1. ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR
KAPAK:
VERİ YEDEKLEME
VE DEPOLAMA
FOKUS:
DENİZ VE LİMAN
GÜVENLİĞİ
ÖZEL DOSYA
KONUSU:
HEMŞİRE ÇAĞRI
SİSTEMİ
ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n AYDA BİR YAYINLANIR TEMMUZ 2021 SAYI: 97
ÖZEL
GÜVENLİK
SEKTÖRÜNÜN
SESİ
TEMMUZ
2021
SAYI:
97
8. 4 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
6 BAŞKANDAN
8 EDİTÖR
10 GÜNCEL
Sektör ile ilgili kısa haberler
24 KÖŞE / Hayata Bakış
KAPAK
26 Veri depolamada yeni bir çağ başlıyor
30 Veri yedeklemenin risklere karşı sağladığı
koruma
FOKUS
42 “Deniz ve liman güvenliği, çevresi denizlerle
kaplı ülkemiz için son derece önemlidir”
ÖZEL DOSYA
44 Hemşire çağrı sistemlerinin önemi
SEKTÖRDEN
50 “Özel güvenlik görevlilerine; şehitlik,
gazilik ve yıpranma haklarının sağlanması
gerektiğini düşünüyoruz.”
ELEKTRONİK GÜVENLİK
56 Silahlı saldırı algılama sistemi
58 Pronet Mobil Panik Butonu
26 44
i çindekiler
42
9. GÜVENLİK HİZMETİ
60 Özel güvenliğin geleceği
66 Editoryal takvim
68 Reklam indeksi
60
56
Temmuz 2021
Özel Güvenlik Federasyonu adına
imtiyaz sahibi
O. Oryal ÜNVER
Yürütme Kurulu
O. Oryal ÜNVER
İsmail UZELLİ
Murat KÖSEREİSOĞLU
Levent GÜLER
Alp SAUL
Genel Yayın Yönetmeni
Devrim BOZKURT
devrim@guvenlikyonetimi.com
Yazı İşleri Müdürü
Umut Barış Uçan
umut@guvenlikyonetimi.com
Danışma Kurulu
Alp SAUL
Arzu YÜKSEL
Prof. Dr. Gazi UÇKUN
Deniz GÜRKAN
Gültekin FİŞEK
Hakan ÖZALP
İsmail UZELLİ
Murat KÖSEREİSOĞLU
Okyay ŞENTÜRK
O. Oryal ÜNVER
Osman Levent CELASUN
Prof. Abdurrahman KILIÇ
Taner ALBAYRAK
Yusuf Ziya ÖNCEL
Görsel Yönetmen
Derya BOZKURT
derya@guvenlikyonetimi.com
Yayın Türü
Yerel Süreli Yayın. Ayda bir yayınlanır.
Yönetim Adresi
Arkhe Tanıtım Hizmetleri
Perpa Ticaret Merkezi B Blok Kat:6 No:672
Okmeydanı / Şişli / İstanbul
Tel: (212) 210 54 45
Tel: (533) 413 78 08
Baskı
Net Copy
444 0 708
Özel Güvenlik Sektörünün sesi Güvenlik Yönetimi Dergisi, sektörü
bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu dergide yer alan her türlü
haber, bilgi ve yorumlar; güvenilir olduğuna inanılan kaynaklar
tarafından hazırlanmış araştırma raporları, değerlendirmeler, atıflar,
çeviriler ve istatistikî verilerden derlenmiştir. Dergide yer alan tüm
reklamların sorumluluğu firmalara, yazılardaki ve söyleşilerdeki
görüşler sahibine aittir.
Dergide yer alan yazılar izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden
hiçbir şekilde kullanılamaz.
tanıtım hizmetleri
Gsm: (533) 413 78 08 - (542) 250 72 49
GüvenlikYönetimi
ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ AYDA BİR YAYINLANIR
10. 6 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
BAŞKAN
b
Değerli Dostlar,
Bu ay konumuz Deniz ve Liman güvenliği, Ben de bu konuyu bir başka yönü ile
ele aldım.
Hisarönü Körfezi, Yeşilova Körfezi ve Marmaris sahillerini kapsayan, 26
Haziran ve 3 Temmuz tarihlerinde on beş günlük tekne gezisi yaptım.
2016 yılına kadar her sene çeşitli bölgelerde yaptığım gezilere beş yıl ara
vermiştim.
Bu gezimde “Marmara’da yaşanan felaket diğer kıyılarımızda da yaşanıyor
mu?” sorusu da aklıma gelmişti.
Gördüm ki aslında son senelerde toplumumuzun insanlık değerlerinde oluşan
müsilajın, Marmara Denizinden sonra bu yörelerde de kendini göstermesi
kaçınılmaz bir hal almış.
Vahşi bir şekilde doğayı yakıp, yıkıp, mahvediyoruz. Bencik’te iki alan
karavanlara açılmış ve bu doğa harikasının suyunda, karavanların atıkları
yüzüyor… Doğanın dengesini bozmaktan başka amaçları yok gibi…
Motorlu teknelerin ne ayrıcalığı var, kural dışı olmak gibi yetileri mi var.
Acaba bu motorlu tekneleri kullananlar denizde çatışmayı önleme kurallarının
ne kadarını biliyorlar.
Motor yatçılar, Emniyet şeridini ihlal eden araçlar gibi, 7/24 çakarları açık,
neden?
Denizde çatışma tüzüğünü uygulayanı dövecekler gibi.
Kimin teknesi daha çok dalga oluşturuyor, çevreye zarar veriyorsa o daha
kıymetli mi oluyor?
Selimiye’de kimin parası çoksa belediye iskelesine yanaşıyor. Siz önce
gelmişsiniz, manevraya başlamışsınız önemli değil, gücü olan yanaşıyor sahile.
Guletlerde yapılan doğum günü partileri ayrı bir felaket!
Denizcilerin tehlikeye düştüklerinde yardım isteme metotlarından biri de veri
fişeği kullanmaktır. Uzun süre yanık kalmaları görünürlük olasılığını artırıcıdır.
Ancak bakıyoruz bir doğum günü partisinde 15-30 adet her cinsten veri fişeği
kullanılıyor. Şimdi soralım. Esas ihtiyacı olarak kullanana kim inanır da yardıma
koşar.
Cem Gürdeniz’in dediği gibi;
‘’Mavi Vatan’ın jeopolitik alan dışında en büyük önceliği çevredir. Jeopolitik
alan kaybedildiğinde işgal; çevre gittiğinde geri dönülemez şekilde yıkım gelir.
Marmara Denizi’nin kademe kademe kirletilmesi sonrası müsilaj felaketi ile bu
yıkımı gördük.
En temel sorun kıyıları devlet de halk da koruyamıyor. Serbest piyasa
ekonomisinin kuralları acımasızca ve kuralsızca çocuklarımızın ve torunlarımızın
geleceğini çalmaya devam ediyor.’’
Denizlerimizi sevelim ve sahip çıkalım.
Denizlerimize sahip çıkalım
O. Oryal ÜNVER
GÜSOD - GESİDER ONURSAL
BAŞKANI
Mavi Vatan’ın
jeopolitik alan dışında
en büyük önceliği
çevredir. Jeopolitik alan
kaybedildiğinde işgal;
çevre gittiğinde geri
dönülemez şekilde
yıkım gelir.
12. 8 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
Pandemiye
karşı tedbirli olmak
hem kendimizin, hem
de çevremizin can
ve sağlık güvenliği
açısından büyük önem
taşıyor.
EDİTÖR
tTemmuz ayı ile birlikte başlayan pandemi kısıtlamalarının
kaldırılması ve normalleşme sürecinde hazırladığımız yeni
sayımızda yine dolu bir içerikle sizlerleyiz. Dergi içeriğimizi
tanıtmaya başlamadan önce, normalleşme sürecinde tedbiri
elden bırakmamak ve bu sürecin tekrar başa dönmemesi için aşı
olmak konusunda ufak bir uyarı yapmak isteriz. Pandemiye karşı
tedbirli olmak hem kendimizin, hem de çevremizin can ve sağlık
güvenliği açısından büyük önem taşıyor.
Temmuz sayımızda kapak konumuz veri yedekleme ve depolama.
Her geçen gün daha fazla dijitalleşen dünyada veri yedekleme
firmaların ve devlet kurumlarının sağlıklı bir şekilde işleyişine
devam etmesi için elzem. Doğal afetler, virüs saldırısı, donanım
arızası, insan hatası vb. durumlarda doğru veri depolama ve
yedekleme hasar görmenizi engeller/en aza indirir. Bu konuyla
ilgili önemli bilgiler içeren makalelerimizi kapak konumuzda bir
araya getirdik.
Deniz haydutluğu, savaşlar, korsanlık, deniz terörü… Küresel
ekonominin can damarı olan deniz ticareti aksarsa tüm dünya
bundan olumsuz etkilenir. Dünya ekonomisinin yüzde 80 bağımlı
olduğu deniz ticareti yer küremizin işleyişini devam ettirebilmesi
için mutlak suretle risklerden korunmalı. Temmuz sayımızın
fokus konusu olan deniz ve liman güvenliğinde, bu alandaki
riskleri ve çözüm önerilerini anlatan yazılarla karşınızdayız.
Hasta bakım kalitesini ve hasta memnuniyetini artıran,
hepsinden önemlisi acil durumlarda sağlık personelini anında
uyararak hastaya müdahale etmesini sağlayarak hayat kurtaran
hemşire çağrı sistemleri bu sayımızda özel dosya konumuz.
Özel dosyamızda, deneyimli ve geliştirdiği çözümlerle dönüşüm
yaratan firmadan bir yazıyı beğeninize sunuyoruz.
Ağustos’ta görüşmek üzere sağlıkla kalın.
Normalleşme süreci başladı
Umut Barış Uçen
13.
14. 10 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
GÜNCEL
AKDENİZ Üniversitesi’nde (AÜ)
Türkiye’de ilk özel güvenlik dron ekibi
kuruldu. Rektör Prof. Dr. Özlenen
Özkan’ın katılımıyla güvenlik görevlile-
rine dron ehliyet belgesi verildi
AÜ’de ‘Güvenli Yerleşke Güvenli
Yaşam Projesi’ kapsamında Türkiye’de
ilk özel güvenlik dron ekibi kuruldu.
AÜ Havacılık Uygulama ve Araş-
tırma Merkezi’nin (AKHUMER)
düzenlediği eğitimleri tamamlayarak
sertifika almaya hak kazanan güvenlik
görevlilerine, Rektör Prof. Dr. Özlenen
Özkan’ın katılımıyla AÜ Stadyumu’nda
dron ehliyetleri verildi. Törene Rektör
Özkan’ın yanı sıra Genel Sekreter Ali
Evren İmre, Rektör Danışmanı Cemil
Tonbul, AKHUMER Müdürü Doç. Dr.
Halil Özekicioğlu ve Merkez Müdür
Yardımcısı Öğr. Gör. Dr. Fulya Almaz,
Dr. Öğretim Üyesi Hüseyin Topuz,
dron eğitmenleri ve güvenlik görevlileri
katıldı.
AÜ Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan,
“Üniversitemiz ilkleri alışkanlık haline
getirmiş durumda. Sağlık başta olmak
üzere imza attığı çığır açıcı çalışmalarla
öncü rol üstleniyor. Bu kapsamda, tek-
nolojinin güvenlikte aktif kullanımını
içeren ve dünyadaki önemli üniversite-
lerde de örneklerini gördüğümüz dron
ekibi ile yine ilke imza attık” dedi.
Huzur ve güvenliğin üniversite için
öneminin altını çizen Rektör Prof.
Dr. Özkan, “Güvenli eğitim-öğretim
ortamı, üniversite yönetimi olarak
önceliklerimizdendir. Biliyoruz ki üni-
versitelerde huzur ortamı sağlanamaz-
sa, eğitim ve öğretimde istenen düzeye
Türkiye’nin ilk özel güvenlik dron ekibi
Akdeniz Üniversitesi’nde
ulaşılamaz. Bu nedenle geniş alana
yayılmış olan kampüsümüzde, özellikle
de üniversite çevresinde güvenliği
sağlamak için teknolojinin de deste-
ğini alarak ‘Güvenli Yerleşke Güvenli
Yaşam Projesi’ni hayata geçiriyoruz”
şeklinde konuştu.
Kaynak:Haber Antalya
Sektörün en köklü ve öncü sivil top-
lum kuruluşu GÜSOD (Güvenlik
Servisleri Organizasyon Birliği Der-
neği) tarafından yapılan açıklamada,
özel güvenlik sektöründe fedakarca
görev yapan tüm çalışanların Özel
Güvenlik Günü ve Haftası kutlanır-
ken, sektörün en büyük sorunları
arasında yer alan özlük haklarının
yapılacak düzenlemelerle iyileştiril-
mesi gerektiğine de dikkat çekildi.
26 Haziran 2004’te yürürlüğe
girerek özel güvenlik hizmetlerinin
yasal çerçevesini belirleyen 5188
Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine
Dair Kanun ve İlgili Yönetmeliği
17 yılı geride bırakırken, kanunun
kabul edildiği 26 Haziran da Özel
Güvenlik Günü ve Haftası olarak
kutlanmaya devam ediyor.
GÜSOD Başkanı Murat Köserei-
soğlu, “Öncelikle fedakarlıkla görev
yapmayı sürdüren Özel Güvenlik
Görevlilerine verdikleri tüm emekler
için teşekkür ederim, sektörümüzün
Özel Güvenlik Günü kutlu olsun. Bu
özel gün vesilesiyle Özel Güvenlik
çalışanlarının diğer hizmet sektörle-
rinden farklı olarak, yaptıkları riskli
görev, çalışma şartlarının farklılığın-
dan ötürü özlük haklarının düzen-
lenmesinin sektöre olumlu katkı
sağlayacağının altını bir kez daha
çizmek isterim” dedi.
Kösereisoğlu sözlerini, “5188
kapsamında, sektörel taban ücretin
belli oranda arttırılması, fazla mesai
ücretlerindeki çarpanın yükseltil-
mesi, genel tatil ücret çarpanının ve
yıllık izin haklarının arttırılmasıyla
GÜSOD’dan Özel Güvenlik Günü
ve Haftası mesajı
birlikte özel güvenlik görevlilerine
vazife malullüğü hakkının tanınma-
sının da gerekli olduğunu düşünüyo-
ruz. Bununla birlikte özel güvenlik
görevlilerinin vefatı, yaralanması
durumunda tazminat ödenmesi,
SGK iş tanımları listesine özel
güvenlik güçleri başlığının eklenmesi
de sektöre olumlu katkı sağlayacak-
tır” şeklinde sürdürdü.
15.
16. 12 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
GÜNCEL
Türkiye’nin lider elektronik güven-
lik ve iş zekası entegratörlerinden
Sensormatic’in, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı’nın araştırma, geliştirme
ve tasarım faaliyetlerini desteklemek
üzere yürüttüğü programa yaptığı
başvuru kabul edildi. Sensormatic ar-
tık resmi bir AR-GE Merkezi statüsü
kazandı.
Sensormatic, 2016 yılından bu yana
hız kazanan araştırma geliştirme
çalışmalarını Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı tarafından verilen AR-GE
Merkezi statüsü ile belgelendirdi.
Sensormatic Güvenlik Hizmetleri
COO’su Asım Akın, konuyla ilgili
yaptığı açıklamada, almaya hak ka-
zandıkları AR-GE Merkezi Belgesi
sayesinde artık daha rekabetçi ve
katma değeri yüksek çözümler üreten
bir şirkete dönüşeceklerini söyledi.
Geliştirecekleri yeni güvenlik ve iş
zekâsı çözümleri ile dünyanın daha
güvenli hale gelmesi için daha çok
katkı sağlayacaklarını belirten Akın,
“Müşterilerimizin akıllı önleyici
güvenlik çözüm ortağı olma hedefi-
mize bir adım daha yaklaştık” diye
konuştu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ön-
gördüğü şartları karşılayarak AR-GE
Merkezi Belgesi aldıklarını vurgula-
yan Akın, “Genel eğilimin aksine biz
ticarileşmiş 4 AR-GE projemizle baş-
vuru yaptık ve bakanlıktan kabul alan
iki firma arasında yer alma başarısını
gösterdik” dedi.
Sensormatic, AR-GE Merkezi oldu
“AR-GE’de de liderliği
bırakmayacağız”
2016 yılından bu yana 170 farklı müşteri
için 300’ün üzerinde yazılım ve donanım
geliştirme projesini hayata geçirdiklerinin
altını çizen Akın, sözlerine şöyle devam
etti: “Kazandığımız yeni resmi AR-GE
statüsü sayesinde üniversitelerle de iş
birliği yaparak faaliyetlerimizi genişlete-
ceğiz. Sunacağımız yenilikçi çözümlerle
sektördeki lider konumumuzu güçlendir-
meyi hedefliyoruz. İnsan odaklı, gelişmiş
teknolojik altyapıya sahip, ihtiyaca özel
kurgulanabilen, sürdürülebilir çözüm-
lerimize yenilerini ekleyecek, rekabet
gücümüzü artıracak ve müşterilerimize
sunduğumuz faydayı artıracağız. İno-
vasyon tutkumuz ile müşterilerimizin
farklı bir dünya görmesini sağlayacağız.
Bu güzel gelişme ile güçlenen ailemizin
önünde yeni bir kulvar bulunuyor ve
sorumluluklarımız artıyor. Bu alanda da
lider olmayı hedefliyoruz.”
93 binden fazla yüklemeye sahip
android uygulaması, kripto para
madenciliği yaptığını iddia ediyor
ancak bu uygulamalar söz konusu
madenciliği gerçekleştirmiyor.
Lookout Threat Lab’deki güven-
lik araştırmacıları, Google Play
Store’da barındırılan 26’sı da dahil
olmak üzere, kripto para birimle-
riyle ilgilenen insanları dolandıran
170’den fazla Android uygulaması
keşfetti. Söz konusu uygulamalar,
kendilerini bir ücret karşılığında bu-
lut kripto para madenciliği hizmetle-
ri sağlıyormuş gibi tanıtıyor.
Kullanıcıların yaklaşık 350 bin dolar
dolandırıldığı tahmin ediliyor
Lookout, bu uygulamaları analiz ettik-
ten sonra, aslında hiçbir bulut kripto
madenciliğinin gerçekleşmediğini tes-
pit etti. Lookout, keşfettikleri uygula-
maların, sahte kripto madenciliği için
ödeme ücretleri yoluyla kullanıcılarını
350.000 dolardan fazla dolandırdığını
tahmin ediyor.
Lookout’ta mobil uygulama güvenliği
araştırmacısı olan Ioannis Gasparis,
konuyla alakalı “Bu uygulamalar,
aslında kötü amaçlı hiçbir şey yapma-
dıkları için radarın altından uçmayı
başardılar. Onlar sadece kripto para
çılgınlığına kapılmış kullanıcıları
çekmek ve var olmayan hizmetler için
para toplamak
Android uygulamalarında
kripto para dolandırıcılığı
17.
18. 14 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
GÜNCEL
İçişleri Bakanlığınca hazırlanan
Özel Güvenlik Görevlileri Sağlık
Şartları Yönetmeliği, Haziran
ayının sonunda Resmi Gazete’de
yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Yönetmelikle özel güvenlik görevlisi
(ÖGG) adayları veya özel güvenlik
görevlilerinde aranacak sağlık şart-
ları, aday sağlık raporları ve durum
bildirir sağlık kurulu raporlarına
ilişkin usul ve esaslar belirlendi.
Sağlık şartları ile ilgili genel esaslara
göre, özel güvenlik görevlisi adayı-
nın yönetmelikle belirlenen “Has-
talık Branşlarının Sınıflandırılması”
listesinde yer alan düzeyde hastalığı
veya engeli olmaması gerekiyor.
ÖGG olarak çalışırken durum bildi-
rir sağlık kurulu raporu neticesinde
kas iskelet sistemi ve ruh sağlığı ve
hastalıkları yönünden ÖGG ola-
mayacağı tespit edilenler ile görme,
duyma veya konuşma yetilerinin
tamamını kaybedenler çalışmaya
devam edemeyecek.
Bu durumda olanlar için tam
teşekküllü hastanelerce düzenlene-
cek aday sağlık raporlarının karar
kısmında “Özel güvenlik görevlisi
olamaz”, durum bildirir sağlık
kurulu raporlarının karar kısmında
ise “Özel güvenlik görevlisi olarak
çalışamaz” ibaresi yazılacak.
Kaynak: Sabah.com.tr
Özel Güvenlik Görevlileri Sağlık Şartları
Yönetmeliği yürürlüğe girdi
Toplantıya Rektör Prof. Dr. Namık
Ak, Rektör Yardımcısı Prof. Dr.
Hüseyin Muşmal, Genel Sekreter
Ahmet Tüfekci, üniversite protokolü
ve güvenlik personeli katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını
yapan Rektör Namık Ak, “Üniver-
sitemiz yerleşkesinde koruma ve
güvenlik hizmetlerinin yürütülmesi
güvenliğimiz açısından son derece
önemli. Bu nedenle üniversitemiz
senatosu Karamanoğlu Mehmetbey
Üniversitesi koruma ve güvenlik
hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin
yönergeyi kabul etmiştir. Yönergede
personelin öğrenciler ve ziyaretçi-
lerin can ve mal güvenliğinin nasıl
sağlanacağı ve yerleşke içerisinde
bina, bahçe ile ortak alanlarda her
türlü taşıt malzeme ve ekipmanın
nasıl korunacağı ve güvenliğin nasıl
temin edileceği gibi hususlar düzen-
lenmiştir. Burada koruma ve güven-
lik görevlileri ile amirlerinin yetki ve
sorumlulukları açıkça belirtilmiştir.
Koruma ve güvenlik hizmetlerini
verirken üniversitemizi en iyi şekilde
temsil ettiğinizi unutmamalısınız.
Yerleşke kapısında nasıl hareket
etmeliyiz, misafirleri nasıl karşılama-
lıyız ve nasıl hitap etmeliyiz, nöbet
esnasında nelere dikkat etmeliyiz,
devriye görevlerini nasıl yapmalıyız,
kriz anlarında krizi nasıl yönetme-
liyiz, kendimizi nasıl savunmalıyız,
araç trafiğini nasıl yönetmeliyiz, kılık
ve kıyafetimiz nasıl olmalı, hassas
görevlerde nelere dikkat etmeliyiz
gibi konuları iyi bilmek zorundayız.
Yönerge doğrultusunda bugünden
KMÜ’de koruma ve güvenlik hizmetleri
kapsamında eğitimler başladı
başlayarak çeşitli eğitimler verilecek-
tir. Bu eğitimler sonucunda koruma
ve güvenlik hizmetlerinin iyi bir
seviyeye geleceğini arzu ediyor, hepi-
nizin katkısını bekliyorum. Görevi-
nizde başarılar diliyorum.” dedi.
Kaynak: https://www.ogghaber.
net/
19.
20. 16 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
GÜNCEL
Anti-virüs babasını kaybetti
Emniyet Genel Müdürlüğü özel güvenlik
görevlilerini denetime tabi tutacak
Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM),
yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde
özel güvenlik görevlilerini sıkı deneti-
me tabi tutacak.
Emniyet Genel Müdürlüğü, Bayra-
mın, vatandaşlar tarafından huzur ve
güven içinde geçirebilmesi için halkın
yoğun olarak bulunduğu AVM’ler,
havalimanları, tren istasyonları ve
otogarlarda özel güvenlik uygulama-
larının yeterli olup olmadığı mercek
McAfee Anti-Virüsün kurucula-
rından olan John McAfee intihar
ederek yaşamına son verdi.
İngiltere doğumlu ABD’li tek-
noloji girişimcisi, aynı zamanda
McAfee Anti-Virüsün kurucula-
rından olan John McAfee, 1987’de
dünyanın ilk ticari anti-virüsünü
piyasaya sürmeden önce NASA,
Xerox ve Lockheed Martin
için çalıştı. Intel (INTC.O) ,
McAfee’nin artık herhangi bir
ilgisi olmadığında işi 2011’de satın
aldı. Program hala onun adını
taşıyor ve dünya çapında 500
altına alınarak, bu kapsamda yapı-
lacak denetimlerde; özel güvenlik
görevlilerince sunulan hizmet kali-
tesinin artırılması yönünde adımlar
atılacağını açıkladı.
Emniyet Genel Müdürlüğü,
denetlemelerde ve sunulan hizmet
kalitesinin arttırılmasında atılacak
adımların şu şekilde olacağını
duyurdu:
Kapı dedektörü, el dedektörü, x-ray
milyon kullanıcıya sahip.
McAfee, İspanyol Yüksek
Mahkemesi’nin vergi kaçakçılığı
suçlamasıyla ABD’ye iadesine
izin vermesinin ardından Çar-
şamba günü Barselona’daki bir
hapishanede intihar ederek öldü.
McAfee’nin avukatı Javier Villal-
ba, anti-virüs yazılımı öncüsü-
nün dokuz ay hapiste kalması
onu umutsuzluğa sürüklediği
için kendini asarak öldüğünü
söyledi.
Kaynak: https://cyberartspro.com/
cihazları, araç altı arama aynası gibi
güvenlik sistem ve cihazlarının etkin
olarak kullanımına dikkat edilmesi
istenecek. Arızalı cihazların tamiri
veya değişimi sağlanacak.
Kamera izleme odalarında sürekli
bir güvenlik görevlisinin bulunması,
ortak kullanım alanlarının kamera
ile takibinin yapılarak gerektiğinde
kolluk kuvvetlerine bilgi verilmesinin
altı çizilecek.
Özel güvenlik görevlileri, yetki aşımı-
na neden olabilecek uygulamalardan
kaçınması konuşunda uyarılacak.
Şüpheli şahısların ve paketlerin
kontrollerinde dikkatli davranılması
vurgusu yapılacak.
Özel güvenlik görevlilerine,
AVM’lerin ürün kabul noktaları
ve otoparkları ile giriş katlarında
bulunan kafe, pastane gibi yerler-
den AVM içine kontrolsüz girişlerin
engellenmesi konusunda gerekli
bilgilendirme yapılacak.
Kaynak: https://www.ogghaber.net/
21.
22. 18 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
GÜNCEL
KoçDigital, IoT yönetim platfor-
mu Platform360’ı bulut üzerinden
ölçek fark etmeksizin tüm şirketlerin
hizmetine açıyor
KoçSistem’in yüzde yüz iştira-
ki olan KoçDigital, KoçSistem
Maximus Bulut altyapısı üzerinden
Platform360’ı paylaşımlı olarak
kullanıma sunuyor. KoçDigital,
işletmelerin IoT projelerinde ihtiyaç
duyduğu altyapı, lisans, uygulama
ve saklama alanını satın almadan
paylaşımlı olarak kullanıma açıyor.
Böylece şirketler Platform360 Bulut
ile ilk yatırım maliyeti olmadan
üretimlerini buluta taşıyabiliyor. Yeni
KoçDigital Platform360 Bulut, IoT
projeleri olan şirketlere daha düşük
giriş ve kullanım maliyeti sağlarken,
güçlü altyapısı sayesinde IoT projele-
rinin daha hızlı devreye alınmasının
yolunu açıyor.
KoçDigital Yönetim Kurulu Başkan
Vekili Mehmet Ali Akarca, konuyla
ilgili, “Bugüne kadar dayanıklı tüke-
tim, otomotiv, enerji, üretim, maden-
cilik gibi sektörlerde sayısız başarı
öyküsüyle üretim sektöründe önemli
bir mesafe alan Platform360, şimdi
bulut üzerinden paylaşımlı servis-
leriyle işletmelerin IoT projelerinin
verimliliklerini artırmaya hazırlanı-
yor. Şirketlere dijital can suyu olacak
Platform360 bulut hizmetlerini
işletmeler artık üretim süreçlerini di-
jitalleştirerek izlemek, güvence altına
Geçtiğimiz Nisan ayında 500 milyon
LinkedIn kullanıcısına ait verilerin
ihlalinden sonra bir yeni veri sızıntısı
daha ortaya çıktı.
Dünyanın en büyük iş amaçlı kurul-
muş sosyal medya platformu olarak
bilinen Linkedln, tarihinin en büyük
veri ihlalini yaşamış gibi görünü-
yor. Bir siber saldırgan tarafından,
kullanıcılara ait verilerinin satışa
çıkarılmasıyla veri sızıntısının ortaya
çıktığı bilinirken, RestorePrivacy adlı
siber güvenlik şirketi, 700 milyon
almak ve ürün kalitesini geliştirmek
için etkin şekilde kullanabiliyor.
Özellikle büyük ölçekli şirketler, bu
avantajlara, Platform360 üzerinden
daha hızlı erişebilirken, kurumla-
rın küresel ölçekte dijital değeri ve
rekabetçiliği de platformun sağladığı
olanaklarla artış gösteriyor” şeklinde
konuştu.
Kaynak: www.bthaber.com
kullanıcıyı etkileyen bu sızıntının,
LinkedIn’da daha önce yaşanmış
olan zafiyetten kaynaklandığını öne
sürdü.
700 milyon civarı kullanıcının sızdırı-
lan verileri arasında;
• E-posta adresi
• Ad soyad
• Telefon numarası
• Adres bilgileri
• Coğrafi konum verileri
• CV’ler bulunuyor.
Kaynak: https://cyberartspro.com/
Platform360 bulutta ve tüm Türkiye’nin
kullanımına hazır
700 Milyon LinkedIn kullanıcısına ait
veriler satışa çıkarıldı
23.
24. 20 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
GÜNCEL
Hırsızlık vakalarında caydırıcı
önlemler almak güvenliğiniz için
oldukça önemli. Akıllı ev sistemleri-
nin dünyaca ünlü markası Netat-
mo, geliştirdiği yenilikçi sirenli dış
mekan kamerası ile evinizi davetsiz
misafirlerden koruyor.
Güvenliğiniz, konforlu bir hayat
için en önemli öncelik. Netatmo
bağlı ev sistemlerinin en inovatif
çözümlerinden biri olan sirenli dış
mekan kamerası, eviniz dışında
insan hareketi tespit ettiğinde akıllı
telefonunuza bir bildirim gönde-
rirken beraberinde sağır edici 105
İçişleri Bakanı Süleyman soylu
2004 yılından bu yana her yıl 26
Haziran’da kutlanan Özel Güvenlik
Günü vesilesi ile bir mesaj yayınladı.
Bakan Süleyman Soylu’nun İçişleri
Bakanlığı’nın internet sitesinden
yayınlanan mesajının satır başları şu
şekilde:
“Kent yaşamının pek çok yerinde, bir
spor müsabakasında, bir tren istasyo-
nunda, bir kamu binasının veya alış-
veriş merkezinin girişinde, tehlikenin
belki de ilk temas noktasında duran;
pek çok olayda ilk önlemleri alarak,
desibel alarm çalabiliyor. Bununla
birlikte kameranın dahili aydınlat-
ması, karanlıkta yolunuzu kolaylık-
la bulmanızı sağlıyor.
Tam izlemek istediğiniz alanları
belirleyin
Netatmo sirenli dış mekan kamera-
sı insanları, hayvanları, araçları ve
zararsız hareketleri ayırt edebiliyor,
Full HD görüntü kalitesi ile verileri
SD karta kaydettiği için veri gü-
venliği sağlıyor. Bununla birlikte
“Alert Zone” özelliği ile uyarı
tercihlerinizi ayarlayabiliyor ve tam
ilk uyarıları yaparak yeri geldiğinde
de yetkisi dahilinde müdahale ederek
can güvenliği ve asayişin sağlanması-
na katkı sağlayan, hayatlar kurtaran,
hatta bazen bir faciayı önleyen Özel
Güvenlik Görevlilerimizin bu özel
gününü idrak etmenin mutluluğu ve
heyecanı içindeyiz.
Bu vesileyle, gündelik hayatımızın
her anında büyük bir fedakârlıkla
yer alan tüm sektör çalışanlarının ve
ailelerinin Özel Güvenlik Görevli-
leri Günü’nü tebrik ediyor, görevi
başında şehit veya gazi olmuş tüm
olarak izlemek istediğiniz alanları
tanımlayabiliyorsunuz.
Evinizle iletişim Halinde olun
Kızıl ötesi gece görüşü sayesinde
gece çekimleri de dahil olmak
üzere tüm görüntülere akıllı
telefonunuzdan günün 24 saati
erişebiliyorsunuz. Kolay kurulan
kameralar sayesinde evinizi ya da
iş yerinizi nerede olursanız olun
herhangi bir aylık ya da yıllık
ücret ödemeden Netatmo Security
uygulaması ile cep telefonunuzdan
ya da tabletinizden 7/24 izleyebi-
liyorsunuz.
arkadaşlarımızı rahmet ve şükranla
anıyor, mesleğe emeği geçen herkese,
selam ve saygılarımı sunuyorum.”
Sirenli dış mekan Netatmo kamera ile evinizi
ve iş yerlerinizi davetsiz misafirlerden
koruyun
İçişleri Bakanı Soylu’dan Özel Güvenlik
Günü mesajı
25.
26. 22 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
GÜNCEL
Özel güvenlik kimlik kartı müraca-
atları, şubeye gitmeye gerek kalma-
dan E-Devlet üzerinden yapılabi-
lecek. Başvurularla ilgili E-Devlet
üzerinden portal açıldı.
Bilecik’te özel güvenlik görevlisi Sami Özgün
Aydın, dikkati ile fabrikada hırsızlık girişimini
engelledi. Aydın, bağlı olduğu şirket tarafın-
dan ödüllendirildi.
Bilecik’te özel bir güvenlik şirketinde çalışan
Sami Özgün Aydın, geçtiğimiz günlerde görev
yaptığı fabrikada yaşanan hırsızlık girişimini
zamanında müdahale ederek önledi. Güvenlik
şirketinin yöneticisi Aydın Hızlı, personelini
ödüllendirdi. Sami Özgün Aydın’ı göstermiş
olduğu başarıdan dolayı kutlayan Aydın Hızlı,
“Sami Özgün Aydın arkadaşımız başarısı
sayesinde hırsızlık girişimlerini engellemiş
oldu. Bu sebeple şirketimiz ve şahsım olarak
teşekkürlerimizi ifade eder, başarılarının deva-
mını dileriz” dedi.
Kaynak: https://www.ogghaber.net/
E-Devlet üzerinden açılan hizmet
sayesinde yeni özel güvenlik
kimliği alan ya da özel güvenlik
kimliğini yenileme müracaatın-
da bulunan vatandaşlar Özel
Güvenlik Şube Müdürlüğü’ne
gitmeyecek.
E-Devlet üzerinden portal açıldı
Bu Hizmeti kullanarak, özel
güvenlik görevlisi olarak görev ya-
parken kullanmak için kimlik kartı
başvurusunda bulunulabilir ya da
özel güvenlik kimlik kartında bulu-
nan geçerlilik süresinin sonlanması
durumunda yeni kimlik başvu-
rusunda bulunulabilir. Portalın
açılması özel güvenlik sektöründe
memnuniyetle karşılandı.
Portala Ulaşmak İçin
https://www.turkiye.gov.tr/em-
niyet-ozel-guvenlik-kimlik-karti-
basvurulari
Kaynak: https://www.ogghaber.net/
Özel güvenlik kimlik kartı müracaatları
E-Devlet üzerinden yapılabilecek
Hırsızlığı önleyen özel güvenlik
görevlisine ödül
27.
28. 24 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
HAYATA BAKIŞ
a
Annenin çocukla olan ilişkisinin en önemli evresi doğumdan hemen önce
başlayıp doğumdan sonraki aylarda süregelen ilişkidir. Burada annenin başta
eşinin desteği olmak üzere topluca destek ve yardıma ihtiyacı vardır.
Bebekle anne doğumdan hemen sonraki 2-3 gün içinde birbirlerine uyum
sağlayarak beraberliklerinden haz duyan bir ikili oluştururlar. Bu dönemde
beraberliğin en yoğun yaşandığı, en etkileyici kısım beslenme zamanlarıdır.
Beslenme; anne ve çocuk ilişkisinde ilk heyecan verici dönemdir. Çocuğun
heyecanlanması anneye de yansır ve annenin bu coşkusu onu süt vermeye
hazırlar. İşte bu karşılıklı heyecan iletişimi içinde sütünü annesinden alabilen
bebek şanslı bebektir.
Anne - çocuk beraberliğinde fiziki temas büyük önem taşır. Annenin beden
kokusu, ısısı, çocuğu alış biçimi bu iletişim ağında çok önemlidir. Özellikle
0-3 yaş arasında olması gereken bu yakın ilişkinin gerçekleşememesi gelecekte
görülebilen bir takım davranış bozukluklarının sebebi olarak gösterilebilir.
Yine bu dönemde annenin yokluğundan kaynaklanan “duygusal yoksunluk”
gerek zihinsel gerekse duygusal ve sosyal gelişim gerilemesine ve gecikmesine
sebep olabilmektedir.
Anne-çocuk beraberliğinin sürdürülmesindeki en önemli sorun annenin
çocuğu kabul etmesidir. Ülkemizde çocuğun cinsiyeti ve sayısı onun kabul
edilmesini engelleyen sebepler arasında sayılabilir. Ne yazık ki oturmamış
evliliklerin ardından planlanmadan dünyaya getirilen çocuklar bu anne- çocuk
ilişkisini zedeleyen önemli bir faktördür.
Temel güven duygusunun oluşumunda annenin dengeli ve kararlı tutumu
büyük önem taşır. Bunun temelleri ise; bebeklik döneminde beslenme, uyku ve
temizlik ihtiyaçlarının belirli bir düzen içinde karşılanması ile atılır.
Sağlıklı bir anne - çocuk ilişkisinin oluşumunda annenin ruh sağlığı da büyük
önem taşımaktadır. Mutsuz bir evlilik sonucu annenin eşinden yeterli ilgi
görememesi, ailenin ekonomik sıkıntıları, babanın çocuğun doğumunu isteksiz
bir şekilde karşılaması, annenin gerginliğini artıran, dolayısıyla anne- çocuk
ilişkisini zedeleyen faktörlerdir.
Hayatının ilk yılında bebeğin psiko-sosyal görevi güvenmeyi öğrenmektir.
Bebekle annesi arasındaki ilişkiden doğan güven duygusu insanın ileride
kuracağı kişiler arası ilişkilerin temelini oluşturur.
Bebeğin ihtiyaçlarına annenin yerinde ve zamanında yönelebilmesi, onun
sıkıntılarını giderebilmesi, sözsüz dilini anlayabilmesi, anne ile bebek arasında
kurulan karşılıklı anlayış ve güvenin temelini oluşturur. Annenin okşayarak,
besleyerek ve oynayarak çocuğu ile kurduğu diyalog, duygusal doyumun
sağlanmasına ve anne çocuk arasındaki köprünün pekişmesine neden olur.
Anne - çocuk ilişkisinde annenin aşırı koruyucu tavrı çocuğun kendi başına
yapması gereken kendine ait işleri bile gerçekleştirmesine imkân vermez.
Anneden mahrum olmak çeşitli düzeylerde davranış bozukluklarının
nedenidir.
Uygulayabilmemiz dileğimle…
Hayatının
ilk yılında bebeğin
psiko-sosyal
görevi güvenmeyi
öğrenmektir. Bebekle
annesi arasındaki
ilişkiden doğan güven
duygusu insanın ileride
kuracağı kişiler arası
ilişkilerin temelini
oluşturur.
“Anne ve çocuk”
Oğuz GÜLAY
29.
30. 26 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
2021’de veri depolamada
yeni bir çağ başlıyor!
Dünya pek çok alanda olduğu gibi Covid-19 süreciyle
başlayan dönemde, veri depolama ve güvenliği ile
ilgili de yeni bir evreye girdi.
Ufuk ONAN – Yönetim Kurulu Başkanı
PARAGON TEKNOLOJİ A.Ş.
KAPAK VERİ YEDEKLEME VE DEPOLAMA
1 https://en.wikipedia.org/wiki/Projections_of_population_growth
31. Temmuz 2021 GüvenlikYönetimi n 27
2
019’da kaç kişi,
2020’de yaşama
ve çalışma şekli-
mizi önemli ölçüde
değiştirecek küresel
bir pandemiyle karşı karşıya ka-
lacağımızı öngördü? Dünya pek
çok alanda olduğu gibi Covid-19
süreciyle başlayan dönemde,
veri depolama ve güvenliği ile
ilgili de yeni bir evreye girdi. Bu
yeni evre hem yeni yaklaşımları
hem de yeni çözümleri, kabul
edişleri de beraberinde getiriyor.
Bu yeni süreç bize, bu dönemde
neredeyse hiçbir şeyin önceden
tahmin edilebilir olmayabileceği-
ni gösterdi. Bu çerçevede veri ile
ilgili süreçleri şöyle bir gözden
geçirmek ve bazı hatırlatmalarda
bulunmak istedik. Bu konuları
bir kaç soru başlığı altında topla-
yarak açıklamaya çalışalım.
Covid-19 süreci gelecek yıllar-
da veri yönetimi paradigması-
nı değiştirecek mi?
Birbirinden farklı konumlarda
veri yedeklemek, güvenliğini sağ-
lamak ve kurtarmak her zaman
önemli bir problemdir. Ve kendi
içinde sürekli optimizasyonu ya-
pılması gereken bir konudur. Her
ne kadar biz çok fazla farketme-
sekte veriler artık çok dağınıklar,
oldukça fazla güvenlik açıklarına
ve karmaşık kullanım uygulama-
larına sahipler. Covid-19 süreci
bu konuyu daha da zorlaştırmak
üzere…
Görünen o ki, yakın zamanda
ofislerimize geri dönemeyeceğiz.
Şimdiden pek çok farklı ölçek-
teki şirket, kalıcı olarak ofisten
uzakta yani evden çalışma
yöntemine geçti. Bunu sadece
bizler değil, hizmet aldığımız ya
da bir şekilde kaynaklarından
faydalandığımız şirketler de
yaptı. Örnek verecek olursak;
Facebook, Microsoft ve Dropbox
gibi birçok şirket çalışanlarının
kalıcı olarak evden çalışabilecek-
lerini duyurdu.
Tüm bu şirketlerin ve aslında
hepimizin dağınık konumlarda-
ki verilerimizi, daha etkin bir
şekilde yönetmesi ve koruması
gerektiği; aynı zamanda hızlı ve
kolay ulaşılması gerektiği bir çağ
başladı. Spesifik olarak; uzak
ortamlardaki verileri etkin bir şe-
kilde yedekleyebilen ve koruya-
bilen, uygulaması kolay, düşük
maliyetli, bulut tabanlı çözümle-
re her zamankinden daha fazla
ihtiyacımız olmaya başladı.
Video konferans toplantıları
depolama kapasitesi üzerinde
beklenmedik bir yük oluştura-
cak mı?
Covid-19 döneminde şirketler
her zamankinden daha fazla veri
üretiyor. Örnek verecek olursak;
şu anda kaydedilmekte, payla-
şılmakta ve nihayetinde saklan-
makta olan tüm Zoom toplantıla-
rını bir düşünün. Bunların önemli
bir kısmı kullanıcılar tarafından
kaydediliyor ve arşivleniyor.
Kullanıcıların pek çoğu video
depolama maliyetlerinin yılda
milyonlarca dolara ulaşabileceği-
nin henüz farkında değil. Mevcut
depolama alanlarını aştıklarında
ve çok daha büyük veri depola-
ma gereksinimlerini karşılamak
için çabalarken, kullandıkları
servis sağlayıcılardan bir uyarı
çağrısıyla karşılaşacaklar…
“Depolama alanınınız dolmak
üzere!”
Özellikle eğitim ve sağlık kurum-
ları; dijital içeriği, bulut hizmet-
lerini ve çevrimiçi uygulamaları
giderek daha fazla kullandık-
ça, işledikleri veri miktarında
katlanarak artan bir büyümeyle
karşılaşacaklar. Bu arada hasta
verilerine erişme, hasta verileri-
ni saklama ve koruma ihtiyacı,
dünya genelinde sağlık sistem-
leri üzerinde ve depolama servis
sağlayıcıları üzerinde ek baskı
oluşturmaya başladı bile.
Salgının uzun vadeli etkisi, ayda
birkaç yüz dolardan başlayan
bulut depolama maliyetlerini,
kısa sürede yılda birkaç yüz bin
dolara çıkarabilir. Kuruluşların
veri yedekleme ve kurtarma
işlemlerini iyileştirirken, depola-
ma ihtiyaçlarını genişletmenin
de verimli ve uygun maliyetli bir
yoluna gitmeleri gerekiyor.
Depolama için yeni bir kapasite
artırımı yaklaşımı gerekli olacak-
tır. Böyle bir sistem, kuruluş-
ların makul bir fiyata önceden
depolama satın almalarını ve
ardından bu depolamayı zaman
içinde maliyet etkin bir şekilde
genişletmelerini sağlayacaktır.
Kuruluşların
veri yedekleme ve
kurtarma işlemlerini
iyileştirirken,
depolama
ihtiyaçlarını
genişletmenin de
verimli ve uygun
maliyetli bir yoluna
gitmeleri
gerekiyor.
32. 28 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
Bu arada verilmesi gereken kritik
bir karar vardır. İşletmeler hangi
verilerini bulut üzerinde tutacak,
hangi verilerini daha güvenli
fiziksel alanlarda saklayacaklar-
dır. Çünkü biliyoruz ki, internet
üzerinden ulaşılabilen hiçbir
şey, tam olarak güvende ve
erişilemez değildir.
Verilerinizi depolarken sıfır
güveni benimsemek doğru
olabilir mi?
Şimdi pek çok şirket ya da ku-
ruluş, farkında olarak ya da ol-
mayarak, veri güvenliğine “sıfır
güven” yaklaşımını benimsiyor.
Yani asla güvenmemesi gerekti-
ğini biliyor. Güveni denklemden
tamamen çıkararak bir düşüne-
lim. Kullanıcılar, uç noktalar, ağ-
lar ve kaynaklar dahil her şeyin
güvenilmez olduğunu ve doğru-
lanması gerektiğini varsayarsak,
süreci daha iyi yönetebiliriz ve
aksaklıklara karşı daha hazırlıklı
olabiliriz. Örneğin, bir işin yapıl-
ması için gerekli kullanıcılara
minimum izinler verilir. Ardından
bu izinler, atama veya işlem
tamamlandıktan hemen sonra
iptal edilebilir. Bu süreçler ve
karşılıklı doğrulama teknolojile-
rine ihtiyaç o kadar hızlı artabilir
ki, gelecekte veri depolama
alanında da blockchain teknolo-
jilerine beklenenden çok daha
hızlı ve fazla şekilde yatırım
yapmak zorunda kalabiliriz.
Bu veriyi sadece depolamanın
değil, veriye erişim yönetimi-
nin de maliyetlerinin artacağı
anlamına gelmiyor mu sizce
KAPAK VERİ YEDEKLEME VE DEPOLAMA
Gittikçe
daha fazla dağıtılan
çalışmaortamımızda,
verilere anında
erişim ve çevrimiçi
iş birliği her
işletme için bir
zorunluluktur.
33. Temmuz 2021 GüvenlikYönetimi n 29
de? Bazı araştırma kuruluşları,
daha şimdiden kullanıcıların
%70’ine yakınının sıfır güven
politikasını çoktan benimsediği-
ni gösteriyor. Uzaktan çalışma,
ofis maliyetlerini azaltırken bu
tarafta ciddi maliyetlere yol
açacak gibi görünüyor.
Ofiste sıradan bir şekilde yap-
tığımız, basit bir teknik destek
işini hayal edelim… Örneğin,
virüs bulaşan bilgisayarından
verilerin kurtarılmasını isteyen
bir çalışanı ele alalım. Bu ça-
lışanın belirli bir makineyi geri
yükleyebileceğini onaylayan
gerçek zamanlı kimlik bilgileri
nelerdir? Yedek görüntüde
hangi izinler vardı? Bu izinlerin
mevcut gereksinimleri yansı-
tacak şekilde değiştirilmesi
gerekiyor mu? Çalışanın iş
akışına zarar vermemesi için,
uzaktan bu makineyi ve izinleri
geri yüklemenin yöntemleri ne
olabilir? İşte bunlar bile artık
düşünülmesi gereken kritik
konular olmaya başlayacak.
Veri yedekleme ve yönetimine
sıfır güven yaklaşımı, kurumsal
verileri daha fazla korurken bel-
ki bu soruların yanıtlanmasına
yardımcı olacaktır.
Veri toplama ve yedekleme-
nin en riskli alanı IoT olabilir
mi?
Büyük ve küçük kuruluşlar artık
çok büyük miktarlarda makine
öğrenimi ve IoT verisi topluyor.
Örneğin, Tesla’nın gerçek oto-
nom sürüş sağlama çabasının
bir parçası olarak, yoldaki yüz
binlerce aracından şu anda
topladığı tüm verileri düşünün.
Birçok şirket pek çok farklı
alanda şimdi aynı şeyi yapıyor.
Devasa boyutlarda veri toplu-
yor ve analiz ediyor…
Ancak can alıcı soru şu:
Şirketiniz çalışmak ve başarılı
olmak için veri toplamaya ve
analiz etmeye bağlıysa, bu ve-
riler tam olarak yedeklenmez-
se ve kolayca kurtarılamazsa
ne olur? Bu verilerden herhan-
gi birini kaybederseniz ya da
başkalarının eline geçerse ne
olur? Global ölçekte teknoloji
geliştiren bir şirket için, veri-
lerle ilgili herhangi bir sorun,
hatalı algoritma motorlarına
ve potansiyel olarak hayatları
riske atabilecek sonuçlara
ulaşabilir.
Çoğu şirket, esas olarak
veri analizi hakkında ve veri
yedekleme veya güvenlik hak-
kında çok daha az düşünüyor.
Ancak veriler analizden üretim
ortamlarına giderek daha fazla
geçtikçe, koruma kritik hale
geliyor. Son teknoloji depola-
ma araçları, veri yedekleme
sürecini otomatikleştirmek
için yapay zekaya ve makine
öğrenimine giderek daha fazla
güveniyor.
Kurumsal verilerin patlayan
boyutu göz önüne alındığın-
da, bu akıllı araçlar, değişen
gereksinimlere hızlı ve zahmet-
sizce tepki verirken, manuel
yedeklemeler de sizce hayati bir
önem arz etmiyor mu? Otomatik
depolama yöntemleri sayısız
saat tasarrufu sağlarken, her
alanda verimli bir yedekleme
sürecini sürdürmek daha önemli
değil mi? İşte yukarıda bahsetti-
ğimiz konu bir kez daha ve alan
olarak genişleyerek önümüze
çıkıyor… Hangi verileriniz oto-
matik olarak toplanacak? Hangi
verileriniz ulaşılabilir coğrafya-
larda depolanacak? Hangi ve-
rileriniz manuel olarak toplanıp
ulaşılmaz fiziksel coğrafyalarda
depolanacak?
Son söz olarak…
Bir tehlikeyi bekliyorsak o teh-
like bizim için ölümcül olmaz.
Gittikçe daha fazla dağıtılan
çalışma ortamımızda, verilere
anında erişim ve çevrimiçi iş
birliği her işletme için bir zorun-
luluktur. 2021’de kuruluşların
dijital ortamlarını geliştirmesi
ve uzaktan çalışmayı daha
sorunsuz hale getirmesi gere-
kiyor. Ancak zorluk, bu uzaktan
çalışma ortamlarının, yeterince
korunması ve depolanması
gereken çok büyük miktarda
kritik veri üretmesidir. Kuruluş-
lar, veri depolamaya modern
bir yaklaşım benimseyerek ve
kendi özgün metodolojileri ile
işlerini daha etkili bir şekilde
dönüştürebilirler. Bu sayede
bu yeni normalde daha başarılı
olabilirler.
Otomatik depolama yöntemleri
sayısız saat tasarrufu sağlarken, her alanda
verimli bir yedekleme sürecini sürdürmek
daha önemli değil mi?
34. 30 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
Veri yedekleme her türlü
riske karşı koruma sağlar
Giderek dijitalleşen bir iş ortamında, veri
yedekleme bir kuruluşun hayatta kalması için
hayati önem taşımaktadır
BeyazNet
KAPAK VERİ YEDEKLEME VE DEPOLAMA
35. Temmuz 2021 GüvenlikYönetimi n 31
D
ijitalleşen dünyada veri
kaybı şirketler ve resmi
kurumlar açısından
büyük bir risk oluştur-
makta. Dünya çapında
yapılan araştırma sonuçlarına
göre her sene bilgisayar kullanı-
cılarının yaklaşık yüzde ellisi veri-
lerini büyük oranda kaybederken,
her beş yıllık periyotta kullanılan
hard disklerin yaklaşık yüzde
ellisi kullanılamaz hale geliyor.
Yine her yıl gündelik bilgisayar
kullanıcılarının yüzde on beşi veri
hırsızlığı veya bilgisayar hırsızlığı
sonucunda mağdur oluyor. Bu tab-
lonun sonucu ise firmalara itibar,
güvenilirlik ve para kaybettiriyor,
maliyetleri istenmedik bir şekilde
yukarılara çekiyor. Bu itibarla veri-
leri güvende tutmak da her geçen
gün daha fazla önem kazanıyor.
Bu sayımızın kapak konusu olan
veri yedekleme ile ilgili bilgilen-
dirici olduğunu düşündüğümüz
Beyaz.net’ten aldığımız bu ma-
kaleyi sizlerin değerlendirmesine
sunuyoruz.
Yedekleme, verilerinizin kopyaları-
nı depolama alanınızdaki dos-
yalardan ayrı fiziksel veya bulut
konumlarında tutma uygulaması-
dır. İyi veri depolama ve yedekle-
me uygulamaları, donanım arızası,
doğal afet veya dosya bozulması
nedeniyle verilerinizi ve araştırma-
larınızı korumaya yardımcı olur.
Yedeklemeler, veri yönetimi
stratejinizin önemli bir bileşenidir.
Düzenli yedeklemeler; donanım
arızası, yazılım veya ortam hatala-
rı, virüsler veya bilgisayar korsan-
lığı, elektrik kesintisi, hırsızlık ve
hatta insan hataları nedeniyle
hasar veya kayıp riskine karşı
koruma sağlar. Sık sık yedekleme
yapmak önerilmektedir.
Giderek dijitalleşen bir iş ortamın-
da, veri yedekleme bir kuruluşun
hayatta kalması için hayati önem
taşımaktadır. Veri kaybının
en yaygın nedenleri donanım
/ sistem hatası (%31), insan
hatası (%29) ve virüsler ve fidye
yazılımlarının (%29) kötü amaç-
lı yazılımlardır. Gartner’a göre
oluşabilecek kesinti maliyeti ise
bir işletmeye ortalama dakikada
5.600 dolardır.
Verilerin yedeklenmesi manuel
veya otomatik olarak yapılabilir.
Manuel yedekleme yapıyorsanız,
verilerinizi ne sıklıkta yedekleme-
niz gerektiğini belirlemelisiniz.
Verilerinizi ne sıklıkta yedekle-
meniz gerektiğini belirledikten
sonra, bunu düzenli olarak yap-
mak için bir program ayarlamanız
gerekir. Verilerinizi yedeklemek,
her seferinde her veri parçasının
yedeklenmesini gerektirmez.
Artımlı yedekleme yapabilir veya
yalnızca son yedeklemeden bu
yana değiştirilen veya eklenen
dosyaları yedeklemeyi seçebilir-
siniz. Artımlı yedeklemeler, tam
yedeklemeden daha az zaman ve
depolama gerektirir.
Verilerinizin nasıl ve nerede
saklanacağını seçerken dikkat
edilmesi gerekenler:
Veri koruması: Verilerin bütünlü-
ğünü, verilere erişimi ve verileri
tutan sistemi korumalısınız.
Gizli veya kısıtlı veriler: Verileriniz
hassasiyet derecesini bilmeniz
ve buna göre gerekli önlemeleri
almalısınız.
Erişim kolaylığı: Verilere
kolayca erişebilmek ne kadar
önemlidir? Hemen erişilebilir
olması gerekiyor mu?
Veri hacmi: Ne kadar veri depola-
manız gerekiyor? 5MB, 5TB, 5PB
Ağa bağlı, bulut veya masaüstü:
Hangi seçenek sizin ve verileriniz
için en uygunudur? Kurumsal
yönergeleri veya kısıtlamaları var
mı? Bölümünüz veya kurumunuz
depolama alanı sağlıyor mu? Gibi
soruların yanıtına göre seçeneği-
nizi belirlemelisiniz.
Veri yedekleme seçenekleri
Sistemlerinizi yedeklemenin
birçok yolu vardır. Hangi yedek-
leme sisteminin sizin için doğru
olduğuna karar vermeden önce,
yedeklemelerinizle neyi hedefledi-
ğinizi düşünmek önemlidir:
Tüm dosyalarınızı, uygulamala-
rınızı ve ayarlarınızı kaybetmemek
için kendinizi korumak,
Dosyalarınızın önceki sürümle-
rini görebilmek,
Herhangi bir şekilde gerçekle-
şebilecek donanım hatasından
zarar görmemek,
Bilgisayarınızın kapalı kalma
süresini en aza indirmek böylece
hızlı bir şekilde çalışmaya geri
dönebilmek,
Bir felaket durumunda dosya-
larınızı kaybetmekten korunmak,
Her yerden tüm dosyalarınıza
erişmek gibi çeşitli sorun ve
amaçlara karşı alınabilecek çeşit-
li yedekleme sistemleri vardır.
1-CD, DVD veya Blu-ray diskle-
re yedekleme
Uzun yıllar boyunca bir CD’ye
İnternet'e
her bağlandığınızda
çevrimiçi depolama
hizmetleri her zaman
kullanılabilir ve
depolama alanınızın
tükenmesi konusunda
endişelenmenize gerek
kalmaz
36. 32 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
yedekleme yapmak, dosyaları-
nızı korumanın çok popüler bir
yoluydu, çünkü hemen hemen
her bilgisayarın bir CD yazıcısı
vardı, CD bulmak kolaydı ve
ucuzdu. Fakat CD’ler disk başına
en fazla 700 MB depolayabilir.
DVD ise daha pahalıydılar ancak
daha büyük kapasiteleri vardı (4
veya 8 GB). Daha sonra 25-50
GB tutabilecek Blu-ray diskler
geldi. Ancak Blu-ray yazıcılar
tutunamadı ve diskler hala çok
pahalıdır.
Optik diskler olarak bilinen CD’ler
ve DVD’ler hafiftir ve kolayca
taşınabilir. Fazla yer kaplamadan
kolayca etiketlenebilir ve sak-
lanabilirler. Yanlışlıkla sert bir
zemine vurursanız, muhtemelen
hala çalışacaktır. Tek bir diske
sığmayacak kadar fazla veri
yedeklemeye çalışıyorsanız da yö-
netilmesi zordur. Birden çok dis-
ke yayılmış büyük yedeklemeler,
ileride yedeklemeleri geri yükle-
me işlemini zorlaştıracak özel bir
yazılım gerektirir. Ne kadar fazla
veri kaydederseniz, daha fazla
disk satın almanız ve depolama-
nız gerekir, bu da karmaşıklık ve
maliyet ekler. Belirli bir tür veya
dosya grubunu bir arada tutmak
için kullanılabilirler.
2- Sabit disk klonlanması
Bir sabit sürücü klonuna bazen
önyükleyenebilir bir yedekleme
veya sistem geri yükleme sürücü-
sü de denir, ancak fikir aynıdır:
belirli bir zamanda alınan tüm sa-
bit sürücünüzün tam bir yedeğidir.
İdeal olarak, bu tür yedeklemeler,
sabit diskinin ölmesi durumunda
bilgisayarınızı yeniden başlatmak
için kullanılabilir. Bir klon sürücü-
nün en iyi kullanımı, birincil sabit
sürücünüz arızalandığında acil
durum yedeğidir. Bir sabit sürücü
felaket durumunda bile çalışma-
ma süresini en aza indirmenize
ve üretken kalmanıza yardımcı
olabilir.
3-Harici sabit sürücüye
yedekleme
Dosyalarınızı harici bir sabit sürü-
cüye yedeklediğinizde (genellikle)
KAPAK VERİ YEDEKLEME VE DEPOLAMA
Dosyalarınızın
bulut yedek depolama
alanına ilk kez
yüklenmesi, ne kadar
yedeklediğinize bağlı
olarak günler hatta
haftalar sürebilir.
37. Temmuz 2021 GüvenlikYönetimi n 33
tüm sürücüyü yedeklemezsiniz;
bunun yerine en önemli dosya-
larınızı yedeklersiniz. Klonlan-
mış bir sürücüden farklı olarak,
bir arşiv sunar ve zaman içinde
belirli bir anla ilişkilendirilmez,
bunun yerine size değişiklikle-
rin ve hatta silinmiş dosyaların
da dâhil olduğu bir dosya geç-
mişi göstermek içindir.
Bir arşiv, geri almak istediğiniz
hasar görmüş veya üzerinde
değişiklik yapılmış dosyaları
kurtarmanıza yardımcı olabilir.
Daha önce bir dosyayı açtıy-
sanız ve daha önce var olan
bilgilerin eksik olduğunu fark
ettiyseniz (ya üzerine yazıldığın-
dan ya da yanlışlıkla kaldırıl-
dığından), bir arşivin ne kadar
yararlı olabileceği bellidir.
En önemli dosyalarınızın arşivi-
ni tutmak, sistem dosyalarını
veya yazılımı yedekleyerek yer
kaybetmeden bir hatayı düzelt-
me şansını artırır. Bir arşive
sahip olmak, belirli bir gün
veya haftalarca fark edilmeyen
bir hatayı düzeltmenin en hızlı
yoludur.
4- Uzak sabit sürücüye ye-
dekleme
Birden fazla bilgisayarınız
varsa, özel bir yazılım kullana-
rak dosyaları bir bilgisayardan
diğerine yedekleyebilirsiniz.
Bir arkadaşınızın bilgisayarına
veya ağınızdaki bir yedekleme
cihazına bile yedekleme yapa-
bilirsiniz.
Bu, bilgisayarınıza bağlı başka
bir sabit sürücü gerektirmeme-
si dışında yukarıda açıklanan
arşiv yöntemine benzer. Bunun
yerine dosyaları yedeklemek
için İnternet (veya yerel ağ)
bağlantınızı kullanırsınız. Bu,
özellikle bir yedek sabit sürücü-
ye takılmamış olabilecek taşına-
bilir bilgisayarlar için uygundur.
Potansiyel bir hızlı geri yükleme
ile düşük maliyetli bir çözüm arı-
yorsanız, uzak sürücü çevrimiçi
olduğu sürece uzak bir sabit
sürücüye yedeklemek iyi bir
çözüm olabilir.
5- Çevrimiçi depolama hizme-
tine yedekleme
Başka bir seçenek Amazon S3,
Amazon Glacier, Rackspace
veya Microsoft’un Azure gibi
bir çevrimiçi depolama hiz-
metine yedeklemektir. iCloud
Drive, Dropbox, Google Driveve
diğerleri gibi hizmetler iyi bir
yedekleme çözümü gibi görüne-
bilir, çünkü farklı yerlerde aynı
dosyanın birden fazla kopyasını
sağlarlar. Ancak, bu hizmetler
öncelikle dosyaları senkronize
etmek için tasarlanmıştır ve
gerçek bir yedekleme çözümü
değildir. Dosyaları senkronize
etmenin iyi bir yedekleme siste-
mi olmamasının temel neden-
lerinden biri, bir dosyayı tek
bir yerde sildiğinizde bunların
hepsinin silinmesidir.
İnternet’e her bağlandığınızda
çevrimiçi depolama hizmetle-
ri her zaman kullanılabilir ve
depolama alanınızın tükenmesi
konusunda endişelenmenize
gerek kalmaz (ancak arşivleriniz
büyüdükçe ek alan için daha
fazla ödeme yaparsınız).
6- Bulut depolama hizmetine
yedekleme
Bu yöntemde tek yapmanız
gereken bir hesap oluşturmak,
küçük bir yazılım indirmek ve
yüklemek ve bunu bilgisayarı-
nızın arka planında çalışacak
şekilde ayarlamaktır. (İsterse-
niz, belirli klasörleri veya dosya
türlerini dâhil etme veya hariç
tutma gibi daha gelişmiş ayarlar
kullanılabilir.)
Çevrimiçi yedeklemeler, İnterne-
te her bağlandığınızda çalıştırıla-
bilir ve İnternete bağlı herhangi
bir bilgisayardan geri yüklenebi-
lir. Bu yedekler yerel olarak de-
polanmadığından hırsızlık veya
felakete (yangın, sel, vb.) karşı
da koruma sağlar. Bulut yedek-
leme hizmetlerinin en büyük
avantajı, yedeklemelerinizi tek
bir sürücüde saklamamasıdır.
Bunun yerine bilgileriniz birçok
yerde yedeklenir.
Dosyalarınızın bulut yedek
depolama alanına ilk kez
yüklenmesi, ne kadar yedekledi-
ğinize bağlı olarak günler hatta
haftalar sürebilir.
*Bu makale www.beyaz.net sitesin-
den alınmıştır.
Potansiyel
bir hızlı geri
yükleme ile düşük
maliyetli bir çözüm
arıyorsanız, uzak
sürücü çevrimiçi
olduğu sürece uzak
bir sabit sürücüye
yedeklemek iyi bir
çözüm olabilir.
38. 34 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
FOKUS DENİZ VE LİMAN GÜVENLİĞİ
Deniz ve liman güvenliği 1
D
eniz ve liman güven-
liği kavramının yakın
tarihi
Soğuk Savaş döne-
minde özellikle batılı
devletlerde hâkim olan güvenlik
anlayışı, güvenliğin “bölünemez”
ve “kolektif” olması temeline
odaklanmıştı. Bundan maksat, ba-
tılı bir ülkeye yönelik herhangi bir
tehdidin diğerlerini de doğrudan
veya dolaylı olarak etkileyebilece-
ği, bu nedenle bu tehdidin koordi-
neli iş birliği ile bertaraf edilmesi
ana fikrine dayanıyordu. Tarafların
belirli, tehdit ve risklerin öngörüle-
bilir olduğu bu “dehşet dengesi”
dönemi neredeyse 50 yıllık bir
süreç sonunda sona ererken,
dünya daha kontrolsüz, belirsiz,
farklı tehdit ve risklerle yüzleşmek
zorunda kalacağı yeni bir döneme
adım atıyordu. Vesayet Savaşları1
da denilen eski bir yöntem, yeni
aktörlerle vakit kaybetmeden bu
boşluğu doldurdu.
Tehdit ve risklerin net olarak
öngörülemediği bu yeni dönem-
de, uydu devletlerin, devlet dışı
aktörlerin, terör ve suç örgütlerinin
ve kullanılan farklı yöntemlerin, kü-
resel sistem tarafından endişeyle
izlenen yeni bileşenleri oluştur-
duğu görülmüştür. Soğuk Savaş
sonrasında uluslararası barış ve
güvenlik açısından önemli ve et-
kin bir tehdit halini alan terörizm,
faaliyet alanını ulusal sınırların
ötesine taşımış ve tüm dünyayı
etkileyebilme gücüne erişmiştir2
.
Bu yeni dönemde, güvenlik
algısının yanı sıra ülke ekonomi-
leri de yeni bir değişim sürecine
girmiştir. 21’inci yüzyılın başın-
dan itibaren başta iletişim olmak
üzere büyük bir ivme ile gelişen
teknoloji ve endüstri, kaynak ve
pazarları çeşitlendirerek, ekono-
mileri, bütün dünyayı bir örümcek
ağı gibi sararak birbiriyle ilişkilen-
direcek yeni bir küresel sürecin
parçası haline getirmiştir.
Yeni güvenlik dinamiklerine uyum
sağlamada ekonomik sistemler
kadar hızlı olamayan güvenlik
ve savunma sistemleri, küresel
ekonomilerin çeşitli tehlikelere
karşı daha hassas hale gelmesi-
ne sebep olmuştur.
Bunun bir sonucu olarak da yeni
milenyumun hemen öncesinde
belirli grup veya örgütlerin ayrı-
lıkçı ya da ideolojik saldırısı gibi
algılanan muhtelif terör olayları,
ülkelerin aldıkları münferit tedbir-
ler veya misilleme operasyonları
ile caydırılmaya çalışılmıştır. 11
Eylül 2001 saldırılarıyla en san-
sasyonel seviyede etki yaratan ve
sonrasında da çeşitli şekillerde
devam eden asimetrik ve alışılmı-
şın dışında (unorthodox) terörist
saldırılar, ülkelerin güvenliğinin
ileriden sağlanması (forward
presence and defense), önalıcı ve
önleyici (preemptive and preventi-
ve) tedbirlerin alınması ve mevcut
küresel ekonomik sistemde,
ülkelerin güvenlik ve ekonomisini
tehdit eden bu yeni düşmanla
mücadelede devletlerin her
yönden iş birliği içerisinde olması
öngörülmüştür.
Amerika Birleşik Devletlerindeki
bu saldırıların hemen sonrasında
ABD tarafından başlangıçta Afga-
nistan ve Al-Qaeda terör örgütüne
yönelik başlatılan “Teröre Karşı
Küresel Savaş” (Global War on
Terrorism- Operation Enduring
Freedom) kısa sürede NATO üyesi
ve üye olmayan birçok ülkenin
katıldığı büyük bir koalisyona
dönüştü. Teröre karşı başlatılan
bu küresel savaş Afganistan’la da
sınırlı kalmayıp, bazı Orta Doğu
Dünya devletleri, denizlerin güvenliğini sağlamaksızın,
küresel ekonominin %80-85 oranında bağımlı olduğu deniz
taşımacılığının sürdürülebilirliğini koruyamayacaklarını,
gemilerin ve limanların güvenliğini sağlamaksızın, stratejik
tesis ve kurumlar başta olmak üzere ülke topraklarının
güvenliğini tesis edemeyeceklerini anlamışlardı.
Faruk DOĞAN - ISPS ve IMDG Yöneticisi
TEPE SAVUNMA VE GÜVENLİK A.Ş.
1 https://en.wikipedia.org/wiki/Proxy_war
2 1 Ahmet Hamdı TOPAL, “Uluslararası Terörizm ve Uluslararası Ceza Mahkemesi”,
Uluslararası Hukuk&Politika, C. 1, S. 3, 2005, ss. 77-78.
39. Temmuz 2021 GüvenlikYönetimi n 35
ülkelerini de kapsayacak şekilde
genişlerken, NATO tarafından
denizlerde terörizm ve diğer deniz
güvenlik sorunlarıyla mücadele
etmek üzere “Aktif Çaba” (Active
Endeavour) harekâtı başlatıldı.
Terörizm, yeni milenyumda batılı
ülkeleri endişelendiren tek tehdit
değildi. Eski bir güvenlik sorunu
olan deniz haydutluğu, yeni taktik-
lerle, gerek geleneksel suyolların-
da gerekse dünyanın deniz ticare-
ti için en yoğun düğüm noktaları
civarında, küresel deniz ticaretini
etkileyen önemli bir problem ola-
rak yeniden belirmeye başlamıştı.
Üstelik bu tehdit sadece batılı
ülkelerin değil deniz ticaretine
bağımlı olan tüm ülkelerin ortak
sorunu olarak ortaya çıktı.
Dünya devletleri, denizlerin gü-
venliğini sağlamaksızın, küresel
ekonominin %80-85 oranında
bağımlı olduğu deniz taşımacılığı-
nın sürdürülebilirliğini koruyama-
yacaklarını, gemilerin ve liman-
ların güvenliğini sağlamaksızın,
stratejik tesis ve kurumlar başta
olmak üzere ülke topraklarının
güvenliğini tesis edemeyecekleri-
ni anlamışlardı.
Bu doğrultuda Uluslararası De-
nizcilik Örgütü (IMO) tarafından
yetkilendirilen Deniz Güvenlik
Komitesi’ni (MSC) tarafından,
denizde ya da deniz yoluyla
gelebilecek terör eylemlerinin ön-
lenmesine yönelik yeni kuralların
belirlenmesi ile gemi ve liman
tesislerinin güvenliği için yeni ted-
birleri içeren, Uluslararası Gemi
ve Liman Tesisleri Güvenlik Kod’u
(ISPS CODE) oluşturulmuştur.
SOLAS’ın Bölüm XI - 2 (denizde
güvenliği arttırıcı tedbirler) eki ola-
rak, 01 Temmuz 2004 tarihinde
yürürlüğe giren, Uluslararası Gemi
ve Liman Tesisleri Güvenlik Kod’u
(ISPS CODE) ile denizcilik sektö-
rüne, güvenlik (security) kavramı
getirilmiş, IMO tarafından, gemi-
lerle birlikte liman tesisleri de
dahil olmak üzere, deniz güvenli-
ğine yönelik yeni düzenlemelerin
yapılmasına başlanmıştır3
.
Deniz ve liman Güvenliğine
Yönelik Tehdit ve Riskler
Dünya ekonomisi yaşamsal
ölçüde denizler yoluyla yapılan
ticarete bağlıdır. Öyle ki ana deniz
ticaret yollarının çok küçük bir
bölümünde veya deniz düğüm
noktalarından herhangi birinde
oluşacak bir güvenlik riski, ülkele-
rin ithalat ve ihracatlarını, gemile-
rin sigorta bedellerini, gemicilerin
tazminatlarını artıracaktır. Ayrıca,
güvenlik nedeniyle ortaya koyu-
lacak özel veya kurumsal çaba-
ların ve önlemlerin maliyetleri ile
kimi koşullarda ödemek zorunda
kalınan fidye, komisyon ya da
tazminat bedelleri, kaçınılmaz
ilave harcamalar olarak bu tehdit
ve riskler ile karşılaşan ülkelerin
bütçesine beklenenin çok üzerin-
de bir yük getirecektir.
Denizlerin kullanım serbestliğini
(Freedom of Navigation-FON), do-
layısıyla deniz ticaretini olumsuz
yönde etkileyebilecek en küçük
tehdit veya risk deniz ticaretinin
maliyet etkinlik denklemini fazla-
sıyla değiştirebildiği görülmekte-
dir. Söz konusu tehdit ve riskler
bazı durumlarda gemilerin seyir
planlamalarında radikal güzergah
değişimini bile gündeme getir-
mektedir.
Günümüzde deniz ve liman gü-
venliğini etkileyen risklere kısaca
değinmek gerekirse;
1907 tarihli La Haye Sözleşme-
leri ile silahlandırılmamış ticaret
gemilerinin batırılması yasaklan-
mıştır4
. Günümüzde Deniz Harp
Hukukunun esaslarını oluşturan
1994 tarihli San Remo Kuralları
Yeni milenyumda
eski bir güvenlik sorunu
olan deniz haydutluğu, yeni
taktiklerle, gerek geleneksel
suyollarında gerekse
dünyanın deniz ticareti için
en yoğun düğüm noktaları
civarında, küresel deniz
ticaretini etkileyen önemli
bir problem olarak yeniden
belirmeye başladı.
3 https://www.samsunport.com.tr/tr/hizmetlerimiz/isps-uluslararasi-gemi-ve-liman-
tesisi-guvenlik-kodu
4 http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2008-79-470
40. 36 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
FOKUS DENİZ VE LİMAN GÜVENLİĞİ
ile de düşmana ait olmayan veya
düşmanca hareket sergilemeyen
ticaret gemilerinin seyir güvenliği
garanti altına alınmıştır.
Buna rağmen savaş bölgelerinin
yakınlarında seyreden tarafsız
ticari gemilerin de isabet aldığı
sıklıkla görülmektedir. Bu tür
olaylar, savaşan tarafların tanıma
tanıtma sistemlerindeki hatalı
değerlendirmelerden, ikincil hasar
(collateral damage) denilen asıl
hedefin yakınında bulunan tarafsız
ticari geminin de isabet alması,
harp zamanı döşenen serseri ma-
yınlara çarpılması veya savaşan
taraflardan birinin cezalandırma
maksatlı kasti taarruzu sonucu
olabilmektedir.
Bu çerçevede, Ağustos 2006’da
Lübnan’dan Avustralyalı sivilleri
tahliye eden Türk gemisine İsrail
tarafından taciz ateşi açılması,
Mayıs 2018’de Yemen açıklarında
bir Türk ticaret gemisine yapılan
füze saldırısı, Haziran 2019’da
Umman Körfezinde biri Norveç,
diğeri Japon bandıralı iki tankere
muhtemel limpet mayın saldırısı,
Ekim 2019’da Cidde açıklarında
İran’a ait bir tankere füze saldırısı
basında da yer alan bazı örnek-
lerdir.
Dünya üzerinde günümüzde de
yaygın olan çatışma riskli coğraf-
yaların sahil ve deniz kesimi do-
ğal olarak yüksek riskli bölgeler-
dir. Bu tür risklerden sadece harp
sahası yakınlarında seyreden
ticaret gemileri değil, savaşan
tarafların ve taraf olmayan komşu
ülkelerin limanlarının da etkilen-
mesi kaçınılmazdır.
Savaş benzeri aktiviteler, İç
savaşlar ve Çatışmalar
Savaş tanımı hukuksal olarak iki
veya daha fazla devlet arasında-
ki çatışma için kullanılmaktadır.
Savaş benzeri aktiviteler genellikle
bir devlete ait güvenlik güçleri ile
devlet dışı gruplar veya iki ve daha
fazla devlet dışı grup arasında
meydana gelen, genellikle düşük
yoğunluklu çatışmalar için kullanıl-
maktadır.
Bu çatışma alanları gemiler, mü-
rettebatı ve bölgedeki limanlar için
büyük riskler arz eder. Bu riskin
boyutu çatışmanın coğrafyasına,
yaygınlığına ve çatışmada kullanı-
lan taktiklere bağlıdır. Tehlikeler
nedeniyle savaş riskleri olan
bazı bölgelerde Müşterek Savaş
Komitesi (Joint War Committee-
JWC) deniz ticareti için Yüksek
Risk Sahası (High Risk Area-HRA)
belirlemektedir. Bu komite tarafın-
dan belirlenen alanlarda gemilerini
bulundurmak zorunda kalan şirket-
ler, ISPS Kodunun gerekliliklerine
uygun olarak yapacakları güvenlik
değerlendirmelerinde maruz kalına-
cak riske atıfta bulunmalıdır5
.
Deniz Terörü
Deniz terörü, denizde, gemileri
veya sabit platformları kullanarak,
Bölgesel Tehdit ve Riskler Haritası (file:///C:/Users/faruk.dogan/Downlo-
ads/RiskMap-2021-MAP-REGIONS-WORLD-A3v2.pdf)
5 https://on-shore.mschoa.org/media/1253/other-maritime-security-threats.pdf
6 https://www.orfonline.org/research/maritime-terrorism-in-asia-an-assessment-56581/
7 https://pgm.uab.gov.tr/uploads/pages/tezler/fatma-nur-soybas-deniz-haydutlugu-ve-deniz-haydutlugunun-
deniz-sigortaciligina-etkisi.pdf
41. Temmuz 2021 GüvenlikYönetimi n 37
gemilere, sabit platformlara,
gemilerin yolcularına veya perso-
neline, limanlara, kıyı tesislerine
veya sahil yerleşim bölgelerine
karşı gerçekleştirilen terör eylem
ve faaliyetleridir6
.
Sahil şehirlerindeki kara hedef-
lerine yönelik terörist saldırılar
kapsamında, 26 Kasım 2008’de
10 teröristin sürat teknelerini
kullanarak şehir kıyılarına inip,
kara hedeflerine bir dizi koordineli
saldırı gerçekleştirdikleri Mumbai
bombalamaları en çarpıcı örnek-
lerden biridir.
Teröristlerin Haziran 2018’de
Libya’nın Ras Lanuf ve Es Sider
petrol limanlarına saldırarak, bir
depolama tankını ateşe vermesi,
limanlara ve kıyı tesislerine yapı-
lan deniz kaynaklı terör saldırıları
örneklerinden birisidir.
İki El Kaide intihar bombacısı-
nın 12 Ekim 2000’de patlayıcı
yüklü bir botu ile Yemen’de liman
ziyaretinde bulunan USS Cole’a
çarparak 17 ABD denizcisinin
ölümüne ve gemide ağır hasara
sebep olması, bu olaydan iki yıl
sonra, Ekim 2002’de, Fransız
petrol tankeri M/V Limburg’a
yapılan bir terörist saldırı ile 16
kişinin öldürülmesi ve çok sayıda
kişinin yaralanması, ayrıca Aden
Körfezi’ne büyük bir ham petrol
sızıntısı ile çevre felaketine neden
olunması ise harp gemilerine
ve sivil ticaret gemilerine karşı
yapılan terör saldırılarına birer
örnektir.
Günümüzde bu tehdit ve risklerin,
açıktaki petrol ve doğalgaz plat-
formlarını, hidrokarbon tesislerini,
gemi terminallerini, boru hatlarını,
denizaltı kablolarını ve derin deniz
yatağı maden kuyularını da hedef
alabilecek imkân ve kabiliyetlere
ulaştığı endişeyle görülmektedir.
Deniz haydutluğu (Piracy)
Deniz haydutluğu deniz ticaretinin
yoğun ancak otorite ve denetimin
yetersiz kaldığı deniz alanlarında
sık sık yaşanan, özel şahısların
herhangi bir devletle bağlantısı
olmadan kendi çıkarları doğrul-
tusunda ve kendilerine ait veya
çalıntı deniz araçlarıyla diğer
gemilere, bu gemilerdeki insan-
lara ya da gemi üzerindeki yüke
saldırmaları sonucu ortaya çıkan
eylemlerdir7
.
Özellikle Aden Körfezi, Hint
Okyanusu, Singapur ve Malaka
Boğazları ve Gine Körfezi başta
olmak üzere 1986’dan itibaren,
dünya ticaret yolları ve deniz
düğüm noktalarının en yoğun
olduğu bölgelerde belirgin bir
artış gözlemlenen deniz haydut-
luğu olayları 2000’li yıllarda zirve
noktasına ulaşmıştır.
Dünya üzerinde
günümüzde de yaygın
olan çatışma riskli
coğrafyaların sahil ve
deniz kesimi doğal
olarak yüksek riskli
bölgelerdir.
1998-2020 Yılları Arasında Gemilere Karşı Yapılan Deniz Haydutluğu
Saldırılar (ICC-IMB)
42. 38 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
FOKUS DENİZ VE LİMAN GÜVENLİĞİ
Uluslararası savunma ve güvenlik
örgütlerinin ve deniz haydutluğu
ile mücadele için oluşturulan
koalisyonların müşterek çabaları,
ülkelerin münferit gayretleri ve ge-
milerin uyguladıkları karşı tedbirler
sayesinde, geçen on yıl içerisinde,
dünya üzerinde deniz haydutluğu
neredeyse %50 oranında azal-
mıştır. Somali açıkları ve Aden
Körfezinde son iki yılda tamamen
sıfırlandığı görülmektedir. Ne yazık
ki bu tehdit, deniz ticaretinin diğer
bir arteri olan Gine Körfezinde
hem sayısal hem de şiddet olarak
artarak devam etmektedir.
Denizlerde gerçekleşen bu ve
benzeri suçların dünya deniz tica-
retine olumsuz etkisi yıllık 7 milyar
ABD Doları civarındadır. Rekabete
dayanan bir piyasa olan denizcilik
sektöründe, zaman faktörünün
muazzam etkisi bulunmaktadır.
Bu nedenle, deniz haydutluğu
nedeniyle yükün tesliminde ya-
şanan gecikmeler, artan sigorta
maliyetleri ve güvenlik sebeple-
riyle geminin limanda kaldığı her
gün için talep edilen ilave liman
masrafları ve ayrıca geminin kaçı-
rılması durumunda ödenen fidye
ve pazarlık maliyetleri dikkate
alındığında, deniz haydutluğu
deniz ticareti ve küresel ekonomi
üzerinde olumsuz etki yaratmaya
devam etmektedir.
Korsanlık (Privateering)
Bu aşamada genellikle deniz hay-
dutluğu ile karıştırılan korsanlığı
tanımlamak faydalı olacaktır. Bir
devletin müsaadesi altındaki “özel
kişilerce” donatılmış gemiyle diğer
(düşman) ülkelerin bayraklarını
taşıyan gemilere veya düşman
topraklarına saldırmak korsanlık
olarak tanımlanmaktadır8
. Geçmiş-
te korsanlar yaptıkları hizmete kar-
şılık zapt ettikleri gemiler ve gemi
yükü ganimet mallar üzerinden üc-
ret olarak belli bir pay almışlardır.
Deniz gücü yetersiz olan veya hiç
donanması olmayan devletler de
deniz savaşı için harp malzemesi
ve asker ihtiyaçlarını korsanlar ile
sağlamışlardır . 19’uncu yüzyıla
kadar tüm devletleri hedef alır
hale gelen korsanlık, 1856 tarihli
Paris Beyannamesi ile yasaklan-
mıştır.
Günümüzde tanımda belirtildiği
şekilde bir uygulaması olmamak-
la birlikte, gelecekte “vesayet
savaşlarının” bir unsuru olarak
çeşitli formlarda ortaya çıkabile-
ceği ihtimali de göz ardı edilme-
melidir.
Denizde silahlı soygun
Denizde silahlı soygun, 20 Aralık
2000 tarihinde IMO tarafından
yayımlanan bir sirkülerle, bir
devletin yargılama yetkisine giren
alanlarda gemilere, gemideki
şahıslara veya mallara yönelik
şiddet, alıkoyma veya yağma
faaliyetlerinin işlenmesi olarak
tanımlanmıştır. IMO sirkülerinde
tanımlanan “silahlı soygun” kav-
ramı, Birleşmiş Milletler Güven-
lik Konseyi (BMGK) tarafından
2 Haziran 2008’de yayınlanan,
deniz haydutluğuna karşı devletle-
re gerekli tüm vasıtaları kullanma
yetkisi veren 1816 sayılı karar
metnine ilave edilmiştir. Bu ka-
rarla deniz haydutluğu ile müca-
dele eden devletler sadece açık
denizlerde değil, saldırı ve diğer
faaliyetlerin yoğunlaştığı ülke ka-
rasularındaki olaylara da müdaha-
le etme imkânı kazanmıştır .
Bu tür suçlar genellikle deniz tica-
ret rotalarının ülkelerin karasula-
rından geçtiği (transit ve zararsız
geçiş rejimine tabi sular) Malaka
Boğazı, Singapur Boğazı gibi su
yollarında, demir yerleri, şaman-
dıralar ve limanlarda, ticaret ge-
milerinin üzerine küçük teknelerle
aborda olarak işlenmektedir.
İstatistikler incelendiğinde bu
tür suçların deniz güvenliğinin
zayıf olduğu deniz ve limanlara
doğru yer değiştirdiği, başarılı
suç eylemlerinin diğer bölgesel
suç örgütlerince örnek alındığını
göstermektedir.
Bu nedenle çeşitli bölgesel deniz
güvenlik kurumları tarafından de-
niz haydutluğu ve silahlı soygunla
mücadele maksadıyla yayımlanan
8 MERAY, Seha L.: “Bazı Türk Andlaşmalarına Göre Korsanlık ve Deniz Haydutluğunun Yasaklanması”,
AÜSBFD, Cilt 18, Sayı 3, 1963, s. 106
44. 40 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
FOKUS DENİZ VE LİMAN GÜVENLİĞİ
“En İyi Yönetim Uygulamaları”
(Best Management Practices-
BMP) kılavuzları denizciler tarafın-
dan dikkatle uygulanmalıdır.
Yasa dışı silah-insan-uyuştu-
rucu- arkeolojik ve tarihî eser
kaçakçılığı
Uluslararası anlaşmalar ile silah-
ların, insanların, uyuşturucu ve
psikotrop maddeler ile arkeolojik
ve tarihî eserlerin yasal olmayan
yollardan ülkeler arasında taşın-
ması yasaklanmıştır.
1982 Birleşmiş Milletler Deniz
Hukuku Sözleşmesi devletlere,
Deniz Haydutluğu, Köle Ticareti,
Uyuşturucu Madde Kaçakçılığı ve
Açık Denizden Yapılan İzinsiz Ya-
yınların, bayrak devleti kuralının
istisnaları olarak uyrukluk ayrımı
yapmadan denetleme ve ceza-
landırma yetkisini ve bu suçlarla
mücadele için Kesintisiz Takip ve
Ziyaret Hakkını vermiştir.
Buna rağmen deniz yoluyla yapı-
lan yasadışı kaçakçılık suçları her
geçen gün artmaktadır. Özellikle
yasadışı silah ve uyuşturucu ka-
çakçılığı, gün yeni yöntemlerle de-
niz güvenliğine her geçen önemli
bir tehdit oluşturmaktadır. Bu tür
kaçakçılık faaliyetleri ile uğraşan
suçlular, özel yapım denizaltıların
kullanımından ticaret gemileri-
nin muhtelif bölmelerine veya
kargonun ya da konteynerlerin içi
de dahil olmak üzere hayal gücü
sınırlarını zorlayan çeşitli saklama
yöntemleri geliştirmektedir.
Bu tür yasadışı kaçakçılık suçları-
nın önlenmesi için gemi kaptanın-
dan kamarota, gemi sahibinden
işletmecisine, yük sahibinden
liman işletmecisine kadar herke-
sin belirli ölçüde sorumlulukları
olduğu göz önünde bulundurulma-
lıdır.
Bu noktada, ISPS Kodu gere-
ğince, yetkisiz personelin liman
tesislerine erişmesini veya
gemilere binmesini engellemek
de dahil olmak üzere, limanda
emniyet ve güvenliği sağlamak,
uygun güvenlik planlarını uygula-
mak ve tüm personelin eğitimli
ve bilinçli ve bir güvenlik tehdidi
veya olayı tespit edildiğinde alarm
vermek için çeşitli araçlara sahip
olmasını ve güvenli bir şekilde
hareket etmesini sağlamak,
hükümetlerin, liman yetkililerinin,
denizcilik şirketlerinin ve deniz-
cilerin sorumluluğunda olduğu
unutulmamalıdır.
*Yazının ikinci bölümü Güvenlik
Yönetimi Ağustos sayısında yayın-
lanacaktır.
Deniz terörü,
denizde, gemileri veya
sabit platformları
kullanarak, gemilere,
sabit platformlara,
gemilerin yolcularına
veya personeline, limanlara,
kıyı tesislerine veya
sahil yerleşim bölgelerine
karşı gerçekleştirilen
terör eylem ve
faaliyetleridir.
46. 42 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
FOKUS DENİZ VE LİMAN GÜVENLİĞİ
Deniz ve liman güvenliği, çevresi
denizlerle kaplı ülkemiz için son
derece önemlidir
Geçmişte kalelerle ve gözlem noktaları aracılığıyla yapılan
ihlal kontrolleri, teknolojinin gelişmesiyle yerini çözüm için
oluşturulan sistemlere bırakmıştır.
Tunç PINAR/ Satış Müdürü
ÖLÇSAN TEKNOLOJİ A.Ş.
47. Temmuz 2021 GüvenlikYönetimi n 43
Ü
lke kara ve deniz
sınırlarının ve stratejik
öneme sahip altyapıla-
rın korunması her ülke
için önde gelen milli
güvenlik konuları arasında yer
almaktadır.
Geçmişte kalelerle ve gözlem
noktaları aracılığıyla yapılan ihlal
kontrolleri, teknolojinin gelişme-
siyle yerini çözüm için oluşturu-
lan sistemlere bırakmıştır. Sınır
güvenliği için kullanılan sistemler,
güvenliğin sağlanacağı alanın
coğrafi yapısına, tehdide ve
kullanıcıya göre şekillenmektedir.
İnsan ve mal kaçakçılığı olmak
üzere terör eylemleri ve dış güç
saldırıları gibi milli güvenlik un-
surlarını zedeleyecek girişimlerin
önlenmesi için elektronik izleme,
koruma ve yönetim çözümleri
sunulmaktadır.
ÖLÇSAN, sınır kontrol ve uzaktan
izleme/yönetim; liman yönetimi,
sahil güvenlik, entegre sınır yö-
netimi; kritik altyapı, boru hatları,
havalimanı ve stadyum güvenliği;
akıllı ve güvenli şehirler; mobil
cihaz ve iletişim ağı izleme sis-
temleri başlıklarıyla sınır ve kritik
altyapı güvenliği için çözümler
geliştirmektedir. Sınır Güvenli-
ği Sistemleri, sınır bölgesine,
haberleşme sürecine ve komuta
kontrole karşı olan tehditlerin,
insanlı ve/veya insansız entegre
sensör sistemleri aracılığıyla
tespit-tanı-takip görevlerini yerine
getirmektedirler.
Sınır güvenliği kapsamında olan
deniz ve liman güvenliği, çevresi
denizlerle kaplı ülkemiz için son
derece önemlidir. Güvenliğin
sağlanacağı alana göre değerlen-
dirilen sistemlerle sahadan veri
toplanması, haberleşmenin gizlilik
kurallarına uygun ve güvenli şe-
kilde yapılması sağlanır. Deniz
ve limanlar aracılığıyla yapılan
küresel mal ve malzeme akışın-
da yaşanacak sıkıntılı durumlar
öncelikle mürettebatı, gemileri
ve en sonunda dünyayı olum-
suz etkilemektedir. Konteyner
gemilerinin terör eylemlerine karşı
savunmasız olduğu düşüncesi,
liman güvenliği konusu için de
dikkatli olunması gereken alandır.
Liman ve deniz güvenliğinde ya-
şanabilecek sorunların çözümleri
için kullanılan sistemler, değişen
dünya ve teknolojik alt yapılarla
sürekli kendilerini geliştirmekte-
dirler. İzlenen ve korunan alanlar
arasında okyanuslar ve karasu-
ları, bölgelerde yer alan denizler,
nehirler ve limanlar bulunur. Deniz
güvenliği stratejilerinde insan ve
yasa dışı mal kaçakçılığı, yasa
dışı balıkçılık, deniz kirliliği ve
denizde soygun, korsanlık gibi
suçların tespiti, takibi yer almak-
tadır. Deniz ve liman güvenliği
için geliştirilen sistemler hem su
üstü hem de su altı platformlarını
kapsamaktadırlar.
Gemi Entegre Navigasyon Siste-
mi, Denizcilikte Küresel Konum
Sistemi, Deniz Güvenliğinde Uydu
Haberleşmesi, Otomatik Tanım-
lama Sistemi gibi çalışmalar
deniz güvenliği için oluşturulan
sistemler içerisinde yer almak-
tadır. Gemi Entegre Navigasyon
Sistemi, gemilerin güvenli yol
alması için güvenilir konum hız ve
durum verilerini sağlamaktadır.
Denizcilikte Küresel Konum Siste-
mi, hız ölçümü ve konum belirle-
mesi sebebiyle denizlerde güvenli
gezilmesini sağlamaktadır. Deniz
Güvenliğinde Uydu Haberleşmesi,
küresel boyutta çalışan gemilerin
sahip olduğu verilerin aktarımında
gizlilik kurallarına uyulması ve
güvenilir olunması için kullanıl-
maktadır. Otomatik Tanımlama
Sistemi, çevredeki diğer gemileri
görüntüleyen otomatik izleme
sistemidir.
ÖLÇSAN, Entegre Güvenlik Tehdit
Yönetim Sistemi platformu
K!M STMS ile stratejik öneme
sahip kritik tesislerin komuta ve
kontrolünü gerçekleştirmektedir.
STMS, güvenlik operatörlerine ve
ilgili yönetime, tesisin güvenlik
durumu hakkında gerçek zamanlı
durumsal farkındalık sağlamak-
tadır. Siber ve fiziksel güvenlik
katmanlarından oluşan sistem,
güvenlik operatörlerine her bir
operatörün rolüne göre uyarlan-
mış fonksiyonlara erişimle, tesis
güvenlik durumunun bütünleşik
bir görünümü sunmaktadır.
Liman ve deniz güvenliğinde diğer
önemli bir tehditte siber saldırılar-
dır. Siber saldırıyı gerçekleştiren-
ler, liman ve deniz güvenliği için
oluşturulan sistemlerin bozulma-
sına sebep olabilmektedir. Gemi
donanımları ve sensörleri için
de veri koruması ve ayrıca veri
sızıntıları kritik derecede önem-
lidir. Hem denizlerin güvenliğini
sağlamak hem de şirketlerin ya
da kurumların sahip olduğu kişisel
verileri korumak için siber güvenli-
ğin sağlanması gerekmektedir.
ÖLÇSAN, sınırların ve kritik bölge-
lerin/altyapıların korunması için
geliştirdiği çözümlerle sektörde
hizmet vermeye devam etmektedir.
Tunç PINAR
48. 44 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
Gökhan YAZICI - Stratejik Planlama ve Pazarlama Direktörü
KAREL
Hemşire çağrı sistemleri hastane iletişim
sistemlerinin ayrılmaz bir parçasıdır
ÖZEL DOSYA HEMŞİRE ÇAĞRI SİSTEMİ
Karel Stratejik Planlama ve Pazarlama Direktörü Gökhan
Yazıcı bizlere hemşire çağrı sistemlerini ve Karel’in bu
alanda hayata geçirdiği çözümleri anlattı.
49. Temmuz 2021 GüvenlikYönetimi n 45
si, hastalara daha etkin, kaliteli
tedavi ve bakım hizmetlerinin
sunulmasına olanak sağlamak-
tadır. Dijitalleşmeyle toplanan
büyük veri, karar alıcılar için
çeşitli istatistiklerin oluşturulma-
sı ve karar süreçlerine destek
sağlanmasını mümkün kılmakta-
dır. Yapay zeka, sanal gerçeklik,
giyilebilir sağlık cihazları, mobil
uygulamalar gibi alanlardaki
gelişmeler sağlık sektörünün
dijitalleşme sürecinde katalizör
görevi görmektedir.
Hemşire çağrı sistemleri hasta
memnuniyetini ve bakım kali-
tesini artırır
Hastanelerin dijitalleşme süre-
cinde yaygın olarak kullanılan
çözümlerden biri de hemşire
çağrı ve acil kod sistemleridir.
Basit bir anlatımla bu sistemler,
hastanenin çeşitli yerlerine yer-
leştirilmiş butonlara basıldığında
ya da telefondan bazı numaralar
tuşlandığında ilgili kişiler ya da
birimlere anında haber verilmesi-
ni sağlar. Hasta memnuniyetini
artırmak ve bakım kalitesini iyi-
leştirmek için kullanılan hemşire
çağrı sistemleri hastalarla hemşi-
re, doktor ve bakıcılar arasındaki
iletişimi kolaylaştırır ve müda-
hale sürelerini kısaltır. Hemşire
çağrı sistemlerinin kullanılması,
hemşirelerin acil durumlara ve
hastalardan gelen talep türlerine
göre görevlerini önceliklendir-
melerine de yardımcı olur. Bu
avantajlar sayesinde hemşire
çağrı sistemleri, hastane iletişim
sistemlerinin ayrılmaz bir parçası
haline gelmiştir.
Sistem temel olarak yatak başı
ünitesi, el seti, wc çağrı ünitesi,
kapı üstü koridor lambası ve
çağrı panosu gibi bileşenlerden
oluşmaktadır. Bu bileşenlerin bir-
biriyle haberleşmesini sağlayan
modül oda kontrol ünitesidir.
Oda kontrol üniteleri ile has-
tane santralinin entegrasyonu
ise hastane sunucusu tarafın-
dan sağlanmaktadır. Tüm bu
ekipmanlar sayesinde, acil bir
durum oluştuğunda, yani hasta
kendini kötü hissedip yardım
çağırmak için el setindeki bu-
tona bastığında veya banyoda
düşüp acil çağrı ipini çektiğin-
de, bu ekipmanlar görsel ve
işitsel olarak alarm verip, sağlık
personelini ilgili odaya yönlendir-
mektedir. Bunu ikaz lambaları,
hemşire çağrı paneli üzerindeki
uyarılar veya ilgili sağlık perso-
nelinin kullandığı mobil cihaza
sesli ve yazılı bir uyarı göndere-
rek yaparlar.
Hemşire çağrı sistemini oluştu-
ran temel bileşenlerin işlevleri
şu şekildedir:
Çağrı Panosu: Hastanın çağrı
Ü
lkemizde sağlık har-
camaları her geçen yıl
artmaktadır. Türkiye
İstatistik Kurumu’nun
(TÜİK) verilerine göre
Türkiye’de toplam sağlık harca-
maları 2019 yılında 201 milyar
TL’ye ulaşmış, bu büyüklüğün
içindeki sağlık yatırımı harca-
malarının payı ise 13,5 milyar
TL’ye yaklaşmıştır. 2019 yılında
kişi başına sağlık harcaması ise
ortalama 2.434 TL’ye yükselmiş-
tir. 2020 yılı itibarıyla Türkiye’de
faal durumda 1.500’den faz-
la hastane bulunmaktadır.
Bu hastanelerin 571’ini özel
hastaneler oluşturmaktadır.
TÜİK’in 2018 verilerine göre
Türkiye’nin hastane yatağı kapa-
sitesi 231.193’tür. Bunlardan
139.651’i Sağlık Bakanlığı’na
bağlı hastanelerde, 42.066’sı
üniversite hastanelerinde ve
50.196’sı ise özel hastanelerde
bulunmaktadır.
Teknolojide yaşanan gelişmeler
sonucunda dijitalleşme sürecinin
en hızlı yaşandığı alanlardan biri
de sağlık sektörüdür. Bilişim
teknolojilerindeki gelişmelerle
birlikte hastanelerin dijitalleşme-
Gökhan YAZICI
Hastanelerin
dijitalleşme sürecinde
yaygın olarak kullanılan
çözümlerden biri de
hemşire çağrı ve acil
kod sistemleridir. Bu
sistemler, hastanenin
çeşitli yerlerine
yerleştirilmiş butonlara
basıldığında ya da
telefondan bazı
numaralar tuşlandığında
ilgili kişiler ya da
birimlere anında haber
verilmesini sağlar.
50. 46 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
Personel Akıllı Kartı: Yapılan
müdahalenin veya çağrının hangi
personel tarafından yapıldığının
raporlanmasını veya sadece yet-
kili personel tarafından yapılma-
sını sağlar.
Bu sistemler hastaneler dışın-
da yaşlı bakımevleri ve çocuk
yuvalarında kullanılabilir
Geçmişte sağlık personeli, acil
çağrılar için yanlarında pager adı
verilen çağrı cihazları bulundur-
maktaydı. Aynı zamanda konuş-
ma ihtiyacı için bir de kablosuz
telefon taşıyorlardı. Güncel tek-
nolojilerle ise sadece IP DECT ya
da WiFi telefon kullanarak hem
konuşma hem de mesaj alma
desteğine sahip olunabilmek-
tedir. Hemşire çağrı sistemiyle
kablosuz iletişim sistemi arasın-
daki entegrasyon sayesinde, acil
bir durum oluştuğunda DECT ya
da WiFi telefona acil durumun
nerede oluştuğuna dair bir mesaj
gönderilir. Sağlık personeli bu
çağrıyı kapatana kadar telefon
uyarı vermeye devam eder ve
mesajın alınıp alınmadığı bilgisi
raporlanır. Hemşire çağrı sistem-
leri sadece sağlık kuruluşlarında
değil yaşlı bakımevleri, çocuk
yuvaları, hatta otellerde de kulla-
nılabilir.
Hemşire çağrı sistemlerinin
kullanılan teknolojiye göre analog
ve IP, iletişim biçimine göre
kablolu ya da kablosuz gibi farklı
çeşitleri bulunmaktadır. Sağladığı
avantajlar ve esneklik nedeniyle
kablosuz sistemlerin pazarda en
hızlı büyüyen segment olması
beklenmektedir.
Hastanelerde hemşire çağrı
sistemlerinin yanı sıra acil kod
butonuna basarak gönderdiği
sinyalin hangi odadan geldiğini
hemşirelerin görebildiği panel-
lerdir.
Yatakbaşı Çağrı Ünitesi: Acil
durumlarda hastaların hemşireyi
çağırmasını sağlayan ünitelerdir.
Banyo/WC Çağrı Ünitesi: Ru-
tubet ve nemden etkilenmeyen,
üzerindeki ipli tutamak çekildi-
ğinde hemşireye acil çağrı bilgisi
gönderilen ünitelerdir.
Kapı Üstü Koridor Lambası:
Çağrı yapılan odanın kapısının
üzerinde, çağrı durumuna göre
farklı renklerde yanan ışıklı üni-
telerdir.
Hastane Çağrı Santral Sunucusu:
Tüm hemşire çağrı panellerinin
network üzerinden bağlandığı
sistem kontrol ünitesidir. Aynı
zamanda acil kod sunucu görevi
görmektedir.
ÖZEL DOSYA HEMŞİRE ÇAĞRI SİSTEMİ
51. Temmuz 2021 GüvenlikYönetimi n 47
başlatılabileceği gibi, hemşire
çağrı sistemleri üzerinden de
başlatılabilmektedir. Kablosuz
iletişim sistemiyle entegrasyon
sayesinde ilgili personel acil
durumdan anında haberdar edil-
mektedir.
Hemşire çağrı sistemleri pa-
zarı her geçen yıl büyümekte
2020’de 1,7 milyar ABD doları
olan küresel hemşire çağrı
sistemleri pazar büyüklüğünün
2025 yılında kadar 2,7 milyar
ABD dolarına ulaşması beklen-
mektedir. 2020-2025 arasında
pazarın yıllık ortalama büyüme
hızının % 9,4 olacağı tahmin
edilmektedir. Kablosuz iletişim
teknolojilerindeki hızlı gelişme-
ler nedeniyle kablosuz sistem-
lerin en hızlı büyüyen segment
olması beklenmektedir.
Hemşire çağrı sistemleri farklı
uygulama ve teknolojilerle de
yakınsamaktadır. Gelecekte bu
sistemlerin çok daha akıllı ve
yetenekli çözümlere dönüşe-
ceğini söylemek yanlış olmaz.
Bugün, bir hemşire çağrı sis-
temi gerçek zamanlı lokasyon
belirleme sistemine entegre
edilerek, acil durum çağrısının
alındığı en yakın noktaya sağlık
personelinin yönlendirilmesi
mümkün olmaktadır. Bu sayede
hem müdahale süreleri kısal-
makta hem de verim artışı
sağlanmaktadır.
Yakın bir gelecekte hemşire
çağrı sistemlerin yapay zeka,
makine öğrenmesi ve ses
teknolojileri gibi teknolojilerle
de yakınsadığını göreceğiz.
Hasta daha hemşire çağrı sis-
temindeki butona basmadan,
hastanın durumu, aldığı ilaçlar,
vital ölçümleri, geçmişte hangi
durumlarda hemşire desteğine
ihtiyaç duyduğu gibi veriler ana-
liz edilerek hemşirenin otoma-
tik olarak çağrılması mümkün
olabilecektir. Diğer bir değişle
hemşire çağrı sistemlerinin gele-
cekte proaktif sistemlere dönü-
şeceğini söyleyebiliriz. Konuşma
algılama gibi ses teknolojileri
sayesinde de hastanın sesli
komutlarla bazı cihazları kontrol
edebilmesi, örneğin ışığı, TV’yi,
perdeleri açıp kapatabilmesi
veya herhangi bir butona basma-
dan sesli bir komutla hemşireyi
çağırması mümkündür.
“Entegrasyon yeteneklerini
geliştirmek önceliğimiz”
Günümüz dünyasında artık
teknolojik sistemler giderek
daha az oranda tek başına,
diğer cihazlardan ayrık olarak
çalışmaktadır. Sistemler arası
entegrasyon ihtiyaçları sıklıkla
gündeme gelmekte ve entegras-
yon yetenekleri satın alma karar-
larında önemli bir yer tutmakta-
dır. Çünkü bu entegrasyonların
sayesinde çözümler arası sinerji
oluşmakta, müşteriye ve kulla-
nıcılara sunulan toplam fayda
artmaktadır. Karel olarak biz
de gerek kendi çözümlerimiz ve
gerekse iş birlikleriyle sağladığı-
mız çözümler arasında enteg-
rasyon yeteneklerini geliştirmeyi
öncelemekteyiz. Günün sonunda
bu yaklaşımın rekabette elimizi
güçlendirdiğini görmekteyiz.
Türkiye’de son dönemde sağlık
sektörüne yapılan yatırımlar
özellikle şehir hastaneleri pro-
jeleri ile öne çıkmakta. Yüksek
kapasiteli hastane projelerinde
iletişim ihtiyaçlarını karşılamak
üzere ileri teknoloji çözümleri
kullanılmaktadır. Sağlık sektörü
Karel olarak bizim için de önemli
bir dikey ve odak alanı. Kesinti-
uygulaması da kullanılmaktadır.
Hastane acil kodları, çeşitli
acil durumları ilgili hastane
personeline iletebilmek içindir.
Kod durumları için renk isimleri
kullanılır ve Beyaz Kod, Mavi
Kod ve Pembe Kod gibi uygu-
lamaları içerir. Her bir renkli
kodu için ayrı ortak bir numara
belirlenmek suretiyle uygulama-
da ortak bir dil oluşturulmuştur.
Bu kodlar ve ortak numaralar şu
şekilde belirlenmiştir:
Beyaz kod (1111): Hastaneler-
de çalışanlara yönelik şiddeti
önlemeyi amaçlayan acil durum
kodudur.
Mavi kod (2222): Acil tıbbi mü-
dahaleye ihtiyaç duyan hastalar,
hasta yakınları ve tüm hastane
personeline en kısa sürede mü-
dahale edilmesini sağlayan acil
durum kodudur.
Pembe kod (3333): Hastanede
servislerde tedavi için bulunan
bebek veya çocuk hastayı kaçır-
ma girişiminin veya kaçırma du-
rumunun tespit edilmesi halinde
kullanılan acil koddur.
Bu kodlar hastanenin herhangi
bir yerindeki telefondan tuşlan-
dığında, önceden planlanmış
birimlere bilgi gitmekte ve
hastane bu sayede ilgili olaya
anında müdahale edebilmek-
tedir. Hastanede bulunan tüm
hastaların hatta personelin
güvenliği için uygulanan bu
sistem, çoğu durumda hayat
kurtarıcı olmaktadır. Bir hasta
çağrısında hemşirenin olaya mü-
dahale hızı, acil kod durumunda
ilgili birimlerin aldığı aksiyonun
raporlanması pek çok durumu
aydınlatan, açığa kavuşturan bir
rol oynamaktadır.
Acil çağrılar hastanedeki telefon
santralına bağlı telefonlardan
acil kod numaraları tuşlanarak
52. 48 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
ayrıca akıllı telefonlarda kullanı-
labilen mobil telefon uygulama-
sını da destekliyor.
Büyük kapasiteli şehir hastane-
lerinin en önemli ihtiyaçlarından
biri olan ve kesintisiz bir şekilde
hizmet vermesi gereken ileti-
şim sistemleri, Karel iletişim
çözümlerinin birbirleri ile en-
tegre çalışması sayesinde tüm
hastanelerde verimli bir şekilde
kullanılabilmektedir. Şehir has-
tanelerinde hemşire çağrı siste-
mine entegre çalışan IP telefon
santralı ve DECT sistemlerinin
yanısıra çağrı merkezi, uzaktan
erişim ve destek çözümü gibi
pek çok çözümü sunmaktayız.
Bu sistemlerin hastanede kulla-
nılan diğer bilgi sistemleriyle de
entegrasyonlarını gerçekleştir-
mekteyiz.
Sonuç olarak sağlık alanında
sunulan hizmetlerin tekno-
lojinin etkisiyle dönüştüğü,
hız, verim ve hizmet kalitesi-
nin arttığı bir süreçte biz de
Karel olarak geliştirdiğimiz
çözümlerimizle bu dönüşüme
katkı sağlamaktan mutluluk
duymaktayız.
siz iletişimin ve haberleşmenin
hayati derecede önemli olduğu
şehir hastaneleri gibi projeler-
de; tüm iletişim ihtiyaçlarını
karşılayan, esnek, büyümeye ve
gelişmeye açık yapıda entegre
çözümler sunmaktayız. Sun-
duğumuz iletişim çözümlerinin
başında, IP, analog ya da hibrit
yapıda çalışabilen, gerektiğinde
kapasite artırım imkanı sunan,
donanım olarak satın alınabil-
mesinin yanı sıra hastanenin
mevcut sanal sunucuları üze-
rine yazılım olarak kurulabilen
IPG İletişim Platformu geliyor.
Farklı kullanıcı ihtiyaçlarını kar-
şılayacak geniş IP telefon ürün
gamının yanında, basit kullanım
ve daha düşük maliyetli analog
telefonların da birlikte kullanı-
labildiği IPG İletişim Platformu,
Karel olarak
geliştirdiğimiz
çözümlerimizle bu
dönüşüme katkı
sağlamaktan mutluluk
duymaktayız.
ÖZEL DOSYA HEMŞİRE ÇAĞRI SİSTEMİ
54. 50 n GüvenlikYönetimi Temmuz 2021
SEKTÖRDEN
SEKTÖRDEN
Özel güvenlik sektörünün en
önemli ve neredeyse tek sivil
toplum örgütü olan Güvenlik
Servisleri Organizasyon Birliği
Derneği (GÜSOD) bu alanda 27
yıldır hizmet veriyor. 25 Ekim
1994 tarihinde İstanbul’da
kuruluşunu ilan eden GÜSOD
bünyesindeki özel güvenlik
şirketlerinde yaklaşık 60 bin
personel çalışırken, özel güven-
lik sektöründeki faaliyetlerin
yarıdan fazlası GÜSOD çatısı
altında gerçekleşiyor.
Özel güvenlik sektörünün en
önemli ve en büyük oluşumu
olan GÜSOD’un 16 Haziran
2021 tarihinde gerçekleşen
genel kurulunda başkanlık
görevine gelen Murat Köserei-
soğlu ile bu sayımızda keyifli ve
bilgilendirici bir söyleşi gerçek-
leştirdik.
Başkan Kösereisoğlu bizlere
kendi kariyeri, GÜSOD, sektö-
rün durumu ve ihtiyaçları hak-
kında çok değerli bilgiler verdi.
Öncelikle sizi tanıyarak başla-
yalım. Murat KÖSEREİSOĞLU
kimdir, ne zamandan bu yana
özel güvenlik sektöründe
faaliyet gösteriyorsunuz?
1962 Ankara doğumluyum.
Tarsus Amerikan Koleji’ndeki
eğitimim ardından Orta Doğu
Teknik Üniversitesi, İşletme
Fakültesi’nden mezun oldum.
1992’de DAK Güvenlik’in
(Özel Güvenlik Şirketi) kurucu-
ları arasında yer aldım. DAK
Güvenlik’in dünya lideri güvenlik
şirketi SECURITAS bünyesine
katıldığı 2006’dan beri ku-
rumda Ülke Başkanı olarak
görev yapmaktayım. GÜSOD’un
kuruluş aşamasında aktif olarak
rol aldım ve 5188 sayılı Özel
Güvenlik Kanunu’nun yasalaş-
ma sürecine katkı ve destekte
bulundum.16 Haziran 2021
tarihinden itibaren GÜSOD Baş-
kanlığı görevini üstlenmekteyim.
Genel olarak GÜSOD’ un çalış-
malarından, misyon ve vizyonun-
dan bahseder misiniz?
Güvenlik Servisleri Organizasyon
Birliği Derneği (GÜSOD); özel gü-
venlik sektörünün doğru çalışma
ilkelerini ve asgari standartlarını
oluşturmayı amaç edinen özel
güvenlik şirketlerinin yöneticileri
tarafından 25 Ekim 1994 tarihin-
de İstanbul’da kuruldu. 27 yıldır
özel güvenlik sektörüne hizmet
veriyor bu bağlamda sektörün
yegane sivil toplum kuruluşu-
dur. GÜSOD bünyesindeki özel
güvenlik şirketlerinde 60.000’in
üzerinde özel güvenlik görevlisi
istihdam edilmekte ve GÜSOD,
özel sektörde yürütülen hizmet-
lerin %50’den fazlasını çatısı altın-
da barındırmaktadır. Özel güvenlik
sektöründe gerçekleşen cironun
yüzde 60’ı GÜSOD üyesi şirket-
lere ait olmakla beraber kamu
ektörün
kalıcı sa
Tüm zorluklara rağmen, 2021’e ümitle bakıyoruz ve kademeli bir
toparlanma olacağını düşünüyoruz. 2022 ve sonrası için ise çok daha
fazla umutluyuz, ülkemizin potansiyeli ile genel bir iyileşme bekliyoruz.
Sektörün kalıcı iş gücüne
sahip olabilmesi için gerekli
yasal düzenlemelerin
yapılması gerekiyor
Murat KÖSEREİSOĞLU - Securitas Türkiye Ülke Başkanı
SECURITAS
55. Temmuz 2021 GüvenlikYönetimi n 51
27 yıldır özel güvenlik sektörüne
hizmet veren GÜSOD bu bağlamda
sektörün yegane sivil toplum kuruluşu
konumunda.
de birçok Avrupa ülkesinden daha
ileri durumdayız. Avrupa’yla kıyas-
landığında güvenlik sistemlerinde
Türkiye’nin ileri seviyede teknoloji
kullandığını da söyleyebilirim.
Teknolojinin gelişimi her sektör-
de yeni çözümler sunulmasını
sağlıyor. Teknolojinin çığır açtığı
alanlardan biri de özel güven-
lik sektörü. Son dönemde özel
güvenlik sektöründe öne çıkan
teknolojik çözümler arasında;
izin alınarak drone kullanımı,
video analizleri yapabilen termal
ve optik kameralar, HES kodu
sorgulama yazılımları öne çıkıyor.
Yeni teknolojilerin kullanımı insan
istihdamını belli oranda azaltıyor
gibi görünse de en nihayetinde
bu sistemleri kullanan ve kontrol
edecek olanlar yine insanlar,
bu sistemler nitelikli ve eğitimli
personelin gerekliliğini arttırıcı bir
etki gösterirken insan hatasını da
en aza indirgemektedir.
Pandemi süreci ile birlikte in-
sanlar arasında temasın azal-
ması eğilimi insan yerine ikame
edilecek teknolojik çözümleri ön
plana çıkardı. Bu gelişme, termal
kamera ile güvenlik çözümlerinin
mevcut çözümlere entegrasyonu-
nu sağladı. Bugün; turnike, kartlı
geçiş sistemlerine ateş ölçer
entegre edilip yüksek ateşlilere
geçiş izni verilmemesi bu enteg-
iyi eğitim verilmesini sağlayarak
onları etkin hale getirmek, kamu
güvenliğine bu vesile ile destek
olmak, sektörde yeni istihdam
alanları yaratmaya yönelik çalış-
malar yapmak, sektör çalışan-
larını ilgilendiren birçok yasal
düzenlemenin takipçisi olmak
yer almaktadır.
Özellikle; özel güvenlik sektörün-
de hizmet veren özel güvenlik
görevlilerinin çalıştıkları branşla-
ra ait eğitim ve fiziki standartları
oluşturarak, verilen hizmetlerin
niteliğinin yükselmesi ve bu
kapsamda anlayış bütünlüğünü
sağlamak da diğer hedeflerimiz
arasında yer almaktadır.
Ülkemizde özel güvenlik
sektörünün bilgi, ekipman ve
teknoloji açısından gelişmiş-
liği ne durumdadır, mevcut
durumumuz ABD ve Avrupa
başta olmak üzere güvenlik
sektörüne ciddi yatırım yapan
ülkelerle kıyaslandığında orta-
ya nasıl bir tablo çıkıyor?
Ülkemizde kullanılan; alarm,
kamera ve erişim kontrol
sistemlerin çoğu ithal edilmek-
tedir. Ancak yazılım konusunda
Türkiye’de iyi örnekler var, bu
alanda son yıllarda olumlu
gelişmeler yaşanmakta. Özellikle
yazılım geliştirme teknolojilerin-
kurumlarının kendi bünyelerinde
yürüttüğü hizmetler bu kapsama
dahil değildir.
GÜSOD; 2000 yılından bu yana
Avrupa’da 23 ülkenin (bu ülke-
lerin 17’si AB üyesidir) üye ol-
duğu Avrupa Güvenlik Hizmetleri
Konfederasyonu’nun (Confederati-
on of European Security Services
(CoESS) asil üyesidir. GÜSOD;
Konfederasyon bünyesinde aktif
olarak faaliyetlerini sürdürmekte
ve ülkemizde sektör standartlarının
gelişim sürecine katkı sağlamak-
tadır.
Hedeflerimiz arasında; ülke eko-
nomisine değer katan tüm özel
sektör kuruluşlarının faaliyetlerini
kesintisiz sürdürebilmeleri, üretim
ve hizmet kaybına uğramamaları,
çalışanlarının can, mal ve huzurla-
rının korunması dahil olmak üzere
sürdürülebilirliğe katkıda bulun-
mak, özel güvenlik sektöründe
insan kaynağını sürekli ve kalıcı
kılmak, bu insan kaynağına daha
n
ah
Murat
KÖSERİSOĞLU