1. ISLAM’DA KADININ YERI
Kadinin islam’daki yeri, feminizmin yayildigi 20’nci asra kadar herhangi bir problem olusturmamistir.
Gerek Kur’an-i Kerim’e, gerek Peygamber Efendimizin uygulamalarina gerekse Islam tarihine
baktigimizda her zaman heryerde karsilasabilecek fertlerin hatasindan kaynaklanan birtakim suistimaller
disinda kadinin en mualla mevkii Islamla kazandigi gorulur. Nasil anne babanin ayri bir ihmale ugradigi
aile hayatinin ve toplumda gercek sevgi ve sayginin buyuk cokuntu yasadigi modern caglarda “Anneler
Gunu, Babalar Gunu” gibi merasimvari gunlerle anne ve baba hatirlanmaya calisiliyorsa ayni sekilde
kadininda sanki toplumda ve ailede ayri bir varlik gibi ele alinip degerlendirilmesi bir takim maksatlar
disinda esasen kadinin esasen islam disi toplumlarda ugradigi haksizligi gosteren bir vakiadir. Yoksa
Islam tarihinde ve toplumlarinda boyle bir problem yasanmamis bu da pek cok modern problem gibi
ithal eseri olarak Islam topluluklarina sirayet etmistir.
Islamda kadinin essiz ve diger sistemlerde hic benzerligi olmayan bir konumu vardir. Islam, din
gorunumlu bazi inanclarda oldugu gibi kadini seytanin urunu veya kotuluklerin tohumu olarak gormez.
Kuran erkege kadinin egemen bir efendisi ve kadini da erkegin egemenligine teslim olmaktan baska
caresi bulunmayan zavalli bir varlik olarak gormez. Kadinin, icinde ruhu olup-olmadigi hicbir zaman ne
Islamda ne de Muslumanlar arasinda tartisilmis bir mesele degildir. Ayrica Islam mense itibariyle semavi
bile olsa bazi dinlerdeki gibi insanin isledigi “ilk gunah” tan ve onun cennetten cikarilmasindan da
kadini sorumlu tutmaz. Kuran bu konuda gayet acik olup,gunahin Hz. Adem’e ait bulundugunu ve sonra
yine ikisininde birden tevbe ve istigfarla Allah’a yoneldigini anlatir.
Gunumuzde demokratik toplumlar bile bu konuda Islamdan cok geridir.Bu toplumlarda kadinin
o kadar da imrenilecek bir tarafi yoktur. O hayatini kazanmak icin cok siki calismak zorunda kalmakta
ve bazen erkekle ayni isi yaptigi halde maasi ondan daha az olabilmektedir. Belli bir ozgurluge sahip
isede bu daha cok arzularini tatmin ozgurlugudur ki boyle bir ozgurluk gercek insan fitratinin, selim
aklin insanligin degismez edebi degerlerinin ve herhangi semavi bir dinin kabul edebilecegi tarzda bir
ozgurluk degildir. Ayirca kadin demokratik toplumlarda bugunki bulundugu konuma gelebilmek icin on
yillarca hatta asirlarca caba gostermistir. Ogrenme, calisma ve kazanma haklarini elde edebilmek icin
acili kurbanlar vermek ve en tabii haklarinin, hatta gordugu ve gormesi gereken hurmetin bir cogundan
vazgecmek zorunda kalmistir. Konumunu ruh sahibi bir insan durumuna getirmek icin cok agir bedel
odemistir. Tum bu pahali kurbanlara ve acili cabalara ragmen onun Musluman kadinin sahip bulundugu
kadinliga yakisir haklara sahip oldugu soylenemez.
Islamin kadin icin tesis ettigi konum onun fitratina tam uygun olan konumdur. Islamin kadin icin tesis
ettigi konum onun fitratina uygun, ona tam bir guvenlik veren ve onu kucuk dusurucu sartlara karsi
2. koruyucu mahiyettedir. Bugun kadinlarin cogu ozgurlugu kimseden izin almadan bagimsizca sokaga
cikmak calisip kazanip erkege benzemek olarak algilamaktadir. Fakat bu uzulerek belirtelimki erkekle
kadini ayni cati altinda mutlu kilan sicacik aile yuvalarinin cok defa yikilmasi pahasina olmaktadir. Buna
karsilik islamin kadina tanidigi konum modern dunyanin butunuyle mechulu oldugu gibi dahada kotusu
tam tersi bir algilama soz konusudur. Bu bakimdan bu konumu madde madde ozetlemek yerinde
olacaktir.
1) Kadinlar annelik gibi yaratilisin ona bahsettigi deger ve bu degerin getirdikleri erkeginkinden
cok daha ondedir.
2)
Kadin dinde ortak sorumluluklara sahip oldugu gibi, nasil erkege has sorumluluklar varsa ona
has sorumluluklarda vardir. O sorumluluklarini yerine getirip geirmemenin karsiliginda aldigi
sevap ve gunah cihetinde erkekten farkli degildir. Onun insan olma ozelligi ne erkeginkinden
farkli ne de olagan disidir. Erkek ve kadin birbirinin yardimcisi
tamamlayicisidir. Allah
Kuran’da soyle buyurur;
Ve Allah onlarin dualarini kabul etti ve onlara soyle diyerek cevapladi: “Ben kadin olsun, erkek
olsun hicbirinizin amelini zayi edici degilim, siz birbirlerinizin yardimcilarisiniz…”
3) Kadin yine erkek gibi ilim edinme mecburiyeti altindadir dolayisiyla ilim edinme yani egitim
hurriyetine sahiptir.
4) Erkek ne olcude dusunce ve dusuncesini aciklama hurriyetine sahipse, kadinda ayni hurriyete
sahiptir.Soz sahibi oldugu konularda gorusune basvurulurdu. O donemde kadinlarin devlet
baskanina onun Kurana aykiri bulduklari ictihadlarina hemde camide butun cami cemaatinin
huzurunda karsi ciktiklari bile vakidir.
5) Islam kadina sozlesme yapmada, girisimcilikte, kazanmada ve mulk sahibi olmada erkeginkiyle
esit haklar saglamistir.
6) MIRAS KONUSU
Islam insan varliginin devaminda kadini erkekle en az ayni seviyede gormesinin yanisira ona
miras hakkida tanimistir. Islamdan once kadin bu haktan mahrum olmakla beraber erkek
tarafindan miras mal olarak algilanan bir esya gibi idi. Kadin prensib olarak aynen erkek gibi
miras alma hakkina sahiptir. Su kadarki paylasmada fark vardir. Bu fark erkegi ustun gorme
degildir. Bunun sebepleri soyledir;
a)
Hersyden once erkek hanimi dahil olmak uzere ailesinin ihtiyaclarini gidermek zorundadir.
b) Kadin sadece kendine ait ihtiyac disi ve luks kacan esya disinda aile icinde hicbir mali
sorumlulugu ustlenmeye mecbur degildir.
c)
Ortada tum maddi sorumluluklar ve borclarla yukumlu erkek ve hicbir maddi sorululugu
olmayan kadin mirasci vardir.Eger kadini mirastan tamamen mahrum birakirsak bu
adaletsizlik olur.cunku onun olen kisiden miras hakki vardir. Buna karsilik eger erkege
kadinla ayni payi veririsek bu defa erkege haksizlik yapilmis olunacaktir.Cunku erkegin
3. omuzlari uzerinde gecindirmekle yukumlu hanimi dahil pek cok insan bulunur.
7) KADININ BAZI AYRICALIKLARI
Kadinin erkek icin sozkonusu olmayan bazi ayricaliklar vardir. O logusalik doneminde ve
periyotlarinda namaz oruc gibi dini gorevlerden muaf tutulmustur. O yukarida izah edildigi gibi tum
mali sorumluluklardanda muaf tutulmustur. Anne olarak Allah katinda hatta insanlar yaninda daha
fazla ve yuksek bir yere sahiptir. Anne cocuklarinin sevgi ve sevkatinin dortte ucune layik
gorulurken baba icin sedece dortte birlik pay kalmistir. Eger o kendi giderlerini gidermek ve aile
sorumluluklarini karsilamak icin calismayi arzu ederse guvenligi ve serefi korunmak sartiyla bunuda
yapmakta serbesttir.
8) NAMAZDA SAFLARIN DUZENI
Kadinin namaz kilarken erkegin arkasinda durmasi onun erkekten dah asagi seviyede oldugunu
gostermez.
Erkeklerin saflarinda devlet baskani, en siradan gorulen bir vatandasla ayni hizada bulunur. Hatta
mescide gec geldiyse devlet baskani arkadada durur. Cunku namazda Allahin huzurunda dunyevi
meslekler, makamlar hicbirsey ifade etmez. Namazlarda saflarin duzeni herkesin tefekkurde
konsantre olmasina yardim icin duzenlenmistir. Bu cok onemlidir cunku muslumanin namazi basit
bir ilahi soylemek degildir. Namaz birtakim isaretler hareketler kiyam, ruku, secde, oturma kalkma
gibi unsurlari ifade eder. Eger erkekler kadinlarla ayni safta duracak olurlarsa dikkat dagitici bazi
unsurlar meydana gelebilir. Namaz ruhun gonlun ve dikkatin butunuyle Allaha kilitlenmesi gereken
bir ibadettir. Bu sebeple kadinla erkegin bir arada olmasi zihni kalbi namaza zit bazi seylerle mesgul
edecektir. Sonuc namazin gayesinin kaybi olacaktir. Ayrica dunya, bir yerden, bir iklimden, bir
cografyadan ibaret degildir. Cok sicak, cok soguk yerler oldugu gibi, cok fakir insanlarda vardir. Bu
bakimdan, erkek ve kadin karisik namaza durdugu zaman, namaz hareketleri esnasinda gorulmemesi
gereken bazi yerlerin acilmasi her zaman icin soz konusu olabilir. Bu, hem taraflari mahcup, hemde
zihinleri ve kalpleri meskul eder. Dolayisiyla bu da, namaz ibadetinin gerektigi gibi yerine
getirilmemesi demek olur.
ISLAM VE DIGER GELENEKLERDE KADIN
Giris
Bati dusunceleri ve paradigmalari, Batinin kulturel mirasina, bir baska bolgeninki ise, yine kendi
kulturel birikimine dayanir. Son asirlarda dunyada hakim olan daha cok bati kultur mirasi oldugu
icin, din ve bu arada Islamiyet’e de, batili dusunurler ve mustesriklerle birlikte, Musluman dunyanin
yabancilasmis aydinlari tarafindan, bu kultur mirasinin temel paradigmalari ve onun en onemli
unsurlarindan olan Kitab-I Mukaddes gelenegi acisindan yaklasilmis ve bu gelenege yoneltilen
elestiriler aynen Islam’a da yoneltilmistir. Bu bakimdan, asagidaki yazida, bu yanlis tutumun yol
actigi yanlis anlamalardan biri olarak Islamda kadinin yerini, Kitab-I Mukaddes geleneginin
4. “aydinlanma” asirlarinda tenkit edilen unsurlari noktasinda ele almanin yanlisligini ortaya koymaya
calisacagiz.
1) Hz. Havva’nin sucu mu?
Kitab-i Mukaddes, Tekvin 2:4 ve 3:24’te Allah’in Hz. Adem ve Havva’ya bir agacin meyvesini
yasakladigi, fakat daha sonra yilanin Hz. Havva’yi, Hz. Havva’nin da Hz. Adem’i kandirdigi
anlatilir. Allah’in kinamasindan dolayi da Hz. Adem;in sucu Hz. Havva’ya attigi belirtilir: “Yanima
verdigin kadin…o, agactan bana verdi ve yedim.” Allah da, Hz. Havva’ya soyle seslenir: “
Zahmetini ve gebeligini ziyadesiyle cogaltacagim; aciyla evlat doguracaksin; ve arzun kocana
olacak, o da sana hakim olacaktir. “ Adem’e de “karinin sozunu dinledigin ve ondan yemiyeceksin
diye sana emir ettigin agactan yedigin icin toprak senin yuzunden lanetli oldun, omrunun butun
gunlerinden zahmetle ondan yiyeceksin “der. Kur’an da ise hadise boyle anlatilmaz. Kuran’I Kerim,
yasaklanan agactan tatma hatasini Hz. Adem merkezli anlatir. (2:37). Hatta Hz. Havva’yi ayni hataya
surekleyenin Hz. Adem oldugunu ima eder (20:117-120). Bununla birlikte, ilgili ayetlerden Hz.
Havva’nin da ayni hatayi isledigi anlatilmakta olup (20:121) tevbeyide birlikte yapmislardir (7:1923). Dolayisiyla Islam,” ilk gunah” gibi bir gunahi kadina yuklemez. Bu hatadan dolayi onu kinamaz
ve insanligi cennenten yere indiren bir varlik olarak gormez.
2) Hz. Havva’nin Mirasi
Aldatan ve insanligi cennetten cikaran Havva anlayisi, kadini insanligin butun gunahlarindan
sorumlu tutmustur. Cunku ilk gunah inancina gore Hz. Havva’nin isledigi ve Hz. Adem’e de islettigi
iddia olunan gunah irsi olarak butun insanliga gecmektedir ve butun insanlar, bu gunahla dunyaya
gelmektedir. Isa mesih, bu gunahi temizlemek icin kendini kurban ettiginden Hz. Havva yani kadin,
dolayisiyla Hz. Isa’nin kanindan da sorumlu tutulmustur. Eger vaktiyle bu sozlerde bir hata bir yanlis
anlama olmadiysa Ingiliz kadin arastirmaci Karen Armstrong, ilk donem ve daha sonra bazi azizlerin
su goruslerini nakleder:
Bilmiyormusunuz ki, her biriniz bir Havva’siniz? Tanri’nin size olan cezasi bu cagda da devam
ediyor. Siz seytanin kapisisiniz: yasak agacin muhrunu acansiniz, Ilahi kanunu ilk terk edensiniz;
sizler seytanin saldirmayi goze alamadigi adami razi edensiniz; Tanrinin sureti olan insani yok
edensiniz. Sizin hakettiginiz cezadan dolayi Tanri ogul edinmek zorunda kaldi. (St. Tertullian)
Es veya anne olmus ne fark eder, o hala erkegi bastan cikaran Havvadir, butun kadinlardan
kacinmaliyiz. Onun cocuk dogurmasinin disinda erkegin ne isine yaradigini anlayamadim (St.
Augustine)
KURAN’A GORE KADIN
Dikkatimizi Kur’an’in kadin hakkindaki ifadelerine cevirdigimizde Islamin kadina bakisindaki
farklilik hemen kendini belli eder.
Rabbleri onlara karsilik verdi: “Ben sizden, erkek olsun, kadin olsun hic bir calisanin
5. calismasini zayi etmeyecegim. Hep birbirinizdensiniz;(3:195)”.
Erkek veya kadin her kim inanmis olarak iyi bir is yaparsa ona guzel ve hos bir hayat yasatiriz.
Onlari, yaptiklarinin en guzeli ile mukafatlandiririz (16:97)
Kur’an’in kadina bakisi erkege bakisindan farkli degildir. Kur’an kadini hic bir zaman seytanin
gunaha acilan kapisi veya tabiati itibariyle aldatici olarak gormedigi gibi, erkegi de Allah’in imaji
olarak gormez, sadece kadin ve erkek hepsi onun yaratigidir. Kur’an a gore kadinin dunyadaki rolu
cocuk dogurmakla sinirli degildir. Oda, erkekler kadar salih amel islemekle yukumludur. Hz.
Meryem’iI ve Firavunun hanimi Asiye gibi ornek kadinlari bizzat nazara verir.
Allah inanlara Firavun’un hanimini misal verir: O, soyle demisti: “Rabbim! Bana katinda,
cennette bir ev yap beni Firavundan ve onun amelinden kurtal beni bu zalim milletin elinden kurtar.”
Imran kizi Meryem’i de misal verir. O iffetini korudu; bizde ona kendi ruhumuzdan ufledik. O,
Rabbi’sinin kelimelerini ve kitaplarini dogruladi. Bize gonulden itaat edenlerdendi (66:11-12).
3) Kadinin Egitimi
Bilindigi gibi Tevrat hukuk kitabidir. Fakat Talmuta gore “ Kadinlar, Tevrati calisma konusunun
disindadir”. Bu gelenegin bazi bilginlere gore, “ Tevratin sozleri kadinlara soylenmektense, ateste
yansin” ve “ her kim kendi kizina Tevrati ogretirse ona mustehcenlik ogretmis gibi olur” demektedir.
St. Paul’un yaklasimida soyledir:
Mukaddeslerin butun kiliselerinde oldugu gibi kiliselerde kadinlar sukut etsinler; cunku onlara
soylem다 icin izin yoktur; ancak seriatin dedigi gibi tabi olsunlar. Eger bir sey ogrenm 다 isterlerse,
evde kendi kocalarina sorsunlar; cunku kadina kilise de soylem 다 ayiptir.” ( Korintoslulara birinci
mektup 14:4-35)
Meselenin Kur’an da nasil ele alindigi konusunda su kisa kafidir. Kocasi evz kizarak kendisine “
sen bana annemin sirti gibisin” dediginde Havle musluman bir kadindi. Bu soz, put perest Araplar
tarafindan kocayi evlilik sorumluluklarindan ozgur kilan bir beyan olarak Kabul edilir, fakat esin evi
terk etmesine veya baska bir erkele evlenmesine izin verilmezdi. Kocasindan bu sozleri isiten Havle,
cok kotu durumdaydi ve kendi problemini anlatmak icin dogruca Hz. Peygambere gitti. Bir cikis
yolu olmadigi icin Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) onun sabr etmesi fikrindeydi. Havle askiya
alinmis evliligini kurtarmak icin Efendimize sikayet etmeye devam etti, cok gecmeden vahiy geldi
ve ilahi hukum, bu cahiliye gelenegine son verdi. Sureyede, kocasi konusunda Peygamber
Efendimizle tartisan Havleden hareketle Mucadile (tartisan kadin adi verildi).
Allah kocasi hakkinda seninle tartisan ve Allah’a sikayette bulunan kadinin sozunu isitti. Allah,
ikinizin birbirinizle konusmasini isitir. Cunku Allah isitendir gorendir (58:1). Kuran ‘a gore bir kadin
bizzat kendisi islamin Peygamberiyle bile tartisabilir. Cunku kimse ona sus deme hakkina sahip
degildir. Kocasini, dini ve hukuki meselelerde t다 referans olarak Kabul etme gibi bir
yukumlulugude yoktur. Sonra kadin, mescidde de konusabilir. Okadar ki, Hz. Omer gibi bir halifeyi
camide hutbe verirken, yanlis yaptiginda tashih bile edebilir.
6. 4) Bosanma
Uc dinde bosanmaya dair onemli olcude farkli tutumlar sergiler. Incil net bir sekilde evlilik
hayatinin sonu ermiyecegini soyler. Hz. Isa’nin,” Fakat ben size derimki zinadan baska bir sebetle karisini
bosayan kimse Onu zaniye yapmis olur, ve kim bosanmis kadinla evlenirse zina eder” (Matta 5:32)”
dedigine inanilir. Bu uzlasmaz ideal suphesiz butun insanligin hic bir zaman gerceklestiremedigi ahlaki
mukemmelligi gerektirir. Her nezanm esler evlilik hayatlarinin onarilamaz oldugunu anlarsa, ozaman
bosanmayi yasaklamayi onlara bir faydasi olmaz. Hasta bir evlilik birligini, eslerin kendi istekleri disinda
devam ettirmeye caklismak ne etkili ne de mantiki bir sey olur. Gunumuzde butun Hiristiyan dunyasinin
bosanmaya izin vermek zorunda kalmasina sasirmamak gerekir.
Obur taraftan Yahudilik kocaya bosanma hakkin vermek konusunda nettir. Bir adam bir kadin alip
onunla evlendigi zaman vaki olacak ki, onda utanilacak birsey bulundugu icin, kadin onun gozunde lutf
bulmazsa, onun icin bos kagidini yazacak ve onun eline verecek, ve onu evinden gonderecektir. Ve
evinden ayrildiktan sonra kadin gidip baska bir erkegin karisi olabilir. Ve sonraki adamda ondan nefret
ederse ve onun icin bos kagidini yazarsa ve onun eline verip onu evinden gonderirse yahut onu kendisine
kari olarak almis olan sonraki adam olurse; onu gondermis olan evvelki kocasi, kadin murdar edildikten
sonra onu kendisine tekrar kari olarak alamaz (Tesniye, 24:1-4). Islam, bosanma konusunda Hiristiyanlik
ve Yahudilik arasindaki orta yolu takip eder. Islama gore evlilik, mucbir sebep olmadigi muddetce
bozulmamasi gerekli kutsal bir bagdir. Esler, evlilikleri tehlikeye dustugunde mumkun olan butun careleri
denemekle emir olunmuslardir. Baska cikis yolu oldugu surecede bosanmaya basvurulmaz. Kisacasi,
Islam, bosanmayi kabul eder fakat, her vesilede ondan vazgecirmeye calisir. Kocaya talak (bosama)
hakkini verir. Kadina da, Yahudiligin aksine Islam, hul’ olarak bilinen sekilde evliligi sonra hakkinida
tanir. Hul veya muhale’a, bir bedel karsiligi bosanmadir. Kadin, evlenirken nikah hakki talep edebilir. Bu
hakki alan kadin bedelli veya bedelsiz olmak uzere mahkemeye basvurarak kocasini bosayabilir.
Hz. Muhammed (s.a.v)’e evliligini sona erdirmek isteyen bir kadin geldi ve kocasinin karakter ve
davranislarindan sikayetci olamadigini, fakat tek probleminin artik kendisi ile mukaranetten aciz olan
kocasini durustce sevmemesi oldugunu soyledi. Peygamberimiz “onun (mehir olarak verdigi bahceyi)
tekrar verirmisin? Diye sordu. Kadinda : “evet” dedi. Peygamberimiz, ozaman erkege bahcesini geri
almasini ve evliligi sona erdirmesini emretti (Buhari).
Anlasiliyor ki bastan bosama hakki almamis bile olsa, musluman kadin kocasinin siddete
basvurmasi onu gereksiz yere terk etmesi, evlilik sorumlulugunu yerine getirememesi gibi mucbir
sebeplerden dolayi devam ettirmek istemedigi bir evliligi sona erdirmeye mecbur kalabilir.
Kisacasi islam musluman kadina esi benzeri olmayan haklar vermistir: O, hul yoluyla evliligi sona
erdirebilir ve bosanma davasi acabilir.
Peygamberimiz (s.av.) soyle buyurur:
Helaller icinde Allah’a en cirkin olani bosanmadir (Ebu Dvud).
Bir musluman erkek, sadece hoslanmadigi icin hanimini keyfi bosayamaz. Kuran ona hoslanmama
7. duygu ve hisleri ile dolu oldugu durumlarda bile hanimina iyi muameleye emreder:
Onlarla iyi gecinin. Eger onlardan hoslanmazsaniz sizin hoslanmadiginiz bir seye Allah cok
hayirlar koymus olabilir ( 4:19).
Hz. Muhammed (s.a.v) benzeri talimatlar vermistir:
Inanan bir erkek inanan bir kadindan nefret etmesin. Bir huyunu sevmezse sevecegi bir digeri
mutlaka bulunur. (Muslum)
Muminlerin en hayirlisi ahlaken en guzel olanidir ve sizin en hayirliniz, eslerine karsi en iyi
davrananizdir. (Tirmizi)
5) Anneler
Kitab-I Mukaddes bir cok yerde anne babaya saygiyi ve iyi muameleyi emreder ve onlara saygisizlik
yapmayida yasaklar. Mesela: “cunku babasina yahut anasina lanet eden her adam mutlaka oldurulecektir”
ve “hikmetli ogul babasini sevindirir akilsiz adam ise anasini hor gorur”.
Hz. Isa buralarda gecen sozleri ile, Allah katinda asil degerin iman ve kullukta yattigini anne
babada olsa iman ve kullugu olmayan veya az olanlarin digerleri derecesinde mevki sahibi
olamiyacaklarini ifade etmis olmaktadir. Allah sevgisi, butun sevgilerin onunde gelemli, anne baba
sevgisi, Allah sevgisi ve ona baliligin onune gecmemelidir.
Bununla birlikte, islamda anne babaya verilen seref, saygi ve hurmet essizdir. Kuran, anne babaya iyi
muameleyi Allah’a ibadetten sonra ikinci siraya koyar.
Rabbim yanliz kendisine ibadet etmenizi ve anne babaya kamil manada iylikte bulunmanizi
emretti. Eger ikisinden biri veya her ikisi senin yaninda iken ihtiyarlayacak olursa onlara karsi of bile
deme onlari azarlama. Onlara guzel soz soyle. Onlara aciyarak uzerlerine alacak gonulluluk kanatlarini
ger ve : “ Rabbim! Kucukken beni yetistirdikleri gibi, sende onlara oyle merhamet et!” de (17:23-34).
Bir adam Peygamber Efendimize gelip ey Allah’in resulu insanlar icinde hurmet etmeme en
layik kimdir? Diye sordu. Allah Rsulu annedir diye buyurdu. Adam “sonra kim?” diye sordu.
Peygamberimiz “annedir” dedi. Adam yine “sonra kim” diye sordu. Peygamberimiz “annedir” cevabini
verdi adam tekrar “sonra kim” diye sordu. Ozaman Peygamberimiz “ babadir” diye cevap verdi.
6) Evli Kadinin Durumu
Kitab-I Mukaddeste kendilerine mirastan hak taninmadigi icin dullar onceki toplumalrin en savunmasiz
kimseleri arasindaydi. Olmus kocanin erk 다 akrabalari onun tum mirasina konardi. Ve bu mirastan dul
karisinida gecindirm다 durumundaydilar. Nevarki buda o akrabanin insafina kalmisti. Bu bakimdan
dulluk, duskunlugun sembolu olarak gorulurdu. Tekvin 38’e gore cocuksuz dul kadin. Evil olsa bile
kocasinin erk다 kardesi ile evlenm다 zorundaydi, boylece o olmus kardeisin neslini devam ettirir
onunadinin silinmesine mani olmus olurdu.
Islam oncesi putperest Araplarida benzer uygulamalara sahiptiler. Bir dul kadin, olenin erk 다
mirascilari tarafindan alinacak terekenin bir parkas sayilirdi ve genellikle olen kimsenin diger esinden
8. olma en buyuk erk다 ogluyla evlendirilrdi. Kuran bu uygulamayi sert bir sekilde tenkit ederk bu alcaltici
gelenegi kaldirdi.
Gecmiste olanlar haric, babalarinizin evlendigi kadinlarla evlenmeyin! Bu bir haysizlik igrenc birseydi
ne kotu bir yoldu ( 4:22).
Kitabi Mukaddes geleneginde ust rutbeli din adamlari, dul, bosanmis kadin veya fahiselerle
evlenemezdi.
Kuran ne dul kadini dusuk gorur, ne onunla evlenmeyi yasaklar, hatta onlarin korunup kollanmasi
islamda buyuk faziletlerdendir. Kuran onlarin evlenmeleri ile ilgili olarak duzenlemeler getirmistir.
Icinizden vefat edenlerin geriye biraktiklari esleri, kendilerini tutup dort ay on gun beklerler.
Surelerini doldurduklarinda kendi haklarinda mesru sinirlar cercevesinde verecekleri karardan ve ortaya
koyacaklari davranislarda dolayi size bir vebal yoktur. Allah her ne yaparsaniz hepsinden hakkiyla
haberdardir (2: 234).
7) Cok Kadinla Evlilik
Cok kadinla evlilik insanlik tarihi kadar eski bir uygulamadir. Kitab-I Mukaddes cok kadinla evliligi
yasaklamaz. Aksine mesrulugunu Kabul eder. Hz. Suleymanin cok sayida hanimi ve cariyesi oldugu
Kitab-I Mukaddeste gecer (1.Krallar, 11:3). Yine Hz. Davud’un da cok sayida hanimi ve cariyesi oldugu
zikredilir (2. Samuel, 5:13). Avrupa Yahudileri 16. asra kadar cok esliligi devam ettirdiler. Dogu
Yahudileride cok esliligin medeni hukuka gore yasak oldugu Israile gocunceye kadar bu uygulamayi
surdurduler. Fakat Israilde bazi durumlarda medeni hukuku gecersiz kilan dini hukuk altinda cok kadinla
evlilige izin verilmektedir.
Yeni ahit cok eslilik hakkinda ne der? Papaz Eugene Hillman bu konudaki eserinde “ incilin hic bir
yerinde evliligin tek esle olacagina veya cok esle evliligin yasak olduguna dair hic bir emir yoktur”
kaydini duser. Dahasi Hz. Isa kendi tolumunda cok eslilik yaygin olmasina ragmen buna karsi cikmistir.
Peder Hillman, St. Agustine’in “simdi bizim zamanimizda Roma adetlerine uymak icin baska bir es
almaya artik izin verilmemektedir” sozunu naklederek Roma kilisesinin Yunan Roman kulturune uymak
maksadi ile cok esliligi yasakladiginin altini cizer. Kuran cok esle evlilige izin verdi. Fakat bunu bir takim
kisitlamalarla kayit altina aldi:
Sayet yetimler hakkinda adaleti yerine getiremiyeceginizden korkarsaniz hosunuza giden baka
kadinlarla ikiser ucer ve dorder tane evlenebilirsiniz. Sayet aralarinda adaletsizlik yapmaktan korkarsaniz
bir tane ile yetinin (4:3).
Kuran es sayisini eslere esit ve adil muamele gibi siki sartlar altinda dortle sinirlandirir. Kuranin cok
esle evliligi zorlamasi veya cok esle evliligi ideal olarak takdir etmesi mumkun degildir. O zorlayici
sosyal ve ahlaki sebeplerin oldugu zaman ve durumlari nazara alarak cok esle evliligi bir izin bir ruhsat
olarak tanimistir. Yukaridaki Kuran ayetinin de isaret ettigi gibi islamda cok eslilik konusu pek cok
toplumda horlanan ve ezilen yetim ve dullara karsi toplumun gorevlerinden ayri bir sekilde anlasilamaz.
Butun zaman ve mekana hitap eden bir din olarak islam bu mucbir sorumluluklari gormemezlikten
9. gelmemistir.
Gunumuzde pek cok modern toplumda kadin sayisi erkek sayisindan fazladir. Amerika’da
erkeklerden en az sekiz milyon fazla kadin vardir. Gueana gibi ulkelerde her yuz erkege yuz yirmi iki
kadin dusmektedir. Boyle bir dengesizlige karsi toplum ne yapmali? Degisik cozumler olabilir. Bazilari
muzmin bekarligi bazilarida kiz cocuklarinin diri diri gomulmesini tavsiye edebilir. Daha baskalarida
fahiselik, metreslik, evlilik disi iliskileri es cinsellik gibi cirkinlikleri bir cikis yolu gorebilir. Islamda
poligaminin karsilikli riza meselesi oldugunuda eklemek gerekir. Hic kimse bir kadini evli bir erkekle
evlenmeye zorlayamaz. Bunun yaninda bir kadin kocasinin baska bir kadinla evlenmemesini sart
kosabilir. Kitab-I Mukaddese gore cocuksuz dul kadin evil bile olsa kendi rizasi gerekmeksizin kocasinin
kardesi ile evlenmek zorundadir. (Tekvin 38:8-10)
Hic kimse Bati toplumlarinda metresin rolunu bilmiyor. Bu acidan Islam, temelden serefli bir dindi.
O toplumun ahlakini korumak icin butun gizli iliskileri siddetle yasaklar.
8) Basortusu
Yahudi ve Hiristiyan geleneklerinde basortusu diye birseyin olmadigi dogrumudur?
Haham Dr. Menachem M.Brayer (Yeshiva Universitesi Kitab-I Mukaddes literature Profosoru)
Yahudi hukuku litareturune gore topluma cikan Yahudi kadinin bazi zamanlar tek gozu haric butun yuzu
kapatan bir basortusu takmasinin gelenek oldugunu yazar.
“Basi acik disari cikmak Israil kizlarina yakismaz” “lanet, haniminin sacinin gorunmesine izin veren
erkege olsun… kendini guzel gostermek icin sacini acik birakan kadin yoksulluk getirir.”
Basortusu bir kadinin sayginligini ve sosyal konumunu ifade ederdi. Alt siniflardan kadinlar cogu
zaman yuksek sinif izlemini vermek icin basortusu takarlardi. Bugun cogu dindar yahudi kadini sinagog
disinda basini ortmez.
Katolik rahibelerin bin yildan beri baslarini kapadiklari bilinmektedir. St, Paule basortusune dair bazi
ilginc aciklamalarda bulunur: Paule’in kadini ortme mantigi Tanrinin sureti ve yuceltilmesinin simgesi
olan erkegi kendisi icin ve kendisinden yaratilan kadin uzuerindeki otoritesinin remzi oldugu tezine
dayanir. Bugunku Katolik kilise kanunlari arasinda kadinlarin kilisedeyken baslarini ortmelerini
gerektiren madde vardir. Yukaridaki delillerden Islamin basortusunu icat etmedigi ortaya cikar. Islam
inanan erkek ve kadinlarin bakislarini sakinmalarini iffetlerini korumalarini ve inanan kadinlarin basortu
kullanmalarini ister.
Mumin erkeklere soyle: gozlerini bakilmasi yasak olandan cevirsinler, irzlarini korusunlar, mumin
kadinlara da soyle: gozlerini bakilmasi yasak olandan cevirsinler, iffetlerini korusunlar. suslerini
kendiliginden gorulen kismi mustesna acmasinlar. Basortulerini yakalarinin uzerine koyup ortsunler.
Kuran basortusunun iffet icin gerekli oldugunu acikca ifade eder. Iffet neden onemlidir? Kuran
bunuda aciklar: “ Ey Peygamber!
Eslerine, kizlarina ve muminlerin kadinlarina soyle disari cikarken ortulerini ustlerine alsinlar ki
bilinip incitilmesinler.”24/
10. Iffet kadini bugunun toplumlarinda en cok ve cok yaygin bicimde maruz bulundugu tacizlerden
korur. Kadinin bizzat tacize sebebiyet vermesinin de sebebidir iffet kalkandir.
Diger geleneklerin aksine islamda basortusu ne erkekgin kadin uzerindeki otoritesini need kadinin
erkege kullugunu simgeler.
Kuran kadinlarin vucutlarini ve itibarlarini korumayla okadar ilgilenirki iffetli bir kadini iffetsilikle
suclayan agir sekilde cezalandirir.
Yasadigimiz toplumda bazi seyleri anlamak gercekten cok zor. Giyimde konusamada ve
davranislarda hem erkekler hemde kadinlar icin iffet kulturune asiri derecede ihtiyac var. 마냐 takdirde
ic karartici istatislikler gunden gune dahada kara bir tablo ortaya koyacak ve malesef kadinlar bu
uygulamanin cezasini odeyecekler.