SlideShare a Scribd company logo
1 of 15
Download to read offline
EKONOMİK ANAYASA REFORMUNA
KİM(LER) , NİÇİN KARŞI ÇIKIYOR?
PROF.DR. COŞKUN CAN AKTAN
“Ekonomik Anayasa Reformuna Kimler Niçin Karşı Çıkıyor”, Yeni Türkiye Dergisi, Kasım-Aralık 1999. S.
600-606.
Sunumu Hazırlayan: Emin Vardar
… ülkemizde anayasal iktisat felsefesi ve ekonomik
anayasa reformuna eleştiri yöneltenlerin bir tahlilini
yapmak istiyoruz. Türkiye için son derece önemli
olduğuna inandığımız Ekonomik Anayasa reformuna
ve bu reform önerilerinin temellerini oluşturan
Anayasal Politik İktisat’a kim(ler) ve niçin karşı
çıkıyor?
A
Anayasal iktisat
felsefesine ve ekonomik
anayasa reformuna
eleştiri yöneltenlerin
konuyu ya hiç
bilmedikleri ya da
yeterince konu
hakkında
bilgilenmeksizin yorum
ve değerlendirmeler
yaptıkları
anlaşılmaktadır.
Anayasal iktisat
araştırma alanı ile ilgili
olarak “devasa”
literatürden habersiz
olan, konu hakkında
araştırma yapma ve
okuma zahmetine
katlanmayan bir kısım
insanlar, konuyu sadece
kendi “bilgi sınırları”
içerisinde
değerlendirmekte ve
yorum yapmaktadırlar.
Büyük Hun İmparatoru
Attila’ya atfen söylenen
bir söz biliyorum:
“yüzeysel amaçlar,
yüzeysel sonuçlar
doğurur.” Bu sözün
anlamı ve mesajı oldukça
açıktır. Herhangi bir
konuya yüzeysel
baktığımız ve
derinlemesine inceleme
yapmadığımız takdirde
yüzeysel sonuçlara
ulaşmamız kaçınılmaz
olacaktır.
Ben onlardan daha
bilginim, çünkü onlar hiç
bir şey bilmedikleri halde
bildiklerini sanıyorlar,
ben ise bilmiyorum ama,
bildiğimi de sanmıyorum,
demek ki ben onlardan
daha bilgiliyim, çünkü
bilmediklerimi bildiğimi
sanmıyorum.”
Sokrates
B
…ülkemizde disiplinlerarası (interdisipliner) çalışma eğiliminin
yaygın olmaması dolayısıyla, bir alanda çalışma yapanlar
sadece kendi disiplinlerinin dar bakışı içerisinde kalmakta, geniş
bir ufuktan konuyu değerlendirememektedirler.
Bilginin hızla büyüdüğü “bilgi çağında”, insanın kendisini çok
dar bir araştırma alanına hapsetmesi bu kimselerin
vizyonlarının da dar olması neticesini doğurmaktadır. Ben
inanıyorum ki, günümüzde bırakınız interdisipliner çalışmayı
“multi-disipliner” çalışmak bir zorunluluk halini almıştır.
Ülkemizde üniversitelerde hala tek bir alanda uzmanlaşmayı
benimseyen ve bunu tatbik eden araştırmacılar ağırlıktadır. Ben
bu yaklaşımı “Taylorist bilimcilik !” olarak adlandırıyorum. Oysa,
benim kanaatim, örneğin bir sosyal bilim dalında çalışan bilim
adamının en başta diğer sosyal bilim dalları ile yakından ilgili
olması, hatta müsbet bilimlere de kapalı olmaması gerekir.
C
Ülkemizde üniversitelerde iktisat
eğitiminde verilen müfredatın
“Keynezyen İktisat” ağırlıklı olması
dolayısıyla müdahaleci devlet
anlayışını benimseyenlerin
çoğunlukta olduğunu görüyoruz.
Keynezyen iktisat’ı Batı’daki ders
kitaplarından yer yer tercüme ederek
kendi ders kitaplarına monte eden
hocalarımız, öğrencilerine çok uzun
yıllar piyasa ekonomisinin kötü
olduğunu ve piyasanın
başarısızlıklarının devlet müdahalesi ile
ortadan kaldırılacağını öğretmişlerdir.
Bugün üniversitelerimizde
okutulan makro- iktisat, iktisat
politikası, maliye politikası, para
politikası ve saire ders kitapları
önemli ölçüde Keynezyen makro
iktisat yaklaşımını
yansıtmaktadır.
Keynezyen iktisadın yıkılması ile
ortaya çıkan yeni iktisadi
düşünceler (monetarizm, arz-
yönlü iktisat, kamu tercihi ve
anayasal iktisat, vs.) ise ülkemizde
ders kitaplarına daha yeni yeni
girmekte ve incelenmektedir.
D
Anayasal iktisada eleştiri yönelten bir başka grup olarak
“muhafazakar- milliyetçi” kesimlerin yaklaşımını gösterebilirim.
Muhafazakar çevrelerin yeni yaklaşımlara “şüpheci” bakışları;
milliyetçi kesimlerin ise hemen her konuda “bunlar bizim milli
değerlerimize uymaz” ya da “kendi milli modelimizi geliştirmeliyiz”
türünden eleştirileri bilinmektedir. Muhafazakarlık, her zaman
değişime “şüphe” ile bakma eğiliminde olmuştur. Muhafazakarlık,
en kısa ve öz olarak “mevcut hukuki durumun ve kurulu düzenin
(Status Quo) muhafazası” olarak tanımlanabilir.
E
Anayasal iktisada bilgisizce yöneltilen eleştirilerin bir diğeri de sözde demokrasi
savunucularından gelmektedir. “Demokrasi cahilleri” olarak adlandıracağım bu
kimseler, halkın seçtiği temsilcilerinin güç ve yetkilerinin sınırlandırılmasının “anti-
demokratik” olduğu iddiasındadırlar.
Bir kere bu kimselerin “gerçek demokrasi”nin ne anlama geldiğini
bilmediklerine şüphe yoktur. Demokrasi, halkın seçtiği kimselerin keyfi
yönetimi değildir ve olamaz. Tarihin her sayfası bize halkı temsil eden
yöneticilerin güç ve yetkilerini kötüye kullandıklarını gösteren örneklerle
doludur.
Siyasal güç , devasa bir güçtür. Siyasal güç sınırlandırılmadığı takdirde
yöneticilerin sahip oldukları güçlerini kötüye kullanabilmeleri sözkonusu olabilir.
Hukuk devleti, yöneticilerin eylem ve davranışlarının hukuk kuralları ile
sınırlandırılması demektir. Aksi halde, birey hak ve özgürlüklerinin her zaman
ihlal edilmesi sözkonusu olabilir.
Demokrasilerin günümüzde yozlaşmasının en önemli nedenlerinden birisi halkın temsicilerinin güç ve
yetkilerini kötüye kullanmalarında aranmalıdır. Günümüzde adına demokrasi denilen siyasal yönetim
biçiminde egemenlik esasen halkın elinde değil, güya halkı temsil eden bir siyasal iktidarın, daha da
kötüsü bu siyasal iktidarın başında bulunan liderin elindedir. Parti Egemenliği ya da Lider diktası adını
verdiğimiz bu yozlaşma, demokrasilerin günümüzde nasıl gizli bir otokrasiye ya da oligarşiye
dönüştüğünün açık göstergesidir.
F
Anayasal iktisada, “insan” a bakış açısı dolayısıyla da bazı
eleştiriler yöneltilmektedir. Bazı kimseler, devlet yönetimdeki
yozlaşmanın ancak “iyi insan”lar ile ortadan kaldırılabileceği
düşüncesindedirler. Ahlaklı ve erdemli yöneticilerin iş başına
getirilmesi halinde devlet yönetiminde yaşanan yozlaşmaların
ortadan kalkacağı iddia edilmektedir. İyi insanların “iyi
sistemleri” oluşturacağı ve sistemi yozlaştırmayacağı
savunulmaktadır. Bu yaklaşımı savunanların bir kısmı din ve
ahlak faktörünü ön plana çıkararak “inanç sahibi ahlaklı
bireyler işbaşına gelirse her sorun ortadan kalkar”
düşüncesindedirler.
Anayasal Refoma Direnç...
Buraya kadar ülkemizde anayasal iktisat felsefesine ve ekonomik anayasa reformuna
karşı olan kesimleri ve/veya faktörleri kısmen özetlemiş bulunuyoruz. Anayasal
iktisat felsefesinin kurucusu James M. Buchanan “Anayasal Reforma Muhalefetin
Kaynakları” başlığını taşıyan bir yazısında anayasal reforma karşı olan grupları
ve/veya muhalefet kaynaklarını şu şekilde sınıflandırmaktadır:
 Anayasal Cehalet (Constitutional illetreacy). Buchanan’a göre bazı
kimseler anayasacılığın gerçek anlamını bilmediklerinden anayasal reforma
karşı direnmektedirler.
 Siyasal Statüko. Buchanan,mevcut kurulu düzenden çıkarı olan kesimlerin
anayasal reforma direndiklerini belirtmektedir. Bu çerçevede siyasal iktidar
ve bürokrasi güç ve yetkilerinin daraltılmasını öneren anayasal reforma
aktif olarak ya da pasif olarak direnmektedirler.
 Özel Çıkar. Buchanan’a göre “özel çıkar” sadece siyasal statüko için geçerli
değil, aynı zamanda mevcut kurulu düzen içinde güç ve nüfuz sahibi
kesimler için de geçerlidir.
 Anayasa Hukukçuları. Anayasa hukukçularının bir kısmı “anayasal iktisat”
araştırma alanını bilmemektedirler. Bundan başka, mesleki anlamda
mevcut anayasa ve hukuk sistemi içinde kazanç elde eden kişiler bu
reforma muhalefet edebilirler.
Çoğunlukçuluk (majoritarianism). Buchanan, demokrasinin
genellikle “çoğunluğun iktidarı” anlamında anlaşılması ve bu
anlayışın yaygın olması dolayısıyla bazı kişiler ya da kesimlerin
parlamentoların ve siyasal iktidarların güç ve yetkilerini
sınırlandırmanın yanlış olacağını inancına sahip olduğunu
belirtmektedir.
Evrimci rasyonalizm. Buchanan, evrimci rasyonalizm (evolutionary
rationalism) felsefesini savunanların da genellikle insan tarafından
planlanmış radikal reformlara karşı çıktığını belirtmektedir. Bu
anlamda evrimci rasyonalistler, "yapıcı rasyonalizm” (constructive
rationalism) ilkesini savunan anayasal iktisatçıların reform önerilerin
doğal olarak karşı çıkmaktadırlar. Bir anlamda “muhafazakarlık” da
bu kategori içinde düşünülebilir.
Kim(ler) Karşı Çıkıyor? Niçin Karşı Çıkıyor(lar)?
1. Bilgisizler
 Konu hakkında “derin bilgi” (profound knowledge)
sahibi olmadıklarından; yüzeysel bilgi sahibi
olduklarından,
 Bilimsel bilgiye değil “dogma” lara ve ideolojilere daha
fazla değer verdiklerinden,
 Önyargılı düşündüklerinden.
2. Statüko
2.1. Siyasal İktidar
2.2. Bürokrasi
2.3. Çıkar Grupları
 Siyasal güçten mahrum kalmak istemediklerinden,
 Sahip oldukları makam, mevki, prestij, sosyal imkanlar
(lojman vs.) mahrum kalmak istemediklerinden,
 Devletin yarattığı rantlardan mahrum kalmak
istemediklerinden.
3. Sahte Demokrasi Taraftarları  Gerçek demokrasinin tam anlamını bilmediklerinden
ve kavrayamadıklarından,
 “Ekonomik Anayasa, halkın hür iradesine ipotek
koyar” düşüncesinde olduklarından,
 Halkın seçtiği temsilcilerin güç ve yetkilerini
sınırlamanın “anti demokratik” olacağını
düşündüklerinden.
4. Geleneksel Anayasa
Hukukçuları
 Anayasayı “siyasal anayasa” hüviyetinde
gördüklerinden,
 Anayasal iktisat konusunu bilmediklerinden,
 Ekonomik hak ve özgürlüklerin önemini
kavrayamadıklarından.
5. Aşırı Milliyetçiler  Tek doğrunun “milli-yerel” olmasını
düşündüklerinden,
 Ekonomik anayasanın Batı orijinli bir fikir olduğu ön
yargısı ile haraket ettiklerinden.
6. Muhafazakarlar  Yeni fikirlere karşı şüpheci ve tutucu olduklarından,
 İyi bir sosyal düzen için “insan” faktörüne “sistem”
faktöründen daha fazla önem verdikleri için.
7. Sosyalizm/ Komunizm
Taraftarları
 Özel mülkiyet düzenine inanmadıklarından,
 Merkezi bir otorite tarafından ekonominin
yönlendirilmesi ve yönetilmesine inandıklarından,
 Anayasal iktisatçıların savunduğu piyasa ekonomisinin
“vahşi kapitalizm” olduğuna inandıklarından.
8. Faşizm Taraftarları  Devlet birey için değil, “birey, devlet için vardır”
felsefesine inandıklarından ve bireyciliği
reddettiklerinden.
9. Sosyal Demokratlar ve
Geleneksel
Sosyal Devlet Anlayışını
Savunanlar
 Anayasal iktisatın “sosyal devlete” düşman bir ideoloji
olduğuna inandıklarından,
 Müdahaleci-müteşebbis-dağıtıcı devlet felsefesine
inandıklarından,
 Anayasal iktisatın önerilerinin “anti-demokratik” ve
“anti sosyal” olduğuna inandıklarından.
10. Diğer Kişiler ...  Ekonomik sorunların çözümünün “iyi yönetim-etkin
denetim-aktif katılım” olduğuna inandıklarından,
 Sabit fikirli olduklarından.
Anayasal İktisat Teorisi ve ve Ekonomik Anayasa
yaklaşımının Türkiye için çok yeni bir araştırma alanı
olduğunu belirtmemiz gerekir. Bu konuda Türkçe
literatür son derece yetersizdir, bununla birlikte son
yıllarda yapılan çalışmalarla gelişme trendi
içerisindedir.
Büyük İngiliz düşünürlerinden John Locke’un
çok doğru bulduğum bir sözünü burada yazmak
istiyorum: Locke diyor ki: “yeni fikirlere daima
şüphe ile bakılır ve herhangi bir neden olmadan
genellikle karşı çıkılır. Çünkü, yeni fikirler yaygın
değildir.”
Gerçekten de, tarihsel temelleri 17. yüzyılın büyük
filozoflarından biri olan John Locke (1632-1706) ‘a kadar
uzanan anayasal iktisat yaklaşımına, eleştiri yöneltenlerin
önemli bir kısmı “derin bilgi” (profound knowledge) ile değil
“yüzeysel bilgi” ile konuyu değerlendirmekte ve yorumlar
yapmaktadırlar. İnsanın doğasında mevcut olan “yeni şeylere
tepkisel davranma” eğiliminin fikirler için de geçerli olduğuna
şüphe yoktur!... Yeni fikirlere karşı “muhafazakar tutum” ve
“bilgisizlik” dışında, “statüko ve özel çıkar” da anayasal
reformun önündeki en önemli engeldir.
SONSÖZ
Bigotizmin ve
doğmatizmin dar sınırlarını
aşmalıyız; öğrenmeliyiz ve
“derin bilgi” ile
düşünmeliyiz;
muhafazakarlığın esiri
olmamalı, yeni fikirlere açık
olmalıyız; ve statükonun
tiranlığı altında ezilmemek
için gerçek anayasal reform
(genuine constitutional
reform) için mücadele
etmeliyiz.

More Related Content

Similar to EKONOMİK ANAYASA REFORMUNA KİMLER NİÇİN KARŞI ÇIKIYOR

SOSYAL PİYASA EKONOMİSİ ELEŞTİRİSİ
SOSYAL PİYASA EKONOMİSİ ELEŞTİRİSİSOSYAL PİYASA EKONOMİSİ ELEŞTİRİSİ
SOSYAL PİYASA EKONOMİSİ ELEŞTİRİSİCOSKUN CAN AKTAN
 
ANAYASAL POLİTİK İKTİSAT
ANAYASAL POLİTİK İKTİSATANAYASAL POLİTİK İKTİSAT
ANAYASAL POLİTİK İKTİSATCOSKUN CAN AKTAN
 
Muhafazakarlık Cihan.pptx
Muhafazakarlık Cihan.pptxMuhafazakarlık Cihan.pptx
Muhafazakarlık Cihan.pptxCihanARIKAN3
 
EVRİMCİ KURUMSAL İKTİSADA KATKIDA BULUNAN DÜŞÜNÜRLER
EVRİMCİ KURUMSAL İKTİSADA KATKIDA BULUNAN DÜŞÜNÜRLEREVRİMCİ KURUMSAL İKTİSADA KATKIDA BULUNAN DÜŞÜNÜRLER
EVRİMCİ KURUMSAL İKTİSADA KATKIDA BULUNAN DÜŞÜNÜRLERCOSKUN CAN AKTAN
 
ANAYASAL POLİTİK İKTİSAT: DOĞUŞU VE GELİŞİMİ
ANAYASAL POLİTİK İKTİSAT: DOĞUŞU VE GELİŞİMİANAYASAL POLİTİK İKTİSAT: DOĞUŞU VE GELİŞİMİ
ANAYASAL POLİTİK İKTİSAT: DOĞUŞU VE GELİŞİMİCOSKUN CAN AKTAN
 
DEMOKRASİ ELEŞTİRİLERİ
DEMOKRASİ ELEŞTİRİLERİDEMOKRASİ ELEŞTİRİLERİ
DEMOKRASİ ELEŞTİRİLERİCOSKUN CAN AKTAN
 
Siyaset bilimi-soruları
Siyaset bilimi-sorularıSiyaset bilimi-soruları
Siyaset bilimi-sorularımetreham
 
EVRİMSEL İKTİSADA GİRİŞ
EVRİMSEL İKTİSADA GİRİŞEVRİMSEL İKTİSADA GİRİŞ
EVRİMSEL İKTİSADA GİRİŞCOSKUN CAN AKTAN
 
ANAYASAL POLİTİK İKTİSAT
ANAYASAL POLİTİK İKTİSATANAYASAL POLİTİK İKTİSAT
ANAYASAL POLİTİK İKTİSATCOSKUN CAN AKTAN
 
İKTİSAT OKULLARI: KARŞILAŞTIRMA
İKTİSAT OKULLARI: KARŞILAŞTIRMAİKTİSAT OKULLARI: KARŞILAŞTIRMA
İKTİSAT OKULLARI: KARŞILAŞTIRMACOSKUN CAN AKTAN
 
EKONOMİK ÖZGÜRLÜKLER VE SİYASAL ÖZGÜRLÜKLER
EKONOMİK ÖZGÜRLÜKLER VE SİYASAL ÖZGÜRLÜKLEREKONOMİK ÖZGÜRLÜKLER VE SİYASAL ÖZGÜRLÜKLER
EKONOMİK ÖZGÜRLÜKLER VE SİYASAL ÖZGÜRLÜKLERCOSKUN CAN AKTAN
 
ÇIKAR GRUPLARI TEORİLERİ
ÇIKAR GRUPLARI TEORİLERİÇIKAR GRUPLARI TEORİLERİ
ÇIKAR GRUPLARI TEORİLERİCOSKUN CAN AKTAN
 
KAMU TERCİHİ İKTİSADINA GİRİŞ
KAMU TERCİHİ İKTİSADINA GİRİŞKAMU TERCİHİ İKTİSADINA GİRİŞ
KAMU TERCİHİ İKTİSADINA GİRİŞCOSKUN CAN AKTAN
 
Siyasetnamelerde refah
Siyasetnamelerde refahSiyasetnamelerde refah
Siyasetnamelerde refahKutlu Group
 
Demos’un Politikaları ve Politikacıların Politikaları: Arjantin’den Alınan De...
Demos’un Politikaları ve Politikacıların Politikaları: Arjantin’den Alınan De...Demos’un Politikaları ve Politikacıların Politikaları: Arjantin’den Alınan De...
Demos’un Politikaları ve Politikacıların Politikaları: Arjantin’den Alınan De...PraksisDergi
 
SHB229 HAFTA 2.pptx
SHB229 HAFTA 2.pptxSHB229 HAFTA 2.pptx
SHB229 HAFTA 2.pptxSeceSece
 
EVRİMCİ KURUMSAL İKTİSAT DOUGLASS C. NORTH’UN KATKILARI
EVRİMCİ KURUMSAL İKTİSAT DOUGLASS C. NORTH’UN KATKILARI EVRİMCİ KURUMSAL İKTİSAT DOUGLASS C. NORTH’UN KATKILARI
EVRİMCİ KURUMSAL İKTİSAT DOUGLASS C. NORTH’UN KATKILARI COSKUN CAN AKTAN
 

Similar to EKONOMİK ANAYASA REFORMUNA KİMLER NİÇİN KARŞI ÇIKIYOR (20)

SOSYAL PİYASA EKONOMİSİ ELEŞTİRİSİ
SOSYAL PİYASA EKONOMİSİ ELEŞTİRİSİSOSYAL PİYASA EKONOMİSİ ELEŞTİRİSİ
SOSYAL PİYASA EKONOMİSİ ELEŞTİRİSİ
 
EVRİMSEL İKTİSAT
EVRİMSEL İKTİSATEVRİMSEL İKTİSAT
EVRİMSEL İKTİSAT
 
ANAYASAL POLİTİK İKTİSAT
ANAYASAL POLİTİK İKTİSATANAYASAL POLİTİK İKTİSAT
ANAYASAL POLİTİK İKTİSAT
 
Muhafazakarlık Cihan.pptx
Muhafazakarlık Cihan.pptxMuhafazakarlık Cihan.pptx
Muhafazakarlık Cihan.pptx
 
EVRİMCİ KURUMSAL İKTİSADA KATKIDA BULUNAN DÜŞÜNÜRLER
EVRİMCİ KURUMSAL İKTİSADA KATKIDA BULUNAN DÜŞÜNÜRLEREVRİMCİ KURUMSAL İKTİSADA KATKIDA BULUNAN DÜŞÜNÜRLER
EVRİMCİ KURUMSAL İKTİSADA KATKIDA BULUNAN DÜŞÜNÜRLER
 
ANAYASAL POLİTİK İKTİSAT: DOĞUŞU VE GELİŞİMİ
ANAYASAL POLİTİK İKTİSAT: DOĞUŞU VE GELİŞİMİANAYASAL POLİTİK İKTİSAT: DOĞUŞU VE GELİŞİMİ
ANAYASAL POLİTİK İKTİSAT: DOĞUŞU VE GELİŞİMİ
 
DEMOKRASİ ELEŞTİRİLERİ
DEMOKRASİ ELEŞTİRİLERİDEMOKRASİ ELEŞTİRİLERİ
DEMOKRASİ ELEŞTİRİLERİ
 
Siyaset bilimi-soruları
Siyaset bilimi-sorularıSiyaset bilimi-soruları
Siyaset bilimi-soruları
 
EVRİMSEL İKTİSADA GİRİŞ
EVRİMSEL İKTİSADA GİRİŞEVRİMSEL İKTİSADA GİRİŞ
EVRİMSEL İKTİSADA GİRİŞ
 
ANAYASAL POLİTİK İKTİSAT
ANAYASAL POLİTİK İKTİSATANAYASAL POLİTİK İKTİSAT
ANAYASAL POLİTİK İKTİSAT
 
ATATURK FELSEFESI
ATATURK FELSEFESIATATURK FELSEFESI
ATATURK FELSEFESI
 
İKTİSAT OKULLARI: KARŞILAŞTIRMA
İKTİSAT OKULLARI: KARŞILAŞTIRMAİKTİSAT OKULLARI: KARŞILAŞTIRMA
İKTİSAT OKULLARI: KARŞILAŞTIRMA
 
EKONOMİK ÖZGÜRLÜKLER VE SİYASAL ÖZGÜRLÜKLER
EKONOMİK ÖZGÜRLÜKLER VE SİYASAL ÖZGÜRLÜKLEREKONOMİK ÖZGÜRLÜKLER VE SİYASAL ÖZGÜRLÜKLER
EKONOMİK ÖZGÜRLÜKLER VE SİYASAL ÖZGÜRLÜKLER
 
ÇIKAR GRUPLARI TEORİLERİ
ÇIKAR GRUPLARI TEORİLERİÇIKAR GRUPLARI TEORİLERİ
ÇIKAR GRUPLARI TEORİLERİ
 
KAMU TERCİHİ İKTİSADINA GİRİŞ
KAMU TERCİHİ İKTİSADINA GİRİŞKAMU TERCİHİ İKTİSADINA GİRİŞ
KAMU TERCİHİ İKTİSADINA GİRİŞ
 
Siyasetnamelerde refah
Siyasetnamelerde refahSiyasetnamelerde refah
Siyasetnamelerde refah
 
Demos’un Politikaları ve Politikacıların Politikaları: Arjantin’den Alınan De...
Demos’un Politikaları ve Politikacıların Politikaları: Arjantin’den Alınan De...Demos’un Politikaları ve Politikacıların Politikaları: Arjantin’den Alınan De...
Demos’un Politikaları ve Politikacıların Politikaları: Arjantin’den Alınan De...
 
SHB229 HAFTA 2.pptx
SHB229 HAFTA 2.pptxSHB229 HAFTA 2.pptx
SHB229 HAFTA 2.pptx
 
Vi̇yana çevresi̇nde doğrulamacilik
Vi̇yana çevresi̇nde doğrulamacilikVi̇yana çevresi̇nde doğrulamacilik
Vi̇yana çevresi̇nde doğrulamacilik
 
EVRİMCİ KURUMSAL İKTİSAT DOUGLASS C. NORTH’UN KATKILARI
EVRİMCİ KURUMSAL İKTİSAT DOUGLASS C. NORTH’UN KATKILARI EVRİMCİ KURUMSAL İKTİSAT DOUGLASS C. NORTH’UN KATKILARI
EVRİMCİ KURUMSAL İKTİSAT DOUGLASS C. NORTH’UN KATKILARI
 

More from COSKUN CAN AKTAN

İKTİSAT VE MATEMATİK: İKTİSADIN MATEMATİZASYONU
İKTİSAT VE MATEMATİK: İKTİSADIN MATEMATİZASYONUİKTİSAT VE MATEMATİK: İKTİSADIN MATEMATİZASYONU
İKTİSAT VE MATEMATİK: İKTİSADIN MATEMATİZASYONUCOSKUN CAN AKTAN
 
İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?
İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?
İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?COSKUN CAN AKTAN
 
PATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİ
PATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİPATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİ
PATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİCOSKUN CAN AKTAN
 
PATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNE
PATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNEPATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNE
PATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNECOSKUN CAN AKTAN
 
PATERNALİZM: PATERNAL DEVLET ANLAYIŞI
PATERNALİZM: PATERNAL DEVLET ANLAYIŞIPATERNALİZM: PATERNAL DEVLET ANLAYIŞI
PATERNALİZM: PATERNAL DEVLET ANLAYIŞICOSKUN CAN AKTAN
 
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU  GENİŞLEMEİKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU  GENİŞLEME
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEMECOSKUN CAN AKTAN
 
İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?
İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?
İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?COSKUN CAN AKTAN
 
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR? İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR? COSKUN CAN AKTAN
 
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?COSKUN CAN AKTAN
 
MATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİ
MATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİMATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİ
MATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİCOSKUN CAN AKTAN
 
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME...
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME... İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME...
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME... COSKUN CAN AKTAN
 
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZMEMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZMCOSKUN CAN AKTAN
 
EMPERYAL BİLİM: İKTİSAT
EMPERYAL BİLİM: İKTİSATEMPERYAL BİLİM: İKTİSAT
EMPERYAL BİLİM: İKTİSATCOSKUN CAN AKTAN
 
KEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUN
KEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUNKEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUN
KEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUNCOSKUN CAN AKTAN
 
VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİVERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİCOSKUN CAN AKTAN
 
VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİNİN TESİS EDİLMESİ VE ANAYASAL İKTİSAT PERS...
VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİNİN TESİS EDİLMESİ VE ANAYASAL İKTİSAT PERS...VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİNİN TESİS EDİLMESİ VE ANAYASAL İKTİSAT PERS...
VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİNİN TESİS EDİLMESİ VE ANAYASAL İKTİSAT PERS...COSKUN CAN AKTAN
 

More from COSKUN CAN AKTAN (20)

İKTİSAT VE MATEMATİK: İKTİSADIN MATEMATİZASYONU
İKTİSAT VE MATEMATİK: İKTİSADIN MATEMATİZASYONUİKTİSAT VE MATEMATİK: İKTİSADIN MATEMATİZASYONU
İKTİSAT VE MATEMATİK: İKTİSADIN MATEMATİZASYONU
 
İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?
İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?
İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?
 
PATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİ
PATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİPATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİ
PATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİ
 
PATERNALİZM
PATERNALİZMPATERNALİZM
PATERNALİZM
 
PATERNALİZM FELSEFESİ
PATERNALİZM FELSEFESİ PATERNALİZM FELSEFESİ
PATERNALİZM FELSEFESİ
 
PATERNALİZM TÜRLERİ
PATERNALİZM TÜRLERİPATERNALİZM TÜRLERİ
PATERNALİZM TÜRLERİ
 
PATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNE
PATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNEPATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNE
PATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNE
 
PATERNALİZM: PATERNAL DEVLET ANLAYIŞI
PATERNALİZM: PATERNAL DEVLET ANLAYIŞIPATERNALİZM: PATERNAL DEVLET ANLAYIŞI
PATERNALİZM: PATERNAL DEVLET ANLAYIŞI
 
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU  GENİŞLEMEİKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU  GENİŞLEME
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME
 
İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?
İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?
İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?
 
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR? İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
 
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
 
MATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİ
MATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİMATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİ
MATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİ
 
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME...
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME... İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME...
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME...
 
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZMEMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
 
EMPERYAL BİLİM: İKTİSAT
EMPERYAL BİLİM: İKTİSATEMPERYAL BİLİM: İKTİSAT
EMPERYAL BİLİM: İKTİSAT
 
KEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUN
KEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUNKEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUN
KEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUN
 
VERGİLEMENİN SINIRLARI
VERGİLEMENİN SINIRLARIVERGİLEMENİN SINIRLARI
VERGİLEMENİN SINIRLARI
 
VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİVERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
 
VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİNİN TESİS EDİLMESİ VE ANAYASAL İKTİSAT PERS...
VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİNİN TESİS EDİLMESİ VE ANAYASAL İKTİSAT PERS...VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİNİN TESİS EDİLMESİ VE ANAYASAL İKTİSAT PERS...
VERGİLEMEDE HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİNİN TESİS EDİLMESİ VE ANAYASAL İKTİSAT PERS...
 

EKONOMİK ANAYASA REFORMUNA KİMLER NİÇİN KARŞI ÇIKIYOR

  • 1. EKONOMİK ANAYASA REFORMUNA KİM(LER) , NİÇİN KARŞI ÇIKIYOR? PROF.DR. COŞKUN CAN AKTAN “Ekonomik Anayasa Reformuna Kimler Niçin Karşı Çıkıyor”, Yeni Türkiye Dergisi, Kasım-Aralık 1999. S. 600-606. Sunumu Hazırlayan: Emin Vardar
  • 2. … ülkemizde anayasal iktisat felsefesi ve ekonomik anayasa reformuna eleştiri yöneltenlerin bir tahlilini yapmak istiyoruz. Türkiye için son derece önemli olduğuna inandığımız Ekonomik Anayasa reformuna ve bu reform önerilerinin temellerini oluşturan Anayasal Politik İktisat’a kim(ler) ve niçin karşı çıkıyor?
  • 3. A Anayasal iktisat felsefesine ve ekonomik anayasa reformuna eleştiri yöneltenlerin konuyu ya hiç bilmedikleri ya da yeterince konu hakkında bilgilenmeksizin yorum ve değerlendirmeler yaptıkları anlaşılmaktadır. Anayasal iktisat araştırma alanı ile ilgili olarak “devasa” literatürden habersiz olan, konu hakkında araştırma yapma ve okuma zahmetine katlanmayan bir kısım insanlar, konuyu sadece kendi “bilgi sınırları” içerisinde değerlendirmekte ve yorum yapmaktadırlar. Büyük Hun İmparatoru Attila’ya atfen söylenen bir söz biliyorum: “yüzeysel amaçlar, yüzeysel sonuçlar doğurur.” Bu sözün anlamı ve mesajı oldukça açıktır. Herhangi bir konuya yüzeysel baktığımız ve derinlemesine inceleme yapmadığımız takdirde yüzeysel sonuçlara ulaşmamız kaçınılmaz olacaktır.
  • 4. Ben onlardan daha bilginim, çünkü onlar hiç bir şey bilmedikleri halde bildiklerini sanıyorlar, ben ise bilmiyorum ama, bildiğimi de sanmıyorum, demek ki ben onlardan daha bilgiliyim, çünkü bilmediklerimi bildiğimi sanmıyorum.” Sokrates
  • 5. B …ülkemizde disiplinlerarası (interdisipliner) çalışma eğiliminin yaygın olmaması dolayısıyla, bir alanda çalışma yapanlar sadece kendi disiplinlerinin dar bakışı içerisinde kalmakta, geniş bir ufuktan konuyu değerlendirememektedirler. Bilginin hızla büyüdüğü “bilgi çağında”, insanın kendisini çok dar bir araştırma alanına hapsetmesi bu kimselerin vizyonlarının da dar olması neticesini doğurmaktadır. Ben inanıyorum ki, günümüzde bırakınız interdisipliner çalışmayı “multi-disipliner” çalışmak bir zorunluluk halini almıştır. Ülkemizde üniversitelerde hala tek bir alanda uzmanlaşmayı benimseyen ve bunu tatbik eden araştırmacılar ağırlıktadır. Ben bu yaklaşımı “Taylorist bilimcilik !” olarak adlandırıyorum. Oysa, benim kanaatim, örneğin bir sosyal bilim dalında çalışan bilim adamının en başta diğer sosyal bilim dalları ile yakından ilgili olması, hatta müsbet bilimlere de kapalı olmaması gerekir.
  • 6. C Ülkemizde üniversitelerde iktisat eğitiminde verilen müfredatın “Keynezyen İktisat” ağırlıklı olması dolayısıyla müdahaleci devlet anlayışını benimseyenlerin çoğunlukta olduğunu görüyoruz. Keynezyen iktisat’ı Batı’daki ders kitaplarından yer yer tercüme ederek kendi ders kitaplarına monte eden hocalarımız, öğrencilerine çok uzun yıllar piyasa ekonomisinin kötü olduğunu ve piyasanın başarısızlıklarının devlet müdahalesi ile ortadan kaldırılacağını öğretmişlerdir. Bugün üniversitelerimizde okutulan makro- iktisat, iktisat politikası, maliye politikası, para politikası ve saire ders kitapları önemli ölçüde Keynezyen makro iktisat yaklaşımını yansıtmaktadır. Keynezyen iktisadın yıkılması ile ortaya çıkan yeni iktisadi düşünceler (monetarizm, arz- yönlü iktisat, kamu tercihi ve anayasal iktisat, vs.) ise ülkemizde ders kitaplarına daha yeni yeni girmekte ve incelenmektedir.
  • 7. D Anayasal iktisada eleştiri yönelten bir başka grup olarak “muhafazakar- milliyetçi” kesimlerin yaklaşımını gösterebilirim. Muhafazakar çevrelerin yeni yaklaşımlara “şüpheci” bakışları; milliyetçi kesimlerin ise hemen her konuda “bunlar bizim milli değerlerimize uymaz” ya da “kendi milli modelimizi geliştirmeliyiz” türünden eleştirileri bilinmektedir. Muhafazakarlık, her zaman değişime “şüphe” ile bakma eğiliminde olmuştur. Muhafazakarlık, en kısa ve öz olarak “mevcut hukuki durumun ve kurulu düzenin (Status Quo) muhafazası” olarak tanımlanabilir.
  • 8. E Anayasal iktisada bilgisizce yöneltilen eleştirilerin bir diğeri de sözde demokrasi savunucularından gelmektedir. “Demokrasi cahilleri” olarak adlandıracağım bu kimseler, halkın seçtiği temsilcilerinin güç ve yetkilerinin sınırlandırılmasının “anti- demokratik” olduğu iddiasındadırlar. Bir kere bu kimselerin “gerçek demokrasi”nin ne anlama geldiğini bilmediklerine şüphe yoktur. Demokrasi, halkın seçtiği kimselerin keyfi yönetimi değildir ve olamaz. Tarihin her sayfası bize halkı temsil eden yöneticilerin güç ve yetkilerini kötüye kullandıklarını gösteren örneklerle doludur. Siyasal güç , devasa bir güçtür. Siyasal güç sınırlandırılmadığı takdirde yöneticilerin sahip oldukları güçlerini kötüye kullanabilmeleri sözkonusu olabilir. Hukuk devleti, yöneticilerin eylem ve davranışlarının hukuk kuralları ile sınırlandırılması demektir. Aksi halde, birey hak ve özgürlüklerinin her zaman ihlal edilmesi sözkonusu olabilir. Demokrasilerin günümüzde yozlaşmasının en önemli nedenlerinden birisi halkın temsicilerinin güç ve yetkilerini kötüye kullanmalarında aranmalıdır. Günümüzde adına demokrasi denilen siyasal yönetim biçiminde egemenlik esasen halkın elinde değil, güya halkı temsil eden bir siyasal iktidarın, daha da kötüsü bu siyasal iktidarın başında bulunan liderin elindedir. Parti Egemenliği ya da Lider diktası adını verdiğimiz bu yozlaşma, demokrasilerin günümüzde nasıl gizli bir otokrasiye ya da oligarşiye dönüştüğünün açık göstergesidir.
  • 9. F Anayasal iktisada, “insan” a bakış açısı dolayısıyla da bazı eleştiriler yöneltilmektedir. Bazı kimseler, devlet yönetimdeki yozlaşmanın ancak “iyi insan”lar ile ortadan kaldırılabileceği düşüncesindedirler. Ahlaklı ve erdemli yöneticilerin iş başına getirilmesi halinde devlet yönetiminde yaşanan yozlaşmaların ortadan kalkacağı iddia edilmektedir. İyi insanların “iyi sistemleri” oluşturacağı ve sistemi yozlaştırmayacağı savunulmaktadır. Bu yaklaşımı savunanların bir kısmı din ve ahlak faktörünü ön plana çıkararak “inanç sahibi ahlaklı bireyler işbaşına gelirse her sorun ortadan kalkar” düşüncesindedirler.
  • 10. Anayasal Refoma Direnç... Buraya kadar ülkemizde anayasal iktisat felsefesine ve ekonomik anayasa reformuna karşı olan kesimleri ve/veya faktörleri kısmen özetlemiş bulunuyoruz. Anayasal iktisat felsefesinin kurucusu James M. Buchanan “Anayasal Reforma Muhalefetin Kaynakları” başlığını taşıyan bir yazısında anayasal reforma karşı olan grupları ve/veya muhalefet kaynaklarını şu şekilde sınıflandırmaktadır:
  • 11.  Anayasal Cehalet (Constitutional illetreacy). Buchanan’a göre bazı kimseler anayasacılığın gerçek anlamını bilmediklerinden anayasal reforma karşı direnmektedirler.  Siyasal Statüko. Buchanan,mevcut kurulu düzenden çıkarı olan kesimlerin anayasal reforma direndiklerini belirtmektedir. Bu çerçevede siyasal iktidar ve bürokrasi güç ve yetkilerinin daraltılmasını öneren anayasal reforma aktif olarak ya da pasif olarak direnmektedirler.  Özel Çıkar. Buchanan’a göre “özel çıkar” sadece siyasal statüko için geçerli değil, aynı zamanda mevcut kurulu düzen içinde güç ve nüfuz sahibi kesimler için de geçerlidir.  Anayasa Hukukçuları. Anayasa hukukçularının bir kısmı “anayasal iktisat” araştırma alanını bilmemektedirler. Bundan başka, mesleki anlamda mevcut anayasa ve hukuk sistemi içinde kazanç elde eden kişiler bu reforma muhalefet edebilirler.
  • 12. Çoğunlukçuluk (majoritarianism). Buchanan, demokrasinin genellikle “çoğunluğun iktidarı” anlamında anlaşılması ve bu anlayışın yaygın olması dolayısıyla bazı kişiler ya da kesimlerin parlamentoların ve siyasal iktidarların güç ve yetkilerini sınırlandırmanın yanlış olacağını inancına sahip olduğunu belirtmektedir. Evrimci rasyonalizm. Buchanan, evrimci rasyonalizm (evolutionary rationalism) felsefesini savunanların da genellikle insan tarafından planlanmış radikal reformlara karşı çıktığını belirtmektedir. Bu anlamda evrimci rasyonalistler, "yapıcı rasyonalizm” (constructive rationalism) ilkesini savunan anayasal iktisatçıların reform önerilerin doğal olarak karşı çıkmaktadırlar. Bir anlamda “muhafazakarlık” da bu kategori içinde düşünülebilir.
  • 13. Kim(ler) Karşı Çıkıyor? Niçin Karşı Çıkıyor(lar)? 1. Bilgisizler  Konu hakkında “derin bilgi” (profound knowledge) sahibi olmadıklarından; yüzeysel bilgi sahibi olduklarından,  Bilimsel bilgiye değil “dogma” lara ve ideolojilere daha fazla değer verdiklerinden,  Önyargılı düşündüklerinden. 2. Statüko 2.1. Siyasal İktidar 2.2. Bürokrasi 2.3. Çıkar Grupları  Siyasal güçten mahrum kalmak istemediklerinden,  Sahip oldukları makam, mevki, prestij, sosyal imkanlar (lojman vs.) mahrum kalmak istemediklerinden,  Devletin yarattığı rantlardan mahrum kalmak istemediklerinden. 3. Sahte Demokrasi Taraftarları  Gerçek demokrasinin tam anlamını bilmediklerinden ve kavrayamadıklarından,  “Ekonomik Anayasa, halkın hür iradesine ipotek koyar” düşüncesinde olduklarından,  Halkın seçtiği temsilcilerin güç ve yetkilerini sınırlamanın “anti demokratik” olacağını düşündüklerinden. 4. Geleneksel Anayasa Hukukçuları  Anayasayı “siyasal anayasa” hüviyetinde gördüklerinden,  Anayasal iktisat konusunu bilmediklerinden,  Ekonomik hak ve özgürlüklerin önemini kavrayamadıklarından. 5. Aşırı Milliyetçiler  Tek doğrunun “milli-yerel” olmasını düşündüklerinden,  Ekonomik anayasanın Batı orijinli bir fikir olduğu ön yargısı ile haraket ettiklerinden.
  • 14. 6. Muhafazakarlar  Yeni fikirlere karşı şüpheci ve tutucu olduklarından,  İyi bir sosyal düzen için “insan” faktörüne “sistem” faktöründen daha fazla önem verdikleri için. 7. Sosyalizm/ Komunizm Taraftarları  Özel mülkiyet düzenine inanmadıklarından,  Merkezi bir otorite tarafından ekonominin yönlendirilmesi ve yönetilmesine inandıklarından,  Anayasal iktisatçıların savunduğu piyasa ekonomisinin “vahşi kapitalizm” olduğuna inandıklarından. 8. Faşizm Taraftarları  Devlet birey için değil, “birey, devlet için vardır” felsefesine inandıklarından ve bireyciliği reddettiklerinden. 9. Sosyal Demokratlar ve Geleneksel Sosyal Devlet Anlayışını Savunanlar  Anayasal iktisatın “sosyal devlete” düşman bir ideoloji olduğuna inandıklarından,  Müdahaleci-müteşebbis-dağıtıcı devlet felsefesine inandıklarından,  Anayasal iktisatın önerilerinin “anti-demokratik” ve “anti sosyal” olduğuna inandıklarından. 10. Diğer Kişiler ...  Ekonomik sorunların çözümünün “iyi yönetim-etkin denetim-aktif katılım” olduğuna inandıklarından,  Sabit fikirli olduklarından.
  • 15. Anayasal İktisat Teorisi ve ve Ekonomik Anayasa yaklaşımının Türkiye için çok yeni bir araştırma alanı olduğunu belirtmemiz gerekir. Bu konuda Türkçe literatür son derece yetersizdir, bununla birlikte son yıllarda yapılan çalışmalarla gelişme trendi içerisindedir. Büyük İngiliz düşünürlerinden John Locke’un çok doğru bulduğum bir sözünü burada yazmak istiyorum: Locke diyor ki: “yeni fikirlere daima şüphe ile bakılır ve herhangi bir neden olmadan genellikle karşı çıkılır. Çünkü, yeni fikirler yaygın değildir.” Gerçekten de, tarihsel temelleri 17. yüzyılın büyük filozoflarından biri olan John Locke (1632-1706) ‘a kadar uzanan anayasal iktisat yaklaşımına, eleştiri yöneltenlerin önemli bir kısmı “derin bilgi” (profound knowledge) ile değil “yüzeysel bilgi” ile konuyu değerlendirmekte ve yorumlar yapmaktadırlar. İnsanın doğasında mevcut olan “yeni şeylere tepkisel davranma” eğiliminin fikirler için de geçerli olduğuna şüphe yoktur!... Yeni fikirlere karşı “muhafazakar tutum” ve “bilgisizlik” dışında, “statüko ve özel çıkar” da anayasal reformun önündeki en önemli engeldir. SONSÖZ Bigotizmin ve doğmatizmin dar sınırlarını aşmalıyız; öğrenmeliyiz ve “derin bilgi” ile düşünmeliyiz; muhafazakarlığın esiri olmamalı, yeni fikirlere açık olmalıyız; ve statükonun tiranlığı altında ezilmemek için gerçek anayasal reform (genuine constitutional reform) için mücadele etmeliyiz.