geçerli.
30. TARTIŞMA
Biyomateryeller bize çevre dokuyla hızlı bir
integrasyon sunarken nanofibröz sentetik
maddeler yabancı cisim enfeksiyonu açısından
bir risk faktörü olarak göze çarpmaktadır.
Maximum performans için porozite,nemlilik ve
kalınlık optimal noktada buluşmak zorunda
31. TARTIŞMA
PLCL implantasyondan 6 hafta sonra
omentumun vasküler yapılarıyla sarılmaktadır.
Bu çalışmada nanofibröz iskelet hücre ekimi
yapılmadan kullanılmış ve asellüler aortik arka
göre daha iyi bir üriner kondüit sağlamış, ancak
nativ dokuya uyumu daha kötü
Konstrüksiyon için kullandığımız iskelet çapı
kondüitin patensi açısından çok önemli.
32. TARTIŞMA
Geutjes ve arkadaşlarının 10 dişi domuz ile
yaptıkları(4 ünde hücre ekimi var 6 sında yok)
çalışmada bir farklılılık saptanamamış.
30 tavşan üzerinde yapılan başka bir çalışmada
hücre ekimi yapılan 26 tavşanın takibinde ciddi
bir komplikasyon oluşmadı. Kontrol grubundaki
6 tavşandan 4 ü öldü.
33. TARTIŞMA
Üreter rejenerasyonu için ilk deneme köpekler
üzerinde yapıldı. İnsan veya maymundan elde
edilen umblikal kordon siklofosfamid ile
muamele edildikten sonra köpeklere yerleştirildi.
Sadece 1 vakada iyi prognozla beraber 3 yıllık
sağ kalım gözlendi.
36. VARILAN SONUÇ
Uygun çatı iskelet kullanımı remodellingi
uyarabilir.
Bu çalışmada urotelyum rejenerasyonu her iki
materyelde de görülmüştür.
Urotelyumun kendini yenileme kapasitesi çok
yüksek olduğundan kullanılan materyalde
nonpermeable özellik önem taşımaktadır.