VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
MÜLKİYET HAKLARI İKTİSADI
1. Bu Sunum Şu Kaynaktan Yararlanılarak Hazırlanmıştır:
Coşkun Can Aktan Yeni İktisat Okulları ve İktisadi Düşünce, Ankara: Seçkin Yayınları, 2019.
Sunumu Hazırlayan: Özlem Nur Seyrel
2. Mülkiyet hakkı, doğal (tabii) hakların başında gelir. Bugün
ülke anayasalarının neredeyse tamamında ve pek çok
uluslararası insan hakları bildirgelerinde mülkiyet hakkı
temel insan haklarından birisi olarak kabul edilir. İnsanların
sahip oldukları mal ve mülke dokunulmazlık ve saygı
insan haklarının temelidir. Bu bakımdan mülkiyet hakkının
hukuki anlamda anayasa ve yasalarla korunması önem
taşır.
3. Mülkiyet hakkının etkin bir
biçimde korunması ve
güvence altına alınması
iktisadi performans ile de
çok yakından ilişkilidir.
Mülkiyet hakları adı verilen
araştırması alanı mülkiyet
hakkı ile iktisadi refah
arasındaki yakın ilişkiyi
görmemize yardımcı olur.
Özel mülkiyete ve rekabete
dayalı piyasa ekonomisi
ekonomide ; etkinlik,
verimlilik ve yüksek
performans için olmazsa
olmazdır.
4. Mülkiyet hakkının önemini bazı kısa başlıklar altında incelersek;
Mülkiyet, en başta özgürlüktür.
Mülkiyet en tabii ve temel insan haklarının başında gelir.
Mülkiyet hakkı , özgür bir toplumun ‘’sine que non’’(olmazsa
olmaz) şartıdır.
Mülkiyet hakkı bireylerin mülkiyeti serbestçe edinmelerine,
elden çıkarmalarına ve kısıtlanmandan kullanmalarına imkan
sağlar.
Mülkiyet hakkının varlığı ve etkin bir şekilde korunması barış ve
huzurun tesis edilebilmesinin ön şartıdır.
5. Mülkiyet iyi bir sosyal düzen ve iktisadi düzen inşa etmek
açısından önem taşır.
Mülkiyet hakkını tanımayan ve kabul etmeyen bir iktisadi
sistem ya da düzen asla gelişemez.
Mülkiyet ile iktisadi refah birbirinin tamamlayıcıdır. Mülkiyet
hakkı ve özgürlüğü mevcut olmadan ve etkin bir şekilde
korunmadan iktisadi refah düzeyinde tatmin edici bir gelişme
sağlanamaz.
Milletlerinin zenginliğinin ana kaynağı özel mülkiyete dayalı bir
serbest teşebbüs sistemidir.
Mülkiyet aynı zamanda adil bir toplumsal yaşamın varlığının
temelidir. ‘’Adalet mümkün temelidir ’’ sözü ne kadar doğruysa
‘’Mülkiyet, adaletin temelidir.
6. Doğan haklar ve mülkiyet
konusunda en derin çalışmalar
yapan ve eserleriyle
günümüzdeki hukuki duruma
ışık tutan en önemli
düşünürlerden John Locke’ tur.
Locke insanın doğuştan üç temel
hakka sahip olduğunu öne
sürmüştür. Bunlardan ilki yaşam
hakkı, ikincisi özgürlük hakkı ve
sonuncusu mülkiyet hakkıdır.
7.
8. Locke ’a göre her insanın
nasıl ki yaşama hakkı
doğuştan gelen bir doğal
hak olarak
nitelendiriliyorsa,
yaşamını devam
ettirmesini sağlayacak
mülk edinme hakkı da bir
o kadar bir o kadar
doğaldır. Locke, doğada
her şeyin sahipsiz ve bir o
kadar herkesin olduğu
düşüncesinden yola
çıkarak bir kişinin kendi
emeği ile bir unsur
üzerinde değer katıp onu
diğerlerinden
soyutlayabileceğinin
mümkün olduğunu
düşünür.
9. Locke özel mülkiyetin sınırlarını belirlerken doğanın kanunlarını
kullanmaktadır. Çağının ötesinde bir ufuk yaratan Locke ,
kamusal alanda mülkiyetin etkin olmadığını sık sık
vurgularken, özel mülkiyetin teşvik edilmesinin gereğine işaret
etmiştir.
Locke insanların para ve altın gibi mübadeleyi kolaylaştıran araçlar sayesinde
zenginliklerini topluma çabucak yayabileceklerini ifade etmiştir. Böylece
insanlar emeklerinin ve zenginliklerinin karşılığı doğal hukukun ortaya attığı
mutluluk ve refah ile alabileceklerdir. Ancak her şeyden evvel mülkiyet
haklarının topluma yayılması ve korunması sağlanmalıdır.
10. Locke, Thomas Hobbes’ dan farklı olarak insanların devletin
egemenliği altına girmeyi kabul etmelerinin asıl sebebinin
mülkiyet hakkının korunması olduğunu söylemektedir.
11. Hernando De Soto’ya göre ekonomik ve toplumsal açıdan ilerlemiş
uluslarda göze çarpan ilk şey mülkiyet haklarının kesin bir şekilde
belirlenmiş olmasıdır. Menkul varlıkların bir şekilde taşınması
mümkünse de gayrimenkul mallar sahibinin her zaman yanında
taşıyabileceği türden eşyalar değildir.
Bu sebeple kişinin mülkiyet hakkını ispat edecek
evraklara sahip olması mühimdir. Kişinin evi üzerinde
bir tapusu olması ona öncelikle belli bir sermaye,
resmi mülkü üzerinde tasarruf hakkı kişisel ilişkilerini
düzenleyebileceği bir ikametgah, elektrik , su ,
doğalgaz gibi ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir adres
sağlamaktadır . Pek tabi ki tüm bunların sonucunda
mülkiyet hakkı, üzerinde hakimiyet kurmaya elverişli
varlıkların potansiyelini ortaya çıkarmada yegane
varlık haline gelmektedir.
12. De Soto’ ya göre ikinci olarak ;
mülkiyet haklarının optimal şekilde
belirlenmesi sonucunda işlem
maliyetlerini azaltacağı görüşündedir .
Üçüncü olarak da ; mülkiyet hakkı
bireylere mülklerin sorumluluğunu verir
. Hukuki ve ekonomik açıdan
bütünleşmiş tek sistemde mülkiyet
hakları etkindir . Son olarak da
mülkiyet hakkının resmi belgeler ile
hüküm sürmesinin mülkiyet mobilitesini
arttırdığını ifade etmiştir. Mülkiyet
haklarının her şeyden önce kültürel
sermaye olduğunun altını çizmiştir.
13. Önemli bir tespit de Garrett Hardin tarafından
yapılmıştır. The Tragedy of the Commons eseri ile
toplumda yer alan bireylerin ortak kullanımına
ayrılan ve kamusal bir nitelik arz eden bir mülkü
düşünmemizi sağlar.
De Soto ve Hardin’in görüşleri Venedikte 18. yy’da çarpıcı etkiler
yaratmışlardır.Venedik örneği mülkiyet haklarına ilişkin bazı tespitlere
imkan vermiştir. İlki mülkiyet haklarının ülke geneline yayılması ve hukuki
güvencelerle korunması neticesinde halkın ekonomik faaliyetlere katılımı
sağlanmıştır. Ekonomik ve hukuki özgürlüğü olan tacirler ülkelerine
zenginlik ve refah getirmişlerdir. Venedik 1929 önxesi bu konuda ki en
derin en etkili örneklerden biridir. 1929 sonrası ise Ostrom ve Hardin’ in
görüşleri desteklenmiştir.
14. Mülkiyet hakları iktisadinin bir disiplin olarak doğuşuna ve gelişimine
öncülük eden iktisatçıların başında ; Ronald Coase , Armen A.Alchian ,
Harold Demsetz , Oliver E. Williamson , Elinor Ostrom , Yoram Barzel ,
Steven Cheung gibi isimler gelir. Bunlardan Coase , Williamson ve Ostrom
mülkiyet haklarını iktisadına yaptıkları katkılardan dolayısıyla Nobel
Ekonomi Ödülü ile taltif edilmişlerdir.
Mülkiyet haklarının tarihsel perspektifinden incelenmesi konusunda
Douglass C. North ve Yoram Barzel ,
Mülkiyet haklarının firma ve piyasa teorileriyle ilişkisi konularında Steven Cheug ,
Mülkiyet hakları ve işlem maliyetleri üzerine Oliver Williamson ,
Ortak kullanım malları üzerine çalışmları Elinor Ostrom ,
Mülkiyet haklarının ekonomik kalkınma ve refah açısından sorgulanmasında
Hernando De Soto ve daha çok bilim insanı katkı sunmuştur.
15. Mülkiyet hakları disiplinin öncü rolünü
üstlenenlerden Coase’a göre Mülkiyet
hakları hukukun eşitlik , Özgürlük ve
Adalet söyleminin biraz daha ötekisinde
verimlilik açısından önemlidir.
Sosyal Maliyet Sorunu ( The Problems of
Social Cost) makeleside durumları
belitmiştir.
Sonuç olarak Coase mülkiyet haklarının ,
dışsalllıklar yönünden imcelemiştir.Yapmış
olduğu değerlendirmeler ve görüşleri ile
bu perspektifin gelişmesine katkı sunarak
yol gösterici olmuştur.
16. Harold Demsetz , Coase!nın dışsallılklar
üzerinden çalışmalarını genişleterek kapsamlı
boyut kazandırmıştır. ‘’Toward a Theory of
Property Rights ‘’isimli makelesinde mülkiyet
haklarının genişlemesine ve bireyler açısından
ne anlama geldiğine ışık tutmuştur.
Demsetz ilk makelesinin üzerinden yaklaşık 35
yıl sonra ‘’Toward a Theory of Property Rights 2 :
The Competition Between Private and
Collective Ownership’’ adlı makelesini
yayınlamıştır. Demsetz ; burada dünyanın
yarattığı piyasa dışsallıklarının dışında teorilerde
bulunup, ayrıca özelliştirme uygulamalarını
incelemiştir.
17. Demsetz ; bu negatif dışsallıklar sonucunda eksik ve
asimetrik enformasyon gibi piyasa yapısını bozan spekülatif
harekelerin oluşabiliceğini söyler. Bu durumun mülkiyet
haklarının anayasal güvence altına alınması ile
çözülebileceği görüşünü savunur.
Demsetz ; ‘’The Exchange and Enforcement of Property
Rights’’ ve ‘’Some Aspects of Property Rights’’ eserlerinde
dışsallıkların çözümünde COUSE TEORİMİ’ni destekleyici
açıklamalarda bulunmuştur. Demsetz mülkiyet hakkının
sağlanması ,korunması, el değiştimesi , ekonomik açıdan
kullanılmasına dair çok sayıda çalışmalar yapmıştır.
18. Öte yandan Armen A.Alchian ,Harold Demsetz gibi Ronald
Coase ‘un çalışmalarına farklı bakış açıları sunarak teoriye
katkılarda bulunmuşlardır.
Alchian , Mülkiyet haklarını hukuk v iktisat prensibinin de
ötesinde sosyolojik bir konu olarak incelemiştir.’’Some
Economics of Property Rights’’ çalışması bu hakların
kanunlarla belirli hale getirilmesi ve tabana yayılması bunu
takip eden süreçte devlet tarafından güvence altına
alınmasının üstünde vutgu yapmıştır.
Alchian; kurumsal şirket yönetimi açısından mülkiyet ve yönetim
konularını inceleyen çalışmalar dışında da , Demsetz ile birlikte
yayınladıkları ‘’Property Right Paradigm’’ adlı çalışmada
açıklamalarda bulunmuştur.
19. Özetlemek gerekirse başta;
Coase
Demsetz
Alchian
gibi bilim insanlarının katkılarıyla ortaya çıkan
mülkiyet hakları iktisadi bugün yeni kurumsal
iktisat adı verilen araştırma programı
içerisinde sağlam bir yere sahip olmaktadır.