2. Bu konumuzla,
İslamiyet öncesi Türk kültürü ile İslam
uygarlığı arasındaki etkileşimi ;
Geçiş dönemi özellikleri
XI ve XII. yy. da İslamiyet’in edebiyata nasıl
yansıdığını öğreneceğiz.
3.
4. Bir toplumun sahip olduğu din; sanatını,
geleceğini, giyim kuşamını, ahlak yapısını,
edebiyatını, dilini ve ortak amaçlarını
etkilemektedir. Bu nedenle din değiştirmek
oldukça uzun süren toplumları derinden
etkileyen bir oluşumdur.
5. Daha önce Göktanrı, Şamanizm, Budizm,
Manihaizm inançlarını benimseyen ve bu
dinlerin kültür etkileri içinde bulunan Türkler,
İslam dinini birdenbire benimsememişlerdir. Bu
değişme 8. Yüzyıldan başlayarak 11. yüzyıla
kadar üç yüz sene sürmüştür.
6. İslam dinini yaymak
için yola çıkan Araplarla,
Türklerin ilk karşılaşmaları
Maveraünnehir'de olmuştur.
Fakat İslam orduları,
Türklerin yoğun olarak
yaşadığı Ötüken– Uygur
-Turfan çevresinde sert
bir direnme ile karşılaşmışlardır.
Bu direnişi gören Arap komutanlar, İslamiyet'i
Türklere barışçıl bir yolla benimsetmeyi tercih
etmişlerdir.
7. 751 yılında Talas Savaşı’nda, Türklerin,
Çinlilere karşı Müslümanlarla aynı safta yer
almaları bu iki kültürü birbirine iyice
yaklaştırmıştır.
Türk - Arap mücadeleleri Abbasiler döneminde
şiddetini kaybederek Talas Savaşı etkisiyle
olumlu yönde gelişmiştir.
9. Eski Türk dini, Gök-Tanrı inancı adıyla
bilinmektedir. Bu inanışa göre Türkler,
İslâmiyet’teki gibi tek bir Yaradana inanıyor ve
O’na Tengri diyorlardı. İslâmiyet’te Esmâ-i
hüsnâ denilen Allah’ın sıfatlarından bazıları,
eski Türk inancında da mevcuttu
10. Türkler cennet için uçmağ (uçmak), cehennem
için tamu sözünü kullanmaktaydı. Ahiret ve
ruhun ölmezliği, her iki inançta da mevcuttu.
İslâmiyet’te olduğu gibi Gök Tanrı inanışında
da Tanrıya kurban sunuluyordu.
Kurban verilme anı
11. İslâmiyet’teki gaza ve cihât ile Türklerin dünya
üzerinde töreyi hâkim kılmak için yaptıkları
savaşlar benzer mahiyetteydi. İslâm anlayışına
göre savaş sonunda elde edilen ganimet
helâldi. Türklerde ise aynı şekilde yağma
geleneği vardı.
12. Bunlardan başka;
İslâmiyet’in telkin ettiği ahlakî kurallar,
Türk anlayışına da uygun
düşmekteydi.(edeb, nezaket kuralları vb.)
Türklerde toplumu sınıflara ayırma
yoktu. İslamiyet de sınıf ayrımını redderek
insanları eşit tutan bir yapıya sahipti.
Sosyolojik faktörler, aile kavramına verilen
önem, namus kavramı, temizliğe verilen
önem Türklerin inançları ile oldukça
örtüşüyordu.
13. Karahanlı hükümdarı
Satuk Buğra Han’ın
920′de Abdülkerim adını
alarak Müslüman
olması, İslamiyet’in
Türkler arasında
yayılmasında dönüm
noktası olmuştur.
16. İSLAMİYETİN YANSIMALARI,
Çok konuşma, sözü az ve birer birer söyle
Yüz binin düğümünü bu bir sözle çöz
Kişi doğdu, öldü, sözü kaldı, gör
Özü gitti insanın, adı kaldı, gör
Bilerek söylenen söz bilgi sayılır
Bilgisizin sözü kendi başını yer
Akıl senin için iyi ve yeminli bir dosttur.
Bilgi senin için çok merhametli bir kardeştir.
Ey asil insan! insanlığı elinden bırakma; insanlığa karşı daima
insanlıkla muamele et.
İşi adaletle yap, buna gayret et; hiçbir zaman zulmetme; Allah'a
kulluk et
İnsan nadir değil, insanlık nadirdir. İnsan az değil, doğruluk azdır.
İnsanın süsü, yüz; yüzün süsü, göz; aklın süsü, dil; dilin süsü,
sözdür.
Söz ağızda iken sahibinin esiridir, ağızdan çıktıktan sonra sahibi
onun esiridir.
KUTADGU BİLİG
17. GEÇİŞ DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ,
Dilde Türkçenin yanı sıra Arapça ve Farsça
sözcükler de kullanılmaya başlanmıştır.
Arap Alfabesi de kullanılmaya başlanmıştır.
İslamiyet öncesi edebiyatı nazım şekilleri
yanında Arap ve Fars edebiyatından giren
nazım şekilleriyle de eserler verilmeye
başlanmıştır.
Dörtlük ve beyit birlikte kullanılmıştır. Hece
ölçüsüne devam edilirken aruz ölçüsü de
kullanılmıştır.
18. İslam öncesi kültürle İslami kültür iç içedir.
Dini esasları öğretme esas alınmıştır.
Ahlaklı, erdemli, inançlı ve bilgili insan
olmanın önemi her eserde işlenmiştir.
Geçiş dönemi olarak bilinen 11. ve 12.
yüzyıllarda verilen eserlerde Uygurcanın
devamı niteliğindeki Hakaniye lehçesi
kullanılmıştır.
20. GÖKTÜRK
ALFABESİ
Orhun’da
yerleşimde
bulunmuş
Türkler
tarafından
kullanılmıştır. Bu
alfabeyi Hunlar,
Göktürkler ve
Türk kavimler
kullanmıştır
Göktürk alfabesi
38 harften
meydana
gelmektedir.
UYGUR
ALFABESİ
Göktürklerden
sonra kurulan
Uygurlar
tarafından
adlandırılmıştır
bu alfabe. 18
adet işaretten,
sembolden
meydana
gelmektedir.
ARAP
ALFABESİ
Türklerin en
uzun süreli
kullandığı
alfabedir. Arap
Alfabesi normalde
28 harften
oluşmaktadır.
Osmanlıcadaki
bazı Türkçe
karakterler
sebebiyle Türkler
Arap alfabesini
31 - 36 harfli
21. .
İslamiyet'in kabulünden sonra Türk dili iki
lehçeye ayrılmıştır:
Doğu Lehçesi (Hakaniye):
Aslı Uygurcadır. Karahanlılar
döneminde İslamlığın
benimsenmesinden sonra
Uygurca, edebî dil olarak
Hakaniye Türkçesi adını
almıştır. İslam felsefesi ve
kültürünün etkisini taşıyan ilk
edebiyat ürünleri, Hakaniye
Türkçesiyle yazılmıştır. Bu
yapıtlar geçiş dönemi ürünleri
olmakla birlikte, gelişmiş bir
Türk yazı dilinin varlığını
göstermektedir.
Batı Lehçesi (Oğuzca):
Elimizde bugün Batı lehçesinin
11. ve 12. yüzyıllarını gösteren
yeterli edebi ürün yoktur. Bunun
nedenlerinden biri Oğuz-Türkmen
boylarının göçebe bir yaşam
sürmeleri, durmaksızın yer
değiştirmeleridir. Diğer bir neden
de bu dönemde yoğunlaşan
Moğol saldırıları ve yıkımlarının
bu dönemin edebiyatını
karanlıkta bırakmasıdır.