SlideShare a Scribd company logo
1 of 10
NEFS
İLGİLİ AYET-İ KERİME
“(Ey insan!) Sana gelen her iyilik Allah’dandır. (Yine) başına gelen her
kötülük ise kendi nefsindendir. (Ey Muhammed!) Seni insanlara bir
Rasûl olarak gönderdik. (Buna) hakkıyla şâhit olarak Allah yeter.”
(Nisa Suresi
79.)
İLGİLİ HADİS-İ ŞERİF
“En büyük düşmanın nefsindir” (Aclûnî, I, 143)
NEFS
İnsanın içinde “nefs” denilen bir mânevî varlık vardır. “Hayvanî”,
“nefsanî”, “hevaî”, “şehvanî” diye adlandırılan içgüdü, arzu ve istekler
ondan çıkar gelir. Türkçe’de insanın kendi “beni”, “benliği”, Batı’da
“ego” denilen bu iç varlık, bedeni ve hayatı korumak, nesli devam
ettirmek için var kılınmıştır; varlığı, hiç şüphesiz, hikmetli, lüzumlu ve
faydalıdır. O âdeta vücudun maddî menfaatlerini koruyan bir bekçi,
hayati ihtiyaçlarını sağlamaya çalışan bir müdür gibidir.
Beden yorulunca dinlenmek, acıkıp susayınca yemek, içmek,
doyunca rahat etmek, rahatlayınca eğlenmek, zevklenmek,
erginleşince varlığını tenâsül yoluyla devam ettirmek... istiyor. Bu
arzu ve istekler “nefs”tendir. Bunların hepsi, İslâm dinine göre,
fıtratın gereği, tabii ihtiyaçlar ve normal duygulardır. Şu şartla ki
ancak gerektiği kadar karşılansın ve de helal ve meşru yollardan
sağlansın. Bu isteklerin meşru yollarla sağlanması İslâm’a göre
sırasında mübah veya bazen farz ve hatta sevaptır.
Nefs aşırı şımartılır, arzu ve istekleri bol bol karşılanırsa haddi aşar
ve azgınlaşır; kuvvetlenir, insanı günahlara, haramlara, yasaklara,
gayr-i meşru ve gayr-i ahlâkî denilen fiillere zorla sürükler, büyük
maddî ve mânevî tehlikelere düşürür. Bu halde de nefsin arzularının
frenlenmesi, nefsin zabt ü rabt altına sokulması şart ve mecburî
olur.
Nefsin sayısız, sınırsız istek ve dileklerine “Hevâ-yı nefs” denilir ki
insan, içinden kopup gelen bu “hafif meşrep” arzuları kontrol
etmeli, süzmeli, lüzumsuz olanları engellemeli, lüzumlu olanları
yeterli ölçüde vermelidir. Tamamen hevâ-yı nefse uymak hadîs-i
şerîflerde şiddetle yasaklanmıştır. İyi bir müslüman kendisine aklı
rehber edinmeli, işlerini aklın ve mantığın ölçüleri içinde yürütmeli,
kararlarını dinin ve şeriatın ahkâmına göre vermelidir, hevâ-yı
nefsine göre değil!
Nefsin kuvvetli isteklerine “şehevât-ı nefsâniyye” adı verilir. Bu
kuvvetli arzular karşılanmaz ve baskı altında tutulursa çeşitli ters
patlama ve arızalara, iç ve dış, rûhî ve bedenî hastalıklara yol açar. O
yüzden insan gereği kadar yemeli, içmeli, uyumalı, evlenmeli, çoluk
çocuk sahibi olmalıdır. Bu yüzden İslâm’da ruhbanlık, bekârlık,
evlenmemek makbul sayılmamıştır.
Nefs, ham ve çiğ halinde iken “nefs-i emmâre” adıyla anılır. Bu,
“Emmâretün bi’s-sû’i”: “kötülükleri çok emredici” demektir ki nefs
bu aşağı mertebede hep kötü işleri ve günahları isteyip, yapılmasını
insana, içinden emir ve empoze ettiğinden bu sıfatı almıştır.
Nefs-i emmâre, ıslahı kâbil, eğitimi mümkün bir varlıktır, dinî ve
tasavvufî talim ve terbiye ile değişir, gelişir, olgunlaşır, melekleşir.
Nefs terbiyesi, tarih, kültür ve tasavvuf kitaplarında kalmış bir hatıra
ve fantezi değil, bugünün insanı için de son derecede lüzumlu ve
faydalı bir çalışmadır. Modern nesiller de nefsin ne olduğunu,
gücünü, hilelerini, arzularını, tehlikelerini bilmeli, hevâ-yı nefsi
yenmeyi, şehevât-ı nefsâniyelerini dizginlemeyi meşru yollarla
sağlamayı öğrenmeli, rûhen ve bedenen sağlıklı, dengeli, kuvvetli,
insan-ı kâmiller olmaya çalışmalıdır.
Nefs-i emmâre; eğer terbiye olmamışsa, eğitilmemişse, bir eğitim
görmemişse, kaba saba ise, hevâ-i nefsi insanı kötü yollara, felakete
sürükler, kötü işler yaptırır. İnsanı, aldatır, rüşvet alır, içki, kumar,
zevk, keyif, eğlence, hırsızlık, arsızlık, tembellik, kibir, ucub, birçok
kötü işler ve kötü huylar nefisle ilişkilidir. Nefsin pek çok oyunları
vardır, nefis insanın en büyük düşmanıdır. İnsanın içi, nefsi terbiye
olmadığı zaman dünyada rezil rüsvâ eder. Âhirette cehennemlik
eder cehenneme attırır. Nefsi terbiye etmek lazım.
İnsanın nefsi terbiye edilmezse hayatta başarı olmaz, iyi kulluk
olmaz. İyi Müslümanlık olmaz, ahlâklı insan olunamaz. Ahlâkın
yükselmesi nefsin terbiyesi iledir. Bu nefsin terbiyesini büyüklerimiz
nasıl yapmış? Nefsin terbiyesi için bir mektep kurmuşlar, ona tekke
demişler. Mesela Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Efendi veya Hacı
Bektâş-ı Velî Efendimiz…
Nefse nasıl muhalefet edilecek, nefis nasıl yumuşatılacak, nasıl ıslah
edilecek, nasıl güzel yönetilecek, nasıl güzel şeyleri isteyecek hâle
gelecek, bu bir eğitim. Bunun bir metodu var, ilmi var, usûlü var.
Hani bir kuşu yetiştirmenin, bir köpeği eğitmenin, bir arslan
bakıcısının bir arslana terbiye vermesinin, bir çiçeği yetiştirmenin,
problemleri var da, insanın yetişmesinin problemleri yok mu, ilmi
yok mu?.. Problemleri de var, bunları çözecek ilmi de var tabii...
Nefsi terbiye etmenin ilmine tasavvuf diyoruz. Tasavvuf
kendiliğinden ortaya çıkmış bir şey değil. Bir kere Kur'an-ı Kerim
işareti veriyor. İnsanın nefsini terbiye etmesi gerektiğini, Kur'an-ı
Kerim bir vecibe olarak, bir görev olarak insana gösteriyor. "Nefsini
terbiye edeceksin; etmezsen, perişan olursun! Terbiye edersen,
mutlu olursun, iki cihanda aziz olursun!" diye, nefsin terbiye
edilmesi hedefini Kur'an-ı Kerim gösteriyor.
Usülleri de gösteriyor. Peygamber SAS Efendimiz'in hadis-i
şeriflerini okuduğumuz zaman, Kur'an-ı Kerim'in ayetlerini dikkatli
bir şekilde okuduğumuz ve Kur'an-ı Kerim'in bütünü üzerinde
sağlam bir görüş ve bilgi birikimine sahip olduğumuz zaman,
bakıyoruz ki bir yerde gösterilen hedefin, öbür tarafta metodları da
gösterilmiş. Dinimizi yakından tanıdığı zaman insan, anlıyor ki Allah-
u Teàlâ Hazretleri'nin emrettiği ibadetlerde, Peygamber SAS
Efendimiz'in tavsiyelerinde, dinin hedeflerini sağlamaya yönelik
pratik tedbirler var. Direk olarak şöyle yap deniliyor. Siz onu
yaptığınız zaman, o murada, o gàyeye, o maksada otomatik olarak
gidiyorsunuz, varıyorsunuz. İslâm'ın güzelliği burda...
İşte tasavvufta, İslâm'ın bu emirleri göz önüne alınıyor ve ona
Peygamber SAS Efendimiz'in tavsiye ettiği tavsiyeler olarak, öğütler
olarak, emirler olarak uygulandığı zaman, bir bütün, bir sistem
ortaya çıkıyor. Nerden çıkıyor bu sistem?.. Kur'an-ı Kerim'den
çıkıyor, Peygamber SAS Efendimiz'in sünnet-i seniyyesinden çıkıyor.
Hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz buyuruyor. Nefsin terbiye
olmasının bir yolu Kur'ân-ı Kerîm'i öğrenmekdir.
"Ey Muaz! Hiç şüphe yok ki Kur'ân-ı Kerîm, mü'mini nefsinin birçok
arzusundan, hevâsından alıkoyar, önünü alır, keser, men eder,
yaptırmaz."
Kur'an okudu mu bir insan kötü işleri emreden nefsinin kötü
arzularını yapmaz. Kendisini tutar, nefsine, vicdanına hâkim olur.
Nefis terbiyesinin bir kaynağı Kur'ân-ı Kerîmdir. Kur'ân-ı Kerîm
olmadan, Allah'ın vahyi, vahyin bereketi olmadan, Kur'ân-ı Kerîm'in
nuru olmadan nefsin terbiyesi de kolay olmaz.
Kur'an okunmadan, Kur'ân-ı Kerîm'in içindeki bilgiler öğrenilmeden
hevâ-i nefs de kolay engellenmez. Hevâ-i nefse kapılır, insan
günahlara doğru gider. Rüzgâra kapılan bir yaprak gibi, çöp gibi, bir
tüy gibi savrulur gider. Nefsin terbiyesinin 1.kaynağı Kur'ân-ı Kerîm.
Kur'an'a bağlı olunca hadîs-i şerîflere de bağlı oluyor. Hadîs-i şerîfe
bağlı olunca, Ehl-i Sünnet Müslümanlığı, Peygamber Efendimiz'in
tam yaşadığı gibi yaşamış oluyor. En güzel Müslümanlık Sünnet
Müslümanlığı. Nefsin terbiyesinin 2.kaynağı; Sünnet-i Seniyyenin
öğrenilmesi ve ona göre yaşanması…
3. sü İrade Eğitimi. Ramazan ayında, her sene, kişi bir ay gündüzleri
yeme, içme, …gibi çok güçlü duygu, içgüdü ve arzularını cebren ve
kasten terk etmeyi uygular. Bu, İslâm’ın önemli ve başta gelen esas
ibadetlerinden biri olmuştur, gücü yeten, sıhhati müsait herkese
farz kılınmıştır. Küçüklüğünden itibaren her yıl 29-30 gün böyle bir
ruh eğitimi ve nefs terbiyesi gören bir müslümanın sonunda nasıl
olgun, kâmil, salih, sevimli, tatlı, mübarek, hayırlı, feyizli, nurlu bir
insan haline geleceğini tahmin etmek hiç de zor olmasa gerek.
İyi veya kötü bütün davranışlarımızın temelinde, iç âlemimizdeki
sevgi, antipati, kin, hırs, merhamet gibi çeşitli ve karmaşık duygular
rol oynar. Onun için İslâm’da “nefs” adı verilen benliğimizin
eğitimine çok büyük ehemmiyet atfedilmiştir.
Nefsin terbiyesi, kötü duygu ve temayüllerinden temizlenmesi
insanın dünya ve âhiret selametinin temelidir.
İLGİLİ ALLAH DOSTLARININ SÖZLERİ
“Allahım! Bir an bile beni nefsimle baş başa bırakma!” (Muhâsibî,
er-Ri’âye, s. 384-385)
“Allah ile kul arasındaki en kalın perde nefsidir.” (Zünnûn el-
Mısrî, Sülemî, Ŧabaķāt, s. 18).
“…Evet sahte tanrılar. Önce kendimi sonra da sizleri sahte tanrılarla
istikrar ve ısrarla mücadele etmeye davet ediyorum. En tehlikeli
sahte tanrı nefsimizdir. İçimizde barındırır, elimizle besler,
büyütürüz. Tanrı gibi her dediğini, emrettiğini yaparız. Dost gibi,
bizden gibi gözükür ama münafıktır ve şeytanla, kötülüklerle
işbirlikçidir. Kontrol altında tutulmazsa, bize ihanet eder. Kaybı kesin
ve ebedi olan dünya oyununda sahte yansıma, cazibe ve
güzelliklerle aldatarak zamanımızı
öldürür.
Dönüşü olmayan noktaya gelindiğinde, yani, ekranda “Game Over”
yazdığında, “keşke toprak olsaydım.” der. Heyhat, artık dönüş yalnız
hesap meydanınadır.
“Siz farkında bile değilken ansızın size azap gelip çatmadan önce,
Rabbinizden size indirilenin en güzeline (Kur’ân’a) uyun.” (Zumer-55
) Allah yolundan
alıkoyan diğer tüm yapı ve otoriteler de sahte tanrılardandır. Allah
bizlere makyajla saklanan sahte yüzleri, kamufle edilerek süslü
kaplarda sunulan zehir içecekleri ayırt etme feraseti, yeteneği,
kabiliyeti versin, idrakimizi güçlendirsin. …” M.N.C.
www.iskenderpasa.com
“… Nefsim, benliğim daima melek ve şeytan sıfatları arasında
mücadele eder durur...
Hayatta kalabilmek uğruna, davranışlarımı içgüdüsel ve toplum
baskısıyla çevremdeki şartlara göre değiştirir dururum...
Hükmetme, iktidar, makam, riyaset hırs ve hevesim, içimi daima
kemirir durur, hiçbir şekilde kanaat göstermez, bitmez, tükenmez,
sönmez, tatmin olmaz...
Nefret ve kinim tarafından mütemadiyen tüketiliyorken iç huzuru
ararım...
Oğullarımız için, kızlarımız için, kendimiz için lütfen emin olun,
bilmiş olun ki, yeni (en son ) nizam, farkında olmasanız da hep
orada, kenarda mevcuttu.
Haydi, kendimizi değiştirip güzelleşmek için en iyi stilist, tasarımcı
ile randevulaşalım.
İçimizde varolan, en iyiyi yansıtacak bu stilist ile buluşmanın
neticesi ne kadar müstesnai bir şekilde güzelleşeceğimizi ispat
edecek, gösterecektir.
Bu örnekten yola çıkarak, kendimizi değiştirmeyi hayal eder ve bu
hayali gerçekleştirebilirsek, yani; kötülüklerden pişman olup tövbeyi
nasuh ile Hakk'a dönersek dünya denen yer, sizi temin ederim ki,
cennete döner.
DEĞİŞİMİ gerçekleştirecek nitelikteki niyet gücü, adım atma gücü
"ben"de, "sen"de ve "biz"dedir.
(http://iskenderpasa.com/6D56BC98-BCB5-48D8-B4D7-
79826E10B9DC.aspx )
İlgili Kıssa
AKREBİN HÜNERİ
Akrep, ırmağın kenarında dolaşıyordu. Bir kaplumbağa yanına
geldi ve: -Burada ne yapıyorsun? Dedi.
Akrep: -Irmağın öte yanına geçmek için bir çare arıyorum. Benim,
bütün kavmim ve çocuklarım ırmağın öte yakasında, cevabını
verdi.
Kaplumbağa yardım etmek istedi. Şefkatinden onu sırtına aldı ve
yüzmeye başladı. Irmağın ortasına geldiğinde akrebin ısırmak
arzusu uyandı. Kaplumbağanın sırtına iğnesini dokundurdu.
Kaplumbağa: -Ne yapıyorsun? Diye sordu.
Akrep: -Hünerimi gösteriyorum, dedi. Sen bana iyilik ettin,
şefkatini gösterdin. Ben de sana iğnemi sokuyorum. Benim
göstereceğim şefkat ancak budur.
Bunun üzerine kaplumbağa hemen suya daldı ve akrebin işini
bitirdi.
İnsanın nefsi kötülüğü ister. Kötü nefsin öldürülmesinde ihmal
gösterilmemeli, o diri bırakılmamalıdır. Çünkü o akreptir ve fırsatını
bulunca insanın manevi hayatını öldürmek için mahiyetinin
gereğini yapacaktır.
İLGİLİ SOHBET
https://www.youtube.com/watch?v=mhUYNlKGNi4
Nefs

More Related Content

What's hot

Lise kader
Lise kaderLise kader
Lise kaderserizci
 
şIa Mensubuna Nasihat Ebu Bekr Elcezairi
şIa Mensubuna Nasihat Ebu Bekr ElcezairişIa Mensubuna Nasihat Ebu Bekr Elcezairi
şIa Mensubuna Nasihat Ebu Bekr Elcezairiguestd1cbe2
 
İmam gazali itikatta sözün özü
İmam gazali   itikatta sözün özüİmam gazali   itikatta sözün özü
İmam gazali itikatta sözün özüSelçuk Sarıcı
 
İmam gazali ariflerin yolu
İmam gazali   ariflerin yoluİmam gazali   ariflerin yolu
İmam gazali ariflerin yoluSelçuk Sarıcı
 
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 1. turkish (türkçe)
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 1. turkish (türkçe)Allah'ın güzelliklerinden bir demet 1. turkish (türkçe)
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 1. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Lise evrendeki mukemmellik
Lise evrendeki mukemmellikLise evrendeki mukemmellik
Lise evrendeki mukemmellikSerkan Dereli
 
Guzel ahlak 14 18 yas
Guzel ahlak 14 18 yasGuzel ahlak 14 18 yas
Guzel ahlak 14 18 yasserizci
 
SüNnete GöRe Hareket Etmek Vacip, Onu Inkar KüFüRdüR!
SüNnete GöRe Hareket Etmek Vacip, Onu Inkar KüFüRdüR!SüNnete GöRe Hareket Etmek Vacip, Onu Inkar KüFüRdüR!
SüNnete GöRe Hareket Etmek Vacip, Onu Inkar KüFüRdüR!guestd1cbe2
 
Lise hadis sunnet
Lise hadis sunnetLise hadis sunnet
Lise hadis sunnetserizci
 
Din bir ihtiyac midir
Din bir ihtiyac midirDin bir ihtiyac midir
Din bir ihtiyac midirbabylonboss
 
Ilahi kitaplar
Ilahi kitaplarIlahi kitaplar
Ilahi kitaplarserizci
 
Allahin sifatlari turkce
Allahin sifatlari turkceAllahin sifatlari turkce
Allahin sifatlari turkcebabylonboss
 

What's hot (19)

Lise kader
Lise kaderLise kader
Lise kader
 
şIa Mensubuna Nasihat Ebu Bekr Elcezairi
şIa Mensubuna Nasihat Ebu Bekr ElcezairişIa Mensubuna Nasihat Ebu Bekr Elcezairi
şIa Mensubuna Nasihat Ebu Bekr Elcezairi
 
İmam gazali itikatta sözün özü
İmam gazali   itikatta sözün özüİmam gazali   itikatta sözün özü
İmam gazali itikatta sözün özü
 
İmam gazali ariflerin yolu
İmam gazali   ariflerin yoluİmam gazali   ariflerin yolu
İmam gazali ariflerin yolu
 
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 1. turkish (türkçe)
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 1. turkish (türkçe)Allah'ın güzelliklerinden bir demet 1. turkish (türkçe)
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 1. turkish (türkçe)
 
Lise evrendeki mukemmellik
Lise evrendeki mukemmellikLise evrendeki mukemmellik
Lise evrendeki mukemmellik
 
Guzel ahlak 14 18 yas
Guzel ahlak 14 18 yasGuzel ahlak 14 18 yas
Guzel ahlak 14 18 yas
 
SüNnete GöRe Hareket Etmek Vacip, Onu Inkar KüFüRdüR!
SüNnete GöRe Hareket Etmek Vacip, Onu Inkar KüFüRdüR!SüNnete GöRe Hareket Etmek Vacip, Onu Inkar KüFüRdüR!
SüNnete GöRe Hareket Etmek Vacip, Onu Inkar KüFüRdüR!
 
İhlas
İhlasİhlas
İhlas
 
Lise hadis sunnet
Lise hadis sunnetLise hadis sunnet
Lise hadis sunnet
 
Melekler
MeleklerMelekler
Melekler
 
Esma i hüsna -73 el-kâfî(1)
Esma i hüsna -73  el-kâfî(1)Esma i hüsna -73  el-kâfî(1)
Esma i hüsna -73 el-kâfî(1)
 
Din bir ihtiyac midir
Din bir ihtiyac midirDin bir ihtiyac midir
Din bir ihtiyac midir
 
Esma i hüsna -74 er-refî’(1)
Esma i hüsna -74  er-refî’(1)Esma i hüsna -74  er-refî’(1)
Esma i hüsna -74 er-refî’(1)
 
Ilahi kitaplar
Ilahi kitaplarIlahi kitaplar
Ilahi kitaplar
 
20. felâk suresi
20. felâk suresi20. felâk suresi
20. felâk suresi
 
Allahin sifatlari turkce
Allahin sifatlari turkceAllahin sifatlari turkce
Allahin sifatlari turkce
 
Esma i hüsna -71 el-‘alî(3)
Esma i hüsna -71  el-‘alî(3)Esma i hüsna -71  el-‘alî(3)
Esma i hüsna -71 el-‘alî(3)
 
22. ihlâs suresi
22. ihlâs suresi22. ihlâs suresi
22. ihlâs suresi
 

Similar to Nefs

Ilim irfan ve_hikmet
Ilim irfan ve_hikmetIlim irfan ve_hikmet
Ilim irfan ve_hikmetAhmet Türkan
 
Dergi interaktif
Dergi interaktifDergi interaktif
Dergi interaktifgenclikarge
 
HAFIZAYI KUVVETLENDİRME YOLLARI.pdf
HAFIZAYI KUVVETLENDİRME YOLLARI.pdfHAFIZAYI KUVVETLENDİRME YOLLARI.pdf
HAFIZAYI KUVVETLENDİRME YOLLARI.pdfAhmet Türkan
 
İlim Öğrenme İlmi
İlim Öğrenme İlmiİlim Öğrenme İlmi
İlim Öğrenme İlmiSinanKl9
 
KENDİ GİBİ OLMAK.pdf
KENDİ GİBİ OLMAK.pdfKENDİ GİBİ OLMAK.pdf
KENDİ GİBİ OLMAK.pdfAhmet Türkan
 
Kutlu Dogum
Kutlu DogumKutlu Dogum
Kutlu DogumİRŞAD
 
Irsad Kutludogum 2010
Irsad Kutludogum 2010Irsad Kutludogum 2010
Irsad Kutludogum 2010guest6771428
 
Osmanli saati ne_anlatiyor
Osmanli saati ne_anlatiyorOsmanli saati ne_anlatiyor
Osmanli saati ne_anlatiyorAhmet Türkan
 
Bilim, Evrim Ve Kuran
Bilim, Evrim Ve KuranBilim, Evrim Ve Kuran
Bilim, Evrim Ve KuranATA FE COB
 
İmam gazali yükselme basamakları
İmam gazali   yükselme basamaklarıİmam gazali   yükselme basamakları
İmam gazali yükselme basamaklarıSelçuk Sarıcı
 
Alevilikte kadının yeri
Alevilikte kadının yeriAlevilikte kadının yeri
Alevilikte kadının yeriMemet Çamur
 
İli̇m öğrenmek ve ali̇me saygi i̇dris yavuzyi̇ği̇t
İli̇m öğrenmek ve ali̇me saygi i̇dris yavuzyi̇ği̇tİli̇m öğrenmek ve ali̇me saygi i̇dris yavuzyi̇ği̇t
İli̇m öğrenmek ve ali̇me saygi i̇dris yavuzyi̇ği̇tSalım Selvi
 

Similar to Nefs (20)

Ilim irfan ve_hikmet
Ilim irfan ve_hikmetIlim irfan ve_hikmet
Ilim irfan ve_hikmet
 
Dergi interaktif
Dergi interaktifDergi interaktif
Dergi interaktif
 
Tasavvufi Kavramlar
Tasavvufi KavramlarTasavvufi Kavramlar
Tasavvufi Kavramlar
 
HAFIZAYI KUVVETLENDİRME YOLLARI.pdf
HAFIZAYI KUVVETLENDİRME YOLLARI.pdfHAFIZAYI KUVVETLENDİRME YOLLARI.pdf
HAFIZAYI KUVVETLENDİRME YOLLARI.pdf
 
İlim Öğrenme İlmi
İlim Öğrenme İlmiİlim Öğrenme İlmi
İlim Öğrenme İlmi
 
KENDİ GİBİ OLMAK.pdf
KENDİ GİBİ OLMAK.pdfKENDİ GİBİ OLMAK.pdf
KENDİ GİBİ OLMAK.pdf
 
ÇAKRALAR
ÇAKRALARÇAKRALAR
ÇAKRALAR
 
Kutlu Dogum
Kutlu DogumKutlu Dogum
Kutlu Dogum
 
Irsad Kutludogum 2010
Irsad Kutludogum 2010Irsad Kutludogum 2010
Irsad Kutludogum 2010
 
Osmanli saati ne_anlatiyor
Osmanli saati ne_anlatiyorOsmanli saati ne_anlatiyor
Osmanli saati ne_anlatiyor
 
Bilim, Evrim Ve Kuran
Bilim, Evrim Ve KuranBilim, Evrim Ve Kuran
Bilim, Evrim Ve Kuran
 
X neden 8
X neden 8X neden 8
X neden 8
 
Subhelerden kacinmak
Subhelerden kacinmakSubhelerden kacinmak
Subhelerden kacinmak
 
İmam gazali yükselme basamakları
İmam gazali   yükselme basamaklarıİmam gazali   yükselme basamakları
İmam gazali yükselme basamakları
 
Alevilikte kadının yeri
Alevilikte kadının yeriAlevilikte kadının yeri
Alevilikte kadının yeri
 
İnsan Meslek Eşya
İnsan Meslek Eşyaİnsan Meslek Eşya
İnsan Meslek Eşya
 
Dişil Hazine
Dişil HazineDişil Hazine
Dişil Hazine
 
Melekler-2
Melekler-2Melekler-2
Melekler-2
 
İnsanın gayeleri
İnsanın gayeleriİnsanın gayeleri
İnsanın gayeleri
 
İli̇m öğrenmek ve ali̇me saygi i̇dris yavuzyi̇ği̇t
İli̇m öğrenmek ve ali̇me saygi i̇dris yavuzyi̇ği̇tİli̇m öğrenmek ve ali̇me saygi i̇dris yavuzyi̇ği̇t
İli̇m öğrenmek ve ali̇me saygi i̇dris yavuzyi̇ği̇t
 

More from OmerFarukBurak (20)

Şah-ı Nakşibend (k.s)
Şah-ı Nakşibend (k.s)Şah-ı Nakşibend (k.s)
Şah-ı Nakşibend (k.s)
 
Mehmed Zahid Kotku (k.s)
Mehmed Zahid Kotku (k.s)Mehmed Zahid Kotku (k.s)
Mehmed Zahid Kotku (k.s)
 
İmam-ı Rabbani
İmam-ı Rabbaniİmam-ı Rabbani
İmam-ı Rabbani
 
Tefekkür
TefekkürTefekkür
Tefekkür
 
Kur'an ve Hayat
Kur'an ve HayatKur'an ve Hayat
Kur'an ve Hayat
 
Şükür
ŞükürŞükür
Şükür
 
El Mübelliğ
El MübelliğEl Mübelliğ
El Mübelliğ
 
Kurandan Gençlere Öğütler
Kurandan Gençlere ÖğütlerKurandan Gençlere Öğütler
Kurandan Gençlere Öğütler
 
Anne Babaya İtaat
Anne Babaya İtaatAnne Babaya İtaat
Anne Babaya İtaat
 
El Adil
El AdilEl Adil
El Adil
 
Sahih Kaynaklar
Sahih KaynaklarSahih Kaynaklar
Sahih Kaynaklar
 
Mahşer Hayatı
Mahşer HayatıMahşer Hayatı
Mahşer Hayatı
 
El Müstakim
El MüstakimEl Müstakim
El Müstakim
 
O'nun Ahlakı Kur'an'dı
O'nun Ahlakı Kur'an'dıO'nun Ahlakı Kur'an'dı
O'nun Ahlakı Kur'an'dı
 
Kur'an'ı Anlamak
Kur'an'ı AnlamakKur'an'ı Anlamak
Kur'an'ı Anlamak
 
El Beşir
El BeşirEl Beşir
El Beşir
 
Şeytan
ŞeytanŞeytan
Şeytan
 
Sivil Savunma
Sivil SavunmaSivil Savunma
Sivil Savunma
 
İsraf
İsrafİsraf
İsraf
 
Tevazu
TevazuTevazu
Tevazu
 

Nefs

  • 1.
  • 2. NEFS İLGİLİ AYET-İ KERİME “(Ey insan!) Sana gelen her iyilik Allah’dandır. (Yine) başına gelen her kötülük ise kendi nefsindendir. (Ey Muhammed!) Seni insanlara bir Rasûl olarak gönderdik. (Buna) hakkıyla şâhit olarak Allah yeter.” (Nisa Suresi 79.) İLGİLİ HADİS-İ ŞERİF “En büyük düşmanın nefsindir” (Aclûnî, I, 143) NEFS İnsanın içinde “nefs” denilen bir mânevî varlık vardır. “Hayvanî”, “nefsanî”, “hevaî”, “şehvanî” diye adlandırılan içgüdü, arzu ve istekler ondan çıkar gelir. Türkçe’de insanın kendi “beni”, “benliği”, Batı’da “ego” denilen bu iç varlık, bedeni ve hayatı korumak, nesli devam ettirmek için var kılınmıştır; varlığı, hiç şüphesiz, hikmetli, lüzumlu ve faydalıdır. O âdeta vücudun maddî menfaatlerini koruyan bir bekçi, hayati ihtiyaçlarını sağlamaya çalışan bir müdür gibidir.
  • 3. Beden yorulunca dinlenmek, acıkıp susayınca yemek, içmek, doyunca rahat etmek, rahatlayınca eğlenmek, zevklenmek, erginleşince varlığını tenâsül yoluyla devam ettirmek... istiyor. Bu arzu ve istekler “nefs”tendir. Bunların hepsi, İslâm dinine göre, fıtratın gereği, tabii ihtiyaçlar ve normal duygulardır. Şu şartla ki ancak gerektiği kadar karşılansın ve de helal ve meşru yollardan sağlansın. Bu isteklerin meşru yollarla sağlanması İslâm’a göre sırasında mübah veya bazen farz ve hatta sevaptır. Nefs aşırı şımartılır, arzu ve istekleri bol bol karşılanırsa haddi aşar ve azgınlaşır; kuvvetlenir, insanı günahlara, haramlara, yasaklara, gayr-i meşru ve gayr-i ahlâkî denilen fiillere zorla sürükler, büyük maddî ve mânevî tehlikelere düşürür. Bu halde de nefsin arzularının frenlenmesi, nefsin zabt ü rabt altına sokulması şart ve mecburî olur. Nefsin sayısız, sınırsız istek ve dileklerine “Hevâ-yı nefs” denilir ki insan, içinden kopup gelen bu “hafif meşrep” arzuları kontrol etmeli, süzmeli, lüzumsuz olanları engellemeli, lüzumlu olanları yeterli ölçüde vermelidir. Tamamen hevâ-yı nefse uymak hadîs-i şerîflerde şiddetle yasaklanmıştır. İyi bir müslüman kendisine aklı rehber edinmeli, işlerini aklın ve mantığın ölçüleri içinde yürütmeli, kararlarını dinin ve şeriatın ahkâmına göre vermelidir, hevâ-yı nefsine göre değil! Nefsin kuvvetli isteklerine “şehevât-ı nefsâniyye” adı verilir. Bu kuvvetli arzular karşılanmaz ve baskı altında tutulursa çeşitli ters patlama ve arızalara, iç ve dış, rûhî ve bedenî hastalıklara yol açar. O yüzden insan gereği kadar yemeli, içmeli, uyumalı, evlenmeli, çoluk çocuk sahibi olmalıdır. Bu yüzden İslâm’da ruhbanlık, bekârlık, evlenmemek makbul sayılmamıştır.
  • 4. Nefs, ham ve çiğ halinde iken “nefs-i emmâre” adıyla anılır. Bu, “Emmâretün bi’s-sû’i”: “kötülükleri çok emredici” demektir ki nefs bu aşağı mertebede hep kötü işleri ve günahları isteyip, yapılmasını insana, içinden emir ve empoze ettiğinden bu sıfatı almıştır. Nefs-i emmâre, ıslahı kâbil, eğitimi mümkün bir varlıktır, dinî ve tasavvufî talim ve terbiye ile değişir, gelişir, olgunlaşır, melekleşir. Nefs terbiyesi, tarih, kültür ve tasavvuf kitaplarında kalmış bir hatıra ve fantezi değil, bugünün insanı için de son derecede lüzumlu ve faydalı bir çalışmadır. Modern nesiller de nefsin ne olduğunu, gücünü, hilelerini, arzularını, tehlikelerini bilmeli, hevâ-yı nefsi yenmeyi, şehevât-ı nefsâniyelerini dizginlemeyi meşru yollarla sağlamayı öğrenmeli, rûhen ve bedenen sağlıklı, dengeli, kuvvetli, insan-ı kâmiller olmaya çalışmalıdır. Nefs-i emmâre; eğer terbiye olmamışsa, eğitilmemişse, bir eğitim görmemişse, kaba saba ise, hevâ-i nefsi insanı kötü yollara, felakete sürükler, kötü işler yaptırır. İnsanı, aldatır, rüşvet alır, içki, kumar, zevk, keyif, eğlence, hırsızlık, arsızlık, tembellik, kibir, ucub, birçok kötü işler ve kötü huylar nefisle ilişkilidir. Nefsin pek çok oyunları vardır, nefis insanın en büyük düşmanıdır. İnsanın içi, nefsi terbiye olmadığı zaman dünyada rezil rüsvâ eder. Âhirette cehennemlik eder cehenneme attırır. Nefsi terbiye etmek lazım. İnsanın nefsi terbiye edilmezse hayatta başarı olmaz, iyi kulluk olmaz. İyi Müslümanlık olmaz, ahlâklı insan olunamaz. Ahlâkın yükselmesi nefsin terbiyesi iledir. Bu nefsin terbiyesini büyüklerimiz nasıl yapmış? Nefsin terbiyesi için bir mektep kurmuşlar, ona tekke demişler. Mesela Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Efendi veya Hacı Bektâş-ı Velî Efendimiz… Nefse nasıl muhalefet edilecek, nefis nasıl yumuşatılacak, nasıl ıslah edilecek, nasıl güzel yönetilecek, nasıl güzel şeyleri isteyecek hâle gelecek, bu bir eğitim. Bunun bir metodu var, ilmi var, usûlü var.
  • 5. Hani bir kuşu yetiştirmenin, bir köpeği eğitmenin, bir arslan bakıcısının bir arslana terbiye vermesinin, bir çiçeği yetiştirmenin, problemleri var da, insanın yetişmesinin problemleri yok mu, ilmi yok mu?.. Problemleri de var, bunları çözecek ilmi de var tabii... Nefsi terbiye etmenin ilmine tasavvuf diyoruz. Tasavvuf kendiliğinden ortaya çıkmış bir şey değil. Bir kere Kur'an-ı Kerim işareti veriyor. İnsanın nefsini terbiye etmesi gerektiğini, Kur'an-ı Kerim bir vecibe olarak, bir görev olarak insana gösteriyor. "Nefsini terbiye edeceksin; etmezsen, perişan olursun! Terbiye edersen, mutlu olursun, iki cihanda aziz olursun!" diye, nefsin terbiye edilmesi hedefini Kur'an-ı Kerim gösteriyor. Usülleri de gösteriyor. Peygamber SAS Efendimiz'in hadis-i şeriflerini okuduğumuz zaman, Kur'an-ı Kerim'in ayetlerini dikkatli bir şekilde okuduğumuz ve Kur'an-ı Kerim'in bütünü üzerinde sağlam bir görüş ve bilgi birikimine sahip olduğumuz zaman, bakıyoruz ki bir yerde gösterilen hedefin, öbür tarafta metodları da gösterilmiş. Dinimizi yakından tanıdığı zaman insan, anlıyor ki Allah- u Teàlâ Hazretleri'nin emrettiği ibadetlerde, Peygamber SAS Efendimiz'in tavsiyelerinde, dinin hedeflerini sağlamaya yönelik pratik tedbirler var. Direk olarak şöyle yap deniliyor. Siz onu yaptığınız zaman, o murada, o gàyeye, o maksada otomatik olarak gidiyorsunuz, varıyorsunuz. İslâm'ın güzelliği burda... İşte tasavvufta, İslâm'ın bu emirleri göz önüne alınıyor ve ona Peygamber SAS Efendimiz'in tavsiye ettiği tavsiyeler olarak, öğütler olarak, emirler olarak uygulandığı zaman, bir bütün, bir sistem ortaya çıkıyor. Nerden çıkıyor bu sistem?.. Kur'an-ı Kerim'den çıkıyor, Peygamber SAS Efendimiz'in sünnet-i seniyyesinden çıkıyor. Hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz buyuruyor. Nefsin terbiye olmasının bir yolu Kur'ân-ı Kerîm'i öğrenmekdir.
  • 6. "Ey Muaz! Hiç şüphe yok ki Kur'ân-ı Kerîm, mü'mini nefsinin birçok arzusundan, hevâsından alıkoyar, önünü alır, keser, men eder, yaptırmaz." Kur'an okudu mu bir insan kötü işleri emreden nefsinin kötü arzularını yapmaz. Kendisini tutar, nefsine, vicdanına hâkim olur. Nefis terbiyesinin bir kaynağı Kur'ân-ı Kerîmdir. Kur'ân-ı Kerîm olmadan, Allah'ın vahyi, vahyin bereketi olmadan, Kur'ân-ı Kerîm'in nuru olmadan nefsin terbiyesi de kolay olmaz. Kur'an okunmadan, Kur'ân-ı Kerîm'in içindeki bilgiler öğrenilmeden hevâ-i nefs de kolay engellenmez. Hevâ-i nefse kapılır, insan günahlara doğru gider. Rüzgâra kapılan bir yaprak gibi, çöp gibi, bir tüy gibi savrulur gider. Nefsin terbiyesinin 1.kaynağı Kur'ân-ı Kerîm. Kur'an'a bağlı olunca hadîs-i şerîflere de bağlı oluyor. Hadîs-i şerîfe bağlı olunca, Ehl-i Sünnet Müslümanlığı, Peygamber Efendimiz'in tam yaşadığı gibi yaşamış oluyor. En güzel Müslümanlık Sünnet Müslümanlığı. Nefsin terbiyesinin 2.kaynağı; Sünnet-i Seniyyenin öğrenilmesi ve ona göre yaşanması… 3. sü İrade Eğitimi. Ramazan ayında, her sene, kişi bir ay gündüzleri yeme, içme, …gibi çok güçlü duygu, içgüdü ve arzularını cebren ve kasten terk etmeyi uygular. Bu, İslâm’ın önemli ve başta gelen esas ibadetlerinden biri olmuştur, gücü yeten, sıhhati müsait herkese farz kılınmıştır. Küçüklüğünden itibaren her yıl 29-30 gün böyle bir ruh eğitimi ve nefs terbiyesi gören bir müslümanın sonunda nasıl olgun, kâmil, salih, sevimli, tatlı, mübarek, hayırlı, feyizli, nurlu bir insan haline geleceğini tahmin etmek hiç de zor olmasa gerek. İyi veya kötü bütün davranışlarımızın temelinde, iç âlemimizdeki sevgi, antipati, kin, hırs, merhamet gibi çeşitli ve karmaşık duygular rol oynar. Onun için İslâm’da “nefs” adı verilen benliğimizin eğitimine çok büyük ehemmiyet atfedilmiştir. Nefsin terbiyesi, kötü duygu ve temayüllerinden temizlenmesi insanın dünya ve âhiret selametinin temelidir.
  • 7. İLGİLİ ALLAH DOSTLARININ SÖZLERİ “Allahım! Bir an bile beni nefsimle baş başa bırakma!” (Muhâsibî, er-Ri’âye, s. 384-385) “Allah ile kul arasındaki en kalın perde nefsidir.” (Zünnûn el- Mısrî, Sülemî, Ŧabaķāt, s. 18). “…Evet sahte tanrılar. Önce kendimi sonra da sizleri sahte tanrılarla istikrar ve ısrarla mücadele etmeye davet ediyorum. En tehlikeli sahte tanrı nefsimizdir. İçimizde barındırır, elimizle besler, büyütürüz. Tanrı gibi her dediğini, emrettiğini yaparız. Dost gibi, bizden gibi gözükür ama münafıktır ve şeytanla, kötülüklerle işbirlikçidir. Kontrol altında tutulmazsa, bize ihanet eder. Kaybı kesin ve ebedi olan dünya oyununda sahte yansıma, cazibe ve güzelliklerle aldatarak zamanımızı öldürür. Dönüşü olmayan noktaya gelindiğinde, yani, ekranda “Game Over” yazdığında, “keşke toprak olsaydım.” der. Heyhat, artık dönüş yalnız hesap meydanınadır. “Siz farkında bile değilken ansızın size azap gelip çatmadan önce, Rabbinizden size indirilenin en güzeline (Kur’ân’a) uyun.” (Zumer-55 ) Allah yolundan alıkoyan diğer tüm yapı ve otoriteler de sahte tanrılardandır. Allah bizlere makyajla saklanan sahte yüzleri, kamufle edilerek süslü kaplarda sunulan zehir içecekleri ayırt etme feraseti, yeteneği, kabiliyeti versin, idrakimizi güçlendirsin. …” M.N.C. www.iskenderpasa.com
  • 8. “… Nefsim, benliğim daima melek ve şeytan sıfatları arasında mücadele eder durur... Hayatta kalabilmek uğruna, davranışlarımı içgüdüsel ve toplum baskısıyla çevremdeki şartlara göre değiştirir dururum... Hükmetme, iktidar, makam, riyaset hırs ve hevesim, içimi daima kemirir durur, hiçbir şekilde kanaat göstermez, bitmez, tükenmez, sönmez, tatmin olmaz... Nefret ve kinim tarafından mütemadiyen tüketiliyorken iç huzuru ararım... Oğullarımız için, kızlarımız için, kendimiz için lütfen emin olun, bilmiş olun ki, yeni (en son ) nizam, farkında olmasanız da hep orada, kenarda mevcuttu. Haydi, kendimizi değiştirip güzelleşmek için en iyi stilist, tasarımcı ile randevulaşalım. İçimizde varolan, en iyiyi yansıtacak bu stilist ile buluşmanın neticesi ne kadar müstesnai bir şekilde güzelleşeceğimizi ispat edecek, gösterecektir. Bu örnekten yola çıkarak, kendimizi değiştirmeyi hayal eder ve bu hayali gerçekleştirebilirsek, yani; kötülüklerden pişman olup tövbeyi nasuh ile Hakk'a dönersek dünya denen yer, sizi temin ederim ki, cennete döner. DEĞİŞİMİ gerçekleştirecek nitelikteki niyet gücü, adım atma gücü "ben"de, "sen"de ve "biz"dedir. (http://iskenderpasa.com/6D56BC98-BCB5-48D8-B4D7- 79826E10B9DC.aspx )
  • 9. İlgili Kıssa AKREBİN HÜNERİ Akrep, ırmağın kenarında dolaşıyordu. Bir kaplumbağa yanına geldi ve: -Burada ne yapıyorsun? Dedi. Akrep: -Irmağın öte yanına geçmek için bir çare arıyorum. Benim, bütün kavmim ve çocuklarım ırmağın öte yakasında, cevabını verdi. Kaplumbağa yardım etmek istedi. Şefkatinden onu sırtına aldı ve yüzmeye başladı. Irmağın ortasına geldiğinde akrebin ısırmak arzusu uyandı. Kaplumbağanın sırtına iğnesini dokundurdu. Kaplumbağa: -Ne yapıyorsun? Diye sordu. Akrep: -Hünerimi gösteriyorum, dedi. Sen bana iyilik ettin, şefkatini gösterdin. Ben de sana iğnemi sokuyorum. Benim göstereceğim şefkat ancak budur. Bunun üzerine kaplumbağa hemen suya daldı ve akrebin işini bitirdi. İnsanın nefsi kötülüğü ister. Kötü nefsin öldürülmesinde ihmal gösterilmemeli, o diri bırakılmamalıdır. Çünkü o akreptir ve fırsatını bulunca insanın manevi hayatını öldürmek için mahiyetinin gereğini yapacaktır. İLGİLİ SOHBET https://www.youtube.com/watch?v=mhUYNlKGNi4