VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİNİN TESİS EDİLMESİ VE ANAYASAL İKTİSAT PERS...
SİVİL İTAATSİZLİK VE VERGİ İSYANI
1. SİVİL İTAATSİZLİK VE
VERGİ İSYANI
Bu sunum aşağıdaki kaynaktan yararlanılarak hazırlanmıştır:
C C Aktan, D Dileyici, Ö Saraç, Vergi Zulüm ve İsyan, Ankara: Phoenix yayınevi.
Sunumu hazırlayan : Serra Zengin
COŞKUN CAN AKTAN
2. Vergi, devlet için hayati nitelikli bir araçtır ve bu zamana kadar yaşanan
değişimler verginin bu özelliğini değiştirmemiştir.
Diğer bir ifadeyle, devletin varolması veya en azından varlığını devam ettirmesi
imkansızdır.
3. Vergiler toplumsal bir sorumluluk olarak çoğu kez kutsal bir
görev halinde dile getirilmiştir. Ancak ağır vergiler altında
ezilen bir toplumda vergiler kutsal bir görev olmaktan
çıkmakta, vatandaşlar için adeta bir zulum ve işkence aracı
haline gelmektedir.
4. Meşru bir hak olarak görülen baskıya karşı direniş,
uygulamada iki farklı yöntemi bulunmaktadır.
1)Sivil
İtaatsizlik
2)İsyan
5. HAKSIZ VE ADİL VERGİLERE KARŞI PASİF DİRENİŞ:
SİVİL OLMAYAN İTAATSİZLİK
Sivil itaatsizlik kavramı ilk olarak 19.yüzyılın
başlarında Henry David Thoreau’nun
‘’Resistance To Civil Government’’ adlı
deneme çalışmasının yayımlanmasıyla
literatüre girmiştir.
Amerikalı düşünür Henry David Thoreau
tarafından literatüre kazandırılan ve daha
sonra bir çok düşünür tarafından geliştirilen sivil
itaatsizlik baskıya karşı pasif direnişi ifade
etmektedir.
6. John Rawls’a göre sivil itaatsizlik, ‘’ yasaların
ya da hükümet politikasının değiştirilmesini
hedefleyen, kamuoyu önünde icra edilen
(aleni), şiddete dayanmayan, vicdani,
ancak yasal olmayan politik bir eylemdir.
Howard Zinn ise tanımı genişleterek, sivil
itaatsizliği ‘’acil toplumsal hedefler uğruna,
yasaların bilinçli ve hedeflenmiş ihlali’’ olarak
tanımlanmıştır.
7. SİVİL İTAATSİZLİK UNSURLARI
Sivil itaatsizlik, haksız bir uygulamaya karşı bütün yasal yollar
denendikten sonra girişilen “yasa dışı” bir eylemdir.
Sivil itaatsizlik, toplumsal sözleşmenin çiğnenmesinden duyulan kaygıyı dile
getirmek için başvurulan bir tepki türüdür. Bu anlamıyla sivil itaatsizlik yasa dışı
ancak “meşru” bir eylem olarak değerlendirilir.
8. Şiddet, şiddeti doğurmakta ve çoğunlukla da
tırmandırmaktadır. Sivil itaatsiz, kendisine karşı şiddeti haklı
kılacak ve çoğaltacak bir şiddet kullanımına girmemelidir.
Çünkü sivil itaatsizlik çoğunluğa yapılan bir çağrı,
gönderilen bir mesajdır. Bu çağrı toplumda ortak bir adalet
anlayışının varlığını temel almaktadır.
9. Dolayısıyla, insanları yaralayabilecek,
incitebilecek şiddet eylemleri sivil
itaatsizliğin kamuoyuna çağrı
karakteri ile uyuşmamaktadır.
Başkalarının özgürlüklerinin
sınırlanması yolundaki davranışlar,
eylemin sivil itaatsizlik özelliğinin
belirginsizleşmesine yol açmaktadır.
10. GANDHI VE SİVİL İTAATSİZLİK
1900’lü yıllarda sivil itaatsizliği geliştiren
Mohandas K. Gandhi’nin bu felsefeye
katkısı, itaatsizliğin eyleme dönüşme
yöntemini hedef alan ‘’pasif direniş’’
anlayışı ile gerçekleştirilmiştir.
Gandhi pasif direnişi, geliştirdiği ‘’satyagraha’’ felsefesine
dayanarak kendilerini bizzat şiddet kullanmasalar bile şiddete
maruz kalma riskini göze alabilen toplulukların gösterdiği mücadele
şekli olarak tanımlamıştır.
11. GANDHI’NİN KULLANDIĞI PASİF DİRENİŞ
YÖNTEMLERİ
Gandhi, Güney Afrika’da avukatlık yaptığı gençlik yıllarında,
Güney Afrika hükümeti, Asyalı göçmenlerin sınırdan izinsiz
girmesini yasaklayan ve bunu hapisle cezalandıran bir kanunu
uygulamaya başlamıştı.
Gandhi, binlerce taraflarını sınırı kasten ve büyük kitleler halinde
geçmek için teşvik etti. Taraftarları kasten Güney Afrika topraklarını
terkediyor ve sonra izin almadan içeri giriyorlar ve bu yüzden
hapse atılıyorlardı.
12.
13. O dönemde Hindistan’ı istila etmiş İngiliz yönetimi, kazançlı bir
tekel oluşturmak amacıyla tuz yapımını yasaklayınca, Gandhi
ardındakileri deniz kıyısına götürdü ve bir tas dolusu deniz
suyunu buharlaştırma yoluyla tuz üretti ve yasayı simgesel
olarak çiğnedi. Bunun üzerine tam da umduğu gibi tutuklandı
ve hapse atıldı.
14. Yurttaşlarının gözünde Gandhi, onlar uğruna mücadeleden asla yılmayan biriydi ve
binlerce kişi harekete katılarak Gandhi’nin yaptığı eylemi tekrarladı ve İngiliz yönetimi
Gandhi’yi serbest bırakmak zorunda kaldı.
Bunun ardından Gandhi, eylemini haksızlık dolu diğer yasalara yöneltti ve Gandhi’nin
önderliğinde Thoreau’nun sivil itaatsizlik yöntemini kullanan Hindistan, 1945 yılında
bağımsızlığına kavuştu.
15. VERGİLERE KARŞI SİVİL İTAATSİZLİK
Thoreau, 1840’lı yıllarda uygulanmakta olan baş vergisini
ödemekten imtina etmiş ve bunun üzerine tutuklanmıştır.
Thoreau, cezaevinde Resistance to Civil Government adlı
bir eser yazmış ve daha sonra bu eser yayınlanmıştır.
Thoreau’nun eserinin içerdiği temel düşünceler şunlardır:
Bir kimsenin ülkesinin yasasından “daha yüce bir
yasa” vardır. Bu, vicdanın yasasıdır, “içten gelen
ses”in, “kozmosu kuşatan, birleştirici ruh”un
yasası..
Kimileyin bu “yüce yasa” ile ülkenin yasası birbiri
ile çatışır duruma geldiğinde kişinin ödevi “yüce
yasa”ya uymak, ülkenin yasasına bile bile karşı
gelmektir.
16. Kişi ülkenin yasasına bile bile karşı geliyorsa, bu eylemin bütün
sonuçlarını göze almayı istiyor olmalıdır, hapishaneye kapatılmayı
bile!
Oysa hapishaneye girmek sanıldığı kadar olumsuz bir edim
değildir; bu durum iyi niyetli kişilerin dikkatini kötü yasaya
çekmeye yarayacak, bu yasanın kaldırılması sonucuna katkıda
bulunacaktır. Ya da yeterince kişi hapishaneye kapatılırsa,
edimleri devlet mekanizmasını işlemez kılmayı, dolayısıyla kötü
yasayı uygulanamaz duruma getirmeyi sağlayacaktır.
17. THOREAU’NUN GERÇEKLEŞTİRDİĞİ SİVİL İTAATSİZLİK
EYLEMİ
1846 yılının Temmuz ayının 23 ya da 24’ü akşamı Thoreau,
Concord kasabasında vergi toplamakla görevli Sam
Staples ile karşılaşır ve Staples, Thoreau’dan son birkaç yıldır
birikmiş olan baş vergisini ödemesini ister.
Thoreau, bir ilke sorunu olduğu için vergi ödemediğini, o anda ödemeye de hiç mi
hiç niyetli olmadığını söyler ve sonunda Staples Thoreau’yu hapse atar.
18. Çünkü Thoreau’nun vergi ödemeyi reddetmesindeki
amacı tutuklanmak, böylelikle de çarpıcı bir şekilde
yurttaşlarının dikkatini kendisinin de benimsediği
kölelik karşıtı harekete çekmektir.
Bu amaçla, ödeyeceği vergiler ile silah alınacağı ve bu silahlar ile savaş sırasında
insanların öldürüleceğini bilen Thoreau, vicdanının sesine göre bunun olmaması
gerektiğine inanmış ve yüce yasayı uygulama kararlılığını göstermiştir
Bunun üzerine muhtemelen Thoreau’yu Maria Halası olduğu sanılan
kişi, Staples’in evine giderek Thoreau’nun vergisini öder.
Sabah olunca Staples Thoreau’yu serbest bırakmaya gelir, ancak onun
hapishaneden çıkmadaki isteksizliği karşısında şaşkına uğrar.
. Ancak Maria Hala vergiyi ödeyerek Thoreau’nun mücadelesinin amacına
ulaşmasını engellemiştir.
19. HAKSIZ VE ADİL OLMAYAN VERGİLERE KARŞI
AKTİF DİRENİŞ: VERGİ İSYANI
Vergi alacaklısı konumunda bulunan devlet, vergi gelirlerini
maksimuma çıkarmaya çalışırken, vergi borçlusu konumunda
bulunun mükellefler minimum düzeyde bir vergi yükü
arzulamaktadırlar.
Günümüzde mükelleflerin verdiği tepkilerden bazıları şunlardır;
vergiden kaçınma, vergi kaçakçılığı ve verginin yansıtılması
şeklindedir.
20. Vergi isyanlarının nedenleri genel olarak vergileme
yetkisinin kötüye kullanılmasıdır. Burada kötüye
kullanımından kasıt, temsilsiz, sınırsız ve keyfi
başvurulmasıdır.
Vergi isyanları, mahiyeti itibariyle vergiye karşı mükelleflerinin gösterdiği
diğer olumsuz tepkilerden bir çok yönüyle farklılık göstermektedir.
Örneğin, vergiden kaçınma olayında verginin ödenmemesi söz
konusudur.
Ancak burada vergiye karşı gösterilen tepki yasadışı ve toplumsal değildir. Bu
nedenledir ki, vergiden kaçınma olayı için kanunlarda bir ceza öngörülmemiştir.
21. Vergi kaçakçılığında vergilerin ödenmemesi hile ve gizli yollarla gerçekleştirilirken,
vergi isyanlarında bu eylemler aleni bir şekilde yapılmaktadır. Hatta daha da ileri
gidilerek, vergi toplamakla görevli idareye karşı eylemlerde bulunulmakta ve çeşitli
çıkar grupları vasıtasıyla vergi idaresi baskı altına alınmaya çalışılmaktadır.
22. Vergi isyanlarının özellikleri özetle şunlardır:
Bu tepki türünde otoritenin vergileme yetkisini kötüye
kullanarak oluşturduğu vergisel düzenlemelerin
mükellefler tarafından ihlaliyle karşılaşılmaktadır.
Vergi isyanları çeşitli iktisadi, mali ve siyasi nedenlerden
dolayı, vergi mükelleflerinin vergi ödememelerine
yönelik toplu olarak gerçekleştirdiği bir tepki türüdür.
Vergi isyanlarının topluca girişilen, kolektif eylemeler
olması ise bu tepki türünün kamuoyuna açık, aleni
eylemeler olmasına neden olmaktadır.
Vergi İsyanları
Kamuoyuna
Açık, Aleni
Eylemlerdir:
Vergi
İsyanları
Yasaya
Aykırı Ancak
Meşru
Eylemlerdir:
23. Buna göre, bazı isyanlarda vergi toplama bürolarının yakıldığı,
vergi tahsildarlarının katrana batırılarak tüye bulandığı, vergi
tahsildarlarına ait malikanelere zarar verildiği ve bu kişilerin
öldürüldüğü, devlet korumasına alınmış malların imha edildiği
ve bazen sembolik, bazense geniş kapsamlı silahlı mücadeleye
girişildiği görülmektedir. Dolayısıyla, gerek sivil itaatsizlik
gerekse vergiye karşı diğer tepki türlerinden bu özelliği ile
ayrılan vergi isyanlarının aktif karakterli direnişi hedef aldığı
söylenebilir.
Vergi
İsyanları
Şiddet
Kullanımına
Açık
Eylemlerdir:
Kanun devleti, evrensel hukuk kuralları ile bağdaşmayan
yasaların yürürlükte olduğu devlet anlamına gelmektedir.
Diğer bir ifadeyle, kanun devletinde her ne kadar yasalar var
ise de bunlar evrensel hukuk normlarına ve standartlarına
uygun olmayan yasalardır.
Vergi İsyanları
Hukuk Devleti
Düşüncesine
Uygun
Eylemlerdir: