Sistemik skleroz (SS), cilt ve iç organların fibrozu ve mikrosirkulasyon bozuklukları ile karakterize, bağ dokusunun sebebi bilinmeyen sistemik bir hastalığıdır.
Sistemik skleroz (SS), cilt ve iç organların fibrozu ve mikrosirkulasyon bozuklukları ile karakterize, bağ dokusunun sebebi bilinmeyen sistemik bir hastalığıdır.
Merkezi sinir sisteminde zaman algısı mekanizmalarıOğuzhan Ay
Merkezi sinir sisteminde zaman algısı mekanizmaları . Frontal Korkteks , Pariatel Korteks , Serebellum , Bazal Ganglion ve hipokmapusun zaman algısındaki rolleri. Bazı patolojilere göre zaman algısı değişimi.
ilviir yaysyayn
Merkezi Sinir Sisteminde Zaman Algı MekanizmalarıOğuzhan Ay
Merkezi sinir sisteminde zaman algısı fizyolojisi , modelleri ; zaman algısını etkileyen patolojiler ; Frontal Korteks , Pariatel Korteks , Bazal Ganglion ve Hipokampusun zaman algısındaki rolü.
yayhyayse
Meme kanseri etyopatogenezinde genetik faktörlerin,genetik patolojinin açıklanması.Meme Kanserinde genetik danışmanlık,ailesel vakalara genetik danışmanlık.
yayh
Multi̇pl sklerozda akson dahi̇li̇nde mi̇tokondri̇al deği̇şi̇kli̇kler Oğuzhan Ay
Multipl Skleroz patogenezinin mitokondri açısından açıklanması.MS'li aksonlarda meydana gelen mitokondrial fonksiyon değişiklikleri ve bu değişimlerin nasıl tedavi hedefi haline gelebileceğini anlatan Oxford Brain Journal'dan makale çevirisi.
Çocuklarda kronik hastalık gelişimini önleyici besin önerileriOğuzhan Ay
Çocuk sağlığını koruma,geliştirme ,uzun dönemde kronik hastalıklardan-diabet,kvs hastalık,hipertansiyon,hiperlipidemi- korunma için besin -diyet önerileri.akademi ve halk kesimine hitap eden bir çalışma
Çocukluk çağı kanser sağkalanları BKİ üzerine toplum temelli çalışmaOğuzhan Ay
Çocukluk çağı kanser sağakalanları beden kitle indeksi üzerine toplum temelli çalışma.
Uzun dönem tedavi sonrası etkileri minimize etme,uygun diyet egsersiz programları hazırlama önerileri
3. GIRIŞ
• Lenfadenopati bulgusu bazı durumlarda ciddi hastalıklara yönelik korkuyu artırmasına rağmen, birinci
basamakta sık görülen genellikle infeksiyöz hastalıkların sebep olduğu bir durumdur.
• Lokalize lenfadenopati ;yaygın lenfadenopatiyi ekarte etmek için, presipite eden lezyon için bir arama
ve diğer nod alanların incelenmesini gerektirir.
• Rutinde , lenf nodlarının 1 cm'den büyük olması anormal olduğunu düşündürür.Supraklaviküler nod
malignite yönünden en endişe vericidir.
4. GIRIŞ
• Lenfatik sistem, vücudun korunmasında ve
immünolojik işlevin yürütülmesinde önemli
görevler üstlenen;
• lenfositler,
• lenf damarları,
• lenf bezleri,
• dalak,
• tonsiller,
• adenoidler,
• peyer plakları,
• timustan,
oluşur.
5. GIRIŞ
• Vücudumuzda yaklaşık 600 lenf nodu bulunmaktadır.
• Lenfatik sistem, vücudun korunmasında ve
immünolojik işlevin yürütülmesinde önemli
görevler üstlenen;
• lenfositler,
• lenf damarları,
• lenf bezleri,
• dalak,
• tonsiller,
• adenoidler,
• peyer plakları,
• timustan,
oluşur.
6. LENF BEZLERI
• lenf bezleri lenfatik
damarlar boyunca
yerleşmiş kapsüllü
yapılar
büyüklükleri birkaç
mm’den birkaç cm’ye
kadar değişen
boyutta olabilir
7. LENF BEZLERI
• yenidoğanda genellikle ele gelmez,
yaşla giderek büyür ve çocukluk çağında
servikal,aksiller ve inguinal lenf bezleri
palpasyonla ele gelir.
başka bir nedenle başvuran hastaların
%56’sında servikal lenf nodlarının palpe
edildiği vurgulanmaktadır
9. TANIMLAR
• Yaygın lenfadenopati
Birbirine komşu olmayan iki lenf bezi
bölgesinde lenfadenopati saptanması
durumu
• Lokalize lenfadeopati
Bir lenf bezi bölgesi ya da birbirine
komşu lenf bezi bölgelerinde çıkan
lenfadenopati
10. NIÇIN ÖNEMLI
• enfeksiyonlar ve çeşitli kanserlerin seyrinde ilk
bulgusu
bu hastalarda tanıda geç kalınması önemli tıbbi
sorunlara yol açabileceğinden bir doktor için
lenf nodlarının iyi değerlendirilmeli
eğer lenf nodu patalojik boyutta ise bir doktor
lenfadenopatinin gerçek nedenini mutlaka
tanımlanmalı
11. FIZYOPATOLOJI
• Bir lenf bezi
Bir antijenin uyarı sonucu normal
lenfositlerin ve makrofajların sayılarının
artması
Lenf bezinin kendi enfeksiyonları
sonucunda inflamatuar hücrelerin
infiltrasyonu
Lenfositlerin ve makrofajların neoplastik
infiltrasyonu
Depo hücrelerin infiltrayonu
ile büyüyebilir.
12. ÖYKÜ
• Hekim , hastanın öyküsünü alırken 4 kritik noktayı
yakalamalıdır.
• İlk olarak , lokalize semptomlar ya da bulgular
infeksiyonu mu malignensiyi mi düşündürüyor ?
• Ikinci olarak; ateş , kilo kaybı, yorgunluk, gece
terlemesi gibi konstitüsyonel semptomlar ;
tüberküloz, lenfoma, kollajen vasküler hastalıklar,
tanımlanamayan enfeksiyon veya malign tümörü
işaret ediyor olabilir mi ?
• Üçüncüsü ; epidemiyolojik ipuçlarıdır ; mesleki
maruziyet , seyahat öyküsü özel klinik
bozukluklara işaret eden yüksek riskli davranışlar
, var mı ?
• Dördüncüsü , hasta lenfadenopatiye yol
açabilecek bir ilaç alıyor mu ?
13. LENFADENOPATI IÇIN EPIDEMIYOLOJIK IP UÇLARIExposure Diagnosis
General
Cat Cat-scratch disease, toxoplasmosis
Undercooked meat Toxoplasmosis
Tick bite Lyme disease, tularemia
Tuberculosis Tuberculous adenitis
Recent blood transfusion or transplant Cytomegalovirus, HIV
High-risk sexual behavior HIV, syphilis, herpes simplex virus, cytomegalovirus, hepatitis B infection
Intravenous drug use HIV, endocarditis, hepatitis B infection
Occupational
Hunters, trappers Tularemia
Fishermen, fishmongers, slaughterhouse workers Erysipeloid
Travel-related
Arizona, southern California, New Mexico, western Texas Coccidioidomycosis
Southwestern United States Bubonic plague
Southeastern or central United States Histoplasmosis
Southeast Asia, India, northern Australia Scrub typhus
Central or west Africa African trypanosomiasis (sleeping sickness)
Central or South America American trypanosomiasis (Chagas' disease)
East Africa, Mediterranean, China, Latin America Kala-azar (leishmaniasis)
Mexico, Peru, Chile, India, Pakistan, Egypt, Indonesia Typhoid fever
15. FIZIK MUAYENE
• Lenf nodları tespit edildiğinde , beş parametre ile karakterize edilmeli ;
• Boyut
• Ağrı/hassasiyet
• Drene olduğu lenf nodlarıyla ilişkisi
• Lokalizasyon
• Kıvam- yoğunluk
16. LENFADENOPATI IÇIN BOYUTLAR
• 1 cm’nin altındaki lenfadenopatiler genellikle
nonspesifik
servikal 1 cm,
inguiral 1.5 cm,
abdomen için 2 cm,
mediastinal 1.5 cm,
Oksipital bölge lenf nodları ile aurikuler lenf
nodları çoğunlukla enfeksiyoz kaynaklı
23. NE ZAMAN BIOPSI YAPALIM?
• Hikaye ve FM bulguları maligniteden
şüphelendiriyorsa,
Laboratuar testlerinden netice alınamamış ve
2.5 cm ‘den büyükse,
Lenf nodu giderek hızla büyüyorsa,
Uygun AB tedavisine bir ay içinde yanıt
alınmamışsa,
• Biopside;
Eksizyonel biopsi tercih edilir,
En büyük lenf nodu seçilir,
Kapsül korunmalı,lenf nodu
parçalanmamalı,
24.
25. LENFADENOPATI ILIŞKILI KLINIK SENDROMLAR
• 1) mononükleoz tipte sendrom : lenfadenopati, yorgunluk, halsizlik, ateş ve artmış atipik lenfosit sayısı
ile karakterize. Epstein-Barr virüsü enfeksiyonu mononükleozun en yaygın nedenidir. Tipik
semptomların varlığı ve heterofil antikor testinde (monospot testi) pozitif sonuç tanıyı doğrular.
heterofil negatif mononükleozun en yaygın nedeni erken Epstein-Barr virüsü enfeksiyonudur. heterofil
antikor testleri yanlış negatif sonuçlar dört yaştan daha genç hastalarda özellikle yaygındır.
• Epstein-Barr virüsü enfeksiyonu, yedi ila 10 gün içinde monospot testi tekrarlayarak doğrulanabilir.
Nadiren IgM viral kapsid antijen veya erken antijen antikor titreleri ile tanıyı doğrulamak için gereklidir
26. LENFADEOPATI ILE ILIŞKILI KLINIK SENDROMLAR
• 2)ülseroglandüler sendrom :Bu Sendrom; bölge
lenfadenopati ile deri lezyonunun varlığı ile
tanımlanır.Klasik neden enfekte bir tavşan veya
kene ile temas yoluyla edinilmiş tularemi ; daha
yaygın nedenleri arasında streptokok (örneğin,
impetigo) enfeksiyonu, kedi tırmığı hastalığı ve
Lyme hastalığı sayılabilir.
• 3)oküloglandüler sendrom : Bu sendrom
konjunktivit ve ilgili preauriküler lenf düğümleri
kombinasyonunu içerir
27. LENFADEOPATI ILE ILIŞKILI KLINIK SENDROMLAR
• 4) HIV enfeksiyonu : en az iki extrainguinal bölgenin en az üç ay boyunca devam eden lenf nodlarının
genişlemesi sürekli genel lenfadenopati olarak tanımlanır ve HIV ile enfekte hastalarda ilk aşamalarında
yaygındır.
• HIV ile enfekte hastalarda yaygın lenfadenopati diğer nedenleri Kaposi sarkomu, sitomegalovirüs
enfeksiyonu, toksoplazmozis, tüberküloz, kriptokokkozis, frengi ve lenfoma bulunmaktadır.
28. OLGU SUNUMU-1
• 44 yaşında bayan hasta
• 6 aydır sol boynunda şişlik şikayeti
• özgeçmişinde 3 kere antibiyotik kullanım öyküsü
• Boyun muayenesi: sol submandibuler gland
posteriorundan başlayıp üst juguler bölgeyi
dolduran 4 cm boyutunda hassas, mobil, yumuşak
kıvamda kitle mevcuttu.
• Nazal kavite, nazofarinks, larinks, orofarinks ve dil
kökü endoskopik muayeneleri normaldi. Tam kan
sayımı, sedimantasyon
ve biyokimyasal incelemeleri normaldi. PPD negatifti
• Boyun ultrasonografisinde sol submandibuler
bölgede 3.2x1.1 cm ve üst juguler bölgede 4.2x2 cm
boyutlarında iki adet lenfadenopati mevcuttu.
Olgunun kranial, nazofarinks ve toraks bilgisayarlı
tomografi (BT) incelemeleri normaldi
• İnce iğne aspirasyon biyopsi
(İİAB) sonucu şüpheli sitoloji idi. Olguya boyun
eksizyonel biyopsi uygulandı
29. OLGU SUNUMU –1
• Patolojik incelemeler sonucunda indiferansiye
nazofarinks karsinomu tanısı kondu. Olgunun
tanısı nazofarinks biyopsi ile doğrulandı
• Boyun bölgesi lenfadenopatileri kulak-burun-
boğaz prati-ğinde sık karşılaşılan bir durumdur.
Erişkinlerde servikal lap
nedenleri çok çeşitlidir. Bunlardan enfeksiyon
hastalıklarına
bağlı olanlar anti enfektif ajanlarla tedavi
edilirken, metastatik kaynaklı olanların zaman
kaybetmeden primer araştırması yapılmalıdır
30. OLGU SUNUMU –2
• 45 yaşında erkek hasta
• 10 aydır sağ boynunda şişlik şikayeti
• özgeçmişinde 3 kere antibiyotik kullanımı dışında
özellik yok
• Boyun muayenesinde sağ boyun posterior
üçgende 3x2 cm boyutunda yumuşak mobil kitle
• Hematolojik incelemelerinde sedimentasyon 27
mm/h ve c-reaktif proteini 0.79 idi. Seroloji testleri
ve ppd negatifti
• Olgunun nazofarinks ve boyun bt incelemesinde
sağ derin servikal zincirde 3x2.5 cm boyutlarında
lap ile uyumlu kitle izlendi. İİAB sonucu şüpheli
sitoloji idi. Olguya eksizyonel biyopsi uygulandı
31. OLGU SUNUMU-2
• Patoloji sonucu malign melanom metastazı olarak rapor edildi. İmmün histokimyasal değerlendirmeler ile
patoloji teyit edildi
32. OLGU SUNUMU –3
• 79 yaşında bayan hasta
• 3 aydır sağ boyunda şişlik
• tekrarlayan antibiyotik kullanım öyküsü
• Boyun muayenesi: sağ posterior üçgende 2x2 cm
boyutunda lastik kıvamında kitle
• Endoskopik nazofarinks orofarinks , larinks ve
hipofarinks muayeneleri normaldi. Sedimentasyon
78mm/h ve
c-reaktif proteini 0.75 idi. PPD negatifti.
• Boyun ve toraks bt incelemesinde sağ derin
servikal zincirde en büyüğü 3.2x2 cm
büyüklüğünde lap ile uyumlu görünüm izlendi
• İİAB benign idi. Eksizyonel biyopsi uygulandı.
33. OLGU SUNUMU-3
• Patoloji incelemesinde kazeifiye granülomatöz lenfadenit saptandı. Olguya 3 aylık anti-tüberküloz tedavisi
uygulandı
34. SONUÇ
• yetişkinlerde boyun lenfadenopatilerinin malign bir durumla ilişkili olabileceği unutulmamalıdır.
• Ayrıntılı bir baş-boyun muayenesi tanısal yaklaşımın en önemli
basamağıdır. Muayene laboratuar incelemelerle desteklenmelidir.
35. SONUÇ
• Anamnez muayene ve rutin diagnostik testler sonucunda
inflamatuar lap olasılığının yüksek olduğu durumlarda 2 haftayı geçmeyecek şekilde non spesifik bir
antibiyoterapi verip sonucu beklemek uygun bulunmaktadır.
• yaşlı erişkinlerde olguların takipten çıkma olasılığına karşı uyanık olunmalıdır.
36. SONUÇ
• Devam eden veya tekrarlayan lap varlığında ek
tanısal incelemeler gereklidir. Bu durumlarda üst
aerodigestif traktın bütün mukozal yüzeyleri
endoskopik olarak muayene edilmelidir.
Bu olgularda rutin muayenelerden sonra
ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi ve manyetik
rezonans görüntüleme gibi invaziv olmayan
görüntüleme yöntemleri uygulanabilir
• Laboratuar ve endoskopik incelemelerle tanı konulamayan
durumlarda biyopsi için zaman kaybedilmemelidir.
Başlangıç olarak ince iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB)
standarttır, ancak çok
deneyimli sitopatolog gerektirir. Dilber ve ark. (6) İİAB’ nin
gereksiz açık biyopsileri önleyeceğini bildirmişlerdir.
• İnce iğne biyopsinin sonuç vermediği durumlarda
eksizyonel biyopsi planlanmalıdır
• İnsizyonel biyopsi bölgesel nüks oranını arttırdığından cilde
infiltre olmuş olgular dışında yapılmamalıdır
37. SONUÇ
• erişkin yaş boyun lenfadenopatilerinde, tekrarlayan
antibiyotik tedavileri tanı ve tedaviyi geciktirmektedir. Bu durum
erken evrede yakalanabilecek bir malignensinin daha geç tanınmasına ve prognozun kötü olmasına
neden olabilmektedir.
• Bu yüzden antibiyotik tedavisinin bu durumlarda iki hafta ve tek seferle sınırlandırılması önem
taşımaktadır.
38. KAYNAKÇA
• Lymphadenopathy: Differential Diagnosis and Evaluation - Am Fam Physician. 1998 Oct 15;58(6):1313-
1320
• Erişkin Boyun Lenfadenopatilerinde Yaklaşım ve Antibiyotik Tedavisi: 3 Olgu Sunumu Acıbadem
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi
Cilt: 1 • Sayı: 3 • Temmuz 2010