4. Bebeklikte ses çıkarmalar, özellikle sessiz harflerle
Babıldama varlığı
Sembolik oyun oynama
Jestlerin farklı ve sık kullanımı
İşaret etmenin erken başlaması daha fazla jest
kullanacağına, konuşulanları daha fazla anlama ve nesne
isimlendirmeyle ilişkilendirilmiş (otizmli çocuklarda da)
Anne-babanın çocukla iletişim tarzı, daha yanıtlayıcı oluşu
Dil Gelişiminde Prelinguistik Öngörücüler
6. Yüksek işlevli
otistiklerin
% 6’sı
Düşük işlevli
otistiklerin
%56’sı
Bir yönüyle verbal oluş yüksek işlevlilik göstergesidir...
Nonverbal veya minimal verbal durum…
7. Epilepsi
Ekolali
Özel eğitime başlama yaşı, özel eğitim alma
süresi
Zeka (yüksek işlev)
Ses taklidi
Jest taklidi
5 Yaşından önce konuşmanın başlaması
Konuşma için öngörücüler
8. Disprosodi ?
Özellikler
Monoton veya mekanik
tonasyon, ses perdesinin
kullanımında ve ses
volümünün kontrolünde
eksiklikler, ses
kalitesinde eksiklikler
ve aberrant vurgulama
Dilin diğer boyutları
İyileşseler bile,
bu farklılıklar
persistent kalmaya
ve zamanla çok az
değişmeye meyillidir.
9. Gramatik prosodi
Şivesel veya idiosenkratik prosodi
Pragmatik prosodi
Emosyonel prosodi
İnartiküle prosodi
Prosodinin Temel Öğeleri
12. Verbal otistiklerin %75 kadarı değişik
formlarda ekolali gösterirler.
Ekolali stereotipi tarzında ve iletişim anlamı
taşımıyorsa olumlu anlam taşımaz.
Ekolali gittikçe azalıyor, spontan dil gelişimine
hizmet ediyorsa anlam taşır.
Ekolali’ye bazen biz mi neden oluruz ???
Ekolali
13. A. İnteraktif
1. Sıra alma Karşılıklı sözel iletişimde sırasını gelen bu sözcelerle sırasını
doldurur (kendinde söyleme sırası olduğunu düşünüp bir
şeyler yerine hazır sözceleri tekrarlar). (Mesala normal
kişilerde de olur su içermisin, düşünerek ımım... su içer misin)
2. Dekleratif İşaret edici jestlere eşlik eden nesne, eylem veya yerleri işaret
eden sözceler
3. Evet yanıtı Önceki ifadeyi onayladığına işaret eder
4. İstek Nesne veya başkalarından bir şey isterken
B. Non-interaktif
1. Odaklanmamış Sıklıkla açık bir niyet yoktur, yüksek uyarılmış durumun
(örneğin aşırı kaygı, korku, ağrı) sonucudur.
2. Taklit Söylenen şeyin anlaşıldığına işaret eder
3. Kendini düzenleme Motor aktivite ile senkronizasyon oluşturmak için
Ekolalinin İşlevsel Görevleri
14. - YGB olan bireylerde bu alanda
önemli defisit var
Sosyal konuşma kısıtlılıkları
Konuşmayı başlatma
Konuşmayı devam ettirme
Konuşmayı işleme-süsleme
PRAGMATİK
Dilin sosyal ortamlara uygun kullanımı
18. Gelişimsel olarak, sağlıklı bireylerde jestlerle iletişim,
konuşmanın öncesinde gelişir, sonrasında iletişim
sırasında eşgüdümlü kullanılır.
Jestler iletişimde;
Tek başına iletişim sırasında anlam taşıyabilir
İletişimde pragmatik anlamlar taşıyabilir
Konuşmayla birlikte tamamlayıcı
Konuşmada vurgulayıcı ve pekiştirici etki
Jestlerle İletişim
19. Jestler, konuşma ve dil nörolojik ve gelişimsel
olarak birbirleriyle sıkı ilişkilidir.
Jest tipleri:
-Showing-off (gösterme)
-Deictic (işaret etme)
-Representational (sembolik, ikonik, referantial)
-Sembolik oyun şemaları (su içeme takliti, sopayı at
gibi kullanma vs.)
Jestlerin Gelişimi
20. Showing-off
Deictic
Dil öncesi jestlerDil öncesi jestler
Erişkinin dikkatini çekmeye yönelik gösteri davranışları-
(vücudunu ileri doğru kaldırma, uzatma, yöneltme) ve
emotif (sevinç, ağlama vs.) . 11’nci aydan sonra
azalma başlar.
Gösterme, verme ve işaret etme
jestleri yaklaşık 10 aylık dönemde
ardışık ortaya çıkması beklenir.
Özellikle işaret etme gelişim
boyunca kullanılmaya devam
eder.
Jestlerin Gelişimi - Bebeklikten 3 yaşına kadar
21. Representational
Gönderme yapılan şeyi sembolize ederek anlamı taşır
ki, oluşan bu şekil anlamı değiştirmez (örneğin kuş
uçuşunu ima etmek için kolları kanat gibi çırpmak,
‘büyük’ ifade etmek için kolları açmak gibi)
Yaklaşık 25 sözcük gelişiminin öncesinde ortaya çıkar
Nesnenin yokluğunda, nesneyi tanımlayan ve nesneye
işaret eden sembollerdir. İkonik jestler her kültürde
benzerdir (iki parmak baş üzerinde tavşan anlamına
gelir)
Jestlerin Gelişimi - Bebeklikten 3 yaşına kadar
22. Jestler dil gelişimine yardımcı olmaktadır, dilin
öncüsü olduğu tartışmalıdır.
Ancak, çalışmalarda jest kullanımı iyi olanların
sözcük dağarcığının da fazla olduğu gösterilmiştir.
Sağlıklı bireylerde sözcelerin yaklaşık %15’i
jestlerle desteklenir.
Büyük oranda yetişkinden model alınarak öğrenilir.
Konuşma öncüsü MÜ ?
23. İşaret etme yaklaşık 10’uncu ay civarında başlar.
İşaret etme jestleri, konuşma gelişimi yolunda giden
bebeklerin 16-20’nci aylarında jest repertuvarının
önemli bir kısmını oluşturmaktadır.
Representational jestler konuşmanın ilk formalarını
destekleyicidirler ve ikinci yılda geçişsel görev
görürler.
12 ile 18 aylar arasında jestler ve konuşulan
sözcükler genellikle birbirine üstünlük gösterirken,
sonunda sözcükler jestlerin yerini almaya başlarlar
(tersi olmaz). 20’nci aya kadar konuşulan sözcükler
gittikçe artar.
Jestler zaman içinde…
24. Otizmli bireylerin konuşmalarında güçlük olmasına
karşın, alternatif iletişim yolu olan jestleri nadiren
kullanırlar.
Jestler gözlem ve taklit yoluyla öğrenilir, otizmli
bireylerde bu nedenle jestlerin öğrenilmesinde
güçlük olur.
Jestleri kullanılması ve başkalarının jestlerini
anlaması azdır.
Otizmli Bireylerde Jestler…
Hiperleksi ve grafem görme kaybı olanlarda işitsel farkındalık artışı, dil oluşmaması, dil gecikmesi olanlarda sembollere meyil
Prozodi ve kinezi dilin paralinguistik öğelerini oluşturur ve insan iletişimi ve söyleminin organizasyonunda aynı derecede rol oynarlar. Bu paralinguistik asıl çabayı sağ hemisfer gösteriyor gibi durmaktadır. Prozodi, tek başına kelime seçimi ve kelime sırası tarafından iletilenin ötesinde, bilgi aktaran dilin suprasegmental bir özelliğidir. Perde (pitch), entonasyon, melodi, kadans, ses yüksekliği, ses rengi, tempo, vurgu, aksan ve duraklamaların zamanlaması prozodiye eşil eden akustik özelliklerdir. İnsan dilinin kazanım (edinim) ve gelişiminin erken döneminde prozodik öğelerin modülasyonu daha önce ortaya çıkıyor gibi görünmektedir (ağlamanın tonuna göre annenin gereksinim tipini belirlemesi: ağrı, açlık vs.).
ekolalide sağ ile anlama bakmaksızın tekrar, şarkılardaki gibi, duygusal ifadeler sağ hemisfer
Monrad-Krohn prozodiyi dört temel öğeye ayırmaktadır: Entonasyon, vurgu ve duraklamaların uygun dağılımı ile kelimenin anlamını açıklamakta kullanılan “entrensek” (linguistik, gramatik) prozodi, yazılı dil içindeki virgül, iki nokta üst üste, noktalı virgül, nokta ve soru işaretlerine eşdeğerdir. Örneğin cümlenin sonundaki soruyu belirtmek için ses perdesinin konturunu yükseltmek veya önemsetmek istediğimiz kelimeler üzerine vurgulu (stres) konuşmak gibi. Şivesel ve idyosenkratik prozodi de bir ölçüde “entrensek” prozodi içinde yer alır. Burada ifade, telaffuz, vurgu ve konuşmanın duraklama özelliklerindeki bölgesel ve kişisel (idyosenkratik: kişinin kendine özgü diğer kişilerden ayırt edici ses rengi) farklılıklarla ilgilidir. Entelektüel (pragmatik) prozodi; tavra ilişkin bilgiyi, söyleme aktarır ve anlamı güçlü bir biçimde etkileyebilir. Örneğin, eğer “O akıllı biri” cümlesinde “O” güçlüce vurgulanırsa kişinin yeteneğinin onaylandığı ifadesi olur, halbuki “akıllı” ya etkili vurgu yapılıp entonasyonda bariz bir artış ile birlikte yapılırsa alaycılık ortaya çıkar. Buradaki prozodi niyeti aktarmada, empati veya karşıtlığı ifade de kullanılır. “Emosyonel” prozodi mutluluk, hüzün, korku ve kızgınlık gibi ruhsal durum ve duyguları konuşma içine sokar. “Affektif” prozodi terimi tavra ilişkin ve emosyonel prozodinin birleşimini ifade eder. Örneğin; “çocuklar henüz okuldan eve gelmedi” söylemi relaks veya anksiyöz söyleme tarzına göre farklı anlamlar taşır. Jestler ile birleştirildiğinde affektif prozodi konuşmaya canlılık katarak mesajın içerik ve gücünü oldukça etkiler. Eğer affektif prozodinin ifade içeriği ile sözcük anlamı uyuşmazsa, erişkinlerde ve daha az derecede çocuklarda mesajın genellikle affektif yorumu öncelik kazanır. “İnartiküle” prozodi, homurdanmak ve iç çekmek gibi konuşmayı süsleyen bazı paralinguistik unsurların kullanımını ifade eder.
Tablo 1 de HFA veya AS’de yapılan prozodik çalışmalarda prozodinin gramatik, pragmatik ve affektif boyutları araştırılmıştır. Gramatik prozodi verilerini içeren 9 çalışma tanımlanmış, bu çalışmalardan yalnızca üçünde konuşan otistik grup ile normal kontroller arasında farklılık elde edilmiştir. Pragmatik ve affektif prozodiye yönelik yapılan 10 çalışmanın hepsinde de normallere göre atipik performans saptanmıştır.
HFA’larda nazal olarak sözce oranı nazal olarak (%20) normal kontrollere (%2) göre anlamlı derecede daha sıktı.
Ekolali; sözel ifadelerin başka birisi tarafından tekrarlanması veya yankılanmasıdır. Prizant’a göre (1983) verbal otistiklerin %75’e kadarı bazı formlarda ekolali gösterirler. İki tip ekolali var: immediate (erken-ardından-hemen ekolali) ve geç ekolali. Erken ekolali ;önceleri “Bir sözcük veya sözcük grubunun konuşanın hemen ardından başka bir kişi tarafından anlamsız tekrarı” olarak tanımlanmıştır (Fay ve Schuller 1980). Buna karşın, Prizant ve Duncan (1981) ve diğerleri ekolalinin otistik bireyde birçok işleve hizmet edebileceği, bu nedenle anlamsız olmadığını savundular. Bu araştırmacılar, erken ekolaliyi, sıklıkla amaçlı iletişimim açık kanıtı olduğunu belirttiler. Aşağıdaki tabloda erken ekolalinin 7 farklı işlevi sırlanmıştır (Prizant ve Duchan 1981). Erken ekolali, işitsel girdi için kısa süreli belleğe işaret eder. “kurabiye istermisin?” sorusuna “kuarabiye istermesin?” diyen ekolalik çocuk krabiye isyiordur veya istemiyordur, bunu anlamak güçtür.
Otistik çocukların konuşmaları ekolalik sözcükleri veya cümlecikleri içerir. Ekolali, çocuğun duyduğu sözcükleri ve cümleleri konuşmacının hemen arkasından veya daha sonrasında yankılı bir biçimde taklit etmesidir. Otistik çocukların konuşmalarının neden ekolalik olduğu ve neden dili yaratıcı olarak kullanamadıkları bize bazı ipuçları vermektedir. Melodik konuşmada ve şarkı söylemede beynin sağ yarısı kullanılmaktadır. Burada sözcük ve cümlecikler olduğu gibi saklanır. Fakat gerçek konuşma için, bir sözcüğü yaratıcı kullanmak için, önce bu sözcüğün anlamının aranması gerekmektedir. Bu işlemi de beynin sol yarısı yapmaktadır. Ekolalik konuşan çocuklar, duyduklarını tekrar ederler ve bu kelimeleri anlamlara ayrıştırma becerilerini kullanamazlar. Aslında normal çocuklar da konuşmaya duydukları kelimeleri taklit etmeyle başlarlar. Ancak bu taklit dönemi, iki buçuk yaş civarında sona erer.
Ekolali stereotipi tarzında ve iletişim anlamı taşımıyorsa olumlu olarak görülmez. Çoğu çocukta ekolali dil öğrenmek için kullanılır. Çocuklar başlangıçta dili “gestalt” stili ile edinirle. Gestalt bütün anlamına gelir Yani sesleri, sözcük ve cümleleri parçacıklar olarak değil bütün olarak kopyalarlar. “anne” kelimesini annenin kokusu, yaşadığı yer, şekli ve sesi ile edinirler. Daha sonra analitik forma geçerler. Lovaas (1981) ekolalinin normal çocuklarda 30 ay civarlarında pik yaptığını ve zamanla azalttığını belirtmektedir. Bazı otistiklerde dil ekolalik düzeyde taklır ve spontan dile geçiş olmayabilir. Ekolali gittikçe azalıyor, spontan dil gelişimine hizmet ediyor anlamı taşıyabilir.
Ekolali aşırı ve amaçsız olduğunda sosyal iletişim ve öğrenmeyi bozar. Buna yönelik “I don’t know” metodu, “the Cues-Pause-Point” metodu (McMorrow ve Foxx 1986) ve alternatif model olma metotları kullanılabilir. “I don’t know” metodunda (Schreibman ve Carr 1978) Çocuğun yanıtını bilemeyeceği 10 “ne”, 10 “nasıl”, 10 “kim” ile başlayan soruya “bilmiyorum” yanıtı verme öğretilir. “bilmiyorum” ekolalik hale gelse de pekiştirilir. Zamanla sönükleştirilir. Böylece soruları ekolalik tarzda tekrarlanması engellenir.
Baskılı ve yüksek sesle, komutsal konuşursanız ekolali artabilir.
Dilin Pragmatik Yanları
Pragmatik yetiler, düşünce dile dönüşürken veya işitilen bir söz yorumlanırken devreye girer ve değişik kavramları anlamsal olarak birbirine bağlar. Pragmatik yetiler, dilin ve sözsüz iletişimin tüm yapısına nüfuz eder. Hangi sözlerin nerede söyleneceğinin uygun olacağı (müdürün yanında farklı konuşma tarzı, arkadaşın yanında farklı konuşma tarzı ile konuşuruz) bilgisi veya sözlü dile eşlik eden vücut dili de pragmatik yetiler başlığı altında yer alır. En geniş kullanımı ile pragmatik yetiler görgü kurallarına, gelenek, görenek ve normlara ait bilgiyi ve bunları yerinde kullanmayı içerir. Öte yandan birini aldatmak, yanıltmak, yalan söylemek, kibar olmak, iki yüzlü olmak, içten olmak, ima etmek, alaycı olmak, dedikodu yapmak ve söylenti çıkarmak da hep bu kapsamda yer alır. Her tür toplumsal biliş ve etkileşim için pragmatik yetilerin var olması gerekir.
Dilin pek çok pragmatik bileşeni vardır. Dilin ve konuşmanın akustik niteliği ve ses şiddetini ayarlama, sohbet ve karşılıklı konuşmanın üslup ve kurallarını bilme ve uyma, konuşulan konuyu sürdürebilme, ilintili bilgi verebilme, sohbeti dönüşümlü olarak sürdürebilme, konuşurken göz temasını kullanma, konuşma başlatma ve yanıt vermeye hazır olma, diyalog anında dikkatini sürdürebilme, karşısındakini daha net ve açık konuşmaya davet etme, konuşanlar arasında belli bir fiziksel aralığı koruma, içeriğin niteliğini ayarlama, yakınlık derecesini doğru belirleme, verilen bilginin miktarını ayarlayabilme, tutarlı olma, sohbetin tek biçimli olmasını önleme, karşılıklı konuşma yürütme, ilgilenme,toplumsal bilişin ve ilgi alanlarının sınırını bilme, yakın ilişki kurma ve sempati gösterebilme bunlar arasındadır.
Dil kullanımı ve dili anlama bağlamdan etkilenir. Ortak deneyim dünyası ile sözcükler bağ kurar (“biraz kahve var mı?” kahve istiyorum anlamına gelir”. (eser diyor ki baba “ göremiyorum” yani TV’nin önünden çekil”. Rica ve emir ifadelerini kullanabilme yine dilin pragmatik özellikleridir.
Dinleme de öğrenilerek geliştirilen bir yetidir. Normal çocuklar dinlerken önemli olana dikkat ederler. Dört yaşındaki çocuklar dili anlama konusunda dinleyicinin yetilerini saptamada iyidirler. Örneğin yaşıtlarına, kendinden küçüklere ve erişkinlere farklı zorlukta tümceler kullanarak konuşurlar. Yanlış anlaşılmış mesajları netleştirme stratejileri yaşla gelişir.
Kinezi, söyleme normal olarak eşlik eden ekstremite, gövde (jestler) ve yüz hareketlerini (mimikler) ifade eder ve iletilen sözel mesajın modülasyonunu (düzenlenmesini) sağlar. Zafer için “V” işareti gibi karşılıklı aynı fikirde olunan sembollerin ifadesinde kullanılan hareketler özgül bir semantik bilgi aktardıkları için pandomim, buna karşılık konuşmanın rengi, vurgu ve süslenmesinde kullanılan hareketler ise jestler olarak sınıflandırılır. Söyleme eşlik eden kendiliğinden kinezik aktivite genellikle jestlerin ve pantomimin karışımını temsil eder.
Pantomim üretimi ve anlaşılması bozuklukları sol beyin hasarı ile yakından ilişkilidir. Ross ve Mesulam sağ frontal operkulum lezyonlarının sadece spontan affektif prozodinin kaybına neden olmadığı, aynı zamanda ideomotor apraksi olmaksızın yüz ve ekstremetilerde spontan jestsel aktivitenin de kaybolduğunu bildirmişlerdir. Jest (pantomimin tersine) modülasyonunun sağ hemisfer tarafından baskın olarak yapıldığını ileri sürmüşlerdir.
Gösteri (showing-off) davranışları bebekte bilerek (niyetli-intentional) iletişimin ilk işaretlerinden birisidir (Bates ve ark. 1979). Küçük bebekler, daha öncesinde yetişkinin dikkatini-ilgisini çekmede başarılı olduğu davranışları tekrar ederler. Bu gösteri davranışları, yetişkinin dikkatini çekmek amacıyla nesnelerin kullanımına öncülük eder. Yetişkinin dikkatini çekmek için nesneleri kullanma deictic jestlere (gösterme, verme, işaret etme) girer. Bu davranışlar, bebeğin konuşmaya başlamasından önceki dönemlerde ortaya çıkması nedeniyle dil öncesi jestler (prelingiustic gestures) olarak da adlandırılır. Buna karşın, deictic jestler, özellikle işaret etme gelişim boyunca kullanılmaya devam eder. Gösterme, verme ve işaret etme jestleri yaklaşık 10 aylık dönemde ardarda ortaya çıkması beklenir Bates ve ark. 1975, 1979, Folven ve Bonvillian 1991). 11’nci aydan sonra bu jestlerde belirgin artış olurken, uzanma (vücudunu ileri doğru kaldırma, uzatma, yöneltme) ve emotif (sevinç, ağlama vs.) jestler gibi primitif jestlerde azalma başlar Blake ve Dolgoy 1993).
Jestlerin diğer tipi, representational jestlerdir; 25 sözcük gelişiminin öncesinde ortaya çıkar ki birçok isimle adlandırılır (sembolik, iconic, empty-handed veya referantial gesture) (Mayberry ve Genessee 1999). Representiyonal jestler bir referenti sembolize ederek anlamı taşır ki, oluşan bu şekil anlamı değiştirmez (örneğin kuş uçusunu ima etmek için kolları kanat gibi çırpmak veya kabarcık oluşturmak için üflemek). Dil sembollerinin olduğunu belirtmek tartışmalıdır. Sıklıkla konuşulan sembolleri tanımlamak için kullanırlar. Örneğin nesnenin yokluğunda kelimeler, jestler resimler dahil o nesneyi ifade etmek için kullanılan sembollerdir. Söylenenler, jestler veya resimleri nesnenin kendisi değildir, nesneyi tanımlayan ve nesneyi işaret eden sembollerdir. Acredolo ve Goodwyn (1988) bebek-küçük çocuk repertuvarında çalışmalarında 0-17 arasında represantasyonel jest bulmuşlardır, her çocuk ortalama 3-5 jesti kullanırlar.
Goodwyn ve arkadaşları (2000) normal olarak gelişen bebekleri üç gruba ayırmışlar; birinci grup; hiçbir müdahale yapılmayan kontrol grubu, ikinci grup yalnızca konuşmayı artırmak için yüreklendirilen grup, üçüncü grup anne-babalara ise jest+konuşma girdisi mümkün oldukça sık verilen grup. Sonuçlar, üçüncü grup bebekler daha fazla jestlerle birlikte sözcük dağarcığı göstermişlerdi. Buna ilaveten, bimodal girdi (konuşma+jest) alan grup dil gelişimi yönünden uzunlamasına izlendi. 19 ve 24’ncü aylarda alıcı dil (dili anlama) ile 15 ve 24’ncü aylarda ifade edici dil değerlendirildi. Gruplar arasında dil performansları birbirine yaklaşıyor, ancak 30-36 aylarda anlamlı gruplar arasında anlamlı farklılık göstermiyordu. Bu durum jestlerin dil gelişimine olumlu etkisi belirli bir süre olduğu (geçici) veya araştırmada kullanılan ölçeklerin yetersizliğinden kaynaklanabilir. Bu sonuçlar, jestler dil gelişimine yardımcı olmaktadır, yoksa dilin öncüsü olarak kabul etmek yanlış olur tarzında yorumlanabilir.
İşaret etme yaşamın ikinci ve üçüncü yıllarında konuşulan dil ile daha da bütünleşmeye başlar. Iverson ve ark. (1994) ve Capirci ve arkadaşları(1996) işaret etme jestlerinin, konuşma gelişimi yolunda giden bebeklerin 16-20’nci aylarında jest repertuvarının önemli bir kısmını oluşturduğu bulmuşlardır. Gerçekten de işaret etme jestleri 16-20’nci aylar arasında önemli derecede artış gösterir ve representional sözcüklere eşlik eden işaret etme jestleri, diğer deictic (işaret etme) jest sözcük eşliğinden çok daha sıktır.