4. "Mü'minler ancak kardeştirler.
Öyleyse kardeşlerinizin
arasını bulup düzeltin
ve Allah'tan korkup sakının
umulur ki esirgenirsiniz"
(el-Hucurat 49/10).
4
5. Âyeti kerimeden de açıkça anlaşılacağı üzere,
ancak iman bağıyla biraraya gelenler
kardeş olarak kabul edilmektedirler.
5
6. Buna göre yeryüzünün neresinde
yaşıyor olurlarsa olsunlar,
hangi dili konuşuyor olurlarsa olsunlar,
hangi kavme mensup olurlarsa olsunlar .
6
7. veya hangi renge sahip olurlarsa olsunlar
bütün mü'minler kelimenin tam anlamiyla
birbirlerinin kardeşleridirler
yani birbirlerinin sadık dostlarıdırlar.
7
9. Bu kardeşler kendi aralarında
apayrı bir topluluk oluştururlar.
Kendi akidelerine saldıran
veya imana karşı küfrü tercih eden kimselere
kendilerine ne kadar yakın olurlarsa olsunlar
asla sevgi beslemezler;
9
10. bu anlamda sadece
akide kardeşliğini esas tutarlar;
Rabblerinin şu mealdeki
uyarılarını asla unutmazlar:
10
12. Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiçbir toplumun
-babaları,
oğulları,
kardeşleri,
yahut akrabaları da olsaAllah'a ve Resûlüne düşman olan kimselere
sevgi beslediğini göremezsin.
İşte Allah onların kalplerine imanı yazmış
ve kendi katından bir ruh ile desteklemiştir.
(el-Mücadele, 58/22);
12
14. Ey iman edenler!
Eğer küfrü imana tercih ederlerse,
babalarınızı ve kardeşlerinizi bile dost edinmeyin.
İçinizden kim onları dost edinirse,
işte onlar, zalimlerin ta kendileridir.
(et-Tevbe, 9/23)..
14
15. Kardeşlikten söz ederken akla
Gelen İlk şey kardeşlik haklarıdır.
Unutmayalım ki kardeşe yapılacak
En büyük iyilik ona zarar vermemektir.
Sonra yapılacak bir iyilik varsa yapılır.
15
16. Kardeşlik hukukunda titizlikle
yapılması gereken durumlar şunlardır :
1-Kareşin haklarını korumak.
2-Kardeşleri kendi nefsi kadar sevmek.
3-Kardeşler arasında selamı yaymak.
4-kardeşler arasında eşitlik ilkesine dikkat etmek.
5-ve kardeşlerle dayanışma içinde olmak.
16
17. Kardeşlık hukukunda uzak kalınması gereken
hususlar da şunlardır:
1- Irkçılık.
2- Ayrımcılık ve bölücük
3- Zulüm ve tehakküm
4- Nefret ve öfke
5- Kin tutma
6- kibirlenme.
7- Gıbet ve Dedikodu
8- Aldatmak, kandırmak ve hile yapmak.
17
18. Rasûlullah (s a v ) şöyle buyurmuştur:
“Müslümanın Müslüman üzerinde
altı hakkı vardır
1-Karşılaştığında selam verir,
2-davetine icabet eder,
3-aksırdığı zaman elhamdülillah derse
yerhamükallah der,
(Dârimî, İstizan: 5; İbn Mâce, Cenaiz: 43)
18
19. 4-hastalandığında ziyaret eder,
5-öldüğünde cenazesine katılır
6-kendisi için sevdiği şeyi onun için de sever ,
varlığında ve yokluğunda
onun hakkında samimi olur
iyiliğini İster ve nasihate devam eder ”
(Dârimî, İstizan: 5; İbn Mâce, Cenaiz: 43)
19
23. Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın.
Parçalanıp bölünmeyin.
Allah’ın size olan nimetini hatırlayın.
Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de
O, kalplerinizi birleştirdi.
(Ali İmrân, 3/103).
23
24. İşte O’nun bu nimeti sayesinde
kardeş oldunuz.
Yine siz, bir ateş çukurunun
kenarında idiniz de
O sizi oradan kurtardı.
İşte Allah size âyetlerini böyle açıklar ki
doğru yola eresiniz.
(Ali İmrân, 3/103).
24
25. Yüce Rabbimiz bizlere,
cahiliyye döneminde
birbirlerine düşmanlıklarıyla ün salmış
Evs ve Hazreç kabilelerine mensup fertleri
iman bağıyla nasıl kardeşler haline
getirdiğini hatırlatmaktadır.
25
26. Bu hatırlatma,
insanların mutlaka akide bağını esas alan,
yani hep birlikte Allah‘ın ipine içtenlikle sarılı
insanlar olmaları gerektiğini
zimnen öne çıkartmaktadır..
26
27. Dahası ve en önemlisi,
insanlığı kumanda edecek
mü'minlerin başarısını,
Allah'in ipine sımsıkı sarılıp
kardeşlik bağını
güçlendirmek şartına
bağlamaktadır.
27
28. İslam'da kardeşlik akide temeline
oturtulduğu için,
mü'minlerin arasını bozacak
her türlü sunî ayrımlar
haram kabul edilmiştir.
28
29. Irk,
soy,
cins vs. türünden
cahilî değerler yerine
takva kriteri getirilmek suretiyle
toplumsal kardeşliğin
ve ahengin bozulmaması sağlanmıştır.
Bu konudaki âyeti kerime her türlü
tartışmayı sona erdirici niteliktedir:
29
31. "... Hiç kuşkusuz,
Allah katında en üstün olanınız,
takvaca en üstün olanınızdır..."
(el-Hucurat, 49/13).
31
32. Mü'min erkekler ile mü'min kadınların,
akide ve takva temelinde
birbirleriyle yardımlaşmaları
kardeşliğin bir gereği olarak zikredilmektedir.
32
33. Bu yardımlaşma,
bireysel ve toplumsal hayatta
iman ve takva ilkesinin
eğemen olmasını sağlamak için
gerekli görülmektedir.
33
34. Nitekim bu amaçla biraraya gelen kimselere
Allah'in rahmet edeceği belirtilmektedir:
(et-Tevbe, 9/71).
34
35. "Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar
birbirlerinin velileridirler.
(et-Tevbe, 9/71).
35
36. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar,
namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ,
Allah'a ve Rasûlüne itaat ederler.
İşte Allah‘ın kendilerine
rahmet edeceği kimseler bunlardır..."
(et-Tevbe, 9/71).
36
37. Kardeş olmak,
arkadaş ve sadık dost olmak;
sevinçte ve kederde beraber olmayı
göze almak demektir;
bunu fiili olarak göstermek demektir,
sevmek, saymak,
güvenmek, merhamet etmek,
yardımlaşmak ve dayanışmak demektir.
Bunlar olmadan kardeşlik iddiasinin
bir anlamı olmaz.
37
38. Dinde kardeşligin en güzel numunesini
Peygamber çağında
Peygamberle birlikte yaşayan
seçkin sahabeler ortaya koymuşlardır.
38
40. Medineli Ensar,
Mekkeli Muhacir kardeşlerinin nefislerini,
kendi nefislerinden daha aziz tutmuşlar,
onları hiçbir konuda yalnız
ve yardımsız bırakmamışlardır.
40
41. Hatta Ensâr'dan bir müslüman,
muhacir kardeşine,
şayet dilerse hanımlarından birini
boşayıp kendisine nikahlayabileceğini bile
teklif etmekten kaçınmamıştır.
41
44. "Kendilerinden önce o yurdu (Medine'yi)
hazırlayıp imanı gönüllerine yerleştirenler ise,
kendilerine hicret edenleri severler
ve onlara verilen şeylerden dolayı da
içlerinde bir rahatsızlık duymazlar.
el-Haşr, 59/9.
44
45. Kendilerinde bir ihtiyaç olsa bile
kardeşlerini öz nefislerine tercih ederler.
Kim nefsinin cimri ve bencil
tutkularından korunmuşsa,
işte onlar, felaha erenlerdir"(el-Hasr, 59/9).
45
46. Peygamberimiz (s.a.s) bir hadisinde
şöyle buyurmaktadir:
Bir mü'min kendi için arzu ettiğini
mü'min kardeşi için de arzu etmedikçe
olgun mü'min olamaz. (Buhârî, imân, 7).
46
47. Muhacirlerden Abdurrahman bin Avf,
ensardan Sa'd bin Rebi ile kardeş oldular.
Sa'd b. Rebi kardeşi A.bin Avf'a;
"Kardeşim! İşte evim , yarısı senin,
işte mülküm,yarısı senin, işte eşlerim,
birisini boşayıp seninle nikahlayayım ."
47
48. diyerek fedakarlığın
en güzel örneğini ortaya koymuştu.
Ancak Abdurrahman bin Avf,
hazırcılığı iyi görmemiş ve Sa’d bin Rebi'ye,
"Sağ ol Kardeşim,
sen bana çarşının yolunu göster,
bu bana yeter." karşılığını vermiş,
çalışmış ve kısa zamanda
Medine'li zenginler arasına katılmıştı.
(Buhari,Tecrid-i Sarih Tercemesi, VI/342).
48
50. "Müslüman müslümanin kardeşidir.
Ona zulüm ve kötülük yapmaz,
onu tehlikeye atmaz.
Bir kimse kardeşinin bir ihtiyacını giderirse
Allah da onun bir ihtiyacını giderir.
(Müslim, Birr,58).
50
51. Kim bir müslümanin bir sıkıntısını giderirse
Allah da ondan kiyamet gününün
sıkıntılarından birini giderir.
(Müslim, Birr,58).
51
52. Bir müslüman, kardeşinin bir ayibini örterse
kiyamet günü Allah da onun bir ayibini örter."
(Müslim, Birr,58).
52
53. İbni Şebreme diyor ki:
Eğer sen Mü’min kardeşinden
yardım isteyip de
o mü’min kardeş senin ihtıyacını
gidermek için gayret göstermezse ,
güzel bir abdest al,
ona dört tekbir getir
ve onu mevtalardan say.
53
54. Hz. Ali (r.a) söyle demektedir:
"Senin hakiki kardeşin seninle beraber olan
sana menfaat versin diye,
kendi nefsine zarar vermeye razı olan,
dara düştüğün zaman ,
senin durumunu düzeltmek için
kendi öz durumunu dağıtandır.
54
55. Mü'minler kardeşlikte ve dostlukta
tıpkı aksamı birbirine geçmiş
sapasaglam bir bina gibidirler
veya bütün unsurları ve zerreleriyle
birbirine bağlı bir vücud gibidirler.
55
56. Bir vücudun herhangi bir azası
rahatsız olduğunda
nasıl ki bütün vücud aynı rahatsızlığı,
aynı acıyı duyarsa,
bir tek mü'minin
dünyanın ta öbür ucunda olsa bile
çektiği acıyı,
duyduğu ızdırabı
diğer mü'min kardeşleri derinden hisseder.
video
56
58. "Mü'minin mü'mine bağlılığı,
parçaları birbiriyle bütünleşen bir bina gibidir."
Hadisi rivâyet eden Ebû Musa El-Es'arî'nin
bunu tarif için parmaklarını
birbirine geçirdiği zikredilmektedir.
(Buhârî, salat, 88, Mezalim, 5;
Müslim, birr, 65; Tirmizî, birr, 18; Nesâî, zekat, 67).
58
59. "Mü'minleri kendi aralarındaki merhamet,
sevgi, ve yardımlaşmada
bir vücud gibi görürsün.
Ki vücudun bir organı agrırsa,
vücudun kalan kısmı
uykusuzluk ve humma ile
o organ için birbirini çağırır".
59
60. Bir mü'minin, diğer bir mü'min kardeşine
her halükarda yardımcı olması gerekmektedir.
Peygamberimiz bir hadisinde,
"zalim de olsa, mazlum da olsa
mü'min kardeşine yardım et!"
diye buyurmaktadır.
60
61. Zulüm konusunda nasıl yardım edileceğini ise
şu çarpıcı sözlerle dile getirmektedir:
"Onu zulümden el çektirirsin.
Ona yapacağın yardım işte budur"
(Buhârî, Mezalim, 4; Müslim, birr, 62).
61
62. Kardeşliğin bir gereği de,
zulme meyleden diğer kardeşlerini uyarmak
ve onları hizaya getirmek için çalışıp durmaktır.
62
63. Bu tür yardımlaşma fertlerin
ve toplumun selameti için
oldukça önem arzetmektedir.
63
64. Allah Rasûlü Mescid-i Nebevî'nin
insaşından sonra
Muhâcirler ile Ensâr'dan
doksan sahabe arasında
ikişer ikişer kardeşlik akdetti.
Kendisi de Hz. Ali ile kardeş oldu.
64
65. Bütün mü'minler birbirinin
din kardeşi olmakla birlikte,
bu özel kardeşleştirme,
yardım,
ziyaret,
nasihat
ve rehberligi,
hatta zevi'l-erhamdan önce
mirasçı olmayı kapsamına alıyordu.
65
66. İbn Abbas anlatiyor:
"Muhacirler Medine'ye geldikleri zaman
aralarında akrabalık bağı olmaksızın,
Rasûlüllah'in ihdas ettiği kardeşlik dolayısıyla
Ensara varis oluyorlardı.
66
68. "O kimseler ki iman edip hicret ettiler
ve mallarıyla, canlarıyla
Allah yolunda mücadele ettiler.
O Ensar ki Muhacirleri barındırdılar
ve onlara yardım ettiler.
Onlar birbirinin velileridirler" (el-infâl, 8/72).
68
69. Burada velayet; yardım, yardımlaşma,
öğüt ve verâsetle tefsir edilmiştir.
Bedir savaşından sonra
Muhacirlerin maddi durumlarının
düzelmeye başlaması üzerine
Muhacirlerin Ensara mirasçi olma hükmü
su âyetle neshedilmiştir:
69
72. Ensâr bazı mallarını
Muhacir kardeşleriyle bölüşmüş,
hurmalıklar üzerinde onlarla
ziraat ortakçılığı yapmışlardır
(Ibn Sa'd, Tabakat, III, 396; Buhârî, II, 71, 111, 164).
72
73. Evet Allah için kardeşlik
Allah için sevmek,
Allah için diyalog kurmak,
Allah için yaklaşmak ve
Allah için istemektir.
Dünya için değil,
akrabalık için değil,
çıkar için değil.
İşte başka bir hadisi-Şerifte
kasd edilen Allah için kardeşlik:
73
74. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:
“Başka bir gölgenin bulunmadığı
Kıyamet gününde
Allah Teâlâ, yedi sınıf insanı,
arşının gölgesinde barındıracaktır:
74
75. Bu yedi sınıf içinde olanlardan bir de:
Birbirlerini Allah için sevip
birliktelikleri ve ayrılıkları
Allah için olan iki insandır.
İşte Allah için bir kişi ile kardeş olmak
ne kadar büyük bir şan
ve ne yüce bir makamdır.
75
76. Efendimiz şöyle buyurdu:
Hiç şüphesiz Allah Teâlâ kıyâmet günü:
“Nerede benim rızâm için
birbirlerini sevenler?
Gölgemden başka gölgenin
bulunmadığı bugün onları,
kendi arşımın
gölgesinde gölgelendireceğim”
buyurur
76
77. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurmuştur:
“Adamın biri, bir başka köydeki (din) kardeşini
ziyâret etmek için yola çıktı.
Allah Teâlâ, adamın yolu üzerinde
bir meleği görevlendirdi.
Adam meleğin yanına gelince,
77
78. melek:
– Nereye gidiyorsun? dedi. Adam,
– Şu (ileriki) köyde bir din kardeşim var,
onu ziyârete gidiyorum, cevabını verdi.
Melek:
– O adamdan elde etmek istediğin
bir menfaatin mi var? dedi
78
79. Adam:
– Yok hayır, ben onu sırf
Allah rızası için severim,
onun için ziyâretine
gidiyorum, dedi.
79
80. Bunun üzerine melek:
– Sen onu nasıl seviyorsan
Allah da seni öylece seviyor.
Ben, bu müjdeyi vermek için
Allah Teâlâ’nın sana gönderdiği
80
elçisiyim, dedi.
81. Biz bu hadisin neresindeyiz ?
Biz , Allah’tan başka hiç kimseden
karşılık beklemeksizin
Mü’min kardeşlerimizin
durumlarını soruyor muyuz???
Bir hadisi Kudsi’de Efendimiz diyor ki:
81
82. Allah (c.c) şöyle buyuruyor :
Benim celalim adına birbirlerini sevenler var ya!
Onlar için nurdan öyle minberler vardır ki,
peygamberler ve şehidler bile onlara gıbta ederler”
82
83. kardeşliği bozan ve dolayısıyla
bireysel ve toplumsal ahengin
zedelenmesine yol açan
kötü hususlardan bazılarına
şöyle değinebiliriz:
83
85. "Ey iman edenler!
Zannın birçoğundan sakının.
Çünkü zannın bir kısmı günahtır.
(el-Hucurat, 49/12).
85
86. Birbirinizin kusurlarını
ve mahremiyetlerini araştırmayın.
Birbirinizin gıybetini yapmayın.
Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini
yemekten hoşlanır mı?" (el-Hucurat, 49/12).
86
87. Bu âyet-i celilede Yüce Rabbimiz,
mü'minleri açık bir şekilde suizandan,
kardeşlerinin gizli yönlerini araştırmaktan,
giybet ve dedikodu yapmaktan sakındırmaktadır.
87
88. Peygamberimiz (s.a.s) ise bu konuda
şöyle buyurmaktadir:
"Sebepsiz zandan sakınınız.
Zira zan sözlerin, yalanı çok olanıdır.
Birbirinizin ayibini görmeye
ve duymaya çalışmayınız.
Birbirinizin mahrem hayatını da araştırmayınız"
(el-Lü'lü Ve'l Mercân, Kitabu'l Birr Ves-Sila Ve'l-Adab).
88
89. Bir baska âyet-i kerimede
şu hususların altı çizilmektedir:
"(el-Hucurat, 49/11).
89
90. "Ey iman edenler,
bir topluluk bir başka toplulukla alay etmesin,
belki alay ettikleri kendilerinden daha hayırlıdırlar.
Kadınlar da kadınlarla alay etmesinler,
belki kendilerinden daha hayırlıdırlar.
"(el-Hucurat, 49/11).
90
91. Kendi nefislerinizi yadırgayıp küçük düşürmeyin
ve birbirinizi en olmadık kötü lakablarla çağırmayın.
İmandan sonra fasıklık ne kötü bir isimdir.
Kim tevbe etmezse,
işte onlar zalimlerin ta kendileridir"(el-Hucurat, 49/11).
91
92. Kin, haset ve hakaret de
kardeşliği bozan hususlar arasındadır.
Kitab-i Kerim'de kendilerinden
övgüyle sözedilen
mü'minlerin her türlü kinden
ve hasetten arındırıldıkları belirtilmektedir:
92
100. Nitekim bir hadisi şerifte,
şeytanın bu yönde daima
bir umut beslediğine
işaretle şöyle buyurulmaktadır:
100
101. “Şeytan, Kibleye dönen mü'minlerin
artık kendisine ibadet etmesinden
ümidini kesmiştir;
fakat onları birbirine
düşürmekte hala ümitlidir “
(Tirmizi, Birr, 25; Müslim, Münafikun, 65).
101
102. Bütün bu hususlar veya hasletler,
tıpkı birer mikrop gibi,
sirayet ettiği vücudları hasta düşürmekte
ve tahrip etmektedir.
102
103. Dinde kardeşlik ruhunu yeniden canlandırmak
ve mü'minlere kaybettikleri gücü
yeniden kazandırmak,
ancak bu tür hasletlerin ortadan
kaldırılmasıyla mümkün olabilir.
103
104. Kitab-i Kerim'in öngördügü kardeşliğin
tesis edilmesi demek,
İslam ümmetinin yeniden
dirim kazanması demektir.
104
105. " Kinleri, şahsî çıkarları ve taassubu
bir kenara itip yok eden,
Allah yolunda kardeşlik prensibinden başka
hiçbir prensip kalpleri birleştiremez.
Ancak bu kardeşlik prensibiyle saflar
yüce Allah‘ın sancağı altında birleşebilir"
105
106. Bir zat Ebu Hüreyre’ye gelmiş
ve ona demiş ki:
Ben Allah için seninle kardeş
olmak istiyorum.
Ebu Hüreyre ona:
Allah rızası için kardeşliğin hakkı
ne olduğunu biliyor musun? Diye sormuş.
106
107. O da hayır bilmiyorum,
bana anlat lütfen,
diye cevap vermiş.
107
108. Ebu Hüreyre:
Allah rızası için edindiğin kardeşin
senin Dirhem ve Dinarındaki hakkı
senin hakkından daha az değildir.
Adam: Vallahi ben henuz
bu dereceye varamadım.
Ebu Hüreyre: O zaman beni bırak git.
Diye cevap vermiş.
108
113. “Yûsuf dedi ki:
Bugün size kınama yok.
Allah sizi bağışlasın.
O, merhametlilerin
en merhametlisidir.
(Yûsuf, 12/92) diyerek,
onları müsamaha ile karşıladığı
haber verilmektedir.
113
114. Tekrar ve tekrar altını çizmek
istediğimiz ve unutulmaması gereken
nokta şudur:
Kardeşler , kendi aralarındaki ilişkileri
şu esaslara göre hareket etmelidir:
114
115. 1- Kardeşler karşılıklı sevgi ve saygı beslemeli,
küçükler büyüklere karşı
saygısız davranışlardan sakınarak
onları anne ve babaları gibi görmeli
ve kendilerine itaat etmeli,
büyük kardeşler de küçüklerin
eksiklerini hoşgörü ile karşılamalıdır.
115
116. 2- Kardeşler, anne ve babalarını üzmeyecek,
para, servet miras gibi maddi çıkarlar
düşmanlık sebebi haline getirilmemeli
ve birlik ruhu bozulmamalıdır.
116
117. 3- Şan, şöhret, makam, servet gibi
şeyler kıskançlık sebebi olmamalıdır.
Maddî ve manevî bakımdan güçlü olan da
diğerlerine hor bakmamalı,
onlara her konuda yardım elini uzatmalıdır.
117
118. 4- Aralarındaki işleri ve düşünce ayrılıklarını
zora baş vurmadan,
birbirlerinin düşüncelerine saygı duyarak
ve konuşup anlaşarak tatlılıkla
halletmenin yollarını aramalıdırlar.
118
119. Sonun kardeş hakları şöyle özetleyebiliriz
1.Müslüman kardeşinin kusurunu
bağışlar ve suçunu affeder.
2.Ağlayana merhamet eder.
3.Avretini örter.
4.Hatasını görmez.
5.Özrünü kabul eder.
119
120. 6.Kaybettiğini bulduğunda ona verir.
7.Devamlı olarak ona nasihat eder.
8.Hayvanlarını muhafaza eder.
9.Zimmetine riayet eder.
10.Hastasını ziyaret eder.
120
124. 26.Yapmış olduğu taksimi tasdik eder.
27. Zalim olana ,
zulmünü red etmek suretiyle yardım eder.
28.Mazlum olana da
onu kurtarmakla yardım eder.
124
125. 29.Mazlum olana iyilik edip,
hakkına tecavüz etmez.
Ona kötü söz söyleyip rezil etmez.
30.Kendisi için istediği iyiliği
onun için de ister,
kendisi için istemediği kötülüğü
onun için de istemez
125