Neglected Tropical Diseases (NTDs) are a group of 17 diseases and 5 neglected conditions. Australia is fortunate in having only 2/17 NTDs and 3/5 neglected conditions. This presentation was delivered to rural doctors at a conference in Australia to raise awareness about NTDs and to stress the need for early disgnosis.
Neglected Tropical Diseases (NTDs) are a group of 17 diseases and 5 neglected conditions. Australia is fortunate in having only 2/17 NTDs and 3/5 neglected conditions. This presentation was delivered to rural doctors at a conference in Australia to raise awareness about NTDs and to stress the need for early disgnosis.
3. Bir canlıya bağımlı olarak yaşayabilen ve üzerinde yaşadığı
canlıya zarar veren genellikle çok hücreli canlılardır.
Bu canlılardan bazıları çok büyük boyutlara ulaşabilecek kadar
erginleşebilir.
Üzerinde yaşadığı canlının besinine ortak olarak yaşar.
Canlının zayıf düşmesine ve hastalanmasına neden olur.
Günümüzde bilinen pek çok hastalık parazitler neticesinde
meydana gelir.
Genellikle üzerinde yaşadıkları canlılarının(konak)
barsaklarında yaşarlar.
4. Parazitler, bir hücreli, bitkisel ve hayvansal olmak üzere 3 ayrı
grupta incelenebilir.
Bir Hücreli Parazitler: Bazı bakteriler, amipler ve
kamçılılar ile sıtma mikrobu bir hücreli parazitlerdir.
Bitkisel Parazitler: Yarı parazit ve tam parazit olmak
üzere iki çeşiti vardır.
1. Yarı parazitler, inorganik maddeyi kullanarak kendileri için
gerekli olan organik maddeleri sentezlerler.
2. Tam parazitler, organik besinleri ve su ihtiyacını konaktan
karşılarlar.
5. Hayvansal Parazitler: İç ve dış olmak üzere 2 grupta
incelenirler.
1. İç parazitler: Sindirim sistemi yoktur, konağın sindirilmiş
besinlerini kullanırlar. İç parazitlerin hareket, duyu ve sinir
sistemleri basit yapıda olmasına karşın üreme sistemleri çok
gelişmiştir.
2. Dış Parazitler: Üzerine kısa ya da uzun süre tutunarak
konağın kanını emen, sindirim sistemi gelişmiş parazitlerdir.
Ancak çoğu sindirim enzimi salgılamaz. Bit, pire, kene dış
parazit örnekleridir.
6.
7.
8. toprakta,
suda ve
bitkiler üzerinde bulunabilirlerse de,
esas kaynak
insan ve hayvanlara ait dışkı,
idrar,
balgam,
cinsel organ salgıları veya
kan gibi maddelerde bulunur.
9. Kirli, sebze ve meyvelerin yenilmesi,
Dışkı, idrar ve diğer sıvıların bulaştığı su ve gıdaların
tüketilmesi,
Hastalıklı, çiğ veya az pişmiş etlerin yenilmesi,
Kontamine toprak ve su ile çıplak derinin temas etmesi,
Vücudun çıplak kısımlarından ve el-ağız teması ile,
Kontamine çamaşır, yatak, tarak vb. eşya kullanılması,
Cinsel temas yolu ile,
Bazen anneden-bebeğe rahimde,
Karasinek ve böceklerin taşıması veya sivrisinek sokması vb.
11. Askariasis, askaris lumbrikoides(AL) tarafından meydana
getirilen, tropikal-subtropikal ülkelerde daha sıklıkla rastlanılan
ve insanlarda en yaygın görülen paraziter hastalıktır.
Dünyada yaklaşık 1 milyar insanın bu hastalıktan etkilendiği
tahmin edilmektedir.
AL’nin erişkin formları yaşamlarını ince barsakta sürdürür.
Gıdalarını konakçının yarı sindirilmiş besinlerinden alırlar.
Özellikle tropikal ve subtropikal ülkelerde prevalansı yüksektir
ve dünyada sağlık hizmetlerinin yetersiz olduğu tüm bölgelerde
görülebilir.
Gelişmiş ülkelerde sporadik olarak rastlanırken 3. dünya
ülkelerinde yüksek oranlar bildirilmiştir.
13. Giardia lamblia adlı parazitin neden olduğu ince barsak
enfeksiyonudur.
Herkesi etkileyebilir, ancak bebeklerde, küçük çocuklarda ve
20-40 yaşlarında daha yaygındır.
Bildirilmesi gereken bir hastalıktır.
Dışkı teması mideye inerse enfeksiyon oluşur.
Bulaşma kişiden kişiye temas, ev ve çocuk bakım merkezleri
gibi ortamlarda oluşur.
Dışkılı maddelerle temas içeren cinsel ilişki ile de bulaşabilir.
15. Taenia saginata (sığır tenyası) ve Taenia solium (domuz tenyası)
parazitik solucanlardır.
Taeniasis yetişkin tenyaların bağırsaklarda bulunması ile ortaya
çıkar.
İnsanlar bu iki parazit türü içinde üreme işleminin gerçekleştiği
taşıyıcılardır. (Definitive host).
Bu parazitlerin üreme çemberleri yani yumurta üretimi sadece
insanlarda gerçekleşmektedir.
Tenyalar bağırsaklarda kaldığı sürece (30 yıla kadar kalabilir)
Yumurtalar insan dışkısı ile çevreye yayılır. Yumurtalar çevrede
aylarca canlılığını sürdürmektedir.
İnfekte sığır veya domuz eti tüketenler, HIV/AIDS hastaları,
organ transferi olmuş kişiler, kemoterapi tedavisi devam
edenler gibi zayıf bağışıklık sistemi olan kişiler risk altındadır.
Tenya larva kapsüllerinin öldürülebilmesi için en az 71⁰C (iç
sıcaklığı) ulaşana kadar pişirilmeleri gerekir.
17. Strongyloides stercoralis infeksiyonu ılıman ve tropikal
bölgelerde yaygındır.
İnsan S.stercoralis için primer konaktır.
İnfeksiyonun taşınması ve yayılması toprak, iklim ve
sanitasyon koşulları ile ilişkilidir.
Özürlü çocukların barındırıldığı kurumlarda infeksiyon daha
sıktır.
Tipik belirtiler intestinal fazda ortaya çıkar. Epigastrium
bölgesinde ağrı, yanma, dolgunluk hissi, kusma, ishal ve
konstipasyon episodları olabilir.
Dışkıda veya duodenum sıvısında tipik larvaların gösterilmesi
ile tanı konur.
20. İnsana özgüdür, ara konağı yoktur. Bütün dünyada, ama
özellikle ılıman bölgelerde ve ilkokul çağı çocuklarda en sık
görülen yuvarlak solucandır.
Dişileri 10, erkekleri 3 mm boyunda, insanda kör bağırsak,
apandisit ve diğer kalın bağırsak kısımlarının içyüzüne
başlarıyla tutunarak yaşar.
Hamile dişiler geceleri makat civarına doğru hareket edip, bu
bölgedeki deriye ortalama 10.000 yumurta bırakır ve ölürler.
Her yumurta bir embriyon ihtiva eder ve birkaç saat içinde
larva haline geçer.
Yumurtaların makattan alınıp ağza götürülmesiyle
bağırsaklara tekrar yüzlerce yumurta gelir,
Bunlardan hemen larvalar çıkar ve birkaç ay geçmeden bu
yeni larvalar da yumurtlayacak hale gelirler ve aşağıya hareket
edip makat derisi civarına yumurtalarını bırakırlar.
21. Çamaşır ve yataklara da dökülen yumurtalar dış ortamda da
canlılıklarını koruduklarından ailenin bir üyesinde kıl kurdu
bulunması bütün fertlerde de bulunduğu manasını taşır.
Bu yüzden tedavi bütün aileye yapılır.
Dikkat çekicisi belirtisi, özellikle geceleri makat kaşınmasıdır.
Bunun sebebi yumurtalarını bırakmak için olgun dişi
parazitlerin aşağılara doğru hareket etmeleridir.
Huzursuzluk, uykusuzluk, yatağını ıslatma diğer şikâyetlerdir.
Kaşınma neticesinde makat bölgesinde egzama ve iltihabi
yaralar teşekkül edebilir.
Sabahları ağızdan su akıp yastığı ıslatır.
22. Dünyada yaklaşık 500-900 milyon insanı (sadece ABD'de 42
milyon) enfekte ettiği düşünülen bağırsak parazitleri,
Ekonomik, tıbbi ve teknolojik gelişmelere karşın, artan nüfusa
paralel olarak yarım yüzyıldan beri fazla değişmediği,
Bazı endemik ülkelerde enfeksiyon oranının %90’lara vardığı
bildirilmektedir.
Türkiye'nin hemen her yöresinde yapılan çalışmalarda
bölgeye göre bağırsak paraziti oranları %10-96 arasında
değişen oranlar sergilemektedir.
Sosyoekonomik düzeyi düşük ve kalabalık ailelerde kıl kurdu
enfeksiyonunun daha sık ortaya çıktığı gözlenmiştir.
Kesin tanı yumurtaları veya parazitin kendisinin görülmesi ile
konur.
24. Kistik ekinokokkoz (KE); insan ile koyun, keçi ve sığır gibi çiftlik
hayvanlarında Echinococcus granulosus'un (E.granulosus)
larval formlarının neden olduğu kronik seyirli zoonotik bir
enfeksiyondur.
E. granulosus'un esas konağı olan köpeklerin dışkısı ile atılan
yumurtalar hem çiftlik hayvanları hem de insanlardaki
enfeksiyonların asıl kaynağıdır.
E. granulosus'un yaşam döngüsü esas olarak koyun ve sığır
gibi çiftlik hayvanları ile köpekler arasında sürer.
Ancak insanlar da ara konak olarak döngüde yer alır.
Gelişmekte olan ülkelerde ve özellikle koyun beslenen
bölgelerde KE halen önemini koruyan büyük bir halk sağlığı
problemidir.
25. E. granulosus dünyada geniş bir coğrafik dağılım gösterir.
Dünyada KE sıklığının bölgesel değişiklik gösterdiği 0-
79/100,000 arasında değiştiği bildirilmektedir.
Bazı ülkelerde eradike edildiği bildirilmekte ise de birçok
bölgede yüksek oranda görülmektedir.
Ülkemizde insanlarda KE görülme sıklığı hakkındaki veriler
genellikle seroepidemiyolojik çalışmalar ile hastane
kayıtlarından bildirilen verilerdir.
Ülkemizdeki seroepidemiyolojik araştırmalara göre insanlarda
KE sıklığının 14-291/100.000, hastane kayıtlarına göre ise 0-
11/100.000 arasında değiştiği bildirilmektedir.
Özellikle kırsal kesimdeki kaçak hayvan kesimleri, son yıllarda
azalmakla birlikte kontrolsüz hayvan hareketleri ve kaçak
hayvan girişi gibi nedenlerle bölgemizde hem kasaplık
hayvanlarda hem de insanlarda KE görülme sıklığının yüksek
oranlarda olduğu bildirilmektedir
26. Türkiye’de 2001-2005 yıllarında değişik hastanelerden,
İl Sağlık Müdürlüklerinden ve Sağlık Bakanlığı’ndan elde edilen
kayıtların retrospektif olarak gözden geçirilmesiyle saptanan
“kistik ekinokokkoz” olguları incelenmiştir.
Sonuçlara göre Marmara Bölgesi’nde 2534 (% 13.13),
Ege Bölgesi’nde 2114 (% 16.94),
Akdeniz Bölgesi’nde 2578 (% 16.09),
İç Anadolu Bölgesi’nde 5404 (% 38.57),
Karadeniz Bölgesi’nde 428 (% 5.70),
Doğu Anadolu Bölgesi’nde 844 (% 6.80),
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 887 (% 2.75)
Olmak üzere toplam 14789 olgu saptanmıştır
29. Son derece yaygındır ve nemli tropikal ve subtropikal
bölgelerde yaklaşık olarak 700 milyon insanı etkilemektedir.
Dünya genelinde günde 700 milyon insandan ortalama 7
milyon litre kan emmektedirler.
Özellikle gelişmekte olan ülkelerde çocuklarda, kancalı kurt
enfeksiyonu sonucu, ölümcül olmayan bir çok hastalığa karşı
çocukların direnci düşmekte ve ölüm meydana gelmektedir.
Hastalık; ılık, nemli ve oksijenli toprakta gelişen yavru kancalı
kurtlarla (larva) deri yoluyla bulaşır.
Cilde giriş yerlerinde kaşıntılı bir kızarıklık meydana gelebilir.
Özellikle kapalı ve kalabalık topluluklarda daha sıktır.
31. Dünyada 88 ülkede 350 milyon kişi riski altındadır ve yılda 1,5
milyondan fazla yeni KL olgusu ortaya çıkmaktadır
KL olgularının %90’ından fazlasının Afganistan, Pakistan,
Suriye, Suudi Arabistan, Cezayir, İran, Brezilya ve Peru’da
ortaya çıktığı belirtilmektedir.
Endemik ülkelerde hastalık genellikle pasif sürveyansla takip
edildiği için gerçek hastalık sıklığını tahmin etmek güçtür.
Ülkemizde 1833 yılından beri varlığı bilinen, 1950’li yıllarda
GD Anadolu Bölgesinde çok görüldüğü bildirilen KL, sıtma
savaşı ve tarımsal ilaçlamanın vektör tatarcıkları da etkilemesi
sonucu azalmış, ancak son yıllarda sıklığı artmaya
başlanmıştır.
32. Günümüzde başta Şanlıurfa olmak üzere Güneydoğu
illerimizde ve Akdeniz Bölgesi’nde Leishmania tropica’nın
sebep olduğu “Antroponotik Kutanöz Leishmaniasis (AKL)”
gözlenmektedir
Vektörlüğünü kum sineği (yakarca, tatarcık, sand flies)
türlerinden “Phlebotomus sergenti”nin yapar,
Derideki açık yaralarla karakterizedir,
SB-BHBS’nde “A” grubunda yer alan paraziter bir hastalıktır.
GAP projesi ile artan tarımsal sulama ile KL’nin artış
gösterebileceği de bildirilmektedir.
Ülkemizde 2009 yılına kadar son 4 yıldaki kayıtlı olgu sayısı
6909’dir
33. Ülkemizde “Leishmania infantum”un sebep olduğu,
Vektörlüğünü kum sineklerinin Larroussius alt cinsinde yer
alan türlerin (P. neglectus, P. syriacus, P. tobbi gibi) yaptığı,
Köpeklerin doğal rezervuar olduğu,
Özellikle çocukluk çağında iç organlarda büyüme, kansızlık,
zayıflama ve pansitopeniye bağlı kanamalarla görülen,
SB-BHBS’nde “C” grubunda yer alan,
sistemik paraziter bir hastalıktır.
Ülkemizde 2009 yılına kadar son 4 yıldaki kayıtlı olgu sayısı
102’dir
35. Plasmodium” türü bir grup parazit olan , dişi anofel
sivrisinekleriyle insanlara bulaşmasıyla yayılan ateşli bir
hastalıktır.
Dünyada 2 milyardan fazla insan risk altındadır,
Dünyanın en önemli sağlık problemleri arasındadır,
Ülkemizdeki hastalık etkeni “Plasmodium vivax”’dır.
Sıtma, Sağlık Bakanlığı Bulaşıcı Hastalıklar Bildirim Sistemi (SB-
BHBS)’nde “A” grubunda yer alır,
İngilizcede kullanılan 'Malaria' terimi İtalyancada kötü hava
('malaria') anlamına gelir.
Hastalığın en bariz belirtisi titremeyle yükselen ateştir.
Teşhisi kolay, tedavisi ve korunması mümkün olan sıtma
hastalığı çok eski zamanlardan beri bilinmektedir.
38. Yassı solucanlar sınıfına girer.
Normalde koyun ve sığırlarda karaciğer içinde safra yollarına
yerleşir, buradan safra yollarına attıkları yumurtaları, dışkı
yolu ile sulara bulaşır, sularda salyangozları ara konakçı olarak
kullanırlar.
Salyangozlardan ayrılan metasarkaria hali su bitkilerine
bulaşır, bu su bitkilerini yiyen koyun, sığır ve nadiren insanlar
ağız yoluyla metasarkaria’yı ince barsaklara almış olurlar.
Organizma buradan ince barsağı, peritonu ve karaciğerin
kapsülünü deler ve karaciğer içinde safra yollarına yerleşir.
Burada erişkin hale gelerek hayat döngüsünü tamamlar.
39. Karaciğer içinde safra yollarında asemptomatik olarak yıllarca
kalabilir.
Yakınma oluşturduğunda ise kolanjit, tıkanma sarılığı,
pankreatit ve bilyer kolik yapabilir.
Sığır ve koyun yetiştiriciliğinin bulunduğu her yerde
görülebilir.
Kuzey Afrika, Orta ve Güney Amerika, Küba, Güney Fransa,
İngiltere, Galler ve Peru sıklıkla görülür.
41. Kirli sebze ve meyveler mutlaka çok iyi yıkanmalı.
Pis suların karıştığı içme suları içilmemeli ve kullanılmamalı.
Kuşkulu suların tüketimi kaçınılmaz olduğunda kaynatma veya
klorlama gibi yöntemlere başvurulmalı,
Temizliğe ve el yıkamaya önem verilmeli,
Kaçak kesim etlerinden kaçınılmalı, çiğ veya iyi pişmemiş etler
yenilmemelidir. Çiğ köftenin tehlikeli olduğu unutulmamalı,
Böcek, sinek ve diğer haşaratlar ile mücadele edilmeli,
Kedi ve köpek gibi evcil hayvanların sağlık kontrolleri düzenli
olarak yaptırılmalı,
CYBE’lara dikkat edilmeli,
Şikayet olmasa dahi çocuklara 6 ayda bir, yetişkinlere ise en az
yılda bir paraziter tarama testi önerilir.
42. Çocuklar toprakla oynadığında ellerini ağızlarına götürmeleri
engellenmeli,
tuvalet temizliğinde anüse dokunulmamalı, sadece tuvalet
kağıdıyla temizlik yapılmalı, çocuklara da öğretilmeli,
tırnaklar kısa tutulmalı,
musluklarla fazla temastan kaçınılmalı,
toplu yerlerde ve evlerde mümkün olduğunca az dokunulan
tipte musluklar ve sabunluklar ve sıvı sabun tercih edilmeli,
Sıvı sabun, sabundan çok üstündür ama kötü markaları ve
fazla beklemişleri de enfeksiyon kaynağı olabiliyor.
43. Parazitin türüne, giriş yerine, yerleştiği organ veya sisteme,
vücudun bağışıklık ve savunma sistemine ya da meydana
getirdiği patolojik bozukluklara göre değişir.
Genel belirtileri başlıca; ateş, halsizlik, nabız değişiklikleri,
deri ve mukozalarda yara ve döküntüler ile kanın sıvısal ve
hücresel yapısındaki bozulmalardır.
Sinir sistemi bozuklukları; baş dönmesi, kusma, hıçkırık, baş,
bel ve kas ağrıları, uyuklama veya uykusuzluk, sayıklama ve
çırpınmalar şeklinde ortaya çıkabilir.
Ürogenital sistem belirtileri; akıntı, kaşıntı, yanma, ağrı,
infertilite, güç ve kanlı idrar yapma;
Solunum sistemi belirtileri; öksürük ve solunum güçlüğü vb.
şeklinde görülebilir.
44. Sindirim sistemi belirtileri; şiddetli gaz, geçici ishaller, dışkıda
yumuşama veya keçi pisliği gibi dışkılama, kabızlık, kanlı dışkı
çıkarma ve anüste kaşıntı, sık karın ağrısı-kramplar (açlıkta
daha fazla), yastığa salya akması, diş gıcırdatma, dil kenarında
kabartılar, kilo alamama, sabah bulantıları, ağız kokusu,
iştahsızlık veya aşırı yeme şeklindedir.
Parazitin türüne göre çok hafiften, çok ağır- ölümcül tablolara
kadar değişen çoğunlukla kronik, bazısında da akut seyirler
görülebilir.
Parazitin cinsine bağlı olarak; uzun süreli maruz kalınca;
kansızlık, barsak tıkanması, büyümede gecikme, akciğer
belirtileri, karaciğer-dalak büyümeleri, deri döküntüleri, hatta
ağır organ hasarları bile olabilir.
45. Büyük ölçüde laboratuar testlere dayanır.
Kesin teşhis bunların doğrudan ya da mikroskop yardımıyla
görünmesiyle konur.
Ayrıca bazı parazitler kültür yöntemiyle teşhis edilebilir.
Bir barsak paraziti olmasına rağmen barsak içine
yumurtlamayan “Enterobius vermicularis” gece ve sabah
saatlerinde dışarı çıkarak anüs çevresine yumurtlaması
nedeniyle ancak selofan bant yöntemiyle saptanabilir.
Bazı parazitler ise ancak kanda antikor veya antijenlerin
aranması yoluyla ya da
cerrahi yöntemlerle alınan biyopsi örneklerinin incelenmesi ile
teşhis edilebilirler.
46. Tedavide parazitine göre değişen ilaçlar vardır.
bazılarının karaciğere veya başka organlara etkisi, ciddi
zararları olabileceğinden tam teşhis konduğu zaman, gerektiği
gibi kullanılmalı,
şikayetler sürse de kendi kendine tekrarlanmamalıdır.
bazı parazitlerde tüm aile aynı zamanda ilaç kullanmalıdır.
Oksiyür (kıl kurdu) gibi bazı parazitlerde yumurtalar
döküldüğünden çarşaf / çamaşırı kaynatmak ve çok iyi
ütülemekte tedavinin bir parçasıdır.
kaynatmada ısının 90⁰ olması yeterli değil, 100⁰ olmalı.
47. Türkiye’de halkımız için ne kadar önemli olduğunun iyi
anlatılması ve iyi anlaşılması gerekmektedir.
Bu enfeksiyonların;
Öldürücü olmaması,
insanlarda belirgin klinik rahatsızlıkların az görülmesi,
genelde hastaların dahi fazla şikayetçi olmamaları,
hekimlerimizin ve tıp fakülteleri sorumlularının bu hastalıklara
yaklaşımlarını olumsuz yönde etkilemiş,
parazit hastalıkların kronikleşmesiyle oluşan ve biriken,
zamanla artan patolojik bozuklukların hastaları nasıl etkilediği,
pek düşünülmemiştir.
Diğer tüm infeksiyonların ve organik rahatsızlıkların
etyolojisinde parazitlerin önemi dikkate alınmamıştır.
48. Türkiye’de yaygın, özellikle kırsal bölgede fazla görülmesi,
Halkımızın büyük çoğunluğunda sağlık eğitiminin olmaması,
Hekimlerimizin bu hastalıklar hakkında yeterince
bilgilendirilmemesi nedeniyle, teşhis ve tedavisinde,
korunma olanaklarının araştırılmasında,
gerekli önlemlerin alınmasında yetersiz kalınmıştır
doğrudan ya da dolaylı yollardan çok ciddi boyutlarda iş gücü
ve verim kaybına yol açmaktadır.
Bir ülkenin geleceğini olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
Ülkenin turizm potansiyelinin azalmasına neden olmakta ve
stratejik önem taşımaktadır.
49. Özbilgin A., “Parazit Hastalıklarının Türkiye’deki Durumu, Tanısı ve Sorunları”, ANKEM Derg.,
2009;23(Ek 2):216-220
Korkmaz M., “Barsak Helmintleri”, ANKEM Derg., 2006;20(Ek 2):170-176
Kaplan M., Aygen E., Özyurtkan M. O., Ünal B., “2005-2007 Yılları Arasında Fırat Üniversitesi
Hastanesindeki Kistik Ekinokokkoz Olguları”, F.Ü.Sağ.Bil.Tıp Derg., 2010: 24 (2): 109 – 113
Sucaklı M.B., Saka G., “Diyarbakırda Şark Çıbanı Epidemiyolojisi”, Türkiye Parazitoloji Dergisi, 31
(3): 165-169, 2007
İşlek İ., Küçüködük Ş., “Askariasis”, O.M.Ü.Tıp Dergisi, Cilt 8, 1991, No:3, syf; 291-296
http://www.cdc.gov/ nisan 2012
http://www.canlibilimi.com/mikroorganizmalar-nedir.asp nisan 2012
http://www.e-saglikci.net/parazit-hastaliklari-nedir-nasil-onlenir.html nisan 2012
http://pcdeyim.com.nu/parazitizm-nedir.html nisan 2012
http://www.genetikbilimi.com/tip/parazitler.html nisan 2012
http://tr.wikipedia.org/wiki/S%C4%B1tma nisan 2012
http://www.mhcs.health.nsw.gov.au/publication_pdfs/7125/DOH-7125-TUR.pdf nisan 2012
http://www.gidabilimi.com/makaleler/34-makaleler/2343-parazitler-ve-gida-kaynakli-hastaliklar
nisan 2012
http://www.saglikdanis.com/klinikler4.asp?altbaslik=14&kisim=1269&bolum=11 nisan2012
http://www.infectionlandscapes.org/2012/03/strongyloidiasis.html nisan 2012
http://www.saglikbilimi.com/cocuklarda-strongyloidiasis/ nisan2012
http://www.sagliksiteniz.com/kil-kurdu-hastaligi-ve-tedavi-yollari.html nisan 2012
http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C4%B1l_kurdu nisan 2012
http://www.saglikx.org/tag/necator-americanus nisan 2012
http://saglikdanis.com/vizitsorugoster.asp?id=437&adres=fasciola-hepatica-nedir?--- nisan 2012