SlideShare a Scribd company logo
1 of 85
KUR’ÂN’DA
MÜSLÜMAN
ŞAHSİYETİ
1
Kur’ân’ın inşa ettiği kişiliğin
en bariz örneğini,
bizzat Kur’ân’ın kendisine
nazil olduğu Hz. Peygamber’in
şahsında görebiliriz.

2
Zira O, Kur’ân’ın esaslarını belirlediği
şahsiyetin canlı bir timsaliydi.
Bir gün Katade, Hz. Aişe’ye,
“Ey müminlerin annesi,
Peygamber’in (s.a.v.) ahlakı hakkında
bilgi verir misin?” diye sorar.

3
Hz. Aişe, “Siz Kur’ân’ı okumuyor
musunuz?” der ve ardından
şu cevabı verir:
“O’nun ahlakı, Kur’ân’dır.” (Müslim)

4
Hz. Peygamber,
bütün davranışlarında
Kur’ân’daki emir ve yasaklara göre
hareket ediyordu.
Kur’ân, onun hayat rehberiydi;
yolunu, yönünü,
tarzını o belirliyordu.
5
Kur’ân Hz. Peygamber’in
ruhuna sinmiş;
bütün varlığına sirayet etmişti.
Kur’ân Hz. Peygamber’i şekillendirmiş,
O’nun maddi ve manevi dünyasını
belirlemişti.
Yani, Hz. Peygamber’in şahsiyeti
Kur’ân’la şekillenmişti.
6
Başka bir ifadeyle o,
“yaşayan bir Kur’ân” olmuştu.
Bu yüzden de Kur’ân,
“Şüphesiz ki sen büyük bir
ahlak üzeresin” (Kalem, 68/4) diyerek
onun ahlakını ve yaşayışını
yani şahsiyetini övüyordu.

7
Kur’ân, Hz. Peygamber’in şahsında
tebarüz eden bu “kişiliği”,
diğer müslümanların da edinmeleri için
onlara yönelik pek çok hususlar
vazetmiştir.

8
Esasen o, “Sizin için Allah’ın Rasûlü’nde
güzel bir örnek vardır” (Ahzâb, 33/21) diyerek
O’nun gibi olmayı,
O’nun kişiliğini örnek almayı
bizlere bildiriyor.

9
Bu hususların bir kısmı,
müslümanın iman
boyutuna yönelik iken,
bir kısmı ibadet,
bir kısmı ahlak,
bir kısmı muamelat ve
diğer alanlarla ilgilidir.

10
Kur’ân öncelikle müslümanın
itikat dünyasını şekillendirmiş,
iman noktasında
ona kendine has
bir şahsiyet kazandırmıştır.

11
Buna göre o, yüce Allah’a
şeksiz-şüphesiz,
bütün samimiyetiyle inanacaktır.

12
Hiçbir şeyi ve hiçbir kimseyi
O’na ortak koşmayacak;
açığıyla-gizlisiyle onu şirke
bulaştıracak her türlü davranış,
söz ve düşünceden
uzak duracaktır.

13
Onun ahiret inancı,
imanın diğer esaslarına
yönelik itikadı,
yine hep bu çerçeve içerisinde
şekillenecektir.

14
Kur’ân ne diyorsa,
nasıl istiyorsa
öyle inanacak,
öyle anlayacak,
öyle kabul edecektir.

15
Şeytani ve nefsanî dürtülerin,
kendisini, imanını bozacak
davranışlara sürüklemesine
asla izin vermeyecektir.

16
İmanından, itikadî değerlerinden
hiçbir şekilde taviz vermeyecek,
bu konuda herhangi bir gevşeklik
göstermeyecekti.

17
Hiçbir baskı,
tehdit,
zulüm,
işkence,
eza ve cefa
onu iman noktasında
müsamaha göstermeye
sevk etmeyecektir.
18
Bu konuda Kur’ân’da sözü edilen
pek çok olaydan sadece
bir tanesine,
Firavun’un huzurunda
cereyan eden bir olaya
dikkat çekmek istiyoruz:

19
Musa (a.s.) ile sihir yarışına giren
sihirbazlar, Hz. Musa’nın
yaptığının sihir olmadığını,
ilahi bir hakikat olduğunu anlayınca,
hepsi birden ona iman eder
ve Allah’a secdeye kapanırlar.

20
Bunun üzerine köpüren Firavun,
onları tehdit eder; “Yemin olsun”
der, “Ellerinizi ve ayaklarınızı
çaprazlama keseceğim;
kesinlikle sizi hurma dallarına
asarak idam edeceğim.”

21
Bu ölüm kusan tehdidine karşı
Firavun’a şöyle bir cevap
verdiler:

22
“Bizi korkutamazsın.
Bize gelen apaçık delillere ve
bizi yaratana seni asla
tercih etmeyeceğiz.

23
Sen istediğini yap,
istediğin hükmü ver.
Sen ancak bu dünya hayatında
hüküm verirsin.

24
Sen sırf Rabbimizin ayetleri
bize gelince,
onlara iman ettiğimizden ötürü
bizden intikam alıyorsun!”

25
Bu örnek, iman bakımından
mümin şahsiyetini,
çok güzel bir şekilde yansıtmaktadır.

26
Mekkeli müşrikler ona,
“Gel sen şu davandan vazgeç,
seni başımıza kral yapalım,
seni en zenginimizi yapalım,
en güzel kızımızı sana verelim” derler.

27
Hz. Peygamber (s.a.v.) ise,
“Vallahi siz güneşi sağ elime,
ayı da sol elime verseniz,
ben yine bu davadan vazgeçmem”
diye karşılık verir.

28
Mümin, ibadeti konusunda da
aynı hassasiyeti gösterir.
İbadetlerini zamanında ve hakkıyla
huşu ve huzur içerisinde ifa eder.
Hiçbir şey ona ibadetini bıraktırmaz,
ihmal etmesine neden olmaz.

29
O bilir ki, huşu ile
ibadetlerini eda edenler
kurtuluşa ererler. (Mü’minûn, 23/1-2)

30
Ne ticaret, ne alışveriş
ne de başka bir şey
onu Allah’ı anmaktan alıkoymaz.
(Nûr, 24/37)

31
Ona ibadetleri ifa etmeyi
zor gösteren,
sıkıntılı gösteren
nefsine asla boyun eğmez.

32
En zor zamanlarda,
herkesin ibadetlerinden,
namazlarından taviz verdiği,
“sonra kılarız” dediği anda bile
o bir şekilde yolunu bulup
namazını kılar,
bu konuda asla bir gevşeklik
ve ihmalkârlık içine girmez.

33
Kur’ân’ın sınırlarını belirlediği
şahsiyetli mümin,
hangi ortamda olursa olsun,
doğruyu söylemekten çekinmez.
Tıpkı Firavun’a karşı hakkı söyleyen
Musa (a.s.) gibi.

34
Ancak bunu da en güzel şekilde yapar.
Çünkü onun şahsiyetine
yön veren Kur’ân ona

“İnsanları Rabbinin yoluna
hikmetle ve öğütle çağır
ve onlarla en güzel tarzda mücadele et”
(Nahl, 16/125) demiştir; o da böyle yapar.
35
Kur’ân’ın şekillendirdiği
şahsiyetli müslüman,
hangi makam ve mevkide
olursa olsun
her zaman doğru neyse onu yapar
ve daima adaletli davranır.
(Nisâ, 4/58)

36
Kendisine verilen görevi,
“ilahi bir emanet” olarak görür
ve onu gözü gibi korur.
Vazifesinin hakkını verir,
kimsenin malına zerre kadar dahi olsa
el sürmez, başkasının da
el uzatmasına izin vermez.

37
Çünkü o bilir ki, hayat rehberi olan
kitabı ve yüce Peygamberi,
ondan güzel olmasını
ve üstlendiği işini
en güzel şekilde yapmasını ister
(Müslim, İman, 39)

ve o, Allah’ın kendisini
her yerde ve her zaman
kontrol etmekte olduğunu bilir.
38
Yaptığı her işin,
ortaya koyduğu her eylemin
kaydedildiğini (Kâf, 50/17-18)
ve kıyamet gününde
bunun önüne çıkacağını,
hesabının sorulacağını bilir.

39
Velev ki zerre kadar olsun.
(Zilzal, 99/7-8)

Bu bilinçle hareket eder.

40
Şahsiyetli müslüman,
insanlara karşı şefkatli,
hoşgörülü, affedici, samimi
ve müsamahakârdır;
(Bakara, 2/09)

41
yumuşak başlıdır fakat
“uysal koyun” değildir;
merhametlidir,
ama icap ettiğinde
sert ve şiddetli olmasını,
tavır koymasını da bilir.

42
Çünkü onun şahsiyetine
şekil veren Kur’ân,
“Müminler birbirlerine karşı
sevgi ve şefkatle hareket eder,
fakat inkârcılara karşı
sert ve şiddetlidirler” (Fetih, 48/29) diyerek,
ona böyle bir kişilik kazandırmıştır.

43
Şahsiyetli müslüman hiçbir zaman
nefsinin heva ve heveslerine
boyun eğmez.
O bilir ki,
“nefis, daima insanı
kötülüğe teşvik eder” (Yûsuf, 12/53)

44
o bilir ki, “nefsini temizleyip
arındıran kurtulmuş,
fakat onu kötülüğe bulaştıran ise
büyük bir kayba uğramıştır.”
(Şems, 91/8-10)

45
Şeytani duyguların onu
dürtmesine,
yoldan çıkarmasına asla
izin vermez.

46
Çünkü Kur’ân ona

“Şeytana uyma;
o senin apaçık düşmanındır”
(Yasin, 36/60) demiştir.
47
Kur’ân onu
“Dikkat et, şeytan
seni kandırmasın” (Lokman, 31/33)
diye uyarmıştır,
o bunun farkındadır.
48
Kur’ân’ın belirlediği
şahsiyete sahip olan mümin,
dünyası için çalıştığı gibi
ahireti için de çalışır;
o, her zaman Kur’ân’ın kendisine
öğrettiği şu duayı yapar:

49
(Bakara, 2/201)

50
“Rabbimiz bize dünyada da
güzellikler ver, ahirette de
güzellikler ver ve bizi
cehennem azabından koru.”
(Bakara, 2/201)

51
O, maddi dünyası kadar
manevi dünyasını da ihya eder.
Ruhunun, ilahi zikir ve şükür ile
sükûn bulmasını sağlar;
çünkü bilir ki, kalpler ancak
Allah’ın zikriyle mutmain olur.
(Ra’d, 13/28)

52
Şahsiyetli müslüman,
haramın,
günahın,
kötülüğün bir bataklık,
bir pislik olduğunu bilir
ve ondan uzak durur.
(Maide, 5/90)

53
Fakat bir şekilde günaha girmişse de
hemen tövbe ve istiğfar etmesi
gerektiğini bilir.

54
Çünkü inandığı Kur’ân,

(Âl-i İmran, 3/135)

55
“Onlar bir kötülük yaptıklarında
veya günaha girerek
kendine zulmettiklerinde
hemen Allah’ı hatırlar
ve günahı için O’ndan af dilerler”
(Âl-i İmran, 3/135) diyerek,
bu durumda ne yapacağını
ona öğretmiştir.

56
Şahsiyetli mümin,
Allah’ın verdiği nimetlerden
O’nun belirlediği sınırlar içerisinde
ve O’na hamd ederek istifade eder,
ama asla israf etmez.
57
Çünkü bilir ki Kur’ân,

“Yiyiniz, içiniz,
fakat israf etmeyiniz”
(A’râf, 7/31) diyerek,
onu bundan sakındırmıştır.

58
Şahsiyetli müslüman,
ailesi içinde şefkatli bir baba,
hayırlı bir eş,
saygılı bir evlat,
sorumluluğunu bilen
bir aile reisidir.

59
Yavrularını, gözünün nuru olarak görür
ve üzerlerine titrer.

Ey Rabbimiz!
Bize gözümüzü aydınlatacak
eşler ve zürriyetler bağışla
ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl!
(Furkân, 25/74)

60
Lokman olur, onları
“hikmetle” eğitir.

61
(Lokman, 31/13)

62
Lokman, oğluna öğüt vererek:
Yavrucuğum! Allah'a ortak koşma!
Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür,
demişti.
(Lokman, 31/13)

63
(Lokman, 31/16)

64
Lokman: Oğulcuğum!
Yaptığın iyi veya kötü iş,
bir hardal tanesi ağırlığınca
bile olsa ve o bir kayanın
içinde, göklerde veya yerde
bulunsa, yine de Allah onu
karşına getirir.
Doğrusu Allah lâtiftir,
haberdardır.
(Lokman, 31/16)
65
Lokman, 31/17)

66
Yavrum! Namazı dosdoğru kıl.,
İyiliği emret.
Kötülükten alıkoy.
Başına gelen musibetlere karşı
sabırlı ol.
Çünkü bunlar üzerinde
kararlılık gösterilecek işlerdendir.
(Lokman, 31/13)
67
Eşini hayat yolunda dert
ve sıkıntılarını paylaştığı sırdaşı,
sevinç ve mutluluklarına ortak ettiği,
kendisiyle sükûnet bulduğu
hayat arkadaşı olarak görür. (Rûm, 30/21)

68
(Rûm, 30/21)

69
Kaynaşmanız için size
kendi cinsinizden eşler yaratıp
aranızda sevgi ve merhamet
peydâ etmesi de
O'nun varlığının delillerindendir.
Doğrusu bunda,
iyi düşünen bir kavim için
ibretler vardır.
(Rûm, 30/21)

70
Bilir ki, Allah’ın rızası,
anasının-babasının gönlünü
hoş tutmada ve onlara
kusursuz hizmettedir.

71
Bundan dolayı da her zaman
onlara şefkat ve merhametle
muamelede bulunur.

72
(İsrâ, 17/23)

73
Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi,
ana babanıza da iyi davranmanızı
kesin bir şekilde emretti.
Onlardan biri veya her ikisi
senin yanında yaşlanırsa,
kendilerine «of!» bile deme;
onları azarlama;
ikisine de güzel söz söyle.
(İsrâ, 17/23)

74
(İsrâ, 17/24)

75
Onlara merhamet ederek
tevazu kanadını indir ve de ki:
“Rabbim! Tıpkı beni küçükken
koruyup yetiştirdikleri gibi
sen de onlara acı.”
(İsrâ, 17/24)

76
Şahsiyetli mümin bilir ki,
onun şahsiyetini çizen Kur’ân,
gerçek anlamda mümin olduğu sürece
en üstün olduğunu belirtiyor;

77
Gevşemeyin, hüzünlenmeyin.
Eğer gerçekten inanmişseniz
üstün olan sizlersiniz.
(Âl-i İmrân, 3/139)

78
onun en hayırlı ümmetin
bir ferdi olduğunu bildiriyor.

79
Siz, insanlar için çıkarılmış
en hayırlı ümmetsiniz.
İyiliği emreder, kötülükten men eder
ve Allah’a iman edersiniz.
(Âl-i İmrân, 3/110)

80
O, bu bilinçle yaşar ve
daima kendi zatında
mensubu olduğu yüce dini
temsil ettiğinin idrakiyle hareket eder.

81
Böylece şahsiyetli mümin,
hal ve davranışlarıyla,
tavır ve karakteriyle,
giyim ve kuşamıyla,
sözü ve üslubuyla daima özel bir kişi,
önemli bir kişi, farklı bir kişi
olduğunu hissettirir.

82
Çiçekler içinde farklı bir çiçek,
güller içinde farklı bir gül olduğu
anlayışını verir.
Tıpkı Kur’ân’da belirtildiği gibi:
83
(Fetih, 48/29)

84
“Şahsiyetli mümin;
filiz vermiş, filizi güçlenip gelişmiş,
ayakta dimdik duran ve
ekicilerin hoşuna giden
bir ekin gibidirler…”
(Fetih, 48/29)

85

More Related Content

What's hot

İmam gazali abidler yolu
İmam gazali   abidler yoluİmam gazali   abidler yolu
İmam gazali abidler yoluSelçuk Sarıcı
 
Cinler ve kötülüklerinden korunma yollari abdulhamid b. abdurrahman es - su...
Cinler ve kötülüklerinden korunma yollari   abdulhamid b. abdurrahman es - su...Cinler ve kötülüklerinden korunma yollari   abdulhamid b. abdurrahman es - su...
Cinler ve kötülüklerinden korunma yollari abdulhamid b. abdurrahman es - su...mevlanamedya
 
İslam'da Kadın Hakları-2
İslam'da Kadın Hakları-2İslam'da Kadın Hakları-2
İslam'da Kadın Hakları-2nurmuhammedsite
 
İmam gazali dinde kırk prensip
İmam gazali   dinde kırk prensipİmam gazali   dinde kırk prensip
İmam gazali dinde kırk prensipSelçuk Sarıcı
 
Abdulmecid Ünlükul -Du Mezhebi (İki Mezheb -Hanefi- Şafii)
Abdulmecid Ünlükul -Du Mezhebi (İki Mezheb -Hanefi- Şafii)Abdulmecid Ünlükul -Du Mezhebi (İki Mezheb -Hanefi- Şafii)
Abdulmecid Ünlükul -Du Mezhebi (İki Mezheb -Hanefi- Şafii)Selçuk Sarıcı
 
İmam gazali ariflerin yolu
İmam gazali   ariflerin yoluİmam gazali   ariflerin yolu
İmam gazali ariflerin yoluSelçuk Sarıcı
 
Imam gazali alemlerin sırrı
Imam gazali   alemlerin sırrıImam gazali   alemlerin sırrı
Imam gazali alemlerin sırrıSelçuk Sarıcı
 
İmam gazali i̇nançta hassas ölçüler
İmam gazali   i̇nançta hassas ölçülerİmam gazali   i̇nançta hassas ölçüler
İmam gazali i̇nançta hassas ölçülerSelçuk Sarıcı
 
Evlilik ve aile hukuku slayt
Evlilik ve aile hukuku  slaytEvlilik ve aile hukuku  slayt
Evlilik ve aile hukuku slaytBilal Gündüz
 
İmam gazali ahiret aleminin sırları
İmam gazali   ahiret aleminin sırlarıİmam gazali   ahiret aleminin sırları
İmam gazali ahiret aleminin sırlarıSelçuk Sarıcı
 
İmam gazali tevhid ve ledün risaleleri
İmam gazali   tevhid ve ledün risaleleriİmam gazali   tevhid ve ledün risaleleri
İmam gazali tevhid ve ledün risaleleriSelçuk Sarıcı
 

What's hot (20)

49.kasas suresi
49.kasas suresi49.kasas suresi
49.kasas suresi
 
İmam gazali abidler yolu
İmam gazali   abidler yoluİmam gazali   abidler yolu
İmam gazali abidler yolu
 
75. secde suresi
75. secde suresi75. secde suresi
75. secde suresi
 
El Mübelliğ
El MübelliğEl Mübelliğ
El Mübelliğ
 
Cinler ve kötülüklerinden korunma yollari abdulhamid b. abdurrahman es - su...
Cinler ve kötülüklerinden korunma yollari   abdulhamid b. abdurrahman es - su...Cinler ve kötülüklerinden korunma yollari   abdulhamid b. abdurrahman es - su...
Cinler ve kötülüklerinden korunma yollari abdulhamid b. abdurrahman es - su...
 
25. kadr suresi
25. kadr suresi25. kadr suresi
25. kadr suresi
 
91. mümtehıne suresi
91. mümtehıne suresi91. mümtehıne suresi
91. mümtehıne suresi
 
İslam'da Kadın Hakları-2
İslam'da Kadın Hakları-2İslam'da Kadın Hakları-2
İslam'da Kadın Hakları-2
 
İmam gazali dinde kırk prensip
İmam gazali   dinde kırk prensipİmam gazali   dinde kırk prensip
İmam gazali dinde kırk prensip
 
Abdulmecid Ünlükul -Du Mezhebi (İki Mezheb -Hanefi- Şafii)
Abdulmecid Ünlükul -Du Mezhebi (İki Mezheb -Hanefi- Şafii)Abdulmecid Ünlükul -Du Mezhebi (İki Mezheb -Hanefi- Şafii)
Abdulmecid Ünlükul -Du Mezhebi (İki Mezheb -Hanefi- Şafii)
 
İmam gazali ariflerin yolu
İmam gazali   ariflerin yoluİmam gazali   ariflerin yolu
İmam gazali ariflerin yolu
 
Imam gazali alemlerin sırrı
Imam gazali   alemlerin sırrıImam gazali   alemlerin sırrı
Imam gazali alemlerin sırrı
 
İmam gazali i̇nançta hassas ölçüler
İmam gazali   i̇nançta hassas ölçülerİmam gazali   i̇nançta hassas ölçüler
İmam gazali i̇nançta hassas ölçüler
 
Kur’An Nedir
Kur’An NedirKur’An Nedir
Kur’An Nedir
 
Esma i hüsna -76 el-munzir
Esma i hüsna -76  el-munzirEsma i hüsna -76  el-munzir
Esma i hüsna -76 el-munzir
 
Evlilik ve aile hukuku slayt
Evlilik ve aile hukuku  slaytEvlilik ve aile hukuku  slayt
Evlilik ve aile hukuku slayt
 
İmam gazali ahiret aleminin sırları
İmam gazali   ahiret aleminin sırlarıİmam gazali   ahiret aleminin sırları
İmam gazali ahiret aleminin sırları
 
İmam gazali tevhid ve ledün risaleleri
İmam gazali   tevhid ve ledün risaleleriİmam gazali   tevhid ve ledün risaleleri
İmam gazali tevhid ve ledün risaleleri
 
Esma i hüsna -71 el-‘alî(3)
Esma i hüsna -71  el-‘alî(3)Esma i hüsna -71  el-‘alî(3)
Esma i hüsna -71 el-‘alî(3)
 
Kur'an Nedir?
Kur'an Nedir?Kur'an Nedir?
Kur'an Nedir?
 

Similar to Müslümanın şahsiyeti

Similar to Müslümanın şahsiyeti (20)

Peygamberimizin Hayatından Günümüze Yansımalar
Peygamberimizin Hayatından Günümüze YansımalarPeygamberimizin Hayatından Günümüze Yansımalar
Peygamberimizin Hayatından Günümüze Yansımalar
 
50. isra suresi
50. isra suresi50. isra suresi
50. isra suresi
 
HOŞGÖR BÜLTENİ 8. SAYI
HOŞGÖR BÜLTENİ 8. SAYIHOŞGÖR BÜLTENİ 8. SAYI
HOŞGÖR BÜLTENİ 8. SAYI
 
Kur'an eğitimi ve yaz kur'an kursları faruk kesgi̇n
Kur'an eğitimi ve yaz kur'an kursları faruk kesgi̇nKur'an eğitimi ve yaz kur'an kursları faruk kesgi̇n
Kur'an eğitimi ve yaz kur'an kursları faruk kesgi̇n
 
63. zuhruf suresi
63. zuhruf suresi63. zuhruf suresi
63. zuhruf suresi
 
Asır Süresi
Asır SüresiAsır Süresi
Asır Süresi
 
Güzel ahlak
Güzel ahlakGüzel ahlak
Güzel ahlak
 
Kur'an ve Sünnet Bütünlüğü
Kur'an ve Sünnet BütünlüğüKur'an ve Sünnet Bütünlüğü
Kur'an ve Sünnet Bütünlüğü
 
Mü'minlere Nizamı İlahiden Bir Katre ! İnkârcılara Allah Kelamı ile Uyarı !
Mü'minlere Nizamı İlahiden Bir Katre !  İnkârcılara Allah Kelamı ile Uyarı !Mü'minlere Nizamı İlahiden Bir Katre !  İnkârcılara Allah Kelamı ile Uyarı !
Mü'minlere Nizamı İlahiden Bir Katre ! İnkârcılara Allah Kelamı ile Uyarı !
 
Hi̇creti̇n geli̇ni̇ HACER
Hi̇creti̇n geli̇ni̇ HACERHi̇creti̇n geli̇ni̇ HACER
Hi̇creti̇n geli̇ni̇ HACER
 
Melekler
MeleklerMelekler
Melekler
 
24. abese suresi
24. abese suresi24. abese suresi
24. abese suresi
 
34. kaf
34.  kaf34.  kaf
34. kaf
 
Şuunat 2
Şuunat 2Şuunat 2
Şuunat 2
 
şIa Mensubuna Nasihat Ebu Bekr Elcezairi
şIa Mensubuna Nasihat Ebu Bekr ElcezairişIa Mensubuna Nasihat Ebu Bekr Elcezairi
şIa Mensubuna Nasihat Ebu Bekr Elcezairi
 
Kur'an ve Hayat
Kur'an ve HayatKur'an ve Hayat
Kur'an ve Hayat
 
41.yasin suresi
41.yasin suresi41.yasin suresi
41.yasin suresi
 
110. cuma suresi
110. cuma suresi110. cuma suresi
110. cuma suresi
 
42.furkan suresi
42.furkan suresi42.furkan suresi
42.furkan suresi
 
Turkish Quran
Turkish QuranTurkish Quran
Turkish Quran
 

More from nurmuhammedsite (20)

Hak yolundan sapma nedenleri
Hak yolundan sapma nedenleriHak yolundan sapma nedenleri
Hak yolundan sapma nedenleri
 
NEFİS TERBİYESİ
NEFİS TERBİYESİNEFİS TERBİYESİ
NEFİS TERBİYESİ
 
ZAFERİN ANAHTARI
ZAFERİN ANAHTARIZAFERİN ANAHTARI
ZAFERİN ANAHTARI
 
Dosdoğru Ol
Dosdoğru OlDosdoğru Ol
Dosdoğru Ol
 
Söze mi Amele mi
Söze mi Amele miSöze mi Amele mi
Söze mi Amele mi
 
İHTİLAFLARIN ÇÖZÜMÜ
İHTİLAFLARIN ÇÖZÜMÜİHTİLAFLARIN ÇÖZÜMÜ
İHTİLAFLARIN ÇÖZÜMÜ
 
İŞKENCE
İŞKENCEİŞKENCE
İŞKENCE
 
Başarı
BaşarıBaşarı
Başarı
 
Zulüm
ZulümZulüm
Zulüm
 
ÜMMET BİLİNCİ
ÜMMET BİLİNCİÜMMET BİLİNCİ
ÜMMET BİLİNCİ
 
İhanet
İhanetİhanet
İhanet
 
SÂLİH AMEL
SÂLİH AMELSÂLİH AMEL
SÂLİH AMEL
 
İmam Buhari
İmam Buhariİmam Buhari
İmam Buhari
 
Ama Onlar İnanmamışlar
Ama Onlar İnanmamışlarAma Onlar İnanmamışlar
Ama Onlar İnanmamışlar
 
Dinlerini Parça Parça Edenler
Dinlerini Parça Parça EdenlerDinlerini Parça Parça Edenler
Dinlerini Parça Parça Edenler
 
MÜSLÜMANIN ÜZERİNDEKİ
MÜSLÜMANIN ÜZERİNDEKİMÜSLÜMANIN ÜZERİNDEKİ
MÜSLÜMANIN ÜZERİNDEKİ
 
En hayırlı ümmetsiniz
En hayırlı ümmetsinizEn hayırlı ümmetsiniz
En hayırlı ümmetsiniz
 
AYDIN YOL
AYDIN YOLAYDIN YOL
AYDIN YOL
 
RAMAZANI KARŞILARKEN
RAMAZANI KARŞILARKENRAMAZANI KARŞILARKEN
RAMAZANI KARŞILARKEN
 
Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın
Dünya hayatı sakın sizi aldatmasınDünya hayatı sakın sizi aldatmasın
Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın
 

Müslümanın şahsiyeti

  • 2. Kur’ân’ın inşa ettiği kişiliğin en bariz örneğini, bizzat Kur’ân’ın kendisine nazil olduğu Hz. Peygamber’in şahsında görebiliriz. 2
  • 3. Zira O, Kur’ân’ın esaslarını belirlediği şahsiyetin canlı bir timsaliydi. Bir gün Katade, Hz. Aişe’ye, “Ey müminlerin annesi, Peygamber’in (s.a.v.) ahlakı hakkında bilgi verir misin?” diye sorar. 3
  • 4. Hz. Aişe, “Siz Kur’ân’ı okumuyor musunuz?” der ve ardından şu cevabı verir: “O’nun ahlakı, Kur’ân’dır.” (Müslim) 4
  • 5. Hz. Peygamber, bütün davranışlarında Kur’ân’daki emir ve yasaklara göre hareket ediyordu. Kur’ân, onun hayat rehberiydi; yolunu, yönünü, tarzını o belirliyordu. 5
  • 6. Kur’ân Hz. Peygamber’in ruhuna sinmiş; bütün varlığına sirayet etmişti. Kur’ân Hz. Peygamber’i şekillendirmiş, O’nun maddi ve manevi dünyasını belirlemişti. Yani, Hz. Peygamber’in şahsiyeti Kur’ân’la şekillenmişti. 6
  • 7. Başka bir ifadeyle o, “yaşayan bir Kur’ân” olmuştu. Bu yüzden de Kur’ân, “Şüphesiz ki sen büyük bir ahlak üzeresin” (Kalem, 68/4) diyerek onun ahlakını ve yaşayışını yani şahsiyetini övüyordu. 7
  • 8. Kur’ân, Hz. Peygamber’in şahsında tebarüz eden bu “kişiliği”, diğer müslümanların da edinmeleri için onlara yönelik pek çok hususlar vazetmiştir. 8
  • 9. Esasen o, “Sizin için Allah’ın Rasûlü’nde güzel bir örnek vardır” (Ahzâb, 33/21) diyerek O’nun gibi olmayı, O’nun kişiliğini örnek almayı bizlere bildiriyor. 9
  • 10. Bu hususların bir kısmı, müslümanın iman boyutuna yönelik iken, bir kısmı ibadet, bir kısmı ahlak, bir kısmı muamelat ve diğer alanlarla ilgilidir. 10
  • 11. Kur’ân öncelikle müslümanın itikat dünyasını şekillendirmiş, iman noktasında ona kendine has bir şahsiyet kazandırmıştır. 11
  • 12. Buna göre o, yüce Allah’a şeksiz-şüphesiz, bütün samimiyetiyle inanacaktır. 12
  • 13. Hiçbir şeyi ve hiçbir kimseyi O’na ortak koşmayacak; açığıyla-gizlisiyle onu şirke bulaştıracak her türlü davranış, söz ve düşünceden uzak duracaktır. 13
  • 14. Onun ahiret inancı, imanın diğer esaslarına yönelik itikadı, yine hep bu çerçeve içerisinde şekillenecektir. 14
  • 15. Kur’ân ne diyorsa, nasıl istiyorsa öyle inanacak, öyle anlayacak, öyle kabul edecektir. 15
  • 16. Şeytani ve nefsanî dürtülerin, kendisini, imanını bozacak davranışlara sürüklemesine asla izin vermeyecektir. 16
  • 17. İmanından, itikadî değerlerinden hiçbir şekilde taviz vermeyecek, bu konuda herhangi bir gevşeklik göstermeyecekti. 17
  • 18. Hiçbir baskı, tehdit, zulüm, işkence, eza ve cefa onu iman noktasında müsamaha göstermeye sevk etmeyecektir. 18
  • 19. Bu konuda Kur’ân’da sözü edilen pek çok olaydan sadece bir tanesine, Firavun’un huzurunda cereyan eden bir olaya dikkat çekmek istiyoruz: 19
  • 20. Musa (a.s.) ile sihir yarışına giren sihirbazlar, Hz. Musa’nın yaptığının sihir olmadığını, ilahi bir hakikat olduğunu anlayınca, hepsi birden ona iman eder ve Allah’a secdeye kapanırlar. 20
  • 21. Bunun üzerine köpüren Firavun, onları tehdit eder; “Yemin olsun” der, “Ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim; kesinlikle sizi hurma dallarına asarak idam edeceğim.” 21
  • 22. Bu ölüm kusan tehdidine karşı Firavun’a şöyle bir cevap verdiler: 22
  • 23. “Bizi korkutamazsın. Bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana seni asla tercih etmeyeceğiz. 23
  • 24. Sen istediğini yap, istediğin hükmü ver. Sen ancak bu dünya hayatında hüküm verirsin. 24
  • 25. Sen sırf Rabbimizin ayetleri bize gelince, onlara iman ettiğimizden ötürü bizden intikam alıyorsun!” 25
  • 26. Bu örnek, iman bakımından mümin şahsiyetini, çok güzel bir şekilde yansıtmaktadır. 26
  • 27. Mekkeli müşrikler ona, “Gel sen şu davandan vazgeç, seni başımıza kral yapalım, seni en zenginimizi yapalım, en güzel kızımızı sana verelim” derler. 27
  • 28. Hz. Peygamber (s.a.v.) ise, “Vallahi siz güneşi sağ elime, ayı da sol elime verseniz, ben yine bu davadan vazgeçmem” diye karşılık verir. 28
  • 29. Mümin, ibadeti konusunda da aynı hassasiyeti gösterir. İbadetlerini zamanında ve hakkıyla huşu ve huzur içerisinde ifa eder. Hiçbir şey ona ibadetini bıraktırmaz, ihmal etmesine neden olmaz. 29
  • 30. O bilir ki, huşu ile ibadetlerini eda edenler kurtuluşa ererler. (Mü’minûn, 23/1-2) 30
  • 31. Ne ticaret, ne alışveriş ne de başka bir şey onu Allah’ı anmaktan alıkoymaz. (Nûr, 24/37) 31
  • 32. Ona ibadetleri ifa etmeyi zor gösteren, sıkıntılı gösteren nefsine asla boyun eğmez. 32
  • 33. En zor zamanlarda, herkesin ibadetlerinden, namazlarından taviz verdiği, “sonra kılarız” dediği anda bile o bir şekilde yolunu bulup namazını kılar, bu konuda asla bir gevşeklik ve ihmalkârlık içine girmez. 33
  • 34. Kur’ân’ın sınırlarını belirlediği şahsiyetli mümin, hangi ortamda olursa olsun, doğruyu söylemekten çekinmez. Tıpkı Firavun’a karşı hakkı söyleyen Musa (a.s.) gibi. 34
  • 35. Ancak bunu da en güzel şekilde yapar. Çünkü onun şahsiyetine yön veren Kur’ân ona “İnsanları Rabbinin yoluna hikmetle ve öğütle çağır ve onlarla en güzel tarzda mücadele et” (Nahl, 16/125) demiştir; o da böyle yapar. 35
  • 36. Kur’ân’ın şekillendirdiği şahsiyetli müslüman, hangi makam ve mevkide olursa olsun her zaman doğru neyse onu yapar ve daima adaletli davranır. (Nisâ, 4/58) 36
  • 37. Kendisine verilen görevi, “ilahi bir emanet” olarak görür ve onu gözü gibi korur. Vazifesinin hakkını verir, kimsenin malına zerre kadar dahi olsa el sürmez, başkasının da el uzatmasına izin vermez. 37
  • 38. Çünkü o bilir ki, hayat rehberi olan kitabı ve yüce Peygamberi, ondan güzel olmasını ve üstlendiği işini en güzel şekilde yapmasını ister (Müslim, İman, 39) ve o, Allah’ın kendisini her yerde ve her zaman kontrol etmekte olduğunu bilir. 38
  • 39. Yaptığı her işin, ortaya koyduğu her eylemin kaydedildiğini (Kâf, 50/17-18) ve kıyamet gününde bunun önüne çıkacağını, hesabının sorulacağını bilir. 39
  • 40. Velev ki zerre kadar olsun. (Zilzal, 99/7-8) Bu bilinçle hareket eder. 40
  • 41. Şahsiyetli müslüman, insanlara karşı şefkatli, hoşgörülü, affedici, samimi ve müsamahakârdır; (Bakara, 2/09) 41
  • 42. yumuşak başlıdır fakat “uysal koyun” değildir; merhametlidir, ama icap ettiğinde sert ve şiddetli olmasını, tavır koymasını da bilir. 42
  • 43. Çünkü onun şahsiyetine şekil veren Kur’ân, “Müminler birbirlerine karşı sevgi ve şefkatle hareket eder, fakat inkârcılara karşı sert ve şiddetlidirler” (Fetih, 48/29) diyerek, ona böyle bir kişilik kazandırmıştır. 43
  • 44. Şahsiyetli müslüman hiçbir zaman nefsinin heva ve heveslerine boyun eğmez. O bilir ki, “nefis, daima insanı kötülüğe teşvik eder” (Yûsuf, 12/53) 44
  • 45. o bilir ki, “nefsini temizleyip arındıran kurtulmuş, fakat onu kötülüğe bulaştıran ise büyük bir kayba uğramıştır.” (Şems, 91/8-10) 45
  • 46. Şeytani duyguların onu dürtmesine, yoldan çıkarmasına asla izin vermez. 46
  • 47. Çünkü Kur’ân ona “Şeytana uyma; o senin apaçık düşmanındır” (Yasin, 36/60) demiştir. 47
  • 48. Kur’ân onu “Dikkat et, şeytan seni kandırmasın” (Lokman, 31/33) diye uyarmıştır, o bunun farkındadır. 48
  • 49. Kur’ân’ın belirlediği şahsiyete sahip olan mümin, dünyası için çalıştığı gibi ahireti için de çalışır; o, her zaman Kur’ân’ın kendisine öğrettiği şu duayı yapar: 49
  • 51. “Rabbimiz bize dünyada da güzellikler ver, ahirette de güzellikler ver ve bizi cehennem azabından koru.” (Bakara, 2/201) 51
  • 52. O, maddi dünyası kadar manevi dünyasını da ihya eder. Ruhunun, ilahi zikir ve şükür ile sükûn bulmasını sağlar; çünkü bilir ki, kalpler ancak Allah’ın zikriyle mutmain olur. (Ra’d, 13/28) 52
  • 53. Şahsiyetli müslüman, haramın, günahın, kötülüğün bir bataklık, bir pislik olduğunu bilir ve ondan uzak durur. (Maide, 5/90) 53
  • 54. Fakat bir şekilde günaha girmişse de hemen tövbe ve istiğfar etmesi gerektiğini bilir. 54
  • 56. “Onlar bir kötülük yaptıklarında veya günaha girerek kendine zulmettiklerinde hemen Allah’ı hatırlar ve günahı için O’ndan af dilerler” (Âl-i İmran, 3/135) diyerek, bu durumda ne yapacağını ona öğretmiştir. 56
  • 57. Şahsiyetli mümin, Allah’ın verdiği nimetlerden O’nun belirlediği sınırlar içerisinde ve O’na hamd ederek istifade eder, ama asla israf etmez. 57
  • 58. Çünkü bilir ki Kur’ân, “Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz” (A’râf, 7/31) diyerek, onu bundan sakındırmıştır. 58
  • 59. Şahsiyetli müslüman, ailesi içinde şefkatli bir baba, hayırlı bir eş, saygılı bir evlat, sorumluluğunu bilen bir aile reisidir. 59
  • 60. Yavrularını, gözünün nuru olarak görür ve üzerlerine titrer. Ey Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl! (Furkân, 25/74) 60
  • 63. Lokman, oğluna öğüt vererek: Yavrucuğum! Allah'a ortak koşma! Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür, demişti. (Lokman, 31/13) 63
  • 65. Lokman: Oğulcuğum! Yaptığın iyi veya kötü iş, bir hardal tanesi ağırlığınca bile olsa ve o bir kayanın içinde, göklerde veya yerde bulunsa, yine de Allah onu karşına getirir. Doğrusu Allah lâtiftir, haberdardır. (Lokman, 31/16) 65
  • 67. Yavrum! Namazı dosdoğru kıl., İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar üzerinde kararlılık gösterilecek işlerdendir. (Lokman, 31/13) 67
  • 68. Eşini hayat yolunda dert ve sıkıntılarını paylaştığı sırdaşı, sevinç ve mutluluklarına ortak ettiği, kendisiyle sükûnet bulduğu hayat arkadaşı olarak görür. (Rûm, 30/21) 68
  • 70. Kaynaşmanız için size kendi cinsinizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peydâ etmesi de O'nun varlığının delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır. (Rûm, 30/21) 70
  • 71. Bilir ki, Allah’ın rızası, anasının-babasının gönlünü hoş tutmada ve onlara kusursuz hizmettedir. 71
  • 72. Bundan dolayı da her zaman onlara şefkat ve merhametle muamelede bulunur. 72
  • 74. Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine «of!» bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle. (İsrâ, 17/23) 74
  • 76. Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: “Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı.” (İsrâ, 17/24) 76
  • 77. Şahsiyetli mümin bilir ki, onun şahsiyetini çizen Kur’ân, gerçek anlamda mümin olduğu sürece en üstün olduğunu belirtiyor; 77
  • 78. Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer gerçekten inanmişseniz üstün olan sizlersiniz. (Âl-i İmrân, 3/139) 78
  • 79. onun en hayırlı ümmetin bir ferdi olduğunu bildiriyor. 79
  • 80. Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz. (Âl-i İmrân, 3/110) 80
  • 81. O, bu bilinçle yaşar ve daima kendi zatında mensubu olduğu yüce dini temsil ettiğinin idrakiyle hareket eder. 81
  • 82. Böylece şahsiyetli mümin, hal ve davranışlarıyla, tavır ve karakteriyle, giyim ve kuşamıyla, sözü ve üslubuyla daima özel bir kişi, önemli bir kişi, farklı bir kişi olduğunu hissettirir. 82
  • 83. Çiçekler içinde farklı bir çiçek, güller içinde farklı bir gül olduğu anlayışını verir. Tıpkı Kur’ân’da belirtildiği gibi: 83
  • 85. “Şahsiyetli mümin; filiz vermiş, filizi güçlenip gelişmiş, ayakta dimdik duran ve ekicilerin hoşuna giden bir ekin gibidirler…” (Fetih, 48/29) 85