4. Dikkatsizlik ile kastedilen:
En az 6 ay süreyle aşağıdaki belirtilerden en az 6’sı
uyumsuzluk yaratacak düzeyde veya gelişim düzeyine
aykırı derecede gözlenir:
– Çoğu zaman dikkatini ayrıntılara veremez ya da okul
ödevlerinde, işlerinde ya da diğer etkinliklerde dikkatsizce
hatalar yapar.
– Çoğu zaman üzerine aldığı görevlerde ya da oynadığı
etkinliklerde dikkati dağılır.
5. Dikkatsizlik ile kastedilen:
– Doğrudan kendisine konuşulduğunda çoğu zaman
dinlemiyormuş gözükür.
– Okul ödevlerini ya da iş yerinde aldığı görevleri
tamamlayamaz.
– Çoğu zaman verilen görevleri ve etkinlikleri düzenlemekte
güçlük çeker.
– Çoğu zaman sürekli dikkat gerektiren veya zihinsel çaba
gerektiren işlere karşı isteksiz davranır.
– Okul gereçlerini ve şahsi eşyalarını bir yerlerde unutur veya
kaybeder.
– Dikkati dış uyaranlarla kolaylıkla dağılır.
– Günlük etkinliklerde çoğu zaman unutkandır.
6. Hiperaktivite ile kastedilen:
En az 6 ay süreyle aşağıdaki aşırı hareketlilik-dürtüsellik
belirtilerinden en az 6’sı uyumsuzluk yaratacak düzeyde
veya gelişim düzeyine aykırı derecede gözlenir:
– Hiperaktivite
• Oturduğu yerde dahi eller ayaklar kıpır kıpır
• Oturması beklenen yerlerde (sınıfta) uzun süre oturamaz.
• Uygunsuz olan durumlarda koşuşturup durur veya bir yerlere
tırmanır.
• Sakin ve sorunsuz oynamakta güçlük yaşar.
• Sanki arkasına bir “motor takılmış” gibi davranır.
• Çok konuşur.
7. İmpulsivite (Dürtüsellik)ile kastedilen:
Dürtüsellik:
– Çoğu zaman sorulan soru tamamlanmadan cevabı
yapıştırır.
– Çoğu zaman sırasını beklemekte güçlük yaşar.
– Çoğu zaman başkasının sözünü keser ya da
yaptıklarının arasına girer.
Bozulmaya neden olan bu belirtiler 7 yaş öncesinde
de vardır ve en az iki ortamda gözlenir.
En önemlisi işlevsellikte bozulma olması gerekiyor.
8. DEHB’nun Özellikleri
Dikkati sürdürme ve uyaranları takip etmekte yetersizlik
Dürtüsel veya doyumu ertelemede güçlük
Aşırı hareketlilik veya aktiviteyi düzenlenme zayıf
Kurallara uygun davranma zayıf
Görev başarısında değişkenlik
9. DEHB Alt Tipleri
Kombine tip
Aşırı hareketlilik-dürtüsellik baskın tip
Dikkatsizlik baskın tip
Vaktiyle kombine olan tip
Eşik altı kombine tip
Uyuşuk kognitif tip (Sluggish Cognitive Tempo)
(Barkley 2005)
10. DEHB Alt Tipleri
Kombine ve aşırı hareketlilik-dürtüsellik baskın alt
tipler karşıt olma-karşı gelme (KGB) ve davranım
bozukluğu (DB) ile daha sık komorbidite gösterirken;
Uyuşuk kognitif tipe nadiren agresyon veya KGB/DB
eşlik eder, daha çok anksiyete ve muhtemelen
depresyon için risk taşırlar.
(Barkley 2005)
11. Bilinen Bazı nedenler
Kalıtsallık
– Anne babadan biri DEHB’li ise, çocuk %50+ olasılıkla
– Kardeşlerden biri DEHB ise risk 5-7 kat artar
Beyin yapıları
– Frontal lob, serebellum ve bazal ganglionlar
Biyolojik nedenler
– Prenatal (sigara, kurşun ve alkole maruz kalma)
– Perinatal (doğum komplikasyonları)
– Postnatal (beyin enfeksiyonları)
13. Her bir yaşta ulaşılan pik kortikal kalınlığın DEHB olan çocuklarda
normal gelişen çocuklarla karşılaştırması
Shaw P ve ark. PNAS 2007;104:19649-19654
14. Kaplan–Meier eğrileri serebral kortikal bölgeler (soldaki) ve prefrontal
korteksteki (sağ) her bir yaştaki ulaşılan pik kalınlığa sahip kortikal alanların
oranlarını göstermektedir.
Shaw P ve ark. PNAS 2007;104:19649-19654
15. DEHB grubunda gecikmiş kortikal maturasyonun olduğu bölgeler;
pik kortikal kalınlığa daha ileri yaşlarda ulaşıldığına işaret etmektedir.
Shaw P ve ark. PNAS 2007;104:19649-19654
16. DEHB grubunda daha erken yaşlarda kortikal maturasyonun olduğu bölgeler;
daha erken yaşlarda pik kortikal kalınlığa ulaşanlar.
Shaw P et al. PNAS 2007;104:19649-19654
18. •Dikkat bir kısım bilgiyi güçlendirir, diğer bilgiyi ise baskılar.
•Bu güçlendirme hedeflenen bilginin daha ileri işleme için
seçilmesini sağlar.
•Baskılama ise geri kalan bilgilerin göz ardı edilmesini sağlar.
•YANİ… İyi bir dikkat işlevi gerekli olmayanlara ve çeldirici
olanlara dikkat etmemeyi gerektirir.
Odaklanma + Gözardı Etme
Dikkat Nedir ?
19. (Lawrence M. Ward 2008)
İçimize Dikkat
Dışımıza Dikkat
Çalışma Belleği
Dikkat Modları
22. • Bilgisayım düzeyinde, beyin bilgi işlemede sınırlı kapasiteye
sahiptir. Algılamanın amacı: çok hızlı bir şekilde çok çeşitli girdileri
doğru bir şekilde tanımak ve kategorize etmektir. Sistem tanıma veya
sınıflandırma girişimleri için dikkat ile girdileri sınırlar.
•Eylem düzeyinde —örneğin, hareket, nesnelere uzanma davranışı
ve göz hareketleri—biyomekanik kısıtlılıklar nedeniyle aynı zaman
diliminde bir veya birkaçı için sınırlıdır, bu nedenle belirli bir ardışıklıkla
yapılmak zorundadır.
•Bağlama problemi, uyaran bir çok özelliğinin birleştirilmesi
gerekebilir. Steven Yantis
Niçin her şeyi bir anda görüp yaşantılıyamıyoruz?
Niçin seçici dikkat gerekli?
23. Odaklanmış Dikkat: Deneklere bir uyarana dikkat
etmeleri diğer uyaranı ihmal etmeleri talimatı verilir. Bu
bize seçicilik (ayırt etme) hakkında fikir verir.
– Seçici dikkat
– Dikkatin kaydırılması
– Dikkatin esnekliği
Bölünmüş Dikkat: Deneklerin birkaç uyarana dikkat
etmeleri istenir.
Geleneksel Modlar
24. Görsel Dikkat
• Mekansal sınırlılık
• Zamansal avantaj
İşitsel Dikkat
• Mekansal avantaj
• Zamansal sınırlılık
Taktil Dikkat
Koku Dikkati ?
Duyusal Modaliteler
25. Otomatik
– sınırlı kapasite düzeneğini
kullanmazlar
– çalışma belleğini kullanmazlar
– diğer otomatik veya kontrollü işlemler
ile etkileşmezler
– paralelde gerçekleşirler
– çabasız gerçekleşir
– araya girilemez-başladığında
tamamlanıncaya kadar kontrol
gerekmeksizin devam eder (örn.
Stroop etkisi)
– öğrenmeye yol AÇMAZ (LTM devrede
değil)
Kontrollü
– sınırlı kapasite düzeneğini
kullanırlar
– sınırlı # hemen devreye girer
– genellikle seri (ardışık) işleme
olur
– öğrenme için gereklidir (LTM
devrede)
– iki tiptir
• bilinçli ve erişilebilir
• örtük, bilinçsiz, örn. bir bellek
taraması
Otomatik ve Kontrollü İşlemler
26. Dikkat bir modaliteyi bir ötekine tercih
eder.
Araç kullanırken telefonla konuşma !
Birkaç modalite aynı anda kullanılabilir mi?
27. Görsel Tarama
Verilen Görev:
Özellikler Belirlidir
(Hedef objenin özellikleri)
İşlev:
Tarama
(Dikkat Penceresi tüm sahneyi
tarar)
NEREDENEREDE
Obje Tanıma
Verilen Görev:
Belirli Konumdaki Nesne
(Hedefin pozisyonu belirlidir)
İşlev:
Bağlama
(Dikkat penceresi tanımlanan
özellikleri birbiriyle iliştirir)
NEDİRNEDİR
Görsel Dikkat
32. Some of these demos are from: Simons & Levin, 1997, TINS, 1, 261-267
Değişikliği fark ettiniz mi?
a) Hayır
b) Evet
Değişim Körlüğü (Inattentional Blindness
33. Some of these demos are from: Simons & Levin, 1997, TINS, 1, 261-267
Değişikliği fark ettiniz mi?
a) Hayır
b) Evet
Değişim Körlüğü
34. ventriloquist etki
•Görüntü ile işitsel arasında
uyuşmazlık olduğunda
genellikle görselin zaptı
(visual capture) oluşur.
•Kaynağın yerini bulmada işitsel dikkatin desteği büyüktür.
Modlar Arası Etkiler
35. Hangi uyarana dikkat edileceğini belirleyen
etmenler iki temel grupta toplanabilir;
Algılanan uyarıyla ilgili özellikler
Algılayan bireyle ilgili özellikler
Emosyonel Dikkat Nedir?
38. Zaman Algısı ve DEHB
1. Time reproduction disturbances in ADHD children: an ERP study.
2. Time perception deficit in children with ADHD.
3. Performance of children with attention deficit hyperactivity disorder (ADHD) on a test battery of impulsiveness.
4. ADHD and delay aversion: the influence of non-temporal stimulation on choice for delayed rewards.
5. Time perception: modality and duration effects in attention-deficit/hyperactivity disorder
6. Age and medication effects on rhythmic responses in ADHD: possible oscillatory mechanisms?
7. Tapping and anticipation performance in attention deficit hyperactivity disorder.
8. Speed, speed variability, and accuracy of information processing in 5 to 6-year-old children at risk of ADHD.
9. Duration judgments in children with ADHD suggest deficient utilization of temporal information rather than general impairment in timing.
10. Time reproduction in finger tapping tasks by children with attention-deficit hyperactivity disorder and/or dyslexia.
11. Time perception: does it distinguish ADHD and RD children in a clinical sample?
12. Temporal judgments, hemispheric equivalence, and interhemispheric transfer in adolescents with attention deficit hyperactivity disorder.
13. Time perception deficits in attention-deficit/ hyperactivity disorder and comorbid reading difficulties in child and adolescent samples.
14. Time reproduction in children with ADHD: motivation matters.
15. Motor timing deficits in community and clinical boys with hyperactive behavior: the effect of methylphenidate on motor timing.
16. Time perception differences in children with and without ADHD.
17. Auditory temporal processing in children with specific reading disability with and without attention deficit/hyperactivity disorder.
18. Timing and force control in boys with attention deficit hyperactivity disorder: subtype differences and the effect of comorbid developmental
coordination disorder.
19. Evidence for a pure time perception deficit in children with ADHD.
20. Time perception in boys with attention-deficit/hyperactivity disorder according to time duration, distraction and mode of presentation.
21. Time reproduction, working memory, and behavioral inhibition in children with ADHD.
22. Executive functioning, temporal discounting, and sense of time in adolescents with attention deficit hyperactivity disorder (ADHD) and
oppositional defiant disorder (ODD).
23. Time perception and reproduction in young adults with attention deficit hyperactivity disorder.
24. Perceived passage of time: its possible relationship to attention-deficit hyperactivity disorder.
25. Sense of time in children with ADHD: effects of duration, distraction, and stimulant medication.
26. Response acquisition with delayed reinforcement in a rodent model of attention-deficit/hyperactivity disorder (ADHD).
27. Time reproduction in children with ADHD and their nonaffected siblings.
28. Salience and temporal sequencing of time-related actions in boys with attention deficit/hyperactivity disorder.
39. Binişik Bozukluklar
Karş t Olma-Kar Gelme Bozuklu uı şı ğ
Davran m Bozuklu uı ğ
Anksiyete Bozuklukları
Major Depresyon
Bipolar Bozukluk
Tik Bozuklukları
Uyku Bozuklukları
Öğrenme Bozuklukları
Konu ma Bozukluklarş ı
Madde Kötüye Kullan mı ı
40. İnatlaşma bozukluğu
En az 6 ay devam eden,
Otorite figürlerine karşı negatiflik, karşı
gelme, itaatsizlik ve düşmanlık olarak
tanımlanmaktadır.
41. Davranım bozukluğu
En az 12 ay süren,
Başkalarının temel haklarına veya yaşa
uygun sosyal norm ve kurallara karşı
şiddet veya suç işlemedir.
42. Davranım bozukluğu tanısı alan, ilaveten İnatlaşma
bozukluğu tanısı almaz. Çünkü zaten inatlaşma
bozukluğu belirtilerini kapsamaktadır.
İnatlaşma bozukluğunda fiziksel saldırganlık yoktur.
İnatlaşma bozukluğunda birincil davranış ve belirtiler
verbaldir (Sözel saldırganlık ve karşı gelme).
Davranış ve belirtiler fiziksel olmaya başlayınca
(kavga etme, zarar verme, çalma vs) davranım
bozukluğu tanısına yönelme olur.
İncelikler…
43. DSM-IV TR semptom kümeleri
1) İnsanlara veya hayvanlara
saldırganlık
2) Mülkiyete zarar verme
3) Dolandırıcılık veya Hırsızlık
4) Kuralları ciddi şekilde ihlal
44. Aile içinde çatışma ve gerginlikler
Uygun olmayan ya da yetersiz disiplin yöntemleri
Çocuğun fiziksel, duygusal ya da cinsel istismarı
Yaşanmış ya da halen devam eden belirli stresler
(boşanma, göç, bir yakının kaybı veya kronik hastalığı…)
DEHB’na benzer belirtilerle giden psikolojik sorunlar
AYIRICI TANIYIRICI TANI
45. Uyum Bozukluğu
Anksiyete Bozuklukları
Mental Retardasyon
Öğrenme Bozukluğu
Absans Nöbetleri
İşitme ve Görme Sorunları
AYIRICI TANIYIRICI TANI
Yoksa başlığı bu şekilde mi değiştirmek gerekiyor, neden artık günümüzde DEHB tanısı çok konuyor. Eskiden bu kadar yok muydu? Tarım toplumu veya kırsal toplumu düşündüğümüz zaman aşırı veya sürekli dikkat gerektiren görevler azdı, aşırı sıra beklemek zorunda değildiniz, oturarak veya masa başı işler daha azdı, şehirleşme ve sanayi toplumunda hatta günümüzde bilgi toplumunda; aşırı dikkate ihtiyaç duyuyoruz, daha konsantre olmalı, dikkatimizi uzun süre kesintisiz sürdürebilmeliyiz. Örneğin araba kullanırken hatta yürürken insanlara çarpmamız lazım, banka hesap numaramızı bildirirken veya şifremizi dikkatli girmeliyiz. 3 kere yanlış girince kartı yuturuyor. Şimdi ders dinlerken aşırı hareketlerden kaçınmanız lazım, sürekli davranışlarınızı ve dürtülerinizi baskılamanız gerekiyor. Dikkat etmediğiniz zaman sınavda düşük not alıyorsunuzu veya dil sınavını geçemiyorsunuz. Bir çiftçi dikkat ve davranış kontrolünü kullanmazsa en fazla ne olur.
Bu panelde amacımız bilginin temelleri üzerinde yoğunlaşmak.
Temeller üzerinde yoğunlaşırken normalleri tanımlamak. Çünkü anormalin tersi (aksi durumu) normal değildir. Yani anormalliklerden çıkarak sağlıklıyı tanımlayamayız. DEHB’den çıkarak tam olarak dikkati tanımlayamayız. Bu nedenle öncelikle normal-sağlıklı fizyolojik temelleri öğrenip, onun üzerine farklılıkları, artışları, azalmaları ve sapmaları tanımlamak daha doğru yol olacaktır.
Bu çerçevede sınırlı zaman dilimi içinde bilgide derinleşmek mümkün değildir; anlatacağımız şeylerin zihinlerde merak oluşturması ve bu merakların araştırılması daha önceliklidir.
Kısaca klinikten ve semptomatolijiden bahsettikten sonra temel kavramlara geçeceğim.
Çoğu zaman şartı önemli, çünkü dönem dönem hepimiz bu belirtileri gösteririz.
DSM V de yaş ile ölçütün değiştirilmesi, 12-15 öncesi başlangıç olabilir ifadesi gelebilir.
Üç ana semptom çerçevesinde şekillenen DSM-IV TR’a göre klinik alt tipleri var. Alt tipler komorbiditeyi belirleyen en önemli etmendir. Dikkatsizlik alt tipi tahminimizden daha fazla, bu alt tipi tanılamak güç olabilir. Dikkatsizlik baskın tipin bir kısmının vaktiyle kombine tip olanlar oluşturur; bunlar yaşla birlikte hiperaktivitiesi ve impulsivitesi azalmış olanlar. Semptom nitelik ve niceliği aza şiddette olanlardır. Uyuşuk kognitif tipler; mizaç olarak uyuşuk, üşengeç yapıdadırlar. Bunlar dikkatsizlik alt tipin %30-50’sini oluşturur. Sluggish Cognitive Tempo (SCT): Bu uyuşuk kognitif tarzı olanlar: gün içinde bol hayallere dalan, boşluğa bakıp dalıp giden, kafası karışık gözüken, hipoaktif, yavaş harekete eden, uyuşuk ve ağırkanlıdır. Odaklanma veya seçici dikkatleri zayıftır. İstikrarsız bir bellekleri vardır. Sosyal olarak bunlar konuşkan olamayan veya çekingen mizaç gösterirler.
Örneğin
SCT olan tip nadiren agresyon veya karşıt olma-karşı gelme bozukluğu veya davranım bozukluğu eşlik eder. Bunlar dürtüsel değildirler. Stimulan ilaçlara daha az olasılıkla yanıt verirler. Eğer anksiyete ve depresyon eşlik ediyorsa bu alt tipte atomoksetin tercih edilebilir. Ailede anksiyete bozuklukları ve öğrenme bozuklukları olma öyküsü daha fazladır. Sosyal beceri eğitimine daha iyi yanıt verirler.
Son 20 yıldır yapılan çalışmalar göstermiştir Ki, genç erişkinlerin total beynin hacminin %90 üzerisi 5 yaşa kadar kazanılmaktadır (Giedd ve ark. 1996) ve total serebral volüm erken ergenlikte maksimum volüme ulaşıyor (Courchesne ve ark. 2000, Giedd ve ark. 1999). 5-11 yaşlar arasında 2 yıl aralıklı MRI takibi alan 45 çocukla yapılan son yıllardaki çalışmada prefrontal kortekste belirgin olmak üzere beyin yaklaşık her yıl 1 mm genişlemektedir (Sowell ve ark. 2004). Daha spesifik kesitsel analizlerde talamus ve lentiküler nukleusta yaşla birlikte azalma, ventriküller genişliğinde genişleme gözlenir. Hem serebrum hem serebellum erkek çocuklarada erkeklere oranla (%7-10 arası) daha bnüyüktür (Giedd ve ark. 1996Sowell ve ark. 2002). Bununla uyumlu olarak erkeklerde kortikal gri madde %10 daha kalındır. Putamen ve globus pallidus gibi subkortikal bölgeler daha büyüktür, Tersine kaudat kızlarda erkeklere oranla daha büyüktür. 4-18 yaş arası 104 çocukla yapılan kesitsel çalışmada Giedd ve arkadaşları (1996) kaudat ve putamenin sadece erkeklerde yaşla birlikte azaldığını buldu.
KULLAN ya da KAYBET!
Fig. 3. Right lateral and top views of the dynamic sequence of GM maturation over the cortical surface
Kırmızı = daha fazla gri cevher, mavi = daha az
Kırmızı daha fazla gri cevhere işaret eder, mavi daha az gri cevhere işaret eder. Beyin mature oldukça ve nöral bağlantılar budandıkça (apoptoz) gri madde arkadan-öne bir yayılımla azalır. Daha temel işlevleri gören alanlar daha erken olgunlaşırken, daha yüksek işlevler daha sonraları olgunlaşır. Prefrontal korteks; aklı yürütme ve diğer “yürütücü” işlevlerden sorumlu olup olgunlaşmasını en geç tamamlayanlar arasındadır. Beyincik en geç belki, prosedürel bellekten sorumlu. Yani otomatik davranışlar, merkeziyetçilik.
DEHB için etyolojide kortikal gelişim yönünden yaşıtlarından daha geç maturasyon gösterdiklerine yönelik kanıtlar var (Mann ve ark. 1992, Rubia ve ark. 1999). Bununla ilgili en kapsamlı çalışma Shaw ve arkadaşlarının yaptığı görüntüleme çalışmasıdır.
Shaw et al. Attention-deficit/hyperactivity disorder is characterized by a delay in cortical maturation. PNAS 2007; 104:19649-19654
Çalışmaya 223 DEHB olan olgu (%92’si kombine tip), 223 normal gelişen olgu (yaş, cinsiyet ve zeka olarak eşleştirilmiş) her yaştaki pik kortikal kalınlık; kortikal maturasyon indeksi olarak ele alınıyor. %25’ine iki çekim, %20’sine üç çekim, %7’sine 4 ç3kim daha fazlası, geriye kalana tek çekim yapılmış, aynı kişinin farklı yaş çekimleri yaş grupları içinde ele alınmış. 1.5 Teslalık MRI ile quadratik model ölçüm yapılmış.
Pik kortikal kalınlığa ulaşma yaşlarının DEHB olan çocuklarda normal gelişen çocuklarla karşılaştırması (A) her bir yaştaki ulaşılan pik kalınlığın kortikal bölgelerde dorsal görünüşü (7–12 yaş arası gözlenmektedir); DEHB’de (üstteki) ve normal gelişen kontrollerde (alttaki). Daha koyu renkler quadratic modelde elverişsiz olanlara işaret etmektedir (yani pik yaş hesaplanamayanlardır) veya yaş aralığı dışında olanların tahmin edildiğine işaret etmektedir. Her iki grupta pik kalınlığa ulaşmada benzer kortikal sırayı takip etmişlerdir. Fakat DEHB grubu bu gelişimsel düzeye ulaşması önemli düzeyde gecikme göstermiştir. (B) Her bir yaş ta ulaşılan pik kortikal kalınlıkların sağ lateral görünüşü (7-13 yaş); DEHB (üsteki), normal gelişen çocuklar (alttaki). Aynı şekilde, DEHB grubunda pik kortikal kalınlığa ulaşmadaki gecikme belirgindir.
Kaplan–Meier eğrileri (ulaşılmayan bilgiyi de tahmin eder) serebral kortikal bölgeler (soldaki) ve prefrontal korteksteki (sağ) her bir yaştaki ulaşılan pik kalınlığa sahip kortikal bölgelerin oranlarını göstermektedir. Kortikal bölgelerin %50’sinin pik kalınlığa ulaşması için ortanca yaşlar iki grup arasında anlamlı farklılık göstermektedir (bütünü için P < 1.0 × 10−20)
Kaplan-Meier eğrileri göstermektedir ki; DEHB grubu için kortikal alanların %50’si için pik kalınlığa ulaşmada ortanca yaş 10.5 iken, bu normal büyüyen çocuklar için 7.5 yaştır. Yani önemli düzeyde gecikme söz konusudur.
Kortikal gelişimde sapmadan ziyade maturasyonda gecikme söz konusudur.
DEHB grubunda gecikmiş kortikal maturasyonun olduğu bölgeler; pik kortikal kalınlığa daha ileri yaşlarda ulaşıldığına işaret etmektedir.
Bu çalışmada en belirgin gecikme prefrontal bölgedeydi. Burası dikkat ve motor planlamadan sorumludur. Bunun sonucu uygunsuz tepki ve düşüncelerin baskılanmasında sorunlar olmaktadır. Diğer belirgin bölgeler orta ve superior temporal bölgeler ve orta oksipital bölgelerdi.
Kortikal kalınlaşma demek: dentritik uçların büyümesi, destekleyici glial ve vaskülar dokunun zenginleşmesidir. Ergenlikte sinapsların seçici eliminasyonu ve budanması ile kortikal incelme başlayacak, bu durum kognitif beceriler için destekleyici olacaktır. Sonra erişkinlikte stabil olacaktır.
Pik kalınlığa geç ulaşma, ergenlikteki budanmayı ve erişkinlikteki stabiliteye ulaşmayı da geciktirecektir.
DEHB grubunda daha erken yaşlarda kortikal maturasyonun olduğu bölgeler; daha erken yaşlarda pik kortikal kalınlığa ulaşanlar.
DEHB grubunda normal gelişen çocuklara oranla daha erken pik kortikal kalınlığa uğrayan tek bölge primer motor korteksti. %50 alanın pik kalınlığa ulaşması DEHB için ortanca yaş 7, normal gelişenler için 7.4 idi.
Primer motor korteksin hafifçe erken maturasyonu motor aktivitenin kontrolünde zayıflığa ve dürtüselliğe yol açıyor olabilir.
Dikkat kelimesi nasıl kullanılır?
Örnekler: şunlar dikkatimi çekti.
Seni görmedim, o sırada oyuna dikkatimi vermiş olmalıyım.
Makaleye dikkatimi vermeye çabalıyorum.
Masayı temizlediğimi hatırlamıyorum, dikkat etmemiş olmalıyım (otomatik davranışlarda olur).
Duyusal işleme kapasitemizin sınırlı oluşu nedeniyle sınırlı bilgiyi işleyebiliriz ve sınırlı düzeyde dikkat verebiliriz.
Sensation (duyumsama-duyu organları ile)-perception-awareness sıralaması
İlk başlangıçta dışarıya dikkat olmasına rağmen, sonrasında büyük oranda içimize dikkati yönlendiririz.
İçimizden geçenlere, düşündüklerimize, duyduklarımıza, şimdiki bilgilerle germiş bilgileri karşılaştırmada, farklılıkları
belirlemede, internal dikkati kullannırız. Burada working memory ile içe yöenlik dikkat yakın ilişkilidir.
Eğriye dikkat ederseniz önce dış uyaranlar dikkati ele geçirmesine rağmen zamanla dikkat içimize, bellektekilerine yönlendirmeye başlamaktadır. Bunun oranı içedönük veya dışadönük mizaçlarla veya emosyonellik ile değişmekte midir?
Yukarıda endojen veya ekzojen derken top-down veya bottom-up kastediliyor; şekle bakarsak bir süre sonra amaca yönelik dikkat ele geçiriyor.
Dikkat kaynakları her yerde kullanılıyor; duyusal seçim ve algılamada, çalışma belleği de dahil bellek işlemlerde, yanıt seçimi ve yanıtın yürütülmesi gibi her aşamada rol alıyor.
Maç ile uyaran birbiriyle örtüşüyorsa ikisi de kullanılır.
1. Computational level- örneğin beyin çok tasarruflu davranır. Beyin bir fotograf makinesi gibi fotograf çekip saklamaz, çünkü çok masraflı ve çok yer kaplar. Ayrıca bir kişinin çeşitli duygusal ifadelerini ayrı ayrı fotograflamaz, onun yerine daha az byte gerektiren sadece farklılıkları ele alır.
2.Action
3. The Binding Problem
Geleneksel araştırmalar dikkati iki moda ayrırır.
Dikkatin seçici olmadan davranabilir mi? Dikkatin diğer bir görevi seçicilik haricinde yapılan işe ihtimamı ve özeni artırmaktır. Daha ince ayarlı hareket etmektir.
Dikkatin yönlendirebilmesi ve kaydırılması da önemlidir. Aşırı öğrenme, tecrübe dikkati kaydırmayı kolaylaştırır. Dikkati kaydırabilme yeteneği
Araba ilk kullanırken (öğrenirken) önemlidir. İlk şöforlük deneyimlerinde dikkat katıdır, stres ve tehdit algısı dikkati katılaştırarak yan aynaları kontrol etmeyi zorlaştırır. Davranışlar otomatikleştikçe dikkat daha esnekleşir.
Esnek ile gevşek farklı anlama gelir.
Hep görsel dikkati ele alıyoruz fakat farklı duyusal modaliteler var. Sadece defter kontrolünde harf eksiklikleri veya okurken harf veya satır atlamalar mı önemli?
Görsel dikkatte mekansal sınırlılık var; bu nedenle uyaran görme alanınızda değilse duyumsamaz ve algılayamazsınız. Bir yönüyle gözler hareket ederek bu sınırlılığı aşmaya çalışır. Ancak zamansal avantaj ile kaçırdığımız bir görsel uyarana tekrar dönüp bakabiliriz. Bu daha çok yavaş hareket eden veya sabit nesneler için geçerli, araba kullanırken aynı şey söz konusu değildir.
İşitsel dikkatte mekan avantajı vardır, başımızı çevirmeden arkamızdaki uyaranları duyabiliriz. Ancak işitsel uyaranlarda zamansal dezavantaj var, konuşulanı kaçırmış isek tekrar duyamayız, ortam müsaitse karşımızdakinin tekrar etmesini isteriz. Ancak görüntüde tekrar TV haricinde olmaz.
Fonolojik loop ile söyleneni içimizde tekrar ederek içeriğini tekrar gözden geçirme avantajımız olur.
Görme keskinliği, işitsel keskinlik, koku duyarlılığı duyusal kayıt ile ilgilidir.
Bütün duyusal dikkat modları birbirlerinin açıklarını gidermeye çalışır.
Gestalt prensipinde göre de; zihinimizdeki hazır temsillerle yarım yamalak alınan uyarı veya bilgi tamamlanır. Boşlukları doldurma prensipine göre, sadece saçlarından, veya yürürken çıkardığı sesten çıkarak kişiyi veya olayı tahmin edebiliriz.
Otomatik veya rutin haline getirilen işlemler veya aşırı öğrenilmiş işlemler (overlearned- o kadar iyi çalışır ve tekrar ederki sınava girdiğinde aşırı heyecan olsa bile yapar, çünkü aşırı göğrebndiğinden ötürü dikkat az gerektirir) daha az dikkat gerektirir. Otomatizmayı bozan şeyle yorgunluk ve kafa karışıklığıdır.
Rutin hale getrilen işler bir süre sonra beyinden serebelluma devredilir. Beyin merkezdedir fakat merkeziyetçi değildir. Bekinde prosedürel belleğe yerleşen meleke haline gelmiş sözler, eylemler ve ritüller kortekse çok az ihtiyaç duyarark hareket eder. Sürekli arabayala gittiğiniz yola bir süre sonra araba da alışarak beyinciğe de ihtiyaç duyulmaz (şaka).
Overlearning (meleke haline gelmesi) – çoğu kontrollü işlem “aşırı öğrenme” ile otomatik hale gelebilir.
motor beceriler
okumanın bileşenleri (Stroop)
harf tarama görevi
panikten korunmak için pratik
acil müdahale yapma otomatikleştirilebilir
eş zamanlı görevler örn. okurken not alma
test maddelerini düzeltme
Serebellum iş yapıyor, beyin merkeziyetçi değil
(a memory search): bellek taraması bir bakayım sanki bunu duymuştum, bu ismi bir yerden hatırlıyorum sanki, belleğimi bir yoklayayım.
Aynı anda kullanımı gerekiyorsa, beyin genellikle bir modaliteyi diğerine tercih eder veya daha baskın kullanır. Örneğin araba kullanırken telefon ile konuşsak bile görsel dikkati daha baskın kullanırız. Hatta işittiklerimizi kaçırma pahamıza önümüze dikkat ederi.
Derler ki eğer aynı zamanda birden fala modalideyi kullanacaksanız aynı tür olması (yani iki görsel dikkat gerektiren görev olması; çünkü dikkatin bölüştürülmesi sorun olur), eğer kullanacaksak bile bir görevin otomatikleşmiş veya meleke halinde olması gerekir, örneğin araba kullanma büyük oranda otomatikleşmiştir, araba kullanırken konuşabiliriz.
Ancak, araç kullanımı bazıları tarafından otomatikleştiğinden, etkilemiyor olabilir, ancak akıcı trafikte sorun oluşturabilir.
Bazı şeyler bazı şeylere oranla daha dikkat çekici ve cezp edicidir Buna saliency denir (barizlik, göze çarpan, çarpıcı).
Göz eçarpıcılığı dışarıdaki uyaranın barizliği yanında bizim iç gereksinim, motivasyon, ödül veya amaçlarımızda yaratır. Susamış birisi etraftaki su barizliklerine göre harita çıkaracaktır.
Beyinin şema modelleri var bildiğimiz gibi resmi bütünüyle almıyor, şablondaki farklılıkları alarak megabitten tasarruf yapıyor.
winner-take-all: kazanan hepsinin alır. Seçimlerde de öyle %10 barajını geçenler arasından milletvekili seçilir.
Blink supressor: göz kırpmaları baskılayıcı
Pop-out: herhangi bir düzlemdeki bir şeyin etrafındaki diğerlerinden farklı bir özelliğiyle ayrılıp dikkat çekme, insanin odağını anında kendi üstüne kaydırma olayı.
Luminance:görüntünün siyah-beyaz oluşmasını sağlar. parlaklık anlamına da gelir. TRT'nin ilk yıllarında sadece y* sinyali vardı; c* sinyali yoktu; ancak şimdi tüm vericiler renkli yayın yapıyor. yani hem c sinyali hem y sinyali var. siyah-beyaz film yayınlansa bile o sinyalin c değeri vardır.
İnsanda parlak olana meyil daha fazla.
sinyal parazit oranı
-elektronik sistemlerde iletilmek istenen sinyalin temizliğini belirten oran,yükseği makuldür.bir bilgi kaynağının sağladığı lüzumlu bilginin ıvırzıvır bilgiye oranını belirtmek için de kullanılır*-dilimize keci boynuzu faktoru olarak cevrilebilir ecnebi deyim. laf corbasi icerisinde (bkz: ek$i sozluk) gereksiz bos laf ve gurultu ile hakikaten esprili ve anlamli sozlerin arasindaki oran ornek gosterilebilir. yuksek bir s:n orani, iyi ceken guzel yayinli radyo kanali gibi keyif verir.-sinyalin gürültüye oranıdır. temiz işitme ve ölçme için olmazsa olmaz kavramlardan biridir. misal niyetine; gürültüde konuşmayı anlama zorlukları tam da gürültünün sinyale oranla olması gerektiğinden fazla olmasından kaynaklanır.
O’Regan (1999) makalesinde:
“değişimi-görmezlik doğal görüntüde gözden kaçan büyük değişiklikler söz konusu olduğunda oluşur. Bunun nedeni; kısa süreli görsel bozulma olmasından, göz hareketlerinden, bir flicker (o sırada flaş gibi çeldiriciler), göz kırpma veya film serisinde kamera kesintisi. Santral-ilgiler olur olmaz genellikle saptanır, marginal ilgilerin %13-30’unda değişiklikler saptanamaz.
j. k. o'regan tarafından 1998'de öne sürülen bir algılama durumu/sorunu. * yağmurlu bir havada, arabada ilerlerlerken, ön camınıza gelen yağmur damlacıklarının ya da çamur parçacıklarının, silecekleriniz son hızda çalışsa bile, yolun ilerisinde devrilen koskoca bir kamyonu görmenize engel olacağını iddia ediyor. üstelik haklı olduğunu da çatır çatır ispatlıyor. bu mizansen tarif edilip de "kamyonu farkeder miydin" diye sorulan herkes, istisnasız farkedeceğini iddia etmiş ve hatta kimisi "sen beni ne sandın? yok artık" şeklinde tepkiler vermiş. ama ispatlanmış ki, silecekler ön camı ne kadar hızla temizlerse temizlesin, anlık değişimlerin farkedilmesi çok güç. çünkü, özetle, insan beyni önündeki manzarayı algılarken iki kademede algılıyor. önceliği olan, ilgi alanına giren görüntü asıl algılanan. diğer her şey background olarak görev yapıyor, bizim için esas olan görüntüye dekor oluyor. o diğer herşeyin görüntüsündeki değişiklik tam karşımızda olsa bile biz göremeyebiliyoruz, buna da change blindness deniyor. türkçede değişim körlüğü diye geçiyor. yani olan şey kısaca şu: görsel alanımızın beynimizdeki temsili bizim zannettiğimizden daha dağınık. tabii bu sadece araba kullanırken değil, her türlü işi yaparken ya da manzarayı izlerken geçerli. ön plandaki çok küçük değişiklikler ya da hareketler bizi kocaman bir değişikliği görmekten alıkoyabiliyor.
ventriloquist effect: vantrologlar (karından konuşan) çok belirgin görsel kaynaktan gelen sesi algılarız buna ventriloquist etki denir. Yani yandaki ses kaynağı fark edilmez. Bir yönüyle görüntü sesi ele geçirir (zapteder) buna visual capture denir.
İnsanoğlu görsel olarak baskın yaratıklardır.
Modlar birbirinin açığını giderir.
“Emotional memories constitute the core of our personal history” (La Bar 2006)
Learning is enhanced or inhibited by emotions (Phelps 2004, Richter-Levin 2004)
Emotions can
Enhance memory (Learning emotional words or faces; Kensinger 2004)
Modulate memory (LeDeux)
Inhibit memory (spatial learning followed by stress – rats in water maze: reviewed in Richter-Levin 2004)
Her işte, kabaca optimum bir uyarım düzeyi bulunduğunu, bu uyarımın çok yüksek veya çok düşük olmasının performansı olumsuz yönde etkilediğini söyleyen bir teori. Uyarılmayla randıman (performans) arasındaki ters U ilişkisi. Orta düzeyde uyarılmada (heyecanda) performans artarken, düşük ve yüksek uyarılma düzeylerinde randıman azalır. Yerkes ve Dodson, optimum tonik uyarılma düzeyinin, işin karmaşıklığına bağlı olduğunu göstermiştir. Bu yasa, tonik uyarılma düzeyinin yüksek olması basit işlerde performansı artırırken, bu düzeyin düşük olması ise karmaşık (zor) işlerdeki performansı artırır.