2. • Anneler çocuklarla daha fazla ilgilenmek
durumunda kalmaktadır (Küllü, 2008; Marvin,
2001).
3. • Ebeveynlerin toplumun bakış açısından
rahatsız oldukları (Özşenol ve ark. 2003)
• Farklı gereksinimi olan çocuğun ailesinin
suçluluk yaşadığı bildirilmektedir(Yıldırım ve Conk,
2005; Uğuz ve ark.,2004).
•
4. • Zihinsel engelli ve otistik çocuğa sahip
ailelerle, ailelerin gereksinimlerini belirlemek
amacıyla yapılan bir çalışmada ailelerin
gereksinim alanları:
– bilgi gereksinimi,
– destek gereksinimi ve
– maddi gereksinim olduğu sonucuna varılmıştır
(Sucuoğlu, 1995).
5. • Ailelerin çoğunluğunun
– sosyal destek alma konusunda ihtiyaçlarının
olduğu,
– aile sorunları ile ilgili olarak düzenli olarak bilgi
gereksinimi içinde oldukları sonucuna ulaşılmıştır
(Özsoy ve ark., 2006).
6. • Farklı gereksinimli bireye sahip olan ailelerin
– bilgi gereksinimi,
– maddi gereksinim,
– toplumsal hizmet gereksinimine ihtiyaç
duydukları ile ilgili ortak sonuçlar elde edilmiştir
(Akçamete ve Kargın, 1996; Mert, 1997; Sexton, Burrel ve
Thompson,1992; Marcenko ve Meyers, 1991).
7. • Farklı gereksinime sahip olan çocukların
aileleri
– Ailesinde, yakın çevresinde, toplumun tüm
kesimlerinde yeterli destek görememekte;
– çocuğunun durumu ile ilgili yeterli ve doyurucu
bilgi alamamakta;
– engelli çocuğun eğitim ve sağlık sorunları
nedeniyle maddi ihtiyaçlarının artmaktadır.
8. • Farklı gereksinimi olan çocuğu olan annelerde
bu gereksinimlere sahip olmayan annelere
göre
– depresyon,
– anksiyete,
– stres düzeylerinin daha yüksek olduğu
bulunmuştur (Uğuz ve ark, 2004; Glidden ve ark, 2003; Hasting,
2003; Esdaile ve ark, 2003; Trsöter, 2001; Yurdakul ve ark.,2000).
9. • FGO çocukları olan anne ve babaların:
– çocuğun işlevleriyle ilgili yaşadıkları stresi daha yoğun olarak
belirtmekte (Kaner, 2004).
• Engelli çocuğa sahip olan ailelerin stres düzeylerinin daha
yüksek olduğu bulunmuştur (Yurdakul ve ark., 2000).
• Engelli çocuğun ailelerde, annelerin
– kaygı düzeyleri,
– stres düzeyleri,
– benlik kavramları,
– aile işlevleri, engelli çocuğun yaşına göre anlamlı düzeyde
farklılaşmaktadır (Beckman,1983; Çelik, 2004;Akkök, 1989).
10. • Ç̧ocuğun yaşının artmasıyla birlikte yerine getirmesi
gereken rolleri yerine getirememesi ailedeki stresin
artmasına neden olmaktadır (Gallagher ve ark, 1983; Girli,
1995; Floyd ve Gallagher, 1997; Orr ve ark, 1993).
• Annenin kendi yapması gereken sorumluluklarının
yanı sıra çocuğunun da ihtiyaçlarının yaşla birlikte
artması, çocuğun fonksiyonlarını yerine getirememesi
yine ailedeki stresin artmasına neden olmakta (Oh ve
Lee, 2009; Sarı, 2007).
11. • Ailelerin
– çocukları ile ilgili karamsarlık içinde olduğunu belirlemişlerdir
(Özsoy ve ark.2006).
– çocukların engelini açıklayamadıkları, kontrol edemedikleri
zaman kader faktörüne bağladıklarını ve bu şekilde de stres
düzeylerinin arttığını bulmuşlardır (Akkök, Aşkar ve Karancı,
1992).
– çocuklarından dolayı geleceğe karamsarlıkla baktıkları
görülmüştür (Coşkun ve Akkaş, 2009) .
– çocuklarına ne olacağını, çocuklarının hep böyle kalmasının
onları karamsarlığa ittiğini ifade etmişlerdir (Doğru ve Arslan,
2008; Piştav, Akmeşe, Mutlu ve Günel, 2007).
12. • 1- Aşama Modeli: Ailelerin çeşitli aşamalardan
geçerek kabul ve uyuşamamasına geldiğini
varsayan modeldir
• 2- Sürekli Üzüntü Modeli: Aileler gerek aile içi
yaşantıları, gerekse toplum sal tepkilere bağlı
olarak sürekli üzüntü ve kaygı içindedirler.
Çocuğun farklılığının kabulü ve üzüntü bir arada
yaşanabilir ve ailenin uyum süreci böylece gelişir.
13. • 3- BireyselYapılanma Modeli: Duygulardan
çok mantık temel alınır. Ailelerin farklı
tepkileri, bu duruma getirdikleri farklı
yorumlar, farklı algılara bağlanabilir. Aileler,
içinde yaşadıkları çevrenin de değer
yargılarına bağlı olarak, gelecek yaşantılarına
ve çocuklarının geleceğine ilişkin bilinçli
yapılar oluştururlar.
14. • 4- Çaresizlik, Güçsüzlük ve Anlamsızlık Modeli: Farklı
özellikleri olan bir çocuğun anne babada yarattığı
duygular, yakın çevrenin tepkileriyle çok yakından
ilişkilidir. FGÖ bir çocuğa sahip aileler, kendilerine özgü
bir kaygı yaşamaktadırlar. Kaygı…
• Aileler farklı ihtiyaçları olan çocuğun doğumu ile
karmaşık duygular yaşamakta, durumu kabullenene
kadar belli bir süreçten geçmektedirler. Bu sürecin
aşamaları ise reddetme, öfke, uzlaşma, depresyon ve
kabullenmedir. (Akkök,1997).
15. • Annelere yönelik olarak hizmetlerin verilmesi;
• Ailelerin toplumsal servislerden daha fazla
yararlanması;
• Uzman psikologlar, eğitimciler, doktorlar,
hemşireler, çocuk gelişimcilerle bu ailelerin daha
sık bir araya gelmesi;
• Ailelerin, sorunları hakkında yalnız olmadıklarını
düşünmelerini sağlayacak grup düzenlenmesi.
16. • Kaynaştırma eğitimine dair temel bir yanılgı, çocuğun bir
ortama uyum sağlaması için değişmesi gerektiğine dair
fikirdir.
• O zaman çocuğun eğitime katılmaya hakkı var mıdır?
• Böyle bir fikir değersizleştirme ve insanlıktan uzak bir
yaklaşımdır. Bu da kaynaştırmanın tüm insanların eşit
olduğu, ve eşit haklara sahip olduğunun tanındığı bir
anlayıştan uzaktır.
• O halde, Kaynaştırma eğitimi, istisnasız, her çocuğun
– hakkının tanındığı ve korunduğu,
– çevresel koşullar ve eğitim yaklaşımlarının, her çocuğun
ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde adaptasyonunu gerektirir.
17. • Öğretim fırsat ve deneyiminin artması;
• Eğitimin farklı öğrenci ihtiyaçlarına daha hassas
biçimde yaklaşabilmesi;
• Kişilerarası ilişkilerde gelişme;
• İnsani farklılıkların daha iyi anlaşılması ve kabulü;
• Esneklik ve uyumun artması (Farrell et al., 2007;
McGregor &Vogelsberg, 1998; Odom & Diamond, 1998; Purdue ve
ark., 2001 ).