4. Erişkinlerin yapısı
• Miyaz sinekleri renkli sineklerdir.
• Erişkinleri farklı büyüklüğe sahiptir;
• 2-4 mm. olanları veya 10-15 mm. yi bulanları vardır
6. Yumurtaların ve Larvaların Yapısı
• Yumurtaları küçük (birkaç mm), beyazımsı
renkte, silindirik oval yapılardır. Yumurtalar
sineğin cins ve türüne göre farklı ortamlara
bırakılırlar
• Larvalar başsız ve ayaksızdır. büyüklüğü larval
döneme göre değişir (1-2 mm’ den 1-1.5 cm’ye
kadar). Vücut 12 parçadan oluşur. Ön uçları ince,
arka tarafları daha geniş çaplı, silindiriktir
• Baş parçasında bir çift ağız çengeli veya dudak
skleriti bulunur. Görünümleri ayırıcı tanıda
kullanılır.
7. Myiasis
• Diptera takımındaki bazı sineklerin larvalarının
canlı insan veya hayvanların doku ve organlarında
yerleşmesiyle oluşan hastalığa miyaz denir.
• Myiasis’te larvalar; sağlam veya yaralı deri, vücut
boşlukları ve duyu organlarında yerleşerek
hastalık yaparlar.
8. Myiasis
• Miyaz etkenlerini biyolojik özelliklerine veya ana sineğin
yer tercihine göre 3 gruba ayırabiliriz:
- Spesifik (obligator) miyaz (örn. Hypoderma, Oestrus)
- Semispesifik (fakültatif) miyaz (örn. Sarcophaga)
- Aksidental (rastlantısal) miyaz (örn. Musca)
• Yurdumuzda 35-40 tür miyaz sineği vardır.
• Miyazlara en sık yaz ve güz aylarında rastlanır.
• Miyazlar benign, hafif hatta asemptomatik hastalık
şeklinde veya çok ağır seyredebilir
9. Yerleştiği doku ve organlara göre miyazlar
• Sağlam deri ve derialtı miyazı:
Deri ve iç organlar larva migransı şeklinde görülür.
Helmintlerde görülen gibi seyredebilir.
• Yara miyazı (travmatik miyaz):
Hasta bakımının iyi olmadığı durumlarda görülür.
Miyaz sinekleri yaraya ya yumurta ya da larva bırakırlar.
Yaranın yerine, miyaz etkeninin cins ve türüne göre ciddi
komplikasyonlara yol açabilir
10. Yerleştiği doku ve organlara göre miyazlar
• Göz miyazı (ophtalmomyiasis):
-Sinek larvasının gözde yerleşmesine bağlı olarak
görülür.
-Bazı larvalar gelişirken gözü tamamen harap
edebilirler.
-Göz miyazı iç ve dış göz miyazı olarak ayrılır.
-İç göz miyazında etken Hypoderma türlerinin
larvaları iken, dış göz miyazında yurdumuzda görülen en
sık etken Oestrus ovis larvalarıdır.
• Larvalar göze, konjonktivaya püskürtüldükten sonra gözde
- yanma - kaşıntı - ağrı -fotofobi
- şişme - kızartı - ödem
görülür.
• Enükleasyona sebep olan vakalar vardır.
11. Yerleştiği doku ve organlara göre miyazlar
Burun miyazı (nasomyiasis):
• Burun boşluğu veya ek olarak sinüsler ve farinkste istila
edilmiştir
• Wohlfahrtia ve Oestrus larvaları etkendir.
• Burunda kaşıntı ,rahatsızlık, yüzde şişme, baş ağrısı, ateş
görülür.
• Zamanında önlem alınmazsa ölüme yol açabilir.
Kulak miyazı:
• Çoğunlukla burun miyazı sonucu gelişir.
• İşitme kaybı, ağrı, çınlama olabilir
• Orta kulaktan beyine geçen larvalar ölüme neden olabilir.
12. Yerleştiği doku ve organlara göre miyazlar
Anüs ve vajina miyazı:
• Hematüri, disüri, karnın alt kısmında ağrılar olabilir.
Gastrointestinal miyaz
• Yalancı miyaz olabileceği gibi hakiki miyaz da olabilir.
• Hakiki miyaz diyebilmek için larvaların barsaktan canlı
olarak çıkması gerekir.
• Hakiki miyazda, mide barsak bozuklukları, bulantı, kusma
ve baş ağrısı olabilir; çocuklarda epilepsi nöbetleri
görülebilir
13. Tanı
• Klinikte açık lezyonlarda, kulak, burun gibi yerlerde
larvayı görünce ‘miyaz’ tanısı konulur.
• Fakat etkenin kesin tanısı laboratuar çalışmasına dayanır.
• Bunun için larvaları zedelemeden bulundukları yerden
almak ve kaynama noktası gelmiş suya atarak tespit etmek
gerekir
• Tespit edilen larva daha sonra %70 lik alkol çözeltisine
konulur.
• Tanı genellikle 3.dönem larvasının arka kısmındaki yapılar
değerlendirilerek konulur.
14. Tedavi
• Miyazın tedavisinde amaç, dokuları zedelemeden ve
derinlere kaçmasına meydan vermeden larvaları
bulundukları yerden çıkarmaktır.
• Göz miyazında %3 lük kokain kullanmak larvaları
bulundukları yerden çıkarmakta yardımcı olur.
• Deri larva migransında larvaların bulunduğu düşünülen
yere yağ, parafin, kloroform veya eter damlatılarak
larvaların yüzeye gelmesi sağlanır
• Nasomyiasis te larvaların hareketini durdurmak için
hastaya kloroform koklatılabilir.
16. S.scabiei hominis Morfoloji*****
• S.scabiei hominis çıplak gözle zorlukla görülecek
büyüklüktedir
• Dişileri (yaklaşık 0.3 mm) erkeklere (yaklaşık 0.2 mm)
oranla daha büyüktür
• Kirli beyaz renkte, yarı saydam, oval biçimlidirler.
Beyaz renkli olan yumurtaları oldukça büyük
boyuttadır : 0.1 mm x 0.15 mm
• Ömürleri genellikle 1-1,5 ay kadardır.
17. Sarcoptes scabiei hominis
• İnsan S.scabiei hominis’in tek konağıdır.
• Parazit tüm evrimini insanın derisinin içinde
oyduğu birkaç mm ile 3-4 cm arasında değişen
sillon denilen tünellerde geçirir.
• S.scabiei hominis tüneli açarken parçaladığı doku
ile beslenir, fakat kan emmez.
• Genellikle eller, parmak araları,bilek ve
dirseklerin iç yanı, koltuk altına yakın yerlerde
yerleşirler.
18. Yaşam döngüsü
• Evriminde; yumurta-larva-nimf-erişkin dönemleri vardır.
• Döllenmiş dişi deriye girdikten sonra tünel içine günde 2-4 arası
yumurta bırakır.
• Yumurtadan çıkan larvalar olgunlaşmak için deri yüzeyine
çıkar.
• Larvalar deri yüzeyinde nimf evresine geçer.
• Nimf, evresinden sonra gömlek değiştirenlerden erkek,
• 2.nimf evresinden sonra gömlek değiştirenlerden ise dişiler
oluşur.
• Dişiler çiftleşene kadar hareket etmez, çiftleştikten sonra tünel
kazmaya başlarlar.
19.
20. Epidemiyoloji
• Uyuz her yaşta her toplulukta görülebilen ev ve aile içi
hastalığıdır.
• Toplu yaşanan yerlerde, doğal afet ve savaş zamanlarında
hızla yayılır.
• Sporadik olgular şeklinde veya salgınlar halinde görülür.
• Yurdumuzda da hemen her yörede zaman zaman uyuz
epidemileri görülmektedir.
21. Epidemiyoloji
• Uyuz bulaşıcı bir hastalıktır ve parazit kaynağı uyuzlu
insanlardır.
• Parazitin enfektif formu yeni döllenmiş dişiler, larva ve
nimf formlarıdır.
• İnsandan insana tokalaşma, elbise ve çamaşırların ortak
kullanımı, cinsel ilişki, aynı yatakta yatmakla bulaşır.
• Bulaştırıcılık hastalık boyunca devam eder.
22. İmmunolojisi
• S.scabiei hominis’e karşı insanda özgül bir antikor ve
hücresel bağışıklık gelişmektedir.
• Bunlar da uyuzdan kurtulmada ve parazitozun
sınırlandırılmasında rol oynamaktadır.
• Vücut parazitten kurtulsa da hastalık belirtileri, deride
kalan parazit antijenleri nedeniyle devam edebilir.
• Parazit derinlere inmiş ve antijeni uzun süre o bölgede
kalmışsa Nodüllü uyuz denilen tip görülür.
• Eğer kişinin immunolojik yanıtı yetersiz ise bu kez
hiperkeratozlu Norveç uyuzu tipi görülür.
23. Klinik Belirtiler ve Patoloji
• Uyuzda kuluçka süresi ilk bulaşmada 2-3 hafta,
yineleyen bulaşmalarda ise çok daha kısadır.
• Kaşıntı, incimsi veziküller (vezikül perle) ve uyuz izleri
(sillon) uyuzun en temel 3 belirtisidir.
• Parazitin yerleştiği yerlerde şiddetli kaşıntı ve deri
bozuklukları görülür.
• Kaşıntı; parazitin deri içinde açtığı tünellerde açıkta kalan
sinir uçlarının uyarılmasına ve parazitin metabolik
artıklarına karşı gelişen allerji nedeniyle oluşur.
• Kaşıntı özellikle geceleri artar.
24. Norveç uyuzu
• Uyuzun ağır geçirilen formudur.
• Scabies crutosa veya kabuklu uyuz olarak da bilinir.
• Down sendromu gibi kaşıntıyı iyi algılayamayan mental,
nörolojik bozukluğu olanlarda veya bağışıklığın
baskılandığı durumlarda bu klinik tablo gelişir.
• Deri lezyonları yaygın, hiperkeratotik, kabuklu
nodüller veya plaklar şeklindedir.
• Normalde uyuzlu bir hastada 5-10 arası etken bulunduğu
halde bu hastalarda milyonlarca etken bulunabilir.
26. Tanı ve tedavi
• Klinik tanıda en önemli bulgu incimsi veziküller ve
özellikle geceleri artan kaşıntıdır. Bu veziküllerin içinde
parazit bulunur.
• Ayrıca “uyuz izleri” (sillon) denilen ve içlerinde parazitin
çıkartıları ve metabolik artıkları bulunan yapılar da tanıda
önemlidir.
27. Tanı
• Parazitolojik tanı amacıyla incimsi veziküllerden, uyuz
izlerinde iğneyle kanatmadan bisturi yardımıyla kazıntı
alınır.
• Kabuklar %5 lik KOH içinde eritilir, lam-lamel arasında
incelenir ve parazit aranır.
Tedavi
• %5 Permethrin ile tedavi edilir
28. Diğer Uyuz Tipleri ve etkenleri
Arpa Uyuzu: Pyemotes ventricosus
Çalılık Uyuzu: Trombiculidae
29. Maggot terapi
• Lucilia sericata sineğinin steril larva ve pupalarının
tedavide kullanılması
• “Larva tedavisi”, “ Maggot debritman tedavisi”, Terapotik
Miyaz”, “Biyocerrahi” veya “Biyocerrahi Depritman”
• Larva ve pupalar ürettikleri proteolitik enzimlerle nekrotik
dokuyu eritir ve besin kaynağı olarak kullanır.
30. Maggot terapi
• Bası ülseri
• Diyabetik ayak ülseri
• Osteomylit
• Vasküler ülserler
• Post-operatif yaralar
• Travmatik iyileşmeyen yaralar
• Yanıklar
• Ülseratif deri kanserleri
*ÖZCEL’in Tıbbi Parazit Hastalıkları
*Human Parasitology- Bogitsh BJ et all