2. Herhangi bir kimsenin, daha çok bir
edebiyat sanatçısının gerek yurt içinde
gerekse yurt dışında gezip gördüğü
yerlerdeki ilgi çeken değişik yönleri edebî
bir üslup içinde kaleme alarak
anlatmasına “gezi yazısı”(seyahatname)
denir.
3. Gezi yazılarında aydınlatıcı, öğretici bilgiler de yer alır.
Amaç, gezilen yeri okuyucuya her yönüyle tanıtmaktır. Bu
yapılırken geçmişle gelecek arasında bağ kurulur,
toplumların birbirleriyle ilişki kurması ve birbirlerini tanıması,
toplumlar arası kültür alışverişi ortamının oluşması sağlanır.
4. Gezi yazılarında, gezilip görülen yerin bütün özellikleri
ele alınır.
Gezilen yerin özellikle tarihî, coğrafî, tabiî ve sosyal
nitelikleri belirgin şekilde anlatılır.
Gezi yazılarında gezginin dikkatini çeken ve farklı bir
özellik gösteren insanlar, tarihî ve tabiî güzellikler, farklı
kültürler gibi konular güncel olaylarla da bütünleştirilerek
edebî bir üslupla yazıya geçirilir.
5.
6. Gezi yazılarında ayrıca yörenin dil, din, inanç, âdet,
gelenek, görenekleri incelenir. Bölgedeki insanların
düşünce yapısı ortaya konur.
Bölge, okuyucunun daha iyi anlaması açısından
başka bölgelerle kıyaslanır.
Yazar, gezisi esnasında birçok yer görür, birçok
insanla tanışır; bunları hafızasında tutmak zor
olduğu için gezi esnasında kısa notlar alır ve bunları
hikâye eder.
7.
8. Gezi yazısında gerçek
bilgiler verilmelidir.
Ancak gezi yazıları he
r şeye rağmen kişisel
bir değerlendirme
içerdiği için nesnel
verilerden oluşan
bilimsel bir belge
niteliği taşımaz.
9. Yazar eserinde anlatmış olduğu şeylerin doğruluğunu;
akıcı bir konuşma ile, detaylı bilgi toplama ve ilgili
resimlerle desteklemeli, anlattıklarını izleyicinin beyninde
bir mantık çerçevesine oturtabilmelidir. Anlattıkları,
evvelki anlattıklarıyla çelişmemelidir.
10. Yurtiçi gezi yazıları, bir yazarın herhangi bir
amaçla kendi ülkesinde yaptığı bir yolculuk
sırasında gezip gördüğü yerleri ve edindiği
izlenimleri anlattığı yazılardır. Bu tür gezi
yazılarına, Reşat Nuri Güntekin’in Anadolu
Notlarını gösterebiliriz.
11.
12. Yurtdışı gezi yazıları ise bir yazarın kendi
ülkesi dışında yaptığı gezi ve
incelemelerinin bir ürünüdür. Bu tür gezi
yazısına da Falih Rıfkı Atay’ın Deniz Aşırı
adlı eseri örnek olarak gösterebiliriz.
13. Dünya edebiyatının en önemli gezi yazıları
arasında Marko Polo’nun Uzak Doğu
izlenimlerini içeren Seyahatnamesi ve Arap
gezgin İbni Batuta’nın İslâm dünyası
gezilerini konu alan Seyahatnamesi yer alır
14. Türk edebiyatında en eski seyahatnameler
Timur’un oğlu Şahruh’un yanında
bulunan Gıyasüddin Nakkaş ın yazdığı “Acâib’ül
Letâif” ve Ali Ekber Hatâî adlı bir tüccarın kaleme
aldığı “Hıtâînâme’dir.
15. 16. yüzyılda yazılan “Baburnâme” ve Kâtibî
mahlasıyla tanınan Seydi Ali Reis in “
”Mirat-
ül Memalik” (Memleket Aynası) adlı eser, ilk ge
zi örneği kabul edilir.
16. Evliya Çelebi’nin 17. yüzyılda yazdığı
“Seyahatname” ise dünya edebiyatındaki en iyi
örneklerle boy ölçüşebilecek niteliktedir.
17. Kanunî Sultan Süleyman’ın hizmetinde
bulunmuş olan Pirî Reis’in
yazdığı Bahriye adlı eseri verdiği
coğrafya ve oşinografya bilgileri dışında mükemmel
bir Akdeniz seyahatnamesi sayılabilir.
18. Ancak Türk edebiyatında Batılı anlamda gezi
yazısı örnekleri Tanzimat döneminde yazarların
Avrupa’ya gitmesiyle verilmeye başlanmıştır.
Avrupa’ya giden sanatçılar gördükleri
şehirlerle ilgili yazılar yazmışlardır.
Özellikle Namık Kemal ve Ziya Paşa
bunların başında gelir.
19. Avrupa’da Bir Cevelan Ahmet Mithat Efendi (Batı tekniğ
ine uygun ilk gezi örneği)
Hac Yolunda – Cenap Şahabettin
Avrupa Mektupları – Cenap Şahabettin
Frankfurt Seyahatnamesi – Ahmet Haşim
Anadolu Notları , Tuna’dan Batıya– Reşat Nuri Güntekin
Falih Rıfkı Atay
Denizaşırı
Bizim Akdeniz
Tuna Kıyıları
Gezerek Gördüklerim
20.
21. TARiHi YARIM ADA GEZİ ROTAM
TOPKAPI SARAYI..
Tarihi Yarımada'yı keşfe çıkarken ilk adres Topkapı sarayı Sade
İstanbul'un değil yükselme döneminde üç kıtanın yönetildiği bu saray
günümüzde İstanbul'un ve Türkiye'nin en fazla ziyaret edilen müzesi
olma özelliğini koruyor. Şehrin ev sahipliği yaptığı tüm
imparatorlukların ruhu bu sarayda gizli. Karşısında Ayasofya birinci
avlusunda Aya İrini ve avlunun önünde İstanbul'un en güzel i Sultan
3.Ahmet paşa çeşmesi burada. Toplamda 700.000 m2'lik bir alana
sahip olan sarayı 7 farklı kapısı bulunuyor. Saray bahçesinin bir
kısmı günümüzde Gülhane Parkı 'nın sınırları içerisinde kalıyor. Yine
sahilde olan Sepetçiler Kasrı'da aslında sarayın bir parçası. Çok
sayıda binadan oluşan Topkapı Sarayı 1856 yılına kadar Osmanlı
hanedanına ev sahipliği yapmış. Günümüzde sarayın odaları sergi
salonları olarak kullanılıyor. Klasik saray anlayışının dışında olan
saray pek çok farklı bölümden oluşuyor.
Sarayın girişinde ilk göreceğiniz yapı Lale Devri'nin padişahı Sultan
3. Ahmet'e ait çeşme idi.mimar Mehmed Ağa tarafından yapılan
çeşme İstanbul'un ve belkide dünyanın en etkileyici çeşmelerinden
bir tanesi.