VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
MÜLKİYET YAPISI VE İKTİSADİ PERFORMANS
1. MÜLKİYET YAPISI VE
İKTİSADİ PERFORMANS
Bu sunum şu kaynaktan yararlanarak hazırlanmıştır :
Coşkun Can Aktan, Mülkiyet Hakları İktisadı, Divan Kitabevi, 2019
Sunumu Hazırlayan : Emirhan Yüksel
Prof. Dr. Coşkun Can Aktan
2. Mülkiyet
Yapısı
Organizasyonel
Performans
Mülkiyet yapısı ile organizasyonel performans
arasında yakın bir ilişki vardır. Yüksek
organizasyonel performans ancak özel mülkiyetin
varlığı halinde mümkün olabilmektedir. Mülkiyet,
tek başına ekonomik etkinlik için yeterli değildir.
Etkinlik, özel mülkiyet ve rekabetin bir arada
bulunması halinde mümkündür.
3. Mülkiyet ve piyasa yapısı ile performans arasındaki ilişkiyi ilişkin başlıca teorik
yaklaşımları ikiye ayırmak mümkündür ;
Mülkiyet Hakları Yaklaşımı
X Etkinlik/Etkinsizlik Yaklaşımı
4. Armen Alchian
(1914-2013)
Harold Demsetz
(1930-2019)
Ronald Coase
(1910-2013)
MÜLKİYET HAKLARI YAKLAŞIMI
Organizasyonel
Performans
Mülkiyet Yönetim
Mülkiyet hakları yaklaşımı teorisini geliştiren kişilerin
başında Ronald Coase, Armen Alchian, Harold
Demsetz gibi iktisatçılar gelmektedir. Bu iktisatçılara
göre organizasyonda performansı belirleyen ana
göstergeler “mülkiyet” ve “yönetim”dir. Herhangi
bir organizasyonda eğer mülkiyet ile yönetim
birbirinden ayrı ise, o zaman organizasyonel
performans düşük olur ve organizasyonda
etkinsizlikler ortaya çıkar.
5. Mülkiyet sahibi işletmeyi
geliştirmek için daha fazla
çaba sarf eder. Mülkiyet
sahibinin doğrudan
işletmeyi yönetmemesi
durumunda bir “vekil” tayin
etmesi gerekir. Vekil işletme
sahibi değildir, işletmeyi
yönetmekle görevli kişidir.
Vekilin işletmeyi iyi
yönetmemesi halinde
işletme sahibi vekilin işine
son verir ve yeni bir yönetici
atar.
Eğer organizasyonda sahip
tarafından vekil ya da
vekillere sağlanan teşvikler
yüksek ise o zaman vekiller
daha fazla çalışma gayreti
içerisinde olurlar.
Mülkiyet Hakları teorisinin varsayımları :
6. Kamu
Organizasyonu
Kamusal mülkiyetin sahibi
herkestir, yani tüm toplumdur.
Kamu kurumları ve kamu
teşebbüsleri, halk tarafından
doğrudan değil, politik
müteşebbisler aracılığıyla
yönetilirler.
Politik müteşebbisler
organizasyonun gerçek sahibi
olmadıklarından özel
müteşebbisler gibi
davranmazlar.
Özel
Organizasyonlar
Sahiplik ve mülkiyet, açık ve
bellidir.
Özel alan içinde bir “sahip”
bulunur ve bu sahip kendi
parasını harcar ya da
kendine ait bir malı kullanır.
Sahip parasını harcarken elde
edeceği faydayı maksimize
etmeye çalışır, mümkün olduğu
ölçüde kaliteli mal ve hizmetleri
en düşük fiyattan satın almak
için çabalar.
7. X ETKİNLİK/ETKİNSİZLİK TEORİSİ’ne göre;
Harvey Leibenstein
(1922-1994)
Rekabetçi
Piyasalar
Etkinlik
geçerlidir.
Rekabetçi piyasalarda
üreticiler maliyetlerini
minimize etmek ve
kaynaklarını israf etmeden
etkin bir şekilde kullanmak
zorundadırlar
Monopolcü
Piyasalar
Etkinsizlik
geçerlidir.
Monopol piyasalarında,
monopolcü yüksek
maliyet ile de karını
maksimize
edebileceğinden
etkinlik konusu o kadar
önem taşımaz.
i. ii.
8. Kamusal organizasyonlarda X
etkinsizlik; özel organizasyonlarda
ise X etkinlik geçerlidir.
Bunun nedeni, kamusal
organizasyonların genellikle rekabet
baskısından uzak olmaları ve
monopolcü durumunda bulunmalarıdır.
Özel organizasyonların faaliyet gösterdiği
özel sektörde rekabet, kamu sektörüne
oranla çok daha belirgindir.
9. Organizasyonel Performansın Ölçülmesi
Bir organizasyonun amaçlarını ne
ölçüde gerçekleştirip
gerçekleştiremediğini tespit etmek
için “performans değerlendirme ve
ölçme” adı verilen çalışmaların
yapılması gerekir.
10. Organizasyonel performansın ölçülmesinde kullanılacak kriterleri başlıca 7 ana
başlık altında toplayabiliriz :
Karlılık
Verimlilik
Maliyet
Yenilik
Kalite
Müşteri Memnuniyeti
Çalışanların Memnuniyeti
11. Matris Analizleri: Mülkiyet Yapısı ile Organizasyonel
Performans Arasındaki İlişkiler
İnsan, genel olarak kendine
ait olan parayı harcarken ya
da mülkiyetini kullanırken
içsel faydasını maksimize
edecek ve dışsal faydayı
minimize edecek şekilde
davranır ve bu yönde karar
ve tercihlerde bulunur.
12. İnsanlar kendi sahip olmadıkları
parayı harcarken, kendi özel
paralarını harcarken gösterdikleri
hassasiyete sahip olmazlar.
Özel alan içinde bir “sahip”
bulunur ve bu sahip kendi
parasını harcar.
Kamusal alan içerisinde ise gerçek
bir “sahip” bulunmaz. Kamusal alanda
başkasına ait paraları başkası adına
harcayan politik müteşebbisler
bulunur.
13. İsraf ve
Savurganlıkların
En Az Görüldüğü
Alan
HEM KAMUSAL HEM
DE ÖZEL ALAN
İsraf ve
Savurganlıkların En
Az Görüldüğü Alan
İsraf ve
Savurganlıkların En
Fazla Görüldüğü
Alan
A B
C D
KİMİN PARASINI HARCIYOR?
KİMİN
İÇİN
HARCIYOR?
Kendi Parasını Başkasının Parasını
Kendisi
İçin
Başkası
İçin
Şekil 1 : İsraf ve
Savurganlıklar
Yönünden Özel
Harcama ve
Kamusal
Harcama Alanları
14. Şekil-1 üzerindeki dört alan içerisinde israf ve savurganlıkların en
fazla olduğu alan D alanıdır. Bu alanda başkalarının parası,
başkaları için harcanır. Bu alanı “kamusal alan” olarak
adlandırabiliriz.
İsraf ve savurganlıkların en az olduğu alan ise A ve C alanıdır. Bu
iki alanda birey, kendi parasını kendisi için ya da başkası için
harcar. Bu alanda birey, parasını harcarken elde edeceği faydayı
maksimize etmeye çalışır.
15. MÜLKİYETİ KİM YÖNETİYOR?
MÜLKİYET
ŞEKLİ
NASIL?
Sahibin Vekili
Kamu
Mülkiyeti
Özel
Mülkiyet
İsraf ve Savurganlıkların En
Az Görüldüğü Alan
İsraf ve Savurganlıkların
İkinci Derecede En Az
Görüldüğü Alan
Kamusal Mülkiyetin
Sahibi (halk) Mülkiyeti
Kendisi Doğrudan
Yönetmiyor
İsraf ve
Savurganlıkların En
Fazla Görüldüğü Alan
Sahibin Kendisi Sahibin Vekili
A B
D
C
Şekil 2 : İsraf ve Savurganlıklar Yönünden Özel Mülkiyet ve Kamusal Mülkiyet
Alanları
16. Şekil 2’de israf ve savurganlıkların en fazla
olduğu alan D alanıdır. Bu alanda devlete ait
mal halkın seçtiği temsilciler tarafından idare
olunmaktadır.
İsraf ve savurganlıkların en az olduğu alan ise
A alanıdır. Bu alanda birey kendine ait bir
mülkiyeti kendisi kullanmaktadır. Müteşebbis
işletmesinde, karını maksimize etme gayreti
içerisindedir. Aksi halde, işletmenin zarar, iflas
etme tehlikesi bulunmaktadır.
17. İsraf ve savurganlıkların ikinci
derecede en az görüldüğü alan ise B
alanıdır. Bu alanda özel işletme
sahibi işletmeyi kendi
yönetmemekte, Bu alan içerisinde
de genel müdürün maliyetleri
minimize etme ve karı maksimize
etme çabası içinde olması gerekir.
Aksi halde, işletme sahibi, genel
müdürün işine son verir.
18. Rekabet Piyasa Yapısı Tekel
Etkinlik Yüksek Etkinlik Düşük
Etkinlik Düşük
Kamu
Mülkiyet
Yapısı
Özel
1 2
3 4
?
Şekil 3 : Organizasyonel Etkinlikte Mülkiyet ve Piyasa Yapısının Rolü
19. Şekil-3’te ise organizasyonel performans ile mülkiyet ve
piyasa yapısı birlikte ele alınmıştır. Anlaşıldığı üzere
piyasada rekabetin mevcut olduğu bir özel mülkiyet
düzeninde (1) etkinlik en yüksek durumdadır.
20. Organizasyonel etkinliğin en
düşük olduğu iki alan
bulunmaktadır. Gerek özel
mülkiyet gerek kamu mülkiyeti
olsun, piyasa yapısının “tekel”
konumunda olduğu durumda
etkinlik düşük seviyededir. Sonuç
itibarıyla 2 ve 4 numaralı
alanlarda etkinlik yüksek düzeyde
değildir.
21. “Soru İşareti”
bulunan alanda
ise durum diğer
alanlardan
farklıdır.
Matrise göre bu
alanda kamu
mülkiyeti ve
rekabet söz
konusudur.
Gerçek yaşamda
kamu kurum ve
teşebbüsleri
arasında rekabet
son derece
yetersizdir.
22. Sonuç
:
Piyasa ekonomisi ve kamu ekonomisinde etkinlik yönünden
göreli olarak üstünlüğü belirleyen faktörle özel mülkiyet ve
rekabettir.
Rekabetçi kamu ekonomisinde etkinlik, tekelci kamu
ekonomisine göre daha yüksektir. Kamu ekonomisinde kamu
kurum ve kamu teşebbüsleri arasında rekabeti
gerçekleştirmek gerçek yaşamda son derece güçtür.
Rekabetçi piyasa ekonomisinde etkinlik, tekelci piyasa
ekonomisine göre daha yüksek düzeydedir.