SlideShare a Scribd company logo
1 of 10
ISLAM VE DIGER GELENEKLERDE KADIN
Giris
Bati dusunceleri ve paradigmalari, Batinin kulturel mirasina, bir baska bolgeninki ise, yine kendi
kulturel birikimine dayanir. Son asirlarda dunyada hakim olan daha cok bati kultur mirasi oldugu
icin, din ve bu arada Islamiyet’e de, batili dusunurler ve mustesriklerle birlikte, Musluman
dunyanin yabancilasmis aydinlari tarafindan, bu kultur mirasinin temel pradigmalari ve onun en
onemli unsurlarindan olan Kitab-iMukaddes gelenegi acisindan yaklasilmis ve bu gelenege
yoneltilen elestiriler aynen Islam’a da yoneltilmistir. Bu bakimdan, asagidaki yazida, bu yanlis
tutumun yol actigi yanlis anlamalardan biri olarak Islamda kadinin yerini, Kitab-iMukaddes
geleneginin “aydinlanma” asirlarinda tenkit edilen unsurlari noktasinda ele almanin yanlisligini
ortaya koymaya calisacagiz.
Hz. Havva’nin sucu mu?
Kitab-iMukaddes, Tekvin 2:4 ve 3:24’te Allah’in Hz. Adem ve Havva’ya bir agacin meyvesini
yasakladigi, fakat daha sonra yilanin Hz. Havva’yi, Hz. Havva’nin da Hz. Adem’i kandirdigi
anlatilir. Allah’in kinamasindan dolayi da Hz. Adem;in sucu Hz. Havva’ya attigi belirtilir: “Yanima
verdigin kadin…o, agactan bana verdi ve yedim.” Allah da, Hz. Havva’ya soyle seslenir:
“ Zahmetini ve gebeligini ziyadesiyle cogaltacagim; aciyla evlat doguracaksin; ve arzun kocana
olacak, o da sana hakim olacaktir. “ Adem’e de “karinin sozunu dinledigin ve ondan
yemiyeceksin diye sana emir ettigin agactan yedigin icin toprak senin yuzunden lanetli oldun,
omrunun butun gunlerinden zahmetle ondan yiyeceksin “der. Kur’an da ise hadise boyle
anlatilmaz. Kuran’i Kerim, yasaklanan agactan tatma hatasini Hz. Adem merkezli anlatir. (2:37).
Hatta Hz. Havva’yi ayni hataya surekleyenin Hz. Adem oldugunu ima eder (20:117-120).
Bununla birlikte, ilgili ayetlerden Hz. Havva’nin da ayni hatayi isledigi anlatilmakta olup (20:121)
tevbeyide birlikte yapmislardir (7:19-23). Dolayisiyla Islam,” ilk gunah” gibi bir gunahi kadina
yuklemez. Bu hatadan dolayi onu kinamaz ve insanligi cennenten yere indiren bir varlik olarak
gormez.
Hz. Havva’nin Mirasi
Aldatan ve insanligi cennetten cikaran Havva anlayisi, kadini insanligin butun gunahlarindan
sorumlu tutmustur. Cunku ilk gunah inancina gore Hz. Havva’nin isledigi ve Hz. Adem’e de
islettigi iddia olunan gunah irsi olarak butun insanliga gecmektedir ve butun insanlar, bu gunahla
dunyaya gelmektedir. Isa mesih, bu gunahi temizlemek icin kendini kurban ettiginden Hz. Havva
yani kadin, dolayisiyla Hz. Isa’nin kanindan da sorumlu tutulmustur. Eger vaktiyle bu sozlerde bir
hata bir yanlis anlama olmadiysa Ingiliz kadin arastirmaci Karen Armstrong, ilk donem ve daha
sonra bazi azizlerin su goruslerini nakleder:
Bilmiyormusunuz ki, her biriniz bir Havva’siniz? Tanri’nin size olan cezasi bu cagda da devam
ediyor. Siz seytanin kapisisiniz: yasak agacin muhrunu acansiniz, Ilahi kanunu ilk terk edensiniz;
sizler seytanin saldirmayi goze alamadigi adami razi edensiniz; Tanrinin sureti olan insani yok
edensiniz. Sizin hakettiginiz cezadan dolayi Tanri ogul edinmek zorunda kaldi. (St. Tertullian)
Es veya anne olmus ne fark eder, o hala erkegi bastan cikaran Havvadir, butun kadinlardan
kacinmaliyiz. Onun cocuk dogurmasinin disinda erkegin ne isine yaradigini anlayamadim (St.
Augustine)
Kuran’a Gore Kadin
Dikkatimizi Kur’an’in kadin hakkindaki ifadelerine cevirdigimizde Islamin kadina bakisindaki
farklilik hemen kendini belli eder.
Rabbleri onlara karsilik verdi: “Ben sizden, erkek olsun, kadin olsun hic bir calisanin calismasini
zayi etmeyecegim. Hep birbirinizdensiniz;(3:195)”.
Erkek veya kadin her kim inanmis olarak iyi bir is yaparsa ona guzel ve hos bir hayat yasatiriz.
Onlari, yaptiklarinin en guzeli ile mukafatlandiririz (16:97)
Kur’an’in kadina bakisi erkege bakisindan farkli degildir. Kur’an kadini hic bir zaman seytanin
gunaha acilan kapisi veya tabiati itibariyle aldatici olarak gormedigi gibi, erkegi de Allah’in imaji
olarak gormez, sadece kadin ve erkek hepsi onun yaratigidir. Kur’an a gore kadinin dunyadaki
rolu cocuk dogurmakla sinirli degildir. Oda, erkekler kadar salih amel islemekle yukumludur. Hz.
Meryem’i ve Firavunun hanimi (Asiye) gibi ornek kadinlari bizzat nazara verir.
Allah inanlara Firavun’un hanimini misal verir: O, soyle demisti: “Rabbim! Bana katinda,
cennette bir ev yap beni Firavundan ve onun amelinden kurtar beni bu zalim milletin elinden
kurtar.” Imran kizi Meryem’I de misal verir. O iffetini korudu; bizde ona kendi ruhumuzdan
ufledik. O, Rabbi’sinin kelimelerini ve kitaplarini dogruladi. Bize gonulden itaat edenlerdendi
(66:11-12).
ISLAM’DA KADININ YERI
Kadinin islam’daki yeri, feminizmin yayildigi 20’nci asra kadar herhangi bir problem
olusturmamistir. Gerek Kur’an-i Kerim’e, gerek Peygamber Efendimizin uygulamalarina gerekse
Islam tarihine baktigimizda her zaman heryerde karsilasabilecek fertlerin hatasindan
kaynaklanan birtakim suistimaller disinda kadinin en mualla mevkii Islamla kazandigi gorulur.
Nasil anne babanin ayri bir ihmale ugradigi aile hayatinin ve toplumda gercek sevgi ve sayginin
buyuk cokuntu yasadigi modern caglarda “Anneler Gunu, Babalar Gunu” gibi merasimvari
gunlerle anne ve baba hatirlanmaya calisiliyorsa ayni sekilde kadininda sanki toplumda ve
ailede ayri bir varlik gibi ele alinip degerlendirilmesi bir takim maksatlar disinda esasen kadinin
esasen islam disi toplumlarda ugradig haksizligi gosteren bir vakiadir. Yoksa Islam tarihinde ve
toplumlarinda boyle bir problem yasanmamis bu da pek cok modern problem gibi ithal eseri
olarak Islam topluluklarina sirayet etmistir.
Islamda kadinin essiz ve diger sistemlerde hic benzerligi olmayan bir konumu vardir.
Islam, din gorunumlu bazi inanclarda oldugu gibi kadini seytanin urunu veya kotuluklerin tohumu
olarak gormez. Kuran erkege kadinin egemen bir efendisi ve kadini da erkegin egemenligine
teslim olmaktan baska caresi bulunmayan zavalli bir varlik olarak da gormez. Kadinin, icinde
ruhu olup olmadigi hicbir zaman ne Islamda ne de Muslumanlar arasinda tartisilmis bir mesele
degildir. Ayrica Islam mense itibariyle semavi bile olsa bazi dinlerdeki gibi insanin isledigi “ilk
gunah” tan ve onun cennetten cikarilmasindan da kadini sorumlu tutmaz. Kuran bu konuda
gayet acik olup, gunahin Hz. Adem’e ait bulundugunu ve sonra yine ikisininde birden tevbe ve
istigfarla Allah’a yoneldigini anlatir.
Islam’da kadinin essiz yeri ve diger sistemlerde olmayan bir konumu vardir. Gunumuzde
demokratik toplumlar bile bu konuda Islamdan cok geridir.Bu toplumlarda kadinin o kadarda
imrenilecek bir tarafi yoktur. O hayatini kazanmak icin cok siki calismak zorunda kalmakta ve
bazen erkekle ayni isi yaptigi halde, maasi ondan daha az olabilmektedir. Belli bir ozgurluge
sahip isede bu daha cok arzularini tatmin ozgurlugudurvki boyle bir ozgurluk gercek insan
fitratinin, selim aklin insanligin degismez edebi degerlerinin ve herhangi semavi bir dinin kabul
edebilecegi tarzda bir ozgurluk degildir. Ayirca kadin demokratik toplumlarda bugunki bulundugu
konuma gelebilmek icin on yillarca hatta asirlarca caba gostermistir. Ogrenme, calisma ve
kazanma haklarini elde edebilmek icin acili kurbanlar vermek ve en tabii haklarinin, hatta
gordugu ve gormesi gereken hurmetin bir cogundan vazgecmek zorunda kalmistir. Konumunu
ruh sahibi bir insan durumuna getirmek icin cok agir bedel odemistir. Tum bu pahali kurbanlara
ve acili cabalara ragmen onun Musluman kadinin sahip bulundugu kadinliga yakisir haklara
sahip oldugu soylenemez.
Islamin kadin icin tesis ettigi konum onun fitratina tam uygun olan konumdur:
Islamin kadin icin tesis ettigi konum onun fitratina uygun, ona tam bir guvenlik veren ve onu
kucuk dusurucu sartlara karsi koruyucu mahiyettedir. Bugun kadinlarin cogu ozgurlugu
kimseden izin almadan bagimsizca sokaga cikmak calisip kazanip erkege benzemek olarak
algilamaktadir. Fakat bu uzulerek belirtelimki erkekle kadini ayni cati altinda mutlu kilan sicacik
aile yuvalarinin cok defa yikilmasi pahasina olmaktadir. Buna karsilik islamin kadina tanidigi
konum modern dunyanin butunuyle mechulu oldugu gibi dahada kotusu tam tersi bir algilama
soz konusudur. Bu bakimdan bu konumu madde madde ozetlemek yerinde olacaktir.
Kadinlar annelik gibi yaratilisin ona bahsettigi deger ve bu degerin getirdikleri erkeginkinden cok
daha ondedir.
Kadin dinde ortak sorumluluklara sahip oldugu gibi nasil erkege has sorumluluklar varsa ona
has sorumluluklarda vardir. O sorumluluklarini yerine getirip geirmemenin karsiliginda aldigi
sevap ve gunah cihetinde erkekten farkli degildir. Onun insan olma ozelligi ne erkeginkinden
farkli nede olagan disidir. Erkek ve kadin birbirinin yardimcisi tamamlayicisidir. Allah Kuran’da
soyle buyurur;
Ve Allah onlarin dualarini kabul etti ve onlara soyle diyerek cevapladi: “Ben kadin olsun, erkek
olsun hicbirinizin amelini zayi edici degilim, siz birbirlerinizin yardimcilarisiniz…”
Kadin yine erkek gibi ilim edinme mecburiyeti altindadir dolayisiyla ilim edinme yani egitim
hurriyetine sahiptir.
Erkek ne olcude dusunce ve dusuncesini aciklama hurriyetine sahipse, kadinda ayni hurriyete
sahiptir.Soz sahibi oldugu konularda gorusune basvurulurdu. O donemde kadinlarin devlet
baskanina onun Kurana aykiri bulduklari ictihadlarina hemde camide butun cami cemaatinin
huzurunda karsi ciktiklari bile vakidir.
Islam kadina sozlesme yapmada, girisimcilikte, kazanmada ve mulk sahibi olmada erkeginkiyle
esit haklar saglamistir.
YANLIS ANLASILAN KONULAR:
MIRAS KONUSU
Islam insan varliginin devaminda kadini erkekle en az ayni seviyede gormesinin yanisira ona
miras hakkida tanimistir. Islamdan once kadin bu haktan mahrum olmakla beraber erkek
tarafindan miras mal olarak algilanan bir esya gibi idi. Kadin prensib olarak aynen erkek gibi
miras alma hakkina sahiptir. Su kadarki paylasmada fark vardir. Bu fark erkegi usutn gorme
degildir. Bunun sebepleri soyledir;
Herseyden once erkek hanimi dahil olmak uzere ailesinin ihtiyaclarini gidermek zorundadir.
Kadin sadece kendine ait ihtiyac disi ve luks kacan esya disinda aile icinde hicbir mali
sorumlulugu ustlenmeye mecbur degildir.
Ortada tum maddi sorumluluklar ve borclarla yukumlu erkek ve hicbir maddi sorululugu olmayan
kadin mirasci vardir.Eger kadini mirastan tamamen mahrum birakirsak bu adaletsizlik olur.cunku
onun olen kisiden miras hakki vardir. Buna karsilik eger erkege kadinla ayni payi verirsek bu
defa erkege haksizlik yapilmis olunacaktir.Cunku erkegin omuzlari uzerinde gecindirmekle
yukumlu hanimi dahil pek cok insan bulunur.
COK BAYANLA EVLILIK
Cok kadinla evlilik insanlik tarihi kadar eski bir uygulamadir. Kitab-iMukaddes cok kadinla evliligi
yasaklamaz. Aksine mesrulugunu Kabul eder. Hz. Suleymanin cok sayida hanimi ve cariyesi
oldugu Kitab-iMukaddeste gecer (1.Krallar, 11:3). Yine Hz. Davud’un da cok sayida hanimi ve
cariyesi oldugu zikredilir (2. Samuel, 5:13). Avrupa Yahudileri 16. asra kadar cok esliligi devam
ettirdiler. Dogu Yahudileride cok esliligin medeni hukuka gore yasak oldugu Israile gocunceye
kadar bu uygulamayi surdurduler. Fakat Israilde bazi durumlarda medeni hukuku gecersiz kilan
dini hukuk altinda cok kadinla evlilige izin verilmektedir.
Yeni ahit cok eslilik hakkinda ne der? Papaz Eugene Hillman bu konudaki eserinde “ incilin hic
bir yerinde evliligin tek esle olacagina veya cok esle evliligin yasak olduguna dair hic bir emir
yoktur” kaydini duser. Dahasi Hz. Isa kendi tolumunda cok eslilik yaygin olmasina ragmen buna
karsi cikmistir. Peder Hillman, St. Agustine’in “simdi bizim zamanimizda Roma adetlerine uymak
icin baska bir es almaya artik izin verilmemektedir” sozunu nakederek roma kilisesinin Yunan
Roman kulturune uymak maksadi ile cok esliligi yasakladiginin altini cizer. Kuran cok esle
evlilige izin verdi. Fakat bunu bir takim kisitlamalarla kayit altina aldi:
Sayet yetimler hakkinda adaleti yerine getiremiyecginizden korkarsaniz hosunuza giden baka
kadinlarla ikiser ucer ve dorder tane evlenebilirsiniz. Sayet aralarinda adaletsizlik yapmaktan
korkarsaniz bir tane ile yetinin (4:3).
Kuran es sayisini eslere esit ve adil muamele gibi siki sartlar altinda dortle sinirlandirir. Kuranin
cok esle evliligi zorlamasi veya cok esle evliligi ideal olarak takdir etmesi mumkun degildir. O
zorlayici sosyal ve ahlaki sebeplerin oldugu zaman ve durumlari nazara alarak cok esle evliligi
bir izin bir ruhsat olarak tanimistir. Yukaridaki Kuran ayetinin de isaret ettigi gibi islamda cok
eslilik konusu pek coktoplumda horlanan ve ezilen yetim ve dullara karsi toplumun
gorevlerinden ayri bir sekilde anlasilamaz. Butun zaman ve mekana hitap eden bir din olarak
islam bu mucbir sorumluluklari gormemezlikten gelmemistir.
Gunumuzde pek cok modern toplumda kadin sayisi erkek sayisindan fazladir. Amerika’da
erkeklerden en az sekiz milyon fazla kadin vardir. Gueana gibi ulkelerde her yuz erkege yuz
yirmi iki kadin dusmektedir. Boyle bir dengesizlige karsi toplum ne yapmali? Degisik cozumler
olabilir. Bazilari muzmin bekarligi bazilarida kiz cocuklarinin diri diri gomulmesini tavsiye edebilir.
Daha baskalarida fahiselik, metreslik, evlilik disi iliskileri es cinsellik gibi cirkinlikleri bir cikis yolu
gorebilir. Islamda poligaminin karsilikli riza meselesi oldugunuda eklemek gerekir. Hic kimse bir
kadini evil bir erkekle evlenmeye zorlayamaz. Bunun yaninda bir kadin kocasinin baska bir
kadinla evlenmemesini sart kosabilir. Kitab-iMukaddese gore cocuksuz dul kadin evil bile olsa
kendi rizasi gerekmeksizin kocasinin kardesi ile evlenmek zorundair. (Tekvin 38:8-10)
Hic kimse Bati toplumlarinda metresin rolunu bilmiyor. Bu acidan Islam, temelden serefli bir
dindi. O toplumun ahlakini korumak icin butun gizli iliskileri siddetle yasaklar.
BASORTUSU
Yahudi ve Hiristiyan geleneklerinde basortusu diye birseyin olmadigi dogrumudur?
Haham Dr. Menachem M.Brayer (Yeshiva Universitesi Kitab-iMukaddes literature Profosoru)
Yahudi hukuku litareturune gore topluma cikan Yahudi kadinin bazi zamanlar tek gozu haric
butun yuzu kapatan bir basortusu takmasinin gelenek oldugunu yazar.
“Basi acik disari cikmak Israil kizlarina yakismaz” “lanet, haniminin sacinin gorunmesine izin
veren erkege olsun… kendini guzel gostermek icin sacini acik birakan kadin yoksulluk getirir.”
Basortusu bir kadinin sayginligini ve sosyal konumunu ifade ederdi. Alt siniflardan kadinlar cogu
zaman yuksek sinif izlemini vermek icin basortusu takarlardi. Bugun cogu dindar yahudi kadini
sinagog disinda basini ortmez.
Katolik rahibelerin bin yildan beri baslarini kapadiklari bilinmektedir. St, Paule basortusune dair
bazi ilginc aciklamalarda bulunur: Paule’in kadini ortme mantigi Tanrinin sureti ve yuceltilmesinin
simgesi olan erkegi kendisi icin ve kendisinden yaratilan kadin uzuerindeki otoritesinin remzi
oldugu tezine dayanir. Bugunku Katolik kilise kanunlari arasinda kadinlarin kilisedeyken baslarini
ortmelerini gerektiren madde vardir. Yukaridaki delillerden Islamin basortusunu icat etmedigi
ortaya cikar. Islam inanan erkek ve kadinlarin bakislarini sakinmalarini iffetlerini korumalarini ve
inanan kadinlarin basortu kullanmalarini ister.
Mumin erkeklere soyle: gozlerini bakilmasi yasak olandan cevirsinler, irzlarini korusunlar mumin
kadinlarda soyle: gozlerini bakilmasi yasak olandan cevirsinler, iffetlerini korusunlar. suslerini
kendiliginden gorulen kismi mustesna acmasinlar. Basortulerini yakalarinin uzerine koyup
ortsunler.
Kuran basortusunun iffet icin gerekli oldugunu acikca ifade eder. Iffet neden onemlidir? Kuran
bunuda aciklar:
“ Ey Peygamber! Eslerine, kizlarina ve muminlerin kadinlarina soyle disari cikarken ortulerini
ustlerine alsinlar ki bilinip incitilmesinler.”
Iffet kadinin bugunun toplumlarinda en cok
NAMAZDA SAFLARIN DUZENI
Kadinin namaz kilarken erkegin arkasinda durmasi onun erkekten dah asagi seviyede oldugunu
gostermez.
Erkeklerin saflarinda devlet baskani en siradan gorulen bir vatandasla ayni hizada bulunur.
Hatta mescide gec geldiyse devlet baskani arkadada durur. Cunku namazda Allahin huzurunda
dunyevi meslekler, makamlar hicbirsey ifade etmez. Namazlarda saflarin duzeni herkesin
tefekkurde konsantre olmasina yardim icin duzenlenmistir. Bu cok onemlidir cunku muslumanin
namazi basit bir ilahi soylemek degildir. Namaz birtakim isaretler hareketler kiyam, ruku, secde
oturma kalkma gibi unsurlari ifade eder. Eger erkekler kadinlarla ayni safta duracak olurlarsa
dikkat dagitici bazi unsurlar meydana gelebilir. Namaz ruhun gonlun ve dikkatin butunuyle
Allaha kilitlenmesi gereken bir ibadettir. Bu sebeple kadinla erkegin bir arada olmasi zihni kalbi
namaza zit bazi seylerle mesgul edecektir. Sonuc namazin gayesinin kaybi olacaktir. Ayrica
dunya, bir yerden, bir iklimden, bir cografyadan ibaret degildir. Cok sicak, cok soguk yerler
oldugu gibi, cok fakir insanlarda vardir. Bu bakimdan, erkek ve kadin karisik namaza durdugu
zaman, namaz hareketleri esnasinda gorulmemesi gereken bazi yerlerin acilmasi her zaman
icin soz konusu olabilir. Bu, hem taraflari mahcup, hemde zihinleri ve kalpleri meskul eder.
Dolayisiyla bu da, namaz ibadetinin gerektigi gibi yerine getirilmemesi demek olur.
BOSANMA
Uc dinde bosanmaya dair onemli olcude farkli tutumlar sergiler. Incil net bir sekilde evlilik
hayatinin sonu ermiyecegini soyler. Hz. Isa’nin,” Fakat ben size derimki zinadan baska bir
sebetle karisini bosayan kimse Onu zaniye yapmis olur, ve kim bosanmis kadinla evlenirse zina
eder” (Matta 5:32)” dedigine inanilir. Bu uzlasmaz ideal suphesiz butun insanligin hic bir zaman
gerceklestiremedigi ahlaki mukemmelligi gerektirir. Her nezanm esler evlilik hayatlarinin
onarilamaz oldugunu anlarsa, ozaman bosanmayi yasaklamayi onlara bir faydasi olmaz. Hasta
bir evlilik birligini, eslerin kendi istekleri disinda devam ettirmeye caklismak ne etkili ne de
mantiki bir sey olur. Gunumuzde butun Hiristiyan dunyasinin bosanmaya izin vermek zorunda
kalmasina sasirmamak gerekir.
Obur taraftan Yahudilik kocaya bosanma hakkin vermek konusunda nettir. Bir adam bir kadin
alip onunla evlendigi zaman vaki olacak ki, onda utanilacak birsey bulundugu icin, kadin onun
gozunde lutf bulmazsa, onun icin bos kagidini yazacak ve onun eline verecek, ve onu evinden
gonderecektir. Ve evinden ayrildiktan sonra kadin gidip baska bir erkegin karisi olabilir. Ve
sonraki adamda ondan nefret ederse ve onun icin bos kagidini yazarsa ve onun eline verip onu
evinden gonderirse yahut onu kendisine kari olarak almis olan sonraki adam olurse; onu
gondermis olan evvelki kocasi, kadin murdar edildikten sonra onu kendisine tekrar kari olarak
alamaz (Tesniye, 24:1-4). Islam, bosanma konusunda Hiristiyanlik ve Yahudilik arasindaki orta
yolu takip eder. Islama gore evlilik, mucbir sebep olmadigi muddetce bozulmamasi gerekli kutsal
bir bagdir. Esler, evlilikleri tehlikeye dustugunde mumkun olan butun careleri denemekle emr
olunmuslardir. Baska cikis yolu oldugu surecede bosanmaya basvurulmaz. Kisacasi, Islam,
bosanmayi kabul eder fakat, her vesilede ondan vazgecirmeye calisir. Kocaya talak (bosama)
hakkini verir. Kadina da, Yahudiligin aksine Islam, hul’ olarak bilinen sekilde evliligi sonra
hakkinida tanir. Hul veya muhale’a, bir bedel karsiligi bosanmadir. Kadin, evlenirken nikah hakki
talep edebilir. Bu hakki alan kadin bedelli veya bedelsiz olmak uzere mahkemeye basvurarak
kocasini bosayabilir.
Hz. Muhammed (s.a.v)’e evliligini sona erdirmek isteyen bir kadin geldi ve kocasinin karakter ve
davranislarindan sikayetci olamadigini, fakat tek probleminin artik kendisi ile mukaranetten aciz
olan kocasini durustce sevmemesi oldugunu soyledi. Peygamberimiz “onun (mehir olarak
verdigi bahceyi) tekrar verirmisin? Diye sordu. Kadinda : “evet” dedi. Peygamberimiz, ozaman
erkege bahcesini geri almasini ve evliligi sona erdirmesini emretti (Buhari).
Anlasiliyor ki bastan bosama hakki almamis bile olsa, musluman kadin kocasinin siddete
basvurmasi onu gereksiz yere terk etmesi, evlilik sorumlulugunu yerine getirememesi gibi
mucbir sebeplerden dolayi devam ettirmek istemedigi bir evliligi sona erdirmeye mecbur
kalabilir.
Kisacasi islam musluman kadina esi benzeri olmayan haklar vermistir: O, hul yoluyla evliligi
sona erdirebilir ve bosanma davasi acabilir.
Peygamberimiz (s.av.) soyle buyurur:
Helaller icinde Allah’a en cirkin olani bosanmadir (Ebu Davud).
Bir musluman erkek, sadece hoslanmadigi icin hanimini keyfi bosayamaz. Kuran ona
hoslanmama duygu ve hisleri ile dolu oldugu durumlarda bile hanimina iyi muameleye emreder:
Onlarla iyi gecinin. Eger onlardan hoslanmazsaniz sizin hoslanmadiginiz bir seye Allah cok
hayirlar koymus olabilir ( 4:19).
Hz. Muhammed (s.a.v) benzeri talimatlar vermistir:
Inanan bir erkek inanan bir kadindan nefret etmesin. Bir huyunu sevmezse sevecegi bir digeri
mutlaka bulunur. (Muslim)
Muminlerin en hayirlisi ahlaken en guzel olanidir ve sizin en hayirliniz, eslerine karsi en iyi
davrananizdir.(Tirmizi)

EVLI KADININ DURUMU
Kitab-i Mukaddeste kendilerine mirastan hak taninmadigi icin dullar onceki toplumlarin en
savunmasiz kimseleri arasindaydi. Olmus kocanin erkek akrabalari onun tum mirasina konardi.
Ve bu mirastan dul karisini da gecindirmek durumundaydilar. Nevarki buda o akrabanin insafina
kalmisti. Bu bakimdan dulluk, duskunlugun sembolu olarak gorulurdu. Tekvin 38’e gore
cocuksuz dul kadin, evli olsa bile kocasinin erkek kardesi ile evlenmek zorundaydi, boylece o
olmus kardeisin neslini devam ettirir onun adinin silinmesine mani olmus olurdu.
Islam oncesi putperest Araplari da benzer uygulamalara sahiptiler. Bir dul kadin, olenin erkek
mirascilari tarafindan alinacak terekenin bir parcasi sayilirdi ve genellikle olen kimsenin diger
esinden olma en buyuk erkek ogluyla evlendirilrdi. Kuran bu uygulamayi sert bir sekilde tenkit
ederek bu alcaltici gelenegi kaldirdi.
“Gecmiste olanlar haric, babalarinizin evlendigi kadinlarla evlenmeyin! Bu bir hayasizlik ve
igrenc birseydi ne kotu bir yoldu” ( 4:22).
Kitabi Mukaddes geleneginde ust rutbeli din adamlari, dul, bosanmis kadin veya fahiselerle
evlenemezdi.
Kuran, ne dul kadini dusuk gorur, ne onunla evlenmeyi yasaklar, hatta onlarin korunup
kollanmasi islamda buyuk faziletlerdendir. Kuran onlarin evlenmeleri ile ilgili olarak
duzenlemeler getirmistir.
“Icinizden vefat edenlerin geriye biraktiklari esleri, kendilerini tutup dort ay on gun beklerler.
Surelerini doldurduklarinda kendi haklarinda mesru sinirlar cercevesinde verecekleri karardan
ve ortaya koyacaklari davranislardan dolayi size bir vebal yoktur. Allah her ne yaparsaniz
hepsinden hakkiyla haberdardir” (2: 234).
KADININ EGITIMI
Bilindigi gibi Tevrat hukuk kitabidir. Fakat Talmuta gore “ Kadinlarin, Tevrati calismasi dogru
degildir”. Bu gelenegin bazi bilginlerine gore, “ Tevratin sozleri kadinlara soylenmektense, ateste
yansin” ve “ her kim kendi kizina Tevrati ogretirse ona mustehcenlik ogretmis gibi olur”
demektedir.
St. Paul’un yaklasimi da soyledir:
Mukaddeslerin butun kiliselerinde oldugu gibi kiliselerde kadinlar sukut etsinler; cunku onlara
soylemek icin izin yoktur; ancak seriatin dedigi gibi tabi olsunlar. Eger bir sey ogrenmek
isterlerse, evde kendi kocalarina sorsunlar; cunku kadina kilise de soylemek ayiptir.”
( Korintoslulara birinci mektup 14:4-35)
Meselenin Kur’an da nasil ele alindigi konusunda su olay kafidir. Kocasi esine kizarak kendisine
“ sen bana annemin sirti gibisin” dediginde Havle musluman bir kadindi. Bu soz, put-perest
Araplar tarafindan kocayi evlilik sorumluluklarindan ozgur kilan bir beyan olarak kabul edilir,
fakat esin evi terk etmesine veya baska bir erkekle evlenmesine izin verilmezdi. Kocasindan bu
sozleri isiten Havle, cok kotu durumdaydi ve kendi problemini anlatmak icin dogruca Hz.
Peygambere gitti. Bir cikis yolu olmadigi icin Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) onun sabr
etmesi fikrindeydi. Havle, askiya alinmis evliligini kurtarmak icin Efendimize sikayet etmeye
devam etti, cok gecmeden vahiy geldi ve ilahi hukum, bu cahiliye gelenegine son verdi.
Sureyede, kocasi konusunda Peygamber Efendimizle tartisan Havleden hareketle Mucadile
(tartisan kadin adi verildi).
“Allah kocasi hakkinda seninle tartisan ve Allah’a sikayette bulunan kadinin sozunu isitti. Allah,
ikinizin birbirinizle konusmasini isitir. Cunku Allah isitendir gorendir” (58:1). Kuran ‘a gore bir
kadin bizzat kendisi Islamin Peygamberiyle bile tartisabilir. Cunku kimse ona sus deme hakkina
sahip degildir. Kocasini, dini ve hukuki meselelerde tek referans olarak Kabul etme gibi bir
yukumlulugu de yoktur. Sonra kadin, mescidde de konusabilir. O kadar ki, Hz. Omer gibi bir
halifeyi camide hutbe verirken, yanlis yaptiginda tashih bile edebilir.
KADININ BAZI AYRICALIKLARI
Kadinin erkek icin sozkonusu olmayan bazi ayricaliklar vardir. O logusalik doneminde ve
periyotlarinda namaz oruc gibi dini gorevlerden muaf tutulmustur. O yukarida izah edildigi gibi
tum mali sorumluluklardanda muaf tutulmustur. Anne olarak Allah katinda hatta insanlar yaninda
daha fazla ve yuksek bir yere sahiptir. Anne cocuklarinin sevgi ve sevkatinin dortte ucune layik
gorulurken baba icin sedece dortte birlik pay kalmistir. Eger o kendi giderlerini gidermek ve aile
sorumluluklarini karsilamak icin calismayi arzu ederse guvenligi ve serefi korunmak sartiyla
bunuda yapmakta serbesttir.
ANNELER
Kitab-iMukaddes bir cok yerde anne babaya saygiyi ve iyi muameleyi emreder ve onlara
saygisizlik yapmayida yasaklar. Mesela: “cunku babasina yahut anasina lanet eden her adam
mutlaka oldurulecektir” ve “hikmetli ogul babasini sevindirir akilsiz adam ise anasini hor gorur”.
Hz. Isa buralarda gecen sozleri ile, Allah katinda asil degerin iman ve kullukta yattigini anne
babada olsa iman ve kullugu olmayan veya az olanlarin digerleri derecesinde mevki sahibi
olamayacaklarini ifade etmis olmaktadir. Allah sevgisi, butun sevgilerin onunde geleni, anne
baba sevgisi, Allah sevgisi ve ona bagliligin onune gecmemelidir.
Bununla birlikte, islamda anne babaya verilen seref, saygi ve hurmet essizdir. Kuran, anne
babaya iyi muameleyi Allah’a ibadetten sonra ikinci siraya koyar.
“Rabbim yanliz kendisine ibadet etmenizi ve anne babaya kamil manada iylikte bulunmanizi
emretti. Eger ikisinden biri veya her ikisi senin yaninda iken ihtiyarlayacak olursa onlara karsi of
bile deme onlari azarlama. Onlara guzel soz soyle. Onlara aciyarak uzerlerine alacak gonulluluk
kanatlarini ger ve : “ Rabbim! Kucukken beni yetistirdikleri gibi, sende onlara oyle merhamet et!”
de” (17:23-34).
Bir adam Peygamber Efendimize gelip ey Allah’in resulu insanlar icinde hurmet etmeme en layik
kimdir? Diye sordu. Allah Rasulu annedir diye buyurdu. Adam “sonra kim?” diye sordu.
Peygamberimiz “annedir” dedi. Adam yine “sonra kim” diye sordu. Peygamberimiz “annedir”
cevabini verdi adam tekrar “sonra kim” diye sordu. Ozaman Peygamberimiz “ babadir” diye
cevap verdi.

More Related Content

More from babylonboss

터키 소개Tr ilkokul son revised
터키 소개Tr ilkokul son revised터키 소개Tr ilkokul son revised
터키 소개Tr ilkokul son revisedbabylonboss
 
터키 소개Medeniyetler besigi turkiye korece turkiye tanitim
터키 소개Medeniyetler besigi turkiye korece turkiye tanitim터키 소개Medeniyetler besigi turkiye korece turkiye tanitim
터키 소개Medeniyetler besigi turkiye korece turkiye tanitimbabylonboss
 
터키 소개 Korece turkiye tanitim
터키 소개 Korece turkiye tanitim터키 소개 Korece turkiye tanitim
터키 소개 Korece turkiye tanitimbabylonboss
 
터키 Korece turkiye sunum
터키 Korece turkiye sunum 터키 Korece turkiye sunum
터키 Korece turkiye sunum babylonboss
 
동서양문명의 교차로 터키 (Genel sunum) korece turkiye tanitim
동서양문명의 교차로 터키 (Genel sunum) korece turkiye tanitim동서양문명의 교차로 터키 (Genel sunum) korece turkiye tanitim
동서양문명의 교차로 터키 (Genel sunum) korece turkiye tanitimbabylonboss
 
Unesco ykeceli korece turkiye sunum,터키 소개
Unesco ykeceli korece turkiye sunum,터키 소개Unesco ykeceli korece turkiye sunum,터키 소개
Unesco ykeceli korece turkiye sunum,터키 소개babylonboss
 
Sorulara cevaplar korece
Sorulara cevaplar korece Sorulara cevaplar korece
Sorulara cevaplar korece babylonboss
 
Some turkish greetings 몇가지 터키 인사말
Some turkish greetings 몇가지 터키 인사말Some turkish greetings 몇가지 터키 인사말
Some turkish greetings 몇가지 터키 인사말babylonboss
 
Seni gidi findik kiran
Seni gidi findik kiranSeni gidi findik kiran
Seni gidi findik kiranbabylonboss
 
Osmanli barbar degildi
Osmanli barbar degildiOsmanli barbar degildi
Osmanli barbar degildibabylonboss
 
2012 동서양문명 교차로 터키 korece turkiye tanitim
2012 동서양문명 교차로 터키 korece turkiye tanitim2012 동서양문명 교차로 터키 korece turkiye tanitim
2012 동서양문명 교차로 터키 korece turkiye tanitimbabylonboss
 
2012 ingilizce (27 subat versiyonu) 동서양문명의 교차로 터키 (lise ve son...
2012 ingilizce (27 subat versiyonu) 동서양문명의 교차로 터키 (lise ve son...2012 ingilizce (27 subat versiyonu) 동서양문명의 교차로 터키 (lise ve son...
2012 ingilizce (27 subat versiyonu) 동서양문명의 교차로 터키 (lise ve son...babylonboss
 
2012 (27 subat versiyonu) 동서양문명의 교차로 터키 (lise ve sonrasi) erke...
2012 (27 subat versiyonu) 동서양문명의 교차로 터키 (lise ve sonrasi) erke...2012 (27 subat versiyonu) 동서양문명의 교차로 터키 (lise ve sonrasi) erke...
2012 (27 subat versiyonu) 동서양문명의 교차로 터키 (lise ve sonrasi) erke...babylonboss
 
2003 turkey in english -final version korece turkiye tanitim
2003  turkey in english -final version korece turkiye tanitim2003  turkey in english -final version korece turkiye tanitim
2003 turkey in english -final version korece turkiye tanitimbabylonboss
 
터키여행 0702028
터키여행 0702028터키여행 0702028
터키여행 0702028babylonboss
 
이슬람에서 Allah의 의미
이슬람에서 Allah의 의미이슬람에서 Allah의 의미
이슬람에서 Allah의 의미babylonboss
 

More from babylonboss (20)

Hristiyanlik
HristiyanlikHristiyanlik
Hristiyanlik
 
터키 소개Tr ilkokul son revised
터키 소개Tr ilkokul son revised터키 소개Tr ilkokul son revised
터키 소개Tr ilkokul son revised
 
터키 소개Medeniyetler besigi turkiye korece turkiye tanitim
터키 소개Medeniyetler besigi turkiye korece turkiye tanitim터키 소개Medeniyetler besigi turkiye korece turkiye tanitim
터키 소개Medeniyetler besigi turkiye korece turkiye tanitim
 
터키 소개 Korece turkiye tanitim
터키 소개 Korece turkiye tanitim터키 소개 Korece turkiye tanitim
터키 소개 Korece turkiye tanitim
 
터키 Korece turkiye sunum
터키 Korece turkiye sunum 터키 Korece turkiye sunum
터키 Korece turkiye sunum
 
동서양문명의 교차로 터키 (Genel sunum) korece turkiye tanitim
동서양문명의 교차로 터키 (Genel sunum) korece turkiye tanitim동서양문명의 교차로 터키 (Genel sunum) korece turkiye tanitim
동서양문명의 교차로 터키 (Genel sunum) korece turkiye tanitim
 
Unesco ykeceli korece turkiye sunum,터키 소개
Unesco ykeceli korece turkiye sunum,터키 소개Unesco ykeceli korece turkiye sunum,터키 소개
Unesco ykeceli korece turkiye sunum,터키 소개
 
Turkiye3
Turkiye3Turkiye3
Turkiye3
 
Turkiye1
Turkiye1Turkiye1
Turkiye1
 
Turkiye
TurkiyeTurkiye
Turkiye
 
Sorulara cevaplar korece
Sorulara cevaplar korece Sorulara cevaplar korece
Sorulara cevaplar korece
 
Some turkish greetings 몇가지 터키 인사말
Some turkish greetings 몇가지 터키 인사말Some turkish greetings 몇가지 터키 인사말
Some turkish greetings 몇가지 터키 인사말
 
Seni gidi findik kiran
Seni gidi findik kiranSeni gidi findik kiran
Seni gidi findik kiran
 
Osmanli barbar degildi
Osmanli barbar degildiOsmanli barbar degildi
Osmanli barbar degildi
 
2012 동서양문명 교차로 터키 korece turkiye tanitim
2012 동서양문명 교차로 터키 korece turkiye tanitim2012 동서양문명 교차로 터키 korece turkiye tanitim
2012 동서양문명 교차로 터키 korece turkiye tanitim
 
2012 ingilizce (27 subat versiyonu) 동서양문명의 교차로 터키 (lise ve son...
2012 ingilizce (27 subat versiyonu) 동서양문명의 교차로 터키 (lise ve son...2012 ingilizce (27 subat versiyonu) 동서양문명의 교차로 터키 (lise ve son...
2012 ingilizce (27 subat versiyonu) 동서양문명의 교차로 터키 (lise ve son...
 
2012 (27 subat versiyonu) 동서양문명의 교차로 터키 (lise ve sonrasi) erke...
2012 (27 subat versiyonu) 동서양문명의 교차로 터키 (lise ve sonrasi) erke...2012 (27 subat versiyonu) 동서양문명의 교차로 터키 (lise ve sonrasi) erke...
2012 (27 subat versiyonu) 동서양문명의 교차로 터키 (lise ve sonrasi) erke...
 
2003 turkey in english -final version korece turkiye tanitim
2003  turkey in english -final version korece turkiye tanitim2003  turkey in english -final version korece turkiye tanitim
2003 turkey in english -final version korece turkiye tanitim
 
터키여행 0702028
터키여행 0702028터키여행 0702028
터키여행 0702028
 
이슬람에서 Allah의 의미
이슬람에서 Allah의 의미이슬람에서 Allah의 의미
이슬람에서 Allah의 의미
 

Islamda kadin

  • 1. ISLAM VE DIGER GELENEKLERDE KADIN Giris Bati dusunceleri ve paradigmalari, Batinin kulturel mirasina, bir baska bolgeninki ise, yine kendi kulturel birikimine dayanir. Son asirlarda dunyada hakim olan daha cok bati kultur mirasi oldugu icin, din ve bu arada Islamiyet’e de, batili dusunurler ve mustesriklerle birlikte, Musluman dunyanin yabancilasmis aydinlari tarafindan, bu kultur mirasinin temel pradigmalari ve onun en onemli unsurlarindan olan Kitab-iMukaddes gelenegi acisindan yaklasilmis ve bu gelenege yoneltilen elestiriler aynen Islam’a da yoneltilmistir. Bu bakimdan, asagidaki yazida, bu yanlis tutumun yol actigi yanlis anlamalardan biri olarak Islamda kadinin yerini, Kitab-iMukaddes geleneginin “aydinlanma” asirlarinda tenkit edilen unsurlari noktasinda ele almanin yanlisligini ortaya koymaya calisacagiz. Hz. Havva’nin sucu mu? Kitab-iMukaddes, Tekvin 2:4 ve 3:24’te Allah’in Hz. Adem ve Havva’ya bir agacin meyvesini yasakladigi, fakat daha sonra yilanin Hz. Havva’yi, Hz. Havva’nin da Hz. Adem’i kandirdigi anlatilir. Allah’in kinamasindan dolayi da Hz. Adem;in sucu Hz. Havva’ya attigi belirtilir: “Yanima verdigin kadin…o, agactan bana verdi ve yedim.” Allah da, Hz. Havva’ya soyle seslenir: “ Zahmetini ve gebeligini ziyadesiyle cogaltacagim; aciyla evlat doguracaksin; ve arzun kocana olacak, o da sana hakim olacaktir. “ Adem’e de “karinin sozunu dinledigin ve ondan yemiyeceksin diye sana emir ettigin agactan yedigin icin toprak senin yuzunden lanetli oldun, omrunun butun gunlerinden zahmetle ondan yiyeceksin “der. Kur’an da ise hadise boyle anlatilmaz. Kuran’i Kerim, yasaklanan agactan tatma hatasini Hz. Adem merkezli anlatir. (2:37). Hatta Hz. Havva’yi ayni hataya surekleyenin Hz. Adem oldugunu ima eder (20:117-120). Bununla birlikte, ilgili ayetlerden Hz. Havva’nin da ayni hatayi isledigi anlatilmakta olup (20:121) tevbeyide birlikte yapmislardir (7:19-23). Dolayisiyla Islam,” ilk gunah” gibi bir gunahi kadina yuklemez. Bu hatadan dolayi onu kinamaz ve insanligi cennenten yere indiren bir varlik olarak gormez. Hz. Havva’nin Mirasi Aldatan ve insanligi cennetten cikaran Havva anlayisi, kadini insanligin butun gunahlarindan sorumlu tutmustur. Cunku ilk gunah inancina gore Hz. Havva’nin isledigi ve Hz. Adem’e de islettigi iddia olunan gunah irsi olarak butun insanliga gecmektedir ve butun insanlar, bu gunahla dunyaya gelmektedir. Isa mesih, bu gunahi temizlemek icin kendini kurban ettiginden Hz. Havva yani kadin, dolayisiyla Hz. Isa’nin kanindan da sorumlu tutulmustur. Eger vaktiyle bu sozlerde bir hata bir yanlis anlama olmadiysa Ingiliz kadin arastirmaci Karen Armstrong, ilk donem ve daha sonra bazi azizlerin su goruslerini nakleder: Bilmiyormusunuz ki, her biriniz bir Havva’siniz? Tanri’nin size olan cezasi bu cagda da devam
  • 2. ediyor. Siz seytanin kapisisiniz: yasak agacin muhrunu acansiniz, Ilahi kanunu ilk terk edensiniz; sizler seytanin saldirmayi goze alamadigi adami razi edensiniz; Tanrinin sureti olan insani yok edensiniz. Sizin hakettiginiz cezadan dolayi Tanri ogul edinmek zorunda kaldi. (St. Tertullian) Es veya anne olmus ne fark eder, o hala erkegi bastan cikaran Havvadir, butun kadinlardan kacinmaliyiz. Onun cocuk dogurmasinin disinda erkegin ne isine yaradigini anlayamadim (St. Augustine) Kuran’a Gore Kadin Dikkatimizi Kur’an’in kadin hakkindaki ifadelerine cevirdigimizde Islamin kadina bakisindaki farklilik hemen kendini belli eder. Rabbleri onlara karsilik verdi: “Ben sizden, erkek olsun, kadin olsun hic bir calisanin calismasini zayi etmeyecegim. Hep birbirinizdensiniz;(3:195)”. Erkek veya kadin her kim inanmis olarak iyi bir is yaparsa ona guzel ve hos bir hayat yasatiriz. Onlari, yaptiklarinin en guzeli ile mukafatlandiririz (16:97) Kur’an’in kadina bakisi erkege bakisindan farkli degildir. Kur’an kadini hic bir zaman seytanin gunaha acilan kapisi veya tabiati itibariyle aldatici olarak gormedigi gibi, erkegi de Allah’in imaji olarak gormez, sadece kadin ve erkek hepsi onun yaratigidir. Kur’an a gore kadinin dunyadaki rolu cocuk dogurmakla sinirli degildir. Oda, erkekler kadar salih amel islemekle yukumludur. Hz. Meryem’i ve Firavunun hanimi (Asiye) gibi ornek kadinlari bizzat nazara verir. Allah inanlara Firavun’un hanimini misal verir: O, soyle demisti: “Rabbim! Bana katinda, cennette bir ev yap beni Firavundan ve onun amelinden kurtar beni bu zalim milletin elinden kurtar.” Imran kizi Meryem’I de misal verir. O iffetini korudu; bizde ona kendi ruhumuzdan ufledik. O, Rabbi’sinin kelimelerini ve kitaplarini dogruladi. Bize gonulden itaat edenlerdendi (66:11-12). ISLAM’DA KADININ YERI Kadinin islam’daki yeri, feminizmin yayildigi 20’nci asra kadar herhangi bir problem olusturmamistir. Gerek Kur’an-i Kerim’e, gerek Peygamber Efendimizin uygulamalarina gerekse Islam tarihine baktigimizda her zaman heryerde karsilasabilecek fertlerin hatasindan kaynaklanan birtakim suistimaller disinda kadinin en mualla mevkii Islamla kazandigi gorulur. Nasil anne babanin ayri bir ihmale ugradigi aile hayatinin ve toplumda gercek sevgi ve sayginin buyuk cokuntu yasadigi modern caglarda “Anneler Gunu, Babalar Gunu” gibi merasimvari gunlerle anne ve baba hatirlanmaya calisiliyorsa ayni sekilde kadininda sanki toplumda ve ailede ayri bir varlik gibi ele alinip degerlendirilmesi bir takim maksatlar disinda esasen kadinin esasen islam disi toplumlarda ugradig haksizligi gosteren bir vakiadir. Yoksa Islam tarihinde ve toplumlarinda boyle bir problem yasanmamis bu da pek cok modern problem gibi ithal eseri olarak Islam topluluklarina sirayet etmistir.
  • 3. Islamda kadinin essiz ve diger sistemlerde hic benzerligi olmayan bir konumu vardir. Islam, din gorunumlu bazi inanclarda oldugu gibi kadini seytanin urunu veya kotuluklerin tohumu olarak gormez. Kuran erkege kadinin egemen bir efendisi ve kadini da erkegin egemenligine teslim olmaktan baska caresi bulunmayan zavalli bir varlik olarak da gormez. Kadinin, icinde ruhu olup olmadigi hicbir zaman ne Islamda ne de Muslumanlar arasinda tartisilmis bir mesele degildir. Ayrica Islam mense itibariyle semavi bile olsa bazi dinlerdeki gibi insanin isledigi “ilk gunah” tan ve onun cennetten cikarilmasindan da kadini sorumlu tutmaz. Kuran bu konuda gayet acik olup, gunahin Hz. Adem’e ait bulundugunu ve sonra yine ikisininde birden tevbe ve istigfarla Allah’a yoneldigini anlatir. Islam’da kadinin essiz yeri ve diger sistemlerde olmayan bir konumu vardir. Gunumuzde demokratik toplumlar bile bu konuda Islamdan cok geridir.Bu toplumlarda kadinin o kadarda imrenilecek bir tarafi yoktur. O hayatini kazanmak icin cok siki calismak zorunda kalmakta ve bazen erkekle ayni isi yaptigi halde, maasi ondan daha az olabilmektedir. Belli bir ozgurluge sahip isede bu daha cok arzularini tatmin ozgurlugudurvki boyle bir ozgurluk gercek insan fitratinin, selim aklin insanligin degismez edebi degerlerinin ve herhangi semavi bir dinin kabul edebilecegi tarzda bir ozgurluk degildir. Ayirca kadin demokratik toplumlarda bugunki bulundugu konuma gelebilmek icin on yillarca hatta asirlarca caba gostermistir. Ogrenme, calisma ve kazanma haklarini elde edebilmek icin acili kurbanlar vermek ve en tabii haklarinin, hatta gordugu ve gormesi gereken hurmetin bir cogundan vazgecmek zorunda kalmistir. Konumunu ruh sahibi bir insan durumuna getirmek icin cok agir bedel odemistir. Tum bu pahali kurbanlara ve acili cabalara ragmen onun Musluman kadinin sahip bulundugu kadinliga yakisir haklara sahip oldugu soylenemez. Islamin kadin icin tesis ettigi konum onun fitratina tam uygun olan konumdur: Islamin kadin icin tesis ettigi konum onun fitratina uygun, ona tam bir guvenlik veren ve onu kucuk dusurucu sartlara karsi koruyucu mahiyettedir. Bugun kadinlarin cogu ozgurlugu kimseden izin almadan bagimsizca sokaga cikmak calisip kazanip erkege benzemek olarak algilamaktadir. Fakat bu uzulerek belirtelimki erkekle kadini ayni cati altinda mutlu kilan sicacik aile yuvalarinin cok defa yikilmasi pahasina olmaktadir. Buna karsilik islamin kadina tanidigi konum modern dunyanin butunuyle mechulu oldugu gibi dahada kotusu tam tersi bir algilama soz konusudur. Bu bakimdan bu konumu madde madde ozetlemek yerinde olacaktir. Kadinlar annelik gibi yaratilisin ona bahsettigi deger ve bu degerin getirdikleri erkeginkinden cok daha ondedir. Kadin dinde ortak sorumluluklara sahip oldugu gibi nasil erkege has sorumluluklar varsa ona
  • 4. has sorumluluklarda vardir. O sorumluluklarini yerine getirip geirmemenin karsiliginda aldigi sevap ve gunah cihetinde erkekten farkli degildir. Onun insan olma ozelligi ne erkeginkinden farkli nede olagan disidir. Erkek ve kadin birbirinin yardimcisi tamamlayicisidir. Allah Kuran’da soyle buyurur; Ve Allah onlarin dualarini kabul etti ve onlara soyle diyerek cevapladi: “Ben kadin olsun, erkek olsun hicbirinizin amelini zayi edici degilim, siz birbirlerinizin yardimcilarisiniz…” Kadin yine erkek gibi ilim edinme mecburiyeti altindadir dolayisiyla ilim edinme yani egitim hurriyetine sahiptir. Erkek ne olcude dusunce ve dusuncesini aciklama hurriyetine sahipse, kadinda ayni hurriyete sahiptir.Soz sahibi oldugu konularda gorusune basvurulurdu. O donemde kadinlarin devlet baskanina onun Kurana aykiri bulduklari ictihadlarina hemde camide butun cami cemaatinin huzurunda karsi ciktiklari bile vakidir. Islam kadina sozlesme yapmada, girisimcilikte, kazanmada ve mulk sahibi olmada erkeginkiyle esit haklar saglamistir. YANLIS ANLASILAN KONULAR: MIRAS KONUSU Islam insan varliginin devaminda kadini erkekle en az ayni seviyede gormesinin yanisira ona miras hakkida tanimistir. Islamdan once kadin bu haktan mahrum olmakla beraber erkek tarafindan miras mal olarak algilanan bir esya gibi idi. Kadin prensib olarak aynen erkek gibi miras alma hakkina sahiptir. Su kadarki paylasmada fark vardir. Bu fark erkegi usutn gorme degildir. Bunun sebepleri soyledir; Herseyden once erkek hanimi dahil olmak uzere ailesinin ihtiyaclarini gidermek zorundadir. Kadin sadece kendine ait ihtiyac disi ve luks kacan esya disinda aile icinde hicbir mali sorumlulugu ustlenmeye mecbur degildir. Ortada tum maddi sorumluluklar ve borclarla yukumlu erkek ve hicbir maddi sorululugu olmayan kadin mirasci vardir.Eger kadini mirastan tamamen mahrum birakirsak bu adaletsizlik olur.cunku onun olen kisiden miras hakki vardir. Buna karsilik eger erkege kadinla ayni payi verirsek bu defa erkege haksizlik yapilmis olunacaktir.Cunku erkegin omuzlari uzerinde gecindirmekle yukumlu hanimi dahil pek cok insan bulunur. COK BAYANLA EVLILIK Cok kadinla evlilik insanlik tarihi kadar eski bir uygulamadir. Kitab-iMukaddes cok kadinla evliligi yasaklamaz. Aksine mesrulugunu Kabul eder. Hz. Suleymanin cok sayida hanimi ve cariyesi oldugu Kitab-iMukaddeste gecer (1.Krallar, 11:3). Yine Hz. Davud’un da cok sayida hanimi ve cariyesi oldugu zikredilir (2. Samuel, 5:13). Avrupa Yahudileri 16. asra kadar cok esliligi devam ettirdiler. Dogu Yahudileride cok esliligin medeni hukuka gore yasak oldugu Israile gocunceye
  • 5. kadar bu uygulamayi surdurduler. Fakat Israilde bazi durumlarda medeni hukuku gecersiz kilan dini hukuk altinda cok kadinla evlilige izin verilmektedir. Yeni ahit cok eslilik hakkinda ne der? Papaz Eugene Hillman bu konudaki eserinde “ incilin hic bir yerinde evliligin tek esle olacagina veya cok esle evliligin yasak olduguna dair hic bir emir yoktur” kaydini duser. Dahasi Hz. Isa kendi tolumunda cok eslilik yaygin olmasina ragmen buna karsi cikmistir. Peder Hillman, St. Agustine’in “simdi bizim zamanimizda Roma adetlerine uymak icin baska bir es almaya artik izin verilmemektedir” sozunu nakederek roma kilisesinin Yunan Roman kulturune uymak maksadi ile cok esliligi yasakladiginin altini cizer. Kuran cok esle evlilige izin verdi. Fakat bunu bir takim kisitlamalarla kayit altina aldi: Sayet yetimler hakkinda adaleti yerine getiremiyecginizden korkarsaniz hosunuza giden baka kadinlarla ikiser ucer ve dorder tane evlenebilirsiniz. Sayet aralarinda adaletsizlik yapmaktan korkarsaniz bir tane ile yetinin (4:3). Kuran es sayisini eslere esit ve adil muamele gibi siki sartlar altinda dortle sinirlandirir. Kuranin cok esle evliligi zorlamasi veya cok esle evliligi ideal olarak takdir etmesi mumkun degildir. O zorlayici sosyal ve ahlaki sebeplerin oldugu zaman ve durumlari nazara alarak cok esle evliligi bir izin bir ruhsat olarak tanimistir. Yukaridaki Kuran ayetinin de isaret ettigi gibi islamda cok eslilik konusu pek coktoplumda horlanan ve ezilen yetim ve dullara karsi toplumun gorevlerinden ayri bir sekilde anlasilamaz. Butun zaman ve mekana hitap eden bir din olarak islam bu mucbir sorumluluklari gormemezlikten gelmemistir. Gunumuzde pek cok modern toplumda kadin sayisi erkek sayisindan fazladir. Amerika’da erkeklerden en az sekiz milyon fazla kadin vardir. Gueana gibi ulkelerde her yuz erkege yuz yirmi iki kadin dusmektedir. Boyle bir dengesizlige karsi toplum ne yapmali? Degisik cozumler olabilir. Bazilari muzmin bekarligi bazilarida kiz cocuklarinin diri diri gomulmesini tavsiye edebilir. Daha baskalarida fahiselik, metreslik, evlilik disi iliskileri es cinsellik gibi cirkinlikleri bir cikis yolu gorebilir. Islamda poligaminin karsilikli riza meselesi oldugunuda eklemek gerekir. Hic kimse bir kadini evil bir erkekle evlenmeye zorlayamaz. Bunun yaninda bir kadin kocasinin baska bir kadinla evlenmemesini sart kosabilir. Kitab-iMukaddese gore cocuksuz dul kadin evil bile olsa kendi rizasi gerekmeksizin kocasinin kardesi ile evlenmek zorundair. (Tekvin 38:8-10) Hic kimse Bati toplumlarinda metresin rolunu bilmiyor. Bu acidan Islam, temelden serefli bir dindi. O toplumun ahlakini korumak icin butun gizli iliskileri siddetle yasaklar. BASORTUSU Yahudi ve Hiristiyan geleneklerinde basortusu diye birseyin olmadigi dogrumudur? Haham Dr. Menachem M.Brayer (Yeshiva Universitesi Kitab-iMukaddes literature Profosoru) Yahudi hukuku litareturune gore topluma cikan Yahudi kadinin bazi zamanlar tek gozu haric butun yuzu kapatan bir basortusu takmasinin gelenek oldugunu yazar. “Basi acik disari cikmak Israil kizlarina yakismaz” “lanet, haniminin sacinin gorunmesine izin
  • 6. veren erkege olsun… kendini guzel gostermek icin sacini acik birakan kadin yoksulluk getirir.” Basortusu bir kadinin sayginligini ve sosyal konumunu ifade ederdi. Alt siniflardan kadinlar cogu zaman yuksek sinif izlemini vermek icin basortusu takarlardi. Bugun cogu dindar yahudi kadini sinagog disinda basini ortmez. Katolik rahibelerin bin yildan beri baslarini kapadiklari bilinmektedir. St, Paule basortusune dair bazi ilginc aciklamalarda bulunur: Paule’in kadini ortme mantigi Tanrinin sureti ve yuceltilmesinin simgesi olan erkegi kendisi icin ve kendisinden yaratilan kadin uzuerindeki otoritesinin remzi oldugu tezine dayanir. Bugunku Katolik kilise kanunlari arasinda kadinlarin kilisedeyken baslarini ortmelerini gerektiren madde vardir. Yukaridaki delillerden Islamin basortusunu icat etmedigi ortaya cikar. Islam inanan erkek ve kadinlarin bakislarini sakinmalarini iffetlerini korumalarini ve inanan kadinlarin basortu kullanmalarini ister. Mumin erkeklere soyle: gozlerini bakilmasi yasak olandan cevirsinler, irzlarini korusunlar mumin kadinlarda soyle: gozlerini bakilmasi yasak olandan cevirsinler, iffetlerini korusunlar. suslerini kendiliginden gorulen kismi mustesna acmasinlar. Basortulerini yakalarinin uzerine koyup ortsunler. Kuran basortusunun iffet icin gerekli oldugunu acikca ifade eder. Iffet neden onemlidir? Kuran bunuda aciklar: “ Ey Peygamber! Eslerine, kizlarina ve muminlerin kadinlarina soyle disari cikarken ortulerini ustlerine alsinlar ki bilinip incitilmesinler.” Iffet kadinin bugunun toplumlarinda en cok NAMAZDA SAFLARIN DUZENI Kadinin namaz kilarken erkegin arkasinda durmasi onun erkekten dah asagi seviyede oldugunu gostermez. Erkeklerin saflarinda devlet baskani en siradan gorulen bir vatandasla ayni hizada bulunur. Hatta mescide gec geldiyse devlet baskani arkadada durur. Cunku namazda Allahin huzurunda dunyevi meslekler, makamlar hicbirsey ifade etmez. Namazlarda saflarin duzeni herkesin tefekkurde konsantre olmasina yardim icin duzenlenmistir. Bu cok onemlidir cunku muslumanin namazi basit bir ilahi soylemek degildir. Namaz birtakim isaretler hareketler kiyam, ruku, secde oturma kalkma gibi unsurlari ifade eder. Eger erkekler kadinlarla ayni safta duracak olurlarsa dikkat dagitici bazi unsurlar meydana gelebilir. Namaz ruhun gonlun ve dikkatin butunuyle Allaha kilitlenmesi gereken bir ibadettir. Bu sebeple kadinla erkegin bir arada olmasi zihni kalbi namaza zit bazi seylerle mesgul edecektir. Sonuc namazin gayesinin kaybi olacaktir. Ayrica dunya, bir yerden, bir iklimden, bir cografyadan ibaret degildir. Cok sicak, cok soguk yerler oldugu gibi, cok fakir insanlarda vardir. Bu bakimdan, erkek ve kadin karisik namaza durdugu zaman, namaz hareketleri esnasinda gorulmemesi gereken bazi yerlerin acilmasi her zaman
  • 7. icin soz konusu olabilir. Bu, hem taraflari mahcup, hemde zihinleri ve kalpleri meskul eder. Dolayisiyla bu da, namaz ibadetinin gerektigi gibi yerine getirilmemesi demek olur. BOSANMA Uc dinde bosanmaya dair onemli olcude farkli tutumlar sergiler. Incil net bir sekilde evlilik hayatinin sonu ermiyecegini soyler. Hz. Isa’nin,” Fakat ben size derimki zinadan baska bir sebetle karisini bosayan kimse Onu zaniye yapmis olur, ve kim bosanmis kadinla evlenirse zina eder” (Matta 5:32)” dedigine inanilir. Bu uzlasmaz ideal suphesiz butun insanligin hic bir zaman gerceklestiremedigi ahlaki mukemmelligi gerektirir. Her nezanm esler evlilik hayatlarinin onarilamaz oldugunu anlarsa, ozaman bosanmayi yasaklamayi onlara bir faydasi olmaz. Hasta bir evlilik birligini, eslerin kendi istekleri disinda devam ettirmeye caklismak ne etkili ne de mantiki bir sey olur. Gunumuzde butun Hiristiyan dunyasinin bosanmaya izin vermek zorunda kalmasina sasirmamak gerekir. Obur taraftan Yahudilik kocaya bosanma hakkin vermek konusunda nettir. Bir adam bir kadin alip onunla evlendigi zaman vaki olacak ki, onda utanilacak birsey bulundugu icin, kadin onun gozunde lutf bulmazsa, onun icin bos kagidini yazacak ve onun eline verecek, ve onu evinden gonderecektir. Ve evinden ayrildiktan sonra kadin gidip baska bir erkegin karisi olabilir. Ve sonraki adamda ondan nefret ederse ve onun icin bos kagidini yazarsa ve onun eline verip onu evinden gonderirse yahut onu kendisine kari olarak almis olan sonraki adam olurse; onu gondermis olan evvelki kocasi, kadin murdar edildikten sonra onu kendisine tekrar kari olarak alamaz (Tesniye, 24:1-4). Islam, bosanma konusunda Hiristiyanlik ve Yahudilik arasindaki orta yolu takip eder. Islama gore evlilik, mucbir sebep olmadigi muddetce bozulmamasi gerekli kutsal bir bagdir. Esler, evlilikleri tehlikeye dustugunde mumkun olan butun careleri denemekle emr olunmuslardir. Baska cikis yolu oldugu surecede bosanmaya basvurulmaz. Kisacasi, Islam, bosanmayi kabul eder fakat, her vesilede ondan vazgecirmeye calisir. Kocaya talak (bosama) hakkini verir. Kadina da, Yahudiligin aksine Islam, hul’ olarak bilinen sekilde evliligi sonra hakkinida tanir. Hul veya muhale’a, bir bedel karsiligi bosanmadir. Kadin, evlenirken nikah hakki talep edebilir. Bu hakki alan kadin bedelli veya bedelsiz olmak uzere mahkemeye basvurarak kocasini bosayabilir. Hz. Muhammed (s.a.v)’e evliligini sona erdirmek isteyen bir kadin geldi ve kocasinin karakter ve davranislarindan sikayetci olamadigini, fakat tek probleminin artik kendisi ile mukaranetten aciz olan kocasini durustce sevmemesi oldugunu soyledi. Peygamberimiz “onun (mehir olarak verdigi bahceyi) tekrar verirmisin? Diye sordu. Kadinda : “evet” dedi. Peygamberimiz, ozaman erkege bahcesini geri almasini ve evliligi sona erdirmesini emretti (Buhari). Anlasiliyor ki bastan bosama hakki almamis bile olsa, musluman kadin kocasinin siddete basvurmasi onu gereksiz yere terk etmesi, evlilik sorumlulugunu yerine getirememesi gibi mucbir sebeplerden dolayi devam ettirmek istemedigi bir evliligi sona erdirmeye mecbur
  • 8. kalabilir. Kisacasi islam musluman kadina esi benzeri olmayan haklar vermistir: O, hul yoluyla evliligi sona erdirebilir ve bosanma davasi acabilir. Peygamberimiz (s.av.) soyle buyurur: Helaller icinde Allah’a en cirkin olani bosanmadir (Ebu Davud). Bir musluman erkek, sadece hoslanmadigi icin hanimini keyfi bosayamaz. Kuran ona hoslanmama duygu ve hisleri ile dolu oldugu durumlarda bile hanimina iyi muameleye emreder: Onlarla iyi gecinin. Eger onlardan hoslanmazsaniz sizin hoslanmadiginiz bir seye Allah cok hayirlar koymus olabilir ( 4:19). Hz. Muhammed (s.a.v) benzeri talimatlar vermistir: Inanan bir erkek inanan bir kadindan nefret etmesin. Bir huyunu sevmezse sevecegi bir digeri mutlaka bulunur. (Muslim) Muminlerin en hayirlisi ahlaken en guzel olanidir ve sizin en hayirliniz, eslerine karsi en iyi davrananizdir.(Tirmizi) EVLI KADININ DURUMU Kitab-i Mukaddeste kendilerine mirastan hak taninmadigi icin dullar onceki toplumlarin en savunmasiz kimseleri arasindaydi. Olmus kocanin erkek akrabalari onun tum mirasina konardi. Ve bu mirastan dul karisini da gecindirmek durumundaydilar. Nevarki buda o akrabanin insafina kalmisti. Bu bakimdan dulluk, duskunlugun sembolu olarak gorulurdu. Tekvin 38’e gore cocuksuz dul kadin, evli olsa bile kocasinin erkek kardesi ile evlenmek zorundaydi, boylece o olmus kardeisin neslini devam ettirir onun adinin silinmesine mani olmus olurdu. Islam oncesi putperest Araplari da benzer uygulamalara sahiptiler. Bir dul kadin, olenin erkek mirascilari tarafindan alinacak terekenin bir parcasi sayilirdi ve genellikle olen kimsenin diger esinden olma en buyuk erkek ogluyla evlendirilrdi. Kuran bu uygulamayi sert bir sekilde tenkit ederek bu alcaltici gelenegi kaldirdi. “Gecmiste olanlar haric, babalarinizin evlendigi kadinlarla evlenmeyin! Bu bir hayasizlik ve igrenc birseydi ne kotu bir yoldu” ( 4:22). Kitabi Mukaddes geleneginde ust rutbeli din adamlari, dul, bosanmis kadin veya fahiselerle evlenemezdi. Kuran, ne dul kadini dusuk gorur, ne onunla evlenmeyi yasaklar, hatta onlarin korunup kollanmasi islamda buyuk faziletlerdendir. Kuran onlarin evlenmeleri ile ilgili olarak duzenlemeler getirmistir. “Icinizden vefat edenlerin geriye biraktiklari esleri, kendilerini tutup dort ay on gun beklerler.
  • 9. Surelerini doldurduklarinda kendi haklarinda mesru sinirlar cercevesinde verecekleri karardan ve ortaya koyacaklari davranislardan dolayi size bir vebal yoktur. Allah her ne yaparsaniz hepsinden hakkiyla haberdardir” (2: 234). KADININ EGITIMI Bilindigi gibi Tevrat hukuk kitabidir. Fakat Talmuta gore “ Kadinlarin, Tevrati calismasi dogru degildir”. Bu gelenegin bazi bilginlerine gore, “ Tevratin sozleri kadinlara soylenmektense, ateste yansin” ve “ her kim kendi kizina Tevrati ogretirse ona mustehcenlik ogretmis gibi olur” demektedir. St. Paul’un yaklasimi da soyledir: Mukaddeslerin butun kiliselerinde oldugu gibi kiliselerde kadinlar sukut etsinler; cunku onlara soylemek icin izin yoktur; ancak seriatin dedigi gibi tabi olsunlar. Eger bir sey ogrenmek isterlerse, evde kendi kocalarina sorsunlar; cunku kadina kilise de soylemek ayiptir.” ( Korintoslulara birinci mektup 14:4-35) Meselenin Kur’an da nasil ele alindigi konusunda su olay kafidir. Kocasi esine kizarak kendisine “ sen bana annemin sirti gibisin” dediginde Havle musluman bir kadindi. Bu soz, put-perest Araplar tarafindan kocayi evlilik sorumluluklarindan ozgur kilan bir beyan olarak kabul edilir, fakat esin evi terk etmesine veya baska bir erkekle evlenmesine izin verilmezdi. Kocasindan bu sozleri isiten Havle, cok kotu durumdaydi ve kendi problemini anlatmak icin dogruca Hz. Peygambere gitti. Bir cikis yolu olmadigi icin Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) onun sabr etmesi fikrindeydi. Havle, askiya alinmis evliligini kurtarmak icin Efendimize sikayet etmeye devam etti, cok gecmeden vahiy geldi ve ilahi hukum, bu cahiliye gelenegine son verdi. Sureyede, kocasi konusunda Peygamber Efendimizle tartisan Havleden hareketle Mucadile (tartisan kadin adi verildi). “Allah kocasi hakkinda seninle tartisan ve Allah’a sikayette bulunan kadinin sozunu isitti. Allah, ikinizin birbirinizle konusmasini isitir. Cunku Allah isitendir gorendir” (58:1). Kuran ‘a gore bir kadin bizzat kendisi Islamin Peygamberiyle bile tartisabilir. Cunku kimse ona sus deme hakkina sahip degildir. Kocasini, dini ve hukuki meselelerde tek referans olarak Kabul etme gibi bir yukumlulugu de yoktur. Sonra kadin, mescidde de konusabilir. O kadar ki, Hz. Omer gibi bir halifeyi camide hutbe verirken, yanlis yaptiginda tashih bile edebilir. KADININ BAZI AYRICALIKLARI Kadinin erkek icin sozkonusu olmayan bazi ayricaliklar vardir. O logusalik doneminde ve periyotlarinda namaz oruc gibi dini gorevlerden muaf tutulmustur. O yukarida izah edildigi gibi tum mali sorumluluklardanda muaf tutulmustur. Anne olarak Allah katinda hatta insanlar yaninda daha fazla ve yuksek bir yere sahiptir. Anne cocuklarinin sevgi ve sevkatinin dortte ucune layik gorulurken baba icin sedece dortte birlik pay kalmistir. Eger o kendi giderlerini gidermek ve aile
  • 10. sorumluluklarini karsilamak icin calismayi arzu ederse guvenligi ve serefi korunmak sartiyla bunuda yapmakta serbesttir. ANNELER Kitab-iMukaddes bir cok yerde anne babaya saygiyi ve iyi muameleyi emreder ve onlara saygisizlik yapmayida yasaklar. Mesela: “cunku babasina yahut anasina lanet eden her adam mutlaka oldurulecektir” ve “hikmetli ogul babasini sevindirir akilsiz adam ise anasini hor gorur”. Hz. Isa buralarda gecen sozleri ile, Allah katinda asil degerin iman ve kullukta yattigini anne babada olsa iman ve kullugu olmayan veya az olanlarin digerleri derecesinde mevki sahibi olamayacaklarini ifade etmis olmaktadir. Allah sevgisi, butun sevgilerin onunde geleni, anne baba sevgisi, Allah sevgisi ve ona bagliligin onune gecmemelidir. Bununla birlikte, islamda anne babaya verilen seref, saygi ve hurmet essizdir. Kuran, anne babaya iyi muameleyi Allah’a ibadetten sonra ikinci siraya koyar. “Rabbim yanliz kendisine ibadet etmenizi ve anne babaya kamil manada iylikte bulunmanizi emretti. Eger ikisinden biri veya her ikisi senin yaninda iken ihtiyarlayacak olursa onlara karsi of bile deme onlari azarlama. Onlara guzel soz soyle. Onlara aciyarak uzerlerine alacak gonulluluk kanatlarini ger ve : “ Rabbim! Kucukken beni yetistirdikleri gibi, sende onlara oyle merhamet et!” de” (17:23-34). Bir adam Peygamber Efendimize gelip ey Allah’in resulu insanlar icinde hurmet etmeme en layik kimdir? Diye sordu. Allah Rasulu annedir diye buyurdu. Adam “sonra kim?” diye sordu. Peygamberimiz “annedir” dedi. Adam yine “sonra kim” diye sordu. Peygamberimiz “annedir” cevabini verdi adam tekrar “sonra kim” diye sordu. Ozaman Peygamberimiz “ babadir” diye cevap verdi.