1. AÇIK VE UZAKTAN
ÖĞRENME
Danışman: DOÇ. DR. AĞAH TUĞRUL KORUCU
Muhammed Esad Tekin
İngilizce Öğretmenliği
18318271013
NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ
AHMET KELEŞOĞLU EĞİTİM FAKÜLTESİ
2. KURAM NEDİR ?
Günlük kullanımda, kuram kelimesi genellikle test
edilmemiş bir önsezi veya kanıtları desteklemeyen bir
tahmin anlamına gelir. Ancak bilim insanları için kuramın
neredeyse tam tersi bir anlamı vardır.
Bir kuram, doğal dünyanın yasaları, hipotezleri ve
gerçeklerini içerebilen bir yönünün iyi kanıtlanmış bir
açıklamasıdır.
Örneğin yerçekimi kuramı, elmaların neden ağaçlardan
düştüğünü ve neden astronotların uzayda yüzdüğünü
açıklar. Benzer şekilde, evrim kuramı, fosil kayıtlarının
ortaya koyduğu gibi, Dünya'da geçmişte ve günümüzde
bazıları çok benzer bazıları ise çok farklı milyonlarca bitki
ve hayvanın var olduğunu açıklar.
3. Bir kuram test edilebilir bir kavram veya fikir sunar. Bilim
insanları kuramı test edebilir ve onu destekleyen veya
çürüten kanıtlar toplayabilirler.
Araştırmalara göre kuram terimi dünyada en çok kullanılan
yedi bilimsel terimden biridir.
Kuram teriminin anlamı hakkındaki bu yanlış algılar,
insanları ezici bilimsel kanıtların bolluğuna rağmen, evrim
ve iklim değişikliği gibi konuları sadece kuram olarak
nitelendirip görmezden gelmeye itmektedir.
5. ROGER DEĞİŞİM YAYILIM KURAMI
Yeniliklerin yayılması kuramı, yeni fikirlerin, yaşam
tarzlarının ve teknolojilerin nasıl yayıldığını açıklamaya
çalışan bir kuramdır.
Kuram belli bir zaman serisi üzerinden insanları yenilikler
ile kurduğu ilişki içerisinde yenilikleri benimseme kriterine
göre sınıflandırmaktadır.
Rogers’a göre yeniliklerin yayılımını çözümlemek için 5
temel unsur bulunmaktadır. Bunlar:Yenilik,Yeniliğe intibak
edenler, İletişim kanalı, Zaman, Toplumsal Sistem’dir.
6.
7. Yenilik; cep telefonu, bilgisayar veya bir teknolojik gelişme veya
yeni bir ürün olabileceği gibi, bir kavram , yaşam biçimi veya
evlat edinme gibi bir kamusal veya yasal bir düzenleme de olabilir.
Yenilikleri bir anlatı içinde canlandıran üç unsur bulunmaktadır.
Bunlar;
Yeniliğin biçimi: doğrudan gözlemlenen görünümü ve yeniliğin
özüdür.
İşlevi: sitemin üyelerinin yaşam tarzlarını pozitif etkileyecek
katkıdır.
Anlamı: bir sosyal sistemin üyelerinin sübjektif veya bilişsel olarak
nasıl algıladıklarıdır.
Yeniliğin yayılması bir süreçtir. Kuramda bu süreç bir zaman serisi
içerisinde uyum gösteren bireylerin dağılım içinde sınıflandırılması
ile elde edilen kategorilere göre değerlendirilir
8. Kuramı tanımlayan iki önemli kavram ise homofil (homophily) ve
heterofildir (heterophily). Rogers, homofiliyi etkileşimde bulunan birey
çiftlerinin inançlar, eğitim, sosyal statü ve benzerleri gibi belirli
niteliklerde benzerlik derecesi olarak tanımlar. Homofil bireylerin
birbirinden etkilenmeleri daha kolaydır, ama yeniliklerin yayılımı için
heterofil bir yapı gerekir.
Yeniliklerin yayılımı kuramı, bir yeniliğin yayılımındaki başarısını, onun %
100 kabulüne bağlamaktadır. Grubu temsil eden dağılımda bir kısım,
yeniliği reddettiği zaman yayılma başarısız sayılmaktadır. Çoğu zaman yeni
fikirler, teknolojiler ve uygulamalar eskisi ile bir yer değiştirme ilişkisine
girmez, bunun yerine bir eklemlenme ilişkisi yaşarlar.
Yeniliklerin yayılımı kuramı genellikle sağlık ve tarım planlanması gibi
kamu politikalarının uygulama faydaları ile temellenir. Kuram, görünmez
maliyetler ve istenmeyen sonuçları hesaba katmamaktadır. Diğer taraftan
amaçlanan kamusal fayda bireylerin değişimden olumsuz etkilerini tali
kılmaktadır. Kuram, yeniliğin her zaman iyi olduğu gibi bir yanlılığı
taşımaktadır.Kuramın zayıf taraflarından biri de tek yanlı enformasyon
akışına dayanması ve geri beslemeyi göz önünde bulundurmamasıdır.
9. PAİVİO İKİLİ KODLAM KURAMI
Çoklu ortam teknolojileri öğretimde giderek artan bir kullanım alanı
bulmuştur. Araştırmacılara göre, çoklu ortam yazılımlarının başarısı bu
ortamların birbirini tamamlayacak şekilde işe koşulmasından
kaynaklanmaktadır. Çoklu ortam tasarımlarına kuramsal çerçeve
sağlayan İkili Kodlama Kuramı, aynı bilginin birbirini destekleyen farklı
biçimlerde kodlanmasının, öğrenmede verimliliği ve etkililiği artıracağı
varsayımına dayanmaktadır.
Bu konu ile ilgili yürütülmüş pek çok araştırma, ikili kodlamanın
akademik başarı üzerinde anlamlı bir etkisi olduğunu göstermiştir. Paivio
tarafından oluşturulan bu kuram, sözel ve sözel olmayan kodlamalar
sisteminin yapısal ve işlevsel özelliklerine dayanarak bilginin nasıl
işlendiğini, kodlandığını, hatırlandığını tanımlamaktadır.
10. Sözlü içerik, görsel içerik ile birlikte sunulduğunda öğrenme daha
etkili ve verimli duruma gelmektedir. İkili Kodlama Kuramı'ndan
yararlanarak, Mayer'in geliştirdiği Çok Ortamlı Öğrenmede Bilişsel
Model, üç önemli bilişsel süreci tanımlamaktadır: Bilgileri seçme,
düzenleme ve bütünleştirme. Modelin rehberlik ettiği bir dizi
araştırma sonunda, Mayer, öğrenmeyi destekleyecek önemli ilkeler
önermiştir.
Bilişsel haritalama, mantık problemleri, metni anlama, ders çalışma
becerilerini geliştirme, dil öğrenmede bellek destekleyicileri
çalışmaları da ayrıca ikili kodlama kuramı desteklemektedir.
ÖRNEK OLARAK; İlköğretim 5. ve 6. sınıflarda yapılan bir çalışmada,
hikayeyi ilgili bir şekil haritası ile birlikte dinleyen grubun, sadece
hikayeyi dinleyen gruptan hatırlamada daha başarılı oldukları ortaya
çıkmıştır.
11. Kuramın İlkeleri
Çoklu Temsil İlkesi: Bir ifadeyi hem sözcüklerle hem de resimlerle
açıklamak yalnızca sözcüklerle açıklamaktan iyidir.
Özlülük/Tutarlılık İlkesi: Konu dışı sözcükler, resimler, sesler dahil
edilmediğinde öğrenci daha iyi öğrenmektedir. Çoklu ortam sunuları
açık ve özlü olmalıdır. İlgiyi artırmak veya benzeri amaçlarla, konu ile
ilgili olmayan eklemeler öğrencilerin öğrenmelerini olumsuz yönde
etkilemektedir.
Kanal İlkesi: Canlandırmanın sözlü anlatımla desteklendiği durumlar,
canlandırmanın yazılı metinle desteklendiği durumlardan daha
etkilidir.
Aşırılık İlkesi: Canlandırmanın sadece sözlü anlatımla desteklendiği
durumlar, canlandırmanın aynı anda, sözlü anlatım ve yazılı metinle
desteklendiği durumlardan daha etkilidir.
12. Birliktelik İlkesi: Bu ilke uzaysal birliktelik ilkesi ve zamansal
birliktelik ilkesi olarak ikiye ayrılmıştır.
1. Uzaysal/konumsal birliktelik ilkesi, birbiriyle ilgili veya birbirine
karşılık gelen sözcük ve resimlerin ekranda veya sayfada yakın
sunulduğunda öğrenmenin daha etkili olacağına işaret eder.
2. Zamansal birliktelik ilkesi ise, birbiriyle ilgili veya birbirine karşılık
gelen sözcük ve resimlerin ardışık olarak değil, eşzamanlı olarak
sunulduğunda öğrenmenin olumlu olarak etkileneceğine işaret
etmektedir.
Bireysel Farklılıklar İlkesi: Yukarıda sözü edilen ilkeler, konuyu daha az
bilenler ve uzaysal yetenekleri daha yüksek olanlar için daha önemli
gözükmektedir.
13. BİLGİYİ İŞLEME KURAMI
Bilgiyi işleme kuramı anlamalı sözel öğrenmede içsel, bilişsel süreçleri
anlamaya ve tanımlamaya odaklaşmıştır.
Bu kuram iki temel öge üzerinde durur. Bunları duyusal kayıt, kısa
süreli bellek ve uzun süreli belleği içeren yapılar ve kodlama,
tekrarlama, geri getirme gibi bilişsel süreçlerdir.
Çevre bilgi işleme sisteminde girdi kaynağıdır. Görme, işitme,
koklama, tatma ve hissetme gibi alıcılar duyusal sistemlerdir. Bunlar,
çevre ve organizma arasında fiziksel işbirliği sağlarlar. Bilgi alıcılardan
duyusal kayıda girer, uyarıcı kısa bir an için depolanır. Duyusal
kayıttan dikkat ve algı süreçleri ile alınan bilgi kısa süreli belleğe
geçer. Kısa süreli bellek veya çalışan bellek ufak birimlik bir bilgiyi
ortalama 20-30 saniye tutar. Kısa süreli belleğin kapasitesi ve süresi
gruplama ve tekrar süreçleri ile artırılır. Bilgi kısa süreli bellekte
işlenerek uzun süreli belleğe geçirilir.
14. İşlenmeyen bilgi kaybolur.
Uzun süreli belleğe ulaşan bilgi anısal, kavramsal ve işlemsel bellekte
depolanır. Bilgi uzun süreli bellekten geri getirme süreçleri yoluyla
kısa süreli belleğe getirilir. Kısa süreli bellekten tepki üreticilere
gönderilen bilgi buradan vericilere gider ve böylece birey performans
gösterir. Tüm bu süreçlere yürütücü kontrol tarafından rehberlik ve
kontrol sağlanır.
Kuramcılar, gözlenebilen davranışlara ek olarak öğrenenin kafasının
içinde olup bitenlerle, yani içsel yapılarla, süreçlerle
ilgilenmektedirler.
Bilgiyi İşleme Kuramının Temel Soruları şu şekildedir;
-Yeni bilgi dışarıdan nasıl alınmaktadır?
-Alınan yeni bilgi nasıl işlenilmektedir?
-Bilgi uzun süreli olarak nasıl depolanmaktadır?
-Depolanan bilgi nasıl geriye getirilip hatırlanmaktadır?
15. GAGNE 9 ADIM KURAMI
Gagne 1960’lı yıllarda yeni davranışçı akımın temsilcilerinden
biri olarak kabul edilmekle birlikte, sonraki yıllarda bilgiyi
işleme kuramcılarının öncülerinden biri olmuş, davranışçı
yaklaşımın ilkeleri ile bilgi işlem süreci yaklaşımının ilkelerini
birleştirmiştir.
Gagne öğrenmeyi hem ürün hem de süreç olarak ele almıştır.
Gagne’ye göre öğrenme, gözlenebilir davranışlardan dolaylı
olarak anlaşılır ve öğrenme beyinde gerçekleşir.
16.
17. Modele göre öğretimin düzenlenmesinde sırasıyla şu adımlar
atılmalıdır:
1- Dikkati çekme
2- Öğrenciyi dersin hedeflerinden haberdar etme
3- Ön bilgilerin hatırlatılması
4- Uyarıcı materyalin sunulması
5- Öğrenciye yol gösterme(rehberlik etme)
6- Davranışı ortaya çıkarma
7- Dönüt-Düzeltme verme
8- Değerlendirme
9- Öğrenilenlerin kalıcılığının ve transferinin sağlanması
18. 1.Dikkati Çekme
Öğrenmenin en iyi şekilde gerçekleşmesi için öğrencinin dikkatini çekecek
materyaller tasarlanmalıdır. Öğretmen bu hedef doğrultusunda görsel(resim, film
vb) ve sözel(fıkra vb) unsurlardan yararlanabilir. Öğrencinin tüm dikkati
öğretilecek konu üzerine yoğunlaştırılmalıdır. Bu da öğrencinin dikkatini çekecek
yeni materyaller kullanarak yapabilir.
Öğrenciler hakkında bilgiler edinip onların dikkatinin dağılmaması için onların
ilgisini çekecek sorular yöneltilmeli ve onlarında konuya ortak olup soru ve
görüşlerini dile getirmesi sağlanmalıdır. Böylece öğrenme en iyi şekilde
gerçekleşecektir.
2.Öğrenciyi dersin hedeflerinden haberdar etme
Öğretmen öğretime başlamadan önce öğrencilere dersin içeriği hakkında genel
bilgi verilmelidir. Böylece öğrenci ne öğrenmesi gerektiği hakkında güdülenmiş
olur ve konu dışına çıkmaktan kurtulur. Derste neyin öğrenilmesi gerektiği
hakkında az çok bilgi edinmiş olur ve ona göre kendini odaklar. Böylece dersi
kavram çatışmasına düşmeden daha kısa zamanda öğrenir.
Hedefin önceden duyulması, yönetim mekanizmasını harekete geçirir ve
beklentilerin oluşmasına yardımcı olur. Öğrencinin derste ulaşacağı hedefleri
bilmesi bu hedeflere ulaşmak için hangi yöntem ve teknikleri uygulayacağını
kafasında tasarlar.
19. 3. Ön bilgilerin hatırlatılması
Öğretilen konuların kısa süreli bellekteki bilgilerin uzun süreli belleğe anlamlı bir
şekilde kodlanabilmesi için önbilgilerle anlamlandırılması gerekir. Bunun için
öğrenciye bilgi verilmeden önce ön bilgilerin ortaya çıkarılması sağlanmalıdır.
Böylece öğrenci daha kolay neden sonuç ilişkisi kurabilir.
Öğretmen, öğrencilerin daha önce kazanmış oldukları bilgileri soru sorarak,
açıklama yaptırarak, tartışarak ortaya çıkarabilir. Bu yöntemle öğrenme daha
hızlı ve kolay gerçekleşir.
4. Uyarıcı materyalin sunulması
Dersin içeriğini sunarken daha etkili ve daha verimli bir öğretim sağlamak için
stratejilerin kullanılması gerekir. Öğrenciyi hedefe ulaştıracak materyaller doğru
seçilmelidir. Bu materyaller öğrenmeyi kolaylaştıracak cinste olmalıdır.
Öğrenci böylelikle sunulan önbilgilerle karşılaştırır, anlamlandırır ve uzun süreli
belleğe kodlamaya çalışır.
Materyalin düzenlenmesinde öğrenci grubunun gelişim özellikleri ve sınıf
düzeyleri çok etkili bir rol oynar. “sınıf düzeyi” denilen kavram uyarıcı
durumlarının düzenlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütlerden biridir.
20. 5. Öğrenciye yol gösterme(rehberlik etme)
Öğrenciye yol gösterme öğrenme açısından oldukça önemlidir. Öğrenme
ortamında öğrencilerin yanlış davranışlar kazanmaması ve başarılı olmalarının
sağlanması için onlara rehberlik edilmesi gerekir. Bunun için öğrenciye neyi
nerede ne zaman ne şekilde yapılacağı nasıl kodlama yapılması gerektiği yeni
bilgilerin hangi ön öğrenmelere birleştirileceği konularında ipuçları
verilmelidir. En iyi yol gösterme stratejisi, her adımda biraz yardım vererek
ilerlemedir. Bu suretle, her öğrenci ihtiyacı kadar destek alma imkanına sahip
olur. Hızlı öğrenene bir tek, yavaş öğrenene ise birkaç örnek yeterli olabilir.
Öğrenciye ipuçları verilerek öğrencinin bilgiyi kendisinin bulması sağlanmalıdır.
Böylece öğrenme kalıcı olacaktır.
6. Davranışı ortaya çıkarma
Öğrenciye yeni davranışlar öğretildikten sonra bu davranışın ne derece
kazandıklarının yoklanması gerekmektedir. Öğrenciye yazılı sözlü sorular sorarak
davranışı test edilmelidir. Konuyu kavradığı hissedilen öğrenciye yap, çiz, söyle
gibi ifadelerle öğrendiği davranışa dönüştürülmesi istenir. Böylece öğrencinin
kendisini de görmesi sağlanmış olur.Öğrencilerde kazandırılmak istenen davranış
gözlenmese öğretim ortamı zenginleştirilmeli öğrenciye yeni ipuçları verilmelidir.
21. 7. Dönüt-Düzeltme verme
Bu aşamada öğrencinin kazanması gereken davranış ne ise onu yapması beklenir.
Öğrenci gösterdiği davranışın doğruluğu hakkında bilgi almak ister. Öğrenci gösterdiği
davranışın doğru olduğunu öğrenirse davranışı pekiştirir ve öğrenmeye karşı güdüsü
artar. Davranışın yanlış olduğunu öğrenirse hatasını düzeltir ve o davranışı bir daha
tekrarlamamaya özen gösterir. Öğrencinin kazanması gereken davranış ne ise onu
yapması beklenir.
Örneğin " 250 kg. kivi 500 TL. ise bir kg. kivi ne kadardır ?” diye bir soru sorulduğunda;
verilecek cevapla hem kesirlerle ilgili bilgi (davranışlar) hem de kilogramın alt
birimleri ile ilgili bilgi ortaya çıkarılmış olur. Geribildirim verilmesinde standart
yoktur.
Geribildirim baş sallama, mimik hareketleri, gülümseme, kabul anlamında söz söyleme
gibi değişik şekillerde verilebilir.
8. Değerlendirme
Öğrenmenin sonunda her bir öğrencinin istendik davranışı ne derecede kazandığının
belirlenmesi gerekir. Öğretimsel olayların verimliliğini değerlendirmek için beklenen
hedeflerin gerçekleşip gerçekleşmediği sınanmalıdır.
Yapılan değerlendirmeler sonucunda öğrenmenin ne derece gerçekleştiği gözlenir ve
öğrenciler sonuçlar hakkında bilgi verilerek gerekirse tamamlama eğitimi yapılır.
Değerlendirme öğrencilerin düşünme, anlama, sorgulama, ilişki kurma, analiz-sentez
yapma becerilerini geliştirme düzeyini ölçmek için yapılmaktadır. Değerlendirme
sonunda öğrenciler arasında karşılaştırma yapılmamalıdır.
22. 9. Öğrenilenlerin kalıcılığının ve transferinin sağlanması
Bir konuda uzmanlığı geliştirmek için yeni bilgilerin başka alanlara da
uygulanması gerekir. Öğrenmenin ilk oluşumundan hemen sonra, öğrenciye
öğrenmeyi güçleştirici nitelikte alıştırma, örneklendirme, proje vb. ödevler
verilmelidir.
Öğrenilen davranışların aralıklı olarak tekrar edilmesi kalıcılığı büyük oranda
etkiler. Öğrenilenlerin başka alanlara geçişini sağlamak için öğrenilenlerin yeni
durumlarda kullanılması, öğrencilerin problemlerle karşı karşıya bırakılması
yararlı olur.
23. ÖZET OLARAK;
Gagne’ye göre öğretim basitten karmaşığa doğru aşamalı bir sırada yapılmalıdır.
Burada önemli olan öğretim sonunda ulaşılması gereken hedefi belirlemek ve
öğretim etkinliklerini ona göre düzenlemektir.
Bu görüşe göre en sonunda ulaşılması istenen amacı en başa ve ona ulaşmak için
diğer alt amaçları hiyerarşik bir şekilde basitten karmaşığa doğru sıralamak en
önemli noktadır.
Gagne’ye göre okul öğrenmelerinde en çok kullanılan öğrenme türleri ayırt
ederek öğrenme, kavram öğrenme, kural öğrenme ve problem çözmedir.
Öğretmenler ders içi etkinliklerini planlarken önce konu ile ilgili temel amacı
belirlemeli, konuyu alt amaçlara ayırmalı ve öğrencilerin bu sekizli hiyerarşideki
yerini belirleyerek öğretimi buna göre planlamalıdır.
Gagne’ye göre öğretimin amacı, öğrencilerin problem çözme becerilerinin üst
seviyeye çıkartılmasıdır.
Gagne’ye göre öğrenme, dışsal uyaranların bilişsel süreçlerle yapılandırılmasına
bağlı bir işlemdir.
Öğrenme, öğretim materyali, pekiştirme, tekrar gibi iç faktörlerin etkileşimine
bağlıdır.
24. YAPILANDIRMACI (OLUŞTURMACI)
KURAMI
Öğrenme olayını öğrenen açısından inceler ve öğrenenin bilgiyi nasıl
yapılandırdığıyla ilgilenir. Merkezde öğrenci vardır, öğretmen ise
öğrenenlerin bilgiyi anlamlı bir şekilde yapılandırması için rehberlik
eden kişi olarak kabul edilir.
Bu kurama göre, öğrenme, öğrencilerin somut yaşantıları sonucunda
anlamda meydana gelen değişimdir. Bilgi, öğrenen tarafından
yapılandırılır (öznelleştirilir). Birey gerçek durumlarla karşılaşarak
problem senaryoları üzerinde çalışarak aktif olarak bilgiyi üretir ve
kullanır. Bilgi özneldir ve öğrenenin somut yaşantıları ile oluşturulur.
Yapılandırmacı öğretimde bireylerden eski bilgilerini harekete
geçirmesi beklenir. Bundan sonra öğrenenden bilgiyi kendi şemalarına
göre kazanması, kazanılan bilgiyi anlamlandırması, anlamlandırdığı
bilgiyi uygulaması ve bütün bunların farkında olması beklenir.
25. Yapılandırmacı Kuramın Temel İlkeleri
Yaşam sürekli değişmektedir. Bu nedenle bilgi de sürekli olarak kendini
yapılandırmak zorundadır. Değişen bir gerçekte, mutlak ve değişmez bir doğru
olamaz.
Bilgi hazır olarak alınmaz, bizzat bireyin kendisi tarafından oluşturulur,
yapılandırılır.
Öğrencileri, ilgi uyandıran problemlerle konuya yöneltmek, yani öğrencilerin
dikkatlerini o konuya çekecek problemleri gündeme getirmek gerekir.
Her insan bir diğerinden farklıdır ve yaşamı farklı değerlendirir. Bu nedenle
herkes için geçerli tek bir öğrenme yolu yoktur.
Öğrenmelerin değerlendirilmesini öğretim süreci bağlamında ele almak.
Eğitim yaşam boyudur, sadece okulla sınırlı değildir.
Eğitimde önemli olan bilgi değil, bilgiyi edinme yoludur. Yani öğrenmeyi
öğrenmedir.
26. Yapılandırmacı Öğrenme Modelinin Özellikleri
Öğrenme aktiviteleri ve öğretim, önemli konular etrafında toplanır.
Önceden öğrenilmiş olanlar, bu modelde çok önemlidir.
Önceden öğrenilenlerin yeterliliği sınanmalıdır.
Bu modelde belirsizliğe ve karmaşıklığa yer vardır.
Öğrenme yeni keşiflere götürür.
27. Yapılandırmacı Öğrenme Faaliyetlerinin Beş Aşaması
Dikkat Çekmek: Bu kurama göre öğrenme faaliyetlerine başlarken önce öğrencilerin
dikkatlerini çekmek gerekir. Soru sormak, bir problemi tanımlamak, ilginç bir olayı
anlatmak gibi yöntemler kullanılabilir.
Keşfetmek: Öğrenci öğrenme görevini yaparken aktif olacak, öğrenme materyalleri ile
doğrudan etkileşime girecek ve sonuca kendisi gidip, keşifleri kendisi yapacaktır. Bu
süreçte öğretmen, rehberlik ederek yönlendirici rol üstlenecektir.
Açıklamak: Öğrenme sürecinde öğretmen anlama düzeyini ve olası yanlış anlamaları
gözönüne alarak zaman zaman çeşitli açıklamalar yapmalıdır.
Bilgiyi Anlamlandırmak: Öğrenciler öğrendikleri kavramları genişletmekte, diğer
kavramlarla ilişkiler kurmakta ve bilgilerini gerçek yaşamda kullanmaktadırlar ve
böylece bilgilerini daha anlamlı hale getirmektedirler.
Değerlendirme: Bu eğitim anlayışına göre, öğrenme anlık bir olay olmaktan çok bir
süreçtir. Bu nedenle öğrenmelerin değerlendirmesinde süreç esas alınmalı, sonuca
odaklanıp, sonuçta yapılan tek bir sınavla öğrenme değerlendirilmemelidir.
Değerlendirmede, öğrenci merkezli bir anlayış kabul edilmeli ve öğrenciler
değerlendirme sürecine katılmalıdırlar.
28. KAYNAKÇA
ÖĞRENME VE ÖĞRETMEDE A. PAIVO’NUN İKİLİ KODLAMA KURAMI (Habibe ALDAĞ)
https://www.kariyermemur.com/ikili-kodlama-kurami-ne-demektir-h8828.html
Everett Rogers’ın Yeniliklerin Yayılması Kuramı (Cem Yaşın & Can Cengiz)
Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi Yaz 2006, Sayı 47, ss: 367-392
Yapılandırmacı (Oluşturmacı) Kuram (Tarafından remcdbcrb - 21 Mart 2019)
Bilişsel Öğrenme Yaklaşımı Bilgiyi İşleme Kuramı (Güzin SÜBAŞI, Yrd. Doç. Dr.)
Bacanlı, H. (1998). Eğitim Psikolojisi, İstanbul: Kurtiş Matbaacılık.
Demirel, Ö. (2002). Kuramdan Uygulamaya Eğitimde Program Geliştirme. Ankara: Pegem
Yayıncılık.
Erden, M., Akman, Y. (1997). Eğitim Psikolojisi, 4.baskı, Ankara: Arkadaş Yayıncılık.
Fidan, N. (1986). Okulda Öğrenme ve Öğretme, Ankara: Kadıoğlu Matbaası.
Senemoğlu, N.(2003). Gelişim Öğrenme ve Öğretim, Ankara: Gazi Kitabevi.
Sönmez, V. ( 2001). Program Geliştirmede Öğretmen El Kitabı, Geliştirilmiş 9. baskı,
Ankara: Anı Yayıncılık.