3. Akciğerlerin savunma
mekanizmalarının
bozulması sonucu
ortaya çıkar
Ateş, nezle ve öksürük ilk belirtilerdir; çocuklarda huzursuzluk,
perioral siyanoz, interkostal çekilmeler, burun kanatlarının
solunuma katılması dikkat çeker.
Büyüklerde; baş ve eklem ağrıları, üşüme, titreme ve halsizlik eşlik
eder balgam, hemoptizi, göğüs ağrısı ve dispne vardır.
4. Sınıflama
• Anatomik • Klinik
• Lober • Tipik
• Bronkopnömoni • Atipik
• İnterstisyel • Oluş yerine göre
• Etyolojik • Toplum kökenli
• Bakteriyel (TKP)
• Viral • Hastane KP
• Paraziter • Bağışıklığı
baskılanmış
• Fungal
kişilerde gelişen
6. NONİNFEKSİYÖZ ETKENLER
A- FİZİK ETKENLER: Soğuk ve kirli hava
B- KİMYASAL ETKENLER: Zehirli gazlar ve sanayi
gazları
C- ASPİRASYON ETKENLER:
• Yabancı cisim aspirasyonları
• Gazyağı aspirasyonları
• Amniotik sıvı
• Besinler
• Lipoid maddeler
D- HİPOSTATİK PNÖMONİLER:
• Yaşlılarda ve
• Uzun süre yatanlarda görülür.
7. BULAŞMA YOLLARI
1- Damlacık yolu
2- Hava yoluyla
3- Doğrudan oral yol
4- Kontamine olmuş eşyalar
5- Fekal-oral yol (Loeffler )
8. PNÖMONİYİ HAZIRLAYICI NEDENLER:
1-KİŞİYE AİT NEDENLER
a- Yaş
b- Düşük Doğum Ağırlığı
c- Beslenme bozukluğu, anne sütü almama
d- Kızamık, Grip vb. akut enfeksiyonlar
e- Kronik Hastalıklar: KOAH, diyabet vb
f- Sigara içme
9. KİŞİYE AİT NEDENLER (Devam)
g- Anestezi Alma-Ameliyat Olma, İmmünite
Bozukluğu, Kortizon Alınması.
h- Alkolizm, uyuşturucu alışkanlığı
i- Gereksiz ve aşırı antibiyotik alımı
j- Konjenital Anomaliler: Özefago-trakeal fistül
k- Aşısız olma
l- Çinko / Vitamin A eksikliği
10. 2-ÇEVREYE AİT NEDENLER:
a- Soğuk ve nemli ortamlar
b- Kirli hava ve duman
c- Sigaraya maruziyet
d- Sosyo-ekonomik düzey düşüklüğü
e- Annenin çocuğa bakım hataları
f- Kalabalık ortam
11. Epidemiyolojik Özellikleri
1. KİŞİYE AİT ÖZELLİKLER :
• Yaş: Her yaşta pnömoni görülebilmektedir,
ancak çocukluk yaşlarında daha sıktır. Son
yıllarda gelişmiş ülkelerde olduğu gibi,
ülkemizde de ileri yaşlara kaymaktadır.
Çocukluk ve yaşlılık döneminde hastalık daha
ağır seyreder
12. b. Cinsiyet :
Cinsler arasında önemli bir farklılık yoktur.
Ancak erkeklerdeki ölüm oranları kadınlara
göre biraz daha yüksektir.
İl ve İlçe Merkezlerindeki Pnömoni Ölümlerinin
Cinsiyete Göre Dağılımı (Türkiye)
1992 1995 1999 2000 2005 2008
Erkek % 54.1 53.9 55.6 57.2 57.8 57.1
Kadın % 45.9 46.1 44.4 42.8 42.2 42.9
Toplam 4680 2827 2284 2107 1589 2140
13. c. Irk : Siyah ırktakilerde pnömoni vaka ve
ölümleri beyazlara göre biraz daha fazla
görülmektedir.
ABD’de pnömoni insidansı siyah ırktakilerde
100.000’de 337.7 iken, beyazlarda bu oran
100.000’de 253.9 olarak tespit edilmiştir.
14. d. Sosyo ekonomik durum :
Düşük sosyoekonomik düzeye sahip kişi ve
toplumlarda daha çok görülmekte ve daha
ölümcül seyretmektedir.
15. 2. ZAMAN ÖZELLİKLERİ :
Soğuk, pnömonilerde predispozan rol
oynamaktadır. Dolayısıyla kış ve erken
ilkbahar aylarında daha sık görülmektedir.
16. Öte yandan, yıllara göre incelendiğinde,
pnömoni ölümlerinin giderek azaldığı ve
ölüm nedenleri arasında alt sıralara kaydığı
görülmektedir
17. 3. YER ÖZELLİKLERİ
Az gelişmiş ülkelerde ve bölgelerde
çocuklarda, gelişmiş ülkelerde ise ileri
yaşlarda daha sık görülmekte ve daha fazla
ölüme neden olmaktadır.
Çocuklarda görülen pnömoni vakalarının %
97.4’ü gelişmekte olan ülkelerdedir.
18. Ülkemizde ve Dünya’da Pnömoni
MORBİDİTE :
DSÖ tahminlerine göre her yıl Dünya’da 450 milyon
pnömoni vakası görülmektedir.
Bu vakaların 160 milyona yakını
5 yaş altı çocuklardır.
19. 5 yaş altı her çocuk başına yılda 0.26 pnömoni episodu
( yaklaşık her 4 çocuktan biri) tespit edilmektedir.
20. Ülkemizde ise her yıl yaklaşık 500.000 kişinin hastalığa
yakalandığı tahmin edilmekte olup, yaklaşık 120.000 kişi
hastanelere yatarak tedavi görmektedir.
Pnömoni Nedeniyle Yataklı Tedavi Kurumlarında Yatarak
Tedavi Gören Hastaların Yıllara Göre Dağılımı
Yıllar Yatan İyileşen Ölen 100.000’de Nüfus
Hast.Oranı (milyon)
1975 43.035 38.516 4.519 106.7 40.3
1985 60.732 57.186 3.546 119.8 50.7
1995 90.593 88.772 1.821 147.3 61.5
2000 102.082 100.295 1.787 151.2 67.5
2004 118.815 117.056 1.759 171.4 69.3
21. MORTALİTE
Dünya genelinde her yıl 4 milyona yakın kişi
pnömoni nedeniyle hayatını kaybetmektedir.
Bunların yaklaşık yarısı
5 yaş altı çocuklardır.
22. Antibiyotiklerin kullanılmasından bu yana
mortalite azalmaya başlasa da, bazı ülkelerde
halen ölüm nedenleri arasında önemli bir yere
sahiptir.
Pnömoni “fatalite hızı” yatırılmaya gerek
görülmeyenlerde % 0.5-2 arasında değişirken;
hastane tedavisi gerektirenlerde % 20’ye,
yaşlılarda ise % 30’a kadar yükselmektedir.
23. EKONOMİK ÖNEMİ
ABD’de 2005 yılında
pnömoni vakalarının
toplam maliyeti 40
milyar dolar olarak
hesaplanmıştır.
24. KORUNMA
Pnömoniden korunmada Kaynağa ve Bulaşma Yollarına
Yönelik Önlemler fazla etkili değildir. Bu nedenle
daha çok “Sağlam Kişilere Yönelik Önlemler”
üzerinde durulmalıdır.
• Bağışıklama : H. İnfluenza, kızamık, influenza,
pnömokok ve RSV aşıları mevcuttur. Ülkemizde H.
İnfluenza, pnömokok ve kızamık aşıları rutin olarak
yapılmaktadır. Diğer aşıların da risk altındakilere
uygulanması önerilmektedir (yaşlı, kronik hastalıklı
vb).
25. b. Üst Solunum Yolu Enfeksiyonlarının
(ÜSYE) erken ve etkin tedavisi
c. Çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere tüm
yaşlarda beslenmenin düzeltilmesi, ilk 6 ay
boyunca bebeklerin yalnızca anne sütü ile
beslenmesi
d. Bebeklerin aspirasyondan korunması için
annelerin eğitilmesi
26. e. Nazo-farengeal sekresyonların temizlenmesi,
akciğer ile ilişkisinin kesilmesi
f. A vitamini eksikliğinin eliminasyonu
g. Düşük doğum ağırlıklı doğumların azaltılması
h. Sigara kullanımının önlenmesi,
kapalı alanlardaki hava
kirliliğinin azaltılması
27. Sekonder Koruma Önlemleri
1- Toplumun tüm kesimleri, solunum yolu enfeksiyonları
ve önemi konusunda eğitilmelidir.
2- Ebeler başta olmak üzere; tüm yardımcı sağlık
personeline solunum yolu enfeksiyonunun tanısı ve
hekime gönderilecek vakaların seçimi hususunda bilgi
ve beceri kazandırılmalıdır.
3- Pratisyen hekimlerin/Aile hekimlerinin pnömoninin
ayırıcı tanısı, tedavisi ve gerekli vakaların hastaneye
sevki hususunda bilgi ve beceri düzeyi yükseltilmelidir.
28. 4- Birinci ve ikinci basamak tedavi örgütleri arasındaki bağ
güçlendirilmeli, temel sağlık örgütünce belirlenen ve sevk
edilen vakalar öncelikle tedaviye alınmalıdır
5- Tüm yataklı tedavi kurumları pnömonili hastalara en iyi
bakımı verecek duruma kavuşturulmalı, bu kurumlarda
etyolojik tanı imkanları geliştirilmelidir.
6- Üniversite hastaneleri ve diğer eğitim hastanelerinin
katkıları ile ülke çapında periyodik incelemeler yapılarak
majör pnömoni etkenleri ve bu etkenlerin antibiotiklere
hassasiyeti takip edilmeli, elde edilen sonuçlar tüm sağlık
örgütüne duyurulmalıdır.