2. GESTALT NEDİR?
Gestalt psikolojisi ya da gestaltizm 20. Yüzyılın ilk yarısında
Almanya’da ortaya çıkmıştır.
Gestaltizm, gestalt ekolü adı altında bilişsel süreçler içerisinde
özellikle “algı” ve “algısal örgütlenme” konularında yoğunlaşmış
psikoloji teorisidir.
Gestaltizmin ana prensibi zihnin kendi kendisini algıladığı şeylerde
bir bütün görmeye organize etmesidir.
3. GESTALT NEDİR?
Gestalt psikolojisi ya da gestaltizm 1912’de
Almanya Wertheimer’in yazdığı bir makale ile
başlamış ve kuramının ilkelerini Wertheimer,
Köhler ve Koffka tarafından geliştirilmiştir.
Bu kurama göre bütün, parçaların toplamından
farklı bir anlam ifade eder ve birey, bütünü
parçalarına ayrıştırarak değil, bütünlük içinde
algılar.
5. YAKINLIK İLKESİ
Bu ilkeye göre insanlar çeşitli
nesneleri algılarken birbirine
yakın olanları grup
oluşturarak algılarlar. Bu ilke
günlük hayatta sık sık reklam
amblemlerinde, olayın ilişkili
yönünü vurgulamak için
kullanılır.
6. BENZERLİK İLKESİ
Bu ilkeye göre eğer parçalar
birbirine benziyorsa, bu çeşitli
parçalar algısal olarak
birbirleriyle gruplaşır. Bu
benzerlik; şekil, renk,
gölgelendirme ya da bu gibi diğer
özelliklerle meydana gelebilir.
Algı sıraları benzerlik ilkesinden
kaynaklanır.
7. TAMAMLAMA(KAPATMA) İLKESİ
Bu ilkeye göre nesneler tamamlanmasa bile insanlar bu nesneleri
bütün bir şekil, harf, resim gibi algılar. Yani resmin bütünün bazı
parçaları olmadığı zaman bizim algımız bu görsel parçaları tamamlar.
Araştırmalar gösteriyor ki aklın bir şekli tamamlamasının nedeni şekli
duyu aracılığıyla tamamlanmış şekilde algılaması değil, uyaranların
etrafındaki düzeni arttırmak içindir.
8. SİMETRİ İLKESİ
• Bu ilkeye göre akıl nesneleri simetrik olarak ve bir merkez noktası
etrafında şekillendirerek algılar. Nesneleri eşit sayıda simetrik olarak
bölmek algısal olarak memnuniyet vericidir. Sonuç olarak birbirine
bağlı olmayan iki simetrik parça olduğunda akıl algısal olarak uyumlu
bir şekil oluşturmak için onları birleştirir. Birleşik simetrik nesne
oluşturmak için grup olan nesneler simetrik nesneler arasındaki
benzerliği arttırabilir.
9. ORTAK KADER İLKESİ
Bu ilkeye göre nesneler düzgün bir yörünge şeklinde ilerleyen sıralar olarak
algılanır. Araştırmacılar görsel duyu şekilleri (modeliteleri) kullanarak insanların
yörünge üzerindeki hareketli unsurlardan oluşan objeyi algılamasını bulmuşlar. Bu
ilke aynı hareket eğilimi ve sonuçta aynı yörünge üzerinde olan bir araya
gruplanmış nesneleri ifade eder.
Örneğin, eğer sıralanmış noktalar varsa ve bu noktaların yarısı yukarıya doğru
hareket ederken diğer yarısı aşağı doğru hareket ediyorsa bizler bu noktaları aşağı
hareket eden noktalar ve yukarı hareket eden noktalar olarak iki ayrı bütünlük
şeklinde algılarız.
10. DEVAMLILIK İLKESİ
Devamlılık İlkesi, nesnelerin parçalarının
bir grup oluşturuyormuş gibi algılanma
eğiliminde olduğunu, ve bu sebeple bir
nesnenin parçalarının, yan yana
konumlandırıldıkları durumda algısal
bütünlük yarattıklarını belirtir. İki
nesnenin kesişmeleri durumunda, bireyler
bu iki nesneyi iki ayrı bölünmemiş nesne
şeklinde algılarlar. Uyarıcılar, kesişime
rağmen ayrı görünmeyi sürdürürler.
Keskin ve net yön değişimleri olan
nesneleri grup olarak görüp tek bir nesne
olarak algılamaya daha az eğilimliyizdir.
11. İYİ GESTALT İLKESİ(PRAGNANZ YASASI)
• Eğer bir nesnenin parçaları
düzenli, yalın ve sıralı bir örüntü
oluşturuyorlarsa grup
oluşturuyorlarmış gibi algılanırlar.
Bu yasadan çıkarılabilecek şey
şudur: Bireyler dünyayı algılarken
karmaşık ve yabancı olanı
ortadan kaldırırlar ki gerçekliği en
yalın haliyle gözlemleyebilsinler.
12. İYİ GESTALT İLKESİ(PRAGNANZ YASASI)
Konu dışı uyarıcıları dikkate almamak aklın çevresini
anlamlandırmasına yardımcı olur. Algılama sırasında yaratılan bu
anlam, zihnin konumsal ilişkilerden üstün tuttuğu evrensel düzen
unsurlarının yardımıyladır. İyi Gestalt İlkesi, tüm gestalt teorisinin
temeli olan netlik fikrine odaklanır. Bu yasa aynı zamanda Prägnanz
İlkesi[14] olarak da adlandırılır. Prägnanz, direkt olarak “özlülük”
anlamına gelen Almanca bir kelimedir ve belirginlik, netlik ve
düzenlilik anlamlarını taşır.
13. GEÇMİŞ DENEYİM İLKESİ
Geçmiş Deneyim İlkesi’ne göre bazı koşullarda görsel uyarıcılar geçmiş
deneyimlere göre kategorize edilir. Eğer iki nesne mekansal yakınlık içinde veya
küçük zaman aralıklarında birlikte gözlemlenmişlerse bu nesnelerin birlikte
algılanma ihtimali yüksektir.
Örnek olarak, İngilizce dili belirli kurallarla bir araya gelerek kelimeler oluşturan
26 harften oluşur. Eğer bir insan daha önce hiç görmediği İngilizce bir kelimeyi
okursa, yan yana gelen “L” ve “I” harflerini Tamamlama İlkesi’ni kullanarak bir
araya getirip büyük harfle yazılmış U olarak algılamak yerine, Geçmiş Deneyim
İlkesi’ne dayanarak onları iki farklı harf olarak algılar.