SlideShare a Scribd company logo
1
NUR SENA ÜNALAN
PUB 513
Kurumsal Sürdürülebilirliğin Önemi ve Yıldız Holding’in Çevresel
Sürdürülebilirlik Kapsamında Yaptığı Projelerin İncelenmesi
Gelişen teknoloji ve imkanlar dahilinde insan hayatı her geçen gün değişime
uğramaktadır. Bu değişimden sadece insanlar değil aynı zamanda içinde
bulunduğumuz ekosistemde etkilenmektedir. Rekabetin artık sadece piyasalarda
yaşanmadığı, müşterilerini kendine bağlayarak tercih edilebilir bir marka olmak
isteyen şirketler için kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik gittikçe önem
kazanmaktadır.
Sürdürülebilirlik kapsamında bu raporda sürdürülebilirliğin günümüzde artan önemi,
kurumsal sürdürülebilirlikte karşılaşılaşılan problemler ve Yıldız Holding’in çevresel
sürdürülebilirlik alanında yapmış olduğu çalışmalar incelenecektir.
Giriş
“Günümüzün değişen rekabet şartları şirket faaliyetlerinin şirketin sürdürülebilir
kılınma çabalarıyla paralel bir yapıya oturtulması gereğini ortaya çıkarmıştır.
Sürdürülebilir kalkınma modern ekonomik kalkınmanın ekolojik yıkım, sosyal eşitsizlik,
gelecek nesillerin ihmali gibi birbiriyle bağlantılı olan problemlerine çözüm üretmeye
çalışan bir yapıyı temsil eder. Bu problemlerin oluşmasında firmaların katkısının çok
fazla olduğunu söylemek mümkündür. Önemli olan hem işletme içi, hem de işletme
dışı tetikleyiciler sonucu meydana gelen bu problemleri çözmek için alınacak önlemleri
belirlemek ve uygulamaya geçirmektir.
Şirketleri sürdürülebilir olmaya zorlayan bazı güçlerin olduğu kesindir. Bu güçlerin
kimisi şirketlerin maddi kaygılarından kaynaklanırken, kimisi de kurumsal bir kimlik
oluşumunda gerekli olduğu düşünülen sosyal sorumluluk duygusu içeriklidir. Ama
şirketleri sürdürülebilir olmaya zorlayan güçlere iktisadi bir bakış açısıyla
yaklaşıldığında; şirketler birer ticari kuruluştur ve tüm ticari kuruluşların öncelikli
2
amacı “KAR” dır. Bu bakış açısına göre şirketlerin çevresel dejenerasyonun önlenmesi
konusunda kendilerini sorumlu hissetmeleri, değişen tüketici alışkanlıklarına özellikle
üretim ve pazarlama süreçlerinde yaptıkları inovasyonlarla karşılık vermeleri ya da
küresel oluşum içerisinde diğer rakip firmalardan geri kalmamak adına sürdürülebilir
bir vizyon sergilemek istemeleri; neticede kar maksimizasyonunu sağlamak
amaçlıdır.”1
“Sürdürülebilir kalkınma; ekonomik büyüme ve refah seviyesini yükseltme çabalarını,
çevreyi ve yeryüzündeki tüm insanların yaşam kalitesini koruyarak gerçekleştirme
yöntemidir.
Sürdürülebilir Kalkınma insan ve çevre merkezli olmak üzere iki ana başlık altında
değerlendirilmektedir. Doğal çevreninin korunması kadar ekonomik ve sosyal
kalkınmanın da birbirinden ayrılmaz parçalar olduğunu kabul etmektedir.
Çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik sağlandığı takdirde sürdürülebilir
gelişme gerçekleşebilmektedir. Yenilenemeyen enerji kaynakları yerine yenilenebilir
enerji kaynaklarının verimli kullanımı ve doğaya karşı sorumlu davranılması çevresel
sürdürülebilirliğin gereksinmelerini oluşturmaktadır. Doğal enerjinin verimli kullanımı
sonucu ülke ekonomisinde gelişme gözlenir. Ekonomideki kalkınma sürdürülebilir
ekonomi kavramını gerçekçi kılmaktadır. Çevreye duyarlı bir yaklaşımla yaşamanın
sonucunda sağlıklı toplumlar oluşur. Sağlıklı toplumların ekonomik refah içinde
yaşantısı sosyal sürdürülebilirlik olarak adlandırılmaktadır.”2
Küresel anlamda kamuoyunun sürdürülebilirlik kavramıyla tanışması Birleşmiş Milletler
bünyesinde çalışan Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu’nun 1987 yılında yayımladığı
“Ortak Geleceğimiz” isimli rapor sayesinde oluşmuştur. Bu rapore göre: "İnsanlık,
gelecek kuşakların gereksinimlerine cevap verme yeteneğini tehlikeye atmadan,
günlük ihtiyaçlarını temin ederek, kalkınmayı sürdürülebilir kılma yeteneğine sahiptir."
Günümüzde gittikçe artan popülasyondan dolayı doğal kaynaklar hızla tükenmektedir.
Gelişen teknoloji ile şirketlerin yapabileceklerinin artmasıyla birlikte topluma karşı olan
sorumluluklarıda artmıştır. Rekabetin artık sadece maddi olarak yaşanmadığı
1 http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf sayfa 227
2 https://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%BCrd%C3%BCr%C3%
3
günümüzde şirketler sosyal sorumluluklarının da farkına vararak çeşitli proje
çalışmaları yapmaktadırlar. Hazırlanan projeler kapsamında sürdürülebilirlik bir bütün
olarak algılanıp, uzun vadeli planlar ile yönetilmelidir.
Bireysel olarak sürdürülebilirliğe katkı sağlamak istersek; insanların binlerce yıldır
yaşayarak, keşfederek öğrendiği bilgileri doğru kullanarak, daha adil ve
sürdürülebilirliği olan bir yaşamı istememiz ve buna sahip olmamız mümkündür.
Çevrenin korunması tüm ulusların paylaştığı bir sorumluluktur. Bu alandaki ulusal ve
bölgesel çabaları desteklemekle beraber, daha geniş ölçüde ortak hareket etme ivedi
gereksinimini de görmeliyiz. “Sürekli ve dengeli kalkınmanın gerçekleşebilmesi için
çevre koruma, kalkınma sürecinin entegre bir parçasını oluşturacaktır, ayrı olarak
düşünülemez.”3
Kurumsal Sürdürülebilirlik Nasıl Başladı?
“20. yy’ın sonları ve içinde bulunduğumuz yüzyıl; özellikle işletmelerin amaçlarının ne
olması gerektiği yönünde bir değişimin yaşanmasına sebep olmuştur. İşletmenin bir
ticari kuruluş olması nedeniyle muhasebe karını artırmaya yönelik her türlü faaliyeti
doğru kabul eden anlayış, yerini bu organizasyonun ekonomik karlılığını artırıcı
faaliyetleri ön plana çıkaran değerlerin kabul edilip uygulanmasına bırakmak zorunda
kalmıştır. Bir başka ifadeyle geçmişin sadece finansal içerikli beklentileri, yerini sosyal
içerikli beklentilere bırakmıştır. Aslında mali beklentiler tam olarak kaybolmamış;
sosyal içerikli, çevreyi ve toplumsal değerleri koruyan, gözeten, sorumluluk bilinci
yüksek uygulamalara yer veren işletmelerin; yeni düzendeki rekabet şansları
artmıştır. Sürdürülebilir kalkınma, modern dünyada hem etik, hem sosyal hem de
teknolojik bir takım sorunları içine alan bir kavram olarak kabul edilmekte olsa da;
nadiren kurumsal bir sorun olarak değerlendirilmektedir (Hoverstadt ve Bowling,
2005:131). Oysa ki sürdürülebilirlik, peşi sıra uzun ömürlülük kavramını da getirdiği
için, ekonomik faaliyetlerin yaratıcı boyutu içerisinde yer alan kurumların da uzun
ömürlü olması ve aldıkları kararlarla sürekli canlı bir yapıyı ortaya koymaları şarttır.
İşletmeler ve rekabet arasındaki ilişkileri inceleyen literatürde genelde 2 temel soruya
cevap aranmaya çalışılır:
3 http://www.bilgiustam.com/surdurulebilirlik-nedir/
4
1) Bazı kuruluşlar neden diğerlerine göre daha başarılı bir şekilde rekabet ederler?
2) Kuruluşlar rekabet avantajlarını sürdürülebilir kılmak için ne yapabilirler?
Teece ve arkadaşları (1997:509) Porter'ın rekabet gücü yaklaşımı da dahil, stratejik
literatürün rekabet ortamı ve stratejik uyuşmazlıklar konusuna odaklandığını ve bu
nedenle diğerlerinden daha başarılı olduklarını ve sürdürülebilir rekabet avantajının
nasıl geliştirilebileceği konusunda kuruluşlara yardımcı olmadıklarını belirtmektedir.
Oysa Killen ve arkadaşları (2008:337) işletmelerin rekabet başarısını anlamak için;
dışsal odaklı öneriler yerine içsel odaklı öneriler sunan örgütsel avantaj modellerinden
ya da kaynak tabanlı görüşten yararlanılabileceğine vurgu yapmaktadır”4
Gelecek İçin Sürdürülebilirlik!
“Yenilik peşindeki markalar, piyasadaki artan rekabetle birlikte doğaya duyarlı olup
tüketicinin ilgisini çekmeye çalışırken bu tavırlarını sosyal sorumluluk bilinci
göstererek değişik boyutlara ulaştırabiliyorlar. Mevcut dönemin trendleri arasına giren
“sürdürülebilirlik” kavramı, firmaları “fark yaratmaya” doğru koşar adım sürüklüyor.
Sınırlı kaynakları verimli düzeyde kullanmaya çalışan üreticiler, sürdürülebilirlik
çalışmaları yaparken tüketicilere de adeta ortaklık teklif ediyorlar. Geleceğini güvence
altına almayı hedefleyen bilinçli bireylerde doğa dostu ürünleri seçiyor.
Günümüzde sürdürülebilirlik önemi geç algılanmış ancak gelişme göstererek ilerleyen
bir kavram. Bu kavram, geleceğini bilinçli bir şekilde tasarlayan ve koruyan kimselerin
can simidi olacak projelerin çıkış noktası olacak gibi görünüyor.
Eğer Dünya insanların yuvası olmaya devam etmeliyse, bu amaca ancak sürdürülebilir
bir alt yapı hazırlayarak destek olabiliriz. Dünya’da kalıcı olmak, doğayı her daim
kullanabilmek çevresel temizliğe önem verirler, kısıtlı kaynakların verimli bir şekilde
kullanılmasıyla gerçekleşebilir. Yani en kısa açıklamasıyla “ günü kurtarmak yerine
yarın için pozitif değerler simgeleyen çalışmalar yapmak” sürdürülebilirlik için atılan
bir adımı temsil eder.
Doğayı temel alarak sürdürülebilirlik çalışmalarını değerlendirmek eksik bir yaklaşımı
temsil eder. Firmalar çalışanlarının verimliliğini, müşterileriyle iş birliği yapabilmeyi ve
4 http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf sayfa 228
5
en önemlisi geleceği önemsemeyi, gelecek farkındalığını geniş kitlelere aşılamayı göz
önünde bulundurmalılar. Eğer bu noktalar doğrultusunda çizilen bir yolun varlığı söz
konusuysa, bu durumun etkileri finansal, çevresel, toplumsal ve global düzeylerde
başarı elde edilecektir.” 5
Sürdürülebilirlik, özellikle son yıllarda gerek ülkemizde gerekse küresel olarak önemini
gittikçe arttırmakla beraber hayatımızı doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemektedir.
Sürdürebilirlik doğru stratejiler ile uygulandığında; şirketin büyümesi, sermayeyi
çekmesi, marka konumlandırması yapmasını, daha tercih edilir bir marka olması ve
mevcut müşterilerini koruduğunu söylemek mümkündür.
Son yıllara kadar bir çok kurum ve kuruluş, bu alandaki çalışmalara kaynak yaratmayı
gereksiz buluyordu. Bunun en önemli nedeni konuyla ilgili algı eksikliğidir. Esasında
bir kurum sürdürülebilirlik çalışmalarına kaynak yaratarak çevresel, ekonomik ve
sosyolojik nedenlerden kaynaklı riskleri yönetebilir, fırsatları değerlendirebilir, uygun
stratejiler geliştirebilir, konumlandırma yapabilir, rekabet avantajı ile sermayeye
ulaşım sağlayabilir. Markalar böylelikle bulundukları sektördeki konumlandırmalarıyla
yerlerini sağlamlaştırmaktadırlar.
“Tıpkı dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de bu konu ile ilgili duyarlılıklar
artarak devam etmektedir. Örneğin Borsa İstanbul’da (BIST), geçtiğimiz yıl kurulan
Sürdürülebilirlik endeksinde BIST 30’dan 15 firma yer almakta. BIST’in web sitesinde
yeralan bilgiye göre, Kasım 2015 – Ekim 2016 dönemi için değerlendirmeye tabii
şirketler listesinde 50 firma yer alıyor. BIST, Endeks’in katkılarını şöyle açıklıyor:
“Endeksin hesaplanmaya başlanmasıyla kurumsal risklerini ve fırsatlarını etkin bir
şekilde yöneten şirketlere rekabet avantajı sağlanırken, şirketlere sermaye çekmek ve
finansman sağlamak amacıyla üzerine yeni yatırım ürünleri geliştirilebilen, yatırım
yapılabilir bir endeks ortaya çıkmış olmaktadır.” Endeks, yatırımcılar için
sürdürülebilirlik ve kurumsal sosyal sorumluluk ilkelerini benimseyen şirketleri ayırt
edip bu şirketlere yatırım yapmalarını sağlayacak bir araç, varlık yöneticileri için
sürdürülebilirlik ilkelerine dayalı fonlar, borsa yatırım fonları ve yapılandırılmış ürünler
gibi çeşitli finansal ürünler çıkarmaları için bir gösterge sunmaktadır.
5 http://www.gencfuturistler.org/haberler/gelecek-icin-surdurulebilirlik/
6
Sadece Borsa’da yaşanan yenilikler değil, aynı zamanda TC Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı tarafından ciddi girişimler ve kararnameler çıkarılmış ve çıkarılmaya devam
etmektedir. 2012 yılında Resmi Gazete’de yayınlanan bir karar ile bakanlık “Sera Gazı
Emisyonlarının Takibine İlişkin Yönetmelik” yayınlamıştır. Yönetmelikte şu an için
belirli sektörler yer alsada, ileriki yıllarda bu sayının artacağını söyleyebiliriz.”6
Bu girişimlerin en önemli sebebi Karbon piyasası, borsaları olarak biliniyor. Dünyanın
en büyük borsalarında işlem gören Karbon’un Türkiye’de de işlem görmesi için Dünya
Bankası tarafından ülkemize 3 milyon USD değerinde hibe desteği sağlanmıştır.
İstanbul Uluslararası Finans Merkezi’nin de hedefleri arasında da Karbon piyasası yer
almaktadır. Lakin Türkiye 2009’daki Kyoto Protokolü ile ilgili zamanlama sıkıntısı
nedeni ile Gönüllü Piyasalarda yer almaktadır. Yani ülke olarak Kyoto’da belirlenen
herhangi bir zorunluluğu ve yaptırımı şu an için bulunmuyor. Zorun piyasalara
geçmesi (ki önümüzdeki günlerde bu konu ile ilgili girişimlerin olacağı ilan edilmiştir)
bu süreçlerin tamamını hızlandırarak, kurumsallaşmasını sağlayacak. Bugüne kadar
Karbon piyasalarında 170 milyar USD değerinde işlem gerçekleşmiştir. Türkiye’nin de
içinde bulunduğu Gönüllü Piyasalarda ise 600 milyon USD civarında gerçekleşti.
2012 yılında Unilever’in yapmış olduğu “Karbon Ayak İzi” projesiyle çoğunlukla
firmalar tarafından üretilen sera gazı miktarının çevreye zararı gözler önüne
serilmiştir.
“Karbon Ayak izi miktarı, karbondioksit cinsinden ölçülen ve insanlar, çoğunlukla
firmalar tarafından üretilen sera gazı miktarı açısından çevreye verilen zararın
ölçüsüdür.
Küresel ısınmaya neden olan ve yüksek seviyelerde gezinen karbon ayak izi su
kaynaklarımızın erkenden tükenmesine yol açabilecek etkili bir yapıya sahiptir. Global
bazda karbon ayak izinin yüksek seviyelerde seyretmesine sebep olan ülkeler başta
Çin olmak üzere, ABD, Avrupa Birliği, Rusya, Brezilya şeklinde sıralanabilir. Sıralanan
ülkelerin ticaret potansiyellerine bakıldığında üretimin ve tüketimin maksimum
düzeylerde olduğu sonucuna varabiliriz.
6 http://www.salom.com.tr/haber-94344-kurumsal_surdurulebilirlik__nedir_ne_degildir_.html
7
Türkiye açısından durumu değerlendirirsek doğaya zarar veren birçok firma,
doğurdukları olumsuz sonuçları azaltabilmek adına iş stratejileri oluşturmaya çalışıyor.
Unilever 2008-2009 yılları arasında 7 fabrikasında gerçekleşen CO2 salınımının
azalmasına vesile olmuştur. 2008 yılında karbon salınımı 85,80 kg/ton iken 2009
yılında bu rakamlar 84,38 kg/ton düzeylerinde seyretmiştir. Söz konusu azalma
tüketiciyle üreticinin ortaklaş hareket etmesinin bir eseri olup firmanın çevreye olan
duyarlılığını da gözler önüne sermektedir.
Günlük hayatta tükettiğimiz birçok ürünü ambalajından çıkartıyoruz ve söz konusu
ambalajları atık olarak evimizden uğurlarken bu vedanın sonuçlarını hiç de
umursamıyoruz. Ambalaj atıkları bitki düşmanı olmakla birlikte toprakta yaşayan
birçok canlının da hayatının sonlanmasına neden olabilecek kadar tehlikeli materyaller
barındırıyor. Yine bu konuyla ilgili olarak Türkiye’de yapılan bir çalışma ambalaj
atıklarının azaltılması yolunda atılan adımların sevindirici haberlerini veriyor.
2009 yılında 411 ton Plastik, 222 ton Alüminyum, 15 ton Çelik-Teneke ve 20 ton
Karton-Kağıt atığı Ar-Ge çalışmaları sonucu Unilever girişimiyle azaltıldı.” 7
“Küresel birçok firma sürdürülebilirliği iş süreçlerinin ve şirket stratejilerinin temel
parçalarından biri haline getirmekte hatta reklam ve pazarlama faaliyetlerinde bu
güncel terime hayli yer vermekte. Elbette gelişmiş ve refah seviyesi yüksek ülkelerde
bu konu diğer ülkere nazaran daha dikkate değer olsa da, ülkemiz için tablo hiç de
fena sayılmaz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2012 yılında yayınladığı bir raporda
yer alan anket sonuçlarına göz atacak olursak: “Bir ürünün üretim aşamasında
çevreye daha az zarar verdiğini bilinmesi, ürünün satın alınması için daha fazla ücret
ödemeyi” yeterli kılmaktadır. Ankete katılan tüketicilerin yüzde 33,2’si bunu
söylemiştir. Bu oran Batı da yüzde 43, Asya da yüzde 8 civarındadır. On bir yıl süren
Harvard Üniversitesi’nin bir araştırmasına göre KSS (Kurumsal Sosyal Sorumluluk) ve
Sürdürülebilirlik faaliyetleri gerçekleştiren firmalar, rakiplerine nazaran dört kat daha
hızlı büyümektedir.”8
7 http://www.gencfuturistler.org/haberler/gelecek-icin-surdurulebilirlik/
8 http://www.salom.com.tr/haber-94344-kurumsal_surdurulebilirlik__nedir_ne_degildir_.html
8
Sürdürülebilirlik, sadece çevre demek değil; ekonomi, toplum, çevre demektir. Boşa
harcanan yatırım ve proje maliyetleri demek de değildir. Sürdürülebilirlik; iş süreçleri,
kurumsal kimlik ve iletişim stratejisine entegre edilerek doğru stratejiler ile
uygulandığında; şirketin büyümesi, sermayeyi çekmesi, marka konumlandırması
yapmasını, daha tercih edilir bir marka olması ve mevcut müşterilerin aidiyetini
artırmasını sağlayan; iş süreçlerinde kolaylaştırıcılık rolü sağlamakla kalmayıp,
tasarruf ve geleceği yakalama fırsatlarını sağlayan önemli bir enstrümandır.
Kurumsal Sürdürülebilirliğin Önemi
“Sürdürülebilirlik kavramı geçen yüzyıla damgasını vuran, üzerinde en çok yazılan ve
konuşulan kavramların başında gelmektedir. Sürdürülebilirlik kavram olarak;
ekonomik kalkınma, sosyal kalkınma ve çevrenin korunması temalarını içerisinde
barındırır. Ağırlıklı olarak ekonomik kalkınmayı çağrıştırması; sürdürülebilirliğin aslında
ekonomik karar birimlerinin faaliyetleriyle doğrudan ilişkili olmasıyla alakalıdır.
Ekonomik karar birimleri adını verdiğimiz; hane halkı, şirketler, devlet ve dış dünya,
yeni ekonomik düzenle birlikte içerisine sivil toplum kuruluşlarını da almıştır.
Sürdürülebilir kalkınma Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu'nun yaptığı tanımda
"bugünün insan ihtiyaçlarının gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılama yeteneklerini
feda etmeden karşılanabilmesi" (UN, 1987) olarak ifade edilmektedir. Oysa kurumsal
sürdürülebilirlik, sürdürülebilir kalkınmanın sadece bir bölümünü içine alan -özellikle
de üretimden sorumlu ekonomik karar birimleri olan- ticari işletmelerin devamlılığını
ifade eden bir kavramdır. Dyllick ve Hockerts (2002:132) kurumsal sürdürülebilirliği,
ekolojik ve sosyal sürdürülebilirliğin bir karması olarak ifade ederken, kurumların kısa
vadeli kazançlar yerine, uzun vadeli kazanç amacına yönelmeleri gerektiğine de vurgu
yapar. Yavuz'a göre (2010:64), sürdürülebilirlik kavramını ticari işletmeler için
yorumlayacak olursak; işletmelerin üretim sürecinde çevreye verdikleri zararların
giderilmesi amacıyla gerçekleştirdikleri strateji ve yaklaşımları, uzun vadede işletme
devamlılığı için kullanmalarıdır. Fakat yine de günümüzün ekonomik karmaşasında
ekonomik hayatın en önemli yapı taşını oluşturan ticari işletmelerin ekonomik
faaliyetleri olmaksızın kalkınmanın sürdürülebilir kılınması mümkün değildir. Böyle bir
durumda sürdürülebilirlik sadece kağıt üzerinde kalacaktır. Bu bağlamda sürdürülebilir
kalkınmanın, ticari işletmelerin sürdürülebilirlik faaliyetleri ile yakın bir ilişkisi olduğu,
9
hatta bir neden-sonuç ilişkisi içinde bulunduklarını söylemek yanlış olmayacaktır.
Tokgöz ve Önce'ye göre (2009:252) kurumsal sürdürülebilirlik için şirketlerin yeni bir
iş yapma modeli öğrenmesinin ve kazanımlarını artırma yollarını düşünmelerinin
yanında, geleceğe de yatırım yapmalarına gerek bulunmaktadır. Hahn ve
Scheermesser' in (2006:2) de belirttiği gibi; ticari işletmelerin sadece üreten ve
ekonomik değer yaratan birer kuruluş olmaları yeterli değildir; bu olağan faaliyetlerini
sürdürürken ortaya çıkardıkları negatif dışsallıkları yok etmek ya da en aza indirmek
için ellerinden geleni yapmaları gerekmektedir. Kurumsal sürdürülebilirliğin
gelişimine, sürdürülebilir kalkınmanın katkısının iki açıdan olduğunu söylemek
mümkündür (İMKB 2011:1). Bu katkılar;
1) Sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için şirketlerin hangi alanlarda yoğunlaşması
gerektiği,
2) Sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleştirilmesi konusunda şirketlerin, hükümetin ve
sivil toplumun ortak bir hedef oluşturmasının teşviki şeklinde kendisini gösterir.
“Sürdürülebilir kalkınma teşvik edilirken kurumsal sürdürülebilirliğin bu teşviklerden
pozitif dışsallık elde ettiği söylenebilir. Daha önce belirttiğimiz gibi sürdürülebilirlik
tüm üretim faktörlerini içerisine almakta ve firma sürdürülebilirliği bunun sadece bir
parçasını oluşturmaktadır. Sürdürülebilirlik adına atılan her adım, kurumsal
sürdürülebilirlik için de önem arz eder. Bu bağlamda kurumsal sürdürülebilirlik, bir
ülke içerisinde yer alan ve ekonomik bir amaca sahip kurumların, geleneksel büyüme
kuramlarına bir alternatif olarak geliştirilen maddi manevi her türlü riski minimize
etmeyi sağlayarak kurumları geleceğe daha sağlıklı aktarmayı hedefleyen bir yönetim
anlayışıdır. 2010 yılında Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi'nin çeşitli
ülkelerde faaliyet gösteren 766 şirketin CEO'su üzerinde gerçekleştirdiği araştırma
sonuçlarına göre (İMKB, 2011:3-4) şirketleri kurumsal sürdürülebilirlik konusunda
teşvik eden en etkin faktörler ise;
1) Artan marka değeri, güven ve itibarın, şirket karlılığını artırması,
2) Personel motivasyonunun artarak kar marjlarının yükselmesi,
3) İşletmelerin itibarının artmasıyla, kalifiye işgücü istihdamının kolaylaşması,
10
4) Toplumun gözünde elde edilen meşruiyet sayesinde rakiplere karşı rekabet
üstünlüğünün elde edilmesi,
5) Uluslararası sorumlu yatırım şirketlerinden finansal destek sağlama imkanlarının
kolaylaşması,
6) Bilinç düzeyi artan tüketicilerin değişen işletme talepleri şeklinde sıralanabilir.”9
Kurumsal sürdürülebilirliğin firmalar tarafından başarılı bir şekilde icra edilmesi,
Bansal’a göre üç önemli gelişmenin tetikleyicisi olacaktır:
1) Çevresel Bütünlük: Şirketin yeni bakış açısı ile üretim sürecinde çevreye verilen
zarar en az düzeye çekilecektir. Çevreyle dost üretim teknolojileri gelişecektir.
2) Sosyal Eşitlik: Şirketlerin sosyal sorumluluk projelerinin uygulanmasına verdikleri
önem sayesinde, bireylerin kaynaklara eşit bir şekilde ulaşımı sağlanacaktır.
3) Ekonomik Refah: Gerek mevcut ürünlerle gerekse yeni ürünlerle üretimde etkinlik
sağlanarak bir değer artışı yaratılacaktır. Bu bağlamda kurumsal sürdürülebilirlik ile
elde edilecek gelişmeler sayesinde, sadece işletmeye ait değerlerde artış ve
gelişmeler elde edilmeyecek, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma ve toplum adına
da çok önemli adımlar atılmış olacaktır.
Sürdürülebilirlik Kurumsal İtibari Nasıl Etkiler?
“Kurumsal itibar işletme içerisinde ve dışarısında yer alan paydaşların işletme
hakkındaki öngörülerinden oluşur (Özalp ve ark., 2010:100). Bir diğer ifadeyle
paydaşların işletme ile ilgili değer yargıları toplamını anlatır. İşletmeler için kurumsal
itibar artışı, artan rekabet gücü anlamına gelir ki; bu artış direk işletme paydaşlarının
işletmeye olan bağımlılıklarının artışıyla ilişkilidir. Saylı ve Uğurlu’ya göre (2007:93)
finansal risk yatırımcılarının firmaya eğilimlerindeki artış, bu firmaların kriz
ortamlarından daha az etkilenmesi, devlet ve banka desteklerinden daha rahat
yararlanabilmeleri, sektörel ortalamadan daha yüksek bir oranda kar elde etmeleri,
çalışan verimliliğindeki artışlar gibi gelişmeler şirket rekabet gücü üzerinde olumlu bir
etki yaratacaktır. Günümüzde kurumsal itibar en az işletmelerin birtakım finansal
9 OKUMUŞ, Kerem (2009) Yeni Bir İşletme Anlayışı: Kurumsal Sürdürülebilirlik,Sektörel Dernekler Federasyonu,
01.04.2009 tarihli yazı
11
çıktıları kadar önemli görülmektedir. Bu nedenledir ki işletmelerin birçoğu kurumsal
itibarlarını artırmak adına birtakım çabalar sarf etmektedirler. Kurum itibarının
artışında uygulanan sosyal sorumluluk projelerinin gerçekçiliğinin ve başarısının yeri
oldukça fazla olacaktır. Özkol ve arkadaşları (2005:138) sosyal sorumluluk
çalışmalarının kurumsal itibarı güçlendirdiğini ve faaliyet giderlerini azaltıcı, finansal
performanslarını geliştirici ve marka değerlerini yükseltici bir yapı oluşturduğunu
belirtmektedirler. Sarıkaya ve Oruç (2010:97) işletmelerin sivil toplum kuruluşları ile
işbirliği içerisinde bulunmalarının da işletme için itibar artıcı bir unsur olduğunu
belirtirler. Çünkü sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içerisine giren işletmelerin yeni
pazarlara girişi kolaylaşacak, bu sayede tanınırlığı ve aranılırlığı artacak, kalifiye
personele ulaşma şansı yükselecek ve paydaşlarının güvenini teyit etmelerine imkan
sağlayarak üstün rekabet gücüne kavuşması mümkün olacaktır. Bir işletmenin
ekonomik sürdürülebilirliğinin sağlanmasında finansal kaynak ve beşeri sermayenin
oldukça önemli bir rolü olduğu bilindiğine göre; kurumsal itibarın bu anlamda olumlu
etkiler yarattığından bahsedilebilir. Sonuç itibariyle uygun şartlarda elde edilen
finansal kaynaklar, istihdamında zorlukla karşılaşılmayan kalifiye personel, işletme
adına pozitif bir rekabet gücünün oluşmasına destek olacaktır.”10
Sosyal Sorumluluk ile Kurumsal Sosyal Sorumluluk Arasındaki Fark
Nedir?
“Sosyal sorumluluk ve kurumsal sosyal sorumluluk kavramları birbirinden farklı
anlamlar içerir. Sosyal sorumluluk tüketiciyi aldatmamak, tüketici haklarına saygılı
olmak, adil olmak gibi iş etiğine uygun davranışları bünyesinde barındırırken (Kotler
and Lee, 2008:2-3); kurumsal sosyal sorumluluk kavramında ise işletmelerin
paydaşlarına karşı sorumluluklarında gönüllü bir şekilde çalışmaları ve istekli olmaları
ön plana çıkmaktadır ve işletme ve paydaşları ortak bir veya birkaç amaç için bir
araya gelirler (Orçan, 2007:27-38). Bir ekonomik karar birimi olarak değerlendirilen
işletmelerin artan küresel rekabet ortamında her daim varlıklarını sürdürebilmeleri, bu
yeni ekonomik düzene en kısa sürede adapte olmalarıyla mümkün olacaktır. İşte bu
bağlamda işletmelerin sürdürülebilirliğinde paydaşlarla ilişkiler önemli bir rol
oynamaktadır (Sarıkaya, 2009:41). Paydaş “işletmenin hedeflerine ulaşmasını
10 http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf sayfa 235
12
etkileyebilen ve bu hedeflere ulaşmasından etkilenen bireyler ve/veya gruplar” olarak
açıklanabilir (Sarıkaya, 2009:42). Carroll ve Buchholtz (2000:66-69) işletme
paydaşlarını birincil (hissedarlar, çalışanlar, yöneticiler, müşteriler, tedarikçiler ve
işletme ortakları) ve ikincil (hükümet ve düzenleyicileri, sivil toplum kuruluşları, sosyal
baskı grupları, diğer ticari kuruluş ve rakipleri) paydaşlar olarak sınıflandırırken; Özalp
(2001:10-13) işletme paydaşlarının iç (işletme çalışanları, ve sahipleri) ve dış
(müşteriler, sendikalar, tedarikçiler, dağıtımcılar, hükümet ve yerel yönetimler)
paydaşlar şeklinde de değerlendirildiğinden bahsetmektedir. Hitt ve arkadaşları ise
(2005:23-26) paydaşları; sermaye piyasası paydaşları (hissedarlar ve işletme
sermayesini oluşturanlar), ürün piyasası paydaşları (müşteriler, tedarikçiler, işgücü
sendikaları) ve örgütsel paydaşlar (tüm işletme çalışanları) olarak 3 grupta ele
almaktadırlar. Ne tür bir paydaş sınıflandırması kabul edilirse edilsin, işletmelerin
paydaşları oldukça büyük bir grubu anlatmakta ve bu gruba karşı her daim
sorumlulukların varlığı da kaçınılmaz olmaktadır.
Kurumsal sosyal sorumluluk işletmelerle işletme paydaşları arasındaki karşılıklı
bağımlılık ilişkilerinin bir sonucu olarak ortaya çıkarken (Werther ve Chandler,
2006:6), işletmeler sosyal sorumluluklarını ekonomik, yasal, etik ve gönüllü
zorunluluk olarak takip etmek zorunda kalmaktadırlar (Caroll, 1979:499). Özellikle
1990'lı yılların sosyal sorumluluk kavramının hızla geliştiği yıllar olduğu kabul edilir ki,
bu yıllarda sosyal sorumluluk gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomileri için
öncelikli gündem maddesi oluşturmuştur (Akgeyik, 2010:72). İçinde bulunduğumuz
koşullar dahilinde işletmelerin içeriği çok güzel bir şekilde oluşturulmuş, alabildiğine
renkli sosyal sorumluluk projeleriyle paydaşlarını peşinden sürüklemesi çok zordur.
Mesela paydaş gruplarından birisi olan müşteriler; ürün kalitesi, fiyat, bulunurluk ve
hizmet hakkında daha fazla bilgi sahibi olduklarından, irtibata geçtikleri işletmeler
konusunda daha fazla seçici davranmaktadırlar (Özalp ve Arkadaşları, 2008:74). İşte
bu seçicilik günümüzün modern işletmelerinin toplumla karşılıklı güven ilkelerine
dayalı düzgün ilişkiler geliştirmesine ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç duyulan güvenin
oluşmasında da şirket stratejilerinin ve devlet politikasının birlikteliği ve uyum içinde
teşekkülü şarttır. Görülen odur ki; özellikle 1990'lı yıllarda sosyal içerikli program ve
projelere daha fazla yatırım yapan işletmeler daha başarılı olmuşlardır (CIPD,
2002:4). Hatta kurumsal sosyal sorumluluk 1990 sonrasına taşınarak örgütler
13
açısından adeta bir zorunluluk haline gelmiş; Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Dünya
Bankası ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı gibi kuruluşların bünyelerinde
kurumsal sosyal sorumlulukla ilgili birimler oluşturulmuştur (Balı ve Cinel, 2011:49).”
11
Carroll (1991:42) işletmelerin sosyal sorumluluk projelerine bakış açılarının dört
şekilde olduğundan bahseder ki, bu bakış açılarını bir piramit yardımıyla
sınıflandırmaktadır:
“Şirketler ilk kuruldukları dönemde sosyal sorumluluğu ekonomik yönüyle görürler ve
karlılık onlar için en önemli unsurdur. Biraz zaman geçtikten sonra sosyal sorumluluk
anlayışları kanunlara uygun, yasal yönü ağır basan bir yapıya bürünmeye başlar.
Olgunlaşmaya başlayan şirketlerde ise ahlak yönlü, dürüstlüğü ve adilliği ön plana
çıkaran bir sosyal sorumluluk anlayışına geçilir. Şirket tam anlamda olgunlaştığında
ise sosyal sorumluluk, artık hayırseverlik yönlü; kurumsal bir vatandaş örneği
sergileyen bir yapı üzerine oturur. Sosyal sorumluluk projelerinin etkin bir şekilde
uygulanması sonucunda tüm paydaşlar için vazgeçilmez bir yapı oluşması ve firmanın
bu sayede üstün bir rekabet gücü elde etmesi mümkün olacaktır. Şirketlerin gelişen
sosyal sorumluluk anlayışı sayesinde, toplumların, sürdürülebilir kalkınmanın
11 http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf sayfa 234
14
gerekliliğine olan inançları yükselecek, bilinçli bir toplumun oluşmasıyla da kurumsal
sürdürülebilirlik tam anlamıyla ekonomik sürdürülebilirliğe taşınabilecektir.” 12
Kurumsal Sürdürülebilirlikte Karşılaşılan Sorunlar
Kurumların sürdürülebilirliğinde önemli olan ve ön plana çıkan kavramlar genel
itibariyle yaptığımız çalışma içerisinde değerlendirilmiştir. Aslında bu değerlendirme,
"kurumları sürdürülebilir kılmak için neler yapılabilir" bağlamında yapılmıştır. Olaya
diğer açıdan yaklaştığımızda da kurumsal sürdürülebilirlik için çalışırken karşılaşılan
sıkıntıların neler olduğu ve bu problemlerle nasıl mücadele edilebileceği de kısaca
açıklanmalıdır. Chung ve arkadaşları (2011: 221) kurumların, sürdürülebilirlik ile ilgili
olarak karşılaştıkları en önemli sıkıntının etkin olmayan insan gücü ve sınırlı kaynak
kökenli olduğunu belirtmektedirler. Zayıf ve dirayetsiz bir yönetimin varlığı, insan
gücü ve kaynak yapısındaki problemleri şirketin yüz yüze kaldığı acil durumlarda daha
da etkisiz bir yapıya büründürmektedir (Chung ve ark., 2011:221). Örgütü oluşturan
üyeler arasında sürekli bir uyumun görülmesi mümkün değildir. Özellikle de örgütün
zorluklarla karşılaştığı, problemler yaşadığı dönemlerde, örgüt içinde farklı seslerin
yükselmesi kaçınılmazdır. Hatta örgüt liderinin zayıflığı farklı ses sayısını artırıcı bir rol
oynayacaktır. Bu zayıflıklar örgüt içinde istihdam edilen personelle ilgili olarak ortaya
çıkan sıkıntılardır. Oysa bir örgütün rakipleriyle olan ilişkilerinde, yanlış yönetim
kararları neticesinde yaşadığı problemler de vardır. Gerekçesi belli olmayan örgüt
amaçları, örgütün rolünü tam olarak benimseyememiş olması, kötü iletişim ve
koordinasyon sonucunda işbirliğinde yaşanan belirsizlikler, etkin olmayan kaynak
tahsisleri, üretim alanındaki şiddetli rekabet gibi sıralanabilecek bazı özellikler,
örgütlerin kurumsal sürdürülebilirliklerini olumsuz yönde etkilemektedir (Chung ve
ark., 2011:222). İşletmelerin kurumsal sürdürülebilirlik konusunda karşılaştıkları
sıkıntıların temelde ekonomik ve yönetim kaynaklı olduğu görülmektedir. Ekonomik
sorunlar, üretim faktörlerinin hem yetersizliği, hem verimsizliği, hem de etkin
kullanılamaması kaynaklı olarak ortaya çıkmaktadır. Yönetimsel sorunlar ise temelde
işletme içi iletişim sıkıntısından ve yöneticilerin düşük kabiliyetlerinden kaynaklanan
bir yapı gösterir. Şirketlerin rekabet problemleri ise hem ekonomik, hem yönetimsel
hem de hukuki bir özellik taşıyabilir. Bu bağlamda rekabet gücü üzerinde olumlu etki
12 http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf sayfa 236
15
yaratan güç ise; entelektüel sermayenin mevcudiyetinin yanı sıra, haksız rekabete izin
vermeyen güçlü bir hukuk sisteminin varlığı olmaktadır. Bowden ve arkadaşları
(2001) bir kurumun sürdürülebilirliğinde karşılaşılan sorunlarla mücadelede, tüm
işletme paydaşlarının motivasyonun ve farkındalığının çevresel ve ekonomik
performans kadar önemli olduğunu kabul eder ve kurumsal sürdürülebilirlik engelleri
ile mücadelede, öğrenme ve değişme kabiliyetine ihtiyaç duyan örgütlerin durumlarını
yeniden gözden geçirmelerinin gerekliliğine işaret eder.”13
Kurumlarda yaşanan iş değişiklikleri sürdürülebilir projeleri etkileyebilmektedir.
Örneğin bir önceki yöneticiyle takımın kurmuş olduğu iletişim, yeni yönetici ile
kurulamadığında ya da mevcut yöneticiyle kurulamıyorsa bu projede sorunları
beraberinde getirecektir. Çok seslilik her ne kadar daha çok yaratıcı düşünceyi
getirsede zaman zaman sürecin uzamasına hatta aksamasına bile yol açabilmektedir.
Bu yüzden yöneticinin bu durumlarda iyi bir moderatör olarak hem zamanı hem de
takım çalışanlarını aktif ve iyi bir şekilde yönetmesi gerekmektedir.
“Günümüzde toplumun işletmelerden olan beklentileri geçmişe kıyasla değişmiştir.
Değişen bu beklentiler işletmeleri yeni arayışlara yönlendirmektedir. Bu arayışlara yön
veren en önemli kavramsa sürdürülebilirlik olmaktadır. İşletmeler için sürdürülebilirlik
kavramı “kurumsal sürdürülebilirlik” şeklinde yeni bir boyut kazanmaktadır. Şirketler
çevrelerinde olup biten her türlü ekonomik, sosyal ve hatta kültürel oluşumdan büyük
oranda etkilenirler. Örgütlerin yakın çevrelerinde yer alan sivil toplum kuruluşları,
devlet ve bu kurumlar arasındaki işbirliği iyi çalıştığı zaman tüm kaynakların
kullanımında optimum etkinlik elde edilmiş olacaktır. Bu kurum ve kuruluşlar arasında
işbirliği konusunda yaşanan sıkıntıların en önemli sebebi, kurum ve kuruluşların
sürekli karşı karşıya kaldıkları değişiklikler, uğraşması zor olan bürokratik karmaşa,
karşılıklı destek isteği olarak ifade edilmektedir. Günümüzün modern işletmeleri
sürdürülebilir karlılık için; ekonomik, ekolojik ve sosyal çerçevede pek çok
sürdürülebilirlik kriterini stratejik planlarının bir parçası olarak görmeye başlamıştır.
Bu yapısal değişimin tüm ülke ekonomisinde yer alan kurum ve kuruluşlara
yansıtılması ise, kamu otoritelerinin sürdürülebilirlik kavramına daha kurumsal bir
açıdan bakmasıyla ve politik uygulamaları bu doğrultuda regüle etmesiyle mümkün
13 http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf sayfa 238
16
olabilecektir. Bu anlamda kamusal bağlamda yapılabilecekleri; sıkı mali disiplin, güçlü
bankacılık sektörü ve iktisadi, siyasi ve hukuki reformlar şeklinde özetlemek
mümkündür.” 14
YILDIZ HOLDİNG’İN ÇEVRESEL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK FAALİYETLERİ
Sabri Ülker'in 1944 yılında kurduğu Yıldız Holding Türkiye'nin lider gıda markası
Ülker'i de bünyesinde barındıran holding kuruluşudur. Özellikle çevre alanında yaptığı
yatırımları her geçen gün arttırmaktadırlar.
Çevresel Sürdürülebilirlik
“Yıldız Holding, toplumun ihtiyaçlarına yönelik somut katkılar sağlamayı kendisine
önemli bir görev olarak görmektedir. Bu amaçla, üretim yapılan toprakları
sahiplenmek ve korumak, kurumsal vatandaşlık bilinciyle toplumun ihtiyaçlarına
çözüm üretmek grubun öncelikli sorumlulukları arasında yer alıyor.
Holding genelinde 2010 yılından bu yana 40 milyon TL’ye yakın çevre ve enerji
verimliliği yatırımı gerçekleştirilmiştir. Satış ve dağıtım ağındaki yeniden yapılanma ile
2 bine yakın aracı trafikten çekerek 4.7 milyon litrelik yakıt tasarrufu sağlanmıştır.
Enerjinin verimli kullanılması ve tasarruf çalışmaları sonucunda 4 yılda 225 milyon
kW/saat’lik bir tasarruf sağlanmıştır.
Sadece 2013 yılındaki yatırımlar ile yaklaşık 20 bin ailenin yıllık elektrik tüketimine
denk gelen bu miktar ile 6 MW/saat’lik bir termik santralin kurulum ihtiyacı
karşılanmıştır. Doğal kaynak tüketiminin azaltılmasına yönelik yürütülen çalışmalar
sonucunda 200 milyon litre (4 bin kişinin bir yıllık su tüketimine eşdeğer miktarda) su
tasarrufu sağlanmıştır.
Yeşil Projeler
Yıldız Holding bünyesinde faaliyet gösteren işletmelerde enerji verimliliği ve tasarrufu
konularında yapılan çalışmaları, “Yeşil Projeler” adı altında yürütülmektedir. Üretimde
bir yandan etkili bir atık yönetimi stratejisi ile karbon emisyon oranları ve çevresel
14 http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf sayfa 239
17
atıklar yasal limitlerinin de altına çekilirken, holding bünyesindeki ambalaj şirketleri de
doğada kısa sürede çözünen ambalaj malzemeleri geliştirerek dünyada öncü rol
üstlenmektedir.
Karbon Emisyon Oranlarını En Aza İndirmek
1. Yapılan çalışmaların temelinde iklim değişikliği ile mücadele stratejisi yer
almaktadır. Yıldız Holding işletmelerinde enerji verimliliğine yönelik yürütülen
çalışmalar sonrasında 4 yılda 102 bin ton CO2 emisyonu azalımı sağlanmıştır.
Fabrikalarında tüketilen enerjinin ve dolayısıyla karbon emisyonlarının düşürülmesi
için son 4 yılda yapılan çalışmalar sonucunda yıllık elektrik tüketiminde ortalama % 8,
yıllık doğalgaz tüketiminde ise yıllık % 6,5 oranında tasarruf elde edilmiştir. Yapılan
tasarruflar sonucunda CO2 salınımının %11 azaltılması sağlanmıştır.
İşletmelerdeki atıklardan ve atık sulardan enerji geri kazanım projeleri
gerçekleştirilmiştir.
Son bir yılda, 50’nin üzerinde proje ile 2014 yılında su tüketimi 450 milyon litre
azaltılmıştır. Toplam tasarruf 3 milyon kişinin bir günlük su tüketimine eş değerdir.
İşletmelerdeki karbondioksit emisyonlarını düşürmek için alternatif enerji kaynaklarına
yönelim hızlandırılmıştır. Arıtma tesislerinin işletme şartlarını iyileştirerek enerji ve
kimyasal tüketimleri minimize edilmiştir. Çeşitli işletmelerde yağmur sularını
biriktirerek yer yıkamaları ve bahçe sulamada tekrar kullanılmıştır.
İşletmelerde oluşan tüm tehlikeli ve tehlikesiz atıkları kaynağında ayrıştırarak lisanslı
firmalar aracılığıyla geri kazanım, geri dönüşüm ve bertaraf proseslerine
yönlendirilmiştir.
Ozon tabakasına zarar veren soğutucu gazların minimize edilmesi sağlanmıştır. Fırın
ve kazan bacalarından atık ısı geri kazanımı projeleri gerçekleştirilmiştir.
Fabrikalarda yüksek enerji verimli elektrik motorlarına geçiş sağlanmıştır.
Fabrikalarda gerçekleştirilen ölçüm sonuçlarına göre, fabrikalardan kaynaklanabilecek
hava kirliliği emisyonları ve atık su kirlilik konsantrasyonlarının, mevzuatın öngördüğü
18
spesifik yasal limitlerin oldukça altında olduğunu tespit edilmiştir. Ayrıca, fabrikaların
çevre izin belgeleri yenilenmiştir.
2. Enerji verimliliği Yıldız Holding bünyesindeki işletmelerde enerjinin verimli
kullanılması ve tasarruf çalışmaları sonucunda 2010-2013 arasında uygulanan
projelerin sonunda 225.3 milyon kW/saat’lik bir tasarruf sağlanmıştır.
Ak Gıda’nın ısı enerjisinden sıcak su üretimi ve elektrik motorlarında verimin
artırılmasına yönelik projesi, Elektrik İşleri Etüt İdaresi’nin (EİEİ) 2010 Yılı Verimlilik
Artırıcı Proje (VAP) kapsamında destek almaya hak kazandı. Proje kapsamında
işletmenin yaptığı yatırımın %30’u Enerji Bakanlığı tarafından hibe edilerek destek
sağlandı.
Ülker Bisküvi Ankara Fabrikası da yine Elektrik Motor Sistemlerinde Verimliliğin
Artırılmasına yönelik projesiyle VAP kapsamında destek aldı. Yine projeye Enerji
Bakanlığı tarafından %30 hibe edilerek destek sağlandı.
Ak Gıda (Pamukova), Besler (İstanbul) ve Tül Kağıt fabrikalarında kendi elektriğini
doğalgazdan üreten “Kojenerasyon Tesisleri” üretime alındı. Temiz bir yakıt olan
doğalgazla çalışan kojenerasyon tesisleri tarafından her üç tesiste üretilen elektriğin
yanı sıra, tesislerin ısı ihtiyacı da buhardan elde edilerek verimlilik sağlanıyor. Her üç
tesiste üretilen elektrik, tesislerin tüm enerji ihtiyaçlarını karşılayacak düzeydedir.
Kümaş Madencilik şirketimizle, döner fırın atık ısılarından yararlanarak elektrik enerjisi
üretimine yönelik 10 milyon kW/sa elektrik üretimi gerçekleştirilecektir. Bu çalışma
sonrasında 5.900 ton CO2 emisyonu azaltılmış olacak. Bu rakam 4 kişilik 3.571 ailenin
elektrik tüketimine denk geliyor.
Holding bünyesindeki işletmelerde 2013 yılında, enerjinin verimli kullanılması ve
tasarrufunu amaçlayan projelerin sonucunda 57.7 milyon kW/saat’lik bir tasarruf
sağladık ve karşılığında 28.4 bin ton eşdeğerinde karbondioksit salınımını engelledik.
Yaklaşık 20 bin ailenin yıllık elektrik tüketimine denk gelen bu miktar ile 6 MW/saatlik
bir termik santralin kurulum ihtiyacını karşılamış olduk.
19
Doğal Kaynak Yönetimi
Hammadde Verimliliği
Yıldız Holding şirketlerinde TS EN ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi kurallarına uygun
olarak kağıt, plastik, cam gibi geri dönüştürülebilir olan atıkları ayrı ayrı biriktirip
fabrikalarının bağlı bulunduğu ilçe belediyelerine ya da lisanslandırılmış kuruluşlara
vererek ülke ekonomisine dolaylı katkı sağlanmaktadır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca yayınlanan Ambalaj Atıklarının Kontrolü
Yönetmeliği’ne göre işletmeler tarafından piyasaya sürülen ürünlerinin ambalajları
2010-2013 yılları arasında Bakanlıkça belirlenen %38-%44 oranlarında geri
dönüştürülerek ülke ekonomisine katkı sağlanmaktadır.
2010-2013 yılları arasında geri dönüştürülen ambalaj miktarları, plastik için 48.197
ton, kağıt ve karton için 84.508 ton, cam için 27.063 ton ve metal için 12.833 tonu
buldu.
İmalatta ise üretim aşamasında çıkan bitkisel atık yağları, sızdırmaz bidonlarla
biyodizel üretimi için bedelsiz olarak lisanslı biyodizel firmalarına verilemektedir.
Biyodizel üretimi ile atık madeni yağların çeşitli reaksiyonlarla yakıta dönüştürülmesini
ve bu yakıtların araçlarda, ısınmada ve havacılık sanayinde kullanılması
sağlanamktadır. Fabrikalarda ortaya çıkan atık madeni yağları ise, enerji üretimi
amacıyla lisanslı firmalara verilmektedir. Madeni atık yağların depolandığı havuzları da
yine çevreye zarar vermeyecek ve yağmur suyunu almayacak özelliklerde
yapılmaktadır. Pil atıkları ise, “Taşınabilir Pil Üreticileri Ve İthalatçıları Derneği”ne ait
toplama kaplarında biriktirerek bertaraf edilmektedir.
Atık Yönetimi
2012 yılında yaklaşık 8 milyon TL’lik yatırımla Ak Gıda Pamukova fabrikasında açılan
anaerobik arıtma ve biyogaz tesisi, Türkiye’nin teknolojik anlamda en yeni tesisidir.
Bu tesisle fabrikadaki atıklar işlenerek 1.4 MW/saatlik enerji üretiliyor ve elde edilen
biyogaz ile 2.700 hanenin doğalgaz, 3.800’e yakın hanenin de elektrik ihtiyacı
20
karşılanabilmektedir. Bu sayede çevreye 500 bine yakın ağaç dikimine eşdeğer katkı
sağlıyor ve sera gazı emisyonlarını yıllık 9.8 bin ton azaltmış olunmaktadır.
Doğal Kaynakların Yönetimi ve Enerji Verimliliği Konusundaki
Yatırımlar
50’nin üzerinde proje ile 2014 yılında su tüketimi 450 milyon litre azaltılmıştır. Toplam
tasarruf 3 milyon kişinin bir günlük su tüketimine eş değer.
“Yeşil Kampüs: Çamlıca”
Yıldız Holding Çamlıca Kampüsü, ABD'deki Yeşil Binalar Konseyi (USGBC) tarafından
verilen Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik (LEED) sertifikasını alarak yaşayan
binalar kategorisinde Türkiye’den «Green Leed» alan üçüncü bina oldu. Bu süreçte
ulaşılan sonuçlar ise şöyle;
- Yıldız Holding Çamlıca kampüsünde elektrik enerjisini, yenilenebilir enerji
kaynaklarından üretilen elektrikten ( Yeşil Enerji ) kullanarak yeşil enerjiye dönüş
sağlandı.
- Su tüketimini % 25 – 30 oranında azaltıldı.
- Yıllık 6.5 ton kağıt ve kartonu, 3.7 ton plastiği geri dönüşüme gönderildi.
- Yılda 3.4 ton cam ve 2 ton metal geri dönüştürüldü.
- 81.000 Kw/Saatlik enerji tasarrufu sağlandı.
- 60 bin plastik bardak kağıt bardaklarla değiştirildi.
- Yemekhane ve bahçe atıklarından kompost (gübre) üretimi sağlayarak, holdingin
peyzaj alanlarında kullanıldı.
Sürdürülebilir Hammadde Tedariği
Yıldız Holding sürdürülebilir büyümenin en temel halkası olarak “sürdürülebilir
hammadde tedariğine” büyük önem vermektedir. Türkiye’den tedarik edilemeyen
kakao gibi bazı ürünler dışında hammadde ihtiyacının büyük bölümü iç piyasadan
temin ediliyor. Bu da yüz binlerce üreticinin hayatına değer katmak anlamına geliyor.
21
Tarımsal hammadde tedariğinde çalışılan Türkiye’deki sözleşmeli çiftçilerinin sayısı
2.900’e ulaşmıştır. İşlerinin gereği ana hammaddesi olan buğdayın % 80’ini
yurtiçinden temin etmektedirler. Buğday ve diğer tarımsal hammadde alımlarında
doğrudan çiftçiden tedariğe öncelik tanımaktadırlar. Çiftçilere tohum desteği vermek
suretiyle sözleşmeli ekimler yapılmaktadır.
Buğdayda Verimlilik Pojesi
Gıda ve içecek şirketlerinde, buğdaydan süte, fındıktan bitkisel yağa dek Türkiye
tarım ürünlerinin endüstriyel alanda değerlendirilmesini sağlıyor ve global
çalışmalarıyla bunu dünya ölçeğinde sürdürmektedirler. Bisküvinin ana
hammaddelerinden olan buğdayda verimliliğin artırılması, tohum desteği sağlanması
gibi çalışmalarla çiftçinin yanında yer almaktadırlar.
Buğdayın iyileştirilmesi için tohum ıslah çalışmaları yapmaktadırlar. 2009 yılından bu
yana Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile birlikte bisküvilik
buğday tarım ıslahı çalışması üzerine çalışıyorlar. Bu çalışmalarla verimi yüksek,
hastalıklara ve kuraklığa dayanıklı tohumlar yetiştirilmesi hedeflenmektedir.
Yıldız Holding grup şirketi Önem Gıda, 5 yıldır Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal
Araştırma Enstitüsü ile birlikte bisküvilik tohum ıslah çalışmasını yürütüyor. Verimi
yüksek, hastalıklara ve kuraklığa dayanıklı olacak tohumlar yetiştirilmesi çalışması
tamamlandı. Böylece çiftçilerin daha fazla gelir elde etmesi mümkün olacaktır.
Buğday alımlarında direkt çiftçiden alımlara ayrıcalık tanıyor ve çiftçilere tohum
desteği vermek suretiyle sözleşmeli ekimler yapılmaktadır.
Tarımsal alanların korunabilmesinin en önemli şartlarından biri de, üreticilerin tarımsal
faaliyetlerinin bir ekonomik değerinin olması ve bu ederin onlara ödenebilmesidir. Ana
faaliyet alanları olarak tanımladıkları gıda ve içecek konusunda bu sorumlulukla
hareket etmektedirler.
22
Sürdürülebilir Kakao
İşlerinin en önemli hammaddelerinden biri olan kakao temininde sürdürülebilir ilkeleri
benimseyerek kakao çiftçilerinin ekonomik ve toplumsal gelişmelerine destek olmayı
amaçlamaktadırlar.
Yıldız Holding, PACTS (Kakao İzlenirliği ve Sürdürülebilirliği için Üretici Birliği -
Processors Alliance for Cocoa Traceability and Sustainability) programına sponsor
oldu. Çevreye duyarlı ve profesyonel bir üretim zinciri yaratırken verimi artırmayı
hedefleyen PACTS, bu doğrultuda kakao üretimi yapan çiftçilerin eğitilmesi, agronomi
(tarım bilimi) desteği verilmesi ve yenilikçi üretim uygulamalarının öğretilmesini
sağlıyor.
Sponsorluk kapsamında 2014 yılında PACTS’in Fildişi Sahili’ndeki kakao üreticilerinin
yaşam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi programına yatırım yapılmaktadır. Bu
yatırım ile PACTS fermantasyon ve kurutma merkezlerinin içilebilir su ve güneş
enerjisi ihtiyacı karşılanmış olacak. Böylelikle bölge halkının ve merkezlerdeki ekiplerin
çalışmalarını önemli ölçüde kolaylaşacak.
Fildişi Sahili’nde içilebilir su erişimi olmayan seçilmiş 8 merkeze yapılan yatırım ile her
bir merkezde 100 ile 4.000 kişiye temiz su sağlanacak. Proje tamamlandığında
sağlıksız içme suyu kaynaklı hastalıklarda azalma ve yerel halkın sağlık şartlarında
iyileşme sağlanması da bekleniyor. Ayrıca toplamda 15 kurutma merkezine güneş
aydınlatma sistemleri kuruluyor. Yerleştirilecek güneş panelleri sayesinde binaların
hem iç hem dış aydınlatması yapılacak. Ayrıca elektrikli aletler günlük 7 saate kadar
şarj edilebilecek. Böylece güvenlik seviyesi ve gece çalışmalarındaki görüş alanı
artacak.
PACTS dışına Dünya Kakao Vakfı’na da destek olunmaktadır. Türkiye’nin en büyük
kakao kullanıcısı olan Ülker Çikolata şirketiyle, 2012 yılında Dünya Kakao Vakfı’na
(The World Cocoa Foundation) üye olarak dünya çikolatacılarıyla aynı platformda yer
almaktadırlar. Bu platformla birlikte, dünya nüfusunun refahını geliştirecek tarımsal
üretimde sürdürülebilir ilkeleri benimseyerek kakao çiftçilerinin ekonomik ve
toplumsal gelişmelerine destek olunması amaçlanmaktadır.
23
Dünya Kakao Vakfı’na üye olan ilk Türk şirketi olarak, Dünya Kakao Vakfı çatısı
altında yapılan çalışmalar ile kakao sektörünün sürdürülebilir olmasına ve kakao
çiftçilerinin refah seviyesinin artırılmasına destek olunmaktadır. 2000 yılında kurulan
ve çikolata sektöründe faaliyet gösteren büyük şirketlerin üye olduğu Dünya Kakao
Vakfı, kakao üretilen ülkelerdeki hükümetler, üniversiteler, sivil toplum örgütleri ve
çiftçiler ile ortak çalışmalar yapıyor. Bu ortak çalışmalar, kakao üretiminde kalite ve
verimliliği arttıracak araştırmaları, çiftçiler ve ailelerinin eğitilmesini içeriyor.”15
Sonuç
“Günümüzde sürdürülebilirlik, çevre dengesi ile ekonomik büyümeyi birlikte alan, hem
doğal kaynakların etkin kullanımını sağlayan ve çevresel kaliteye önem veren hem de
gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını tehlikeye sokmaksızın bugünkü ihtiyaçlarını
karşılayabilen bir model olarak karşımızda duruyor.
Günümüzün sürdürülebilir olma gerçeğinden yola çıkarak; şirket çıkarlarının toplumsal
çıkarlar ile çatışmadığı, ekonomik ve kar odaklı bakış açısının yanında sosyal ve
çevresel konuların da şirketlerin sorumluluğu haline geldiği yeni bir dünya düzenine
girmiş bulunuyoruz. İş dünyası için sürdürülebilirlik, bu yeni düzende günümüz
trendlerinin şirketler için getirdiği risk ve fırsatları anlayabilmek ve bunlara göre
operasyonlarını, ürün ve hizmetlerini yeniden düzenlemek anlamına geliyor. Bu
gelişmeleri takip etmeyen şirketlerin varlığını sürdürebilmesi mümkün gözükmüyor.”
16
Şirketleri ve iş yapış şekillerini köklü bir şekilde etkileyecek olan sürdürülebilirlik
uygulamaları şirketlere ve sektörlere göre farklılık gösteriyor. Yıldız Holding’in gıda
üzerine hizmet verdiği sektörde sürdürülebilirlik bütçesini tarım ve geri dönüşüme
ayırması buna örnek olarak gösterilebilir. Eski dünya düzeni şeklinde
tanımlayabileceğim yakın geçmişte, şirketlerin temel amacının kar elde etmek, temel
sorumluluğunun ise sadece şirket ortaklarına karşı olduğu düşüncesi hakimdi. Yeni
düzen ise şirketlerin kar elde etme amacının, toplumsal çıkarlar ile paralel olabileceği
bir “kazan-kazan” ilişkisini tanımlıyor. Yani, artık şirketlerin sadece şirket ortaklarına
15 https://www.yildizholding.com.tr/yarinlar-icin/cevresel-surdurulebilirlik/
16 https://anahtar.sanayi.gov.tr/tr/news/is-dunyasi-icin-surdurulebilirlik-neden-onemli/457
24
karşı değil, toplumsal ortaklarına karşı da bir sorumluluğu var. Şu da bir gerçek ki;
günümüzün global bilgi dünyasında şirketlerin, içinde bulundukları toplumdan
bağımsız ve ayrık durması düşünülemez.
“Günümüzde şirketleri sürdürülebilirlik esasında çalışmaya iten dört temel güç
olduğunu söylemek mümkün. Bunların başında Yasal Uygunluk faktörü geliyor. Son
yıllarda yerel ya da küresel düzeyde geçerli olan yasalar, şirketleri sorumlu olmaya
yönlendiriyor. Burada dikkat çekmek istediğim nokta, yasal zorunlulukların sadece
üretim yapılan ülkeyle sınırlı olmamasıdır. Ülkemizden AB’ye yapılacak kimyasal
madde ihracatı için REACH Direktifi ile getirilen zorunlulukları örnek olarak verebilirim.
İkinci faktör (ki; belki de buna yasal uygunluktan daha fazla vurgu yapmalıyız)
Kamuoyu Güveni’dir. Burada şirketler, faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için özellikle
operasyonlarını yürüttükleri çevrede yaşayan topluluklardan yazılı olmayan bir onay
veya güvenoyu almak zorundadırlar. Bu olmadığı taktirde şirketin halktan tepki alması
kaçınılmazdır.
“Müşteri Talepleri” de önemli bir yönlendirici unsurdur. Günümüz bilgi çağında
toplumsal bilincin yükselmesi ile birlikte, daha çevreci araç ya da daha az yağlı
besinler gibi tüketicinin değişen ihtiyaçları da şirketleri sorumlu ürün ve hizmet
üretmeye zorlamaktadır.
Sürdürülebilirliği yönlendiren son faktör ise “Yatırımcı Talepleri”dir. Bu noktada
sorumlu davranan şirketlerin gün geçtikçe finansmana erişimi daha kolaylaşmaktadır.
Örneğin; global sürdürülebilirlik endeksine dahil olan şirketlerin daha fazla yatırım
çekmesi gibi.” 17
Sürdürülebilirlik stratejisi, temel olarak ekonomik, çevresel ve sosyal olmak üzere 3
ana başlık üzerinden oluşturulur ve uygulanır. Bu başlıklar altında yer alan etkenler
göz önünde bulundurularak stratejiler belirlenmelidir. Sürdürülebilirlik projeleri
toplumun yararına ve sektörün durumuna bağlı olarak hazırlandığında marka
bilinirliğini ve farkındalığı yükseltmek için çok önemli bir adımdır.
17 https://anahtar.sanayi.gov.tr/tr/news/is-dunyasi-icin-surdurulebilirlik-neden-onemli/457
25
KAYNAKÇA
http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf
https://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%BCrd%C3%BCr%C3%
http://www.bilgiustam.com/surdurulebilirlik-nedir/
http://www.gencfuturistler.org/haberler/gelecek-icin-surdurulebilirlik/
http://www.salom.com.tr/haber-94344-
kurumsal_surdurulebilirlik__nedir_ne_degildir_.html
OKUMUŞ, Kerem (2009) Yeni Bir İşletme Anlayışı: Kurumsal Sürdürülebilirlik, Sektörel
Dernekler Federasyonu, 01.04.2009 tarihli yazı
https://www.yildizholding.com.tr/yarinlar-icin/cevresel-surdurulebilirlik/
http://worldcocoafoundation.org/
http://www.pacts-cocoa.com/
https://tr.wikipedia.org/wiki/Y%C4%B1ld%C4%B1z_Holding
https://www.unilever.com.tr/Images/Unilever%20T%C3%BCrkiye%20S%C3%BCrd
%C3%BCr%C3%BClebilir%20%C4%B0lerleme%20Raporu%202014_TR-
new_tcm93-427148.PDF
https://anahtar.sanayi.gov.tr/tr/news/is-dunyasi-icin-surdurulebilirlik-neden-
onemli/457

More Related Content

What's hot

Friedrich A. Von Hayek: Sosyal Düzen Üzerine
Friedrich A. Von Hayek: Sosyal Düzen ÜzerineFriedrich A. Von Hayek: Sosyal Düzen Üzerine
Friedrich A. Von Hayek: Sosyal Düzen Üzerine
COSKUN CAN AKTAN
 
Teknosa
TeknosaTeknosa
Teknosa
Caner Genc
 
Klasik İktisat Okulu
Klasik İktisat OkuluKlasik İktisat Okulu
Klasik İktisat Okulu
COSKUN CAN AKTAN
 
Yeni kurumsal iktisat
Yeni kurumsal iktisatYeni kurumsal iktisat
Yeni kurumsal iktisat
COSKUN CAN AKTAN
 
İtibar Yönetimi ve Stratejik Yönetim İlişkisi
İtibar Yönetimi ve Stratejik Yönetim İlişkisiİtibar Yönetimi ve Stratejik Yönetim İlişkisi
İtibar Yönetimi ve Stratejik Yönetim İlişkisi
Mustafa Ali ÖZAY
 
Kurum yöneti̇m sunumu
Kurum yöneti̇m  sunumuKurum yöneti̇m  sunumu
Kurum yöneti̇m sunumuilker serdar
 
Kültür ve toplum
Kültür ve toplumKültür ve toplum
Kültür ve toplumRamazan EREN
 
Amasya Ünv. SBMYO Dış Ticaret Uluslararası İktisat ders notu
Amasya Ünv. SBMYO Dış Ticaret Uluslararası İktisat ders notuAmasya Ünv. SBMYO Dış Ticaret Uluslararası İktisat ders notu
Amasya Ünv. SBMYO Dış Ticaret Uluslararası İktisat ders notu
yusufbahadirkeskin
 
3 swot pest stratejik analiz_SK
3 swot pest stratejik analiz_SK3 swot pest stratejik analiz_SK
3 swot pest stratejik analiz_SK
Selman Kaymaz
 
Yönetim Teorilerine Bakış (Klasik Yönetim, Neoklasik Yönetim)
Yönetim Teorilerine Bakış (Klasik Yönetim, Neoklasik Yönetim)Yönetim Teorilerine Bakış (Klasik Yönetim, Neoklasik Yönetim)
Yönetim Teorilerine Bakış (Klasik Yönetim, Neoklasik Yönetim)
Salih GÜMÜŞ
 
Rekabet Stratejileri
Rekabet StratejileriRekabet Stratejileri
Rekabet Stratejileri
COSKUN CAN AKTAN
 
Swot ve pest analiz
Swot ve pest analizSwot ve pest analiz
Swot ve pest analiz
zzmegreli77
 
Örgüt Kuramı
Örgüt KuramıÖrgüt Kuramı
Örgüt Kuramı
Emre Aydın
 
Stratejik Yönetim
Stratejik Yönetim Stratejik Yönetim
Stratejik Yönetim
İsmet Barutcugil
 
Lc waikiki medya planlama
Lc waikiki medya planlama  Lc waikiki medya planlama
Lc waikiki medya planlama
ADEMARABACI
 
NOBEL EKONOMİ ÖDÜLÜ SAHİBİ OLIVER WILLIAMSON ve İŞLEM MALİYETLERİ İKTİSADI
NOBEL EKONOMİ ÖDÜLÜ SAHİBİ OLIVER WILLIAMSON ve İŞLEM MALİYETLERİ İKTİSADINOBEL EKONOMİ ÖDÜLÜ SAHİBİ OLIVER WILLIAMSON ve İŞLEM MALİYETLERİ İKTİSADI
NOBEL EKONOMİ ÖDÜLÜ SAHİBİ OLIVER WILLIAMSON ve İŞLEM MALİYETLERİ İKTİSADI
COSKUN CAN AKTAN
 
Kurumsal sosyal sorumluluk, is etigi ve etik
Kurumsal sosyal sorumluluk, is etigi ve etikKurumsal sosyal sorumluluk, is etigi ve etik
Kurumsal sosyal sorumluluk, is etigi ve etikilker serdar
 
Anonim Halk Şiiri Nazım Biçimleri
Anonim Halk Şiiri Nazım BiçimleriAnonim Halk Şiiri Nazım Biçimleri
Anonim Halk Şiiri Nazım Biçimleri
sevilerdogan
 
Arçelik Sosyal Sorumluluk Projesi
Arçelik Sosyal Sorumluluk ProjesiArçelik Sosyal Sorumluluk Projesi
Arçelik Sosyal Sorumluluk Projesi
Berk Barlak
 
Sosyal politika-sosyal hizmet ilişkisi
Sosyal politika-sosyal hizmet ilişkisiSosyal politika-sosyal hizmet ilişkisi
Sosyal politika-sosyal hizmet ilişkisi
Mehmet Can Aktan
 

What's hot (20)

Friedrich A. Von Hayek: Sosyal Düzen Üzerine
Friedrich A. Von Hayek: Sosyal Düzen ÜzerineFriedrich A. Von Hayek: Sosyal Düzen Üzerine
Friedrich A. Von Hayek: Sosyal Düzen Üzerine
 
Teknosa
TeknosaTeknosa
Teknosa
 
Klasik İktisat Okulu
Klasik İktisat OkuluKlasik İktisat Okulu
Klasik İktisat Okulu
 
Yeni kurumsal iktisat
Yeni kurumsal iktisatYeni kurumsal iktisat
Yeni kurumsal iktisat
 
İtibar Yönetimi ve Stratejik Yönetim İlişkisi
İtibar Yönetimi ve Stratejik Yönetim İlişkisiİtibar Yönetimi ve Stratejik Yönetim İlişkisi
İtibar Yönetimi ve Stratejik Yönetim İlişkisi
 
Kurum yöneti̇m sunumu
Kurum yöneti̇m  sunumuKurum yöneti̇m  sunumu
Kurum yöneti̇m sunumu
 
Kültür ve toplum
Kültür ve toplumKültür ve toplum
Kültür ve toplum
 
Amasya Ünv. SBMYO Dış Ticaret Uluslararası İktisat ders notu
Amasya Ünv. SBMYO Dış Ticaret Uluslararası İktisat ders notuAmasya Ünv. SBMYO Dış Ticaret Uluslararası İktisat ders notu
Amasya Ünv. SBMYO Dış Ticaret Uluslararası İktisat ders notu
 
3 swot pest stratejik analiz_SK
3 swot pest stratejik analiz_SK3 swot pest stratejik analiz_SK
3 swot pest stratejik analiz_SK
 
Yönetim Teorilerine Bakış (Klasik Yönetim, Neoklasik Yönetim)
Yönetim Teorilerine Bakış (Klasik Yönetim, Neoklasik Yönetim)Yönetim Teorilerine Bakış (Klasik Yönetim, Neoklasik Yönetim)
Yönetim Teorilerine Bakış (Klasik Yönetim, Neoklasik Yönetim)
 
Rekabet Stratejileri
Rekabet StratejileriRekabet Stratejileri
Rekabet Stratejileri
 
Swot ve pest analiz
Swot ve pest analizSwot ve pest analiz
Swot ve pest analiz
 
Örgüt Kuramı
Örgüt KuramıÖrgüt Kuramı
Örgüt Kuramı
 
Stratejik Yönetim
Stratejik Yönetim Stratejik Yönetim
Stratejik Yönetim
 
Lc waikiki medya planlama
Lc waikiki medya planlama  Lc waikiki medya planlama
Lc waikiki medya planlama
 
NOBEL EKONOMİ ÖDÜLÜ SAHİBİ OLIVER WILLIAMSON ve İŞLEM MALİYETLERİ İKTİSADI
NOBEL EKONOMİ ÖDÜLÜ SAHİBİ OLIVER WILLIAMSON ve İŞLEM MALİYETLERİ İKTİSADINOBEL EKONOMİ ÖDÜLÜ SAHİBİ OLIVER WILLIAMSON ve İŞLEM MALİYETLERİ İKTİSADI
NOBEL EKONOMİ ÖDÜLÜ SAHİBİ OLIVER WILLIAMSON ve İŞLEM MALİYETLERİ İKTİSADI
 
Kurumsal sosyal sorumluluk, is etigi ve etik
Kurumsal sosyal sorumluluk, is etigi ve etikKurumsal sosyal sorumluluk, is etigi ve etik
Kurumsal sosyal sorumluluk, is etigi ve etik
 
Anonim Halk Şiiri Nazım Biçimleri
Anonim Halk Şiiri Nazım BiçimleriAnonim Halk Şiiri Nazım Biçimleri
Anonim Halk Şiiri Nazım Biçimleri
 
Arçelik Sosyal Sorumluluk Projesi
Arçelik Sosyal Sorumluluk ProjesiArçelik Sosyal Sorumluluk Projesi
Arçelik Sosyal Sorumluluk Projesi
 
Sosyal politika-sosyal hizmet ilişkisi
Sosyal politika-sosyal hizmet ilişkisiSosyal politika-sosyal hizmet ilişkisi
Sosyal politika-sosyal hizmet ilişkisi
 

Viewers also liked

Yıldız holding sürdürülebilirlik çalışmaları
Yıldız holding sürdürülebilirlik çalışmalarıYıldız holding sürdürülebilirlik çalışmaları
Yıldız holding sürdürülebilirlik çalışmaları
nursenaunalan
 
Kırsal Kalkınma Politikaları ve Sürdürüleblir Tarım
Kırsal Kalkınma Politikaları ve Sürdürüleblir TarımKırsal Kalkınma Politikaları ve Sürdürüleblir Tarım
Kırsal Kalkınma Politikaları ve Sürdürüleblir Tarım
A. İrfan İLBAŞ
 
çImento üretiminde sürdürülebilirlik
çImento üretiminde sürdürülebilirlikçImento üretiminde sürdürülebilirlik
çImento üretiminde sürdürülebilirlik
Yasin Engin
 
Kent Modelleri - Girişimci Kent / Entrepreneurial City
Kent Modelleri - Girişimci Kent / Entrepreneurial CityKent Modelleri - Girişimci Kent / Entrepreneurial City
Kent Modelleri - Girişimci Kent / Entrepreneurial City
Aynur Sonmez
 
Uluslararası Pazarlama
Uluslararası PazarlamaUluslararası Pazarlama
Uluslararası Pazarlama
Gürkan ATAY
 
Bi̇nalarda sürdürülebi̇li̇rli̇k sunum
Bi̇nalarda sürdürülebi̇li̇rli̇k sunumBi̇nalarda sürdürülebi̇li̇rli̇k sunum
Bi̇nalarda sürdürülebi̇li̇rli̇k sunumyasinozer
 
Dijital Medya Planlama Satın Alma
Dijital Medya Planlama Satın AlmaDijital Medya Planlama Satın Alma
Dijital Medya Planlama Satın Alma
I. Gizem Yucel-Yilmaz
 
Geleneksel ve Dijital Pazarlama
Geleneksel ve Dijital PazarlamaGeleneksel ve Dijital Pazarlama
Geleneksel ve Dijital Pazarlama
I. Gizem Yucel-Yilmaz
 
documents-ulkerbiskuvi-pdf-ulker biskuvi-management_presentation
documents-ulkerbiskuvi-pdf-ulker biskuvi-management_presentationdocuments-ulkerbiskuvi-pdf-ulker biskuvi-management_presentation
documents-ulkerbiskuvi-pdf-ulker biskuvi-management_presentation
Aras Dagli
 
Kriz Yönetimi Örnek Vaka Analizi
Kriz Yönetimi Örnek Vaka AnaliziKriz Yönetimi Örnek Vaka Analizi
Kriz Yönetimi Örnek Vaka Analizi
umrtnr
 
SWOT VE PEST ANALİZİ - ÜLKER / YILDIZ HOLDİNG
SWOT VE PEST ANALİZİ - ÜLKER / YILDIZ HOLDİNGSWOT VE PEST ANALİZİ - ÜLKER / YILDIZ HOLDİNG
SWOT VE PEST ANALİZİ - ÜLKER / YILDIZ HOLDİNG
Furkan Özgür
 

Viewers also liked (12)

Yıldız holding sürdürülebilirlik çalışmaları
Yıldız holding sürdürülebilirlik çalışmalarıYıldız holding sürdürülebilirlik çalışmaları
Yıldız holding sürdürülebilirlik çalışmaları
 
Kırsal Kalkınma Politikaları ve Sürdürüleblir Tarım
Kırsal Kalkınma Politikaları ve Sürdürüleblir TarımKırsal Kalkınma Politikaları ve Sürdürüleblir Tarım
Kırsal Kalkınma Politikaları ve Sürdürüleblir Tarım
 
çImento üretiminde sürdürülebilirlik
çImento üretiminde sürdürülebilirlikçImento üretiminde sürdürülebilirlik
çImento üretiminde sürdürülebilirlik
 
Kent Modelleri - Girişimci Kent / Entrepreneurial City
Kent Modelleri - Girişimci Kent / Entrepreneurial CityKent Modelleri - Girişimci Kent / Entrepreneurial City
Kent Modelleri - Girişimci Kent / Entrepreneurial City
 
Uluslararası Pazarlama
Uluslararası PazarlamaUluslararası Pazarlama
Uluslararası Pazarlama
 
Bi̇nalarda sürdürülebi̇li̇rli̇k sunum
Bi̇nalarda sürdürülebi̇li̇rli̇k sunumBi̇nalarda sürdürülebi̇li̇rli̇k sunum
Bi̇nalarda sürdürülebi̇li̇rli̇k sunum
 
Dijital Medya Planlama Satın Alma
Dijital Medya Planlama Satın AlmaDijital Medya Planlama Satın Alma
Dijital Medya Planlama Satın Alma
 
Geleneksel ve Dijital Pazarlama
Geleneksel ve Dijital PazarlamaGeleneksel ve Dijital Pazarlama
Geleneksel ve Dijital Pazarlama
 
documents-ulkerbiskuvi-pdf-ulker biskuvi-management_presentation
documents-ulkerbiskuvi-pdf-ulker biskuvi-management_presentationdocuments-ulkerbiskuvi-pdf-ulker biskuvi-management_presentation
documents-ulkerbiskuvi-pdf-ulker biskuvi-management_presentation
 
Kriz Yönetimi Örnek Vaka Analizi
Kriz Yönetimi Örnek Vaka AnaliziKriz Yönetimi Örnek Vaka Analizi
Kriz Yönetimi Örnek Vaka Analizi
 
Cisco vaka analizi
Cisco vaka analiziCisco vaka analizi
Cisco vaka analizi
 
SWOT VE PEST ANALİZİ - ÜLKER / YILDIZ HOLDİNG
SWOT VE PEST ANALİZİ - ÜLKER / YILDIZ HOLDİNGSWOT VE PEST ANALİZİ - ÜLKER / YILDIZ HOLDİNG
SWOT VE PEST ANALİZİ - ÜLKER / YILDIZ HOLDİNG
 

Similar to Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

Sürdürülebilir markalar olmak
Sürdürülebilir markalar olmakSürdürülebilir markalar olmak
Sürdürülebilir markalar olmak
Zafer Teber
 
Sürdürülebilirlik ve İtibar
Sürdürülebilirlik ve İtibar  Sürdürülebilirlik ve İtibar
Sürdürülebilirlik ve İtibar
nursenaunalan
 
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve İnsan Kaynakları Uygulamaları
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve İnsan Kaynakları UygulamalarıKurumsal Sosyal Sorumluluk ve İnsan Kaynakları Uygulamaları
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve İnsan Kaynakları Uygulamaları
Özkan Gözütok
 
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Türkiye Örneği
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Türkiye ÖrneğiKurumsal Sosyal Sorumluluk ve Türkiye Örneği
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Türkiye Örneği
YILDIR YILDIRIM
 
Mobil Teknoloji Toplumun ve Doğanın Hizmetinde
Mobil Teknoloji Toplumun ve Doğanın HizmetindeMobil Teknoloji Toplumun ve Doğanın Hizmetinde
Mobil Teknoloji Toplumun ve Doğanın Hizmetinde
Optimist Dergi
 
Sosyal Sorumluluk Sunumu
Sosyal Sorumluluk SunumuSosyal Sorumluluk Sunumu
Sosyal Sorumluluk SunumuMerve Şahin
 
Sürdürülebilir kalkınma.docx
Sürdürülebilir kalkınma.docxSürdürülebilir kalkınma.docx
Sürdürülebilir kalkınma.docx
MustafaBirtek1
 
Sosyal sorumluluk projeleri sunumu
Sosyal sorumluluk projeleri sunumuSosyal sorumluluk projeleri sunumu
Sosyal sorumluluk projeleri sunumuhubbudunya
 
Ecogard Io4 unit 3 inclusive social enterprise development tr v2
Ecogard Io4 unit 3 inclusive social enterprise development tr v2Ecogard Io4 unit 3 inclusive social enterprise development tr v2
Ecogard Io4 unit 3 inclusive social enterprise development tr v2
Karel Van Isacker
 
Ecogard Io4 unit 3 inclusive social enterprise development tr v2
Ecogard Io4 unit 3 inclusive social enterprise development tr v2Ecogard Io4 unit 3 inclusive social enterprise development tr v2
Ecogard Io4 unit 3 inclusive social enterprise development tr v2
Education PowerPoints
 
Sosyal sorumluluk
Sosyal sorumlulukSosyal sorumluluk
Sosyal sorumlulukBHadiye
 
Kurumsal sosyal sorumluluk
Kurumsal sosyal sorumlulukKurumsal sosyal sorumluluk
Kurumsal sosyal sorumlulukFadil Boz
 
INSAN KAYNAKLARI ACISINDAN KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
INSAN KAYNAKLARI ACISINDAN KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUKINSAN KAYNAKLARI ACISINDAN KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
INSAN KAYNAKLARI ACISINDAN KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
SelmaAYDIN3
 
Işletmelerde karar verme sürecinde popilasyon ekolojisinden yararlanılması
Işletmelerde karar verme sürecinde popilasyon ekolojisinden yararlanılmasıIşletmelerde karar verme sürecinde popilasyon ekolojisinden yararlanılması
Işletmelerde karar verme sürecinde popilasyon ekolojisinden yararlanılmasıEmRe Çeviяme
 
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Kurumsal Sosyal SorumlulukKurumsal Sosyal Sorumluluk
Kurumsal Sosyal SorumlulukInanc Alikilic
 
Vizyon 2050: İş Dünyası için Yeni Gündem
Vizyon 2050: İş Dünyası için Yeni GündemVizyon 2050: İş Dünyası için Yeni Gündem
Vizyon 2050: İş Dünyası için Yeni Gündem
teknoport
 

Similar to Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması (20)

Sürdürülebilir markalar olmak
Sürdürülebilir markalar olmakSürdürülebilir markalar olmak
Sürdürülebilir markalar olmak
 
Sürdürülebilirlik ve İtibar
Sürdürülebilirlik ve İtibar  Sürdürülebilirlik ve İtibar
Sürdürülebilirlik ve İtibar
 
Kurumsal yönetm
Kurumsal yönetmKurumsal yönetm
Kurumsal yönetm
 
Kurumsal
KurumsalKurumsal
Kurumsal
 
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve İnsan Kaynakları Uygulamaları
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve İnsan Kaynakları UygulamalarıKurumsal Sosyal Sorumluluk ve İnsan Kaynakları Uygulamaları
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve İnsan Kaynakları Uygulamaları
 
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Türkiye Örneği
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Türkiye ÖrneğiKurumsal Sosyal Sorumluluk ve Türkiye Örneği
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Türkiye Örneği
 
Mobil Teknoloji Toplumun ve Doğanın Hizmetinde
Mobil Teknoloji Toplumun ve Doğanın HizmetindeMobil Teknoloji Toplumun ve Doğanın Hizmetinde
Mobil Teknoloji Toplumun ve Doğanın Hizmetinde
 
Sosyal Sorumluluk Sunumu
Sosyal Sorumluluk SunumuSosyal Sorumluluk Sunumu
Sosyal Sorumluluk Sunumu
 
Sürdürülebilir kalkınma.docx
Sürdürülebilir kalkınma.docxSürdürülebilir kalkınma.docx
Sürdürülebilir kalkınma.docx
 
Sosyal sorumluluk projeleri sunumu
Sosyal sorumluluk projeleri sunumuSosyal sorumluluk projeleri sunumu
Sosyal sorumluluk projeleri sunumu
 
Ecogard Io4 unit 3 inclusive social enterprise development tr v2
Ecogard Io4 unit 3 inclusive social enterprise development tr v2Ecogard Io4 unit 3 inclusive social enterprise development tr v2
Ecogard Io4 unit 3 inclusive social enterprise development tr v2
 
Ecogard Io4 unit 3 inclusive social enterprise development tr v2
Ecogard Io4 unit 3 inclusive social enterprise development tr v2Ecogard Io4 unit 3 inclusive social enterprise development tr v2
Ecogard Io4 unit 3 inclusive social enterprise development tr v2
 
Sosyal sorumluluk
Sosyal sorumlulukSosyal sorumluluk
Sosyal sorumluluk
 
Kurumsal sosyal sorumluluk
Kurumsal sosyal sorumlulukKurumsal sosyal sorumluluk
Kurumsal sosyal sorumluluk
 
INSAN KAYNAKLARI ACISINDAN KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
INSAN KAYNAKLARI ACISINDAN KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUKINSAN KAYNAKLARI ACISINDAN KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
INSAN KAYNAKLARI ACISINDAN KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
 
Işletmelerde karar verme sürecinde popilasyon ekolojisinden yararlanılması
Işletmelerde karar verme sürecinde popilasyon ekolojisinden yararlanılmasıIşletmelerde karar verme sürecinde popilasyon ekolojisinden yararlanılması
Işletmelerde karar verme sürecinde popilasyon ekolojisinden yararlanılması
 
Yeşil inovasyon sunum
Yeşil inovasyon sunumYeşil inovasyon sunum
Yeşil inovasyon sunum
 
Yeşil pazarlama
Yeşil pazarlamaYeşil pazarlama
Yeşil pazarlama
 
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Kurumsal Sosyal SorumlulukKurumsal Sosyal Sorumluluk
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
 
Vizyon 2050: İş Dünyası için Yeni Gündem
Vizyon 2050: İş Dünyası için Yeni GündemVizyon 2050: İş Dünyası için Yeni Gündem
Vizyon 2050: İş Dünyası için Yeni Gündem
 

More from nursenaunalan

Güven ve Kurumsal İtibar
Güven ve Kurumsal İtibar  Güven ve Kurumsal İtibar
Güven ve Kurumsal İtibar
nursenaunalan
 
Dijital İtibar
Dijital İtibarDijital İtibar
Dijital İtibar
nursenaunalan
 
Şirketlerde Kri̇z Yöneti̇mi̇
Şirketlerde Kri̇z Yöneti̇mi̇Şirketlerde Kri̇z Yöneti̇mi̇
Şirketlerde Kri̇z Yöneti̇mi̇
nursenaunalan
 
Niccolo Machiavelli
Niccolo MachiavelliNiccolo Machiavelli
Niccolo Machiavelli
nursenaunalan
 
Türki̇ye’de kadinlarin son 10 yilda yasalar üzeri̇nde ki̇ etki̇leri̇
Türki̇ye’de kadinlarin son 10 yilda yasalar üzeri̇nde ki̇ etki̇leri̇Türki̇ye’de kadinlarin son 10 yilda yasalar üzeri̇nde ki̇ etki̇leri̇
Türki̇ye’de kadinlarin son 10 yilda yasalar üzeri̇nde ki̇ etki̇leri̇
nursenaunalan
 
Markalarin Di̇ji̇tal Dönüşümü
Markalarin Di̇ji̇tal DönüşümüMarkalarin Di̇ji̇tal Dönüşümü
Markalarin Di̇ji̇tal Dönüşümü
nursenaunalan
 
Kriz ve i̇tibar
Kriz ve i̇tibarKriz ve i̇tibar
Kriz ve i̇tibar
nursenaunalan
 
Plag Nedir?
Plag Nedir?Plag Nedir?
Plag Nedir?
nursenaunalan
 
Mağaza Gizli Müşteri Anket Örneği
Mağaza Gizli Müşteri Anket ÖrneğiMağaza Gizli Müşteri Anket Örneği
Mağaza Gizli Müşteri Anket Örneği
nursenaunalan
 
Dijital kaynaklarda nasıl arama yapılır?
Dijital kaynaklarda nasıl arama yapılır?Dijital kaynaklarda nasıl arama yapılır?
Dijital kaynaklarda nasıl arama yapılır?
nursenaunalan
 
Adidas ve Nike Content Marketing
Adidas ve Nike Content MarketingAdidas ve Nike Content Marketing
Adidas ve Nike Content Marketingnursenaunalan
 
Kuru Kahveci Mehmet Efendi
Kuru Kahveci Mehmet EfendiKuru Kahveci Mehmet Efendi
Kuru Kahveci Mehmet Efendinursenaunalan
 
Volkswagen
VolkswagenVolkswagen
Volkswagen
nursenaunalan
 
Efes pilsen 'Bira bu kapağın altındadır.'
Efes pilsen 'Bira bu kapağın altındadır.'Efes pilsen 'Bira bu kapağın altındadır.'
Efes pilsen 'Bira bu kapağın altındadır.'nursenaunalan
 
Anadolu Efes Projesi
Anadolu Efes ProjesiAnadolu Efes Projesi
Anadolu Efes Projesinursenaunalan
 

More from nursenaunalan (17)

Güven ve Kurumsal İtibar
Güven ve Kurumsal İtibar  Güven ve Kurumsal İtibar
Güven ve Kurumsal İtibar
 
Dijital İtibar
Dijital İtibarDijital İtibar
Dijital İtibar
 
Şirketlerde Kri̇z Yöneti̇mi̇
Şirketlerde Kri̇z Yöneti̇mi̇Şirketlerde Kri̇z Yöneti̇mi̇
Şirketlerde Kri̇z Yöneti̇mi̇
 
Niccolo Machiavelli
Niccolo MachiavelliNiccolo Machiavelli
Niccolo Machiavelli
 
Türki̇ye’de kadinlarin son 10 yilda yasalar üzeri̇nde ki̇ etki̇leri̇
Türki̇ye’de kadinlarin son 10 yilda yasalar üzeri̇nde ki̇ etki̇leri̇Türki̇ye’de kadinlarin son 10 yilda yasalar üzeri̇nde ki̇ etki̇leri̇
Türki̇ye’de kadinlarin son 10 yilda yasalar üzeri̇nde ki̇ etki̇leri̇
 
Markalarin Di̇ji̇tal Dönüşümü
Markalarin Di̇ji̇tal DönüşümüMarkalarin Di̇ji̇tal Dönüşümü
Markalarin Di̇ji̇tal Dönüşümü
 
Kriz ve i̇tibar
Kriz ve i̇tibarKriz ve i̇tibar
Kriz ve i̇tibar
 
Plag Nedir?
Plag Nedir?Plag Nedir?
Plag Nedir?
 
Mağaza Gizli Müşteri Anket Örneği
Mağaza Gizli Müşteri Anket ÖrneğiMağaza Gizli Müşteri Anket Örneği
Mağaza Gizli Müşteri Anket Örneği
 
Dijital kaynaklarda nasıl arama yapılır?
Dijital kaynaklarda nasıl arama yapılır?Dijital kaynaklarda nasıl arama yapılır?
Dijital kaynaklarda nasıl arama yapılır?
 
The Body Shop
The Body Shop The Body Shop
The Body Shop
 
Adidas ve Nike Content Marketing
Adidas ve Nike Content MarketingAdidas ve Nike Content Marketing
Adidas ve Nike Content Marketing
 
Mobil Reklam
Mobil ReklamMobil Reklam
Mobil Reklam
 
Kuru Kahveci Mehmet Efendi
Kuru Kahveci Mehmet EfendiKuru Kahveci Mehmet Efendi
Kuru Kahveci Mehmet Efendi
 
Volkswagen
VolkswagenVolkswagen
Volkswagen
 
Efes pilsen 'Bira bu kapağın altındadır.'
Efes pilsen 'Bira bu kapağın altındadır.'Efes pilsen 'Bira bu kapağın altındadır.'
Efes pilsen 'Bira bu kapağın altındadır.'
 
Anadolu Efes Projesi
Anadolu Efes ProjesiAnadolu Efes Projesi
Anadolu Efes Projesi
 

Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

  • 1. 1 NUR SENA ÜNALAN PUB 513 Kurumsal Sürdürülebilirliğin Önemi ve Yıldız Holding’in Çevresel Sürdürülebilirlik Kapsamında Yaptığı Projelerin İncelenmesi Gelişen teknoloji ve imkanlar dahilinde insan hayatı her geçen gün değişime uğramaktadır. Bu değişimden sadece insanlar değil aynı zamanda içinde bulunduğumuz ekosistemde etkilenmektedir. Rekabetin artık sadece piyasalarda yaşanmadığı, müşterilerini kendine bağlayarak tercih edilebilir bir marka olmak isteyen şirketler için kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik gittikçe önem kazanmaktadır. Sürdürülebilirlik kapsamında bu raporda sürdürülebilirliğin günümüzde artan önemi, kurumsal sürdürülebilirlikte karşılaşılaşılan problemler ve Yıldız Holding’in çevresel sürdürülebilirlik alanında yapmış olduğu çalışmalar incelenecektir. Giriş “Günümüzün değişen rekabet şartları şirket faaliyetlerinin şirketin sürdürülebilir kılınma çabalarıyla paralel bir yapıya oturtulması gereğini ortaya çıkarmıştır. Sürdürülebilir kalkınma modern ekonomik kalkınmanın ekolojik yıkım, sosyal eşitsizlik, gelecek nesillerin ihmali gibi birbiriyle bağlantılı olan problemlerine çözüm üretmeye çalışan bir yapıyı temsil eder. Bu problemlerin oluşmasında firmaların katkısının çok fazla olduğunu söylemek mümkündür. Önemli olan hem işletme içi, hem de işletme dışı tetikleyiciler sonucu meydana gelen bu problemleri çözmek için alınacak önlemleri belirlemek ve uygulamaya geçirmektir. Şirketleri sürdürülebilir olmaya zorlayan bazı güçlerin olduğu kesindir. Bu güçlerin kimisi şirketlerin maddi kaygılarından kaynaklanırken, kimisi de kurumsal bir kimlik oluşumunda gerekli olduğu düşünülen sosyal sorumluluk duygusu içeriklidir. Ama şirketleri sürdürülebilir olmaya zorlayan güçlere iktisadi bir bakış açısıyla yaklaşıldığında; şirketler birer ticari kuruluştur ve tüm ticari kuruluşların öncelikli
  • 2. 2 amacı “KAR” dır. Bu bakış açısına göre şirketlerin çevresel dejenerasyonun önlenmesi konusunda kendilerini sorumlu hissetmeleri, değişen tüketici alışkanlıklarına özellikle üretim ve pazarlama süreçlerinde yaptıkları inovasyonlarla karşılık vermeleri ya da küresel oluşum içerisinde diğer rakip firmalardan geri kalmamak adına sürdürülebilir bir vizyon sergilemek istemeleri; neticede kar maksimizasyonunu sağlamak amaçlıdır.”1 “Sürdürülebilir kalkınma; ekonomik büyüme ve refah seviyesini yükseltme çabalarını, çevreyi ve yeryüzündeki tüm insanların yaşam kalitesini koruyarak gerçekleştirme yöntemidir. Sürdürülebilir Kalkınma insan ve çevre merkezli olmak üzere iki ana başlık altında değerlendirilmektedir. Doğal çevreninin korunması kadar ekonomik ve sosyal kalkınmanın da birbirinden ayrılmaz parçalar olduğunu kabul etmektedir. Çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik sağlandığı takdirde sürdürülebilir gelişme gerçekleşebilmektedir. Yenilenemeyen enerji kaynakları yerine yenilenebilir enerji kaynaklarının verimli kullanımı ve doğaya karşı sorumlu davranılması çevresel sürdürülebilirliğin gereksinmelerini oluşturmaktadır. Doğal enerjinin verimli kullanımı sonucu ülke ekonomisinde gelişme gözlenir. Ekonomideki kalkınma sürdürülebilir ekonomi kavramını gerçekçi kılmaktadır. Çevreye duyarlı bir yaklaşımla yaşamanın sonucunda sağlıklı toplumlar oluşur. Sağlıklı toplumların ekonomik refah içinde yaşantısı sosyal sürdürülebilirlik olarak adlandırılmaktadır.”2 Küresel anlamda kamuoyunun sürdürülebilirlik kavramıyla tanışması Birleşmiş Milletler bünyesinde çalışan Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu’nun 1987 yılında yayımladığı “Ortak Geleceğimiz” isimli rapor sayesinde oluşmuştur. Bu rapore göre: "İnsanlık, gelecek kuşakların gereksinimlerine cevap verme yeteneğini tehlikeye atmadan, günlük ihtiyaçlarını temin ederek, kalkınmayı sürdürülebilir kılma yeteneğine sahiptir." Günümüzde gittikçe artan popülasyondan dolayı doğal kaynaklar hızla tükenmektedir. Gelişen teknoloji ile şirketlerin yapabileceklerinin artmasıyla birlikte topluma karşı olan sorumluluklarıda artmıştır. Rekabetin artık sadece maddi olarak yaşanmadığı 1 http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf sayfa 227 2 https://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%BCrd%C3%BCr%C3%
  • 3. 3 günümüzde şirketler sosyal sorumluluklarının da farkına vararak çeşitli proje çalışmaları yapmaktadırlar. Hazırlanan projeler kapsamında sürdürülebilirlik bir bütün olarak algılanıp, uzun vadeli planlar ile yönetilmelidir. Bireysel olarak sürdürülebilirliğe katkı sağlamak istersek; insanların binlerce yıldır yaşayarak, keşfederek öğrendiği bilgileri doğru kullanarak, daha adil ve sürdürülebilirliği olan bir yaşamı istememiz ve buna sahip olmamız mümkündür. Çevrenin korunması tüm ulusların paylaştığı bir sorumluluktur. Bu alandaki ulusal ve bölgesel çabaları desteklemekle beraber, daha geniş ölçüde ortak hareket etme ivedi gereksinimini de görmeliyiz. “Sürekli ve dengeli kalkınmanın gerçekleşebilmesi için çevre koruma, kalkınma sürecinin entegre bir parçasını oluşturacaktır, ayrı olarak düşünülemez.”3 Kurumsal Sürdürülebilirlik Nasıl Başladı? “20. yy’ın sonları ve içinde bulunduğumuz yüzyıl; özellikle işletmelerin amaçlarının ne olması gerektiği yönünde bir değişimin yaşanmasına sebep olmuştur. İşletmenin bir ticari kuruluş olması nedeniyle muhasebe karını artırmaya yönelik her türlü faaliyeti doğru kabul eden anlayış, yerini bu organizasyonun ekonomik karlılığını artırıcı faaliyetleri ön plana çıkaran değerlerin kabul edilip uygulanmasına bırakmak zorunda kalmıştır. Bir başka ifadeyle geçmişin sadece finansal içerikli beklentileri, yerini sosyal içerikli beklentilere bırakmıştır. Aslında mali beklentiler tam olarak kaybolmamış; sosyal içerikli, çevreyi ve toplumsal değerleri koruyan, gözeten, sorumluluk bilinci yüksek uygulamalara yer veren işletmelerin; yeni düzendeki rekabet şansları artmıştır. Sürdürülebilir kalkınma, modern dünyada hem etik, hem sosyal hem de teknolojik bir takım sorunları içine alan bir kavram olarak kabul edilmekte olsa da; nadiren kurumsal bir sorun olarak değerlendirilmektedir (Hoverstadt ve Bowling, 2005:131). Oysa ki sürdürülebilirlik, peşi sıra uzun ömürlülük kavramını da getirdiği için, ekonomik faaliyetlerin yaratıcı boyutu içerisinde yer alan kurumların da uzun ömürlü olması ve aldıkları kararlarla sürekli canlı bir yapıyı ortaya koymaları şarttır. İşletmeler ve rekabet arasındaki ilişkileri inceleyen literatürde genelde 2 temel soruya cevap aranmaya çalışılır: 3 http://www.bilgiustam.com/surdurulebilirlik-nedir/
  • 4. 4 1) Bazı kuruluşlar neden diğerlerine göre daha başarılı bir şekilde rekabet ederler? 2) Kuruluşlar rekabet avantajlarını sürdürülebilir kılmak için ne yapabilirler? Teece ve arkadaşları (1997:509) Porter'ın rekabet gücü yaklaşımı da dahil, stratejik literatürün rekabet ortamı ve stratejik uyuşmazlıklar konusuna odaklandığını ve bu nedenle diğerlerinden daha başarılı olduklarını ve sürdürülebilir rekabet avantajının nasıl geliştirilebileceği konusunda kuruluşlara yardımcı olmadıklarını belirtmektedir. Oysa Killen ve arkadaşları (2008:337) işletmelerin rekabet başarısını anlamak için; dışsal odaklı öneriler yerine içsel odaklı öneriler sunan örgütsel avantaj modellerinden ya da kaynak tabanlı görüşten yararlanılabileceğine vurgu yapmaktadır”4 Gelecek İçin Sürdürülebilirlik! “Yenilik peşindeki markalar, piyasadaki artan rekabetle birlikte doğaya duyarlı olup tüketicinin ilgisini çekmeye çalışırken bu tavırlarını sosyal sorumluluk bilinci göstererek değişik boyutlara ulaştırabiliyorlar. Mevcut dönemin trendleri arasına giren “sürdürülebilirlik” kavramı, firmaları “fark yaratmaya” doğru koşar adım sürüklüyor. Sınırlı kaynakları verimli düzeyde kullanmaya çalışan üreticiler, sürdürülebilirlik çalışmaları yaparken tüketicilere de adeta ortaklık teklif ediyorlar. Geleceğini güvence altına almayı hedefleyen bilinçli bireylerde doğa dostu ürünleri seçiyor. Günümüzde sürdürülebilirlik önemi geç algılanmış ancak gelişme göstererek ilerleyen bir kavram. Bu kavram, geleceğini bilinçli bir şekilde tasarlayan ve koruyan kimselerin can simidi olacak projelerin çıkış noktası olacak gibi görünüyor. Eğer Dünya insanların yuvası olmaya devam etmeliyse, bu amaca ancak sürdürülebilir bir alt yapı hazırlayarak destek olabiliriz. Dünya’da kalıcı olmak, doğayı her daim kullanabilmek çevresel temizliğe önem verirler, kısıtlı kaynakların verimli bir şekilde kullanılmasıyla gerçekleşebilir. Yani en kısa açıklamasıyla “ günü kurtarmak yerine yarın için pozitif değerler simgeleyen çalışmalar yapmak” sürdürülebilirlik için atılan bir adımı temsil eder. Doğayı temel alarak sürdürülebilirlik çalışmalarını değerlendirmek eksik bir yaklaşımı temsil eder. Firmalar çalışanlarının verimliliğini, müşterileriyle iş birliği yapabilmeyi ve 4 http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf sayfa 228
  • 5. 5 en önemlisi geleceği önemsemeyi, gelecek farkındalığını geniş kitlelere aşılamayı göz önünde bulundurmalılar. Eğer bu noktalar doğrultusunda çizilen bir yolun varlığı söz konusuysa, bu durumun etkileri finansal, çevresel, toplumsal ve global düzeylerde başarı elde edilecektir.” 5 Sürdürülebilirlik, özellikle son yıllarda gerek ülkemizde gerekse küresel olarak önemini gittikçe arttırmakla beraber hayatımızı doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemektedir. Sürdürebilirlik doğru stratejiler ile uygulandığında; şirketin büyümesi, sermayeyi çekmesi, marka konumlandırması yapmasını, daha tercih edilir bir marka olması ve mevcut müşterilerini koruduğunu söylemek mümkündür. Son yıllara kadar bir çok kurum ve kuruluş, bu alandaki çalışmalara kaynak yaratmayı gereksiz buluyordu. Bunun en önemli nedeni konuyla ilgili algı eksikliğidir. Esasında bir kurum sürdürülebilirlik çalışmalarına kaynak yaratarak çevresel, ekonomik ve sosyolojik nedenlerden kaynaklı riskleri yönetebilir, fırsatları değerlendirebilir, uygun stratejiler geliştirebilir, konumlandırma yapabilir, rekabet avantajı ile sermayeye ulaşım sağlayabilir. Markalar böylelikle bulundukları sektördeki konumlandırmalarıyla yerlerini sağlamlaştırmaktadırlar. “Tıpkı dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de bu konu ile ilgili duyarlılıklar artarak devam etmektedir. Örneğin Borsa İstanbul’da (BIST), geçtiğimiz yıl kurulan Sürdürülebilirlik endeksinde BIST 30’dan 15 firma yer almakta. BIST’in web sitesinde yeralan bilgiye göre, Kasım 2015 – Ekim 2016 dönemi için değerlendirmeye tabii şirketler listesinde 50 firma yer alıyor. BIST, Endeks’in katkılarını şöyle açıklıyor: “Endeksin hesaplanmaya başlanmasıyla kurumsal risklerini ve fırsatlarını etkin bir şekilde yöneten şirketlere rekabet avantajı sağlanırken, şirketlere sermaye çekmek ve finansman sağlamak amacıyla üzerine yeni yatırım ürünleri geliştirilebilen, yatırım yapılabilir bir endeks ortaya çıkmış olmaktadır.” Endeks, yatırımcılar için sürdürülebilirlik ve kurumsal sosyal sorumluluk ilkelerini benimseyen şirketleri ayırt edip bu şirketlere yatırım yapmalarını sağlayacak bir araç, varlık yöneticileri için sürdürülebilirlik ilkelerine dayalı fonlar, borsa yatırım fonları ve yapılandırılmış ürünler gibi çeşitli finansal ürünler çıkarmaları için bir gösterge sunmaktadır. 5 http://www.gencfuturistler.org/haberler/gelecek-icin-surdurulebilirlik/
  • 6. 6 Sadece Borsa’da yaşanan yenilikler değil, aynı zamanda TC Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ciddi girişimler ve kararnameler çıkarılmış ve çıkarılmaya devam etmektedir. 2012 yılında Resmi Gazete’de yayınlanan bir karar ile bakanlık “Sera Gazı Emisyonlarının Takibine İlişkin Yönetmelik” yayınlamıştır. Yönetmelikte şu an için belirli sektörler yer alsada, ileriki yıllarda bu sayının artacağını söyleyebiliriz.”6 Bu girişimlerin en önemli sebebi Karbon piyasası, borsaları olarak biliniyor. Dünyanın en büyük borsalarında işlem gören Karbon’un Türkiye’de de işlem görmesi için Dünya Bankası tarafından ülkemize 3 milyon USD değerinde hibe desteği sağlanmıştır. İstanbul Uluslararası Finans Merkezi’nin de hedefleri arasında da Karbon piyasası yer almaktadır. Lakin Türkiye 2009’daki Kyoto Protokolü ile ilgili zamanlama sıkıntısı nedeni ile Gönüllü Piyasalarda yer almaktadır. Yani ülke olarak Kyoto’da belirlenen herhangi bir zorunluluğu ve yaptırımı şu an için bulunmuyor. Zorun piyasalara geçmesi (ki önümüzdeki günlerde bu konu ile ilgili girişimlerin olacağı ilan edilmiştir) bu süreçlerin tamamını hızlandırarak, kurumsallaşmasını sağlayacak. Bugüne kadar Karbon piyasalarında 170 milyar USD değerinde işlem gerçekleşmiştir. Türkiye’nin de içinde bulunduğu Gönüllü Piyasalarda ise 600 milyon USD civarında gerçekleşti. 2012 yılında Unilever’in yapmış olduğu “Karbon Ayak İzi” projesiyle çoğunlukla firmalar tarafından üretilen sera gazı miktarının çevreye zararı gözler önüne serilmiştir. “Karbon Ayak izi miktarı, karbondioksit cinsinden ölçülen ve insanlar, çoğunlukla firmalar tarafından üretilen sera gazı miktarı açısından çevreye verilen zararın ölçüsüdür. Küresel ısınmaya neden olan ve yüksek seviyelerde gezinen karbon ayak izi su kaynaklarımızın erkenden tükenmesine yol açabilecek etkili bir yapıya sahiptir. Global bazda karbon ayak izinin yüksek seviyelerde seyretmesine sebep olan ülkeler başta Çin olmak üzere, ABD, Avrupa Birliği, Rusya, Brezilya şeklinde sıralanabilir. Sıralanan ülkelerin ticaret potansiyellerine bakıldığında üretimin ve tüketimin maksimum düzeylerde olduğu sonucuna varabiliriz. 6 http://www.salom.com.tr/haber-94344-kurumsal_surdurulebilirlik__nedir_ne_degildir_.html
  • 7. 7 Türkiye açısından durumu değerlendirirsek doğaya zarar veren birçok firma, doğurdukları olumsuz sonuçları azaltabilmek adına iş stratejileri oluşturmaya çalışıyor. Unilever 2008-2009 yılları arasında 7 fabrikasında gerçekleşen CO2 salınımının azalmasına vesile olmuştur. 2008 yılında karbon salınımı 85,80 kg/ton iken 2009 yılında bu rakamlar 84,38 kg/ton düzeylerinde seyretmiştir. Söz konusu azalma tüketiciyle üreticinin ortaklaş hareket etmesinin bir eseri olup firmanın çevreye olan duyarlılığını da gözler önüne sermektedir. Günlük hayatta tükettiğimiz birçok ürünü ambalajından çıkartıyoruz ve söz konusu ambalajları atık olarak evimizden uğurlarken bu vedanın sonuçlarını hiç de umursamıyoruz. Ambalaj atıkları bitki düşmanı olmakla birlikte toprakta yaşayan birçok canlının da hayatının sonlanmasına neden olabilecek kadar tehlikeli materyaller barındırıyor. Yine bu konuyla ilgili olarak Türkiye’de yapılan bir çalışma ambalaj atıklarının azaltılması yolunda atılan adımların sevindirici haberlerini veriyor. 2009 yılında 411 ton Plastik, 222 ton Alüminyum, 15 ton Çelik-Teneke ve 20 ton Karton-Kağıt atığı Ar-Ge çalışmaları sonucu Unilever girişimiyle azaltıldı.” 7 “Küresel birçok firma sürdürülebilirliği iş süreçlerinin ve şirket stratejilerinin temel parçalarından biri haline getirmekte hatta reklam ve pazarlama faaliyetlerinde bu güncel terime hayli yer vermekte. Elbette gelişmiş ve refah seviyesi yüksek ülkelerde bu konu diğer ülkere nazaran daha dikkate değer olsa da, ülkemiz için tablo hiç de fena sayılmaz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2012 yılında yayınladığı bir raporda yer alan anket sonuçlarına göz atacak olursak: “Bir ürünün üretim aşamasında çevreye daha az zarar verdiğini bilinmesi, ürünün satın alınması için daha fazla ücret ödemeyi” yeterli kılmaktadır. Ankete katılan tüketicilerin yüzde 33,2’si bunu söylemiştir. Bu oran Batı da yüzde 43, Asya da yüzde 8 civarındadır. On bir yıl süren Harvard Üniversitesi’nin bir araştırmasına göre KSS (Kurumsal Sosyal Sorumluluk) ve Sürdürülebilirlik faaliyetleri gerçekleştiren firmalar, rakiplerine nazaran dört kat daha hızlı büyümektedir.”8 7 http://www.gencfuturistler.org/haberler/gelecek-icin-surdurulebilirlik/ 8 http://www.salom.com.tr/haber-94344-kurumsal_surdurulebilirlik__nedir_ne_degildir_.html
  • 8. 8 Sürdürülebilirlik, sadece çevre demek değil; ekonomi, toplum, çevre demektir. Boşa harcanan yatırım ve proje maliyetleri demek de değildir. Sürdürülebilirlik; iş süreçleri, kurumsal kimlik ve iletişim stratejisine entegre edilerek doğru stratejiler ile uygulandığında; şirketin büyümesi, sermayeyi çekmesi, marka konumlandırması yapmasını, daha tercih edilir bir marka olması ve mevcut müşterilerin aidiyetini artırmasını sağlayan; iş süreçlerinde kolaylaştırıcılık rolü sağlamakla kalmayıp, tasarruf ve geleceği yakalama fırsatlarını sağlayan önemli bir enstrümandır. Kurumsal Sürdürülebilirliğin Önemi “Sürdürülebilirlik kavramı geçen yüzyıla damgasını vuran, üzerinde en çok yazılan ve konuşulan kavramların başında gelmektedir. Sürdürülebilirlik kavram olarak; ekonomik kalkınma, sosyal kalkınma ve çevrenin korunması temalarını içerisinde barındırır. Ağırlıklı olarak ekonomik kalkınmayı çağrıştırması; sürdürülebilirliğin aslında ekonomik karar birimlerinin faaliyetleriyle doğrudan ilişkili olmasıyla alakalıdır. Ekonomik karar birimleri adını verdiğimiz; hane halkı, şirketler, devlet ve dış dünya, yeni ekonomik düzenle birlikte içerisine sivil toplum kuruluşlarını da almıştır. Sürdürülebilir kalkınma Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu'nun yaptığı tanımda "bugünün insan ihtiyaçlarının gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılama yeteneklerini feda etmeden karşılanabilmesi" (UN, 1987) olarak ifade edilmektedir. Oysa kurumsal sürdürülebilirlik, sürdürülebilir kalkınmanın sadece bir bölümünü içine alan -özellikle de üretimden sorumlu ekonomik karar birimleri olan- ticari işletmelerin devamlılığını ifade eden bir kavramdır. Dyllick ve Hockerts (2002:132) kurumsal sürdürülebilirliği, ekolojik ve sosyal sürdürülebilirliğin bir karması olarak ifade ederken, kurumların kısa vadeli kazançlar yerine, uzun vadeli kazanç amacına yönelmeleri gerektiğine de vurgu yapar. Yavuz'a göre (2010:64), sürdürülebilirlik kavramını ticari işletmeler için yorumlayacak olursak; işletmelerin üretim sürecinde çevreye verdikleri zararların giderilmesi amacıyla gerçekleştirdikleri strateji ve yaklaşımları, uzun vadede işletme devamlılığı için kullanmalarıdır. Fakat yine de günümüzün ekonomik karmaşasında ekonomik hayatın en önemli yapı taşını oluşturan ticari işletmelerin ekonomik faaliyetleri olmaksızın kalkınmanın sürdürülebilir kılınması mümkün değildir. Böyle bir durumda sürdürülebilirlik sadece kağıt üzerinde kalacaktır. Bu bağlamda sürdürülebilir kalkınmanın, ticari işletmelerin sürdürülebilirlik faaliyetleri ile yakın bir ilişkisi olduğu,
  • 9. 9 hatta bir neden-sonuç ilişkisi içinde bulunduklarını söylemek yanlış olmayacaktır. Tokgöz ve Önce'ye göre (2009:252) kurumsal sürdürülebilirlik için şirketlerin yeni bir iş yapma modeli öğrenmesinin ve kazanımlarını artırma yollarını düşünmelerinin yanında, geleceğe de yatırım yapmalarına gerek bulunmaktadır. Hahn ve Scheermesser' in (2006:2) de belirttiği gibi; ticari işletmelerin sadece üreten ve ekonomik değer yaratan birer kuruluş olmaları yeterli değildir; bu olağan faaliyetlerini sürdürürken ortaya çıkardıkları negatif dışsallıkları yok etmek ya da en aza indirmek için ellerinden geleni yapmaları gerekmektedir. Kurumsal sürdürülebilirliğin gelişimine, sürdürülebilir kalkınmanın katkısının iki açıdan olduğunu söylemek mümkündür (İMKB 2011:1). Bu katkılar; 1) Sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için şirketlerin hangi alanlarda yoğunlaşması gerektiği, 2) Sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleştirilmesi konusunda şirketlerin, hükümetin ve sivil toplumun ortak bir hedef oluşturmasının teşviki şeklinde kendisini gösterir. “Sürdürülebilir kalkınma teşvik edilirken kurumsal sürdürülebilirliğin bu teşviklerden pozitif dışsallık elde ettiği söylenebilir. Daha önce belirttiğimiz gibi sürdürülebilirlik tüm üretim faktörlerini içerisine almakta ve firma sürdürülebilirliği bunun sadece bir parçasını oluşturmaktadır. Sürdürülebilirlik adına atılan her adım, kurumsal sürdürülebilirlik için de önem arz eder. Bu bağlamda kurumsal sürdürülebilirlik, bir ülke içerisinde yer alan ve ekonomik bir amaca sahip kurumların, geleneksel büyüme kuramlarına bir alternatif olarak geliştirilen maddi manevi her türlü riski minimize etmeyi sağlayarak kurumları geleceğe daha sağlıklı aktarmayı hedefleyen bir yönetim anlayışıdır. 2010 yılında Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi'nin çeşitli ülkelerde faaliyet gösteren 766 şirketin CEO'su üzerinde gerçekleştirdiği araştırma sonuçlarına göre (İMKB, 2011:3-4) şirketleri kurumsal sürdürülebilirlik konusunda teşvik eden en etkin faktörler ise; 1) Artan marka değeri, güven ve itibarın, şirket karlılığını artırması, 2) Personel motivasyonunun artarak kar marjlarının yükselmesi, 3) İşletmelerin itibarının artmasıyla, kalifiye işgücü istihdamının kolaylaşması,
  • 10. 10 4) Toplumun gözünde elde edilen meşruiyet sayesinde rakiplere karşı rekabet üstünlüğünün elde edilmesi, 5) Uluslararası sorumlu yatırım şirketlerinden finansal destek sağlama imkanlarının kolaylaşması, 6) Bilinç düzeyi artan tüketicilerin değişen işletme talepleri şeklinde sıralanabilir.”9 Kurumsal sürdürülebilirliğin firmalar tarafından başarılı bir şekilde icra edilmesi, Bansal’a göre üç önemli gelişmenin tetikleyicisi olacaktır: 1) Çevresel Bütünlük: Şirketin yeni bakış açısı ile üretim sürecinde çevreye verilen zarar en az düzeye çekilecektir. Çevreyle dost üretim teknolojileri gelişecektir. 2) Sosyal Eşitlik: Şirketlerin sosyal sorumluluk projelerinin uygulanmasına verdikleri önem sayesinde, bireylerin kaynaklara eşit bir şekilde ulaşımı sağlanacaktır. 3) Ekonomik Refah: Gerek mevcut ürünlerle gerekse yeni ürünlerle üretimde etkinlik sağlanarak bir değer artışı yaratılacaktır. Bu bağlamda kurumsal sürdürülebilirlik ile elde edilecek gelişmeler sayesinde, sadece işletmeye ait değerlerde artış ve gelişmeler elde edilmeyecek, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma ve toplum adına da çok önemli adımlar atılmış olacaktır. Sürdürülebilirlik Kurumsal İtibari Nasıl Etkiler? “Kurumsal itibar işletme içerisinde ve dışarısında yer alan paydaşların işletme hakkındaki öngörülerinden oluşur (Özalp ve ark., 2010:100). Bir diğer ifadeyle paydaşların işletme ile ilgili değer yargıları toplamını anlatır. İşletmeler için kurumsal itibar artışı, artan rekabet gücü anlamına gelir ki; bu artış direk işletme paydaşlarının işletmeye olan bağımlılıklarının artışıyla ilişkilidir. Saylı ve Uğurlu’ya göre (2007:93) finansal risk yatırımcılarının firmaya eğilimlerindeki artış, bu firmaların kriz ortamlarından daha az etkilenmesi, devlet ve banka desteklerinden daha rahat yararlanabilmeleri, sektörel ortalamadan daha yüksek bir oranda kar elde etmeleri, çalışan verimliliğindeki artışlar gibi gelişmeler şirket rekabet gücü üzerinde olumlu bir etki yaratacaktır. Günümüzde kurumsal itibar en az işletmelerin birtakım finansal 9 OKUMUŞ, Kerem (2009) Yeni Bir İşletme Anlayışı: Kurumsal Sürdürülebilirlik,Sektörel Dernekler Federasyonu, 01.04.2009 tarihli yazı
  • 11. 11 çıktıları kadar önemli görülmektedir. Bu nedenledir ki işletmelerin birçoğu kurumsal itibarlarını artırmak adına birtakım çabalar sarf etmektedirler. Kurum itibarının artışında uygulanan sosyal sorumluluk projelerinin gerçekçiliğinin ve başarısının yeri oldukça fazla olacaktır. Özkol ve arkadaşları (2005:138) sosyal sorumluluk çalışmalarının kurumsal itibarı güçlendirdiğini ve faaliyet giderlerini azaltıcı, finansal performanslarını geliştirici ve marka değerlerini yükseltici bir yapı oluşturduğunu belirtmektedirler. Sarıkaya ve Oruç (2010:97) işletmelerin sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içerisinde bulunmalarının da işletme için itibar artıcı bir unsur olduğunu belirtirler. Çünkü sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içerisine giren işletmelerin yeni pazarlara girişi kolaylaşacak, bu sayede tanınırlığı ve aranılırlığı artacak, kalifiye personele ulaşma şansı yükselecek ve paydaşlarının güvenini teyit etmelerine imkan sağlayarak üstün rekabet gücüne kavuşması mümkün olacaktır. Bir işletmenin ekonomik sürdürülebilirliğinin sağlanmasında finansal kaynak ve beşeri sermayenin oldukça önemli bir rolü olduğu bilindiğine göre; kurumsal itibarın bu anlamda olumlu etkiler yarattığından bahsedilebilir. Sonuç itibariyle uygun şartlarda elde edilen finansal kaynaklar, istihdamında zorlukla karşılaşılmayan kalifiye personel, işletme adına pozitif bir rekabet gücünün oluşmasına destek olacaktır.”10 Sosyal Sorumluluk ile Kurumsal Sosyal Sorumluluk Arasındaki Fark Nedir? “Sosyal sorumluluk ve kurumsal sosyal sorumluluk kavramları birbirinden farklı anlamlar içerir. Sosyal sorumluluk tüketiciyi aldatmamak, tüketici haklarına saygılı olmak, adil olmak gibi iş etiğine uygun davranışları bünyesinde barındırırken (Kotler and Lee, 2008:2-3); kurumsal sosyal sorumluluk kavramında ise işletmelerin paydaşlarına karşı sorumluluklarında gönüllü bir şekilde çalışmaları ve istekli olmaları ön plana çıkmaktadır ve işletme ve paydaşları ortak bir veya birkaç amaç için bir araya gelirler (Orçan, 2007:27-38). Bir ekonomik karar birimi olarak değerlendirilen işletmelerin artan küresel rekabet ortamında her daim varlıklarını sürdürebilmeleri, bu yeni ekonomik düzene en kısa sürede adapte olmalarıyla mümkün olacaktır. İşte bu bağlamda işletmelerin sürdürülebilirliğinde paydaşlarla ilişkiler önemli bir rol oynamaktadır (Sarıkaya, 2009:41). Paydaş “işletmenin hedeflerine ulaşmasını 10 http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf sayfa 235
  • 12. 12 etkileyebilen ve bu hedeflere ulaşmasından etkilenen bireyler ve/veya gruplar” olarak açıklanabilir (Sarıkaya, 2009:42). Carroll ve Buchholtz (2000:66-69) işletme paydaşlarını birincil (hissedarlar, çalışanlar, yöneticiler, müşteriler, tedarikçiler ve işletme ortakları) ve ikincil (hükümet ve düzenleyicileri, sivil toplum kuruluşları, sosyal baskı grupları, diğer ticari kuruluş ve rakipleri) paydaşlar olarak sınıflandırırken; Özalp (2001:10-13) işletme paydaşlarının iç (işletme çalışanları, ve sahipleri) ve dış (müşteriler, sendikalar, tedarikçiler, dağıtımcılar, hükümet ve yerel yönetimler) paydaşlar şeklinde de değerlendirildiğinden bahsetmektedir. Hitt ve arkadaşları ise (2005:23-26) paydaşları; sermaye piyasası paydaşları (hissedarlar ve işletme sermayesini oluşturanlar), ürün piyasası paydaşları (müşteriler, tedarikçiler, işgücü sendikaları) ve örgütsel paydaşlar (tüm işletme çalışanları) olarak 3 grupta ele almaktadırlar. Ne tür bir paydaş sınıflandırması kabul edilirse edilsin, işletmelerin paydaşları oldukça büyük bir grubu anlatmakta ve bu gruba karşı her daim sorumlulukların varlığı da kaçınılmaz olmaktadır. Kurumsal sosyal sorumluluk işletmelerle işletme paydaşları arasındaki karşılıklı bağımlılık ilişkilerinin bir sonucu olarak ortaya çıkarken (Werther ve Chandler, 2006:6), işletmeler sosyal sorumluluklarını ekonomik, yasal, etik ve gönüllü zorunluluk olarak takip etmek zorunda kalmaktadırlar (Caroll, 1979:499). Özellikle 1990'lı yılların sosyal sorumluluk kavramının hızla geliştiği yıllar olduğu kabul edilir ki, bu yıllarda sosyal sorumluluk gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomileri için öncelikli gündem maddesi oluşturmuştur (Akgeyik, 2010:72). İçinde bulunduğumuz koşullar dahilinde işletmelerin içeriği çok güzel bir şekilde oluşturulmuş, alabildiğine renkli sosyal sorumluluk projeleriyle paydaşlarını peşinden sürüklemesi çok zordur. Mesela paydaş gruplarından birisi olan müşteriler; ürün kalitesi, fiyat, bulunurluk ve hizmet hakkında daha fazla bilgi sahibi olduklarından, irtibata geçtikleri işletmeler konusunda daha fazla seçici davranmaktadırlar (Özalp ve Arkadaşları, 2008:74). İşte bu seçicilik günümüzün modern işletmelerinin toplumla karşılıklı güven ilkelerine dayalı düzgün ilişkiler geliştirmesine ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç duyulan güvenin oluşmasında da şirket stratejilerinin ve devlet politikasının birlikteliği ve uyum içinde teşekkülü şarttır. Görülen odur ki; özellikle 1990'lı yıllarda sosyal içerikli program ve projelere daha fazla yatırım yapan işletmeler daha başarılı olmuşlardır (CIPD, 2002:4). Hatta kurumsal sosyal sorumluluk 1990 sonrasına taşınarak örgütler
  • 13. 13 açısından adeta bir zorunluluk haline gelmiş; Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Dünya Bankası ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı gibi kuruluşların bünyelerinde kurumsal sosyal sorumlulukla ilgili birimler oluşturulmuştur (Balı ve Cinel, 2011:49).” 11 Carroll (1991:42) işletmelerin sosyal sorumluluk projelerine bakış açılarının dört şekilde olduğundan bahseder ki, bu bakış açılarını bir piramit yardımıyla sınıflandırmaktadır: “Şirketler ilk kuruldukları dönemde sosyal sorumluluğu ekonomik yönüyle görürler ve karlılık onlar için en önemli unsurdur. Biraz zaman geçtikten sonra sosyal sorumluluk anlayışları kanunlara uygun, yasal yönü ağır basan bir yapıya bürünmeye başlar. Olgunlaşmaya başlayan şirketlerde ise ahlak yönlü, dürüstlüğü ve adilliği ön plana çıkaran bir sosyal sorumluluk anlayışına geçilir. Şirket tam anlamda olgunlaştığında ise sosyal sorumluluk, artık hayırseverlik yönlü; kurumsal bir vatandaş örneği sergileyen bir yapı üzerine oturur. Sosyal sorumluluk projelerinin etkin bir şekilde uygulanması sonucunda tüm paydaşlar için vazgeçilmez bir yapı oluşması ve firmanın bu sayede üstün bir rekabet gücü elde etmesi mümkün olacaktır. Şirketlerin gelişen sosyal sorumluluk anlayışı sayesinde, toplumların, sürdürülebilir kalkınmanın 11 http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf sayfa 234
  • 14. 14 gerekliliğine olan inançları yükselecek, bilinçli bir toplumun oluşmasıyla da kurumsal sürdürülebilirlik tam anlamıyla ekonomik sürdürülebilirliğe taşınabilecektir.” 12 Kurumsal Sürdürülebilirlikte Karşılaşılan Sorunlar Kurumların sürdürülebilirliğinde önemli olan ve ön plana çıkan kavramlar genel itibariyle yaptığımız çalışma içerisinde değerlendirilmiştir. Aslında bu değerlendirme, "kurumları sürdürülebilir kılmak için neler yapılabilir" bağlamında yapılmıştır. Olaya diğer açıdan yaklaştığımızda da kurumsal sürdürülebilirlik için çalışırken karşılaşılan sıkıntıların neler olduğu ve bu problemlerle nasıl mücadele edilebileceği de kısaca açıklanmalıdır. Chung ve arkadaşları (2011: 221) kurumların, sürdürülebilirlik ile ilgili olarak karşılaştıkları en önemli sıkıntının etkin olmayan insan gücü ve sınırlı kaynak kökenli olduğunu belirtmektedirler. Zayıf ve dirayetsiz bir yönetimin varlığı, insan gücü ve kaynak yapısındaki problemleri şirketin yüz yüze kaldığı acil durumlarda daha da etkisiz bir yapıya büründürmektedir (Chung ve ark., 2011:221). Örgütü oluşturan üyeler arasında sürekli bir uyumun görülmesi mümkün değildir. Özellikle de örgütün zorluklarla karşılaştığı, problemler yaşadığı dönemlerde, örgüt içinde farklı seslerin yükselmesi kaçınılmazdır. Hatta örgüt liderinin zayıflığı farklı ses sayısını artırıcı bir rol oynayacaktır. Bu zayıflıklar örgüt içinde istihdam edilen personelle ilgili olarak ortaya çıkan sıkıntılardır. Oysa bir örgütün rakipleriyle olan ilişkilerinde, yanlış yönetim kararları neticesinde yaşadığı problemler de vardır. Gerekçesi belli olmayan örgüt amaçları, örgütün rolünü tam olarak benimseyememiş olması, kötü iletişim ve koordinasyon sonucunda işbirliğinde yaşanan belirsizlikler, etkin olmayan kaynak tahsisleri, üretim alanındaki şiddetli rekabet gibi sıralanabilecek bazı özellikler, örgütlerin kurumsal sürdürülebilirliklerini olumsuz yönde etkilemektedir (Chung ve ark., 2011:222). İşletmelerin kurumsal sürdürülebilirlik konusunda karşılaştıkları sıkıntıların temelde ekonomik ve yönetim kaynaklı olduğu görülmektedir. Ekonomik sorunlar, üretim faktörlerinin hem yetersizliği, hem verimsizliği, hem de etkin kullanılamaması kaynaklı olarak ortaya çıkmaktadır. Yönetimsel sorunlar ise temelde işletme içi iletişim sıkıntısından ve yöneticilerin düşük kabiliyetlerinden kaynaklanan bir yapı gösterir. Şirketlerin rekabet problemleri ise hem ekonomik, hem yönetimsel hem de hukuki bir özellik taşıyabilir. Bu bağlamda rekabet gücü üzerinde olumlu etki 12 http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf sayfa 236
  • 15. 15 yaratan güç ise; entelektüel sermayenin mevcudiyetinin yanı sıra, haksız rekabete izin vermeyen güçlü bir hukuk sisteminin varlığı olmaktadır. Bowden ve arkadaşları (2001) bir kurumun sürdürülebilirliğinde karşılaşılan sorunlarla mücadelede, tüm işletme paydaşlarının motivasyonun ve farkındalığının çevresel ve ekonomik performans kadar önemli olduğunu kabul eder ve kurumsal sürdürülebilirlik engelleri ile mücadelede, öğrenme ve değişme kabiliyetine ihtiyaç duyan örgütlerin durumlarını yeniden gözden geçirmelerinin gerekliliğine işaret eder.”13 Kurumlarda yaşanan iş değişiklikleri sürdürülebilir projeleri etkileyebilmektedir. Örneğin bir önceki yöneticiyle takımın kurmuş olduğu iletişim, yeni yönetici ile kurulamadığında ya da mevcut yöneticiyle kurulamıyorsa bu projede sorunları beraberinde getirecektir. Çok seslilik her ne kadar daha çok yaratıcı düşünceyi getirsede zaman zaman sürecin uzamasına hatta aksamasına bile yol açabilmektedir. Bu yüzden yöneticinin bu durumlarda iyi bir moderatör olarak hem zamanı hem de takım çalışanlarını aktif ve iyi bir şekilde yönetmesi gerekmektedir. “Günümüzde toplumun işletmelerden olan beklentileri geçmişe kıyasla değişmiştir. Değişen bu beklentiler işletmeleri yeni arayışlara yönlendirmektedir. Bu arayışlara yön veren en önemli kavramsa sürdürülebilirlik olmaktadır. İşletmeler için sürdürülebilirlik kavramı “kurumsal sürdürülebilirlik” şeklinde yeni bir boyut kazanmaktadır. Şirketler çevrelerinde olup biten her türlü ekonomik, sosyal ve hatta kültürel oluşumdan büyük oranda etkilenirler. Örgütlerin yakın çevrelerinde yer alan sivil toplum kuruluşları, devlet ve bu kurumlar arasındaki işbirliği iyi çalıştığı zaman tüm kaynakların kullanımında optimum etkinlik elde edilmiş olacaktır. Bu kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği konusunda yaşanan sıkıntıların en önemli sebebi, kurum ve kuruluşların sürekli karşı karşıya kaldıkları değişiklikler, uğraşması zor olan bürokratik karmaşa, karşılıklı destek isteği olarak ifade edilmektedir. Günümüzün modern işletmeleri sürdürülebilir karlılık için; ekonomik, ekolojik ve sosyal çerçevede pek çok sürdürülebilirlik kriterini stratejik planlarının bir parçası olarak görmeye başlamıştır. Bu yapısal değişimin tüm ülke ekonomisinde yer alan kurum ve kuruluşlara yansıtılması ise, kamu otoritelerinin sürdürülebilirlik kavramına daha kurumsal bir açıdan bakmasıyla ve politik uygulamaları bu doğrultuda regüle etmesiyle mümkün 13 http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf sayfa 238
  • 16. 16 olabilecektir. Bu anlamda kamusal bağlamda yapılabilecekleri; sıkı mali disiplin, güçlü bankacılık sektörü ve iktisadi, siyasi ve hukuki reformlar şeklinde özetlemek mümkündür.” 14 YILDIZ HOLDİNG’İN ÇEVRESEL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK FAALİYETLERİ Sabri Ülker'in 1944 yılında kurduğu Yıldız Holding Türkiye'nin lider gıda markası Ülker'i de bünyesinde barındıran holding kuruluşudur. Özellikle çevre alanında yaptığı yatırımları her geçen gün arttırmaktadırlar. Çevresel Sürdürülebilirlik “Yıldız Holding, toplumun ihtiyaçlarına yönelik somut katkılar sağlamayı kendisine önemli bir görev olarak görmektedir. Bu amaçla, üretim yapılan toprakları sahiplenmek ve korumak, kurumsal vatandaşlık bilinciyle toplumun ihtiyaçlarına çözüm üretmek grubun öncelikli sorumlulukları arasında yer alıyor. Holding genelinde 2010 yılından bu yana 40 milyon TL’ye yakın çevre ve enerji verimliliği yatırımı gerçekleştirilmiştir. Satış ve dağıtım ağındaki yeniden yapılanma ile 2 bine yakın aracı trafikten çekerek 4.7 milyon litrelik yakıt tasarrufu sağlanmıştır. Enerjinin verimli kullanılması ve tasarruf çalışmaları sonucunda 4 yılda 225 milyon kW/saat’lik bir tasarruf sağlanmıştır. Sadece 2013 yılındaki yatırımlar ile yaklaşık 20 bin ailenin yıllık elektrik tüketimine denk gelen bu miktar ile 6 MW/saat’lik bir termik santralin kurulum ihtiyacı karşılanmıştır. Doğal kaynak tüketiminin azaltılmasına yönelik yürütülen çalışmalar sonucunda 200 milyon litre (4 bin kişinin bir yıllık su tüketimine eşdeğer miktarda) su tasarrufu sağlanmıştır. Yeşil Projeler Yıldız Holding bünyesinde faaliyet gösteren işletmelerde enerji verimliliği ve tasarrufu konularında yapılan çalışmaları, “Yeşil Projeler” adı altında yürütülmektedir. Üretimde bir yandan etkili bir atık yönetimi stratejisi ile karbon emisyon oranları ve çevresel 14 http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf sayfa 239
  • 17. 17 atıklar yasal limitlerinin de altına çekilirken, holding bünyesindeki ambalaj şirketleri de doğada kısa sürede çözünen ambalaj malzemeleri geliştirerek dünyada öncü rol üstlenmektedir. Karbon Emisyon Oranlarını En Aza İndirmek 1. Yapılan çalışmaların temelinde iklim değişikliği ile mücadele stratejisi yer almaktadır. Yıldız Holding işletmelerinde enerji verimliliğine yönelik yürütülen çalışmalar sonrasında 4 yılda 102 bin ton CO2 emisyonu azalımı sağlanmıştır. Fabrikalarında tüketilen enerjinin ve dolayısıyla karbon emisyonlarının düşürülmesi için son 4 yılda yapılan çalışmalar sonucunda yıllık elektrik tüketiminde ortalama % 8, yıllık doğalgaz tüketiminde ise yıllık % 6,5 oranında tasarruf elde edilmiştir. Yapılan tasarruflar sonucunda CO2 salınımının %11 azaltılması sağlanmıştır. İşletmelerdeki atıklardan ve atık sulardan enerji geri kazanım projeleri gerçekleştirilmiştir. Son bir yılda, 50’nin üzerinde proje ile 2014 yılında su tüketimi 450 milyon litre azaltılmıştır. Toplam tasarruf 3 milyon kişinin bir günlük su tüketimine eş değerdir. İşletmelerdeki karbondioksit emisyonlarını düşürmek için alternatif enerji kaynaklarına yönelim hızlandırılmıştır. Arıtma tesislerinin işletme şartlarını iyileştirerek enerji ve kimyasal tüketimleri minimize edilmiştir. Çeşitli işletmelerde yağmur sularını biriktirerek yer yıkamaları ve bahçe sulamada tekrar kullanılmıştır. İşletmelerde oluşan tüm tehlikeli ve tehlikesiz atıkları kaynağında ayrıştırarak lisanslı firmalar aracılığıyla geri kazanım, geri dönüşüm ve bertaraf proseslerine yönlendirilmiştir. Ozon tabakasına zarar veren soğutucu gazların minimize edilmesi sağlanmıştır. Fırın ve kazan bacalarından atık ısı geri kazanımı projeleri gerçekleştirilmiştir. Fabrikalarda yüksek enerji verimli elektrik motorlarına geçiş sağlanmıştır. Fabrikalarda gerçekleştirilen ölçüm sonuçlarına göre, fabrikalardan kaynaklanabilecek hava kirliliği emisyonları ve atık su kirlilik konsantrasyonlarının, mevzuatın öngördüğü
  • 18. 18 spesifik yasal limitlerin oldukça altında olduğunu tespit edilmiştir. Ayrıca, fabrikaların çevre izin belgeleri yenilenmiştir. 2. Enerji verimliliği Yıldız Holding bünyesindeki işletmelerde enerjinin verimli kullanılması ve tasarruf çalışmaları sonucunda 2010-2013 arasında uygulanan projelerin sonunda 225.3 milyon kW/saat’lik bir tasarruf sağlanmıştır. Ak Gıda’nın ısı enerjisinden sıcak su üretimi ve elektrik motorlarında verimin artırılmasına yönelik projesi, Elektrik İşleri Etüt İdaresi’nin (EİEİ) 2010 Yılı Verimlilik Artırıcı Proje (VAP) kapsamında destek almaya hak kazandı. Proje kapsamında işletmenin yaptığı yatırımın %30’u Enerji Bakanlığı tarafından hibe edilerek destek sağlandı. Ülker Bisküvi Ankara Fabrikası da yine Elektrik Motor Sistemlerinde Verimliliğin Artırılmasına yönelik projesiyle VAP kapsamında destek aldı. Yine projeye Enerji Bakanlığı tarafından %30 hibe edilerek destek sağlandı. Ak Gıda (Pamukova), Besler (İstanbul) ve Tül Kağıt fabrikalarında kendi elektriğini doğalgazdan üreten “Kojenerasyon Tesisleri” üretime alındı. Temiz bir yakıt olan doğalgazla çalışan kojenerasyon tesisleri tarafından her üç tesiste üretilen elektriğin yanı sıra, tesislerin ısı ihtiyacı da buhardan elde edilerek verimlilik sağlanıyor. Her üç tesiste üretilen elektrik, tesislerin tüm enerji ihtiyaçlarını karşılayacak düzeydedir. Kümaş Madencilik şirketimizle, döner fırın atık ısılarından yararlanarak elektrik enerjisi üretimine yönelik 10 milyon kW/sa elektrik üretimi gerçekleştirilecektir. Bu çalışma sonrasında 5.900 ton CO2 emisyonu azaltılmış olacak. Bu rakam 4 kişilik 3.571 ailenin elektrik tüketimine denk geliyor. Holding bünyesindeki işletmelerde 2013 yılında, enerjinin verimli kullanılması ve tasarrufunu amaçlayan projelerin sonucunda 57.7 milyon kW/saat’lik bir tasarruf sağladık ve karşılığında 28.4 bin ton eşdeğerinde karbondioksit salınımını engelledik. Yaklaşık 20 bin ailenin yıllık elektrik tüketimine denk gelen bu miktar ile 6 MW/saatlik bir termik santralin kurulum ihtiyacını karşılamış olduk.
  • 19. 19 Doğal Kaynak Yönetimi Hammadde Verimliliği Yıldız Holding şirketlerinde TS EN ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi kurallarına uygun olarak kağıt, plastik, cam gibi geri dönüştürülebilir olan atıkları ayrı ayrı biriktirip fabrikalarının bağlı bulunduğu ilçe belediyelerine ya da lisanslandırılmış kuruluşlara vererek ülke ekonomisine dolaylı katkı sağlanmaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca yayınlanan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’ne göre işletmeler tarafından piyasaya sürülen ürünlerinin ambalajları 2010-2013 yılları arasında Bakanlıkça belirlenen %38-%44 oranlarında geri dönüştürülerek ülke ekonomisine katkı sağlanmaktadır. 2010-2013 yılları arasında geri dönüştürülen ambalaj miktarları, plastik için 48.197 ton, kağıt ve karton için 84.508 ton, cam için 27.063 ton ve metal için 12.833 tonu buldu. İmalatta ise üretim aşamasında çıkan bitkisel atık yağları, sızdırmaz bidonlarla biyodizel üretimi için bedelsiz olarak lisanslı biyodizel firmalarına verilemektedir. Biyodizel üretimi ile atık madeni yağların çeşitli reaksiyonlarla yakıta dönüştürülmesini ve bu yakıtların araçlarda, ısınmada ve havacılık sanayinde kullanılması sağlanamktadır. Fabrikalarda ortaya çıkan atık madeni yağları ise, enerji üretimi amacıyla lisanslı firmalara verilmektedir. Madeni atık yağların depolandığı havuzları da yine çevreye zarar vermeyecek ve yağmur suyunu almayacak özelliklerde yapılmaktadır. Pil atıkları ise, “Taşınabilir Pil Üreticileri Ve İthalatçıları Derneği”ne ait toplama kaplarında biriktirerek bertaraf edilmektedir. Atık Yönetimi 2012 yılında yaklaşık 8 milyon TL’lik yatırımla Ak Gıda Pamukova fabrikasında açılan anaerobik arıtma ve biyogaz tesisi, Türkiye’nin teknolojik anlamda en yeni tesisidir. Bu tesisle fabrikadaki atıklar işlenerek 1.4 MW/saatlik enerji üretiliyor ve elde edilen biyogaz ile 2.700 hanenin doğalgaz, 3.800’e yakın hanenin de elektrik ihtiyacı
  • 20. 20 karşılanabilmektedir. Bu sayede çevreye 500 bine yakın ağaç dikimine eşdeğer katkı sağlıyor ve sera gazı emisyonlarını yıllık 9.8 bin ton azaltmış olunmaktadır. Doğal Kaynakların Yönetimi ve Enerji Verimliliği Konusundaki Yatırımlar 50’nin üzerinde proje ile 2014 yılında su tüketimi 450 milyon litre azaltılmıştır. Toplam tasarruf 3 milyon kişinin bir günlük su tüketimine eş değer. “Yeşil Kampüs: Çamlıca” Yıldız Holding Çamlıca Kampüsü, ABD'deki Yeşil Binalar Konseyi (USGBC) tarafından verilen Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik (LEED) sertifikasını alarak yaşayan binalar kategorisinde Türkiye’den «Green Leed» alan üçüncü bina oldu. Bu süreçte ulaşılan sonuçlar ise şöyle; - Yıldız Holding Çamlıca kampüsünde elektrik enerjisini, yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektrikten ( Yeşil Enerji ) kullanarak yeşil enerjiye dönüş sağlandı. - Su tüketimini % 25 – 30 oranında azaltıldı. - Yıllık 6.5 ton kağıt ve kartonu, 3.7 ton plastiği geri dönüşüme gönderildi. - Yılda 3.4 ton cam ve 2 ton metal geri dönüştürüldü. - 81.000 Kw/Saatlik enerji tasarrufu sağlandı. - 60 bin plastik bardak kağıt bardaklarla değiştirildi. - Yemekhane ve bahçe atıklarından kompost (gübre) üretimi sağlayarak, holdingin peyzaj alanlarında kullanıldı. Sürdürülebilir Hammadde Tedariği Yıldız Holding sürdürülebilir büyümenin en temel halkası olarak “sürdürülebilir hammadde tedariğine” büyük önem vermektedir. Türkiye’den tedarik edilemeyen kakao gibi bazı ürünler dışında hammadde ihtiyacının büyük bölümü iç piyasadan temin ediliyor. Bu da yüz binlerce üreticinin hayatına değer katmak anlamına geliyor.
  • 21. 21 Tarımsal hammadde tedariğinde çalışılan Türkiye’deki sözleşmeli çiftçilerinin sayısı 2.900’e ulaşmıştır. İşlerinin gereği ana hammaddesi olan buğdayın % 80’ini yurtiçinden temin etmektedirler. Buğday ve diğer tarımsal hammadde alımlarında doğrudan çiftçiden tedariğe öncelik tanımaktadırlar. Çiftçilere tohum desteği vermek suretiyle sözleşmeli ekimler yapılmaktadır. Buğdayda Verimlilik Pojesi Gıda ve içecek şirketlerinde, buğdaydan süte, fındıktan bitkisel yağa dek Türkiye tarım ürünlerinin endüstriyel alanda değerlendirilmesini sağlıyor ve global çalışmalarıyla bunu dünya ölçeğinde sürdürmektedirler. Bisküvinin ana hammaddelerinden olan buğdayda verimliliğin artırılması, tohum desteği sağlanması gibi çalışmalarla çiftçinin yanında yer almaktadırlar. Buğdayın iyileştirilmesi için tohum ıslah çalışmaları yapmaktadırlar. 2009 yılından bu yana Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile birlikte bisküvilik buğday tarım ıslahı çalışması üzerine çalışıyorlar. Bu çalışmalarla verimi yüksek, hastalıklara ve kuraklığa dayanıklı tohumlar yetiştirilmesi hedeflenmektedir. Yıldız Holding grup şirketi Önem Gıda, 5 yıldır Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile birlikte bisküvilik tohum ıslah çalışmasını yürütüyor. Verimi yüksek, hastalıklara ve kuraklığa dayanıklı olacak tohumlar yetiştirilmesi çalışması tamamlandı. Böylece çiftçilerin daha fazla gelir elde etmesi mümkün olacaktır. Buğday alımlarında direkt çiftçiden alımlara ayrıcalık tanıyor ve çiftçilere tohum desteği vermek suretiyle sözleşmeli ekimler yapılmaktadır. Tarımsal alanların korunabilmesinin en önemli şartlarından biri de, üreticilerin tarımsal faaliyetlerinin bir ekonomik değerinin olması ve bu ederin onlara ödenebilmesidir. Ana faaliyet alanları olarak tanımladıkları gıda ve içecek konusunda bu sorumlulukla hareket etmektedirler.
  • 22. 22 Sürdürülebilir Kakao İşlerinin en önemli hammaddelerinden biri olan kakao temininde sürdürülebilir ilkeleri benimseyerek kakao çiftçilerinin ekonomik ve toplumsal gelişmelerine destek olmayı amaçlamaktadırlar. Yıldız Holding, PACTS (Kakao İzlenirliği ve Sürdürülebilirliği için Üretici Birliği - Processors Alliance for Cocoa Traceability and Sustainability) programına sponsor oldu. Çevreye duyarlı ve profesyonel bir üretim zinciri yaratırken verimi artırmayı hedefleyen PACTS, bu doğrultuda kakao üretimi yapan çiftçilerin eğitilmesi, agronomi (tarım bilimi) desteği verilmesi ve yenilikçi üretim uygulamalarının öğretilmesini sağlıyor. Sponsorluk kapsamında 2014 yılında PACTS’in Fildişi Sahili’ndeki kakao üreticilerinin yaşam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi programına yatırım yapılmaktadır. Bu yatırım ile PACTS fermantasyon ve kurutma merkezlerinin içilebilir su ve güneş enerjisi ihtiyacı karşılanmış olacak. Böylelikle bölge halkının ve merkezlerdeki ekiplerin çalışmalarını önemli ölçüde kolaylaşacak. Fildişi Sahili’nde içilebilir su erişimi olmayan seçilmiş 8 merkeze yapılan yatırım ile her bir merkezde 100 ile 4.000 kişiye temiz su sağlanacak. Proje tamamlandığında sağlıksız içme suyu kaynaklı hastalıklarda azalma ve yerel halkın sağlık şartlarında iyileşme sağlanması da bekleniyor. Ayrıca toplamda 15 kurutma merkezine güneş aydınlatma sistemleri kuruluyor. Yerleştirilecek güneş panelleri sayesinde binaların hem iç hem dış aydınlatması yapılacak. Ayrıca elektrikli aletler günlük 7 saate kadar şarj edilebilecek. Böylece güvenlik seviyesi ve gece çalışmalarındaki görüş alanı artacak. PACTS dışına Dünya Kakao Vakfı’na da destek olunmaktadır. Türkiye’nin en büyük kakao kullanıcısı olan Ülker Çikolata şirketiyle, 2012 yılında Dünya Kakao Vakfı’na (The World Cocoa Foundation) üye olarak dünya çikolatacılarıyla aynı platformda yer almaktadırlar. Bu platformla birlikte, dünya nüfusunun refahını geliştirecek tarımsal üretimde sürdürülebilir ilkeleri benimseyerek kakao çiftçilerinin ekonomik ve toplumsal gelişmelerine destek olunması amaçlanmaktadır.
  • 23. 23 Dünya Kakao Vakfı’na üye olan ilk Türk şirketi olarak, Dünya Kakao Vakfı çatısı altında yapılan çalışmalar ile kakao sektörünün sürdürülebilir olmasına ve kakao çiftçilerinin refah seviyesinin artırılmasına destek olunmaktadır. 2000 yılında kurulan ve çikolata sektöründe faaliyet gösteren büyük şirketlerin üye olduğu Dünya Kakao Vakfı, kakao üretilen ülkelerdeki hükümetler, üniversiteler, sivil toplum örgütleri ve çiftçiler ile ortak çalışmalar yapıyor. Bu ortak çalışmalar, kakao üretiminde kalite ve verimliliği arttıracak araştırmaları, çiftçiler ve ailelerinin eğitilmesini içeriyor.”15 Sonuç “Günümüzde sürdürülebilirlik, çevre dengesi ile ekonomik büyümeyi birlikte alan, hem doğal kaynakların etkin kullanımını sağlayan ve çevresel kaliteye önem veren hem de gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını tehlikeye sokmaksızın bugünkü ihtiyaçlarını karşılayabilen bir model olarak karşımızda duruyor. Günümüzün sürdürülebilir olma gerçeğinden yola çıkarak; şirket çıkarlarının toplumsal çıkarlar ile çatışmadığı, ekonomik ve kar odaklı bakış açısının yanında sosyal ve çevresel konuların da şirketlerin sorumluluğu haline geldiği yeni bir dünya düzenine girmiş bulunuyoruz. İş dünyası için sürdürülebilirlik, bu yeni düzende günümüz trendlerinin şirketler için getirdiği risk ve fırsatları anlayabilmek ve bunlara göre operasyonlarını, ürün ve hizmetlerini yeniden düzenlemek anlamına geliyor. Bu gelişmeleri takip etmeyen şirketlerin varlığını sürdürebilmesi mümkün gözükmüyor.” 16 Şirketleri ve iş yapış şekillerini köklü bir şekilde etkileyecek olan sürdürülebilirlik uygulamaları şirketlere ve sektörlere göre farklılık gösteriyor. Yıldız Holding’in gıda üzerine hizmet verdiği sektörde sürdürülebilirlik bütçesini tarım ve geri dönüşüme ayırması buna örnek olarak gösterilebilir. Eski dünya düzeni şeklinde tanımlayabileceğim yakın geçmişte, şirketlerin temel amacının kar elde etmek, temel sorumluluğunun ise sadece şirket ortaklarına karşı olduğu düşüncesi hakimdi. Yeni düzen ise şirketlerin kar elde etme amacının, toplumsal çıkarlar ile paralel olabileceği bir “kazan-kazan” ilişkisini tanımlıyor. Yani, artık şirketlerin sadece şirket ortaklarına 15 https://www.yildizholding.com.tr/yarinlar-icin/cevresel-surdurulebilirlik/ 16 https://anahtar.sanayi.gov.tr/tr/news/is-dunyasi-icin-surdurulebilirlik-neden-onemli/457
  • 24. 24 karşı değil, toplumsal ortaklarına karşı da bir sorumluluğu var. Şu da bir gerçek ki; günümüzün global bilgi dünyasında şirketlerin, içinde bulundukları toplumdan bağımsız ve ayrık durması düşünülemez. “Günümüzde şirketleri sürdürülebilirlik esasında çalışmaya iten dört temel güç olduğunu söylemek mümkün. Bunların başında Yasal Uygunluk faktörü geliyor. Son yıllarda yerel ya da küresel düzeyde geçerli olan yasalar, şirketleri sorumlu olmaya yönlendiriyor. Burada dikkat çekmek istediğim nokta, yasal zorunlulukların sadece üretim yapılan ülkeyle sınırlı olmamasıdır. Ülkemizden AB’ye yapılacak kimyasal madde ihracatı için REACH Direktifi ile getirilen zorunlulukları örnek olarak verebilirim. İkinci faktör (ki; belki de buna yasal uygunluktan daha fazla vurgu yapmalıyız) Kamuoyu Güveni’dir. Burada şirketler, faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için özellikle operasyonlarını yürüttükleri çevrede yaşayan topluluklardan yazılı olmayan bir onay veya güvenoyu almak zorundadırlar. Bu olmadığı taktirde şirketin halktan tepki alması kaçınılmazdır. “Müşteri Talepleri” de önemli bir yönlendirici unsurdur. Günümüz bilgi çağında toplumsal bilincin yükselmesi ile birlikte, daha çevreci araç ya da daha az yağlı besinler gibi tüketicinin değişen ihtiyaçları da şirketleri sorumlu ürün ve hizmet üretmeye zorlamaktadır. Sürdürülebilirliği yönlendiren son faktör ise “Yatırımcı Talepleri”dir. Bu noktada sorumlu davranan şirketlerin gün geçtikçe finansmana erişimi daha kolaylaşmaktadır. Örneğin; global sürdürülebilirlik endeksine dahil olan şirketlerin daha fazla yatırım çekmesi gibi.” 17 Sürdürülebilirlik stratejisi, temel olarak ekonomik, çevresel ve sosyal olmak üzere 3 ana başlık üzerinden oluşturulur ve uygulanır. Bu başlıklar altında yer alan etkenler göz önünde bulundurularak stratejiler belirlenmelidir. Sürdürülebilirlik projeleri toplumun yararına ve sektörün durumuna bağlı olarak hazırlandığında marka bilinirliğini ve farkındalığı yükseltmek için çok önemli bir adımdır. 17 https://anahtar.sanayi.gov.tr/tr/news/is-dunyasi-icin-surdurulebilirlik-neden-onemli/457
  • 25. 25 KAYNAKÇA http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf https://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%BCrd%C3%BCr%C3% http://www.bilgiustam.com/surdurulebilirlik-nedir/ http://www.gencfuturistler.org/haberler/gelecek-icin-surdurulebilirlik/ http://www.salom.com.tr/haber-94344- kurumsal_surdurulebilirlik__nedir_ne_degildir_.html OKUMUŞ, Kerem (2009) Yeni Bir İşletme Anlayışı: Kurumsal Sürdürülebilirlik, Sektörel Dernekler Federasyonu, 01.04.2009 tarihli yazı https://www.yildizholding.com.tr/yarinlar-icin/cevresel-surdurulebilirlik/ http://worldcocoafoundation.org/ http://www.pacts-cocoa.com/ https://tr.wikipedia.org/wiki/Y%C4%B1ld%C4%B1z_Holding https://www.unilever.com.tr/Images/Unilever%20T%C3%BCrkiye%20S%C3%BCrd %C3%BCr%C3%BClebilir%20%C4%B0lerleme%20Raporu%202014_TR- new_tcm93-427148.PDF https://anahtar.sanayi.gov.tr/tr/news/is-dunyasi-icin-surdurulebilirlik-neden- onemli/457