3. Eritrositlerin dolaşımda özellikle de kapiller ve arteriol
sistemde mekanik travmaya maruziyeti sonrasında parçalanması ile
karakterizedirler.
Edinsel immün olmayan hemolitik anemilerdir (direk coombs negatif)
Çevresel kanda eritrosit fragmantasyonu mevcuttur.
MİKROANJİOPATİK HEMOLİTİK ANEMİLER
4. Vasküler hasarı
tetikleyenler
Exotoksin/endotoksin
Nöramidaz
Virüsler (HIV)
Antikorlar
İmmün kompleksler
İlaçlar
Konjenital predispozisyonlar
Anormal metalloproteaz
aktivitesi
Azalmış faktör H aktivitesi
Diğer kompleman regülatör
proteinlerin (DAF, CR1, CR2,
C4 bağlayan protein)
aktivitesinde azalma
Endotelyal hasar
Endotelyal antitrombotic
antikoagülan direncin
kaybı
Lökosit aktivasyonu
Kompleman tüketilmesi
Artmış vasküler stres
Anormal vWF salglanması
fragmantasyon
Trombotik
mikroanjiyopati
Mikroanjiyopatinin etiyolojisi ve patogenezi
8. Trombotik Trombositopenik Purpura
Nedeni belirlenemeyen şistosit trombositopeni ve Coombs
negatif hemolitik anemi varlığı tanı için yeterlidir.
Koagülasyon testleri normaldir.
Splenomegali beklenmez.
ADAMTS13 : konjenitalmi anlamada önemlidir. Normalin %
10’undan az olması ciddi eksikliği gösterir. Tanı koymada yeri
yoktur.
19. Prognoza etkisi gösterilen başlıca tedavi yöntemi plazma
değişimidir (PD). Replasman dozu 40 ile 60 ml/kg
Antiagregan ilaçlar yararları tartışmalıdır. TTP seyrini
değiştirmezler
Trombosit sayısı 50x 109 /l ve üzerinde olan hastalarda
tromboproflaksi için düşük doz aspirin (80-100 mg/gün)
kullanılması önerilir.
Ciddi böbrek yetersizliği olan, ilaç ya da E. coli ilişkili TTP
olgularında steroid önerilmez.
Trombosit transfüzyonu sadece hayatı tehdit eden kanama
varlığında endikedir.
20. Trombosit > 150x109 /l , LDH normal , nörolojik bulgular
düzelene dek PD
PD : İlk 2-3 gün trombosit sayısında artar değerler bir haftada
normale döner.
Nörolojik düzelme klinik yanıtın ilk bulgusudur.
LDH düzeyinde azalma daha az belirleyicidir.
PLAZMA
DEĞİŞİMİ
21. Anemi trombositopeniden daha sonra düzelir.
En geç düzelen böbrek yetersizliğidir.
Trombosit sayısının iki gün üst üste normal değerlerde ise PD
hastanın durumuna göre kademeli azaltılarak kesilir.
PD ile birlikte kortikosteroid tedavisi (prednizolon 1 mg/kg/gün
veya eşdeğeri) başlandı ise devam ettirilir
PLAZMA
DEĞİŞİMİ
22. Refrakter ve nüks hastalıkta tedavi
4-7 günlük plazma değişimine rağmen
trombosit sayısı artmasa ya da sürekli plazma
değişimine rağmen artan trombosit sayısı tekrar
düşerse
Rituksimab
Siklosporin
Plazma değişimi ve immunosupresif tedaviye
dirençli olgularda :splenektomi
26. Hemolitik Üremik Sendrom
Epidemik form:kanlı diyare ile birlikte olan (D+) Postdiyareyel
HÜS’ün (D+) patogenezinde en dikkat çekici mikroorganizmalar;
EHEC ( E.Coli 0157:H7) ve Shigella dysanteria Tip-1 dir.
EHEC Shiga Like Toksin (SLT) veya verotoksin denen bir toksin
salgılayarak bu patolojiye sebep olur.
Sporadik form: nadir,atipik, (D–)
FaktörH mutas
Gebe
Siklosporin,Takrolimus,OKS
HIV
Strep pnöm
27.
28. Hemolitik Üremik Sendrom- Tedavi
Yoğun destek tedavisiyle % 40 olan mortalite % 10’un altına
düşürülmüştür.
Sıvı ve elektrolit tedavisi çok önemlidir.
Oligürik böbrek yetersizliğinde artmış hidrasyon zarar verir.
Hastalar hızlı bir şekilde katabolik sürece girdiklerinden ve
hipoalbüminemik olduklarından agresif nütrisyonel destek tedavisi
gerekir.
29. Hemolitik Üremik Sendrom-Destek tedavisi
Aktif hemolitik süreçte Hb < 6 g / dl olduğunda eritrosit
süspansiyonu vermek gerekir.
Trombosit süspansiyonu var olan mikro trombüsleri artırabilir.
Aktif kanayan ve invaziv girişim gerektiren hastaların haricinde
trombosit süspansiyonu verilmemelidir.
30. Hemolitik Üremik Sendrom-Destek tedavisi
HT
Kalsiyum kanal blokerleri ve hidralazin nitroprusit
Diyaliz
Antitrombotik tedavi;
HÜS’de etkili değildir.
Zararlı olabilir
Fibrinolitik ajanlar, prostasiklin, antioksidanlar ve IVIG
faydasız.
31. Hemolitik Üremik Sendrom-Spesifik tedavi
Steroidler;
Yapılan çalışmalarda 7 gün süreyle verilen steroidin,hematolojik
,nörolojik, nefrolojikParametrelerden hiçbirisine fayda
sağlamamış
Plazmaferez;
Bazı araştırmacılar atipik HÜS vakalarında etkili olduğunu
bildirmişler
32. Hemolitik Üremik Sendrom-Spesifik tedavi
Kompleman ilişkili atipik HÜS olgularında total plazma
değişim tedavisi ön planda önerilmektedir.
Tipik HÜS olgularında ise plazma değişimi veya
infüzyonunun faydası yoktur.
Streptococcus pneumoniae’nın neden olduğu HÜS’de
plazma değişimi veya taze donmuş plazma hastalığı
alevlendirebilir.
33. Hemolitik Üremik Sendrom-Spesifik tedavi
Synsorb-Pk
Gb3 reseptörü içerir.
Dolaşan toksinleri bağlar.
Oxpentifilin
Endotoksin aracılı TNF yapımını inhibe eder.
BN52063
PAF etkilerini inhibe eder.
Doku plazminojen aktivatörü
Bir vakada etkili olduğu gösterilmiş.
34. AYIRICI TANI
TTP;
Her bulgusuyla HÜS’e benzer
Bazı yazarlar aynı hastalığın yaşa bağımlı farklı iki tipi olduğunu
savunur
Diyareyik prodromal dönem yoktur.
MSS tutulumu dominanttır.
Oligoanürik böbrek yetersizliği genelde görülmez.
Mortalitesi HÜS’den daha fazladır.
Rekürrens HÜS’den daha fazladır.
35.
36. YAYGIN DAMAR İÇİ PIHTILAŞMA
(2001):International Society on Thrombosis and
Hemostasis (ISTH) tanımlaması
YDP, çeşitli nedenlerden ortaya çıkan, spesifik bir lokalizasyon
olmaksızın koagülasyon sisteminin aktive olması ile karakterize
edinsel bir sendromdur.
42. YDP -SKORLAMA
Skorlama sistemi uygulanmadan
önce YDP ile birlikteliği olan alt hastalığı mevcudiyeti olmalıdır.
Kesin tanı koydurmaz.
Testler günlük aralıklarla tekrarlanır ve yeniden skorlanır.
44. Trombosit :
Kanama yoksa önerilmemektedir. 10-20 x 109/l eşik değer olarak kabul
edilebilir.
Aktif kanama olan veya invaziv girişim gereken hastalarda
uygulanmalıdır. Trombosit sayısının 50 binin üzerine çıkması
amaçlanmalıdır.
Kriyopresipitat :
Fibrinojeni 100 mg/dl üzerinde tutacak şekilde ayarlanmalıdır
Taze donmuş plazma :
Hedef uzamış PT ve PTT düzeylerinin normale yaklaştırılmasıdır.
İNFÜZYON
45. Heparin:
Tromboembolik olayların ön planda olduğu hastalarda (purpura
fulminans, ölü fetus sendromu ) uygulanabilir.
Antitrombin Konsantreleri
Antitrombin kullanımının mortaliteye etkisi gösterilememiştir.
Antitrombin + heparin kullanan alt grupta kanama riski yüksek
bulunmuştur.
Bu nedenle, yeterli kanıt olmadığı için antitrombin konsantrelerinin
kullanımı önerilmemektedir.
TEDAVİ
46. TEDAVİ
Antifibrinolitik tedavi
YDP sendromuna bağlı gelişen kanamalarda önerilmemektedir.
Bunun başlıca nedeni fibrinolitik sistemin inhibe edilmesi ile YDP
gelişiminin hızlanabileceği beklentisidir
İstisnalar;
Hiperfibrinolizin ön planda olduğu akut promyelositik lösemi (APL) ve
prostat kanserleri ve Replasman tedavisine rağmen şiddetli kanayan
hastalardır.
47.
48. PRE-EKLAMPSİ
Gebeliğin 20. haftasından sonra yeni başlayan
proteinüri ve hipertansiyon
Ödem spesifik değildir
Başlangıç <34. hafta ağır seyirlidir.
Kesin tedavi plasenta ve fetusun çıkarılmasıdır.
49. Hafif Preeklampsi
Kan Basınç ≥ 140/90 mmHg
Proteinüri: 300 mg/24st
Ağır Preeklampsi
Kan Basıncı ≥ 160/110 mmHg
Proteinüri > 5g/24 st
Serum kreatinin artışı
Pulmoner ödem
Oligüri
Görmede bozukluk
Epigastrik veya sağ üst kadran ağrısı
intraserebral kanama
HELLP sendromu bulguları
Eklampsi Preeklampsi zemininde yeni başlamış
konvülzyon
50. HELLP SENDROMU
Preeklampsi / eklampsinin seyri sırasında, endotel disfonksiyonu
sonucu ortaya çıkan,çokluorganyetmezliği ve mikroanjiopatik hemoliz
D-Dimer testi: yüksek negatif öngörü değerine sahiptir.
KC enzimlerindeki artışın derecesi, hastalığın şiddetiyle
koreledir .
YDPin bir varyantı değildir.
PT, PTT ve serum fibrinojen değerleri normal sınırlardadır.
Hipoglisemi yoktur.
Histoloji:nekroz, periportal hemoraji,fibrin birikimi
51. HELLP SENDROMU-TEDAVİ
HT ve nöbetler kontrol altına alınmalıdır.
Konvülzyon: MgSO4
Doğum vajinal yolla gerçekleştirilir.
Hemoliz genelde doğum sonrası 48 saat içinde düzelir, LDH,
AST, ALT düşmeye başlar.
Trombosit sayısı 72 saat içinde 105/mm3 üzerine çıkar
( trombositopeni 11. güne kadar devam edebililir).
52. POSTPARTUM-HELLP
Klinik ve laboratuvar bulgular ilk kez postpartum dönemde ortaya
çıkabilir.
Birkaç saat ile 7 gün arasında değişir (çoğunluk ilk 48 saat
içinde)
Tedavi MgSO4 infüzyonunu da içerecek şekilde antepartum
perioddaki gibidir.
Tedavide yüksek doz deksametazon tartışmalıdır.