1. ALTYAPI HİZMETLERİNDE
ÖZELLEŞTİRME YÖNTEMLERİ
Bu sunum aşağıdaki kaynaktan yararlanılarak hazırlanmıştır.
C C Aktan& D. Dileyici & İ. Y. Vural ,Altyapı Ekonomisi, Altyapı Hizmetlerinde Serbestleşme ve
Özelleştirme, Ankara: Seçkin Yayınları, 2005.
Sunumu Hazırlayan :Merve Gülsever
PROF.DR. COŞKUN CAN AKTAN
2. Dar anlamda altyapı
hizmetlerinin
özelleştirilmesi,söz
konusu
sektörlerdeki varlık
ve tesislerin özel
sektöre satışı yoluyla
mülkiyet transferini
ifade eder.
Geniş anlamda
altyapı hizmetlerinin
özelleştirilmesi,altyap
ı hizmetlerinin gerek
sunumunda gerekse
finansmanında özel
sektör katılımının
sağlanmasını
kapsamaktadır.
Altyapı Hizmetlerinin Özelleştirilmesi
5. Geniş anlamda “imtiyaz
hakkı sağlayan sözleşmeler”
(concessions); bir özel
firmanın belirli bir hizmeti
sağlama hakkını devletten
elde etmesini sağlayan
çeşitli sözleşmeleri
içermektedir. İmtiyaz hakkı
sağlayan bu sözleşmeler,
piyasa içinde rekabet
işlemediği zaman, piyasa
için rekabeti sağlamaya
yönelik olarak kullanılan bir
araçtır.
Dar anlamda imtiyaz
ise imtiyazı elde eden
özel firmanın yatırıma
ilişkin tüm
sorumlulukları
üstlenmesini gerektirir
(Klein vd., 1998:10)
İMTİYAZ HAKKI SAĞLAYAN SÖZLEŞMELER
6. İHALE
Bu yöntemle
sadece hizmetin
üretimini özel
firma
gerçekleştirirken,
hizmet sunumuna
yönelik tüm
yükümlülükler
devlette
kalmaktadır.
İhale yöntemi, bir kamu girişimin belirli sektörlerdeki mal ve
hizmet üretimini kendi gerçekleştirmeyerek özel sektör
firmalarından satın almasını ifade etmektedir.
7. İhale yönteminde devlet sermayedar olarak kalır
ve özel firma tarafından üretilen mal ve
hizmetlerin türü ve kalitesine ilişkin kararlar
alma ve gerekli politikaları uygulama yetkisine
sahiptir.
Altyapı hizmetlerinde ihale yönteminden
özellikle su ve kanalizasyon
hizmetlerinde, katık atık ve çöp toplama
ve imha hizmetlerinde, ve havaalanı
hizmetlerinde yararlanılmaktadır.
8. Yönetim sözleşmesinde; bir kamu girişimi mülkiyeti devlette
kalmak üzere, yönetimi belirli bir dönem için özel sektöre
bırakılmaktadır.
9. Yönetim sözleşmesinde belirtilen süre dahilinde (genellikle 3-5 yıl),
kamu girişimini yönetmesi için devlet özel sektöre ödemede
bulunmaktadır. Söz konusu girişimin yatırım kararları devlet tarafından
verilmeye devam etmekte ve operasyonal risk devlet tarafından
üstlenilmektedir.
Yönetim sözleşmesinde yönetici ile maddi altyapı tesisi sahibi (kamu
kuruluşu) arasında bir performans sözleşmesi de imzalanabilir.
Bunun dışında yöneticiye başarı performansına paralel olarak kardan
pay verilebilir
Altyapı hizmetlerinde yönetim sözleşmesi yönteminin kullanılmasında
bazı altyapı tesislerinin yönetimi sözleşmeyle özel firmaya
devredilmektedir. Bu yöntem daha çok havaalanları ve atık su
ünitelerinde kullanılmaktadır.
10. Kiralama yönteminde, devlet bir kamu girişimini belirli bir bedel
karşılığında özel bir firmaya kiralar.
Bu yöntemde özel girişim belirli bir süre için işletme hakkını (ve belirli bir
hizmet karşılığında gelir sağlama hakkını) elde etmek üzere bir kamu
otoritesi ile sözleşme yapar.
Kamu girişiminin mülkiyeti
devlette kalır.
Kiralayan özel firmanın
sabit varlıklara yatırım
yapma sorumluluğu yoktur.
Yönetim sözleşmesinin
aksine bu yöntemde özel
firma operasyonal riski
kendi üstlenir. Fakat diğer
tüm sorumluluklar devlette
kalır.
11. YİD modelinde; özel firma
belirli bir dönem için
sözleşmeyle bir kuruluşu inşa
etme ve işletme imtiyazını
elde eder ve bu dönem
sonunda kuruluşu devlete
devreder.
Altyapı hizmetlerinin hem
sunumu hem de
finansmanında özel
sektörden yararlanmayı
amaçlayan bu yöntemde,
devletin altyapı hizmetlerine
yatırım yapması yerine bu
hizmetlerin finansmanı özel
sektörden karşılanmaktadır.
12. Altyapı hizmetlerinin hem sunumu hem de
finansmanında özel sektörden yararlanmayı
amaçlayan bu yöntemde, devletin altyapı
hizmetlerine yatırım yapması yerine bu hizmetlerin
finansmanı özel sektörden karşılanmaktadır.
Özel firmanın belirli bir dönem
için (genellikle 20 yıllık) bir
tesisi inşaa etmesi, işletmesi ve
finanse etmesi gerekir.
Daha sonra bu tesisi tekrar
kamu otoritesine devreder.
14. Bu modelde özel bir firma geniş
ölçüde risk üstlenerek yeni bir
fabrika yapar,
bu fabrikayı devletten kiralar ve bir
süre işletir, daha sonra sözleşme
döneminin sonunda fabrikanın tüm
mülkiyetini üzerine alır.
15. • Devlet genellikle uzun dönemli “al veya öde sözleşmesi”
aracılığıyla özel firmaya gelir garantisi verir.
• Yine bu kapsamda uygulanan bir başka model de Yap-Sahip Ol-
İşlet-Devret modelidir.
• Bu modelde de özel bir firma riski kendi üzerinde alarak yeni bir
fabrika yapar, mülkiyetine sahip olur ve işletir.
Daha sonra sözleşme
süresi sonunda bu
fabrikanın mülkiyetini
devlete devreder.
Bu yöntemde de devlet
genellikle özel firmaya
gelir garantisi
vermekte ve arsa
temini gibi kolaylıklar
sağlamaktadır.
16.
Bu modelde ise özel bir firma riski üstlenerek yeni
bir fabrika yapar, daha sonra bu fabrikanın
mülkiyetine sahip olarak işletir.
Burada özel firmanın fabrikayı devlete devretmesi
söz konusu değildir.
Bu modelde de devletin belirli bir sözleşme süresi
boyunca gelir garantisi vermesi mümkün
olmaktadır.
17. İmtiyaz, yasal tekellerin
özelleştirilmesinde kullanılan ve
hizmet sunma hakkının özel bir
firmaya verilmesini içeren
yöntemdir.
Bu yöntemde, özel firmalar bir altyapı
hizmetinin üretim ve sunum imtiyazını
üstlenmek için diğer özel firmalarla
rekabete girişir. Böylece imtiyaz yöntemiyle
“piyasa için rekabet” sağlanmış olur.
İmtiyaz yönteminde devlet belirli bir bölgedeki veya piyasadaki bir kurumu
işletmesi için üzere özel bir firmaya bir imtiyaz veya hak verir. İmtiyaz hakkını
elde eden özel firmanın hizmetinden yararlananlar ödemeyi doğrudan hizmeti
sunan özel firmaya yaparlar. Bu yöntemde yatırım maliyetlerini ve bazı riskleri
üstlenmektedir.
18. Kamu-özel ortaklığında kamu
sektörü ile özel sektör
arasında, bir kamu girişiminin
mülkiyeti, yönetimi ve
finansmanında özel sektörü
de kapsayan bir sözleşme
düzenlenir.
Bu tür bir ortaklıkta altyapı
projesinin gerçekleştirilmesi
için kamu kaynakları ile özel
kaynaklar birleştirilir
Projeye ilişkin tüm
sorumluluklar kamu ile özel
firma arasında paylaşılır. Her
bir girişimcinin faaliyet
sonucundaki gelirden elde
ettiği pay, projeye yaptığı
yatırımla doğru orantılıdır.
Kamu-özel ortaklığı; bir hizmetin sunumunda
ve finansmanında devlet ile bir özel firmanın
işbirliğinde bulunmasını ifade eder.
Ortak girişim olarak da adlandırılabilen kamu-
özel ortaklığı, altyapı projelerinin
gerçekleştirilmesinde yaygın olarak kullanılan
bir sunum ve finansman yöntemidir.
19. Altyapı Hizmetlerini Sunan KİT’lerin
Tasfiyesi ve Satışı
Altyapı hizmetlerinde
kamu girişimlerinin
tasfiyesi ve satışı, devlet
elindeki yasal tekellerin
özel kesime devri şeklinde
gerçekleştirilmektedir.
Bu yöntemde altyapı
hizmetinin sunumu devlet
tekelinden özel firmaya
geçmekle birlikte, bu geçiş
yönetim ve mülkiyet
transferini de içermektedir.
20. TAM TASFİYE
Devlet, kamu girişimciliğindeki hissenin yüzde
100’ünü özel girişimlere devreder.
KISMI TASFİYE
Devlet, kamu girişimciliğindeki hissesinin bir
kısmını özel girişimlere devretmektedir.
21. Varlık Satışı
Kamu varlıklarının mülkiyetinin özel sektöre
devredilmesidir.
Genelde, devlet satılan varlığın yönetimi, bakımı ve
finansal desteği konusunda bir role sahip değildir.
Bununla birlikte, eğer varlık tekelci özelliğin
olduğu sektördeki bir firmaya satılırsa, devlet
firmayı çeşitli şekillerde regülasyona tabi tutabilir.
22. Halka arzda girirşimdeki
kamu hisselerinin bir kısmı
veya tamamı halka satılır.
Blok satışta ise kamu
girişimin tamamı yerli veya
yabancı kişi veya
kururluşlara blok olarak
satılır.
23. Altyapı hizmetlerinde satış yoluyla
mülkiyet transferi, genellikle ayırma
sonrası gerçekleştirmektedir.
Altyapı hizmetleri
önemli ölçüde
bütünleşik mal niteliği
taşıdığından, satış
öncesinde rekabet
imkanı olan kısmı,
tekel özelliği taşıyan
kısmından
ayrılmaktadır.
Örneğin elektrik üretim,
iletim ve dağıtım birimleri
birbirinden ayrılmakta ve
daha çok rekabetçi bir
yapının olduğu üretim
birimi özel sektöre
satılırken, iletim ve
dağıtım birimleri devlet
tekelinde bırakılmaktadır.