3. EPİLEPSİ
• Epilepsi yunanca "tutmak", "ansızın
yakalamak" anlamlarına gelmektedir ve antik
çağlardan beri tanınan bir hastalıktır. Epileptik
nöbetleri ve epilepsiyi tedavi etme denemeleri
insanlığın ilk çağlarına kadar uzanır.
4. EPİLEPSİ
• Epilepsinin ilk bilimsel tanımını 1874'te
Jackson yapmıştır. Epilepsiyi "beynin özellikle
gri cevherinin akut ve lokal desarjları" olarak
tanımlamıştır. Ancak epilepsinin
sınıflandırılması, tanı ve tedavisi bilimsel ve
yeterli olarak 20. yüzyılda yapılabilmiştir.
5. EPİLEPSİ
• İlk kez Hipokrat tarafından bir beyin hastalığı
olarak görülen epilepsi, çocukluk çağının en sık
görülen paroksismal (ani ve geçici krizler
halinde gelen) nörolojik bozukluklarından
birisi olup, çeşitli nedenlerle merkezi sinir
sisteminde ortaya çıkan anormal elektriksel
deşarjlar sonucu meydana gelen geçici
serebral fonksiyon bozukluğudur
6. EPİLEPSİ
• Epilepsiden söz edilebilmesi için 24 saat
aralıklarla iki veya daha fazla tetiklenmiş nöbet
geçirilmesi ve beyinde gelecekte nöbet
geçirme sıklığını artıran bir bozukluğun
bulunması da gerekir. Epileptik nöbet ise
zamansal olarak kesin bir başlangıç ve bitişi
olan, aralıklı olarak ortaya çıkan elektriksel
deşarjların ortaya çıktığı geçici nörolojik
disfonksiyon dönemidir..
7. EPİLEPSİ
• Epileptik atak bir hastalık olmayıp farklı
etkenlere bağlı ortaya çıkan bir semptomdur.
Çocukluk döneminde nöbet sırasında anormal
duyusal ve motor aktivite vejetatif ve
entelektüel davranışta fonksiyon, bozukluğu
tekrarlayıcı nitelikte ise 'epilepsi' deyimi
kullanılır. çocuklarda epilepsi çeşitli nedenlerle
çıkması, yeterli tedavi yapılmazsa kalıcı
türlerine dönüşebilir.
14. Beslenme Tedavisi
• Epilepsi; tümör, trombozis, yaralanma veya
beyindeki bir dejeneratif lezyon gibi lokal
hastalıklar, serebral hipoksi gibi genel bir
hastalık, üremi hipoglisemi gibi metabolik bir
bozukluk ile kurşun ve alkole bagli bir
zehirlenme veya B6 vitamini eksikliğinde de
epilepsi benzeri konvülsiyonlar görülebilir.
15. Beslenme Tedavisi
• Hipokrat zamanından günümüze epilepsinin
tedavisinde değişik nitelikte diyetler
kullanılmıştır. Epileptik nöbetler üzerine en iyi
etkiyi, ketosizle birlikte görülen açlığın yaptığı
gözlenmiştir. Bu nedenle, henüz ilaçla tedavi
gelişmeden önce epilepsi tedavisinde yüksek
yağlı, ketosizi ilerleten bir diyet uygulanmıştır.
16. Beslenme Tedavisi
• Bugün epileptik nöbetler, beslenmenin
yanında antikolvulsant ilaçlarla kontrol altına
alınmaktadır..
17. Beslenme Tedavisi
• Antikolvülsant ilaç tedavisi bireyin
beslenmesini etkiler. Bu ilaçlar karaciğerde D
vitamininin metabolizmasini hizlandirarak ince
barsaktan kalsiyum emilimini bozar. Bu tür
ilaçların uzun süre kullanımı yetişkinde
osteomalasiya ve çocukta rasitizm gelişimine
neden olabilir.
18. • ilaç tedavisiyle birlikte çocuğa 10, yetişkine 5
mikrogram (400, 200 iU) vitamin D verilmesi
önerilir. Bu ilaçların folik asitle de antagonist
etkileşimi olduğundan vitamin tabletinde folik
asit bulunmamalıdır. ilaç, yemek aralarında
alınmalıdır
19.
20. Ketojenik Diyet (KD)
• 1911 yılında Fransız Doktorlar Guelpa ve
Marie'nin kullanımıyla medikal literatüre
girmiştir.
• 1921 yılında Dr. Rewie epilepsi tedavisinde
açlığın en başarılı yöntem olduğunu rapor
etmiştir.
• 1924 yılında KD, açlığın biyokimyasal etkilerini
taklit etme planlanmıştır.
21. Ketojenik Diyet (KD)
• İlk olarak Mayo Klinikte
1g/kg/gün protein,
• 10-15g/gün karbonhidrat
• ve kalan enerjinin yağlardan karşılanmasını
sağlayacak şekilde planlanmıştir.
22. Ketojenik Diyet (KD)
• 1927'de halen kullanılmakta olan diyetin
protokolünü Harward Üniversitesi
planlanmıştır.
• Diyet 1930'lara kadar yaygın olarak
kullanılmıştır.
• 1938’de difenilhidantoinin kullanılmaya
başlanmasıyla diyet popülaritesini
kaybetrmiştir.
23. • 1971’de Huttenlocher ve ark. orta
zincirli trigliserit (MCT)
diyetini planlamıştır.
• 1993 yılında İngilterede yayınlanan "First do
no harm" filmi diyetin popüleritesini
arttırmıştır.
24. Ketojenik Diyetin Epilepsideki Rolü
• Epilepside KD uygulanmasının amaç epileptik
nöbetleri kontrol altına almaktır.
• Epilepsi hastası her 5 çocuktan 1’inin
nöbetleri ilaca dirençlidir.
25. Ketojenik Diyetin Epilepsideki Rolü
• KD Birçok çocuğa hiç nöbet geçirmeme ve ilaç
kullanmama firsatını sunmaktadır. KD, bu
çocuklarda iyi nöbet kontrolü sağlamaktadır.
27. Diyette Nöbet Kontrolünü Sağlayan
Etmenler
• KD'nin antikonvulsant etkileri, açlığın
etkileriyle benzerdir. Bunu sağlayanın keton
cisimcikleri olduğu düşünülmektedir. Hayvan
çalışmaları bu hipotezi desteklemektedir. KD
nöropeptit Y sekresyonunu uyarmaktadır. Bu
etki KD'nin açlıktan sonra nöbet kontrolünü
sağlamasını açıklayabilir.
28. Diyette Nöbet Kontrolünü Sağlayan
Etmenler
• KD, genellikle nöbet kontrolü 2-3 ilaçla
sağlanamayan hastalarda son çare tedavi
yöntemi olarak düşünülmektedir.
• Fakat KD, bu ilaca dirençli epilepsisi olan
çocuklarda nöbetleri kontrol altına alınca, son
çare olmaktan çok erken dönem tedavi
yöntemi olarak kullanılmaya başlanmıştır.
• Eğer nöbet kontrolünde 2. ilaç tedavisi de
başarısız olmuşsa, KD hemen düşünülebilir.
29. Ketojenik Diyet Uygulanma Süresi
• KD uygulamasında hastada iyi nöbet kontrolü
sağlandıysa ve hastada ciddi yan etkiler
görülmediyse diyet 2-3 yıl takip
edilerek sürdürülür.
• Çocuklarda genellikle, 2 yıl süreyle
yağ/KH+Protein oranı 4:1 olarak diyet
uygulanmasına devam edilir.
30. Ketojenik Diyet Uygulanma Süresi
• Eğer hastada 1 yıl içerisinde ilaç tedavisi
uygulanmadan tamamen nöbet kontrolü
sağlanmışsa, diyete 6 ay süreyle 3:1
oranı ile devam edilir.
• Eğer hasta hala nöbet geçirmemişse 6 ay
sürey 2:1oranı ile devam edilir.
• Daha sonra normal diyete geçilir.
31. Ketojenik Diyet İçeriği
• Esasında ketojenik ve antiketojenik besinlerin
belirli oranda verilmesidir.
Ketojenik/antiKetojenik 1,5:1 olması ketozis
oluşturur.
• Fakat ketozisin nöbet kontrolünde etkili
olabilmesi için bu oran en az 3:1 olmalıdır.
• Çok küçük (15 aydan küçük) veya çok şişman
çocuklarda başlangıç oranı olarak 3:1 veya
3,5:1 ketonik oranı kullanılır.
32. Ketojenik Diyet İçeriği
• Özellikle miyoklonik nöbet geçiren bebeklerde
diyet etkili olmuştur. Genel olarak iyi tolere
edilmiştir ve bebeklerin %96,4’ü uygun
büyüme parametrelerini devam ettirmişlerdir.
Diyetin yan etkileri literatürde bulunan ve
daha büyük çocuklarda gözlenen yan etkilerle
benzerdi.r Böbrek taşları, gastrit, ülseratif kolit
ve hiperlipidemi diyetin gözlen yan etkileridir.
33. Ketojenik Diyet İçeriği
• 1996-2001 yılları arasında 26 çocuk üzerinde
KD'nin epil rindeki etkileri ve diyetin tolere
edilebilirliği incelenmiştir. %16'sı hiç nöbet
geçirmemiştir %20'sinin nöbet sıklığında %50-
99 arasında,% 28'inin nöbetlerinde %50'nin
altında bir azalma olmuştur. %36'sında bir
değişiklik olmamıştır.
34. Ketojenik Diyet İçeriği
• Erken dönemde asemptomatik hipoglisemi
(%24) ve kusma (%12); ilerleyen dönemde,
büyümede gerilemeler (%20), hiperlipidemi
16), hiperkalsüri 8), hipernatremi 8),
pankreatit 4) ve kemik m neral yoğunluğunda
azalma 4) olduğu ve KD'nin genel olarak iyi
tolere edilebildiği, fakat ciddi yan etkileri
olduğu belirlenmiştir. Tedavide alinan cevap;
yaş, sendrom veya etiyoloji ile
ilişkilendirilememiştir
35. Ketojenik Diyet İçeriği
• Yaşları 1.4-8.5 yıl olan 19 hastanın karnitin
düzeyleri incelenmiştir. Çalışmanın amacı, KD
uygulaması sırasında karnitin eksikliğinin ne
zaman oluştuğunu saptamaktır. Hastaların
%26'sında karnitin eksikliği oluşmuştur.
Karnitin eksikliğinin gözlenme zamanı 3 gün ile
24 hafta arasında bulunmuştur.
36. Ketojenik Diyetin Dezavantajları
• Bütün nöbet tiplerinde etkili değildir. Uygulanacağı
hastanın yaşı önemlidir. Ketojenik diyet erişkin
epilepsili bireylerde önerilmemektedir. Her hastada
nöbet kontrolünü 100 sağlayamaz. Yan etkileri fazladır.
Yüksek yağ içeriğinden dolayı diyete uyumda sorunlar
yaşanabilmektedir. Farklı yiyecek çeşitlerinin kısıtlılığı
nedeniyle diyete uzun süre devam edilememektedir.
Diyette kullanılacak besinlerin titizlikle tartılması, menü
planlanmasının dikkatle yapılması, sürekli kontrolü çok
önemli ve zordur. Ailelerin eğitim düzeyi yüksek
olmalıdır. Diyet uygulamasında iyi bir ekip çalışması ve
ailenin sağlık personeli ile sürekli iletişim içinde olması
gereklidir.
37. ÖNERILER
• Epilepsi Hastaları, Uykusuz kalmaktan
kaçınmalı, kahve e kolalı içecekler
tüketmemeli, uzun süreli ve yakından TV
seyretmemeli, fazla bilgisayar kullanmamalı,
aşırı efor sarfetmemeleri gerekir. Alkollü
içecekler kullanılmamalı,
38. Diyet Uygulayan Hastalar
• Yiyeceklerin hacimce daha fazla görünmesi için
küçük tabaklar tercih edilebilir. Yemekleri daha
lezzetli hale getirmek için baharatlar kullanılabilir.
Krema, su yerine şekersiz soda ile karistirilarak
çocuklarin daha çok seveceği hale getirilebilir.
Sebze yemekleri pişirildikten sonra suyu süzülerek
verilebilir. Yağ farklı yiyeceklerin(elma püresi,
krem peynir) içerisinde görülmeyecek şekilde
verilebilir. lir. Ailenin tükettiği yiyecekler ketojenik
yiyeceklere benzetilebilir. Mayonez ve yeşillikle
hazırlanmış salata tabağın daha dolu görünmesini
sağlar.