1. • Birkac duzenleme daha yaptim
arkadaslar,iyi calismalar Geleneksel
yaklasimdan bahsetmedim simdilik.
1
YÖNETİM VE
ORGANİZASYON 4
H.Buket Çağlarsular-2016
2. 2
• Pazarlama işlevi; tüketici istek ve ihtiyaçlarının tespit
edilmesi ve bu ihtiyaçların karşılanması için gerekli
girdilerin temin edilip üretim sürecinden geçirilerek ürün
haline getirilmesi, fiyatlandırılması, dağıtılması,
promosyonu-özendirme-tutundurma- ve satış sonrası
hizmetlerinin adına pazarlama denir.
• 1. Genel İşlevler: İşletmenin genel işlevi sadece Yönetim
İşlevi olarak tektir.
• Yönetim işlevi; kuruluş esnasında belirlenen veya sonradan
gözden geçirilen amaçlara ulaşmak için; planlama, örgütleme,
yöneltme koordinasyon ve kontrole ilişkin teori, model,
yaklaşım ve ilkelerin maharetle uygulamaya götürülme süreci
olarak tanımlanır.
• 2. Temel İşlevler: Modern manada işletmenin temel işlevleri
Pazarlama İşlevi ve Üretim Yönetimi İşlevinden oluşmaktadır.
3. • Üretim yönetimi işlev; insanların ihtiyaçlarını karşılayacak mal ve
hizmetlerin en iyi kalitede, en düşük maliyetle, üretimini sağlamaya
yönelik faaliyetlerin planlanması, organize edilmesi,
yönlendirilmesi, koordinasyonu ve kontrolüdür.
• 3. Destekleyici ve Kolaylaştırıcı İşlevler: Finans, muhasebe,
halkla ilişkiler ve insan kaynakları ayrı birer işlev olarak
destekleyici ve kolaylaştırıcı işlevleri oluştururlar.
• Finans işlevi; fon, sermaye, kapital olarak da ifade ettiğimiz
finansmanı, işletmelerin ihtiyaç duyduğu fonların planlanması,
sağlanması ve kontrolü olarak tanımlanmaktadır.
• Muhasebe işlevi, işletmenin varlıkları ve kaynakları üzerinde
değişim oluşturan mali nitelikteki ve para ile ifade edilen işlemlere ait
bilgileri kaydetmek, sınıflandırmak, özetleme, analiz etme ve
yorumlama yoluyla ilgili kişi ve kurumlara raporlar şeklinde sunmak
olarak tanımlanır.
3
• Halkla ilişkiler işlevi, organizasyonla çevresi arasında karşılıklı
iletişimi, anlamayı ve işbirliğini sağlayıp ve bunun işletme lehine
olarak sürdürmeye yardımcı olan işletme işlevidir.
4. • İnsan kaynakları işlevi, bir üretim faktörü olan emek kaynağının
işgücü piyasasından en ekonomik yollardan sağlanması ve verimli bir
şekilde çalıştırılması hedefine yönelik işletme faaliyetlerinin yerine
getirilmesi insan kaynakları işlevini oluşturur.
• 4. Dönüştürücü İşlevler: AR-GE yönetimi, verimlilik yönetimi ve
örgüt geliştirme faaliyetleri ayrı birer işlev olarak dönüştürücü
işlevleri oluştururlar.
• • AR-GE yönetimi işlevi; gelişimi gerçekleştirmek ve takip etmek
AR-GE alanına yapılan yatırımlara bağlı olarak bu alanda yapılan
harcamalar ve bunların pozitif sonuçları gelişmişlik ölçüsü olarak da
ifade edilmektedir.
4
• • Verimlilik yönetimi işlevi, verimlilik işletmelerin kendilerini
değerlendirmede, ücretlendirmede, ceza ve ödüllendirmede
kullanılan araç olmuştur.
• • Örgüt geliştirme işlevi, daha etkili ve katılımlı bir örgüt kültürü
meydana getirerek örgütün sorun çözme ve kendini yenileme
süreçlerini geliştirmek üzere girişilen uzun süreli çabalardır.
5. Ekonomik Sistemler Ve Yönetim İlişkisi
• 1. Serbest Piyasa Sistemi: Her türlü iktisadi faaliyetlerin
kişilerin serbest teşebbüsüne ve fertler arasındaki serbest
sözleşmelere bırakıldığı, üretim, tüketim, bölüşüm ve
mübadeleyi ayarlama ve düzenleme işinin serbest piyasalara
ve bu piyasalardaki fiyat mekanizmasına bırakıldığı iktisadi
sistemdir.
Serbest piyasa sistemine "Kapitalist Sistem, Liberal Kapitalist
Sistem, Pazar Ekonomisi veya Piyasa Ekonomisi " ismi verilir.
A.B.D. ve Batı Avrupa ekonomileri, bu sisteme en yakın
ülkelerdir. Serbest piyasa sistemi olarak ifade edilen bu sistem;
çok sayıda alıcı ve satıcı, piyasaya giriş-çıkış serbestîsi,
ürünlerin homojen olması, piyasanın açık ve şeffaf olması
ve üretim faktörleri hareketinin tam olması gibi beş temel
şartı taşıması gerekir.
5
6. Kapitalizm bir dünya sistemi olarak kendini inşa ederken
karşısına çıkan engelleri de tasfiye etmektedir.
Serbest piyasa ekonomisinden sapmalar başladığında
rekabet şartlarının giderek bozulması veya ekonomik yapının
liberal kapitalist sistemi savunanların düşündüklerinden
farklılaşması gibi nedenlerle devletler ekonomik hayatın
işleyişine kayıtsız kalmamışlardır. Serbest piyasa sistemine ilk
müdahale 1929 Dünya Büyük Ekonomik Buhranı ile ikinci
büyük kriz veya müdahale ise Eylül 2008’de ABD’de başlayan
ve yayılan krize ülkeler değişik şekillerde müdahalelerde
bulunmaktadırlar.
6
7. • 2. Sosyalist Sistem: Başlıca iktisadi faaliyetlerin devlet
tarafından yürütüldüğü, mülkiyet ve girişimcilik hürriyetinin
olmadığı veya çok sınırlı tutulduğu, üretim araçlarının devletin
idaresi ve altında olduğu, yatırım, üretim ve tüketicinin
merkezi planlama ile yürütüldüğü bir sistemdir.
• 3.Karma Ekonomi Sistemi:
Karma ekonomik sistem, bir ihtiyaç sonu ortaya çıkan ve her
yerde geçerli, kabul görmüş, standart ilke ve kuralları olmayan
ve uygulamada çok değişik görünümler alan ve temelde
bilimsel değil siyasal bir olaydır.
7
8. ORGANİZASYON
• 1. Organizasyon Ve Özellikleri
• Organizasyon, amaçlara ulaşmak için yapılacak işlerin
belirlenmesi ve gruplandırılması; işleri yapacak
personelin ve yetki ve sorumluklarının belirlenmesi;
faaliyetlerin etkinliği için gerekli fiziksel ortamın
hazırlanması çabalarının tümüdür.
Organizasyon yapısını belirleyen temel unsurlar :
1. Amaç Birliği: Her örgüt ulaşmak istediği amaçlara ve bu
amaçlarla ulaştıracak faaliyetlere göre farklı bir yapıda
dizayn edilir. Oluşturulan organizasyon yapısının bütün
birimleri işletmenin temel hedeflerine dönük olmalıdır.
Birimlerin kendi amaçları arasında bütünlük olmalı ve
işletmenin nihai hedefine katkıda bulunacak nitelikte
olmalıdır. 8
9. 2. Yönetim Alanı. Kontrol alanı olarak da görülen yönetim
alanı örgütte bir üste bağlı olması gereken ast sayısı ile
ilgili bir unsurdur. Bir yöneticiye bağlanacak ast sayısı ve
üstleneceği sorumluluklar, yöneticinin bilgi, yetenek ve
kavrama sınırlarını aşmamalıdır.
3. Yönetim Birliği. Aynı amaca yöneltilmiş ve benzer
faaliyetler grubu bir tek yöneticiye bağlanmalıdır.
Faaliyetlerde etkinliği sağlamaya yönelik bu ilke yönetim
birliği olarak bilinir. Yönetim birliği, yönetim alanı –kontrol
alanından- farklılık arzeder.
4. Komuta Birliği. Her astın yalnızca bir üste bağlı ve
sorumlu olması ve ondan emir almasını ifade eden ilke,
komuta birliği olarak nitelenir. Bu ilke ile faaliyet
kargaşası önlenir.
9
10. 5. Yetki ve Sorumlulukların Açıklığı ve Dengesi. İşletme
çapında her çalışanın işi ile sahip olduğu yetki ve
sorumluluklar açık ve kesin olarak belirtilmelidir. Bu açıklık
yazılı ve sözlü olarak sağlanmalıdır. Ayrıca her çalışanın
sahip olduğu yetkiler ve sorumluluk alanı arasında denge
olmalıdır.
6. Haberleşme Kanalı ve Şekli: Haberleşme ilişkilerinin çeşidi
ve niteliği de organizasyonun yapısını etkileyen bir
unsurdur. İşletmenin üst, orta ve alt basamak yöneticileri,
kendi aralarında bir araya gelip görüşebilmeli ve ortaya
çıkan sorunlarını çözümleyebilmelidir. Yatay ve dikey
iletişim kanallarının etkin çalıştırılarak etkin ve verimli bir
çalışma ortama oluşturulabilir.
10
11. 7. Ayrılık Gözetme İlkesi: Üst yönetim basamakları yani üst
basamaklarda görev yapan yöneticiler günlük ve rutin
işlerden uzak tutulmalı ancak, genel politikalarla ilgili ve
normal dışı durumlarda kendilerine başvurulmalıdır. Bu
ilkeye ayrıklık veya istisna ilkesi denir.
8. Personel Dağılımında Denge. İşletmedeki her birime
gerekli olduğu miktarda ve nitelikte personel
sağlanmalıdır. İşler ile personeller arasında nitelik ve
nicelik yönünde denge olmalıdır. Ayrıca, isletmenin
bütününde yöneticiler ve yönetici olmayanlar arasında
sayıca denge kurulmalıdır.
9. Kaynakların Dağılımında Denge. İşletmenin amaçlarına
ulaşabilmesi için her faaliyet belirli miktarda paraya
ihtiyacı ortaya çıkarır. Bu miktar, faaliyetlerin ve bunların
gerçekleştirildiği birimlerin önceliğine göre değişir.
11
12. 10. Merkezcil ve Merkezkaç Uygulamalarda Denge. Bir
işletmede alınan kararların uygunluğu için izlenmesi
gereken hiyerarşik kanal belirlenmiş olmalıdır. Değişik
kararların alınmasında benzer yollar izlenebileceği gibi,
bazıları değişik hiyerarşik ilişkiler gerektirebilir. Bazı
kararların daha üst yönetimce alınması zorunlu iken
bazılarının ise, yetki devri sağlanarak daha alt yönetim
kadrolarının katkılarıyla, yani merkezkaç bir tarzda
alınması söz konusudur.
12
13. 11. İş bölümü ve Uzmanlık Derecesi: İş bölümü, herkesin
bir iş dalında ustalaşması, uzmanlaşması için işleri
ayırma veya herkese belirli bir işi vermedir. İşletmelerde
iş bölümü uzmanlaşmayı, uzmanlaşma da verimliliği
artırır. Uzmanlaşma, belli bir işin çok küçük parçalara
ayrılarak her görevi bir kişinin sürekli olarak yapması ile
bilgi, görüş ve becerisinin artması ile mütehassıs
olmasını ifade eder. İşletmede aşırı uzmanlaşma
uygulaması, iş görenlerin uzun bir süre ayni işe
yoğunlaşmasını ifade eder. Bu ise monotonluk, stres ve
sonuçta verimsizlik ortaya çıkarır.
13
14. 12. Gelişme Yeteneği. Organizasyon sureci sonunda
ulaşılan yapı esneklik özelliğine sahip olmalıdır. Zaman
içerisinde ortaya çıkabilecek ihtiyaca cevap verecek
yetenekte olması gerekir. Gelişme yeteneğinin yüksekliği
işletmenin başarısını artıran bir unsurdur.
14
2. Organizasyon Çevre İlişkisi
Organizasyonlar açısından çevre iç ve dış olarak iki
şekilde ifade edilir. İç çevre, işletme açık sistem
yaklaşımı içerisinde organizasyonun kendi içerisinde
oluşturduğu bölüm, kısım gibi alt birimlerin birbirleri ile
olan ilişkileri ve işletme iç iklim ve kültürünü yansıtır. Dış
çevre ise organizasyonun dışında bulunan ve
organizasyona girdilerin temin edildiği ve işlem
sürecinden çıktıktan sonra ürünlerin sunulduğu kesimler
ile birlikte etkilediği ve etkilendiği diğer kesimleri ifade
eder.
15. 1. Yasal ve Politik Çevre: Organizasyonun yasal ve politik
çevresinde; hükümet ve kanunlar yer almaktadır.
Yasalar toplu halde yaşayan insanların kendi aralarında
ve devletle olan ilişkilerini düzenler. Özel ve kamu
hukuku dâhilinde çıkarılan kanunlar işletmeleri
doğrudan ilgilendirir.
2. Sosyal ve Kültürel Çevre: Her toplumun kendine özgü,
inanç, düşünce, örf ve adetlerden oluşan sosyal ve
kültürel bir yapısı vardır. Bu yapı toplum içindeki kişilerin
kendi aralarında ve işletmelerle olan çeşitli ilişkilerini
düzenler. Toplumun sosyal ve kültürel düzeyi farklılığı
ihtiyaç farklılığını da beraberinde getirir. İşletme işte
toplumun farklı ihtiyaçlarını karşılamaya yönelir ve bunu
yaparken toplumun bu yapısını dikkate almalıdır.
15
16. 3. Ekonomik Çevre: Temel işlevi ekonomik nitelik taşıyan
bir üretim birimi olan işletme için ekonomik çevre çok
önemli olmaktadır. Ülkede uygulanan ekonomik sistem
işletmenin faaliyetlerini önemli oranda belirler ve buna
ilave olarak işsizlik, satın alma gücü, enflasyon ve faizler
işletmenin ekonomik çevresini oluşturur.
Ekonomik sistem, sosyal, politik, hukuki kurumları ve
kuralları ile birlikte iktisadı amaçların emrinde bir
koordinasyon düzenidir. Yani, toplumda sahip olunan
kaynakların, vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak üzere
dağıtımını şekillendiren temel kurallardır. Ekonomi ile
toplum arasındaki ilişkiyi o ülkedeki siyası ve toplumsal
değerler etkiler. Diğer bir ifade ile siyasi yapılanma
ekonomik sistemi de belirlemektedir.
16
17. Serbest yani liberal ekonomik sistemde, devlet
ekonominin normal işleyişine müdahale etmez,
işletmeler üretilecek ürün miktarı, fiyat, dağıtım gibi
konularda tamamen arz talep ilişkisi içerisinde ve tam
rekabet esaslarına göre faaliyette bulunurlar. Sosyalist
ekonomik sistemde, ekonomik düzenin işleyişi
tamamen devlet kontrolünde, özel mülke izin verilmez,
üretilecek ürün miktarı yani arz tamamen devlet
tarafından belirlenir ve üretilir. Karma ekonomik
sistemde ise, devlet ekonomik düzenin işleyişine olumlu
bir katkı sağlamak için müdahale eder, genelde özel
sektörün kâr endişesi ile girmediği daha çok toplumsal
ihtiyaçların karşılanması için gerekli üretimi
gerçekleştirmek için yatırım yapar.
17
18. 4. Bilimsel ve Teknolojik Çevre: Organizasyon üretim
sürecinde ve bunları tüketicilere ulaştırırken göz önünde
bulundurulması gereken yasal, ekonomik, sosyal, tabii
ve teknolojik şartlar vardır ve bu şartlar işletmeleri
yakından ilgilendirir. Organizasyonun, bu sistemleri
inceleyen hukuk, ekonomi, davranış bilimleri, doğal
bilimler, teknoloji gibi bilimlerle ve tüm bilimlerde
kullanılan matematik, istatistik gibi ortak yöntemlerle çok
yakın ilişkileri vardır. Teknolojideki hızlı gelişim işletmeleri
çok yakından ilgilendirmekte, yeni buluş ve gelişme
işletme maliyetlerini düşürebilmekte, satışları
artırabilmekte veya tersi durumlarda olabilmektedir. Tüm
bu durum organizasyonlar açısından önemli olmaktadır.
18
19. 5. Doğal Çevre: Organizasyonlar üretim sürecinde üretim
için gerekli girdiler hammadde, yarı mamul, araç-gereç
ve malzeme olarak bulunduğu çevreden temin eder. Bu
girdilerin kıt veya bol bulunması ve üretim yerinin iklim
şartları işletmeyi olumlu veya olumsuz etkiler.
Organizasyonlar üretimlerini gerçekleştirirken girdi temin
ettiği ve üretim atıklarını bıraktığı bu çevreyi gözetip
kollaması gerekir.
19
6. Global Çevre: Günümüz dünyasında hızla gelişen
küreselleşme yani globalleşme olgusu milli olan
organizasyonların uluslar arası piyasada da faaliyet
göstermeye yöneltmektedir. Dünyadaki ekonomik gelişim
ile birlikte yerel, bölgesel tüketici anlayışından dünya
tüketicisi anlayışına geçilmektedir. Organizasyonlar bu
dünya çapında tüketiciye hitap etmek durumunda ve
hitap ettiği ülkelerin tüm şartlarını bilip ve uymak
zorundadır.
20. NEOKLASİK YÖNETİM DÜŞÜNCESİ
• 1. Neoklasik Düşüncenin Doğuşu ve Gelişimi
Davranışsal yönetim yaklaşımı olarak da ifade edilen
neoklasik yönetim yaklaşımı 1940’lı yıllardan başlayıp,
1960’lı yılları kadar süren dönemde etkili olmuştur.
Neoklasik Organizasyon Teorisi, Klasik Teorinin katı ve
insan faktörünü dikkate almayan yapısına bir rahatlık
vermek ve her insanı, performansını etkileyen duygular
ve sosyal yönleri olan bir yapıda kabul etmek suretiyle
yönetime uzun vadeli bir katkı sağlamıştır.
403 Sağlık Yönetimi-H.Buket Çağlarsular 20
21. Neoklasik teoride temel varsayım, gerek kişi, gerekse
iş grubu olarak işçinin psikolojik ve sosyal yönlerinin
dikkate alınmasının gerekliliğidir. Bu gerekçeden
hareketle neoklasik yönetim yaklaşımı esas olarak örgüt
içi insan davranışlarının incelenmesi gayesiyle girişilen
HAWTHORNE araştırmaları ile başlamıştır.
Neoklasik yaklaşımın ele aldığı başlıca konular; insan
davranışı, kişiler arası yani insani-beşeri ilişkiler,
grupların oluşması, grup davranışları, biçimsel olmayan
örgütlerde ve diğerlerindeki değişim ve gelişmelerdir.
21
22. 2. Neoklasik Düşüncenin Temel Dayanakları
Neoklasik düşüncenin insan davranışları ile ilgili
temel varsayımları yani temel dayanakları şunlardır:
1. Kişiler birbirinden farklıdır.
2. İnsan bir bütün olarak görülür.
3. Davranışlar bir nedene dayanır.
4. İnsan diğer üretim faktörlerinden farklıdır.
5. Örgüt sosyal bir sistemdir.
6. İnsan ve örgüt arasında bağımlılık vardır.
22
23. İnsan davranışlarında sosyal ihtiyaçlar büyük rol oynar ve insan
“sosyal insan modeli” anlayışında ele alınır. Bu anlamda neoklasik
düşüncenin insana bakışını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:
1. İnsanın sosyal bir yapıda olmasından dolayı esas olarak sosyal
ihtiyaçları ile motive edilir.
2. Sanayi Devrimi ile gelen işbölümü ve rasyonelleşme, işçilerde
tatminsizlik oluşturur, bunun aşılması sosyal ilişkilere yönelme ile
çözülür.
3. Çalışanlar, yönetimin kontrolü ve ödüllerinden ziyade, çalışma
grubu arkadaşlarından gelen etkilere karşı duyarlıdır.
4. Yönetime karşı duyarlılık, kontrol edenin, çalışanları sosyal bir
yapıda görmesine ve ihtiyaçlarını tatmin derecesine bağlıdır.
Neoklasik anlayışta örgüt modeline bakıldığında, örgüt bir
sosyo-teknik sistemdir ve başlıca iki yönü bulunmaktadır:
1. Sosyal sistem olma özelliği
2. Teknik sistem olma özelliği
23
24. 4. Neoklasik Yaklaşımla İlgili Olarak Geliştirilen
Modeller
Neoklasik düşüncenin gelişiminde; davranışsal
yaklaşımlar ile ilgili olarak insanların işletmede nasıl
davrandığı, kişilerin neden farklı şekilde güdülendiği,
grupların özellikleri ile liderlerin nasıl davrandıkları
konusunda; X ve Y Teorileri, Sistem 1 – Sistem 4 ve
Olgunlaşma Yaklaşımı gibi çalışmalar geliştirilmiştir. Bu
yaklaşımlar aşağıdaki gibi özetlenebilir: Douglas
McGregor daha önceki çalışmalardan etkilenmiş
Mayo'nun çalışmalarının etkisi altında kalarak önce
Taylor ve Fayol'un geliştirmiş olduğu klasik yönetim
kavramının tasvirine girişmiş ve buna X Teorisi adını
vermiştir. Daha sonra da bu teoriyi şiddetle eleştirerek Y
Teorisi adını verdiği beşeri ilişkiler kavramının ilkelerini
ortaya atmıştır. McGregor'un X ve Y teorileri aşağıda ele
alınmaktadır:
24
25. 4.1. X Teorisi
X teorisinin insanlar hakkında bazı geleneksel
varsayımları aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Ortalama insan; yapısı gereği tembeldir, işi sevmez
ve mümkün olduğunca az çalışır.
• 1. Ortalama insan işi sevmediğinden dolayı zorlanmalı,
kontrol edilmeli, yöneltilmeli ve örgüt amaçlarına
ulaşmak için ceza tahdidi altında tutulmalıdır.
• 2. Normal bir insan yöneltilmeyi ister, sorumluluktan
kaçmak ister, hırslı değildir, olsun ister.
• 3. Ortalama insan, yapı olarak bencildir, örgütün
amaçlarına karşı kayıtsızdır.
• 4. Ortalama insan, yapısı gereği gelişime karşı direnç
gösterir.
• 5. Ortalama insan, pek akıllı değildir, şarlatanlar ve
demagoglar -lafazan = laf ebesi- tarafından kolayca
25
26. 4.2. Y Teorisi
Y Teorisinin insanlar temel görüşleri aşağıdaki gibi
sıralanmaktadır:
1. İşletmede insanların çaba harcaması oyun ve dinlenme
kadar doğaldır ve normal insan iş yapmayı sever ve ondan
tatmin eder.
2. Sıkı kontrol ve ceza tehdidi insanı, organizasyon amaçlarına
yöneltecek tek yol değil, insan kendi kendini yöneltme ve
kontrol yoluyla organizasyonda daha başarılı olacaktır.
3. Amaçlara bağlılık, onların elde edilmesi ile igili sunulan
psiko-sosyal ve kişilik ihtiyaçlarını karşılama gibi ödüllere
bağlıdır.
4. Uygun şartlar sağlandığı zaman normal insan sorumluluk
anlamın yanında, onu aramayı da öğrenir. Sorumluluktan
kaçma insanın doğuştan bir özelliği değil, kötü yönetim
anlayışlarının insanları olumsuz etkilemesinin sonucudur.26
27. 5. Organizasyon sorunlarının çözümünde gerekli tahayyül etme,
sorun çözme yetenekleri insanlar arasında sınırlı değildir.
6. Modern sanayi hayatında normal insanın yeteneklerinin
sadece bir kısmından faydalanılmaktadır.
X Teorisinin aksine, Y Teorisi insanın dinamik yüzünü
temsil eder.
27
28. 4. 3. Z Teorisi
Her zaman diliminde bir yönetimin daha etkili olacağını
söylemek imkansızdır. Yönetici bazen X ve Y yaklaşımların
birleşiminin daha etkili bir strateji oluşturduğunu görebilir.
Bundan hareketle X ve Y Teorilerine Z Teorisi ile etkinlilik
getirilmektedir. Z Teorisinin insan davranışları hakkındaki
varsayımları şöyledir:
1. İnsanı ne şeytan ne de melek olarak görülemez yani insan
düşünme, karar verme ve azmetme yeteneklerine sahiptir.
2. İnsan doğuştan ne iyidir, ne de kötüdür yani şartlara göre her
ikisine de yatkın olabilir.
3. İnsan ne zaruri ihtiyaçlarla ne de üst düzey insani ihtiyaçlarla
güdülenir, insanı motive eden içindeki durumdur.
4. Güdüleme ne dıştan zorlamayla ne de içten gönüllü olarak
sağlanabilir, insan ancak mantık yoluyla güdülenebilir.
5. İnsanı iyimser ve kötümser olarak değil tarafsız olarak
değerlendirmek gerekir.
28
29. 4.4. Sistem 1 - Sistem 4 Yaklaşımı
Rensis Likert ve arkadaşlarının geliştirdikleri örgütsel
değişim programları organizasyonları X teorisine Y
teorisine geçmelerine yardım etmeye, olgun olmayan
davranışları olgun davranışlar yönünde özendirmeye
yöneltmişti. Likert sistem 1 - Sistem 4 yaklaşımını
sırasıyla inceleyelim.
Sistem 1: Yöneticileri astlarına güvenmezler,
yöneticilere çok seyrek olarak karar verme sürecine
katılma imkânı tanınmakla beraber kararların büyük bir
kısmı ve amaçların saptanması en tepedeki önderler
tarafından alınır.
Sistem 2: Kararların merkezden verilmesi ve yönetimin
astlara güveninin az olması ile birlikte hizmetçi-efendisi
arasındaki gibi bir güven anlayışına sahiptir.
29
30. Sistem 3: Yöneticilerin astlara güvenleri tam olmamakla
beraber çoktur. Amaç, strateji ve politikaların
düzenlenmesi ve kararlar, geniş ölçüde, yüksek yönetim
kademeleri tarafından verilir.
Sistem 4: Yöneticiler birçok konuda astlarına güvenirler.
Karar verme yetkisi organizasyona nispi olarak
dağılmıştır. Haberleşme dikey boyutta değil yatay
boyutta da yer alır.
30
31. 4.5. Olgunlaşma Yaklaşımı
Chris Argyris'in bu yaklaşımına olgun ve olgun olmayan
kişi modeli olarak yer alır ve "kişiler geliştikçe olgun
olmayan bir insan özelliğinden olgun insan özelliklerine
doğru gelişirler" demektedir. Bu gelişme yedi halde olur.
1. İnsan pasif durumdadır ve her şeyi başkalarından
bekler, bu aşamada aktif duruma geçer.
2. Sınırlı davranırken çok yönlü davranışı geçer.
3. Sınırlı davranış gösterirken değişik davranışlar gösterir.
4. İşe karşı yüzeysel ilgi yerine derin ilgi duymaya başlar.
5. Kısa dönem bakış açısı yerine uzun dönem bakış
açısı sağlanır.
6. Astlık durumundan üstlük durumuna geçer.
7. Kendine duyarlıktan yoksunluk yerine kendine duyarlı
olma özelliğine ulaşır. 31
32. 4. Neoklasik Yönetim Teorisi İle İlgili Eleştiriler
Neo-klasik yönetim anlayışı yönetime birçok yeni
kazanımlar, kavramlar getirmiş, ancak bu yönetim de
bütün dikkatleri insan davranışında yoğunlaştırmasından
dolayı, diğer alanların ihmaliyle hataya düşmüştür.
Organizasyonu oluşturan unsurların kendi başlarına birer
varlık oldukları görüşünden kurtulamamış, motivasyon
konusuna gereğinden fazla ağırlık vermiştir. Nasıl klasik
yönetim yaklaşımı, insanı resmi bir organizasyon yapısı
içinde bir makine gibi görerek, hata yapmışsa, neoklasik
yönetim yaklaşımı da bütün dikkatleri insan davranışları
üzerinde toplamakla, aynı hatayı işlemiştir. Daha sonra
gelen araştırmacılar, insan unsurunu esas almakla bütün
işletme probleminin çözülemeyeceğini ispata çalışmışlar
ve bu gelişmeler sonucunda modern yönetim yaklaşımı
ortaya çıkmıştır.
32
33. 5. Klasik Organizasyon Teorisi İle Neoklasik
Organizasyon Teorisinin Kıyaslanışı
Klasik Yönetim Anlayışı, “İnsansız Örgütler”; Neoklasik
Yönetim Anlayışı, “Örgütsüz İnsanlar” temel varsayımı
üzerine kuruludur. Klasik yönetim anlayışı 1930’lara kadar
uygulanan tek teori olmuş ve en çok eleştiri alan yönü,
insan unsurunu ikinci plana atmış olması, onun robot gibi
davranabileceğini varsaymasıdır. Neoklasik yönetim
yaklaşımı, bu eksikliği görmüş, organizasyonunun
etkinliğini artırmak için insan davranışları ve ilişkileri
üzerine yoğunlaşmıştır. Klasik yönetim teorisi “etkinlik”,
“düzen” ve “rasyonellik” kavramları çerçevesinde ve
organizasyonun mekanik unsurları üzerinde durarak ve
aynı zamanda bir sosyal sistem olan organizasyonların,
önceden belirlenmiş ilke ve kurallara göre, aynen bir
makine gibi işlemesi üzerine kurulmuştur. Klasik
yönetim anlayışında organizasyon, amaçların
gerçekleştirilmesi için belirli faaliyetler sonucu
33
34. Klasik görüşte dikkatler, organizasyonların yapısı, düzen,
biçimsel organizasyon, ekonomik faktörler ve objektif
akılcılığa yöneltilmiştir. Neoklasik görüşte ise dikkatler,
işteki sosyal faktörlere, biçimsel olmayan organizasyona
ve insanların duygularına yönelir. Klasik yönetim
düşüncesinin esasını bilimsel yönetimin oluşturmasına
karşılık, neoklasik düşüncenin esası, insan ilişkileri
yaklaşımına dayanır. Klasik teorinin kişisel olmayan
yönetim yaklaşımı, en başta işçilerden gelen büyük bir
tepki ile karşılaşması sonucu, psikoloji, sosyoloji, sosyal
psikoloji, antropoloji gibi değişik alanları temsil eden
yazarlar, neoklasik diğer ismiyle davranışsal yönetim
yaklaşımını başlatmışlardır. Neoklasik yenitim teorisi,
Klasik teorinin katı ve insan faktörünü dikkate almayan
yapısına bir rahatlık vermek ve her insanı, performansını
etkileyen duygular ve sosyal yönleri olan bir yapıda kabul
etmek suretiyle yönetime uzun vadeli bir katkı34
35. MODERN YÖNETİM DÜŞÜNCESİ
1. Modern Yönetim Düşüncesinin Doğuşu ve
Gelişimi
Modern yönetim yaklaşımları klasik ve neoklasik
yönetimin bir devamı olup yönetime daha değişik
boyutlar getirmiştir. Modern yönetim yaklaşımı; 1960
yıllarında yönetim ve organizasyon analizinde temel
yaklaşım haline gelen sistem yaklaşımı, sistem
yaklaşımının bir bakıma gelişmiş şekli olan ve uzantısı
olarak kabul edilebilecek olan durumsallık yaklaşımı ve
dinamik yönetim yaklaşımı olarak üç temel
yaklaşımdan oluşmaktadır.
Modern organizasyon teorisinin temel özellikleri; her
işletmeyi bir sistem olarak görmesi, genellikle modeller
ve sistemler kurmaya yönelik, belirli bilimsel kavramlara
dayanan, analitik yani çözümlemeci bir temeli olan
ampirik yani deneye dayalı araştırmalarından faydalanan
35
36. 1. Sistem Yaklaşımı
Sistem Yaklaşımı ve Özellikleri
Sistem, birbirine bağımlı olan iki veya daha fazla parça
veya alt sistemden oluşan bir bütün olarak ifade
edilmektedir.
Sistemler açık ve kapalı olarak iki şekilde
düşünülebilir:
Açık Sistem: Sistem ile sistemin faaliyette bulunduğu
çevre arasında enerji, bilgi ve materyal alış-verişi varsa
bu sistemler açık sistem olarak ifade edilir. Mesela, insan,
hayvan, işletme gibi.
Kapalı Sistem: Sistem ile çevresi arasında alış-veriş,
etkilenme yoksa o sistem kapalı sistemdir. Çalar saat
gibi.
36
37. 2. Durumsallık Yaklaşımı
Durumsallık Yaklaşımı ve Özellikleri
Durumsallık yaklaşımı kurallara göre yönetim
anlayışından durumlara göre yönetim anlayışına
geçilmesini öngörmektedir. Durumsallık yaklaşımı ile
örgütlerin karşılaştıkları sorunlara sadece klasik teorilerin
katı kuralları ve varsayımları ile veyahut da sistem
yaklaşımlarının genel ve soyut ilkeleri ile çözüm
aranmaktan vazgeçildiği görülmektedir.
Durumsallık yaklaşımı kurallara göre yönetim
anlayışından durumlara göre yönetim anlayışına
geçilmesini öngörmektedir. Durumsallık yaklaşımına
göre değişik durumlar ve şartlar yönetimde başarılı
olmak için değişik kavram, teknik ve davranışları
gerektirir.
37
38. Durumsallık yaklaşımı organizasyonu bir sistem olarak
ele alır ve örgüt yapısını çeşitli iç ve dış şartlar
arasındaki ilişkilere göre şekil alan bir yapı olarak görür.
Durumsallık yaklaşımında yönetim sorunları, iç
faktörler kadar dış faktörler de dikkate alınarak
incelenmektedir.
Dış Faktörler İç Faktörler
Pazar Durumu Kullanılan Teknoloji
Devlet Örgüt Yapısının Değişimi
Rekabet Personel
Tüketici Grubu Hedefler
İşletmenin Büyümesi
Faaliyet Konuları
38
39. 3. Dinamik Yönetim Yaklaşımı Ve Toplam Kalite
Yönetimi
Dinamik Yönetim Yaklaşımı
Dinamik yönetim yaklaşımı, gönüllülük esasına dayanan,
her yönüyle esnek, işbirliği, üst düzey katılımı sağlayan
yeni bir yönetim anlayışıdır.
Dinamik yönetim anlayışta yönetimin; gelişimi,
değişimi ve üretici rolünü dikkate alan, şeffaflık, açıklık,
değişkenlik ve bütüncül yapıya dayalı faktörler temel
belirleyici olmaktadır.
Dinamik yönetim yaklaşımına göre, her şey her an
değişebilir niteliktedir. Bu yönetim anlayışına uygun
olarak bugün için yönetim alanında geçerli olan önemli
bir anlayış olan toplam kalite yönetiminden bahsedilebilir.
Toplam kalite yönetimi, iç ve dış müşteri beklentilerinin
karşılanmasına yönelen ve tüm süreçlerin bu hedefe 39
40. 4. Neoklasik Ve Modern Yönetim Yaklaşımlarının
Kıyaslanışı
Klasik Yönetim Anlayışı, “İnsansız Örgütler”; Neoklasik
Yönetim Anlayışı, “Örgütsüz İnsanlar” ve Modern
Yönetim Anlayışı da , “Örgütlü İnsanlar” temel varsayımı
üzerine kuruludur ve bu üç sistem birbirini tamamlayarak
bugünkü noktaya gelmiştir.
Her yönetim düşüncesi olumlu ve olumsuz yönlere
sahiptir. Her yeni düşüncede bu olumsuz yanlar
iyileştirilerek ve yeni katkılarda bulunularak bugünkü son
noktaya gelinmiştir. Modern yönetim ve örgüt teorisi,
klasik ve neoklasik yönetim ve örgüt teorilerinden sonra
ortaya çıkmış ve bunların eksiklerini gidermek, olumlu
yanlarından faydalanmak modern teorinin temelidir.
40
41. Neoklasik yönetim yaklaşımı 1940’lı yıllardan başlayıp,
1960’lı yılları kadar süren dönemde etkili olmuştur.
Neoklasik yaklaşımın ele aldığı başlıca konular; insan
davranışı, kişiler arası ilişkiler, grupların oluşması, grup
davranışları, biçimsel olmayan örgütlerde ve
diğerlerindeki değişim ve gelişmelerdir. Neoklasik
yönetim anlayışı yönetime birçok yeni kazanımlar,
kavramlar getirmiş, ancak bu yönetim de bütün dikkatleri
insan davranışında yoğunlaştırmasından dolayı, diğer
alanların ihmaliyle hataya düşmüştür. Nasıl klasik
yönetim yaklaşımı, insanı resmi bir organizasyon yapısı
içinde bir makine gibi görerek, hata yapmışsa, neoklasik
yönetim yaklaşımı da bütün dikkatleri insan davranışları
üzerinde toplamakla, aynı hatayı işlemiştir. Daha sonra
gelen araştırmacılar, insan unsurunu esas almakla bütün
işletme probleminin çözülemeyeceğini ispata çalışmışlar
ve bu gelişmeler sonucunda modern yönetim yaklaşımı41
42. Klasik ve neoklasik (davranışsal) yaklaşımların
eksikliklerini gidermek gayesiyle yapılan çalışmalar
sonucunda modern yönetim yaklaşımı gelişmiştir. Bu
çalışmalar 2. Dünya savaşı sonrasında (1950’lerden
itibaren) hız kazanmıştır. Her işletmeyi bir sistem olarak
görmenin mümkün olmasından hareketle, modern
yaklaşımlar genellikle, modellere ve sistemler kurmaya
yönelik, belirli bilimsel kavramlara dayanan, analitik bir
temeli olan sentezci yaklaşımdır. Bu yaklaşımda yönetim
ve organizasyon sorunlarını çözmeye yönelik sistem ve
durumsallık yönetim yaklaşımları olarak başlıca iki bakış
açısı ve alanı getirmiştir.
42
43. Yönetim-Örgüt
• İnsanlar, ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere bilinçli ve sistemli
olarak bir araya gelip önce işbirliği daha sonra da işbölümü yaparlar.
• Bu sırada bazıları iş yaparken bazıları iş yaptırır. İş yapanlar
yönetilen, iş yaptıranlar yönetici (yönetim organı) dir.
• Yönetim, başkalarına iş yaptırmayı örgüt aracılığıyla gerçekleştirir.
• Örgüt olan yerde yönetim, yönetim olan yerde de örgüt vardır.
• Örgüt bir kuruluşun statik, yönetim ise dinamik yönüdür.
44. Yönetim Nedir?
• Önceden belirlenmiş amaç ve hedeflere başkalarının ortaklaşa
çabalarıyla ulaşma sanatı.
• Bir amaca ulaşma yönünde girişilen eylemlerin ve yapılan işlerin
bütünü.
• Örgüt amaçlarının en kısa ve en kestirme yoldan gerçekleştirilmesi
için, elde bulunan kaynakların (insan, para, makine, malzeme, bilgi
vb.) anlamlı bir şekilde bir araya getirilerek
– planlama,
– örgütleme,
– yöneltme,
– eşgüdümleme ve
– denetleme
• faaliyetlerinden oluşan bir süreç.
45. Yönetimin ortak üç özelliği…
• 1- Yönetim hem bir sanat hem de bilimsel
bir süreçtir.
• 2- Yönetimin özünü insanlar ve
aralarındaki ilişkiler oluşturur.
• 3- Amaç
46. Yönetim sürecinin başlıca özellikleri…
• Yönetimin beşeri özelliği
• Yönetimin grup özelliği
• Yönetimin amaç özelliği
• Yönetimin işbirliği özelliği
• Yönetimde hiyeraşik yapı özelliği
• Yönetimde iş bölümü ve uzmanlaşma özelliği
• Yönetimin demokratik olma özelliği (insanı makine gibi
gören ve kullanan, insan onuruyla bağdaşmayan ve
insanın çalışma istek ve arzusunu düşüren aşırı
otoriter eğilimler ve zora dayalı yöntemler terk
edilmelidir)
47. • Yönetimin evrensellik özelliği
• Bireyci özellik (yetki en sonda bir kişide toplanır)
• İstisnalarla yönetim özelliği-rutin işler astlara,
stratejik işler üst yöneticilere bırakılır.
• İki yönlü süreç olma özelliği (karar alma-
uygulama)
• Yaratıcı süreç olma özelliği (yönetici ve
işgörenlerin yaratıcı yetenekleri ortaya çıkar)
• İletişim
• Rasyonellik
• Sanat, bilim ve meslek olma özelliği
50. 1-Planlama
• Arzulanan geleceği tasarlamak ve ona ulaşmak
için etkin yolları belirlemek
• Neyin, ne zaman, nasıl, nerede ve kim tarafından
yapılacağını önceden kararlaştırma süreci
• Bir amacı gerçekleştirmek için en iyi davranış
biçimini seçme ve geliştirme niteliği taşıyan
bilinçli bir faaliyet.
• Yönetimin en temel fonksiyonudur.
– “nereye gideceğinizi bilmiyorsanız, hiçbir yol sizi
oraya götürmez.”
51. Planlamanın özellikleri
• Planlama, bilinçli bir seçim ve tercih etme
sürecidir.
• Planlama, bir karar sürecidir.
• Planlama, geleceğe dönük bir faaliyettir.
• Planlama, çevre koşullarındaki değişmelere
uyum sağlayabilecek dinamik ve esnek bir
yapıda olmalıdır.
52. 2- Örgütleme
• Organizasyon (örgüt), ortak amaçlarla bir araya gelen insanların belirli bir
düzen içinde bir hiyeraşiye bağlı olarak faaliyette bulundukları yapıdır.
• Organizasyon (örgütleme), bu yapının oluşturulma sürecidir.
• Örgütleme; planda belirlenen amaçlara ve bunlara ulaşmak için belirtilen
yollara uygun bir yapı kurmaktır. Amaca ulaşmak için belirlenen iş ve
mevkilere eleman seçimi, çalışanlar ve görevler arası çalışma
düzenlerinin belirlenmesi örgütleme faaliyeti kapsamındadır.
• Örgüt kurulurken, önce işler teker teker belirlenir ve ayrıntılı bir şekilde
tanımlanır. Bu tanımlanmış, bölümlendirilmiş ve basamaklandırılmış işlere
uygun elemanlar temin edilir ve yerleştirilir (kadrolama). İşlerin görüleceği
yer, araç ve yöntemlerin tespit edilmesiyle örgütleme tamamlanır.
53. Örgütleme ilkeleri
• Amaç birliği:
• Bir bütün olarak örgüt ve örgütün her seviyesi açık seçik bir şekilde
belirlenmiş amaçlara sahip olmalıdır. Bir örgütün varolmasının sebebi
ortak amaçlarıdır.
• İşbölümü ve uzmanlaşma
• Her personel bilgi, yetenek ve tecrübelerine göre bir işe yerleştirilmeli,
en iyi yapabileceği bir işte uzmanlaşmalıdır.
• Kontrol alanı
• Bir yönetici kontrol edebileceği kadar kişiden sorumlu olmalıdır.
• Hiyeraşik yapı
• Yetkinin merkezden derece derece dağılması
• Emir kumanda birliği
• Her ast yalnız bir üstten emir alır.
• Sorumluluk
• Yetkinin astlara devredilmesi sorumluluğu ortadan kaldırmaz.
• Yetki ve sorumluluk denkliği
• Bir personel sahip olduğu yetki kadar sorumlu olmalıdır.
54. Örgütleme ilkeleri
• Yetki devri (yetki göçerimi, delegasyon)
• İşlerin yürütülebilmesi için yöneticiler yetkilerinin bir kısmını astlarına
devretmelidirler.
• İstisnalara göre yönetim
• Rutin işler alt kademe yöneticilerince yürütülürken, stratejik ve genel karar ve
işlemler üst kademe yöneticilerince yürütülür.
• Açıklama
• Her kademedeki personelin görev, yetki ve sorumlulukları açıkça
belirlenmelidir. (Organizasyon el kitapları)
• Denge
• Bölümler arasında kaynak kullanımında bir denge sağlanmalıdır.
• Basit ve anlaşılırlık
• İş, yetki ve sorumluluklar; açık, basit ve anlaşılır olmalıdır.
• Esneklik
• Değişim ve gelişmelere karşı yeni duruma çabuk uyabilen bir yapı olmalıdır.
• Reorganizasyon
• Yetersizleşme, amaçlara ulaşamama, işlerin yürütülememesi vb.
durumlarında örgütler yeniden düzenlenebilmelidir.
55. 3- Yürütme-Yöneltme-Yönverme
• Yöneticinin başkalarını çalışmaya sevk etme
süreci
• İnsan ve maddi üretim öğelerinin uyumlu bir
biçimde örgütlenmesinden sonra, bunların
çalışması, faaliyete geçmesi, mal veya hizmet
üretmeye başlaması için yöneticinin emir-
komuta etmesidir.
• Sistemin harekete geçmesi, çalışmaya
başlamasıdır.
56. Emir çeşitleri:
1- yazılı emirler
2- sözlü emirler
İyi bir emrin taşıması gereken özellikler
l Yerine getirilebilir ve makul olmalıdır
l Açık ve anlaşılır olmalıdır
l Kesin olmalı ve zamanında verilmelidir.
l Veriliş biçimi insanların şahsiyetlerini kırıcı olmamalıdır.
l Mümkünse gerekçeleriyle birlikte verilmelidir.
l Astların; bilgi, yetenek ve uzmanlık alanına uygun
olmalıdır.
l Hiyeraşik düzene ve ilişkilere uygun olarak verilmeli, her
ast tek bir üstten emir almalıdır.
57. Etkin bir yürütmenin şartları
• Takım ruhu
• Personelin tanınması
• Personel ile kurum ilişkileri
• Yöneticiler çevrelerine iyi örnek olmalı
• Personele devamlı olarak kontrol edildikleri izlenimi
verilmeli
• Danışmaya dayanan yönetim
• Uygun bir ödüllendirme ve cezalandırma sistemi
58. 4- Koordinasyon
• Bir organizasyonda çalışmayı kolaylaştırma ve
başarıyı sağlamak için bütün faaliyetlerin
uyumlaştırılması (ahenkleştirilmesi) dır.
• Ortak hedefe varmak, işin daha etkili yapılmasını
sağlamak için çalışanların çabalarının birbiri ardı
sıra gelerek, içiçe geçip birbirlerini
bütünlemelerini sağlayacak şekilde birleştirilmesi.
59. Koordinasyonun temel taşları
• Ortak amaçlar
• İşbirliği ve dayanışma
– Bir zincir en zayıf halkası kadar kuvvetlidir.
• Senkronizasyon
– Uygun zamana denk getirme.
60. 5- Kontrol
• Planlanan amaçlarla gerçekleştirilen
mevcut durumlar arasında karşılaştırma
yapmaktır.
Planlama ve örgütleme yürütme ?
62. Kontrolün özellikleri
• Amaçlara ve planlara dayanmalıdır.
• İleriye dönük olmalıdır.
• Düzeltici tedbirleri almayı sağlamalıdır.
• Anlaşılabilir olmalıdır.
403 Sağlık Yönetimi
H.Buket Çağlarsular
63. • Daha önce verilen Yönetim Teorileri
hakkındaki slaytları anlayabilmeniz için
konuya ait özet slaytlar aşağıda
verilmiştir.
64. Yönetim Teorileri
• Klasik yönetim teorisi
• Neo-klasik yönetim teorisi/İnsan ilişkileri
yaklaşımı
• Modern yönetim teorisi
65. KLASİK YÖNETİM TEORİSİ
Yönetim bilimi içerisinde
– Frederick W. Taylor,
– Henri Fayol
ve
– Max Weber
tarafından geliştirilen yönetim teorileri genel olarak
“klasik yönetim teorileri” olarak bilinmektedir. Her
üç teorinin belirgin özelliği, organizasyon ve
yönetimde insan boyutunun yeterince dikkate
alınmamış olmasıdır.
66. NEO-KLASİK YÖNETİM TEORİSİ
İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI
• Personel yönetimi teorisi ve uygulamalarının psikoloji bilimiyle
birleştirilmesi
• Çalışanların verimliliğinin sadece görevlerin nasıl
tasarlandığına ve ücretlerin seviyesine bağlı olarak değil, aynı
zamanda belli sosyal ve psikolojik etkenlere bağlı olarak
değiştiğini ortaya çıkarılmıştır.
• Neoklasik dönemin özelliği, klasik dönemin eksik bıraktığı
insan unsurunu incelemesidir.
• Sadece yapı üzerinde duran klasik teorinin insan unsurunu
pasif saymasına karşılık, neo- klasik teori bir örgüt yapısının
etkinliğini belirleyen unsurun insan olduğunu göstermiştir.
68. X Teorisi Çalışan Profili Yaklaşımı
v İnsan, doğası gereği çalışmayı sevmez ve mümkün
mertebe işten kaçar.
v Bu nedenle insanın çalışması için onu ödüllendirmek,
kontrol etmek, korkutmak ve gerektiğinde de
cezalandırmak gerekir.
v İnsan yenilik ve değişime direnç gösterir.
v İnsanlar sorumluluktan kaçma eğilimindedirler ve
yönetmek yerine yönetilmeyi tercih ederler.
v İnsan bencildir.
v İnsan, işinde özellikle ve öncelikle iş güvencesi arar .
69. Y Teorisi Çalışan Profili Yaklaşımı
• İnsanın işyerinde çalışması, oyun oynamak, dinlenmek
kadar doğaldır.
• İnsan örgüte bağlanır, işini ve arkadaşlarını severse kendi
kendini yönetebilir.
• İnsan öğrenmek ister, sorumluluk almaya isteyerek talipli
olabilir.
• İnsanların beşerî ihtiyaçların doyumu ile yaratıcılık
yetenekleri ortaya çıkarılabilir.
• İnsan ödülle yönlendirilebilir, dış denetimden çok
“özdenetim” etkili olabilir.
70. MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMI
Bu yaklaşımın temelini oluşturan akımlar
Sistem Yaklaşımı ve Durumsallık
Yaklaşımı’dır.
71. Modern yönetim yaklaşımı
• Klasik ve neo – klasik yönetim kuramlarının
örgütü birer kapalı sistem olarak ele almalarına
karşılık, modern yönetim kuramı, örgütü
çevresiyle etkileşim içinde olan bir açık sistem
olarak ele almıştır.
• Modern yönetim kuramını diğer kuramlardan
kesin çizgilerle ayırmak mümkün değildir. Çünkü
bu kuram önceki kuramların temel ilke ve
esaslarını yeni ve değişik bir açıdan ele alıp
yorumlamış ve bir senteze ulaşmaya çalışmıştır.
73. Sistem Yaklaşımı
• Sistem;
• Belirli parçalardan (alt birimlerden, alt
sistemlerden) oluşan,
• Bu parçalar arasında belirli ilişkiler olan,
• Bu parçaların aynı zamanda dış çevre ile
ilişkisi olan, bir bütün olarak tanımlamak
mümkündür.
75. Sistem’in Özellikleri
• Bir sistem açık veya kapalı olabilir.
• Açık sistem yaşamak için dış çevreyle ilişki kurmalıdır: Bu, sistemin
dinamik bir denge sağlaması için gereklidir.
• Her sistemde bir amaç ve amaçlar vardır: Her sosyal sistem belirli bir
amaca ulaşmak için kurulmuştur ve sisteme hüviyetini kazandıran da
budur.
• Sistemler çevre ile ilişki kurarlar.
• Sistemde geribildirim ilişkisi vardır: Sistem bu sayede eksikliklerini ve
aksaklıklarını öğrenebilir.
• Sistemin kesin sınırları yoktur. Ancak, bir sistemin varlığından
bahsedebilmek için onu dış çevreden ayıran sınırlarının olması gerekir.
Organizasyon dış çevreden ayırt edilmelidir.
• Sistemin alt sistemleri vardır.
• Sistemde olumlu ve olumsuz “entropi” görülür: Bir sistemde faaliyetlerin
bozulması, dengenin kaybolması ve sonunda sistemin durması yönünde
bir eğilim vardır. Entropi, bu eğilimi ifade eder. Kapalı sistemler, entropinin
etkisinde kalır. Enerji kaybındaki artış sonuçta sistemin ölümüne neden
olur. Açık sistemler, bunun üstesinden gelebilme yeteneğine sahiptir.
76. Durumsallık Yaklaşımı
• Organizasyonlarda tek bir en iyi yol
yoktur.
• Organizasyonda kullanılan her bir yolun
etki ve verimliliği farklıdır.
• Organizasyonun oluşturulması, içinde
bulunduğu çevre koşullarına bağlıdır.
Siyah
X
Beyaz
Y
Grinin Tonları