SlideShare a Scribd company logo
1 of 29
AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME
DOÇ. DR. AGAH KURUCU
BEYZANUR ŞENER
BİLGİYİ İŞLEME KURAMI
GAGNE DOKUZ ADIM KURAMI
PAVİO İKİLİ KODLAMA KURAMI
ROGERS DEĞİŞİMİN YAYILIMI KURAMI
PRAGNANZ YASASI
BİLGİYİ AŞIRI YÜKLEME DURUMLARI
BELLEK DESTEKLEME STRATEJİLERİ
BİLGİYİ İŞLEME KURAMI
 Bilişselcilere göre öğrenme doğrudan gözlenemeyen zihinsel
bir süreç olan öğrenme, bireyin çevresinde olup bitenlere bir
anlam yüklemesidir. Bilişselcilere göre davranışçıların,
davranışta değişme olarak tanımladıkları olay gerçekte kişinin
zihinde meydana gelen öğrenmenin dışa yansımasıdır
(Özden,2006).
 Bilgiyi işleme kuramı çevreden alınan bilginin işlenmesi
üzerinde durmaktadır. Davranışçı kuramların aksine odak
noktası performans değildir. Yalnızca dışarıdan (çevreden)
bilginin alınmasıyla, bir performans olarak gözlenebilir
davranışlara dökülmesi arasında kalan süreçle ilgilenir.
 Bilgiyi işleme kuramcılarına göre asıl açıklanması gereken
bilginin alınması, işlenmesi, belleğe yerleştirilmesi, bulunup
geri getirilmesi yani hatırlanması gibi bilişsel süreçlerdir.
 Bellek bu yaklaşımda çok önemlidir.
 Bilişselcilere göre öğrenme, davranışların tersine öğrenenin
edilgin değil öğrenenin etkin olduğu bir süreçtir. Bilişselciler,
öğrencilerin kendilerine bilgiler aktarılan, edilgin alıcılar
olmadığı ve bilgiyi kendilerine özgü, etkin yollarla işledikleri
görüşündedirler (Açıkgöz, 2003a).
 Bu kurama göre, insanlar içsel güçler tarafından
güdülenmedikleri gibi, çevrelerinde olup bitenler tarafından da
biçimlenmezler. Bunun yerine bireysel faktörler, davranışlar ve
çevresel uyarıcılar arasındaki karmaşık etkileşimi göz önüne
almak gerekir. Bu üç unsurun değişim gücü nadiren tek
yönlüdür ve aynı zamanda örneğin düşüncelerimize dayalı
yapıp ettiklerimiz de çevre üzerinde kalıcı etkiler oluşturarak
değişimin bir kaynağını oluşturabilir. Buna karşılıklı
belirlemecilik denir.
 Kuramın temsilcileri; Gagne, Bruner, Asubel ve Piaget’dir.
BELLEK TÜRLERİ
Bilgi işleme modelinde temel olarak üç bellekten söz
edilmektedir:
 Duyusal kayıt ya da duyusal bellek
 Kısa süreli(işleyen) bellek
 Uzun süreli bellek
1- Duyusal Kayıt( Duyusal Bellek)
 Kapasitesi sınırsızdır.
 Bilginin kalış süresi çok kısadır.
 Yalnızca dikkat edilenler kısa süreli belleğe geçer denebilir.
2- Kısa Süreli Bellek
 Duyusal kayıttan gelen sınırlı miktardaki bilgiyi, sınırlı bir zaman dilimi içinde
geçici olarak depolayan bellektir.
 Kısa süreli belleğin tutabileceği bilgi miktarı 7+2 birim aralığında olduğu
bulunmuştur. Bir diğer ifadeyle, ortalama bir yetişkinin kısa süreli bellek genişliği
5 ile 9 birim bilgidir ve bu yaklaşık 30 sn kadar tutulabilmektedir.
 Tekrar, kodlama, örgütleme, bellek destekleyici ip uçları belleğin sürecidir.
3- Uzun Süreli Bellek
 Kayıt edilmiş olanların sınırsız miktarda ve sınırsız süreyle saklandığı kabul
edilen bir alandır.
 Uzun süreli bellek üç ana bölümden oluşur.
1. Anısal (Epizodik) Bellek: kişisel deneyimlerimiz saklanmaktadır.
2. Anlamsal Bellek: Bu bellekte herhangi konu alanının kavramları, olguları,
genellemeleri, kuralları bulunur.
3. İşlemsel Bellek: Yazı yazma, bisiklete binme gibi hareket becerilerini ve
bunlarla ilgili işlem sıralarını, bir diğer ifadeyle eylemin nasıl ve hangi
durumlarda yapılacağını içeren bellek türüdür.
GAGNE’NIN DOKUZ AŞAMALI ÖĞRETIM MODELI
 Robert Gagné, 1960’lı yıllarda yeni davranışçı
akımın temsilcilerinden biri olarak kabul edilmekle
birlikte, sonraki yıllarda bilgiyi işleme kuramcılarının
öncülerinden bir olmuş, davranışçı yaklaşımın
ilkeleri ile bilgi işlem süreci yaklaşımının ilkelerini
birleştirmiştir.
 Gagné öğrenmeyi hem ürün hem de süreç olarak
ele almıştır.
 Gagné bilgi işlem süreci modeline paralel olarak bir
öğretme modeli geliştirmiştir. Modele göre öğretimin
düzenlenmesinde sırasıyla dokuz basamak yer
almaktadır.
ÖĞRETIMIN DOKUZ AŞAMALI GAGNÉ MODELI
1-DİKKATİ ÇEKME
 Öğretimin hedefler doğrultusunda gerçekleşmesi için, öncelikle
öğrencinin dikkatinin öğretilecek materyale çekilmesi gerekir.
2- HEDEFTEN HABERDAR ETME
 Amacın önceden duyulması, yönetim mekanizmasını harekete
geçirir ve beklentilerin oluşmasına yardımcı olur. Öğrenciyi konu
dışına çıkmaktan kurtarır.
3- ÖN BİLGİLERİ HATIRLATMA
 Kazandırılacak davranış, daha önceden kazanılmış davranışlara
bağlıdır. İlgili ön öğrenmelerin öğrenciye hatırlatılması gerekir.
Eksiklikler , yeni öğrenilecek davranışı olumsuz yönden etkiler.
4- MATERYALİ SUNMA
 Davranışı her bir öğrenciye kazandırmak için gerekli araç-gerecin
doğru tekniklere sunulması gerekir. Uyarıcıların verilmesinde
çeşitli örneklerin yer alması ayrı bir önem taşır.
5- ÖĞRENMEYE REHBERLİK ETME
 Öğretmen öğrencilere karşılaştırmaları, anımsama yöntemlerini,
örneklemeleri, çalışma durumlarını grafik ve harita örgütleyicileri
kullanarak öğrencilere rehberlik etmelidir.
6- DAVRANIŞI ORTAYA ÇIKARMA
 Her yeni davranış öğretildikten sonra, öğrencilerin bu davranışı ne
derecede kazandıklarının yoklanması gerekir. Öğretmen öğrencilere
yazılı ve sözel sorular sorarak davranışı ortaya çıkarmaya
çalışmalıdır.
7- DÖNÜT VERME
 Öğrenci, gösterdiği davranışın doğru olduğunu bilirse, davranışı
pekişir ve öğrenmeye karşı güdüsü artar.
8- DEĞERLENDİRME
 Öğretme durumunun sonunda her bir öğrencinin istendik davranışı
ne derecede kazandığının belirlenmesi gerekir.
9- KALICILIĞI VE TRANSFERİ SAĞLAMA
 Öğrencilerin aralıklı olarak değişik durumlar içinde tekrar edilmesi
kalıcılığını artırır. Farklı problem durumları sunulması da
öğrencilerin öğrenilenleri başka alanlara transfer edebilmelerini
sağlar.
PAVIO IKILI KODLAMA KURAMI
 İkili Kodlama Kuramı’na göre bir öğrenme ortamındaki bilgi
öğrenen tarafından algılandıktan sonra sembolleştirilip
kodlanmakta ve bellekte saklanmaktadır.
 Bilgi iki yol ile sembolleştirilmektedir:
1. Bilginin zihinsel sembollere (imgelere) dönüştürülmesi
2. Bilginin sözel sembollere (imgelere) dönüştürülmesi
(Senemoğlu, 1997, s.232).
 Bu sembolleştirme işlemleri bilginin, birbirinden bağımsız
iki kanalda işlendiğini göstermektedir. Bu kanallardan biri,
metin ve seslendirilmiş kelimeler (anlatım) gibi sözel
bilgileri işlerken, diğeri de görsel sunum ya da ses gibi
sözel olmayan bilgileri işlemektedir. Eğer duyular yoluyla
algılanan bilgi, bu iki kanalda beraberce işlenirse,
hatırlanması tek kanalda işlenen bilgilere göre daha kolay
olmaktadır (Najjar, 1996).
 Sözel sistem beynin sol yarıküresinde yer alır, mantıksal ve ardışık
matematiksel işlemleri yürütür (Wilcox, 2002).
 Sözel olmayan sistem beynin sağ yarıküresinde yer alır; görsel
imgeler, fiziksel algılar ve sesler bu yarıkürede depolanır ve işlenir
(Paivio, 1991). Böylece dille ilgili algılar, sözel sisteme kodlanırken,
sözel olmayan algılar sözel olmayan sisteme kodlanır.
 Alt sistemler, daha alt düzeyde duyusal-devinsel biçimleri sembolize
eden görsel-işitsel vb. sınıflara ayrılır (Paivio, 1986). Böyle bir yapıda
köpek sözcüğünün işitsel veya yazılı biçimi dile ait olduğu için sözel
alt sisteme kodlanırken, görsel köpek görüntüsü ve işitsel köpek
havlamaları sözel olmayan alt sisteme kodlanacaktır.
 En alt düzeyde sözel birimler (logogenler) ve sözel olmayan birimler
(imagenler) yer alır (Sadoski ve Paivio, 1994). Logogenler “dile ilişkin
yazılı veya sözlü duyusal-devinsel uyaranları, sözel bellek sistemi
içinde sembolize eden bilgi birimleri” olarak tanımlanabilir.
 İmagen ise “görsel veya dille ilişkili olmayan türdeki diğer
duyusal-devinsel algıların sözel-olmayan bellek sisteminde
sembolize edildiği bilgi birimleridir”.
 Logogenler birbirinden ayrı, sıralı/ardışık birimlerdir. Bir
araya gelen harfler heceleri, heceler sözcükleri vs.
oluşturur.
 İmagenler logogenlere kıyasla daha eşzamanlı, birbiri içine
yuvalanmış bütünsel yapılar olarak organize edilmişlerdir
ve sadece durağan resimler olarak değil, bir araya gelerek
hareketli yapılar da oluşturabilirler (Paivio, 1986).
 Logogenler ve imagenler de bir araya gelerek, sözel
ve/veya sözel olmayan, farklı boyutlarda, anlamlı bilgi
bütünleri, başka bir deyişle daha karmaşık yapılar
oluşturabilirler. Bu karmaşık yapılar alt sistemler arasında
bağlantıların bir göstergesi gibidir.
ROGERS DEĞIŞIMIN YAYILIMI KURAMI
 Rogers (1995) tarafından ortaya konulmuş olup, bu kuramda yeniliğin
yayılımını etkileyen faktörler ve o yeninin toplumsal sistemde nasıl
yaygınlaşacağı analiz edilmektedir.
 Rogers (1995) teorisinde yeniliği “birey ya da örgüt tarafından yeni olarak
algılanan bir fikir, uygulama ya da nesne” olarak tanımlamıştır. Yeniliğin,
önceden kesinlikle bilinmeyen, tanınmayan bir kavram ya da dizayn olması
gerekmez. Bireyin veya örgütün onu daha önce kullanmamış olması da
yeterlidir (Berger, 2005).
 Bunun yanında yenilik, bireyler veya örgütlerin gereksinimlerini karşılamak
için problemlere alternatif çözümler geliştirmek olabileceği gibi problem ya
da gereksinimi algılamada yeni yollar da olabilir (Rogers, 1995). Bu açıdan
ele alındığında yenilik, bireyler ya da örgütler için yeni bir ürün, teknoloji,
bakış açısı veya çözüm yolu olarak tanımlanabilir.
 Yayılma ise “yeniliğin bir sosyal sistemin üyeleri arasında belli kanallar
yoluyla zaman içinde iletilmesi sürecidir”. Rogers (1995) yayılmanın dört ana
öğesini; yenileşme, iletişim kanalları, zaman ve sosyal sistem olarak
tanımlar.
 Yeniliğin yayılımı kuramının 4 temel öğesi bulunmaktadır.
Bunlar: yeni, iletişim kanalları, zaman ve sosyal sistemdir.
1. Yenilik :
 Rogers yeniliği, benimseyici kişiler ya da birimler
tarafından yeni olarak algılanan bir fikir, uygulama veya
obje olarak tanımlanmıştır. Bir fikrin yeni olarak
algılanması fikirlerin ona göstereceği tepki ile ilgilidir.
 Yenilik özellikleri; göreceli yarar, uyumluluk, karmaşıklık,
denenebilirlik ve gözlemlenebilirliktir.
2- İletişim Kanalları
 İletişim kanallarının yeniliklerin yayılması ve benimsenmesi
üzerindeki etkileri son derecede önemlidir. Yeniliğin
özellikleri bu kanallar vasıtasıyla bireyler tarafından
bilinebilir. Kitle iletişim araçları yeniliklerden haberdar
olunmasında etkili iken; kişiler arası iletişim yeniliklerin
yayılması ve benimsenmesinde etkilidir.
3- Zaman
 Yayılım sürecinde zamanın üç boyutu bulunmaktadır. Bunlar;
yenilik karar süreci, benimseyici birey ya da birimlerin yenilikçilik
özelliği ve yeniliğin benimsenme hızıdır.
 Yeniliğin zaman boyutunun unsurları, yeniliğin benimsenmesi ve
yayılımında büyük önem teşkil etmektedir. Her birey için yenilik
karar süreci farklı uzunluklarda olabilmektedir. Bu süreyi uzatan ya
da kısaltan, diğer bir deyişle benimsenme hızını etkileyen
unsurlardan biri de bilgidir. Özellikle yakın çevreden yenilik
hakkında sağlanan olumlu geri bildirimler, bu süreci de olumlu
yönde etkilemektedir.
4- Sosyal Sistem
 Sosyal sistem, ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere birbiri ile
ilişkisi olan birimlerin bir araya gelmesi ile oluşan grup olarak
tanımlanabilir. Sosyal sistem, bireylerden, resmi olmayan
gruplardan, organizasyonlardan ve alt sistemlerden oluşabilir.
Yayılım, bir sosyal sistemin içersinde meydana gelir. Sosyal
sistemin yapısı, normları, değişim ajanları, fikir liderleri, yenilik
kararlarının türü ve yeniliğin sonuçları yeniliklerin yayılımını
etkilemektedir.
PRAGNANZ YASASI
Basitlik / İyi Şekil (Pragnanz)
 Eğer bir nesnenin parçaları düzenli, yalın ve sıralı bir örüntü
oluşturuyorlarsa grup oluşturuyorlarmış gibi algılanırlar.
 Bu yasadan çıkarılabilecek şey şudur: Bireyler dünyayı
algılarken karmaşık ve yabancı olanı ortadan kaldırırlar ki
gerçekliği en yalın haliyle gözlemleyebilsinler. Konu dışı
uyarıcıları dikkate almamak aklın çevresini
anlamlandırmasına yardımcı olur. Algılama sırasında
yaratılan bu anlam, zihnin konumsal ilişkilerden üstün tuttuğu
evrensel düzen unsurlarının yardımıyladır.
 İyi Gestalt İlkesi, tüm Gestalt teorisinin temeli olan netlik
fikrine odaklanır. Bu yasa Pragnanz İlkesi olarak da
adlandırılır. Pragnanz, direkt olarak “özlülük” anlamına gelen
Almanca bir kelimedir ve belirginlik, netlik ve düzenlilik
anlamlarını taşır.
BILGIYI AŞIRI YÜKLEME DURUMLARI
 Bilişsel Yük Kuramı (Chandler ve Sweller, 1991;
materyalin ya da öğretimin öğrenende bilişsel yüke
neden olduğu, diğer bir deyişle kısa süreli bellekte
aşırı yüklenmeye neden olduğu varsayımına
dayanmaktadır.
 Çoklu ortamlarda karşımıza çıkan aşırı bilişsel
yüklenme, önemli bir problem olup öğrencilerin tek
seferde çok fazla bilgi bombardımanına tutulması
sonucunda ortaya çıkmaktadır (Conklin, 1987; Clark,
2003).
 Aşırı bilişsel yüklenme, çok fazla bileşene, yola ve
araca sahip ortamlardaki seçenekler nedeniyle,
kullanıcıların boğulması ve kafalarının karışması
olarak da tanımlanabilir (Murray, 2001).
 Aşırı bilişsel yüklenme kavramının temelinde bilişsel yük kuramı
vardır. Bu kurama göre, insanların sınırlı bilişsel kapasitelerini etkili
şekilde kullanmalarını sağlayacak öğretim yöntemlerinin
geliştirilmesi gerekmektedir. Bilişsel yük kuramı, sınırlı olan çalışma
belleği ve sınırlı olmayan uzun süreli belleği içine alan bilişsel yapıyı
temel alır.
 Aşırı bilişsel yüklenme, öğrencilerin bilişsel etkinliklerinin ve zihinsel
kaynaklarının etkilenmesine, azalmasına ve engellenmesine neden
olabilmektedir.
 Görev zorluk düzeyi de aşırı bilişsel yüklenmeye neden olan bir
diğer değişkendir.
 Flad (2002) tarafından yapılan araştırma, görev zorluk düzeyinin
artmasının, öğrencilerin harcadığı çabanın artmasına ve aşırı bilişsel
yüklenmeye neden olduğunu göstermektedir.
 Chu (1987) tarafından yapılan çalışma, görev zorluğu ile zihinsel
çabaya bağlı belirlenen bilişsel yüklenme arasında anlamlı düzeyde
bir ilişki olduğunu göstermiştir. Bu sonuçlara göre görevin zorluğu
arttıkça, görevin başarıyla tamamlanması için gerekli olan zihinsel
çabanın miktarı artmakta ve görevdeki zorluğa bağlı olarak
performans düşmektedir (Akt. Flad, 2002).
 Bilişsel yüklenmeyi azaltmak ya da dengelemek için
aşağıdaki önlemlerin alınması yararlı olacaktır:
 Önemli içerikler renklendirerek öğrencilerin dikkatleri
çekilebilir.
 Gerekli yerlerde metni destekleyici görseller kullanılmalıdır.
Özellikle anlaşılması zor konularda resim ve
canlandırmaların kullanılması anlaşılmalarını
kolaylaştıracağından bellek etkili biçimde kullanılmış
olacaktır.
 Konuları büyük parçalar halinde değil daha küçük bilgi
parçacıkları halinde sunmak aşırı yüklenmeyi
engelleyecektir.
 Bağlantı sayısı, hiperortamı kullanacak hedef grubun
özelliklerine göre ayarlanmalıdır. Örneğin önbilgisi az olan
ya da alan-bağımlı bilişsel stile sahip öğrenenler için
bağlantı sayısını en az düzeyde tutmak aşırı bilişsel
yüklenmeye dengeleyecektir.
 Konuyla ilgili önbilgisi olmayan öğrenenler için doğrusal ve
hiyerarşik yapının sunulması aşırı bilişsel yüklenmeyi
engelleyebilecektir.
BELLEK DESTEKLEME STRATEJILERI
 Örgütleme ve eklemleme etkili kodlama stratejileridir. Ancak tüm
bilgiler bu stratejileri kullanmaya uygun olmayabilir. Örneğin; bilgi
tek ya da yenidir, böylece eklemleme yapılamayabilir. Böyle
durumlarda bilgiyi uzun süreli belleğe yerleştirmek için bellek
destekleyici ipuçları kullanılır.
 Bellek destekleyiciler, okul öğrenmelerinde özellikle terimleri ve
olguları kodlamak üzere geniş ölçüde kullanılmaktadır.
 Bellek destekleyiciler, öğrenilecek bilgiyi daha anlamlı hale
getirerek öğrenilenin hatırlanmasını kolaylaştırmaktadırlar.
 Öğrenciye yeni bilginin sunulduğu anda bellek destekleyici
stratejinin de verilmesi gerekir.
 Bellek destekleyiciler temel olarak iki grupta incelenir.
1. İmajlar: İmajların kullanıldığı bellek destekleyicilerde bilgi, bilişsel
resimler içine kodlanır.
2. Sözel Semboller: Sözel semboller kullanmada ise yeni bilgi ile
daha anlamlı sözel yapılar arasında bağlar oluşturulur
IMAJLAR
 Bellek destekleyici ipuçları kategorisi içerisinde değerlendirilen görsel imajlar
oluşturma yöntemi, bilginin yeni ve tek olduğu durumlarda başvurulan bir
yöntemdir. Bu stratejide yeni bilgiler, o bilginin özelliğine ve yapısına uygun bir
görsel imaj (resim, görüntü vb...) içerisine oturtularak yani kodlanarak öğrenilir
(Kurtuldu, 2007).
 Görsel imaj oluşturma sürecinde şu noktalara dikkat etmek gerekir.
 1- İmajlar hatırlamayı kolaylaştırıcı şekilde canlı ve kolay olmalıdır.
 2- Düşünülen yada zihinsel olarak çizilen resim çok basit olmalı, gereksiz konu
dışı öğelere yer verilmemelidir (Senemoğlu, 2003: 319).
 İmajlar çok önemli bellek avantajları sunabilmektedir. Bu yüzden materyallerde
veya kara tahtada resim, şekil, grafik, fotoğraf gibi öğelere yer verilmelidir. Uygun
ortamlarda somut görüntüler içeren video veya CD gösterileri yapılmalıdır. Eğer
görsel unsurlara kolayca ulaşmak mümkün değilse, öğrencilere kavramlarla ilgili
hayal ettiklerini çizmeleri söylenebilir (Mastropieri ve Scruggs, 1998).
 Levin (1976), yedi yaşın altındaki çocuklarda imaj geliştirme öğretiminin faydalı
olmadığını, ancak bu yaşın üstündeki çocuklarda ve özellikle de yetişkinlerde
olumlu etkilerin gözlendiğini ortaya koymuştur. Aşağıda imajların kullanıldığı dört
tür bellek destekleyici yöntem açıklanmıştır. Bunlar;
 a) Yerleşim Yöntemi,
 b) Zincirleme-Bağlama Yöntemi,
 c) Askı Sözcük-Çivileme Yöntemi,
 d) Anahtar Sözcük Yöntemi (Aktaran: Senemoğlu, 2003: 319).
Yerleşim Yöntemi
 Anderson’e (1980) göre yerleşim yöntemi, çok iyi
bilinen bir çevrede bulunan öğelerle, hatırlanmak
istenen listedeki öğeler eşleştirilerek imajlar
oluşturulur. Bu yöntemi, ilk defa eski Yunan hatipleri
konuşmaları sırayla hatırlamada kullanmışlardır.
Zincirleme- Bağlama Yöntemi
 Bu yöntemde hatırlanması gereken birinci öğe ikinci
öğeyle; ikinci öğe üçüncü öğeyle; üçüncü öğe
dördüncü öğe ile ilişkilendirilecek şekilde öykü haline
getirilir. Öykünün birinci cümlesi birinci öğeyi
hatırlatırken, ondan sonra gelen ikinci öğe için ipucu
olur. İkinci öğe üçüncü için ipucudur ve zincirleme bu
şekilde devam ederek bütün öğelerin hatırlanması
sağlanır (Senemoğlu, 2003: 320)
Sözcük- Çivileme Yöntemi
 Bu teknik ilk defa 17.yy.da Henry Herdson tarafından
geliştirilmiştir. Bu teknikte sayılar, benzerliğe göre bazı
nesnelerle somutlaştırılır. Örneğin; “1” sayısı şekil
olarak “kaleme” benzemektedir. Bu nedenle “kalem” bu
yöntemde “1” i temsil etmektedir. Bu tekniğin ana
noktası sayının şekline göre belirlenen nesne ile
hafızaya alınmak istenen bilgi arasında bellek
destekleyici ilkeleri kullanılarak ‘imge-şekil’ sistemiyle
bağlantı kurulmasıdır (Yıldız, 2004: 270).
Anahtar Sözcük Yöntemi
 Anahtar sözcük yöntemi, bir bilginin öğrenilmesi için o
bilgiyi çağrıştıran bir kelime ile öğrenilecek olan bilginin
anlamını anlatan bir görsel bir materyalin
kullanılmasıyla oluşturulan bir bellek destekleyici
stratejidir (Scruggs ve Mastropieri 2000).
SÖZEL SEMBOLLERLE OLUŞTURULAN BELLEK
DESTEKLEYICILERI
BAŞ HARFLERLE DÜZENLEME STRATEJILERI
1. Akronyum: Hatırlanması istenen bilginin ya da
sözcüklerin baş harfleriyle yapılan kısaltmalardır.
Örneğin İPMAT: Mitoz hücre bölünmesi 5 basamakta
gerçekleşir. İnterfaz, Profaz, Metafaz, Anafaz, Telafaz.
Bunların baş harfleri bir araya getirilerek İPMAT
akronyumu elde edilir.
2. Akrostiş: Hatırlanması beklenen bilginin yada
sözcüklerin baş harfleriyle oluşturulan cümlelerdir.
Örneğin Hasan 2 Süper Osman 4: Bu bellek
destekleyici ilköğretimin ikinci kademesinde Fen
Bilgisi dersinde, öğrencilere sülfirik asitin (H2SO4)
kimyasal formülünü öğretmek için kullanılır (Yıldız,
2004).
KAFIYE OLUŞTURMA STRATEJISI
 Kafiye oluşturma stratejisi de bellek desteklemede
kullanılan eski bir yoldur. Örneğin, İsveç ve İsviçre
söyleniş benzerliği nedeniyle hep birbirine karıştırılır.
Bunu önlemek için kuzeydeki ülkeler topluluğunun bir
arada söylendiği ve Ankara’nın Türkiye’nin başkenti
olduğunu şu kafiyeli ifade çok eskiden beri
kullanılmaktadır.
 • İsveç, Norveç, Danimarka
 • Türkiye’nin başkenti Ankara (Senemoğlu, 2003:
326).
KAYNAKÇA
1. Öğretim İlke Ve Yöntemleri - Prof. Dr. Tuğba YANPAR YELKEN, Yrd. Doç.
Dr. Cenk AKAY
2. Eğitim Psikolojisi- Şerife IŞIK
3. Açık Ve Uzaktan Öğretimde Öğrenme- Öğr. Gör. Dr. Belgin YÜKSEKDAĞ
4. ÇOK Ortamlı Öğrenmede İkili Kodlama Kuramı Ve Bilişsel Model -Öğr. Gör.
Habibe ALDAĞ Öğr. Gör. M. Emre SEZGİN
5. Rogers’ın Yeniliğin Yayılması Teorisi ve İnternetten Ders Kaydı - Kamile
DEMİR
6. Çoklu Ortamlarda Dar Boğaz: Aşırı Bilişsel Yüklenme - Ebru KILIÇ
ÇAKMAK
7. Fen Ve Teknoloji Öğretiminde Bellek Destekleyici Stratejilerinin Öğrencilerin
Başarıları Üzerine Etkileri - Şule KIROĞLU
8. Educademi.com
9. SHERPABLOG
10. Erkan TEKİNARSLAN – Melih Derya GÜRER, Açık Ve Uzaktan Öğrenme,
Pegem Akademi, ANKARA, 2020

More Related Content

What's hot

Açık ve Uzaktan Öğrenme Kuramları
Açık ve Uzaktan Öğrenme KuramlarıAçık ve Uzaktan Öğrenme Kuramları
Açık ve Uzaktan Öğrenme KuramlarıBurakDEMR4
 
öğRenme ve bellek (fazlası için www.tipfakultesi.org )
öğRenme ve bellek (fazlası için www.tipfakultesi.org )öğRenme ve bellek (fazlası için www.tipfakultesi.org )
öğRenme ve bellek (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
Öğrenme ve Öğretim Kuramları
Öğrenme ve Öğretim KuramlarıÖğrenme ve Öğretim Kuramları
Öğrenme ve Öğretim KuramlarıBeydarkay
 
Öğrenme ve Öğretim Kuramları
Öğrenme ve Öğretim KuramlarıÖğrenme ve Öğretim Kuramları
Öğrenme ve Öğretim KuramlarıEsadTekin1
 
öGrenme stratejıleri (fazlası için www.tipfakultesi.org )
öGrenme stratejıleri (fazlası için www.tipfakultesi.org )öGrenme stratejıleri (fazlası için www.tipfakultesi.org )
öGrenme stratejıleri (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
Öğrenme ve Öğretmede Kullanılan Bazı Kuramlar
Öğrenme ve Öğretmede Kullanılan Bazı KuramlarÖğrenme ve Öğretmede Kullanılan Bazı Kuramlar
Öğrenme ve Öğretmede Kullanılan Bazı KuramlarBeyzaNurErtrk
 
Açık ve Uzaktan Öğrenme- Bazı Kuramlar
Açık ve Uzaktan Öğrenme- Bazı KuramlarAçık ve Uzaktan Öğrenme- Bazı Kuramlar
Açık ve Uzaktan Öğrenme- Bazı KuramlarMerveKarako2
 
Diğer öğrenme kuramları
Diğer öğrenme kuramlarıDiğer öğrenme kuramları
Diğer öğrenme kuramlarıofoozer
 
Açik ve uzaktan öğrenme
Açik ve uzaktan öğrenme Açik ve uzaktan öğrenme
Açik ve uzaktan öğrenme TahaAKGN1
 
Beyin temelli öğrenme
Beyin temelli öğrenmeBeyin temelli öğrenme
Beyin temelli öğrenmeFaydin81
 
Sule yildiz
Sule yildiz Sule yildiz
Sule yildiz SudeYldz4
 
Beyin temelli öğrenme
Beyin temelli öğrenmeBeyin temelli öğrenme
Beyin temelli öğrenmeofoozer
 
EğItim Bilimleri Hepsi
EğItim Bilimleri HepsiEğItim Bilimleri Hepsi
EğItim Bilimleri Hepsiderslopedi
 

What's hot (16)

Kuramlar
KuramlarKuramlar
Kuramlar
 
Açık ve Uzaktan Öğrenme Kuramları
Açık ve Uzaktan Öğrenme KuramlarıAçık ve Uzaktan Öğrenme Kuramları
Açık ve Uzaktan Öğrenme Kuramları
 
öğRenme ve bellek (fazlası için www.tipfakultesi.org )
öğRenme ve bellek (fazlası için www.tipfakultesi.org )öğRenme ve bellek (fazlası için www.tipfakultesi.org )
öğRenme ve bellek (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Acik ve uzaktan_ogrenme
Acik ve uzaktan_ogrenmeAcik ve uzaktan_ogrenme
Acik ve uzaktan_ogrenme
 
Öğrenme ve Öğretim Kuramları
Öğrenme ve Öğretim KuramlarıÖğrenme ve Öğretim Kuramları
Öğrenme ve Öğretim Kuramları
 
Öğrenme ve Öğretim Kuramları
Öğrenme ve Öğretim KuramlarıÖğrenme ve Öğretim Kuramları
Öğrenme ve Öğretim Kuramları
 
öGrenme stratejıleri (fazlası için www.tipfakultesi.org )
öGrenme stratejıleri (fazlası için www.tipfakultesi.org )öGrenme stratejıleri (fazlası için www.tipfakultesi.org )
öGrenme stratejıleri (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Öğrenme ve Öğretmede Kullanılan Bazı Kuramlar
Öğrenme ve Öğretmede Kullanılan Bazı KuramlarÖğrenme ve Öğretmede Kullanılan Bazı Kuramlar
Öğrenme ve Öğretmede Kullanılan Bazı Kuramlar
 
Bellek
BellekBellek
Bellek
 
Açık ve Uzaktan Öğrenme- Bazı Kuramlar
Açık ve Uzaktan Öğrenme- Bazı KuramlarAçık ve Uzaktan Öğrenme- Bazı Kuramlar
Açık ve Uzaktan Öğrenme- Bazı Kuramlar
 
Diğer öğrenme kuramları
Diğer öğrenme kuramlarıDiğer öğrenme kuramları
Diğer öğrenme kuramları
 
Açik ve uzaktan öğrenme
Açik ve uzaktan öğrenme Açik ve uzaktan öğrenme
Açik ve uzaktan öğrenme
 
Beyin temelli öğrenme
Beyin temelli öğrenmeBeyin temelli öğrenme
Beyin temelli öğrenme
 
Sule yildiz
Sule yildiz Sule yildiz
Sule yildiz
 
Beyin temelli öğrenme
Beyin temelli öğrenmeBeyin temelli öğrenme
Beyin temelli öğrenme
 
EğItim Bilimleri Hepsi
EğItim Bilimleri HepsiEğItim Bilimleri Hepsi
EğItim Bilimleri Hepsi
 

Similar to Öğrenme Ve Öğretme Kuramları

Sevcan Çatkın Açık ve Uzaktan Öğrenme Ödev
Sevcan Çatkın Açık ve Uzaktan Öğrenme ÖdevSevcan Çatkın Açık ve Uzaktan Öğrenme Ödev
Sevcan Çatkın Açık ve Uzaktan Öğrenme ÖdevSevcan Çatkın
 
Bilgiyi İşleme Kuramı.pptx
Bilgiyi İşleme Kuramı.pptxBilgiyi İşleme Kuramı.pptx
Bilgiyi İşleme Kuramı.pptxHavva AYYILDIZ
 
AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARI
AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARIAÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARI
AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARIsaimebaydur
 
Açık Uzaktan Öğrenmede Uygulanan Bazı Kuramlar
Açık Uzaktan Öğrenmede Uygulanan Bazı KuramlarAçık Uzaktan Öğrenmede Uygulanan Bazı Kuramlar
Açık Uzaktan Öğrenmede Uygulanan Bazı Kuramlarsaimebaydur
 
Bilgiyi İşleme Kuramı
Bilgiyi İşleme KuramıBilgiyi İşleme Kuramı
Bilgiyi İşleme Kuramıofoozer
 
BİLGİYİ İŞLEME KURAMI.pptx
BİLGİYİ İŞLEME KURAMI.pptxBİLGİYİ İŞLEME KURAMI.pptx
BİLGİYİ İŞLEME KURAMI.pptxMntehauraENOL
 
AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARI
AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARIAÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARI
AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARIsaimebaydur
 
AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENMEDE UYGULANAN BAZI KURAMLAR
AÇIK VE  UZAKTAN ÖĞRENMEDE UYGULANAN BAZI KURAMLAR AÇIK VE  UZAKTAN ÖĞRENMEDE UYGULANAN BAZI KURAMLAR
AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENMEDE UYGULANAN BAZI KURAMLAR saimebaydur
 
AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARI
AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARIAÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARI
AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARIsaimebaydur
 
1 acik ve-uzaktan_ogrenme_kuramlari
1 acik ve-uzaktan_ogrenme_kuramlari1 acik ve-uzaktan_ogrenme_kuramlari
1 acik ve-uzaktan_ogrenme_kuramlariZeynepYorulmaz2
 
Bilgiyi İşleme Kuramı.pptx
Bilgiyi İşleme Kuramı.pptxBilgiyi İşleme Kuramı.pptx
Bilgiyi İşleme Kuramı.pptxCelalAkman
 
Açık ve Uzaktan Öğrenme Kuramlar
Açık ve Uzaktan Öğrenme KuramlarAçık ve Uzaktan Öğrenme Kuramlar
Açık ve Uzaktan Öğrenme KuramlarBeyzaNurErtrk
 
bilgiyi işleme kuramı
bilgiyi işleme kuramı bilgiyi işleme kuramı
bilgiyi işleme kuramı BilalTilki
 
Bilgiyi İşleme Kuramı - Berk TÜRKSEVER - DOÇ. DR. Agah Tuğrul KORUCU
Bilgiyi İşleme Kuramı - Berk TÜRKSEVER - DOÇ. DR. Agah Tuğrul KORUCUBilgiyi İşleme Kuramı - Berk TÜRKSEVER - DOÇ. DR. Agah Tuğrul KORUCU
Bilgiyi İşleme Kuramı - Berk TÜRKSEVER - DOÇ. DR. Agah Tuğrul KORUCUBerkTrksever
 
öğretim teknolojileri ödevi.pptx
öğretim teknolojileri ödevi.pptxöğretim teknolojileri ödevi.pptx
öğretim teknolojileri ödevi.pptxMuratDoan44
 
Safiye Tontuş-21310521092.pptx
Safiye Tontuş-21310521092.pptxSafiye Tontuş-21310521092.pptx
Safiye Tontuş-21310521092.pptxSafiyeTontu
 
Öğretim Teknolojileri 1.pptx
Öğretim Teknolojileri 1.pptxÖğretim Teknolojileri 1.pptx
Öğretim Teknolojileri 1.pptxHelinSavun
 

Similar to Öğrenme Ve Öğretme Kuramları (20)

R
RR
R
 
Sevcan Çatkın Açık ve Uzaktan Öğrenme Ödev
Sevcan Çatkın Açık ve Uzaktan Öğrenme ÖdevSevcan Çatkın Açık ve Uzaktan Öğrenme Ödev
Sevcan Çatkın Açık ve Uzaktan Öğrenme Ödev
 
Bilgiyi İşleme Kuramı.pptx
Bilgiyi İşleme Kuramı.pptxBilgiyi İşleme Kuramı.pptx
Bilgiyi İşleme Kuramı.pptx
 
BİLGİYİ İŞLEME KURAMI.pptx
BİLGİYİ İŞLEME KURAMI.pptxBİLGİYİ İŞLEME KURAMI.pptx
BİLGİYİ İŞLEME KURAMI.pptx
 
AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARI
AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARIAÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARI
AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARI
 
Açık Uzaktan Öğrenmede Uygulanan Bazı Kuramlar
Açık Uzaktan Öğrenmede Uygulanan Bazı KuramlarAçık Uzaktan Öğrenmede Uygulanan Bazı Kuramlar
Açık Uzaktan Öğrenmede Uygulanan Bazı Kuramlar
 
Bilgiyi İşleme Kuramı
Bilgiyi İşleme KuramıBilgiyi İşleme Kuramı
Bilgiyi İşleme Kuramı
 
BİLGİYİ İŞLEME KURAMI.pptx
BİLGİYİ İŞLEME KURAMI.pptxBİLGİYİ İŞLEME KURAMI.pptx
BİLGİYİ İŞLEME KURAMI.pptx
 
AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARI
AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARIAÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARI
AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARI
 
AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENMEDE UYGULANAN BAZI KURAMLAR
AÇIK VE  UZAKTAN ÖĞRENMEDE UYGULANAN BAZI KURAMLAR AÇIK VE  UZAKTAN ÖĞRENMEDE UYGULANAN BAZI KURAMLAR
AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENMEDE UYGULANAN BAZI KURAMLAR
 
AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARI
AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARIAÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARI
AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME KURAMLARI
 
1 acik ve-uzaktan_ogrenme_kuramlari
1 acik ve-uzaktan_ogrenme_kuramlari1 acik ve-uzaktan_ogrenme_kuramlari
1 acik ve-uzaktan_ogrenme_kuramlari
 
Bilgiyi İşleme Kuramı.pptx
Bilgiyi İşleme Kuramı.pptxBilgiyi İşleme Kuramı.pptx
Bilgiyi İşleme Kuramı.pptx
 
Açık ve Uzaktan Öğrenme Kuramlar
Açık ve Uzaktan Öğrenme KuramlarAçık ve Uzaktan Öğrenme Kuramlar
Açık ve Uzaktan Öğrenme Kuramlar
 
bilgiyi işleme kuramı
bilgiyi işleme kuramı bilgiyi işleme kuramı
bilgiyi işleme kuramı
 
Bilgiyi İşleme Kuramı - Berk TÜRKSEVER - DOÇ. DR. Agah Tuğrul KORUCU
Bilgiyi İşleme Kuramı - Berk TÜRKSEVER - DOÇ. DR. Agah Tuğrul KORUCUBilgiyi İşleme Kuramı - Berk TÜRKSEVER - DOÇ. DR. Agah Tuğrul KORUCU
Bilgiyi İşleme Kuramı - Berk TÜRKSEVER - DOÇ. DR. Agah Tuğrul KORUCU
 
Nasıl Öğreniyoruz?
Nasıl Öğreniyoruz?Nasıl Öğreniyoruz?
Nasıl Öğreniyoruz?
 
öğretim teknolojileri ödevi.pptx
öğretim teknolojileri ödevi.pptxöğretim teknolojileri ödevi.pptx
öğretim teknolojileri ödevi.pptx
 
Safiye Tontuş-21310521092.pptx
Safiye Tontuş-21310521092.pptxSafiye Tontuş-21310521092.pptx
Safiye Tontuş-21310521092.pptx
 
Öğretim Teknolojileri 1.pptx
Öğretim Teknolojileri 1.pptxÖğretim Teknolojileri 1.pptx
Öğretim Teknolojileri 1.pptx
 

Öğrenme Ve Öğretme Kuramları

  • 1. AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME DOÇ. DR. AGAH KURUCU BEYZANUR ŞENER BİLGİYİ İŞLEME KURAMI GAGNE DOKUZ ADIM KURAMI PAVİO İKİLİ KODLAMA KURAMI ROGERS DEĞİŞİMİN YAYILIMI KURAMI PRAGNANZ YASASI BİLGİYİ AŞIRI YÜKLEME DURUMLARI BELLEK DESTEKLEME STRATEJİLERİ
  • 2. BİLGİYİ İŞLEME KURAMI  Bilişselcilere göre öğrenme doğrudan gözlenemeyen zihinsel bir süreç olan öğrenme, bireyin çevresinde olup bitenlere bir anlam yüklemesidir. Bilişselcilere göre davranışçıların, davranışta değişme olarak tanımladıkları olay gerçekte kişinin zihinde meydana gelen öğrenmenin dışa yansımasıdır (Özden,2006).  Bilgiyi işleme kuramı çevreden alınan bilginin işlenmesi üzerinde durmaktadır. Davranışçı kuramların aksine odak noktası performans değildir. Yalnızca dışarıdan (çevreden) bilginin alınmasıyla, bir performans olarak gözlenebilir davranışlara dökülmesi arasında kalan süreçle ilgilenir.  Bilgiyi işleme kuramcılarına göre asıl açıklanması gereken bilginin alınması, işlenmesi, belleğe yerleştirilmesi, bulunup geri getirilmesi yani hatırlanması gibi bilişsel süreçlerdir.  Bellek bu yaklaşımda çok önemlidir.
  • 3.  Bilişselcilere göre öğrenme, davranışların tersine öğrenenin edilgin değil öğrenenin etkin olduğu bir süreçtir. Bilişselciler, öğrencilerin kendilerine bilgiler aktarılan, edilgin alıcılar olmadığı ve bilgiyi kendilerine özgü, etkin yollarla işledikleri görüşündedirler (Açıkgöz, 2003a).  Bu kurama göre, insanlar içsel güçler tarafından güdülenmedikleri gibi, çevrelerinde olup bitenler tarafından da biçimlenmezler. Bunun yerine bireysel faktörler, davranışlar ve çevresel uyarıcılar arasındaki karmaşık etkileşimi göz önüne almak gerekir. Bu üç unsurun değişim gücü nadiren tek yönlüdür ve aynı zamanda örneğin düşüncelerimize dayalı yapıp ettiklerimiz de çevre üzerinde kalıcı etkiler oluşturarak değişimin bir kaynağını oluşturabilir. Buna karşılıklı belirlemecilik denir.  Kuramın temsilcileri; Gagne, Bruner, Asubel ve Piaget’dir.
  • 4. BELLEK TÜRLERİ Bilgi işleme modelinde temel olarak üç bellekten söz edilmektedir:  Duyusal kayıt ya da duyusal bellek  Kısa süreli(işleyen) bellek  Uzun süreli bellek
  • 5. 1- Duyusal Kayıt( Duyusal Bellek)  Kapasitesi sınırsızdır.  Bilginin kalış süresi çok kısadır.  Yalnızca dikkat edilenler kısa süreli belleğe geçer denebilir. 2- Kısa Süreli Bellek  Duyusal kayıttan gelen sınırlı miktardaki bilgiyi, sınırlı bir zaman dilimi içinde geçici olarak depolayan bellektir.  Kısa süreli belleğin tutabileceği bilgi miktarı 7+2 birim aralığında olduğu bulunmuştur. Bir diğer ifadeyle, ortalama bir yetişkinin kısa süreli bellek genişliği 5 ile 9 birim bilgidir ve bu yaklaşık 30 sn kadar tutulabilmektedir.  Tekrar, kodlama, örgütleme, bellek destekleyici ip uçları belleğin sürecidir. 3- Uzun Süreli Bellek  Kayıt edilmiş olanların sınırsız miktarda ve sınırsız süreyle saklandığı kabul edilen bir alandır.  Uzun süreli bellek üç ana bölümden oluşur. 1. Anısal (Epizodik) Bellek: kişisel deneyimlerimiz saklanmaktadır. 2. Anlamsal Bellek: Bu bellekte herhangi konu alanının kavramları, olguları, genellemeleri, kuralları bulunur. 3. İşlemsel Bellek: Yazı yazma, bisiklete binme gibi hareket becerilerini ve bunlarla ilgili işlem sıralarını, bir diğer ifadeyle eylemin nasıl ve hangi durumlarda yapılacağını içeren bellek türüdür.
  • 6.
  • 7. GAGNE’NIN DOKUZ AŞAMALI ÖĞRETIM MODELI  Robert Gagné, 1960’lı yıllarda yeni davranışçı akımın temsilcilerinden biri olarak kabul edilmekle birlikte, sonraki yıllarda bilgiyi işleme kuramcılarının öncülerinden bir olmuş, davranışçı yaklaşımın ilkeleri ile bilgi işlem süreci yaklaşımının ilkelerini birleştirmiştir.  Gagné öğrenmeyi hem ürün hem de süreç olarak ele almıştır.  Gagné bilgi işlem süreci modeline paralel olarak bir öğretme modeli geliştirmiştir. Modele göre öğretimin düzenlenmesinde sırasıyla dokuz basamak yer almaktadır.
  • 8. ÖĞRETIMIN DOKUZ AŞAMALI GAGNÉ MODELI 1-DİKKATİ ÇEKME  Öğretimin hedefler doğrultusunda gerçekleşmesi için, öncelikle öğrencinin dikkatinin öğretilecek materyale çekilmesi gerekir. 2- HEDEFTEN HABERDAR ETME  Amacın önceden duyulması, yönetim mekanizmasını harekete geçirir ve beklentilerin oluşmasına yardımcı olur. Öğrenciyi konu dışına çıkmaktan kurtarır. 3- ÖN BİLGİLERİ HATIRLATMA  Kazandırılacak davranış, daha önceden kazanılmış davranışlara bağlıdır. İlgili ön öğrenmelerin öğrenciye hatırlatılması gerekir. Eksiklikler , yeni öğrenilecek davranışı olumsuz yönden etkiler. 4- MATERYALİ SUNMA  Davranışı her bir öğrenciye kazandırmak için gerekli araç-gerecin doğru tekniklere sunulması gerekir. Uyarıcıların verilmesinde çeşitli örneklerin yer alması ayrı bir önem taşır.
  • 9. 5- ÖĞRENMEYE REHBERLİK ETME  Öğretmen öğrencilere karşılaştırmaları, anımsama yöntemlerini, örneklemeleri, çalışma durumlarını grafik ve harita örgütleyicileri kullanarak öğrencilere rehberlik etmelidir. 6- DAVRANIŞI ORTAYA ÇIKARMA  Her yeni davranış öğretildikten sonra, öğrencilerin bu davranışı ne derecede kazandıklarının yoklanması gerekir. Öğretmen öğrencilere yazılı ve sözel sorular sorarak davranışı ortaya çıkarmaya çalışmalıdır. 7- DÖNÜT VERME  Öğrenci, gösterdiği davranışın doğru olduğunu bilirse, davranışı pekişir ve öğrenmeye karşı güdüsü artar. 8- DEĞERLENDİRME  Öğretme durumunun sonunda her bir öğrencinin istendik davranışı ne derecede kazandığının belirlenmesi gerekir. 9- KALICILIĞI VE TRANSFERİ SAĞLAMA  Öğrencilerin aralıklı olarak değişik durumlar içinde tekrar edilmesi kalıcılığını artırır. Farklı problem durumları sunulması da öğrencilerin öğrenilenleri başka alanlara transfer edebilmelerini sağlar.
  • 10. PAVIO IKILI KODLAMA KURAMI  İkili Kodlama Kuramı’na göre bir öğrenme ortamındaki bilgi öğrenen tarafından algılandıktan sonra sembolleştirilip kodlanmakta ve bellekte saklanmaktadır.  Bilgi iki yol ile sembolleştirilmektedir: 1. Bilginin zihinsel sembollere (imgelere) dönüştürülmesi 2. Bilginin sözel sembollere (imgelere) dönüştürülmesi (Senemoğlu, 1997, s.232).  Bu sembolleştirme işlemleri bilginin, birbirinden bağımsız iki kanalda işlendiğini göstermektedir. Bu kanallardan biri, metin ve seslendirilmiş kelimeler (anlatım) gibi sözel bilgileri işlerken, diğeri de görsel sunum ya da ses gibi sözel olmayan bilgileri işlemektedir. Eğer duyular yoluyla algılanan bilgi, bu iki kanalda beraberce işlenirse, hatırlanması tek kanalda işlenen bilgilere göre daha kolay olmaktadır (Najjar, 1996).
  • 11.  Sözel sistem beynin sol yarıküresinde yer alır, mantıksal ve ardışık matematiksel işlemleri yürütür (Wilcox, 2002).  Sözel olmayan sistem beynin sağ yarıküresinde yer alır; görsel imgeler, fiziksel algılar ve sesler bu yarıkürede depolanır ve işlenir (Paivio, 1991). Böylece dille ilgili algılar, sözel sisteme kodlanırken, sözel olmayan algılar sözel olmayan sisteme kodlanır.  Alt sistemler, daha alt düzeyde duyusal-devinsel biçimleri sembolize eden görsel-işitsel vb. sınıflara ayrılır (Paivio, 1986). Böyle bir yapıda köpek sözcüğünün işitsel veya yazılı biçimi dile ait olduğu için sözel alt sisteme kodlanırken, görsel köpek görüntüsü ve işitsel köpek havlamaları sözel olmayan alt sisteme kodlanacaktır.  En alt düzeyde sözel birimler (logogenler) ve sözel olmayan birimler (imagenler) yer alır (Sadoski ve Paivio, 1994). Logogenler “dile ilişkin yazılı veya sözlü duyusal-devinsel uyaranları, sözel bellek sistemi içinde sembolize eden bilgi birimleri” olarak tanımlanabilir.
  • 12.  İmagen ise “görsel veya dille ilişkili olmayan türdeki diğer duyusal-devinsel algıların sözel-olmayan bellek sisteminde sembolize edildiği bilgi birimleridir”.  Logogenler birbirinden ayrı, sıralı/ardışık birimlerdir. Bir araya gelen harfler heceleri, heceler sözcükleri vs. oluşturur.  İmagenler logogenlere kıyasla daha eşzamanlı, birbiri içine yuvalanmış bütünsel yapılar olarak organize edilmişlerdir ve sadece durağan resimler olarak değil, bir araya gelerek hareketli yapılar da oluşturabilirler (Paivio, 1986).  Logogenler ve imagenler de bir araya gelerek, sözel ve/veya sözel olmayan, farklı boyutlarda, anlamlı bilgi bütünleri, başka bir deyişle daha karmaşık yapılar oluşturabilirler. Bu karmaşık yapılar alt sistemler arasında bağlantıların bir göstergesi gibidir.
  • 13.
  • 14. ROGERS DEĞIŞIMIN YAYILIMI KURAMI  Rogers (1995) tarafından ortaya konulmuş olup, bu kuramda yeniliğin yayılımını etkileyen faktörler ve o yeninin toplumsal sistemde nasıl yaygınlaşacağı analiz edilmektedir.  Rogers (1995) teorisinde yeniliği “birey ya da örgüt tarafından yeni olarak algılanan bir fikir, uygulama ya da nesne” olarak tanımlamıştır. Yeniliğin, önceden kesinlikle bilinmeyen, tanınmayan bir kavram ya da dizayn olması gerekmez. Bireyin veya örgütün onu daha önce kullanmamış olması da yeterlidir (Berger, 2005).  Bunun yanında yenilik, bireyler veya örgütlerin gereksinimlerini karşılamak için problemlere alternatif çözümler geliştirmek olabileceği gibi problem ya da gereksinimi algılamada yeni yollar da olabilir (Rogers, 1995). Bu açıdan ele alındığında yenilik, bireyler ya da örgütler için yeni bir ürün, teknoloji, bakış açısı veya çözüm yolu olarak tanımlanabilir.  Yayılma ise “yeniliğin bir sosyal sistemin üyeleri arasında belli kanallar yoluyla zaman içinde iletilmesi sürecidir”. Rogers (1995) yayılmanın dört ana öğesini; yenileşme, iletişim kanalları, zaman ve sosyal sistem olarak tanımlar.
  • 15.  Yeniliğin yayılımı kuramının 4 temel öğesi bulunmaktadır. Bunlar: yeni, iletişim kanalları, zaman ve sosyal sistemdir. 1. Yenilik :  Rogers yeniliği, benimseyici kişiler ya da birimler tarafından yeni olarak algılanan bir fikir, uygulama veya obje olarak tanımlanmıştır. Bir fikrin yeni olarak algılanması fikirlerin ona göstereceği tepki ile ilgilidir.  Yenilik özellikleri; göreceli yarar, uyumluluk, karmaşıklık, denenebilirlik ve gözlemlenebilirliktir. 2- İletişim Kanalları  İletişim kanallarının yeniliklerin yayılması ve benimsenmesi üzerindeki etkileri son derecede önemlidir. Yeniliğin özellikleri bu kanallar vasıtasıyla bireyler tarafından bilinebilir. Kitle iletişim araçları yeniliklerden haberdar olunmasında etkili iken; kişiler arası iletişim yeniliklerin yayılması ve benimsenmesinde etkilidir.
  • 16. 3- Zaman  Yayılım sürecinde zamanın üç boyutu bulunmaktadır. Bunlar; yenilik karar süreci, benimseyici birey ya da birimlerin yenilikçilik özelliği ve yeniliğin benimsenme hızıdır.  Yeniliğin zaman boyutunun unsurları, yeniliğin benimsenmesi ve yayılımında büyük önem teşkil etmektedir. Her birey için yenilik karar süreci farklı uzunluklarda olabilmektedir. Bu süreyi uzatan ya da kısaltan, diğer bir deyişle benimsenme hızını etkileyen unsurlardan biri de bilgidir. Özellikle yakın çevreden yenilik hakkında sağlanan olumlu geri bildirimler, bu süreci de olumlu yönde etkilemektedir. 4- Sosyal Sistem  Sosyal sistem, ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere birbiri ile ilişkisi olan birimlerin bir araya gelmesi ile oluşan grup olarak tanımlanabilir. Sosyal sistem, bireylerden, resmi olmayan gruplardan, organizasyonlardan ve alt sistemlerden oluşabilir. Yayılım, bir sosyal sistemin içersinde meydana gelir. Sosyal sistemin yapısı, normları, değişim ajanları, fikir liderleri, yenilik kararlarının türü ve yeniliğin sonuçları yeniliklerin yayılımını etkilemektedir.
  • 17. PRAGNANZ YASASI Basitlik / İyi Şekil (Pragnanz)  Eğer bir nesnenin parçaları düzenli, yalın ve sıralı bir örüntü oluşturuyorlarsa grup oluşturuyorlarmış gibi algılanırlar.  Bu yasadan çıkarılabilecek şey şudur: Bireyler dünyayı algılarken karmaşık ve yabancı olanı ortadan kaldırırlar ki gerçekliği en yalın haliyle gözlemleyebilsinler. Konu dışı uyarıcıları dikkate almamak aklın çevresini anlamlandırmasına yardımcı olur. Algılama sırasında yaratılan bu anlam, zihnin konumsal ilişkilerden üstün tuttuğu evrensel düzen unsurlarının yardımıyladır.  İyi Gestalt İlkesi, tüm Gestalt teorisinin temeli olan netlik fikrine odaklanır. Bu yasa Pragnanz İlkesi olarak da adlandırılır. Pragnanz, direkt olarak “özlülük” anlamına gelen Almanca bir kelimedir ve belirginlik, netlik ve düzenlilik anlamlarını taşır.
  • 18.
  • 19. BILGIYI AŞIRI YÜKLEME DURUMLARI  Bilişsel Yük Kuramı (Chandler ve Sweller, 1991; materyalin ya da öğretimin öğrenende bilişsel yüke neden olduğu, diğer bir deyişle kısa süreli bellekte aşırı yüklenmeye neden olduğu varsayımına dayanmaktadır.  Çoklu ortamlarda karşımıza çıkan aşırı bilişsel yüklenme, önemli bir problem olup öğrencilerin tek seferde çok fazla bilgi bombardımanına tutulması sonucunda ortaya çıkmaktadır (Conklin, 1987; Clark, 2003).  Aşırı bilişsel yüklenme, çok fazla bileşene, yola ve araca sahip ortamlardaki seçenekler nedeniyle, kullanıcıların boğulması ve kafalarının karışması olarak da tanımlanabilir (Murray, 2001).
  • 20.  Aşırı bilişsel yüklenme kavramının temelinde bilişsel yük kuramı vardır. Bu kurama göre, insanların sınırlı bilişsel kapasitelerini etkili şekilde kullanmalarını sağlayacak öğretim yöntemlerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Bilişsel yük kuramı, sınırlı olan çalışma belleği ve sınırlı olmayan uzun süreli belleği içine alan bilişsel yapıyı temel alır.  Aşırı bilişsel yüklenme, öğrencilerin bilişsel etkinliklerinin ve zihinsel kaynaklarının etkilenmesine, azalmasına ve engellenmesine neden olabilmektedir.  Görev zorluk düzeyi de aşırı bilişsel yüklenmeye neden olan bir diğer değişkendir.  Flad (2002) tarafından yapılan araştırma, görev zorluk düzeyinin artmasının, öğrencilerin harcadığı çabanın artmasına ve aşırı bilişsel yüklenmeye neden olduğunu göstermektedir.  Chu (1987) tarafından yapılan çalışma, görev zorluğu ile zihinsel çabaya bağlı belirlenen bilişsel yüklenme arasında anlamlı düzeyde bir ilişki olduğunu göstermiştir. Bu sonuçlara göre görevin zorluğu arttıkça, görevin başarıyla tamamlanması için gerekli olan zihinsel çabanın miktarı artmakta ve görevdeki zorluğa bağlı olarak performans düşmektedir (Akt. Flad, 2002).
  • 21.  Bilişsel yüklenmeyi azaltmak ya da dengelemek için aşağıdaki önlemlerin alınması yararlı olacaktır:  Önemli içerikler renklendirerek öğrencilerin dikkatleri çekilebilir.  Gerekli yerlerde metni destekleyici görseller kullanılmalıdır. Özellikle anlaşılması zor konularda resim ve canlandırmaların kullanılması anlaşılmalarını kolaylaştıracağından bellek etkili biçimde kullanılmış olacaktır.  Konuları büyük parçalar halinde değil daha küçük bilgi parçacıkları halinde sunmak aşırı yüklenmeyi engelleyecektir.  Bağlantı sayısı, hiperortamı kullanacak hedef grubun özelliklerine göre ayarlanmalıdır. Örneğin önbilgisi az olan ya da alan-bağımlı bilişsel stile sahip öğrenenler için bağlantı sayısını en az düzeyde tutmak aşırı bilişsel yüklenmeye dengeleyecektir.  Konuyla ilgili önbilgisi olmayan öğrenenler için doğrusal ve hiyerarşik yapının sunulması aşırı bilişsel yüklenmeyi engelleyebilecektir.
  • 22.
  • 23. BELLEK DESTEKLEME STRATEJILERI  Örgütleme ve eklemleme etkili kodlama stratejileridir. Ancak tüm bilgiler bu stratejileri kullanmaya uygun olmayabilir. Örneğin; bilgi tek ya da yenidir, böylece eklemleme yapılamayabilir. Böyle durumlarda bilgiyi uzun süreli belleğe yerleştirmek için bellek destekleyici ipuçları kullanılır.  Bellek destekleyiciler, okul öğrenmelerinde özellikle terimleri ve olguları kodlamak üzere geniş ölçüde kullanılmaktadır.  Bellek destekleyiciler, öğrenilecek bilgiyi daha anlamlı hale getirerek öğrenilenin hatırlanmasını kolaylaştırmaktadırlar.  Öğrenciye yeni bilginin sunulduğu anda bellek destekleyici stratejinin de verilmesi gerekir.  Bellek destekleyiciler temel olarak iki grupta incelenir. 1. İmajlar: İmajların kullanıldığı bellek destekleyicilerde bilgi, bilişsel resimler içine kodlanır. 2. Sözel Semboller: Sözel semboller kullanmada ise yeni bilgi ile daha anlamlı sözel yapılar arasında bağlar oluşturulur
  • 24. IMAJLAR  Bellek destekleyici ipuçları kategorisi içerisinde değerlendirilen görsel imajlar oluşturma yöntemi, bilginin yeni ve tek olduğu durumlarda başvurulan bir yöntemdir. Bu stratejide yeni bilgiler, o bilginin özelliğine ve yapısına uygun bir görsel imaj (resim, görüntü vb...) içerisine oturtularak yani kodlanarak öğrenilir (Kurtuldu, 2007).  Görsel imaj oluşturma sürecinde şu noktalara dikkat etmek gerekir.  1- İmajlar hatırlamayı kolaylaştırıcı şekilde canlı ve kolay olmalıdır.  2- Düşünülen yada zihinsel olarak çizilen resim çok basit olmalı, gereksiz konu dışı öğelere yer verilmemelidir (Senemoğlu, 2003: 319).  İmajlar çok önemli bellek avantajları sunabilmektedir. Bu yüzden materyallerde veya kara tahtada resim, şekil, grafik, fotoğraf gibi öğelere yer verilmelidir. Uygun ortamlarda somut görüntüler içeren video veya CD gösterileri yapılmalıdır. Eğer görsel unsurlara kolayca ulaşmak mümkün değilse, öğrencilere kavramlarla ilgili hayal ettiklerini çizmeleri söylenebilir (Mastropieri ve Scruggs, 1998).  Levin (1976), yedi yaşın altındaki çocuklarda imaj geliştirme öğretiminin faydalı olmadığını, ancak bu yaşın üstündeki çocuklarda ve özellikle de yetişkinlerde olumlu etkilerin gözlendiğini ortaya koymuştur. Aşağıda imajların kullanıldığı dört tür bellek destekleyici yöntem açıklanmıştır. Bunlar;  a) Yerleşim Yöntemi,  b) Zincirleme-Bağlama Yöntemi,  c) Askı Sözcük-Çivileme Yöntemi,  d) Anahtar Sözcük Yöntemi (Aktaran: Senemoğlu, 2003: 319).
  • 25. Yerleşim Yöntemi  Anderson’e (1980) göre yerleşim yöntemi, çok iyi bilinen bir çevrede bulunan öğelerle, hatırlanmak istenen listedeki öğeler eşleştirilerek imajlar oluşturulur. Bu yöntemi, ilk defa eski Yunan hatipleri konuşmaları sırayla hatırlamada kullanmışlardır. Zincirleme- Bağlama Yöntemi  Bu yöntemde hatırlanması gereken birinci öğe ikinci öğeyle; ikinci öğe üçüncü öğeyle; üçüncü öğe dördüncü öğe ile ilişkilendirilecek şekilde öykü haline getirilir. Öykünün birinci cümlesi birinci öğeyi hatırlatırken, ondan sonra gelen ikinci öğe için ipucu olur. İkinci öğe üçüncü için ipucudur ve zincirleme bu şekilde devam ederek bütün öğelerin hatırlanması sağlanır (Senemoğlu, 2003: 320)
  • 26. Sözcük- Çivileme Yöntemi  Bu teknik ilk defa 17.yy.da Henry Herdson tarafından geliştirilmiştir. Bu teknikte sayılar, benzerliğe göre bazı nesnelerle somutlaştırılır. Örneğin; “1” sayısı şekil olarak “kaleme” benzemektedir. Bu nedenle “kalem” bu yöntemde “1” i temsil etmektedir. Bu tekniğin ana noktası sayının şekline göre belirlenen nesne ile hafızaya alınmak istenen bilgi arasında bellek destekleyici ilkeleri kullanılarak ‘imge-şekil’ sistemiyle bağlantı kurulmasıdır (Yıldız, 2004: 270). Anahtar Sözcük Yöntemi  Anahtar sözcük yöntemi, bir bilginin öğrenilmesi için o bilgiyi çağrıştıran bir kelime ile öğrenilecek olan bilginin anlamını anlatan bir görsel bir materyalin kullanılmasıyla oluşturulan bir bellek destekleyici stratejidir (Scruggs ve Mastropieri 2000).
  • 27. SÖZEL SEMBOLLERLE OLUŞTURULAN BELLEK DESTEKLEYICILERI BAŞ HARFLERLE DÜZENLEME STRATEJILERI 1. Akronyum: Hatırlanması istenen bilginin ya da sözcüklerin baş harfleriyle yapılan kısaltmalardır. Örneğin İPMAT: Mitoz hücre bölünmesi 5 basamakta gerçekleşir. İnterfaz, Profaz, Metafaz, Anafaz, Telafaz. Bunların baş harfleri bir araya getirilerek İPMAT akronyumu elde edilir. 2. Akrostiş: Hatırlanması beklenen bilginin yada sözcüklerin baş harfleriyle oluşturulan cümlelerdir. Örneğin Hasan 2 Süper Osman 4: Bu bellek destekleyici ilköğretimin ikinci kademesinde Fen Bilgisi dersinde, öğrencilere sülfirik asitin (H2SO4) kimyasal formülünü öğretmek için kullanılır (Yıldız, 2004).
  • 28. KAFIYE OLUŞTURMA STRATEJISI  Kafiye oluşturma stratejisi de bellek desteklemede kullanılan eski bir yoldur. Örneğin, İsveç ve İsviçre söyleniş benzerliği nedeniyle hep birbirine karıştırılır. Bunu önlemek için kuzeydeki ülkeler topluluğunun bir arada söylendiği ve Ankara’nın Türkiye’nin başkenti olduğunu şu kafiyeli ifade çok eskiden beri kullanılmaktadır.  • İsveç, Norveç, Danimarka  • Türkiye’nin başkenti Ankara (Senemoğlu, 2003: 326).
  • 29. KAYNAKÇA 1. Öğretim İlke Ve Yöntemleri - Prof. Dr. Tuğba YANPAR YELKEN, Yrd. Doç. Dr. Cenk AKAY 2. Eğitim Psikolojisi- Şerife IŞIK 3. Açık Ve Uzaktan Öğretimde Öğrenme- Öğr. Gör. Dr. Belgin YÜKSEKDAĞ 4. ÇOK Ortamlı Öğrenmede İkili Kodlama Kuramı Ve Bilişsel Model -Öğr. Gör. Habibe ALDAĞ Öğr. Gör. M. Emre SEZGİN 5. Rogers’ın Yeniliğin Yayılması Teorisi ve İnternetten Ders Kaydı - Kamile DEMİR 6. Çoklu Ortamlarda Dar Boğaz: Aşırı Bilişsel Yüklenme - Ebru KILIÇ ÇAKMAK 7. Fen Ve Teknoloji Öğretiminde Bellek Destekleyici Stratejilerinin Öğrencilerin Başarıları Üzerine Etkileri - Şule KIROĞLU 8. Educademi.com 9. SHERPABLOG 10. Erkan TEKİNARSLAN – Melih Derya GÜRER, Açık Ve Uzaktan Öğrenme, Pegem Akademi, ANKARA, 2020