Madde bağimliliği (fazlası için www.tipfakultesi.org )
1. MADDE BAĞIMLILIĞI
VE YOKSUNLUK
ARAŞ. GR. DR. GÜLŞAH YAVUZ
GÜTF ACİL AD
2. Tanım:
Madde kelimesi tıbbi endikasyon dışında
kullanılan ilaçları ve birçok kimyasal maddeyi
tanımlamak için kullanılmaktadır
3. Maddeler
Sigara
Alkol
Esrar
Hipnotik sedatifler
Kokain
Eroin
Halüsinojenler(LSD,extasy)
İnhalenler(toluen,benzen)
Diger bir çok psikoaktif maddeler(amfetamin,efedrin..)
bu isim altında yer almaktadır
4. Bu maddelerin her biri ile oluşan bozuklukları
DSM-IV aşağıdaki gibi sınıflanmaktadır:
1- Madde Kullanım Bozuklukları:
a- Madde Bağımlılığı (Substance Dependence)
b- Madde Kötüye Kullanımı (Substance Abuse)
2- Madde Kullanımının Yol Açtığı Bozukluklar:
a- Madde Entoksikasyonu
b- Madde Yoksunluğu
c- Deliryum
d- Kalıcı Demans
e- Kalıcı Amnestik Bozukluk
6. Tanımlar:
Yoksunluk:Alışılmış olan ilaç veya maddenin
alınamaması veya alınan miktarın azaltılması
halinde ortaya çıkan bir hastalık tablosu, bir
kriz durumudur
Maddeye özgü ruhsal veya fiziksel belirtilerin
ortaya çıkması ve rahatsızlık veren bu
durumdan kurtulmak için madde alma
gereksiniminin duyulmasıdır.
7. Madde Yoksunluğu için Teşhis Kriterleri:
Fazla miktarda ve uzun süreli bir madde
kullanımına son verilmesine (ya da dozun
azaltılmasına) bağlı olarak, o maddeye özgü-
spesifik bir sendromun gelişmesi.
Bu maddeye özgü-spesifik sendrom, klinik
olarak belirgin şekilde bir sıkıntıya veya
sosyal mesleki ya da diğer önemli alanlarla
ilgili fonksiyonlarda bozulmaya yol açar.
Bu semptomlar bir genel tıbbi duruma bağlı
değildir ve başka bir mental bozuklukla daha
iyi açıklanamaz
8. Tolerans: İstenen etkiyi sağlamak için daha
çok maddeye gereksinim duyma ya da aynı
miktar maddenin devamlı kullanımı ile
etkisinde azalma görülmesidir.
Kötüye kullanım: Yineleyen sorunlar ve
istenmeyen sonuçlara karşın uygunsuz,
tekrarlayıcı madde kullanma biçimidir
9. Bağımlılık: Kullanan kişide bilişsel,
davranışsal, fiziksel sorunlara yol açmasına ve
sosyal uyumu bozmasına rağmen madde alma
davranışının kontrol edilememesi ile belirli bir
tablodur. İki tipi vardır:
Fiziksel bağımlılık (Fizyolojik): Tolerans ya da
yoksunluk bulguları (veya her ikisinin) olması
durumundaki bağımlılığı tanımlar
Psikolojik bağımlılık (Fizyolojik olmayan):
Tolerans ya da yoksunluk bulguları olmaması
durumundaki bağımlılığı tanımlar
10. Yaygınlık:
Türkiye’de madde kullanımının yaygınlığı
konusunda yapılmış geniş kapsamlı
çalışmalar yoktur.
ABD’de nüfusun yaklaşık %37’sinin
yaşamlarında bir ya da daha çok kez madde
kullandığı,
18 yaşın üzerindeki nüfusun %16.7’sinin ise
madde kullanımı ile ilgili sorunları olduğu
bilinmektedir.
11. Yaygınlık:
Madde kötüye kullanımı ve bağımlılığı ;
ileri yaşlara göre genç yaşlarda,
kadınlara göre erkeklerde,
çalışanlara göre işsizlerde,
yüksek eğitimlilere göre düşük eğitim düzeyinde
Ayrıca başka bir ruhsal bozukluğu bulunanlarda;
özellikle antisosyal kişilik bozukluğu olanlarda
normal populasyona göre daha fazla rapor
edilmektedir.
12. Etyoloji:
Psikodinamik faktörler: depresyonun ve bozuk
ego fonksiyonlarının bir yansıması olarak kabul
edilmektedir.
Genetik:Evlatlıklar, kardeşler ve ikizler ile
yapılan çalışmalarda, özellikle alkol kullanım
bozukluğunun, genetik bir bileşeni olduğu
gösterilmiş.
13. Etyoloji:
Reseptör ve reseptör sistemleri: Bu hipoteze
göre, bir maddenin uzun süreli kullanımı,
hemoestazın devamını sağlamak için bu maddeyi
gerektirecek şekilde, beyindeki reseptör
sistemlerini değiştirmekte ve tolerans
gelişimine neden olmaktadır.
Yolaklar ve nörotransmitterler: Madde kullanımı
olasılıkla nörotransmitterler aracılığıyla ödül
duyumuna neden olur. Madde kullanım
bozukluğunda olaya karışan nörotransmitterler
opioid, katekolamin ve GABA sistemleridir
14. Madde Bağımlılığı Tanı Ölçütleri (DSM IV) :
(12 aylık bir dönem içinde ortaya çıkan aşağıdaki
belirtilerden en az üçünün olması ve klinik olarak
bozulmaya yol açması)
Tolerans
Yoksunluk
Amaçlanandan daha çok veya uzun süre
madde kullanma
Başarısız bırakma/ azaltma çabaları
Madde bulmak, kullanmak, etkilerinden
kurtulmak için çok zaman harcama
Toplumsal, mesleki, sosyal eylemlerde azalma
Psikolojik ve fiziksel sorunlara rağmen madde
kullanma
15. Madde Kötüye Kullanımı Tanı Ölçütleri
(DSM IV):
12 aylık bir dönem içinde ortaya çıkan aşağıdaki
belirtilerden en az birinin olması ve klinik olarak
bozulmaya yol açan madde kullanımı)
Sorumlulukları alamama ile sonuçlanan
yineleyici madde kullanımı
Fiziksel tehlikeli durumlarda yineleyici madde
kullanımı
Madde kullanımı ile ilişkili yineleyici yasal
sorunlar
Madde kullanımı ile ilişkili yineleyici toplumsal
ya da kişiler arası sorunlar
16. Tedavi:
Tedavi yaklaşımları ;
Maddelere,
psikososyal destek sistemlerine ve
hastaların kişisel özelliklerine göre değişir.
17. Tedavide iki temel hedef vardır:
İlk hedef maddeden sakınmadır.
İkinci hedef ise hastanın fiziksel, psikiyatrik
ve psikososyal iyilik halinin sağlanmasıdır.
Tedavide hem psikoterapi hem de
farmakoterapiden yararlanılır.
Başlangıçtaki detoksifikasyon döneminden
sonra uzun süreli bir rehabilitasyon dönemine
ihtiyaç vardır.
Tedavi boyunca bireysel, aile ve grup
terapileri yararlı olabilir.
18. BAŞLICA MADDELER VE GENEL
ÖZELLİKLERİ:
I. Psikolojik bağımlılık yapan;
- esrar
- halüsinojenler
- inhalenler
19. II. Fizyolojik bağımlılık yapan maddeler
- alkol
-opioidler
- nikotin
- uyarıcılar
-sedatifler , hipnotikler, anksiyolitikler
21. Esrar:
Kannabis, marihuana, haşhaş olarakta bilinir.
Başlıca etken maddesi ∆-9
tetrahydrocannabinol (THC)’dur.
Genelde sigara şeklinde kullanılır
24. Yenerek, emilerek veya sigara şeklinde
kullanılırlar.
Sempatomimetik olarak etki gösterir ve
hipertansiyon, taşikardi, pupilla
genişlemesine neden olurlar.
Ruhsal olarak algı bozukluklarına neden
olurlar
25. Halüsinojenlerle İntoksikasyon:
Tetikte olma ve uyumsuz davranış değişiklikleri
Algı bozuklukları,
paranoid düşünce,
depersonalizasyon görülebilir.
Fiziksel bulgu olarak pupilla genişlemesi,
hipertansiyon,
terleme,
tremor izlenir.
Panik reaksiyonları sıktır.
26. Tedavi:
Tedavide destekleyici yaklaşım gerekir
Halüsinojik amfetamin(ecstasy) zehirlenmesine baglı
taşikardi ve HT da ilk seçenek benzodiazepinlerdir
Sedasyona cevap vermeyen ciddi HT larda nitropurissid
veya fentolamin infüzyonu yapılır. Kronik hipertansif
hastalarda tansiyon hızlıca düşürülmemelidir.
HT tedavisi herhangi bir nedene bağlı HT ile aynıdır.
28. İnhalen intoksikasyonu:
öfori
anlaşılmaz konuşma
ataksi
halüsinasyonlar
diğer psikotik belirtiler
konvülziyon
nefeste koku
taşikardi
Uzun süre kullanımda ventriküler fibrilasyon,
beyin, karaciğer ve böbrek hasarı oluşabilir.
29. Kokain:
Kok, blow, freebase olarak bilinir.
İnhalasyon yoluyla, sigara veya enjeksiyon tarzında
kullanılabilir
30. Kokain intoksikasyonu:
Huzursuzluk, ajitasyon,
aşırı konuşkanlık,
paranoid düşünce, saldırganlık
taşikardi,
hipertansiyon,
pupilla dilatasyonu
Koma
Nöbet..
Rabdomyoliz(ABY)
Hipertermi
Kokain kardiyak komplikasyonlar ve
deliryumla ani ölüme neden olabilir
31. Tedavi:
Zehirlenmiş hasta gibi yaklaşılmalıdır. Genel tedavi
soğutma,benzodiazepinlerle sedasyon ve hidrasyondur.
Potansiyel iskemi açısından O2 başlanmalıdır. Gold tedavi
yeterli hidrasyon ve yakın vital bulgu takibidir.
HT ve taşikardik hastalarda benzodiazepinler (santral
sempatik deşarjı azaltır) verilir. Lorezepam 2mg veya
diazepam 5mg ;otonomik ve santral stimülasyonu
azaltacak şekilde tekrarlayan dozlarda titre edilerek verilir.
Nöbet eşiğini düşürdükleri için haloperidol ve
klorpromazinden kaçınılmalıdır.
32. Nöbetler benzodiazepinlerle önlenebilir,
Tüm stimülanlara bağlı nöbetlerde kranial CT
çekilmelidir.
33. Ajite hastalarda mutlaka vucut ısısı ölçülmelidir.
Hipertermi potansiyel lethaldir ve mortalite ve
morbiditeyi azaltmak için hasta hızlıca
soğutulmalıdır.
Üriner outputu artırmak için agresif sıvı
resüsitasyonu şarttır.
34. Myokard iskemisinden şüphelenilen hastalara;
nitrat,morfin, benzodiazepin,aspirin verilmelidir.
Betablokörler kesinlikle kontrendikedir. Çünkü
alfa adrenerjik stimülasyonu artırıp periferik
v.kons,HT,olası iskemiyi artırıp coroner damarları
daha da kötüleştirirler.
Labetelol önerilmesine rağmen; insanlarda
kokaine bağlı iskemiyi azaltmadığı ve hayvan
modellerinde nöbeti ve mortaliteyi artırdığı
görülmüştür.
Kokaine bağlı MI larda trombolitik tedavi
öncesinde konsültasyon istenmelidir.
35. Geniş komplex taşikardilerde ve kokainin kinidin
benzeri etkiyle yaptığı uzamış QRS lerde pH 7.45-
7.50 arasında olacak şekilde NaHCO3 infüzyonu
yapılmalıdır.
Lidokain ; NaHCO3 e cevapsız aritmilerde güvenle
kullanılmasına rağmen, bazı hayvan çalışmalarında
lidokainin kokainin yaptığı nörotoksisiteyi artırdığı
görülmüş.
Sedasyona cevap vermeyen ciddi HT larda
nitropurissid veya fentolamin infüzyonu yapılır.
Kronik hipertansif hastalarda tansiyon hızlıca
düşürülmemelidir.
36. Opioidler:
Opium, morfin, diasetil morfin (eroin, smack,
horse), metadon, kodein, oxycodone
(percadon, percocet), meperidin, pentozasin
vs. türevleri vardır.
Oral, İV. ve SC. veya nazal kullanım yolları
vardır.
37. Opioid intoksikasyonu:
MSS depresyonu
solunum depresyonu
Bulantı , kusma
anlaşılmaz konuşma
hipotansiyon
bradikardi
pupillerde daralma
öfori
Aşırı doz alımında nokta pupiller, solunum ve
MSS depresyonu görülür.
38. Tedavi:
Yaşamsal işlevler desteklenir
Nalokson(naloxone hidroklorür 0,4 mg amp)
ıv olarak 0,4-2 mg başlangıç dozu ,
gerekirse 2-3 dakika aralıklarla 10 mg a kadar
doz tekrarlanır cevap alınamazsa opioid alımı
tekrar sorgulanmalıdır.
Çocuklarda ki doz: 0,1 mg/kg
Opioid bağımlısı bilinen kişilerde nalakson
dozu 0,05 mg ile başlanmalıdır yoksunluk
belirtileri görülmemesi için.
39. Sedatif, hipnotik, anksiyolitikler:
benzodiazepinler,
barbitüratlar,
benzer etkili (meprobamat, metakualon,
glutethimide, kloral hidrat gibi ilaçlar
40. İntoksikasyonları:
Temel özellikleri aşırı dozda MSS ve solunum
depresyonu yapmalarıdır.
Genellikle bağımlılık birkaç ay hergün ilaç
alımından sonra gelişir
41. Tedavi:
Flumazenil: Benzodiazepinlerin anditodutur.
Komada gelen hastada birden çok ilaç alımı varsa
ayırıcı tanıda kullanılır.
Flumazenil kısa etkili oldugu için tedaviden çok
tanısal amaçlı kullanılır.
Komada gelen yetişkin hastada ıv 0,2mg
flumazenil yanıt alınamazsa 0,3 mg ve 0,5 mg
yapılır
max doz:3 mg
İnf. Dozu:0,2-1 mg/saat.
Çocuklarda 0,01mg/kg ,max doz 1 mg ıv uygulanır.
42. Alkol:
Alkolizm tek başına medikal bir acil olarak kabul
edilmese de alkol istismarı ve bağımlılığı olan
kişiler acil servislere değişik kliniklerle
başvurabilmektedir.
Travma?
İnfeksiyon?
Akut alkol intoksikasyonu?
Alkol yoksunluğuna bağlı tremor veya deliryum?
Hepatit? Pankreatit?
43. Alkol alan hastalar eş zamanlı olarak kokain,
benzodiazepin, mariuana almış olabilir.
44. TRAVMA VE ALKOL:
Tüm travma tiplerinde alkol önemli bir
predispozan faktördür.
Alkollu hastalarda kafa travmasını
değerlendirmek zordur. (özellikle şüpheli
hikayesi olan ve kafa travmasına ait external
bulguları olmayan hastalarda)
45. Alkollü hastalar CT ile değerlendirilmelidir.
Kafa travması hikayesi olan , glaskow koma
skalası 15 altında olan ; tedavi-gözlem
sırasında mental durumda kötüleşme olan
hastalara CT endikedir.
Alkol veya ilaç alımı olan kafa travması
olgularında havayolunun korunmasına dikkat
edilerek sedasyon
46. Hipotermi ve Alkol İntoksikasyonu:
Şehir ortamındaki hipotermi vakalarının çoğu
etanol kullanımıyla birliktedir.
Evsiz kişiler alkolü daha fazla kullanıyorlar ve
soğuk gecelerde ise daha fazla alıyorlar.
Hipotermi gelişiminde alkolün sedatif etkisi
önemliyken alkolun direk termeregulatuar merkez
üzerine yaptığı depresan etkide mevcuttur.
Titremenin azalması ve vazodilatasyon ile ısı kaybı
artar
47. Kan Ethanol İntoksikasyon Miktarı
Düzeyi
700 mg / dl Potansiyel olarak lethal. Bilinç kaybı, refleks
azalması, respiratuar yetmezlik
400 mg / dl Şiddetli zehirlenme: Hipotermi, hipoglisemi, kas
kontrolünde bozulma, kasılma nöbetleri
300 mg / dl Orta-şiddetli: Konuşma ve görme bozukluğu,
duyu kaybı
200 mg / dl Orta : Sendeleyerek yürüme, bulantı kusma,
mental konfüzyon
150 mg / dl Düşünce sürecinde bozulma
100 mg / dl Hafif-orta : Reaksiyon zamanı yavaşlar.
Duyu yeteneği değişir. Araba sürme bozulur.
50 mg / dl Hafif : İnhibisyon azalır, sessiz incoordinasyon
49. Etanol intoksikasyon tedavisi:
GASTRİK LAVAJ VE AKTİF KÖMÜR?
SIVI-ELEKTROLİT TEDAVİSİ :Bu hastalarda
genellikle glikojen depoları yetersiz olduğu
için %5 dextroz içeren sıvılar tercih edilir
THİAMİNE (B1 vitamin)
HEMODİALİZ
50. Metanol / Etilen glikol intoksikasyon
tedavisi 1:
FOMEPİZOL TEDAVİSİ
1. Yükleme dozu: 15 mg / kg/iv
2. İdame başlangıç dozu: 20 mg / kg
(12 saatte bir 4 doz)
51. Fomepizol;güçlü bir alkol dehidrogenaz
inhibitörüdür
ADH enzimine afinitesi etanolden 8000 kez
daha fazladır ve yan etkisi daha azdır
52. Metanol / etilen glikol intoksikasyon
tedavisi 2 :
Fomepizol bulunmadığı durumlarda etanol
kullanılır.
Yükleme → İV 8-10 ml / kg, % 10’luk etanol,
Oral→ 0.8-1 ml / kg % 95’lik etanol
İdame → Kan etanol düzeyi 100 mg / dl’de
tutulmalı.
53. Tedavi2:
% 10 luk etanol
ortalama : 1.4 ml/kg/hr
kronik : 2.0 ml/kg/hr
non alkolik : 0.8 ml/kg/hr
%40 lık etanol
ortalama : 0.3 ml/kg/hr
kronik : 0.4 ml/kg/hr
non alkolik : 0.2 ml/kg/hr
%95 lik etanol
ortalama : 0.15 ml/kg/hr
kronik : 0.2 ml/kg/hr
non alkolik : 0.1 ml/kg/hr
55. Metanol / Etilen glikol intoksikasyon
tedavisi 3:
HEMODİALİZ ENDİKASYONLARI:
Kan metanol düzeyi > 30 mg / dl
Konvensiyonel terapiye rağmen şiddetli asid
baz ve sıvı elektrolit anormallikleri
Renal yetmezlik,
Toksisite belirti ve bulguları
56. Metanol / Etilen glikol intoksikasyon
tedavisi 4:
İntoksikasyonlarda Tiamin ve pridoksin toksik
metabolitlerin nontoksik bileşiklere
dönüşümünde kofaktörlerdir
Tiamin ve pridoksim 100 mg iv / im hergün
uygulanmalıdır
Sıvı-elektrolit dengesi bozuklukları, sıvı,
potasyum, magnezyum takviyesiyle düzeltilir.
İlk tercih %5 dextroz
Hastalarda sedasyonu sağlamak için birinci
terih benzodiazepinlerdir
57. Tedavide dikkat edilmesi gereken
özel durumlar:
Lizerjik asit dietilamide(LSD) zehirlenmesinde
gelişen ajitasyon tedavisinde klorpromazin
kullanılmaz
Halüsinojik amfetamin(ecstasy) intoksikasyonuna
bağlı HT ve taşikardi tedavisnde ilk seçenek
benzodiazepinlerdir.
Kokain zehirlenmesine baglı HT da ve AKS de
betablokerler kontraendikedir.
Tedavisi tamamlanan hastalar mutlaka psikiatrik
yönden degerlendirlmelidir.