1999, 18-19 Kasım, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, “Türkiye’de Çevre Kirlenmesi Öncelikleri SEMPOZYUMU”, Sunulan Bildiri: “DOĞAL ÇEVRE KORUMA ÖNCELİKLİ BİR EYLEM ALANI : İSTANBUL KÜÇÜKÇEKMECE GÖLÜ”, (Yayınlanmıştır).
1. DOĞAL ÇEVRE KORUMA ÖNCELİKLİ BİR
EYLEM ALANI :
“İSTANBUL KÜÇÜKÇEKMECE GÖLÜ”
Dr. Mehmet TUNÇER
GEBZE YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ, 18-19 Kasım 1999
TÜRKİYE’DE ÇEVRE KİRLENMESİ ÖNCELİKLERİ SEMPOZYUMU’NDA
SUNULMUŞTUR
2. • İstanbul Metropoliten Alanı içinde önemli
bir doğal kaynak olan Küçükçekmece
Gölü iç ve dış kumsal kesiminde oluşan
çevre sorunları ile, bu sorunların
çözümüne yönelik yapılan ve yapılması
gerekli çalışmalar bu bildirinin
konusudur.
3. • Göle karışan atık suların nitelikleri,
tasfiye tesisi yer seçimi, dış kumsal
kesimindeki yapılaşmalar ile bu
kesime ilişkin yapılmış koruma amaçlı
planlama çalışmaları sunulacaktır.
4. • Ortalama yılda 400 000 artan nüfusu ile
İstanbul bir “Megalopolis” olma
yolundadır.
• Yüksek nüfus artışı, kaçak yapılaşma ve
sanayileşme ile çevre sorunlarının artışı,
son 30 yılda İstanbul çevresinde ve
Marmara Denizi’nde insan sağlığını tehdit
eden boyutlarda aşırı kirliliğe neden
olmuştur.
5.
6. Küçükçekmece Gölü ve çevresi;
İstanbul Metropoliten Kent Bütünü
içerisinde Cumhuriyetin ilk yıllarından
bu yana geleneksel olarak dinlenme,
eğlenme ve rekreasyon bölgesi olarak
önemini korumuştur.
8. Ancak, bu kesimde son 15-20 yıldır
denize girilmesi sakıncalı, deniz
ürünlerinin yenilmesi, sağlık açısından
tehlikeli hale gelmiştir.
9. Marmara’da canlı yaşamının hemen hemen
tükenmesine ve ekolojik bir felakete neden
olan bu kirliliğin bir diğer önemli nedeni de
Karadeniz’den gelen sanayi kökenli
kirliliktir.
Küçükçekmece Gölü de; Haliç’ten sonra
belki de en önemli kirlilik yüklerini taşıyan
bir lagün sistemidir.
10. TARİHÇE
• Osmanlı döneminde yazılmış birçok batılı
kaynakta göl üzerindeki köprü, “Küçük
Köprü” anlamında “Ponte Piccolo” adıyla
geçer.
11. •İki göle de verilmiş olan “Çekmece” adının,
balık tutmak için denize açılan geçitlerde
kurulan ve yukarı çekilerek açılan kafesli
setlerden geldiği kabul edilir.
(İstanbul Ansiklopedisi, S.156-157)
13. • Rhegion, İstanbul’un Rumeli’ye açılan
kapısıydı. İstanbul’a giriş ve çıkışlar köprü
üstüne kurulmuş olan bostancı karakolundan
denetlenirdi.
14. Kanuni döneminde yaptırılan medrese,
zaviye, imaret ile Padişahlara ait kasır ve av
köşkleri, elçilik heyetlerinin konakladıkları
bir de kervansaray vardı.
17. yüzyıla ait bazı kaynaklara göre 12 gözlü
olarak tanımlanan Küçükçekmece
Köprüsü’nün uzunluğu da yaklaşık 200 m.
idi.
15.
16. GÖLÜN NİTELİĞİ
• Gölün yüzölçümü 15.22 km2
,
• Kuzey-güney doğrultusundaki uzunluğu
10 km,
• En geniş yeri yaklaşık 6 km.dir.
• Fazla olmayan derinliği güney kıyı
yakınlarında 20 metreye ulaşır.
• Göl acı su içermekte ve lagün tipi bir
nitelik taşımaktadır.
17. • Küçükçekmece Gölü’nü, Çatalca
Yarımadası’nın iç kesimlerinden
kaynaklanan üç küçük akarsu
beslemektedir.
• Bunlar Nakkaşdere, Sazlıdere ve Eşkinoz
Deresi’dir. Göl, bu dere ağızlarının
binlerce yıl önce deniz basması sonucunda
oluşmuştur.
19. NAZIM PLAN KARARLARI
• İstanbul Metropoliten Alan Alt Bölge
Nazım Planı’nda (1/50000) Küçükçekmece
Göl ve çevresinin; Doğal Sit Alanı olarak
korunması ve kentsel rekreasyon amacıyla
kullanımı öngörülmektedir.
20.
21. •Küçükçekmece sahilleri, özellikle orta-alt
gelir grubunun yoğun olarak denizi
kullandığı bir kesimdir.
İç ve Dış Kumsal kesiminde yer alan
konutlar genelde tek-iki katlı, bahçe içinde
sayfiye evi görünümünde, orta kalitede
binalardır.
25. •Suyun kalitesi ve kirlilik, koku yolu ile
de kendini hissettirmektedir.
Kıyı doğal bitki örtüsünü korumakla
birlikte, kıyı ve yakın gerisinde yoğun
yapılaşmalar bitki dokusunu da tahrip
etmiştir. .
31. • 1976 Yılında iç ve dış kumsal kesimi
ile, Göl kenarında doğal güzelliğe sahip
Soğuksu Çiftliği “Doğal Sit Alanı”
olarak belirlenmiştir (G.E.E.A.Y.K., 9509
Sayılı Kararı, 1976).
32. •İç ve Dış Kumsal Doğal Sit Alanı ile
yakın çevrede yer alan “Rhegion Antik
Kenti” Arkeolojik Sit alanını da
kapsayan “Koruma Amaçlı Planı”
hazırlanmış ve onanmıştır.
(İstanbul K.T.V.K.K., 3212 Sayılı Kararı, 1993)
33. Gölün iç ve dış kumsal kesimleri arasından
geçen D-100 Karayolu (eski Londra Asfaltı
ve E-5) kentsel ve bölgesel trafiğin yanı sıra
özellikle, Trakya Bölgesi’nden kaynaklanan
kentler arası trafiğe de hizmet vermektedir.
34. •Ancak bu ana ulaşım aksı da
görsel ve çevresel sorunlar
yaratmıştır.
38. Karayolu, Göl ile deniz arasındaki yeşil
alanın bütünlüğünü bozmakta, doğal
karakteri korunarak bütünleştirilmesi
gereken bu alanı ikiye bölmektedir.
39. Hatta eskiden Göl ile deniz bağlantısını
sağlayan bazı kanallar yolun inşası
esnasında kapatılmış ve bu kesimler bataklık
hale gelmiştir.
40.
41. Trafiğin gürültü ve hava kirliliği ile
Göle karışan kurşun vb zehirli
metallere yol açtığı gözlenmektedir.
42. •1970 sonrası Göl çevresinin konutlarla
dolmaya başlaması sonucunda ;
* Sanayi ve evsel atıkların göle karışması,
* Çöp gömme çukurlarından kaynaklanan
kirlilikler,
* Derelerin cılızlaşması,
* Denizle ilişkisinin kesilmesi,
gibi nedenlerle göldeki balık yaşamı
büyük ölçüde zarar görmüştür.
43. •Son yıllarda bu gölde yaşayan balık
türleri anlamlı ve dramatik bir şekilde
azalmıştır.
44. Göl suyu 1985 yılına kadar DSİ ve İSKİ
tarafından kullanılmış ve işletilmiştir.
1984-1985 ile 1989 yıllarına ait su kimyası
analiz verileri değerlendirildiğinde, Gölde
doğal kirlenmelerin dışında yapay veya
insanlara bağlı kirlenmelerin varlığı
gözlenmiştir.
45. •1995 ve özellikle 1997 yıllarına ait
analiz verilerinde ise ağır metal
kirlenmelerinin olduğu saptanmıştır.
46. •Su kirliliğinin en önemli nedenleri
şunlardır:
1. Hızlı nüfus artışı ve altyapı (arıtma)
tesislerinin yetersizliği,
2. Bölgenin havza koruma alanı dışında
tutulması,
3. Kanalizasyon, evsel ve sanayi sıvı
atıklarının göle akması,
4. Halkalı çöplüğünden sızan suların göle
ulaşması,
47. 5.Su havzasındaki Sazlıdere üzerinde baraj
yapılması ve yapay olarak kirlenen Gölün,
en büyük besleyicisi Sazlıdere’den de yoksun
bırakılması,
6. Göl kıyısında kıyı genişletmek, park
yapmak veya başka amaçlar için Gölün
doldurulması,
7. Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim
Merkezi laboratuarları sıvı atıklarının
(tehlikeli atıklar) göle boşaltılması.
48. SANAYİDEN KAYNAKLANAN
KİRLİLİKLER
• Küçükçekmece Gölü çevresinde 160’dan fazla
sanayi tesisi bulunmaktadır
• Kirlenme bazı esas alındığında bu tesisler 24
grup oluşturmaktadır.
(Orhon, Çetiner, Zeren, ve diğerleri, S.190, 1988).
49. Bu tesislerin 82’si Sefaköy’de, 77’si ise Avcılar’da
yer almaktadır.
Yapılan sınıflandırmaya göre havzadaki tesislerin
% 47’sini;
* 45 Tesis Metal Son İşlemleri ,
* 30 Tesis Plastik İşleme tesisleri,
oluşturmaktadır.
50. Bölgedeki toplam sanayi atık su debisi 1372
m3/gün’dür.
300 000 nüfus ve 200 Lt/N/gün kabulleri ile
bölgenin evsel atık su debisi 60 000 m3/gün
olarak varsayılırsa, sanayi atıksu debisinin
toplamın ancak % 2.2’sini oluşturduğu
görülmektedir.
Bu debinin % 65’i Sefaköy’den, % 35’i ise
Avcılardan kaynaklanmaktadır.
51. •Sanayi proses atık suları 800 m3/gün değeri
ile de toplam sanayi atık suyunun % 58’idir.
Evsel nitelikte atık su miktarı % 38’i
bulmaktadır.
Boya ve mürekkep üretimi ile kimyasal
madde üretimi kategorilerindeki atıklar
zararlı atık niteliğindedir.
SONUÇ : Sanayi yükü havzanın ancak %
6.5’ini oluşturmaktadır.
52. ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
• Kirlenmeye karşı endüstriyel kaynaklara
getirilecek önlemler “Atıksuların
Kanalizasyon Şebekesine Deşarj
Yönetmeliği” ‘ne göre çözümlenmelidir.
53. •Havza bazında akılcı bir yaklaşımla
kirlenmenin boyutları ile kirleticilerin önem
ve önceliklerinin saptanması ile önlemlerin
en etkili bir biçimde büyük kaynaklarda
yoğunlaşması gereklidir.
54. GÖL ve HAVZA YÖNETİM
PLANI
• Küçükçekmece Gölü ve Lagünü için acil
bir eylem programı başlatılmalıdır.
• Göl ve yakın çevresinin “Havza Çevre
Yönetim Planı” acil olarak
hazırlanmalıdır.
• Büyükşehir Belediyesi ve Küçükçekmece
Belediyeleri bu konuda işbirliği
yapmalıdırlar.
55. ARITMA SİSTEMİ
• İSKİ tarafından atık suları arıtma sistemine
toplayan bir kanalizasyon düzeni öngörülmüştür.
• Bu sisteme göre bölgedeki tüm sanayi kaynaklı
atık suları toplamak, göle boşalmalarını
önlemek, ya da hatalı bir uygulama olan
vidanjör sistemini önlemek ve Gölün
korunmasını sağlamak hedeflenmektedir.
56. •Biyolojik ortak arıtma sisteminin öngörülmüş
olması ve sanayinin organik yükünün düşük
olması göz önüne alınarak atık suyun zehirlilik
düzeyine dikkat edilmesi gereklidir.
57. ATIKSU TESİSİ
• Küçükçekmece atıksu tasfiye ve deşarj
tesisinin dış kumsal kesiminde kurulması
engellenmeli, kuzeyde yeni bir yer seçimi
yapılarak arıtılan suyu gölü canlandıracak
şekilde yeniden göle verilmesi
sağlanmalıdır.
58. SÜREKLİ TEMİZ SU AKIŞININ
SAĞLANMASI
• Sazlıdere Barajından Göle düzenli ve
dengeli su verilmeli, su kaynakları ve
yukarı havzadaki kirlenme nedenleri
bertaraf edilmelidir.
• Göl çevresinde, göle atıksu veren
sanayilerin bir an önce denetim altına
alınması, arıtma tesisi yapılarak atık
deşarjlarının arıtıldıktan sonra verilmesi
sağlanmalıdır.
59. ULAŞIM SORUNLARININ
ÇÖZÜMÜ
• Yapılması planlanan kavşak koruma alanı
içinde kaldığından iptal edilmelidir.
• D-100 otoyolu iki yanında görsel, gürültü
ve hava kirliliği yaratan ögelerin tasfiye
edilmesi için özel bir proje çalışması
hazırlanmalıdır.
• Kazaların yaşandığı otoyolda Göl ve deniz
arasında yeterli yaya bağlantıları
sağlanmalıdır.
60. DOĞA PARKI PROJESİ
• İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından
İç ve Dış Kumsal kesimi için hazırlanan ve
bu kesimi “Doğa Parkı”“Doğa Parkı” olarak
tasarlayan koruma amaçlı “Çevre
Düzenleme Projesi” bir an önce
uygulamaya sokulmalıdır.
61. Bu amaçla iç ve dış kumsaldaki büyük bir
kısmı kaçak, çirkin yapılaşmalar tasfiye
edilmelidir.