3. Tasavvuf Arapça sufi kelimesinden gelir.
Sufi ise tasavvufta gönlü saf, eren, ermiş anlamlarına
gelmektedir.
Allah’ın varlığını bilme,
Kainat ve insanın var oluş sebebini anlama,
İnsanı mükemmel bir varlık haline getirebilme anlayışıdır.
Tasavvuf dinin özüdür. Mecazi sevgiden, hakiki sevgiye
kavuşma isteği vardır.
4. Tasavvuf aynı zamanda vahdet-i vücut
inancına dayanır, vahdet-i vücud tek
varlık anlamına gelir.
5. Dinî-Tasavvufî Türk edebiyatı İslâmiyet'in ve Tasavvufun
etkisiyle ortaya çıkmıştır.
Din ve tasavvuf, edebiyat aracılığıyla yayılmaya çalışılmıştır.
Dinî-Tasavvufî Türk edebiyatında asıl olan sanat yapmak değil,
dinî-tasavvufi düşünceyi yaymaktır.
Mutasavvıflar şiirlerini genellikle hece ölçüsüyle yazmışlardır.
Arapça Farsça sözcüklere de yer verilmiştir.
7. Dağlar ile taşlar ile
Çağırayım Mevlâm seni
Seherlerde kuşlar ile
Çağırayım Mevlâm seni
Gökyüzünde Isa ile
Tur dağında Musa ile
Elindeki âsâ ile
Çağırayım Mevlâm seni
İlahi, Allah’ı övmek, O’na dua
etmek ve en büyük aşkın
Allah aşkı olduğunu
belirtmek amacıyla yazılır.
Özel bir beste ile söylenir.
Hece vezninin 7’li 8’li ve
11’li kalıbıyla söylenirler.
İlahi denince akla Yunus
Emre gelir.
8. Bektaşi şairlerinin yazdığı tasavvufi şiirlerdir.
Bunun yanında Hz. Muhammed ve Hz. Ali için övgüler de
söylenir.
Özellikle Pir Sultan Abdal, bu tarzdaki şiirleriyle tanınır.
9. Alevi ve Bektaşi şairlerin kendi düşüncelerini dile getirdikleri
şiirlerdir.
Bu şiirler Alevî tekkelerinde, tören sırasında sazla terennüm
edilir.
10. ♦ Tekkelerde tarikata yeni
giren gençlere, öğüt vermek
ve tarikat kurallarını
öğretmek için tasavvuf
büyüklerince söylenmiş
şiirlerdir.
♦ Daha çok Bektaşilerde
görülür.
♦ Didaktik bir özellik taşır.
Ey özün insan bilen
Var edep öğren edep
Ey edep erkân bilen
Var edep öğren edep
Gel Hakk’a olma âsi
Tâ gide gönlün pası
Dört kitabın ma’nisi
Var edep öğren edep
11.
Evrendeki canlı cansız her şey Allah'tan gelmiştir, yine
Allah'a dönecektir. Bu felsefeyi yansıtan şiirlere Tekke
edebiyatında devriye denilmiştir.
12. Yücelerden yüce gördüm erbabsın sen koca Tanrı,
Alim okur kelam ile sen okursun hece Tanrı
Garip kulun yaratmışsın derde mihnete katmışsın,
Anı aleme atmışsın sen çıkmışsın uca Tanrı.
İnançlardan alaylı bir dille söz eder gibi yazılan şiirlerdir.
Görünüşte saçma sanılan bu sözlerin, yorumlandığında tasavvufla ilgili
türlü kavramlara değindiği anlaşılır.
Bu tür şiirlere genellikle Bektaşi şairlerinde rastlanır.
Kaygusuz Abdal, edebiyatımızdaki önemli şathiye şairlerindendir
13. Hoca Ahmet Yesevi
Yunus Emre
Hacı Bektaş-ı Veli
Hacı Bayram Veli
Pir Sultan Abdal
14. Ahmet Yesevi’nin en önemli özelliği, Arapça ve Farsça
bilmesine rağmen çok sade bir Türkçe ile hikmet denilen
kendine ait bir tür ile şiir yazmış olmasıdır. Bu hikmetli
sözlerde şeriat erkanını ve tarikat adaplarını anlatmıştır.
Hikmetlerini “Divan-ı Hikmet” adlı eserinde toplamıştır.
15. Ey dostlar, kulak verin söylediğime,
Ne sebepten altmış üçte girdim yere?
Mirâc sırasında Hakk Mustafa ruhumu gördü,
O sebepten altmış üçte girdim yere.
16.
17. Yunus Emre, milletimizin değerlerini, görüşlerini yansıtan büyük bir
sanatçıdır. O’nun deyişlerinde, geçmişteki kültürümüzün izleri
görülür .
Mısralarında yalınlık, arılık, açıklık ve içtenlik vardır.
Yunus, fakir, zengin, Hristiyan, Müslüman ayrımı yapmadan insanı
“Yaradandan ötürü seven” bir hoşgürü anlayışına sahiptir.
Ondaki insan sevgisi, insanı Allah’tan bir parça olarak kabul
etmesinden kaynaklanan bir sevgidir.
Şiirlerini nasihatler kitabı anlamına gelen Risaletü’n Nushiyye adlı
eserinde toplamıştır.
18. Cennet cennet dedikleri,
Birkaç köşkle birkaç huri;
İsteyene ver anları,
Bana seni gerek seni!
Ona göre nefse hoş gelen şeylerden ötürü cenneti sevmek
bile hoş değildir. Tek derdi Hakk’a ermek ve onunla bir
olmaktır. Bu nedenle cennetin Yunus için bir önemi yoktur.
19. “Aklın ererse sor bana, ben evvelde kandayıdım
Dilerisen deyüverem, ezeli vatandayıdım.
Kalu bela söylenmeden, tertip düzen eylenmeden
Hakk’dan ayrı değil idim, ol ulu divandayıdım”
Yunus’un düşüncesine göre ölmek ve yaşamak birdir. O
yüzden ölüm onun için bitiş değil başlangıçtır. Ölüm kavuşmak
demektir.
20. “Dirildik pınar olduk
İrkildik ırmak olduk
Artık denize daldık
Taştık Elhamdülillah
Taptuk’un tapusunda
Kul olduk kapısında
Yunus miskin çiğ idik
Piştik Elhamdülillah”
21.
22. Hacı Bektaş Velî’nin en önemli etkisi, Türk kültürünün İslam
öncesiyle sonrası arasında güçlü bir köprü oluşturmasıdır.
Hacı Bektaş Velî’nin Türk kültürünün sürekliliğini ve yaşamasını
sağlayan uygulamalarının başında, Türkçeye verdiği önem
gelmektedir.
Bektaşîlik, Türkçeyi ibadet dili olarak kullanmış; Türkçe şiir
geleneğini kesintiye uğratmadan sürdürmüştür.
En önemli eseri Makalat’tır.
23. Hikmet arar isen özüne bir bak
Arap’ta, Acem’de, Rum’da arama
Hakikat nurunun aslı hakikat
Aynada yansıyan nurda arama
24.
25. Hacı Bayram Veli herşeyden önce bilim ve tasavvufu
birleştirmeyi başarmış bir sufidir.
İslamiyeti ilmi açıdan ele alarak iyice anlamış, profesör olarak
medreselerde öğrenci yetiştirmiştir.
Anadolu’da dil ve kültür birliğinin sağlanması için Türkçe
eserler yazılmasında etkisi olmuştur.
Anadolu’da dil birliğinin sağlanması ve Türk kültürünün
hakim olmasında büyük etkisi vardır.
26. Bilmek istersen seni,
Can içre ara canı.
Hacı Bayram-ı Veli’nin burada iki senden bahsettiğini
görüyoruz. İnsanın Allah’tan kopup gelen ilahi yönüne
ulaşması için nefsinden uzaklaşması gerekir.
Geç canından bul anı,
Sen seni bil, sen seni.
Canından geçmekle insan kendi özüne ulaşır. Sen seni bil
sen seni mısrası şu sözü hatırlatır; ‘Kendini bilen Rabbini
bilir. Zira insanın özü ilahi asla bağlıdır. Oradan gelmiş
oraya dönecektir.
27.
28. Alevi-Bektaşi tarikatındandır. Tekke eğitimi almıştır.
Peygamberler tarihini, evliya menkıbelerini, tarikat
kurallarına hakimdir.
Peygamber öz torunu olduğunu söylediği şiirleri vardır.
Tasavvuf felsefesinin yüksek konularına girmez. Tarikat
şiirlerinde Hz. Ali ve On İki İmam gibi genel konularını
işlemiştir.
Çağının bilimleriyle ilgilenmediği gibi divan edebiyatı izleri de
yoktur.
29. Güzel âşık cevrimizi,
Çekemezsin demedim mi?
Bu bir rıza lokmasıdır,
Yiyemezsin demedim mi?
Yemeyenler kalır naçar
Gözlerinden kanlar saçar.
Bu bir demdir, gelir geçer,
Duyamazsın demedim mi?
Bak şu aşığın haline,
Ne gelse söyler diline.
Can ü başı Hakk yoluna,
Koyamazsın demedim mi?
Aşıklar harabat olur,
Hakk yanında hürmet bulur.
Muhabbet baldan tatlı olur,
Doyamazsın demedim mi?
Girelim Ali serine,
Çıkalım meydan yerine.
Küfrümüz iman yerine,
Sayamazsın demedim mi?
Pir Sultan, Ali şahımız,
Hakk'a ulaşır ahımız.
On iki imam katarımız,
Uyamazsın demedim mi?