Helmint enfeksiyonlari (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Akciğer Kist Hidatiği ve Cerrahisi
1. AKCİĞER KİST HİDATİĞİ ve
CERRAHİSİ
Dr. Burak GEYİK
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi ABD
2. Sunum Planı
1. Giriş ve Genel Bilgiler
2. Epidemiyoloji ve İnsidans
3. Patojenler ve Yaşam Döngüsü
4. Mikrobiyolojisi
5. Klinik ve Tanı
6. Radyolojisi
7. Laboratuvar ve Serolojik Testler
8. Tedavi: Cerrahi Tedavi ve Medikal Tedavi
3. Giriş
• Kist Hidatik (Kistik Ekinokokkoz) zoonotik ve çevresel unsurlara bağlı olan
ülkemizde de yaygın izlenen bir parazitik patojenin yol açtığı hastalıktır.
• Kişinin mesleği, hobileri, yaşam koşulları, eğitim ve sosyoekonomik düzeyi
hastalığa yakalanma riskini etkilemektedir.
4. Epidemiyoloji
• Kistik ekinokokkoz küresel
dağılmıştır ve Antarktika hariç her
kıtada bulunur. Genellikle herhangi
bir zamanda aynı anda 1 milyondan
fazla insan ekinokokozdan
etkilenmiş haldedir.
• Kistik ekinokokkoz; endemik
bölgelerde insidansı 50/100.000’den
fazla olabilir.
• Arjantin, Peru, Doğu Afrika, Orta
Asya ve Çin'de %5-10'a varan
yaygınlık görülebilir.
Ekinokokkoz
5. • Ülkemizdeki insidansı 12/100.000’dir.
• Daha çok kırsal bölgelerde hayvancılıkla uğraşan kişilerde, genellikle 3. ve 4.
dekatlarda tanı alır ve Erkeklerde sıktır.
• İnsanın ara konak olduğu bu enfeksiyonda en sık etkilenen organın %56
karaciğer, ikinci sık tutulan organın %26 akciğer olmasına rağmen vücuttaki
tüm organlar tutulabilir.
• Akciğer hidatik kistinde sağ akciğer ve alt loblar en sık tutulan bölgelerdir.
İnsidans
6. • E. Granulosus ve E. Multilocularis (Alveolaris) adlı helmintik parazitlerin
larva formu insanda yerleşerek hastalık yapabilir.
• Akciğer kist hidatiğinin 2 şekli; Kistik ya da Uniloküler (CE) ve Alveoler (AE)
Patojen
Alveolar Ekinokokkoz; Yaşam
döngüsü tilki ve kemirgenler
arasındadır. İnsana bulaş
durumunda hemen her zaman
karaciğerdedir, Kisti çevreleyen ve
sınırlayan dış kapsül yoktur. Tek
seçenek cerrahidir ve çok
ölümcüldür.
7. • Echinococcus Granulosus: İnsanda en sık görülen parazittir ve Türkiye’de
ve Dünya’da en yaygın olan tipidir.
• E. Multilocularis (Alveolaris): İnsan ve evcil hayvanlarda az görülür. Ana
konak genellikle tilkidir. Alveolar ekinokokkoz, kuzey yarımkürede, özellikle
Çin’in bazı bölgeleri, Rusya ve Kuzey Avrupa ve Kuzey Amerika ülkeleri ile
sınırlıdır.
• E. Oligarthus: Güney Amerika
• E. Vogeli: Güney Amerika
Echinococcus
Echinococcus Granulosus
9. • Ana (Primer, Son) konak; köpek, kurt, çakal gibi etçil köpekgillerin ince
barsağında bulunur ve konağına zarar vermez.
• Ara konak ise koyun en sıklıkla olmak üzere otçullardır. Hayvan hijyenin iyi
olmadığı ülkelerde; koyun (%16,4) keçi (%3,1) sığır (%6,5) ve dana (8,2)’dır.
• İnsanlara parazit yumurtalarının kontamine gıda, su veya toprakta yenmesi
veya hayvan konakçılarla doğrudan temastan bulaşır.
• Ana konaklar; ara konak olan hayvanların iç organlarındaki üretken
ekinokok kistlerini yiyerek paraziti erişkin evrede geri alırlar.
Echinococcus Granulosus
11. Yaşam Döngüsü
• Normalde köpek barsağında olup köpek,
koyun, köpek şeklinde bir döngü varken insan
ara konak olabilir.
• Bulaşma köpekten saçılan yumurtaların
sindirim yoluyla alınması ile olur.
• Yumurtalar sindirim sisteminde açılır.
• Onkosfer barsağı aşarak dolaşıma geçer.
• En sık karaciğer, ikinci sıklıkla akciğer daha
nadir olarak da beyin, göz, böbrek, kas ve
kemiklere geçiş gösterebilir.
E. Granulosus
12. Yaşam Döngüsü
• Primer konak (köpek) barsağında 400-800 yumurta
içeren bir parazitik solucan haline dönüşür.
• Baş kısmı taç şeklinde çift sıra kanca benzeri yapıları,
vücut kısmında 3-4 halka mevcuttur. Son halka
yumurtaları taşır.
• Feçes ile atılan yumurtalar ekili alanlara, sulama
bölgelerine ve su kaynaklarına bulaşır. Ot yiyen hayvanlar
ve insanlar bu yumurtaları sindirim yolu ile aldıklarında
yumurtalar gelişerek larva evresine geçerler. İşte bu
evredeki yapı; hydatid evre ya da larva evresidir.
• Larvalar iç organlara yerleşirler. Et yiyen hayvanların larva
taşıyan organları yemesiyle de yaşam döngüsü
tamamlanır.
13.
14. İnsanda Süreç;
• Parazit yumurtaları; mideye ulaşınca embriyolar serbest hale geçerler.
• Kanca benzeri yapıları yardımı ile duodenum ve jejunum mukozasını penetre
ederek barsak duvarı geçilir ve mezenterik venüllere oradan da portal ven
vasıtasıyla karaciğere ulaşırlar.
• Karaciğerde veziküler bir dönüşüm geçiren embriyolar su toplayarak hidatik
evreye geçerler. Eğer karaciğer engeli aşılabilirse akciğere geçilir ve akciğere
geçildiğinde yeninden hidatik evreye girilir. Akciğer de bazen aşılarak pulmoner
ven yoluyla sol kalbe ve oradan da aort ile sistemik dolaşıma geçebilir.
• Embriyoların akciğere ulaşma yolları; lenfatik damarlar, karaciğerin bypass
edildiği vasküler anastomozlar ve bronşlar
15. Hidatik Kist
• Duvar ve sıvı olmak üzere 2 ana bölümden oluşur.
Duvar 3 tabakadan oluşur.
• 1. Perikist (Adventisya): En dış tabakadır. Konağa
aittir. “Ektokist” adı da verilir. Birkaç mm kalınlığında
bir kapsül şeklinde olup kiste mekanik koruma sağlar
ve beslenmesine yardımcı olur. Dolayısıyla kalsifiye
olursa ya da amorf dejenerasyona uğrarsa hidatik
kist otomatik olarak adsorbe edilir.
• 2. Laminalı Membran: 1-3 mm ve Ca, su ve
kolloidlere geçirgen. Hyalin ve elastik dokudan
oluşur. Perikistik tabakadan kolay ayrılır bu
cerrahi açıdan çok önemlidir.
• 3. Germinatif Membran (Endokist)
Kistin Morfolojisi
16. • Germinatif tabaka ince ve saydamdır. Parazitin
yaşayan kısmını ifade eder. Laminalı membranı da
germinatif membran oluşturur.
• İç yüzeyinde küçük papiller uzantılar içerir. Bunlar
gelişimin farklı aşamalarındaki yavru kapsüllerdir.
Bu kapsüller; skoleks tomurcuklarına dönüşürler.
Skolekslerin vantuz ve kancaları vardır ve matür
parazit larvalarını temsil ederler.
• Hidatik kistin içi sıvı ile doludur. Bu sıvı renksiz,
kokusuz ve sterildir. Basıncı 21-61cmH2O’dur.
Kistin Morfolojisi
Hidatik Kist
17. Kist Hidatik (HC)
Akciğer HC
• Akciğer parankiminin elastik yapısı nedeniyle
akciğer yerleşimli hidatik kistler çok büyük
boyutlara ulaşabilmektedir. Çapı 10 cm
üzerindeki lezyonlar “dev hidatik kist” olarak
adlandırılır.
• Akciğer kist hidatiğinde; kalsifikasyon
nadirdir. Olduğunda yumurta kabuğuna benzer
ve genellikle adventisya tabakasında sınırlıdır.
Böylece bu nadir gelişen kalsifikasyon kolaylıkla
radyolojik olarak görünür olmasını sağlar.
18. Klinik
• Klinik bulgular daha çok kistin büyüklüğü ile ilişkili olmakla birlikte kistin yerleşim
yeri de klinik bulguların ortaya çıkmasında önemlidir.
• Sıklıkla asemptomatik seyreder.
• En sık şikâyetler; öksürük, nefes darlığı, hemoptizi, yan ağrısıdır.
• En sık diagnostik belirti ise; kist sıvısı ve membran ekspektorasyonu olup bu
durum anafilaksiye yol açarak mortalite riskini artırabilmektedir. Bu yüzden hidatik
kistin tüm aşamaları için tanısal ponksiyon kontrendike kabul edilmektedir.
• Kist nadiren enfekte olup süpürasyonlu hal alabilir. Bu durumda rüptür de
kolaylaşır. Titreme, ateş, taşikardi, lokal ağrı, lökositoz dikkat çekicidir. Bu
duruma da komplike kist denilir.
19. Klinik
Plevral Boşluğa Rüptürü Bronşa Rüptürü
Dispne, Öksürük, Ateş, Göğüs Ağrısı
Şiddetli Öksürük, Hemoptizi
Pnömotoraks veya Hidropnömotoraks
Öksürükle “üzüm kabuğu” benzeri kist
membranlarının ekspektorasyonu
Anaflaksi *Ağızda “tuzlu su" tadı
Plörezi / Ampiyem
Hipersensivite Reaksiyonu, Eozinofili
(Eo>%3’ün üzerine çıkar), Anaflaksi
Plevral hidatidozis **Sekonder hidatik kist
Kist Rüptürü: Spontan/Travmatik
*Kist Sıvısı: Kaya Suyu, Kaynak Suyu: Proteinden çok zengin ve allerjen yapıya sahiptir.
**Sekonder ekinokok gelişimine protoskoleksler ve kız veziküller neden olabilir. Protoskoleksler hidatik kist oluşturmak üzere vezikülasyon
gösterirler. Kız veziküller ise ana kistten ayrılabilen ve yeni bir yerde büyüyerek otonom kistler meydana getirebilen yapılardır.
20. Tanı
Klinik + Radyolojik
• Endemik bölge, hayvancılık ve
köpek ile temas anamnezi ile
şüphelenilir.
• İntakt kist hidatiklerin tanısı
genellikle tesadüfi konur. Rutin
çekilen akciğer görüntülemelerinde
umulmadık görüntülerden yola
çıkılır ve ileri görüntülemelere
geçilir.
21. • Homojen, küresel, kenarları belirgin sınırlı bir opasite olarak görülür.
Radyoloji
PAAC / Toraks BT
İntakt Hidatik Kist; Göğüs röntgeni sağ akciğerin üst ve
orta bölgesinde iyi tanımlanmış bir opasite gösteriyor.
BT görüntüsü kitlenin sıvı atenüasyonuna sahip
olduğunu gösteriyor.
İntakt bir kist hidatikte; derin inhalasyon
yapıldığında küresel görünümünün
radyolojik olarak oval şekil almasına
Escudero-Nemerow işareti denilir.
22. • İyi sınırlı çok sayıda kistik lezyonlar (Bilateral)
Radyoloji
PAAC / Toraks BT
23. PAAC
• Hızlı büyüyen dev kistler mediastinal shift yapabilir.
15 yaşında çocuk hasta. PAAC sol akciğerin üst ve orta
bölgesinde yer alan dev bir kist hidatik ve mediastenin sağa
doğru yer değiştirmesi
Radyoloji
24. PAAC / Toraks BT
• Bulunduğu zona göre değişen farklı patenler gösterebilir.
PAAC: Sol akciğerin alt zonunda, sol ventrikül
kenarını ve kostofrenik sinüsü kapatan iyi
tanımlanmış bir kitle görüntüsü
BT'de yüksek yoğunluklu kistik lezyon ve komşu parankimal
konsolidasyon görülüyor.
Radyoloji
25. Toraks BT
• “Menisküs Bulgusu; Hilal Görünümü”. Önemi; Rüptürün yakın olduğunun
göstergesidir.
Kistik lezyonun perikist ve endokist arasındaki potansiyel
boşlukta hilal şeklinde hava görülür.
Radyoloji
26. PAAC / Toraks BT
• Cumbo işareti: Akciğer grafisinde BT’de çift hava arkı görülür.
Cumbo sign: Double air arc
Radyoloji
28. PAAC / Toraks BT
• Nilüfer veya Camelot İşareti (Water Lily / Camelot Sign)
Nilüfer veya Camelot işareti: PAAC: sol akciğerde germinatif
bir membrana sahip kaviter bir lezyon görülüyor.
BT (Mediastinal), yüzen parazitik membranlar tarafından
oluşturulan dalgalı konturlu bir kistik kaviter lezyon.
Laminalı membranın tam
rüptüründen sonra;
Periveziküler boşluğa ve kistin
içerisine serbest havanın
girmesi durumunda kist içindeki
sıvı yer değiştirir. Nilüfer ya da
Camelot işaretinin sebebi budur.
Radyoloji
29. Toraks BT
• Boş Kist İşareti (Empty Cyst Sign)
Boş kist işareti (BT): Hidatik membranın tamamen
boşaltılması sonrası ince duvarlı boş bir boşluk
Radyoloji
30. PAAC / Toraks BT
• Enfekte Kist
Sağ akciğer komşu konsolidasyon ile enfekte bir kaviter lezyon
Enfekte HC: Göğüs radyografisi
Radyoloji
31. MR
• MR: “Primer perikardiyal multiloküler HC”
Proton yoğunluğu ağırlıklı aksiyal MR; Perikardda düşük sinyal
yoğunluklu kapsüle sahip multiloküler perikardiyal kistlerin
yüksek sinyal yoğunluğunu göstermektedir.
Perikardiyal kız kistleri en iyi T2 ağırlıklı MR görüntüsü
gösterilir.
Radyoloji
32. Koronal MR
• Diffüz Plevral Effüzyonlu Rüptüre Primer HC;
Diffüz plevral efüzyonlu rüptüre primer HC:
Koronal MRI, rüptürden sonra ayrılmış germinal
membranlar hipointens yapılar olarak görülür.
Radyoloji
33. BT / MR (Farklı Torakal Pozisyonlarda HC)
Primer Diyafragmatik HC: Koronal ve
yeniden formatlanmış BT taramaları sağ
diyaframda kist hidatik gösteriyor.
Batından Transdiyafragmatik Uzantılı Posterior Mediastinal HC: (a) BT: Posterior mediastende çok sayıda kist içeren büyük
bir kistik kitle gösteriyor. (b) Sagital ve (c) koronal T2 ağırlıklı MR görüntülerinde diyafram üzerinden batından posterior
mediastene uzanan dev bir kistik kitle görülüyor.
Radyoloji
34. BT / MR
• Mediastinal Multiloküler HC
Mediastinal Multiloküler HC. BT; Mediastinal tutulumu olan
bir multiloküler HC gösteriyor.
T2 ağırlıklı MR; Mediastende düşük sinyal yoğunluklu
kapsül (oklar) ve çok sayıda yüksek sinyal yoğunluklu yavru
kist gösteriyor.
Radyoloji
35. PA / BT
• Toraks Duvarı HC
Toraks Duvarı HC; PAAC; Toraks boşluğuna uzanan şişkin
bir yumuşak doku kitlesini gösteriyor.
Toraks Duvarı HC: BT’de sağ göğüs duvarı ve komşu kotları tutan multiveziküler
kistik lezyon görülüyor.
Radyoloji
36. Laboratuvar
Periferik Kan ve Cilt Testleri
• Eozinofili (Spesifik ya da sabit değil ancak rüptür ile korelasyon vardır)
• Weinberg Reaksiyon Testi (Kompleman Fiksasyon Testi; %70-80 hastada
pozitiftir. Tedavi altındaki hastaların takibinde kullanılabilir. Hastalık bitince 1 yıl içinde
negatifleşir)
• Casoni İntradermal Testi (%80-95 pozitiflik, yanlış pozitifliği çok ve uzun yıllar
pozitif kalabilir)
• Prausnitz-Kustner Reaksiyonu veya “Pasif Anaflaksi” (Casoni gibi ciltte
döküntü çapı ölçümü prensibine dayanan bir testtir)
37. Serolojik Tanı
Akciğerde serolojik testler, karaciğere oranla daha az sensitif ve spesifiktir.
1. İndirek veya Pasif Hemaglütinasyon (AC için %70, KC için %95 pozitiftir)
2. Latex Aglütinasyon (AC için %70, KC için %90 pozitiftir)
3. İmmünelektroforez (Kist cerrahi olarak çıkarıldığında IgM düzeyleri 6 ay içinde normale
dönerken, IgG düzeyleri yüksekliğini uzun süre korur. a1 ve a2 globülin düzeyleri yüksektir)
4. Çift Difüzyon İmmünelektroforezi (E. Granulosus’da bulunan “arc-5” antijenine karşı
geliştirilmiş daha sensitif ve spesifik)
5. Total IgE / Spesifik IgE
6. İndirek İmmünfloresans (İleri derece sensitif)
7. ELISA / Western Blot (KC’de %90 spesifite, AC’de düşük)
38. Tanıda Gold Standart: Görüntüleme
• Kist Hidatikte USG, BT ve MR serodiagnostik tekniklerden daha duyarlıdır.
• Eğer bu testler kist hidatik düşündürtüyorsa serolojik testler tanıyı doğrulamak
amacıyla kullanılabilir.
39. Cerrahi
Akciğer kist hidatiğinde primer tedavi yöntemi cerrahidir.
• Cerrahide; paraziti tamamen ortadan kaldırmak, kistin perop rüptüründen
korunarak içeriğin yayılımına engel olmak ve rezidüel kaviteyi ortadan
kaldırmak amaçlanır.
• Parankimal rezeksiyon; komşu doku şiddetle harap olmuş ya da enfekteyse,
atelektatik alan düzelmesine imkan yoksa yapılır. Lobun >%50’sinden
fazlasının tutan dev kistler, tedaviye yanıtsız şiddetli süpürasyon, multiple
kistler, kist sekelleri olabilecek fibrozis ve bronşektazi gelişmiş olması ve
şiddetli hemoraji lobektomi endikasyonu koyar.
• En sık lateral torakotomi insizyonu kullanılır.
40. • Operasyonlarda kist içeriğinin trakebronşiyal ağaca kaçmasına engel olmak
için daima çift lümenli endotrakeal entübasyon önerilir.
• Cerrahi insizyon ve diseksiyonun ardından kistin en yüzeysel kısmına
ulaşılınca genellikle gri-beyaz renkte ve kan damarından yoksundur.
Akciğer parankim dokusu da içermez. Palpasyonundaki elastikiyet onun bir
neoplazmdan ayrılmasında kolaylık sağlar.
Cerrahi
41. • Cerrahi alanı olası perforasyondan korumak
için hipertonik salin solüsyonuna emdirilmiş
spançlarla kist çevresi örtülür.
• Devamında kist üzerindeki doku insize
edilerek kist ortaya konur. İnsizyon sonrası
künt direksiyona geçilir.
• Perikistik zon ve laminalı membran arasında
küçük bir boşluk yaratılır. Perikistik zonun
kenarları traksiyona alınarak iki zonu
birbirinden ayırmak kolaylaşır.
Cerrahi
42. • Basit Kistektomi + Kapitonaj (Perikistik
dokunun sutürle yaklaştırılması; Posadas
Yöntemi) tekniği
• Eğer kist küçükse ve rüptür riski yoksa tam
olarak çıkartılabilir. Enükleasyon; (Baret
Yöntemi) Plevra insizyonu yaparak ve bütün
olarak kisti doğurtarak yapılır. Laminalı
membranı perikistik zondan ayırmak gerekir.
• Perikistik zondan ayırma esnasında anestezi
havayolu basıncını arttırmak suretiyle işleme
yardımcı olabilir (Ugon Yöntemi).
Nazik pozitif basınçlı ventilasyon ile
sağ akciğerde kist hidatik görünümü
Pulmoner Kist Hidatik Enükleasyonu: (1) Kistin povidon iyotla
ıslatılmış paketlerle izolasyonu; perikist üzerinde çapraz kesi; (2)
İpsilateral akciğerde pozitif basınçlı ventilasyon (3) Enükleasyon
sonrası (4) Bronşiyal açıklık
Cerrahi
43. • Figuera Yöntemi; Kistin konveks yüzeyine oturan ve negatif aspirasyon
uygulayan trokar sistemi ile yapılan operasyon
• Kistin çevresindeki perikist dokusu ile birlikte çıkarılmasına ise
Perikistektomi (Perez-Fontana Yöntemi) denilmektedir. Bu yöntemde
akciğer dokusu ve kist arasında bir plan yaratabilme güçlüğü vardır.
Diğer Yöntemler
Cerrahi
44. • Bilateral olgularda; genelde iki seansta opere edilirler.
• Daha büyük ve daha fazla sayıda kistin olduğu taraf önce opere edilmelidir.
İlk ameliyattan 2-4 hafta sonra sağlam taraf opere edilir.
• Kistlerden biri rüptüre olmuşsa önce sağlam taraf opera edilir.
• Hidatik kist olgularının %4-18’inde akciğer ve karaciğer kisti birlikteliği
bulunmaktadır.
Cerrahi
45. • Kist çıkarılınca; geride rezidüel bir kavite kalır. Bu kavitede epitel dokusu
yoktur ve bronş açıklıkları olabilir. Sutürasyon ile yetinilebilir ancak işlem hava
kaçaklarının tam olarak kesilmesini sağlamayabilir.
• Perikistik kavitenin sutüre edilerek üst üste getirilmesi ve bu şekilde boşluğun
ortadan kaldırılması yöntemine kapitonaj denir.
Cerrahi
Kapitonaj
46. (a) 6. interkostal aralıktan konvansiyonel
torakotomi ile hidatik kist ortaya çıkarılıyor
(b) Akciğer parankiminin üzeri kesiliyor
kist dikkatlice künt diseke ediliyor
(c) Pozitif basınçlı ventilasyon ile dışarı itiliyor
(d) Kist boşluğu duvarları nazikçe geri çekilir ve
bronş açıklıkları emilmeyen naylon dikişlerle
sabitlenir
(e) Kist duvarları, kesintili naylon dikişle
kapitonaj ile birlikte desteklenir
(f) Son olarak, kesilen akciğer parankiminin
sağlıklı kenarları, emilmeyen dikişlerle
yeniden yaklaştırılır.
Modifiye Barrett’s Kapitonaj Tekniği
Cerrahi
47. Perikistektomi öncesi kistin görünüşü Enjektör aspirasyon; kist içi basınç düşürülmesi Askı sutürleri ve koterle perikistin divizyonu
Perikist insizyonunun genişletilmesi Kist membranının çıkarılması
48. • Kist komplike olmuşsa (rüptür ve/veya enfeksiyon) tedavi komplikasyona
yöneliktir.
• Akut evrede; trakeobronşiyal ağaca veya plevraya boşalmış olan içerik uygun
şekilde drene edilmelidir. Orotrakeal aspirasyon veya bronkoskopi gerekebilir.
Anaflaksi açısından tetikte olunmalıdır.
• Akut dönem sonrası konservatif tedavi yapılabilir. Kist kavitesi uygun
yöntemlerle yıkanır ve plevral drenaj ile kapatılır.
• Kronik durumda plevral kalınlaşma varsa çok nadiren dekortikasyon
gerekliliği doğar.
Cerrahi
Komplike Kist ve Kroniklik
49. • Postoperatif dönemde; Kist hidatik cerrahisinde en sık görülen
komplikasyon plevral enfeksiyon ve uzamış hava kaçağıdır.
• Ayrıca ampiyem, rezidüel kavite gelişimi gibi önemli komplikasyonlar ortaya
çıkabilir.
• Hastane mortalitesi %2’nin altında görülür.
• Nüks oranı da %3’ün altındadır. Cerrahi sonrası uygulanan Albendazol
tedavisi lüks oranını azaltır.
Cerrahi
50. Medikal Tedavi
• Albendazol ve Mebendazolün kist üzerine etkisi kist büyüklüğü, kalsifikasyon
derecesi ve perikistik fibrozis ile ters orantılıdır.
• Akciğer kist hidatiklerinin %70’i ilaç tedavisine değişen derecelerde cevap
verir. Ancak kür oranı düşük olup %30 civarındadır.
51. • Ancak medikal tedavi ile kist duvarı incelir ve rüptür olasılığı artar.
• Albendazole bağlı hastalarda hepatotoksisite, nötropeni ve alopesi görülebilir.
• Bu yüzden Albendazol;
Cerrahiyi iyi tolere edemeyecek hastalarda,
İki veya daha fazla organda çok sayıda kisti olanlarda,
Kistin tam olarak çıkarılmasının olanaksız olduğu vakalarda
Cerrahi sırasında kist rüptürü gelişmiş hastalarda kullanılır.
Medikal Tedavi
52. Albendazol (Doz)
• Albendazol 2x400mg olmak üzere (günde toplam 800 mg) dozda 30 gün
süreyle uygulanır. (Günde 10 mg/kg Albendazol; ikiye bölünerek)
• 30 günlük tedaviden sonra 15 günlük ara verilerek gerekirse kür tekrarlanır.
• Akciğer, karaciğer ve periton kistlerinde tedaviye iyileşme görülene kadar
devam edilir.
• Karaciğerde metabolize olarak böbreklerden itrah edildiğinden; KCFT ve BFT
takibi gerektirir.
Medikal Tedavi
53. Kaynaklar
1. https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/echinococcosis
2. https://journals.asm.org/doi/10.1128/CMR.00075-18
3. https://www.internetmedicin.se/?s=Echinokockos%20(blåsmasksjuka,%20dvärgbandmask)
4. https://slideplayer.biz.tr/slide/7510134/
5. https://www.saglik.gov.tr/TR,4076/kist-hidatik-kistik-ekinokokkoz.html
6. https://www.intechopen.com/chapters/48613
7. https://www.folkhalsomyndigheten.se/smittskydd-beredskap/smittsamma-sjukdomar/echinococcus-multilocularis/
8. https://www.researchgate.net/figure/a-Chest-roentgenogram-showing-hydatid-cyst-in-the-lower-lobe-of-the-right-lung-b_fig1_264794704
9. http://www.mikrobiyolbul.org/managete/fu_folder/2020-03/2020-54-3-510-522.pdf
Naples National Archaeological
Museum (1834-1914) - Surgery tools
(these are Ancient Roman objects
found in Pompeii).