SlideShare a Scribd company logo
1 of 22
SANAT METİNLERİ VE SANAT
METİNLERİNİN AYIRICI ÖZELLİKLERİ
BARIŞ DEMİR
KAZANIMLAR
Sanat metinleriyle öğretici metinleri karşılaştırır.
Sanat metinlerinin gerçeklikle ilişkisini sorgular.
Sanat metinlerinde göndergenin özelliklerini örneklerle
açıklar.
Fablın yapı özelliklerini çözümler.
Masalların dil ve anlatım özelliklerini değerlendirir.
Hikâyenin yapı özelliklerini değerlendirir.
Sanat Metinleri
Bilimin, edebiyatın gelişmesi ve buna bağlı olarak farklı alanlarda
metinlerin yazılması, metinlerin sınıflandırılması sonucunu
doğurmuştur.
Bu sınıflandırma metin türlerinin birbirinden ayrılmasını ve
anlaşılmasını kolaylaştırmıştır. Metinler anlatım türlerine, kullanılan
dilin işlevine, yazılış amaçlarına, gerçeklikle ilişkilerine göre
gruplandırılabilir.
Buna göre metinler genel olarak öğretici metinler ve sanatsal
(kurmaca) metinler olarak ikiye ayrılır.
Sanatsal metinlerin ayırıcı
özellikleri şunlardır:
Öyküleme, betimleme,
kişileştirme, benzetme,
abartma, çeşitli duyulardan
yararlanma gibi anlatım
teknikleri kullanılır.
Sanatsal metinlerin tek
anlamı yoktur, sanatsal
metinler çok anlamlıdır, her
okunuşta yeni anlamlar
kazanır.
Sanatsal metinlerde kelime
ve cümlelerin yeri
değiştirilemez.
Sanatsal metinler yazıldığı
dönemin özelliklerinden ve o
dönemdeki her türlü
gerçeklikten izler taşır.
Sanatsal metinler biriciktir,
benzeri yapılamaz.
Sanatsal metinlerde yalnız
görünene, deneysele,
hesaplanabilire değil
bilinmeze, geleceğe ve
olabileceklere de yer
verilebilir.
Sanatsal metinlerde ileti
önceden belirlenmiş,
kurallaştırılmış, değişmez bir
gerçek değildir.
İleti, metnin iç yapısına
sindirilmiş okurun süzüp
çıkaracağı tek anlamlılıktan
uzak bir ilişkiler yumağıdır.
Sanatsal metinlerdeki her
öğenin dış dünyada bir
benzeri, bir karşılığı
bulunabilir.
Sanat
Metinleri
FABL
ROMAN
MASALHİKAYE
TİYATRO
FABL
Sonunda ders verme amacı güden, genellikle manzum öykülerdir.
Fablların kahramanları genellikle hayvanlardır. Ama bu hayvanlar
insanlar gibi düşünür, konuşur ve tıpkı insanlar gibi davranır.
Fabllar manzum (şiir) veya nesir (düzyazı) biçiminde yazılabilirler.
Fabllar hem nazım, hem nesir biçiminde olurlar.
Fablın sonunda her zaman bir ahlak dersi (kıssadan hisse) vardır. Bu
ders kısa, açık ve doğru olmalıdır ve mutlaka öykünün doğal bir
neticesi gibi görülmelidir.
Fabllarda öğretici (didaktik) bir amaç güdülür, gündelik hayatla ilgili
dersler ve öğütler verilir.
Fabllarda basit ahlak ilkelerine değinildiği gibi insanların birçok
kusurlu yönüne de dikkat çekilir
Masallar
Olağanüstü kahramanların başlarından
geçen olağanüstü olayların yer ve zaman
belirtilmeden anlatıldığı edebiyat türüne
“masal” denir.
Halk dilinde anlatılarak oluşan sözlü
edebiyat ürünüdür. Masalar bir yazar
tarafından sonradan yazıya geçirilir.
Masallar nesir, nazım karışık olabilir.
Masalların girişinde genellikle
tekerlemeler bulunur. Bunlar şiir şeklinde
olur. Masallar, özellikle çocuklara hitap
eden eğitsel içerikli metinler olduğu için
kolay anlaşılır ve akıcı bir anlatıma
sahiptir
Masallar, merak duygusunu en fazla
uyaran yazı türlerinden biridir. Masalda
olayların nasıl gelişeceği, kahramanların
neler yaşayacağı, masalın nasıl
sonlanacağı gibi konularda okuyucu veya
dinleyici aşırı derecede meraklanır. Bu
bakımdan masallar çok sürükleyicidir.
Türk edebiyatında ‘Keloğlan” en tanınmış
masal kahramanıdır. Türk edebiyatında
La Fontaine’in masalları Şinasi tarafından
‘Tercüme-i Manzume (1859) adıyla
Türkçeye çevrilmiştir. Eflatun Cem Güney
ise Türk edebiyatının sözlü
kültürümüzden gelen masalları derleyip
kitap hâlinde yayımlamıştır
Hikaye
Yaşanmış veya yaşanması mümkün olan olayların
okuyucuya haz verecek şekilde anlatıldığı kısa
edebî yazılara “hikâye (öykü) denir.
Hikâye, insan yaşamının bir bölümünü, yer ve zaman
kavramına bağlayarak ele alır. Hikâyede olay ya da durum
söz konusudur. Olay ya da durum kişilere bağlanır; olay
ya da durumun ortaya konduğu yer ve zaman belirtilir;
bunlar sürükleyici ve etkileyici anlatımla ortaya konur.
Hikâye, olay eksenli bir yazı türüdür. Hikâyede
temelde bir olay vardır ve olaylar genellikle
yüzeyseldir. Hikâyeler genellikle kişilerin
anılarını anlatması şeklinde oluşur. Hikâye kısa
bir edebiyat türü olduğu için bu eserlerde fazla
ayrıntıya girilmez. Olayın ya da durumun öncesi,
sonrası okura sezdirilir. Okur, bazı sözcüklerden
yararlanarak ve düş gücünü kullanarak kişiler
hakkında ya da olaylar ve durumlarla ilgili
yargılara ulaşabilir.
Olay öyküsü: Bu tarz öykülere “klasik olay
öyküsü” de denir. Bu tür öykülerde olaylar
zinciri, kişi, zaman, yer öğesine bağlıdır. Olaylar
serim, düğüm, çözüm sırasına uygun olarak
anlatılır.
Hikâyeciliğin tarihsel
süreci incelendiğinde
karşımıza iki tür hikâye
çıkmaktadır. Bu türler
“olay öyküsü” ve “durum
öyküsü” olarak
adlandırılır.
Durum öyküsü: Bu tarz öykülere “modern öykü”
de denir. Her hikâye olaya dayanmaz. Bu tür
öykülerde merak öğesi ikinci plandadır. Yazar, bu
öykülerde okuyucuyu sarsan, çarpan, heyecana
getiren bir anlatım sergilemez. Onun yerine
günlük hayattan bir kesit sunar veya bir insanlık
durumunu anlatır. .
Roman
Genellikle insanların
serüvenlerini, iç
dünyalarını, toplumsal
bir olay ya da olguyu,
insan ilişkilerini ve
değişik insanlık
durumlarını
yansıtmayı amaçlayan
düzyazı türüne
“roman” denir.
“Roman” terimi, Roma
İmparatorluğu içindeki
halkların kullandığı
bozulmuş Lâtinceye
verilen addır. Bu
bozuk Latince ile
yazılan ilk destan ve
halk öykülerine roman
denmiştir. Bu terim,
sonradan belli bir
türün adı olmuştur.
Uzun anlatıma dayalı
edebiyat türlerinden
biri olan roman;
olayları yer, zaman ve
şahıs kadrosu
bütünlüğü ve uyumu
içinde anlatır.
Okuyucuyu
çekebilecek nitelikte
merak unsurları içerir.
Sosyal yaşamda
kişilerin veya ailelerin
başlarından geçen ya
da geçme olasılığı
bulunan olayları yer ve
zaman göstererek
aktarır. Birbiriyle
bağlantılı olayları
temel bir düşünce
etrafında birleştirerek
yansıtır.
Roman, hem bir
gerçekliğin hem de düş
gücünün ürünüdür.
Yazar, anlattığı olayı,
kişileri gerçekten olsa
da bunları yeniden
yaratarak verir. Bu
bakımdan roman
gerçek yaşamla tam
olarak örtüşmez.
Roman, yaşamın
yeniden üretimi ya da
yaratımıdır.
Romanda aslında
romancının hayal
gücü, sanatçı kişiliği,
görgü ve bilgisiyle,
zengin duygu ve
düşüncesiyle yaratılan
bir yaşam ortamı
anlatılır. Romanın
geçtiği sosyal çevre
içerisinde dine,
felsefeye, ahlaka,
siyasete yer verilir.
Romancı, okuyucuyu
etkilemek,
okuyucunun ruhunda
bir yankı uyandırmak
amacındadır.
Romanlar üçüncü kişi
ağzıyla, roman
kişilerinden birinin ya
da birkaçının yazdığı
anı biçiminde veya
roman kişilerinin
birbirlerine
gönderdikleri
mektuplarla olmak
üzere üç değişik
şekilde yazılır.
Hikâye – Roman Farkı
• Hikâye türü, romandan daha kısadır.
• Hikâyede temel öğe olaydır. Romanda ise temel öğe karakter, yani kişidir. Hikâyeler olay
üzerine kurulur, romanlar ise kişi üzerine kurulur.
• Hikâyede tek olay bulunmasına karşılık romanda birbirine bağlı olaylar zinciri vardır.
Romandaki olaylardan her biri hikâyeye konu olabilir.
• Hikâyede kahramanların tanıtımında ayrıntıya girilmez, kahramanlar her yönüyle tanıtılmaz.
Romandan farklı olarak hikâyede kişiler sadece olayla ilgili yönleriyle anlatılır. Bu yüzden
hikâyelerdeki kişiler bir karakter olarak karşımıza çıkmaz.
• Öyküde, olayın geçtiği yer (çevre) sınırlıdır ve ayrıntılı olarak anlatılmaz. Romanlarda olaylar
çok olduğu için olayların geçtiği çevre de geniştir. Bu çevreler çok ayrıntılı olarak anlatılır.
TİYATRO
Olayı sahnede izleyiciye
göstermek amacıyla oluşturulan
metinlere ise göstermeye bağlı
edebî metin denir. Bu türün
genel adı tiyatrodur.
Yaşanmış veya yaşanması
mümkün olayların veya insan
yaşamının çeşitli yönlerinin
sahnede canlandırılarak
oynanmasına yönelik yazılara
tiyatro” denir.
Tiyatro, dinsel törenlerden
doğmuştur. Daha sonra dinden
bağımsızlaşarak bir sanat hâline
gelmiştir. Tiyatronun ortaya
çıkışında, insanın doğa olaylarını
kendi bedensel hareketleriyle
simgesel olarak canlandırma
çabaları yatar.
Tiyatro eserleri genellikle,
sahnede oynanmak üzere yazılır,
ancak oynanmak için değil de
okunmak için yazılan tiyatro
eserleri de vardır. Tiyatrolarda
bir öykü, sahne olarak ayrılmış
yerlerde oyuncuların söz ve
hareketleriyle canlandırılır.
Tiyatro eseri, seyirciye ders
vermek, onu düşündürmek, onu
yorum yapmaya yönlendirmek
amacını taşır. Bu bakımdan, pek
çok sanatçı tiyatroyu okul olarak
görmüş ve tiyatro aracılığıyla
halkı eğitmeyi amaçlamıştır.
TİYATRO TÜRLERİ
Klasik Tiyatro
Klasik tiyatro, manzum şekilde yazılan
dramatik şiirlerdir.
Müzikli Tiyatro
Müzikli tiyatrolar, sözleri müzikle
bestelenerek sahnede canlandırılan
oyunlardır. Bu tür tiyatrolarda
konunun bir bölümü veya tamamı
bestelenmiş olabilir. Müzikli tiyatrolar
“opera, operet, komedi müzikal, bale,
revü ve skeç” gibi bölümlere ayrılır.
Modern (Çağdaş) Tiyatro
Modern tiyatroda, klasik tiyatronun
bütün kalıpları yıkılmıştır. Modern
tiyatro, yaşamı klasik tiyatrodaki gibi
anlatmakla kalmaz; görünmeyen iç
yüzüyle de ortaya koyar. Modern
tiyatro, doğayı, yaşamı olduğu gibi
taklit etmez
Geleneksel Türk Tiyatrosu
KARAGÖZ
VE
HACİVAT
MEDDAH KÖY
SEYİRLİK
OYUNU
ORTA
OYUNU
ÖLÇME DEĞERLENDİRME
Dille gerçekleştirilen sanat etkinliklerinde
aşağıdakilerden hangisi kullanılmaz?
A) İmge
B) Söz sanatları
C) Tema
D) Ahenk
E) Ses ve renk
AŞAĞIDA VERİLEN CÜMLELERİ DOĞRU - YANLIŞ
DURUMLARINA GÖRE DEĞERLENDİRİNİZ.
• Öğretici metinlerde sözcükler, gerçek anlamıyla kullanılır ve
sözcüklerin tek bir anlamı vardır.
• Siyasi ve sosyal olaylar, felsefi tartışmalar edebiyatın malzemesi
olamaz.
• Şiir, coşku ve heyecanı dile getiren bir metindir. Bir dilde,
gösterge dizgelerini inceleyen bölüm göstergebilim (semiyoloji) adı
verilir.
• Zihnimizdeki "gösterilen" ile ses ya da yazı ile ifade edilebilen
"gösteren"in oluşturduğu bütün "gösterge"dir.
• Ağaçlarda çiçeklerin açılmaya başlaması "belirtke" terimi ile ifade
edilir.
• İletiyi şifrelemekte kullanılan doğal dile "bağlam" adı verilir.
• "Bağdaştırma", birden fazla dil birliğinin (tamlama, deyim gibi) yan
yana gelerek yeni bir anlam ifade etmesidir
Aşağıdakilerden hangisi sanatsal metinlerin
özelliklerinden biri değildir?
A) Güzellik esas alınarak yazılır.
B) Okuyucuda merak uyandırır.
C) Estetik kaygısı taşımaz.
D) Hayallere ve mecaz anlatımlara yer verilir.
E) Bilgilendirme amacı yoktur.

More Related Content

What's hot

Geçiş dönemi eserleri
Geçiş dönemi eserleriGeçiş dönemi eserleri
Geçiş dönemi eserlerimerveyorulmaz
 
Tanzimat edebiyatının oluşumu
Tanzimat edebiyatının oluşumu Tanzimat edebiyatının oluşumu
Tanzimat edebiyatının oluşumu serkankocadag
 
Tasavvuf edebi̇yatı
Tasavvuf edebi̇yatıTasavvuf edebi̇yatı
Tasavvuf edebi̇yatıumitbozkurt
 
Milli edebiyat-donemi
Milli edebiyat-donemiMilli edebiyat-donemi
Milli edebiyat-donemiEmrah Doğan
 
Edebiyatta türler
Edebiyatta türlerEdebiyatta türler
Edebiyatta türlerslayturk
 
Materyal Tasarımı Dersi Sunu
Materyal Tasarımı Dersi SunuMateryal Tasarımı Dersi Sunu
Materyal Tasarımı Dersi Sunuemine81
 
Abdullah KAYA Mektup
Abdullah KAYA MektupAbdullah KAYA Mektup
Abdullah KAYA Mektupabdullah1071
 
Sinem Gonca Yılmaz -Öğretim Teknolojiler ve Materyal Tasarımı Sunumu
Sinem Gonca Yılmaz -Öğretim Teknolojiler ve Materyal Tasarımı SunumuSinem Gonca Yılmaz -Öğretim Teknolojiler ve Materyal Tasarımı Sunumu
Sinem Gonca Yılmaz -Öğretim Teknolojiler ve Materyal Tasarımı Sunumusinemgoncayilmaz
 
1980 sonrası türk şiiri
1980 sonrası türk şiiri1980 sonrası türk şiiri
1980 sonrası türk şiirislayturk
 
Roman slayt
Roman slaytRoman slayt
Roman slaytemintas
 
Eleştiri
EleştiriEleştiri
EleştiriKnahide
 
1980 sonrasi türk şi̇i̇ri̇
1980 sonrasi türk şi̇i̇ri̇1980 sonrasi türk şi̇i̇ri̇
1980 sonrasi türk şi̇i̇ri̇orhanacar
 
Servet I FûNun Devri
Servet I FûNun DevriServet I FûNun Devri
Servet I FûNun Devriderslopedi
 
Mi̇lli̇ edebi̇yat dönemi̇ şi̇i̇r 3. sunum
Mi̇lli̇ edebi̇yat dönemi̇ şi̇i̇r 3. sunumMi̇lli̇ edebi̇yat dönemi̇ şi̇i̇r 3. sunum
Mi̇lli̇ edebi̇yat dönemi̇ şi̇i̇r 3. sunumMümin Yılmaz
 
nazim manzume siir unsurlari
nazim manzume siir unsurlarinazim manzume siir unsurlari
nazim manzume siir unsurlariUmut Açıkgöz
 
Milli Edebiyat
Milli EdebiyatMilli Edebiyat
Milli Edebiyatderslopedi
 
Fecr i ati edebiyatı
Fecr i ati edebiyatıFecr i ati edebiyatı
Fecr i ati edebiyatıslayturk
 

What's hot (19)

Geçiş dönemi eserleri
Geçiş dönemi eserleriGeçiş dönemi eserleri
Geçiş dönemi eserleri
 
Sunu12
Sunu12Sunu12
Sunu12
 
Tanzimat edebiyatının oluşumu
Tanzimat edebiyatının oluşumu Tanzimat edebiyatının oluşumu
Tanzimat edebiyatının oluşumu
 
Tasavvuf edebi̇yatı
Tasavvuf edebi̇yatıTasavvuf edebi̇yatı
Tasavvuf edebi̇yatı
 
Milli edebiyat-donemi
Milli edebiyat-donemiMilli edebiyat-donemi
Milli edebiyat-donemi
 
Edebiyatta türler
Edebiyatta türlerEdebiyatta türler
Edebiyatta türler
 
Materyal Tasarımı Dersi Sunu
Materyal Tasarımı Dersi SunuMateryal Tasarımı Dersi Sunu
Materyal Tasarımı Dersi Sunu
 
Abdullah KAYA Mektup
Abdullah KAYA MektupAbdullah KAYA Mektup
Abdullah KAYA Mektup
 
Sinem Gonca Yılmaz -Öğretim Teknolojiler ve Materyal Tasarımı Sunumu
Sinem Gonca Yılmaz -Öğretim Teknolojiler ve Materyal Tasarımı SunumuSinem Gonca Yılmaz -Öğretim Teknolojiler ve Materyal Tasarımı Sunumu
Sinem Gonca Yılmaz -Öğretim Teknolojiler ve Materyal Tasarımı Sunumu
 
1980 sonrası türk şiiri
1980 sonrası türk şiiri1980 sonrası türk şiiri
1980 sonrası türk şiiri
 
Mektup
MektupMektup
Mektup
 
Roman slayt
Roman slaytRoman slayt
Roman slayt
 
Eleştiri
EleştiriEleştiri
Eleştiri
 
1980 sonrasi türk şi̇i̇ri̇
1980 sonrasi türk şi̇i̇ri̇1980 sonrasi türk şi̇i̇ri̇
1980 sonrasi türk şi̇i̇ri̇
 
Servet I FûNun Devri
Servet I FûNun DevriServet I FûNun Devri
Servet I FûNun Devri
 
Mi̇lli̇ edebi̇yat dönemi̇ şi̇i̇r 3. sunum
Mi̇lli̇ edebi̇yat dönemi̇ şi̇i̇r 3. sunumMi̇lli̇ edebi̇yat dönemi̇ şi̇i̇r 3. sunum
Mi̇lli̇ edebi̇yat dönemi̇ şi̇i̇r 3. sunum
 
nazim manzume siir unsurlari
nazim manzume siir unsurlarinazim manzume siir unsurlari
nazim manzume siir unsurlari
 
Milli Edebiyat
Milli EdebiyatMilli Edebiyat
Milli Edebiyat
 
Fecr i ati edebiyatı
Fecr i ati edebiyatıFecr i ati edebiyatı
Fecr i ati edebiyatı
 

Similar to SANATSAL METİNLER

Edebi Türler
Edebi TürlerEdebi Türler
Edebi Türleryardimt
 
Anlatım biçimleri
Anlatım biçimleriAnlatım biçimleri
Anlatım biçimlerimarcompost
 
Edebiyatin GüZel Sanatlar IçIndeki Yeri
Edebiyatin GüZel Sanatlar IçIndeki YeriEdebiyatin GüZel Sanatlar IçIndeki Yeri
Edebiyatin GüZel Sanatlar IçIndeki Yeriderslopedi
 
A special album of davetname
A special album of davetnameA special album of davetname
A special album of davetnamebeyazarifakbas
 
Halk Edebiyati
Halk EdebiyatiHalk Edebiyati
Halk Edebiyatiderslopedi
 
Edebiyat Dönemleri.lise onuncu sınıf indir
Edebiyat Dönemleri.lise onuncu sınıf indirEdebiyat Dönemleri.lise onuncu sınıf indir
Edebiyat Dönemleri.lise onuncu sınıf indirsemihbal05
 
Siirkonusuveturlerisunu111
Siirkonusuveturlerisunu111Siirkonusuveturlerisunu111
Siirkonusuveturlerisunu111derslopedi
 
Konularina GöRe şIir TüRleri
Konularina GöRe şIir TüRleriKonularina GöRe şIir TüRleri
Konularina GöRe şIir TüRleriderslopedi
 
14 paragrafın anlatım yönü-anlatım teknikleri
14 paragrafın anlatım yönü-anlatım teknikleri14 paragrafın anlatım yönü-anlatım teknikleri
14 paragrafın anlatım yönü-anlatım teknikleriyardimt
 

Similar to SANATSAL METİNLER (20)

Edebi Türler
Edebi TürlerEdebi Türler
Edebi Türler
 
Anlatım biçimleri
Anlatım biçimleriAnlatım biçimleri
Anlatım biçimleri
 
Edebiyatin GüZel Sanatlar IçIndeki Yeri
Edebiyatin GüZel Sanatlar IçIndeki YeriEdebiyatin GüZel Sanatlar IçIndeki Yeri
Edebiyatin GüZel Sanatlar IçIndeki Yeri
 
Roman
RomanRoman
Roman
 
Hikaye(öykü)
Hikaye(öykü)Hikaye(öykü)
Hikaye(öykü)
 
Hi̇kaye(öykü)
Hi̇kaye(öykü)Hi̇kaye(öykü)
Hi̇kaye(öykü)
 
Hi̇kaye(öykü)
Hi̇kaye(öykü)Hi̇kaye(öykü)
Hi̇kaye(öykü)
 
10032946 fabl
10032946 fabl10032946 fabl
10032946 fabl
 
Sunu11
Sunu11Sunu11
Sunu11
 
1 edebiyat tanimı
1  edebiyat tanimı1  edebiyat tanimı
1 edebiyat tanimı
 
A special album of davetname
A special album of davetnameA special album of davetname
A special album of davetname
 
Paragraf Konu Anlatımı
Paragraf Konu AnlatımıParagraf Konu Anlatımı
Paragraf Konu Anlatımı
 
Halk Edebiyati
Halk EdebiyatiHalk Edebiyati
Halk Edebiyati
 
Edebiyat Dönemleri.lise onuncu sınıf indir
Edebiyat Dönemleri.lise onuncu sınıf indirEdebiyat Dönemleri.lise onuncu sınıf indir
Edebiyat Dönemleri.lise onuncu sınıf indir
 
Ti̇yatro ülkü
Ti̇yatro ülküTi̇yatro ülkü
Ti̇yatro ülkü
 
T uerk edebiyati_tarihi
T uerk edebiyati_tarihiT uerk edebiyati_tarihi
T uerk edebiyati_tarihi
 
Siirkonusuveturlerisunu111
Siirkonusuveturlerisunu111Siirkonusuveturlerisunu111
Siirkonusuveturlerisunu111
 
Konularina GöRe şIir TüRleri
Konularina GöRe şIir TüRleriKonularina GöRe şIir TüRleri
Konularina GöRe şIir TüRleri
 
Tiyatro
TiyatroTiyatro
Tiyatro
 
14 paragrafın anlatım yönü-anlatım teknikleri
14 paragrafın anlatım yönü-anlatım teknikleri14 paragrafın anlatım yönü-anlatım teknikleri
14 paragrafın anlatım yönü-anlatım teknikleri
 

SANATSAL METİNLER

  • 1. SANAT METİNLERİ VE SANAT METİNLERİNİN AYIRICI ÖZELLİKLERİ BARIŞ DEMİR
  • 2. KAZANIMLAR Sanat metinleriyle öğretici metinleri karşılaştırır. Sanat metinlerinin gerçeklikle ilişkisini sorgular. Sanat metinlerinde göndergenin özelliklerini örneklerle açıklar. Fablın yapı özelliklerini çözümler. Masalların dil ve anlatım özelliklerini değerlendirir. Hikâyenin yapı özelliklerini değerlendirir.
  • 3. Sanat Metinleri Bilimin, edebiyatın gelişmesi ve buna bağlı olarak farklı alanlarda metinlerin yazılması, metinlerin sınıflandırılması sonucunu doğurmuştur. Bu sınıflandırma metin türlerinin birbirinden ayrılmasını ve anlaşılmasını kolaylaştırmıştır. Metinler anlatım türlerine, kullanılan dilin işlevine, yazılış amaçlarına, gerçeklikle ilişkilerine göre gruplandırılabilir. Buna göre metinler genel olarak öğretici metinler ve sanatsal (kurmaca) metinler olarak ikiye ayrılır.
  • 4. Sanatsal metinlerin ayırıcı özellikleri şunlardır: Öyküleme, betimleme, kişileştirme, benzetme, abartma, çeşitli duyulardan yararlanma gibi anlatım teknikleri kullanılır. Sanatsal metinlerin tek anlamı yoktur, sanatsal metinler çok anlamlıdır, her okunuşta yeni anlamlar kazanır. Sanatsal metinlerde kelime ve cümlelerin yeri değiştirilemez. Sanatsal metinler yazıldığı dönemin özelliklerinden ve o dönemdeki her türlü gerçeklikten izler taşır. Sanatsal metinler biriciktir, benzeri yapılamaz. Sanatsal metinlerde yalnız görünene, deneysele, hesaplanabilire değil bilinmeze, geleceğe ve olabileceklere de yer verilebilir. Sanatsal metinlerde ileti önceden belirlenmiş, kurallaştırılmış, değişmez bir gerçek değildir. İleti, metnin iç yapısına sindirilmiş okurun süzüp çıkaracağı tek anlamlılıktan uzak bir ilişkiler yumağıdır. Sanatsal metinlerdeki her öğenin dış dünyada bir benzeri, bir karşılığı bulunabilir.
  • 6. FABL Sonunda ders verme amacı güden, genellikle manzum öykülerdir. Fablların kahramanları genellikle hayvanlardır. Ama bu hayvanlar insanlar gibi düşünür, konuşur ve tıpkı insanlar gibi davranır. Fabllar manzum (şiir) veya nesir (düzyazı) biçiminde yazılabilirler. Fabllar hem nazım, hem nesir biçiminde olurlar. Fablın sonunda her zaman bir ahlak dersi (kıssadan hisse) vardır. Bu ders kısa, açık ve doğru olmalıdır ve mutlaka öykünün doğal bir neticesi gibi görülmelidir. Fabllarda öğretici (didaktik) bir amaç güdülür, gündelik hayatla ilgili dersler ve öğütler verilir. Fabllarda basit ahlak ilkelerine değinildiği gibi insanların birçok kusurlu yönüne de dikkat çekilir
  • 7.
  • 8. Masallar Olağanüstü kahramanların başlarından geçen olağanüstü olayların yer ve zaman belirtilmeden anlatıldığı edebiyat türüne “masal” denir. Halk dilinde anlatılarak oluşan sözlü edebiyat ürünüdür. Masalar bir yazar tarafından sonradan yazıya geçirilir. Masallar nesir, nazım karışık olabilir. Masalların girişinde genellikle tekerlemeler bulunur. Bunlar şiir şeklinde olur. Masallar, özellikle çocuklara hitap eden eğitsel içerikli metinler olduğu için kolay anlaşılır ve akıcı bir anlatıma sahiptir Masallar, merak duygusunu en fazla uyaran yazı türlerinden biridir. Masalda olayların nasıl gelişeceği, kahramanların neler yaşayacağı, masalın nasıl sonlanacağı gibi konularda okuyucu veya dinleyici aşırı derecede meraklanır. Bu bakımdan masallar çok sürükleyicidir. Türk edebiyatında ‘Keloğlan” en tanınmış masal kahramanıdır. Türk edebiyatında La Fontaine’in masalları Şinasi tarafından ‘Tercüme-i Manzume (1859) adıyla Türkçeye çevrilmiştir. Eflatun Cem Güney ise Türk edebiyatının sözlü kültürümüzden gelen masalları derleyip kitap hâlinde yayımlamıştır
  • 9.
  • 10. Hikaye Yaşanmış veya yaşanması mümkün olan olayların okuyucuya haz verecek şekilde anlatıldığı kısa edebî yazılara “hikâye (öykü) denir. Hikâye, insan yaşamının bir bölümünü, yer ve zaman kavramına bağlayarak ele alır. Hikâyede olay ya da durum söz konusudur. Olay ya da durum kişilere bağlanır; olay ya da durumun ortaya konduğu yer ve zaman belirtilir; bunlar sürükleyici ve etkileyici anlatımla ortaya konur. Hikâye, olay eksenli bir yazı türüdür. Hikâyede temelde bir olay vardır ve olaylar genellikle yüzeyseldir. Hikâyeler genellikle kişilerin anılarını anlatması şeklinde oluşur. Hikâye kısa bir edebiyat türü olduğu için bu eserlerde fazla ayrıntıya girilmez. Olayın ya da durumun öncesi, sonrası okura sezdirilir. Okur, bazı sözcüklerden yararlanarak ve düş gücünü kullanarak kişiler hakkında ya da olaylar ve durumlarla ilgili yargılara ulaşabilir. Olay öyküsü: Bu tarz öykülere “klasik olay öyküsü” de denir. Bu tür öykülerde olaylar zinciri, kişi, zaman, yer öğesine bağlıdır. Olaylar serim, düğüm, çözüm sırasına uygun olarak anlatılır. Hikâyeciliğin tarihsel süreci incelendiğinde karşımıza iki tür hikâye çıkmaktadır. Bu türler “olay öyküsü” ve “durum öyküsü” olarak adlandırılır. Durum öyküsü: Bu tarz öykülere “modern öykü” de denir. Her hikâye olaya dayanmaz. Bu tür öykülerde merak öğesi ikinci plandadır. Yazar, bu öykülerde okuyucuyu sarsan, çarpan, heyecana getiren bir anlatım sergilemez. Onun yerine günlük hayattan bir kesit sunar veya bir insanlık durumunu anlatır. .
  • 11.
  • 12. Roman Genellikle insanların serüvenlerini, iç dünyalarını, toplumsal bir olay ya da olguyu, insan ilişkilerini ve değişik insanlık durumlarını yansıtmayı amaçlayan düzyazı türüne “roman” denir. “Roman” terimi, Roma İmparatorluğu içindeki halkların kullandığı bozulmuş Lâtinceye verilen addır. Bu bozuk Latince ile yazılan ilk destan ve halk öykülerine roman denmiştir. Bu terim, sonradan belli bir türün adı olmuştur. Uzun anlatıma dayalı edebiyat türlerinden biri olan roman; olayları yer, zaman ve şahıs kadrosu bütünlüğü ve uyumu içinde anlatır. Okuyucuyu çekebilecek nitelikte merak unsurları içerir. Sosyal yaşamda kişilerin veya ailelerin başlarından geçen ya da geçme olasılığı bulunan olayları yer ve zaman göstererek aktarır. Birbiriyle bağlantılı olayları temel bir düşünce etrafında birleştirerek yansıtır. Roman, hem bir gerçekliğin hem de düş gücünün ürünüdür. Yazar, anlattığı olayı, kişileri gerçekten olsa da bunları yeniden yaratarak verir. Bu bakımdan roman gerçek yaşamla tam olarak örtüşmez. Roman, yaşamın yeniden üretimi ya da yaratımıdır. Romanda aslında romancının hayal gücü, sanatçı kişiliği, görgü ve bilgisiyle, zengin duygu ve düşüncesiyle yaratılan bir yaşam ortamı anlatılır. Romanın geçtiği sosyal çevre içerisinde dine, felsefeye, ahlaka, siyasete yer verilir. Romancı, okuyucuyu etkilemek, okuyucunun ruhunda bir yankı uyandırmak amacındadır. Romanlar üçüncü kişi ağzıyla, roman kişilerinden birinin ya da birkaçının yazdığı anı biçiminde veya roman kişilerinin birbirlerine gönderdikleri mektuplarla olmak üzere üç değişik şekilde yazılır.
  • 13.
  • 14. Hikâye – Roman Farkı • Hikâye türü, romandan daha kısadır. • Hikâyede temel öğe olaydır. Romanda ise temel öğe karakter, yani kişidir. Hikâyeler olay üzerine kurulur, romanlar ise kişi üzerine kurulur. • Hikâyede tek olay bulunmasına karşılık romanda birbirine bağlı olaylar zinciri vardır. Romandaki olaylardan her biri hikâyeye konu olabilir. • Hikâyede kahramanların tanıtımında ayrıntıya girilmez, kahramanlar her yönüyle tanıtılmaz. Romandan farklı olarak hikâyede kişiler sadece olayla ilgili yönleriyle anlatılır. Bu yüzden hikâyelerdeki kişiler bir karakter olarak karşımıza çıkmaz. • Öyküde, olayın geçtiği yer (çevre) sınırlıdır ve ayrıntılı olarak anlatılmaz. Romanlarda olaylar çok olduğu için olayların geçtiği çevre de geniştir. Bu çevreler çok ayrıntılı olarak anlatılır.
  • 15. TİYATRO Olayı sahnede izleyiciye göstermek amacıyla oluşturulan metinlere ise göstermeye bağlı edebî metin denir. Bu türün genel adı tiyatrodur. Yaşanmış veya yaşanması mümkün olayların veya insan yaşamının çeşitli yönlerinin sahnede canlandırılarak oynanmasına yönelik yazılara tiyatro” denir. Tiyatro, dinsel törenlerden doğmuştur. Daha sonra dinden bağımsızlaşarak bir sanat hâline gelmiştir. Tiyatronun ortaya çıkışında, insanın doğa olaylarını kendi bedensel hareketleriyle simgesel olarak canlandırma çabaları yatar. Tiyatro eserleri genellikle, sahnede oynanmak üzere yazılır, ancak oynanmak için değil de okunmak için yazılan tiyatro eserleri de vardır. Tiyatrolarda bir öykü, sahne olarak ayrılmış yerlerde oyuncuların söz ve hareketleriyle canlandırılır. Tiyatro eseri, seyirciye ders vermek, onu düşündürmek, onu yorum yapmaya yönlendirmek amacını taşır. Bu bakımdan, pek çok sanatçı tiyatroyu okul olarak görmüş ve tiyatro aracılığıyla halkı eğitmeyi amaçlamıştır.
  • 16.
  • 17. TİYATRO TÜRLERİ Klasik Tiyatro Klasik tiyatro, manzum şekilde yazılan dramatik şiirlerdir. Müzikli Tiyatro Müzikli tiyatrolar, sözleri müzikle bestelenerek sahnede canlandırılan oyunlardır. Bu tür tiyatrolarda konunun bir bölümü veya tamamı bestelenmiş olabilir. Müzikli tiyatrolar “opera, operet, komedi müzikal, bale, revü ve skeç” gibi bölümlere ayrılır. Modern (Çağdaş) Tiyatro Modern tiyatroda, klasik tiyatronun bütün kalıpları yıkılmıştır. Modern tiyatro, yaşamı klasik tiyatrodaki gibi anlatmakla kalmaz; görünmeyen iç yüzüyle de ortaya koyar. Modern tiyatro, doğayı, yaşamı olduğu gibi taklit etmez
  • 18. Geleneksel Türk Tiyatrosu KARAGÖZ VE HACİVAT MEDDAH KÖY SEYİRLİK OYUNU ORTA OYUNU
  • 19. ÖLÇME DEĞERLENDİRME Dille gerçekleştirilen sanat etkinliklerinde aşağıdakilerden hangisi kullanılmaz? A) İmge B) Söz sanatları C) Tema D) Ahenk E) Ses ve renk
  • 20. AŞAĞIDA VERİLEN CÜMLELERİ DOĞRU - YANLIŞ DURUMLARINA GÖRE DEĞERLENDİRİNİZ. • Öğretici metinlerde sözcükler, gerçek anlamıyla kullanılır ve sözcüklerin tek bir anlamı vardır. • Siyasi ve sosyal olaylar, felsefi tartışmalar edebiyatın malzemesi olamaz. • Şiir, coşku ve heyecanı dile getiren bir metindir. Bir dilde, gösterge dizgelerini inceleyen bölüm göstergebilim (semiyoloji) adı verilir. • Zihnimizdeki "gösterilen" ile ses ya da yazı ile ifade edilebilen "gösteren"in oluşturduğu bütün "gösterge"dir. • Ağaçlarda çiçeklerin açılmaya başlaması "belirtke" terimi ile ifade edilir. • İletiyi şifrelemekte kullanılan doğal dile "bağlam" adı verilir. • "Bağdaştırma", birden fazla dil birliğinin (tamlama, deyim gibi) yan yana gelerek yeni bir anlam ifade etmesidir
  • 21.
  • 22. Aşağıdakilerden hangisi sanatsal metinlerin özelliklerinden biri değildir? A) Güzellik esas alınarak yazılır. B) Okuyucuda merak uyandırır. C) Estetik kaygısı taşımaz. D) Hayallere ve mecaz anlatımlara yer verilir. E) Bilgilendirme amacı yoktur.