4. • Batılılaşma (garplılaşma, “westernizasyon”)
– Batı avrupanın toplumsal ve fiziksel yapısını erişilmesi gereken bir
hedef olarak görerek ona benzemeye çalışmak
• Modernleşme (çağdaşlaşma, muasırlaşma, asrileşme)
– Toplumun eski ya da geleneksel olandan yeni olana doğru sosyal,
ekonomik ve teknolojik değişmesi
– Egemen ve yayılan uygarlığın standartlarıdır. Günümüzde modern
uygarlığın bütün özellikleri kapitalist mekanizmalardan alınmıştır
Geleneksel toplum Modern toplum
(tarıma dayanır) (endüstriye, giderek bilgiye dayanır)
4/37
5. • Batılılaşma: Sosyal değerler ve Siyasal kurumlar
– Bireycilik, Özgürlük, Eşitlik, Anayasacılık, İnsan hakları, Serbest Pazar,
Sekülarizm*, Demokrasi?
• Modernleşme: Ekonomik ve Sosyal organizasyonlar
– Endüstrileşme, Şehirleşme, Çok çeşitlenmiş karmaşık iş bölümü, Akılcı
ve etkili ekonomik girişimler, Teknik olarak akılcı düşünce tarzı, Kitlesel
eğitim, Kitlesel iletişim, Merkezî ulus devlet, Global sistemle entegre
kurumlar
________
*toplumun kutsal tahakkümünden kurtulmasına sekülerlik, devletin (siyasetin) aynı
etkiden kurtulmasına ise laiklik denir
5/37
6. • (…) dünyevileşme ve demokrasi temeli üzerine yükselen
bilimci, akılcı, ilerlemeci ve insan merkezci ideolojiyi ifade eder
Ahmet Cevizci. Felsefe Sözlüğü,3. baskı, Say yayınları, 2012 S:305
• Hedeflerine ulaşmak için düzenli olarak bilim ve teknolojiden
yararlanan hangi toplum olursa olsun modern demektir. Ölüm
kampları en az lazerle ameliyat kadar moderndir.
Modernlik fikrinin bir özelliği de insanlığın geleceğinin daima
seküler olacağını kabul etmesidir. Tarihte hiçbir şey bu tuhaf
anlayışı desteklememiştir
John Gray. Saman Köpekler, YKY, 2008, S:148-149
6/37
7. • Modernleşme acılı bir süreçtir; değişimi yaşayan kuşaklar için,
hayatın doğallığını bozan yabancı ve dışsal bir dinamik, bir
müdahale olarak görülür.
• Neden Batılılaşma/Modernleşme?
– Batının top-tüfek üstünlüğü; batı tarafından mağlup
edilme, itilip-kakılma, sömürülme
7/37
8. “(….) Son birkaç yüzyıl içinde bizim
Batı toplumumuz dünyanın başka
uygarlıklarına ısrarla burnunu
sokmuştur. Önce hepsini kendi
ekonomik ağının içine çekmiştir. Sonra
politik gücünün sınırlarını, ticaret
sınırları kadar uzaklara götürmüştür.
Sonunda komşularının yaşamlarını en
özel yerlerinden, sosyal kurumlar,
manevi heyecanlar ve fikirler
düzeyinden istilâya koyulmuştur(…)
Toynbee AJ, Kirkwood KP.
Türkiye, Bir Devletin Yeniden
Doğuşu, Örgün yayınevi, 2009, S:352
1889-1975
8/37
9. “(…) zira Türklerin Batı ile ilişkilerinde karşılarına çıkan sorunlar
dünyanın her yerinde Batılı olmayan diğer halkların da karşısındadır. Her
yerde bu halklar Zealotlara veya Herodianlara katılma seçenekleri
arasındaki yol ayrımındadırlar. Artık tarafsız kalmalarına olanak yoktur.
Çünkü, her şeyden önce, huzursuz bir kaynaşma içinde olan Batı onlara
rahat vermeyecektir. Batı medeniyetini kabul edip yaşamlarını ona göre
ayarlamaya mı çalışacaklar, yoksa reddedip ruhlarını ele geçirmeye
çalışan bir şeytanmışçasına onu kovmaya mı çalışacaklar?”
a.g.e.,S:352-353 (Ayşe Zarakol. Yenilgiden
Sonra Doğu Batı ile Yaşamayı Nasıl Öğrendi,
Koç Üni. Yayınları, 2012, S:287’deki şekliyle birlikte)
9/37
10. Zealotlar
Roma İmparatoru’nun otoritesini
kabul etmek onlar için Allah’ın
hakimiyetini reddetmek ve köleliği
kabul etmek anlamına geliyordu.
960 Sicarii’nin ve
ailesinin Roma
ordusu kuşatmasına
direndiği ve sonunda
Topluca İntihar ettiği
Masada
10/37
11. Herod (Hirodes) Romalılara
yaranmak için Helen kültürünün
yaygınlaşması yolunda büyük
çabalar yürütmüş, Yahudi halkın
desteğini alabilmek için bütün
ülkeyi mimari eserlerle,
heykellerle donatmıştır. Ancak
bütün bu gösterişe rağmen,
dindar Yahudi halkı, putperest
Roma'nın işbirlikçisi olarak
gördüğü Herod'dan nefret
ediyordu.
Kudüs'ün Kral Hirodes tarafından alınması,
MÖ 36, Jean Fouquet, 15. yüzyıl sonu.
11/37
12. Batılılaşma/Modernleşme: Nasıl?
1. Reddiyecilik (Zealotluk)
– 16.-19, yy Japonya, 17.yy kadar Çin
– Vahabîler, Sünusî’ler
2. Kemalizm (Herodculuk)
– Başarılı bir modernleşme için
Batılılaşmak şarttır
3. Reformculuk
– Modernleşmeye evet, Batılılaşmaya hayır
– Japonya, Osmanlı(1876-1908)
1. Reddiyeciler
2. Kemalistler
3. Reformcular
4. Bazı Afrika ülk.
Batılılaşma
Modernleşme
1
2
3
4
Samuel P. Huntington. Medeniyetler Çatışması,
10.Baskı, Okuyan-US Yayınları, 2012 S: 96-105
12/37
15. Osmanlı üstünlüğünün kaybı
• İlk büyük yenilgi: İnebahtı 1571
• Eşit kabul etme: Zitvotorok 1606 (Osmanlı Padişahı Avusturya
Arşidükü'ne Kutsal Roma İmparatoru (Kayser veya Kaizer) ünvanıyla hitap edecek,
her üç yılda bir karşılıklı armağanlar gönderilecekti. )
• Askeri üstünlüklerinin
kabulü: Karlofça 1699
Osmanlı ile Kutsal İttifak
devletleri (Avusturya,
Venedik ve Lehistan)
arasında imzalanmış olan
bir barış
antlaşmasıdır. 1686'da bu
ittifaka Rusya da katıldı.
tr.wikipedia.org/wiki/Karlofça_Antlaşması
15/37
16. İlk modernleşme çabaları
• Lale devri (1718-1730)
̶ Matbaa, 1729
• Yabancı hocalar ve askeri okullar
– Kont de Bonneval (Humbaracı Ahmet
paşa): Hendesehane, 1733
– Mühendishane-i Bahr-i ve Berr-i
Hümayun (1773, 1793)
• III. Selim (1789-1807)
– Nizam-ı Cedit 1794
– Kabakçı isyanı, 1808
1729’da basılmış ve Osmanlı’da
ilk kitap sayılan “Tercümat üs-silah il Cevheri”
16/37
17. “Yeni bir uygarlık yoluna
gidilmek… fikirleri doğmuştu.
Lâkin… yapının temeline
bakılmayarak tavanın
süslenmesine özenildi. Avrupa’da
başlayan fenlerin ve sanatların
yayılmasına çalışmak gerekirken
uygarlık nehirlerinin getirdiği çer
çöpe, israf ve sefahata aldanıldı…
Halk yüksek tabakanın bu
gidişinden nefret ederek her türlü
yenilikten ürkmeye, yeni
yöntemlerle yapılan her şeyi kötü
görmeye başladı…”
Ahmet Cevdet Paşa(1822-1895)
12 Ciltlik Tarih-i Cevdet yazarı
N. Berkes, Türkiyede Çağdaşlaşma,
2. Baskı (içinde) 2002, S:133
17/37
18. Devlet örgütünde Batılılaşma
• Yeniçeri ocağının tasfiyesi
(1826): Modern ordu
• Yönetimde merkezileşme,
Din-devlet işlerinin
ayrılmaya çalışılması
• Nizamiye mahkemeleri,
Tıbbiye (1827), Harbiye
(1835), Maarif okulu (1839)
Sultan II. Mahmud'un ressam Wilhelm Reuter
tarafından yapılmış yağlıboya tablosu
18/37
19. • Tanzimat dönemi (1839-1877)
– Tanzimat (1839) ve
İslâhat (1856) fermanları
– Hıristiyan reayada ulus olma
bilincinin gelişmesi
(1838:Osmanlı-İngiliz ticaret ant.,
1839: Çin’de afyon savaşı,
1854: Japonya, Amiral Perry)
19/37
20. • Yeni Osmanlılar (1865)
“Tanzimat bir kültür taklitçiliğidir ve iktisadi
emperyalizmi pekiştirmiştir”
– Şinasi: Dil ve edebiyat çağdaşlaşmasının,
ayrıca hem laikliğin hem de ulusçuluğun
asıl öncüsüdür. Tasvir-i Efkâr
“Halkı aydınlatmadıkça politik eylemde
başarı sağlanamaz”
– Namık Kemal: Osmanlı milliyetçisi ve
gelenekçi+Meşrutiyetçi, Hürriyet
“Âmâlimiz efkârımız ikbal-i vatandır
Ser-haddimize kal'e bizim hâk-i bedendir
Osmanlılarız ziynetimiz kanlı kefendir
Gavgaada şehadetle bütün kâm alırız biz
Osmanlılarız can veririz nâm alırız biz”
İbrahim Şinasi
(1826-1871)
Namık Kemal (1840-1888)
20/37
21. Reformcu bir modernleşme
• II. Abdülhamit (1876-1909)
– I.Meşrutiyet: 23 Aralık1876
– Panislamizm: Emperyalizme karşı bir
savunma stratejisi
– Yüksek okullar, Darülfünun, Telgraf,
Demiryolları
• Muhalefet: Meşrutiyetçi/anayasacı
– Dışarıda Jön Türkler
– Edebiyatta Tevfik Fikret: Dinci ahlak değil
insancı ahlak
Zulmün topu var, güllesi var, kal’ası varsa,
Hakk’ın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır;
Göz yumma güneşten, ne kadar nuru kararsa
Sönmez ebedi, her gecenin gündüzü vardır.
Millet yoludur, Hakk yoludur tuttuğumuz yol,
Ey Hakk, yaşa ey sevgili millet, yaşa.. Var ol!
1867-1915
21/37
22. • II. Meşrutiyet: 1908
– İttihat ve Terakki Cemiyeti (1889)/Fırkası:
Uluslaşma
– Ziya Gökalp: “Türk milletindenim, İslam
ümmetindenim, Garp medeniyetindenim”
“Bir ülke ki camiinde Türkçe ezan okunur,
Köylü anlar mânasını namazdaki duanın...
Bir ülke ki mektebinde Türkçe Kuran okunur
Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Huda'nın...
Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın!
(1876-1924)
22/37
23. Radikal bir Batılılaşma
• M. Kemal Atatürk: Cumhuriyet 1923
– Batılılaşmanın bir devletin yeterince
çabalarsa başarabileceği bir şey olduğuna
inandılar; önde giden ulusların
kurumlarını ödünç aldılar.
– Kemalist tutum: Uluslar arası arenada
ayakta kalabilmek için zengin ve güçlü
olmak , bunun için de Batı gibi olmak
gerekir.
23/37
24. “Yeni harfleri, ulusal tarihi, öz dili,
sanatı ilimsel müzik* ve teknik
kurumlarıyla kadını, erkeği her
hakta eşit, modern Türk sosyetesi
bu son yılların eseridir. (Sürekli
alkışlar).
M.K.Atatürk
Cumhuriyet Halk Partisi
4. Büyük Kurultayını
Açarken, 1935
___________________
*2 Kasım 1934'ten 6 Eylül 1936'ya kadar Türkiye
Radyosunda Türk Müziğinin icra edilmesi
yasaklanmıştı
“(…)Türkiye’nin Batılılaşma hareketinde bilim
nasıl bilimsel eğitimin arkasından aksayarak
ilerliyorsa aynen müzik de edebiyatı bu şekilde
takip etmektedir. Zira müzik, bilim gibi Batı
kültürünün en korunaklı kalesinin bir parçasıdır,
hevesli bir amatörün nüfuz etmek zorunda olduğu
en uç noktadaki sırlardan birisidir.”
Bernard Lewis. Modern Türkiye’nin Doğuşu,
5.Baskı, Arkadaş yayınları, 2011, S:596
24/37
25. “Bu harcanan emek boşuna olmasa ve bu çok dikkatli Türk Herodianları
amaçlarına tam anlamıyla ulaşsalar bile, bu, uygarlık zenginliğimize ne
ekleyebilir?
İşte bu noktada Herodianlığın iki zayıflığı kendini ele veriyor: Birincisi,
Herodculuğun yaratıcı değil, taklitçi oluşu. Bu yüzden, bir başarıya ulaşsa
bile bir insan yaratıcılığı geliştirmek yerine, taklit ettiği uygarlığın makine
yapımı ürünlerinin miktarını çoğaltmaya mahkûm. İkinci zayıflık (…) bu
esinleyici olmaktan uzak başarının, topluluğun ancak küçük bir azınlığına
kurtuluş (o da ruhun değil, bu dünyanın) sağlayabilecek olmasıdır. Çoğunluk,
taklit edilen uygarlığın egemen sınıfının edilgin üyeleri bile olamaz. Onların
kaderi, taklit edilen uygarlığın proleteryasının sıralarını şişirmektir. (…)”
Arnold J. Toynbee. Uygarlık Yargılanıyor, Örgün Yayınevi, 2.Baskı, 2011, S:169-170
(Mete Tunçay. Türkiye Cumhuriyetinde Tek Parti Yönetiminin Kurulması, 4.Basım, Tarih Vakfı
Yayınları, 2005, S:346 ‘daki aynı metnin tercümesi düzeltilmiş şekliyle birlikte)
25/37
28. Modernleşme
Batılılaşma 1
2
3
4
1. Reddiyeciler
2. Kemalistler
3. Reformcular
4. Mısır, Afrika
5
Batılılaşma-Modernleşme
Artan ekonomik,
askeri ve politik güç
Kendi kültürüne güven
Geleneksel bağların ortadan
kalkması, yabancılaşma
ve kimlik krizi
Yerli kültürel ve
Dinsel canlanma
Samuel P. Huntington. Medeniyetler Çatışması,
10.Baskı, Okuyan-US Yayınları, 2012, S: 96-105
5. B/M sürecindeki
herhangi bir ülke
28/37
29. “Batı’lı virüs bir toplumun bünyesine bir kez yerleşince onu silip
çıkarmak zordur. Virüs varlığını sürdürür ama ölümcül değildir; hasta
hayatta kalır ama asla eski haline tamamen kavuşamaz.(….)
Batılı toplumlar yaratamayıp, bölünmüş ülkeler üretirler.(…) ”
Gelenekçi halk ↔ Modernleşmiş elit
(Kültürel şizofreni) a.g.e., S: 224
“Sınıf-ı münevver telkinle, irşatla kitle-i ekseriyeti kendi maksadına göre iknaa
muvaffak olamayınca, başka vasıtalara tevessül eder. Halka tahakküm ve
tecebbüre başlar; halkı istibdatta bulundurmağa kalkar. (…) Halkı ne birinci usûl ile
ne de tahakküm ve istibdat ile kendi hedefimize sürüklemeye muvaffak olamadığımızı
görüyoruz. (…)Bunda muvaffak olmak için, münevver sınıfla halkın zihniyet ve hedefi
arasında tabii bir intibak olmak lazımdır. Yani sınıf-ı münevverin halka telkin edeceği
mefkûreler halkın ruh ve vicdanından alınmış olmalı. Halbuki bizde böyle mi
olmuştur? O münevverlerin telkinleri milletimizin umk-ı ruhundan alınmış
mefkureler midir? Şüphesiz hayır…”
M. Kemal Atatürk, 1923
(Mete Tunçay. Türkiye Cumhuriyetinde Tek Parti Yönetiminin Kurulması,
4.Basım, Tarih Vakfı Yayınları, 2005, arka kapak yazısı)
29/37
30. “Bölünmüş ülkelerin liderleri
ülkelerinden “köprü” olarak
söz ederken, dış gözlemciler
bu ülkeleri “Janus-yüzlü”
olarak tanımlarlar. Ancak
köprü, bağladığı iki varlığa
da ait olmayan suni bir
yaratıdır”
a.g.e., S: 215 Janus, bir yüzü sağa, bir yüzü sola bakan iki
yüzlü Roma tanrısıdır. Bu tanrının resmine Roma paralarında
rastlanır. Janus'a ait olan bu resimde yüzlerden biri kentten
içeri girenlere, öteki ise kentten çıkanlara bakar. Böylece
kent güvenlik içinde yaşamasını sürdürür.
30/37
31. “(…)Size bir şey anlatayım. Japonya, Çin, Hong Kong,
Taipei’den yeni döndüm. Ve ne dediklerini biliyor musunuz? Bu
çok ilginç… Kimse kendi ülkesinin tümüyle Doğu’da olduğunu
düşünmüyor. Çin’de “Evet Sayın Pamuk, aynı Doğu/Batı sorunu
burada bizde de var” diyorlar. Onlar da burada bizim
Türkiye’de olduğumuz gibi Doğu ile Batı’nın arasında
kaldıklarını düşünüyorlar.(…)”
Orhan Pamuk (The Believer dergisindeki bir röpörtajdan)
Ayşe Zarakol. Yenilgiden Sonra Doğu Batı ile Yaşamayı Nasıl
Öğrendi, Koç Üni. Yayınları (içinde), 2012, S:29
31/37
33. Batı ve Biz: İmkansız aşk!
• Temel güdümüz medeni uluslar topluluğuna katılarak gerilik,
barbarlık ve doğululuk lekelerinden kurtulmaktır
• Ne kadar medeni olduğumuzu değerlendiren bir hayali
seyirciye oynamayı hiç bırakmadık. Bu seyircinin bakışından
hoşlanmayız ama onayına da muhtacız; olmadığı zaman
ayırımcılık hissederiz, olduğunda da kuşku duyarız.
• Kimliğimiz Batı karşısında aşağılık duyguları, Doğu karşısında
üstünlük duyguları çerçevesinde biçimlenmiştir
Ayşe Zarakol. Yenilgiden Sonra Doğu Batı ile
Yaşamayı Nasıl Öğrendi, Koç Üni. Yayınları, 2012
33/37
34. • Batı için en iyi sonuç, Türkiye ve
benzeri ülkelerin işbirliğine,
aidiyet peşinde koşmaya devam
etmesi ama hiçbir zaman
arzuladıkları tanınmayı tam
anlamıyla alamamalarıdır. Bu
stratejinin izlenmesi Batılılığın
nesnelliğini, üstünlüğünü,
arzulanırlığını onaylamaya devam
edecektir.
• Batılı olmayan devletler modern
uluslar arası sistemin süs
bitkileridir; kuram inşası sırasında
göz ardı edilebilirler.
34/37
35. • Batı’nın itici tutumuna karşın
ülkeler bu stratejilerinde neden
bu kadar ısrarcı?
• Bu statü bile daha kötü
durumdakilere göre daha
üst düzey bir tanınma
anlamına geliyor. Nitekim
bu konumdaki ülkelerin
kendilerini “köprü” olarak
tanımlamaları
karakteristiktir; diğerlerine
örnek olabileceklerini iddia
ederler.
35/37
36. • Batı’yı Batı yapan süreçle Türkiye’yi Türkiye yapan süreç aynıdır; bir
madalyonun iki yüzü gibi. Doğru yol kendi tarihimizi doğru anlamaktan ve
kendimizle barışmaktan geçiyor
• 19. yy da batılı bir arkeolog:
“(…)Hemen tüm ticaretin Hıristiyanların elinde bulunduğunu söylemeye gerek yoktur:
çoğu kez katırcılar, her zaman da deveciler Türk veya Türkmen’di ama malların ve
hayvanların sahibi bir Hristiyan’dı. Türk, çalıştığı zaman,… oduncu veya sucuydu.(…)”
Şerif Mardin. Türk Modernleşmesi,
21. Baskı, İletişim yayınları, 2012, S:216
• 20. yy başında (1912):
– İç ticaretle uğraşan 18000 iş yerinin: %15’i Türk, %49’u Rum, %23’ü Ermeni
– 6500 imalat iş yerinin……………………: %12’i Türk, %49’u Rum, %30’u Ermeni
– 5300 serbest meslek mensubunun : %14’üTürk, %44’ü Rum, %22’si Ermeni
Ergün Türkcan. Dünyada ve Türkiyede
Bilim,Teknoloji ve Politika,
Bilgi Üniversitesi yayınları, 2009, S:405
Ne yapılabilir?
36/37
37. • Geriye dönmenin çözüm olamayacağına inanarak (“Aynı
derede iki kere yıkanılmaz” - Herakleitos ) ülkenin ve dünyanın
halini ve gidişini doğru kavrayıp, eleştirel aklın
rehberliğinde özgün çözümler üretmek gerekiyor
………….
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lâzım
Mevlâna
37/37
Editor's Notes
Neden böyle bir konu
Niçin ben? Cüneyt’in sözü
Devrimci bir süreçtir.
Medeni toplum yerleşmiş, kentli ve okur-yazar bir toplumdur.
M’de vurgu zamana, B’de ise mekana
.
Bu kültürün sadece sanat, mimari gibi yönlerini değil daha önce bahsettiğimiz, dünyevi-maddeci özelliğinin de halk içinde yerleşmesine çalışmıştır. Bu gösterişli faaliyetler sonucunda, ona "Büyük Herod" (Herod the Great) ünvanı verilmiştir. Ancak bütün bu gösterişe rağmen, dindar Yahudi halkı Herod'dan nefret ediyordu. Çünkü o hem putperest Roma'nın işbirlikçisi, hem de halkına zulmeden bir lider olmuştu.
Japon ruhu, batı tekniği. 1543-1879 yılları arasında japonya ateşli silahtan vazgeçmiştir. Zeki ve ileriyi gören bir egemen sınıfa sahipti. Bu dönemde yeni bir çift bıçaklı pulluk, çivi tekerlekli patates ekme makinesi ve yeni bir ot yolma makinesi geliştirmiştir. Japonya ilk Batılı olmayan modernleşmiş ülkeydi, ama bugüne dek Batılı olmamayı köklü bir biçimde korudu. Batılı ülkelerden herhangi biriyle karşılaştırıldığında, japonyada hapishanedekilerin sayısı nüfusun çok küçük bir oranıdır. (ABD’dekinin 1/20 si)
Çince öğrenmek temel ilkeler için, batıyı öğrenmek pratik amaçlar için
Dolayısıyla, biri kendi geleneksel teknolojisini terk ederek yabancı bir teknolojiye adapte oluyorsa, hayatın teknolojik boyutundaki bu değişiklik, sadece bu boyutla sınırlı kalmayıp, tüm geleneksel kültürü değiştirene kadar devam edecek ve yabancı kültür, yabancı teknolojinin girdiği kültürel savunma alanında oluşturulan boşluklardan yavaş yavaş girerek tamamıyla içeri girmeyi başaracaktır.”
Osmanlı bir Türk devleti değil bir devşirme devletidir. Batı yükselirken Osmanlı çöküyordu
İnebahtıda ele geçirdikleri 200 osmanlı topu kalitesiz olduğu için eritilmiştir.
Karlofça: Reisülküttap Râmî Mehmet efendi.Osmanlılar Avrupa'dan geri çekilmeye, Avrupalılar karşı saldırıya geçmeye başladı.
1700 lere kadar aksamalar farkedilmiş ama hep geriye dönmekle tedaviye çalışılmıştır.
II. Bayezıd kalyonlar inşası için Cenevizli ve Raguzalı mühendisleri hizmetine çağırdı.
1721 yirmisekiz çelebi mehmet parise Uygarlık ve eğitim vasıtalarını baştan aşağı inceleme ve osmanlıda uygulanabilir olanları rapor etme göreviyle elçi olarak gönderildi. Sait çelebi ve İbrahim Müteferrika: Matbaa (1729-1742: 17 cilt, 1784-1797: 7 kitap daha).
Matbaa ve diğer teknik alımlarının yaşatılamamasının sebebi taklit olması ve dolayısıyla o kurumları doğuran ve yaşatan sosyal ve kültürel koşulların Osmanlı’da mevcut olmamasıdır.
Batının askeri yeterliği, üstünlüğünün nedeni değil, belirtisiydi. Batı yaşamının askeri yönü en az ilerici ve öğretici olanıdır. Tek örgütlü ve kalabalık grup olmaları nedeniyle reformlar subaylar tarafından yönetilmiştir. Başarısızlığın nedeni sadece askeriyeye odaklanmaktır.
Reformların itici gücü Mısırdaki Mehmet Ali Paşanın batılılaşma hareketi olmuştur. Ortadoğunun modern tarihi Napolyon’un Mısır seferi (1798) ile başlar. Sistematik olarak modernleşen ilk İslam devleti Mısır’dır.
Avrupanın taleplerine uygun ciddi reformlar yapılmıştır
Tanzimat batının osmanlıyı Pazar olarak açma zorlamasıdır. Reformlar sanayici milletlerin genişleyen Pazar ihtiyaçlarını karşılamakta idi.
Tanzimat: Sultanın tebası üzerindeki yetkisi sınırlanıyor
İslahat: Tüm osmanlı tebası yurttaş kabul ediliyor.
Aynı koşulların Müslüman Osmanlılar (millet-i hakime) üzerindeki etkisi Türk ya da Arap ulusçuluğu yerine İslamlık eğiliminin güçlenmesi şeklinde kendini göstermiştir
Bu durumları dolayısıyla rumlar sanki osmanlı imparatorluğunun ortakları gibiydiler.
Mithat paşa: Anayasacılık ve parlemanterizm
Jeune’ lük avrupada ulusçuluk ve meşrutiyetçilik, hatta cumhuriyetçilik yanlısı olmak anlamında kendileri için kullanılıyordu. Jön türk: Anayasal rejim (meşrutiyet).
Tanzimat 1875 mali iflası ile sona erdi ve çağdaşlaşmanın gerçekte avrupa ekonomisinin bağımlılığı altına girmek olduğu, sanayinin çökmesi, Müslüman halkın fakirleşmesi olduğu görüldü. Bu nedenle halk Abdulhamiti benimsiyor islam dininin şeriatı sayesinde ayakta durduğunu sanıyordu.
T.F.: Çağdaş bireycilik ve deist liberalizmin ahlakiyatını edebiyatımıza getiren Fikret olmuştur.
1789’dan 1908’e kadar sol ve sosyalist akımların yoğun olduğu avrupada yaşayan Türklerin hiçbirisi bu akımlarla ilgilenmemişlerdir-ki birçok tanıdıkları yabancının sosyalist olmasına rağmen
İTC: Askeri bürokrasi diktası. Auguste Compte: Ordre et progres→ ittihat ve terakki. ”Ubi sunt tres medici ibi sunt duo athei”= Üç hekimin olduğu yerde iki Allah münkiri vardır Jön türkler(İTF) tavizsiz bir biçimde sekülerdi
Gökalp: Çağdaşlaşma çözümü batılılaşma yoluyla değil, uluslaşma yoluyla olacaktır. laik bir türk milliyetçiliği. Avrupada müslüman olanlara türk oldu denir. İlk Türk tarihi yazıları Mustfa Celaleddin Paşa (Kostantin Borzecki), Leon Cuhun, Gaspıralı İsmail bey. Yusuf Akçuraoğlu 1908 devriminden sonra türkçülükten takibata uğramıştır.
“Türk Batılılaşması”nında ki güçlükler:
Hükümet tarafından başlatılan yapay bir harekettir, özel kişiler ve halk yoktur
Geç başlamıştır: Rum ve Rus hareketinden yüz yıl geç
Ayaklanmış Hıristiyan halk ve dış düşmanlarca sürekli tehdit altındaki bir dönemde sürdürülmüştür
Sorun askeri açıdan ele alınmıştır
Sultanın bendelerinden ve islâm toplumundan gelen güçlü dirençle baş etmek zorunda kalınmıştır
Toynbee AJ, Kirkwood KP. Türkiye, Bir Devletin Yeniden Doğuşu, Örgün yayınevi, 2009, S: 54-56
Cumhuriyetin yeniden yaratılan milliyetçi anlatısında, modernleşme ve batılılaşmadaki başarısızlık imparatorluğun çöküş nedeni olarak gösterilir
“(…) Bu geçişteki reform paketi Batılı normlara öyle büyük bir bağlılık gösteriyordu ki katıksız bir sömürgeci bile buna cesaret edemezdi.(…)
Ayşe Zarakol. Yenilgiden Sonra, Doğu Batı ile Yaşamayı Nasıl Öğrendi, Koç Üni. Yayınları, 2012, S:61
Başlangıçta batılılaşma ve modernleşme birbiriyle çok yakından bağlantılıdır. Batı kültürünün önemli unsurları alınarak modernleşme yolunda da yavaş bir ilerleme kaydederler. Modernleşmenin hızı çoğaldıkça batılılaşmanın derecesi azalır, yerli kültür yeniden bir canlanma gösterir. Daha ilerleyen modernleşme artık yerli kültüre bağlanmayı güçlendirir.
Cambridge Üniversitesi Siyaset bilimi ve uluslar arası ilişkiler bölümünde öğretim görevlisi.
Batılı olmayan devletler modern uluslar arası sistemin süs bitkileridir; kuram inşası sırasında göz ardı edilebilirler
Bu seyircinin bakışından hoşlanmayız ama onayına da muhtacız; olmadığı zaman ayırımcılık hissederiz, olduğunda da kuşku duyarız.
Fatih Sultan Mehmet: Kayser-i Rum
17.yy: Öndeki ulusların kurumlarını ödünç alma
Cumhuriyet: Radikal bir Batı’cı siyaset izleyerek