2018 yılında Türkiye’de otomotiv sanayisinin araç üretimi 1,55 milyon adet seviyelerinde gerçekleşti. Üretilen bu araçların %85’i ihraç edilirken, üretimden ihraç oranı 2017 yılına kıyasla %7 artarak 1.318.000 civarına yükseldi. Miktar bazında, Türk otomotiv sanayi üreticileri, geçtiğimiz yıl, 32,2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirerek dış ticaret dengesine önemli katkıda bulundu. Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, geçtiğimiz yıl en fazla ihracat yapan ilk 5 şirketin içinde 4 adet otomotiv şirketi yer alıyor. 2018 yılı sektörel ihracat sıralamasında birinci olan otomotiv sanayisi, 13 yıldır bu başarıyı tekrarlıyor. Aynı dönemde, otomotiv sanayisindeki AR-GE istihdamı ve patent başvurularında da ciddi artış gözlemlenmiş; 141 Ar-Ge ve tasarım merkezi ile otomotiv sektörü en çok AR-GE ve tasarım merkezi barındıran sektörlerimizden olmuştur.
t.Report - Şubat 2015 Otomobil & Hafif Ticari Araç DeğerlendirmesiTasit.com
2015 Şubat Ayında otomotiv sektöründeki gelişmeler
Otomobil ve hafif ticari araçların Şubat ayı içindeki değişimlerinin 2014 yılının aynı ayıyla kıyaslanıp pazardaki küçülme ve büyümenin analizi.
2015 Şubat Ayının sıfırda ve 2.elde en çok aranan / satılan, otomobil / hafif ticari araç marka ve modellerinde Top 10 listesi.
Araştırma: Sizce son 10 yılda en çok gelişim gösteren marka hangisidir?
t.Report - Temmuz 2015 Otomobil & Hafif Ticari Arac DegerlendirmesiTasit.com
2015 Temmuz ayında otomotiv sektöründeki gelişmeler
Otomobil ve hafif ticari araçların Temmuz ayı içindeki değişimlerinin 2014 yılının aynı ayıyla kıyaslanıp pazardaki küçülme ve büyümenin analizi.
2015 Temmuz ayının sıfırda ve 2.elde en çok aranan / satılan, otomobil / hafif ticari araç marka ve modellerinde Top 10 listesi.
Araştırma: Bir otomobilde en önemlisi sizce hangisidir?
Safak Ebesek Insaatta fleksibilite ve kapasiteSafak EBESEK
İnşaatta fleksibilite ve kapasite konusunu sektör ve firma düzeyinde özellikle Türkiye koşullarında irdelenmesi. Firmaların stratejik planlarını arz, talep ve fiyat ilişkileri içinde nasıl yapabileceklerinin tartışılması.
t.Report - Haziran 2015 Otomobil & Hafif Ticari Arac DegerlendirmesiTasit.com
2015 Haziran ayında otomotiv sektöründeki gelişmeler
Otomobil ve hafif ticari araçların Haziran ayı içindeki değişimlerinin 2014 yılının aynı ayıyla kıyaslanıp pazardaki küçülme ve büyümenin analizi.
2015 Haziran ayının sıfırda ve 2.elde en çok aranan / satılan, otomobil / hafif ticari araç marka ve modellerinde Top 10 listesi.
Araştırma: İstanbul Autoshow 2015’in en çok ilginizi çeken
lansmanı hangisiydi?
Bayi yönetiminde firmaların karşılaşabileceği sık sorulan soruları paylaştım. Özellikle bayilik sistemi kurmak isteyen, bayi yapısını geliştirmek isteyen firmaların karşılaşabilecekleri konuları paylaştım.
Geleneksel bayi yapısı Türkiye'de en sık rastlanan bayilik çeşididir. Geleneksel bayilerin yapısı ve dinamikleri anlaşılırsa bu kanalın yönetimi ve kanalda büyüme mümkün olur. Detaylar sunumda!
Satış stratejisi geliştirilirken ürünlerin müşterilere aktığı sürecin bir haritasının çıkarılması gerekir. Kanal haritası dediğim bu sürece belli başlı örnekleri bu sunumda paylaştım.
Türkiye'de farklı sektörlerde karşılaşılabilecek bayilik sistemlerini ve çeşitlerini bu sunumda paylaştım. Bayilik çeşitlerini tanımladığım bu konsept firmalara bayi yönetimi ve yapılanması konusunda ışık tutacaktır.
Bayi yönetiminin en önemli konusu bayilere uygulanacak ticari şartlar diğer bir deyişle iskonto politikasıdır. Bu sunumda bayilerin ticari yönetiminde kullanılacak iskonto çeşitlerini tanıttık.
More Related Content
Similar to Madeni yağ sektörümüzden yerli bir motor yaği çikar mi sempozyum formatı
2018 yılında Türkiye’de otomotiv sanayisinin araç üretimi 1,55 milyon adet seviyelerinde gerçekleşti. Üretilen bu araçların %85’i ihraç edilirken, üretimden ihraç oranı 2017 yılına kıyasla %7 artarak 1.318.000 civarına yükseldi. Miktar bazında, Türk otomotiv sanayi üreticileri, geçtiğimiz yıl, 32,2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirerek dış ticaret dengesine önemli katkıda bulundu. Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, geçtiğimiz yıl en fazla ihracat yapan ilk 5 şirketin içinde 4 adet otomotiv şirketi yer alıyor. 2018 yılı sektörel ihracat sıralamasında birinci olan otomotiv sanayisi, 13 yıldır bu başarıyı tekrarlıyor. Aynı dönemde, otomotiv sanayisindeki AR-GE istihdamı ve patent başvurularında da ciddi artış gözlemlenmiş; 141 Ar-Ge ve tasarım merkezi ile otomotiv sektörü en çok AR-GE ve tasarım merkezi barındıran sektörlerimizden olmuştur.
t.Report - Şubat 2015 Otomobil & Hafif Ticari Araç DeğerlendirmesiTasit.com
2015 Şubat Ayında otomotiv sektöründeki gelişmeler
Otomobil ve hafif ticari araçların Şubat ayı içindeki değişimlerinin 2014 yılının aynı ayıyla kıyaslanıp pazardaki küçülme ve büyümenin analizi.
2015 Şubat Ayının sıfırda ve 2.elde en çok aranan / satılan, otomobil / hafif ticari araç marka ve modellerinde Top 10 listesi.
Araştırma: Sizce son 10 yılda en çok gelişim gösteren marka hangisidir?
t.Report - Temmuz 2015 Otomobil & Hafif Ticari Arac DegerlendirmesiTasit.com
2015 Temmuz ayında otomotiv sektöründeki gelişmeler
Otomobil ve hafif ticari araçların Temmuz ayı içindeki değişimlerinin 2014 yılının aynı ayıyla kıyaslanıp pazardaki küçülme ve büyümenin analizi.
2015 Temmuz ayının sıfırda ve 2.elde en çok aranan / satılan, otomobil / hafif ticari araç marka ve modellerinde Top 10 listesi.
Araştırma: Bir otomobilde en önemlisi sizce hangisidir?
Safak Ebesek Insaatta fleksibilite ve kapasiteSafak EBESEK
İnşaatta fleksibilite ve kapasite konusunu sektör ve firma düzeyinde özellikle Türkiye koşullarında irdelenmesi. Firmaların stratejik planlarını arz, talep ve fiyat ilişkileri içinde nasıl yapabileceklerinin tartışılması.
t.Report - Haziran 2015 Otomobil & Hafif Ticari Arac DegerlendirmesiTasit.com
2015 Haziran ayında otomotiv sektöründeki gelişmeler
Otomobil ve hafif ticari araçların Haziran ayı içindeki değişimlerinin 2014 yılının aynı ayıyla kıyaslanıp pazardaki küçülme ve büyümenin analizi.
2015 Haziran ayının sıfırda ve 2.elde en çok aranan / satılan, otomobil / hafif ticari araç marka ve modellerinde Top 10 listesi.
Araştırma: İstanbul Autoshow 2015’in en çok ilginizi çeken
lansmanı hangisiydi?
Bayi yönetiminde firmaların karşılaşabileceği sık sorulan soruları paylaştım. Özellikle bayilik sistemi kurmak isteyen, bayi yapısını geliştirmek isteyen firmaların karşılaşabilecekleri konuları paylaştım.
Geleneksel bayi yapısı Türkiye'de en sık rastlanan bayilik çeşididir. Geleneksel bayilerin yapısı ve dinamikleri anlaşılırsa bu kanalın yönetimi ve kanalda büyüme mümkün olur. Detaylar sunumda!
Satış stratejisi geliştirilirken ürünlerin müşterilere aktığı sürecin bir haritasının çıkarılması gerekir. Kanal haritası dediğim bu sürece belli başlı örnekleri bu sunumda paylaştım.
Türkiye'de farklı sektörlerde karşılaşılabilecek bayilik sistemlerini ve çeşitlerini bu sunumda paylaştım. Bayilik çeşitlerini tanımladığım bu konsept firmalara bayi yönetimi ve yapılanması konusunda ışık tutacaktır.
Bayi yönetiminin en önemli konusu bayilere uygulanacak ticari şartlar diğer bir deyişle iskonto politikasıdır. Bu sunumda bayilerin ticari yönetiminde kullanılacak iskonto çeşitlerini tanıttık.
Satış departmanı nasıl kurulur? Nasıl Geliştirilir? Nereden başlanmalıdır? Kritik adımları nelerdir? Bu soruları merak eden firmalar için bir satış departmanı kurmak ve geliştirmek isteyen firmalara için bir rehber hazırladık. Şu yazımızla birlikte okunmasını tavsiye ederiz. http://kobitek.com/yedi-adimda-satis-departmani-kurma
Sürdürülebilir bir karlılık için şirkette pazarlama merkezi bir role sahiptir. Üretim, satış, arge, satınalma, planlama, bütçe, muhasebe gibi birimler pazarlamanın etki alnındadır. Tüm bu departmanlar ile pazarlamayı başarılı bir şekilde entegre eden firmalar başarılı olacaktır. Bu sunumda bu etkileşim alanlarını açmaya çalıştım.
Doların 3,40'a dayandığı şu günlerde ekonomik durumu ve gidişatı iyi özetleyen bir yazıyı PPT'e çevirdim. İş dünyası her duruma karşı hazırlıklı olmalı. Firmalar için bu gidişattan çıkışın yolu daha iyi pazarlama ile olabilir. "Krizde Satış Geliştirme" yazısını bu nedenle yazdım.
I've prepared short presantation about Turkey Oil Sector. Some foreign oil companies want to entrt Turkis oil market. They are looking for distributors but generally they don't know anything our market. So here is the Turkish oil market.
Bir şirketin satış süreci nasıl yönetilir? Satış stratejisi nasıl oluşturulur? Ticari strateji nasıl kurgulanır? Fiili satış yönetimi nasıl yapılır? Satış yöneticisi nelere dikkat etmelidir? Cevapları bu sunumda...
B2B Marka Yönetimi konusunda ülkemizde yeterince çalışma yoktur. Benim danışmanlık projelerim genelde B2B sektörlerinden olmuştur. Bu nedenle çağdaş marka yönetiminin kavram ve araçlarının B2B'e nasıl uygulanacağı üzerine yeterince vaka çalışması yapmış oldum. Ve son bir kaç yıldır bu konuya özel olarak eğildim. B2B marka yönetimi konusunda ki kaynak boşluğunu doldurmak amacı ile ulaştığım sonuçları ve sentezi bu sunum ile paylaşıyorum. Faydalı olması dileği ile...
2014 yazında tamamladığım bu çalışmayı paylaşıyorum. Yayınlatmak için girişimde bulundum ama yayınevlerinin ilgisini çekmedi. Slideshare'da aynı isimle yayımladığım sunumun gördüğü ilgi üzerine daha fazla bekletmek istemedim. Yararlı olması dileği ile...
Madeni yağ sektörümüzden yerli bir motor yaği çikar mi sempozyum formatı
1. MADENĠ YAĞISEKTÖRÜMÜZDENYERLĠ BĠR MOTOR YAĞI
MARKASIÇIKAR MI?
A.Faruk ġENER
Pazarlama Danışmanı
İstanbul,TÜRKİYE
ÖZET
Ülkemizde 17 milyon adetlik araç parkı ve yaklaşık 200.000 tonluk bir motor yağı pazarı
vardır.Onlarca farklı yağ firması markalı ve markasız ürünlerle bu pazarda faaliyet
göstermektedirler. Ancak marka değerine sahip ve pazarın üst segmentinde yer alan markalar
uluslararası firmalara aittir. Madeni yağ sektörümüz isepazarın orta ve alt segmentinde , fiyat
duyarlı Pazar kesimlerine hitap eden ürünlerle pazarda yer almaktadırlar. Bu, bir tercih değil bir
sonuçtur. Yerli firmalarımız stratejik pazarlama perspektifi ile hareket etmek yerine ticari
mevzuatların yarattığı fırsatlardan yararlanırlar. Bu çalışma tarzı ile istikrarlı ve kalıcı
markalar, şirketler oluşturulamayacağı açıktır. Nitekim ticari mevzuatlar gevşedikçe açılan,
ticari mevzuatlar sıkıştırdıkça sıkışan bir sektörümüz vardır. Madeni yağ sektörümüzün yerli
bir motor yağı markası çıkarmasının vakti gelmiş hatta geçmiştir.Henüz geç kalınmış değildir.
Marka yönetimi tekniklerini kullanan firmalar için hala pazarda bir fırsat vardır. Bu bildiride
yerli firmalarımız açısından ülkemizde yeni bir marka yaratmanın imkanları üzerinde
durulacaktır.
GĠRĠġ
Türkiye’de motorlu taşıtlar pazarı 2012 yılı itibari ile toplamda 17.033.413 adettir. Özellikle
2000’li yıllarda taşıt piyasasındaki artan rekabet ve finansman olanaklarındaki gelişim ile
A.FARUK ŞENER
2. taşıtlıaraçlara olan talep artmıştır. Aşağıdaki grafik 1991 ile 2012 arasındaki iki 11 yılı taşıt
sayılarındaki artış eğilimini göstermektedir. Çarpıcı olması açısından 1991-2003 arası 13 yılın
ortalama taşıt satış miktarı 396.397 iken 2004-2012 arası 9 yılda taşıt sayısı ortalama 903.286
adet olduğunu belirtmeliyiz. İki dönemin taşıt sayısının yıllık artış miktarı arasındaki fark
%128’dir.
18 000 000
16 000 000
14 000 000
12 000 000
10 000 000
1991-2001
8 000 000
2002-2012
6 000 000
4 000 000
2 000 000
0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
Taşıt sayısındaki bu hızlı artış beraberinde bir çok sektörü hareketlendirmiştir. Başta akaryakıt
ve motor yağı olmak üzere, yedek parça, servis bakım hizmetleri, oto bakım kimyasalları gibi
sarf malzeme hatta oto yıkama sektörünü dahi pozitif yönde etkilemiştir.
Bu büyüme dönemini uluslararası motor yağı markaları çok iyi değerlendirerek pazarda
sağlam konumlar kazanmışlardır. Aynı zamanda markalar arasındaki rekabette yoğunlaşmıştır.
Zamanla ülkemiz pazarı özellikle Avrupalı ve diğer dünya motor yağı üreticilerinin dikkatini
çekmiş ve pazara giren firma sayısında artış olmuştur. Onlarca rakip firmanın faaliyet
gösterdiği bu pazarda ana oyuncuların pozisyonlarında ise bir değişme olmamıştır.
Uluslararası markalar pazarın üst segmentinde yer alırken söz konusu diğer markalar pazarın
orta ve alt segmentlerinde dağılmıştır. Çarpıcı olan bu segmentlerdehakim bir markanın
olmamasıdır.
Ancak bu gelişme dönemi ne yazık ki yerli madeni yağ firmalarınca yeterince
değerlendirilememiştir. Pazarın orta segmenti yerli bir motor yağı için fırsatlar barındırırken
yerli firmalarımız bu yılları “fırsatçı” zihniyet ve ticari uygulamalarla kısa dönemli hesaplarla
boşa geçirmişlerdir. Hiçbir firma pazarda kalıcı ve istikrarlı bir marka yaratmak için
uğraşmamıştır.
AMAÇ
Bu tebliğde Türkiye motor yağı pazarında yerli bir motor yağı markasının neden ve nasıl
mümkün olduğunu tartışacağız. Pazardaki gelişme trendi ve boşluğun devam etmesi nedeni ile
A.FARUK ŞENER
3. hala bu konuda imkanlar tükenmiş değildir. Tebliğde neden ve nasıl bir yerli motor yağı
markası çıkarılacağı açıklanacaktır.
Türkiye Motor Yağı Pazarı
Türkiye taşıt yağı pazarı 2012 yılı itibari ile yaklaşık 216.000 ton civarındadır. Bu pazarın
yaklaşık %16’ı(36.000 TON) dişli ve transmisyon yağı, %84’ü (181.000 TON) motor yağıdır.
(2009 yılında bu oran %13’e %87 idi. Dişli yağı kullanım oranı artmaktadır.) Mevcut Pazar
verileri yeterince detaylı olmadığı için bu aşamadan sonra kendi geliştirdiğim verileri
kullanacağım. Bu verilerin Petder raporları ile %5-6’lık bir sapma ile uyumlu olduğunu
söyleyebilirim.
1998-2012 otomotiv istatistiklerine dayanarak hesapladığım Pazar büyüklüğü (araç cinslerine
göre) aşağıdadır. Buna göre 2012 yılı sonu itibari ile toplam motor yağı pazarı 192.000
tondur.(Petder2012 raporuna göre 181.000 ton). Pazarın araç türlerinde göre dağılımı
aşağıdadır.
2012 MOTOR YAĞI PAZARI (TON)
200 000
180 000
160 000
140 000
120 000
100 000
80 000
60 000
40 000
20 000
0
192 119
90 591
40 630
5 574
16 086
Binek ve ticari olarak görünümü ise aşağıdadır;
A.FARUK ŞENER
31 845
7 393
4. MOTOR YAĞI(TON)
151 489
200000
40 630
100000
0
BİNEK
TİCARİ
Petder raporuna göre ise dağılım şu şekildedir.
2012 PETDER RAPORU
MOTOR YAĞI(TON)
136000
200000
42000
100000
0
BİNEK
TİCARİ
İki grafik arasındaki farkın binek otoda çok düşük ama ticari otoda fazla olması anlamlıdır.
Çünkü Petder’e veri sağlayan şirketlerin binek otoda hakimiyetleri çok yüksektir. Buna karşın
ticari yağlarda düşüktür. Bu durum rakamlara yansımıştır.
Pazarın farklı bir görünümü de yetkili servisler ve aftermarket Pazar olarak bölümlenmesidir.
After market pazarın araç cinslerine göre görünümü şu şekildedir.
A.FARUK ŞENER
5. 2012 AFTER MARKET
PAZARI (TON)
160 000
140 000
120 000
100 000
80 000
60 000
40 000
20 000
0
140 379
61 447
25 812
5 222
31 250
11 765
4 883
Yetkili servisler pazarının detay dağılımı aşağıdadır.
2012 YETKİLİ SERVİSLER PAZARI
60 000
50 000
40 000
30 000
20 000
10 000
0
51 740
29 144
14 818
352
4 322
595
2 510
Bizim konumuz açısından iki Pazar kesimi arasında Pazar büyüklüğünün after market Pazar
lehine olması önemlidir. Bunu ilerde yeniden ele alacağız.
A.FARUK ŞENER
6. 2012 MOTOR YAĞI (TON)
192 119
200 000
140 379
150 000
51 740
100 000
50 000
0
AFTERMARKET PAZAR
YETKİLİ SERVİSLER
PAZARI
TOPLAM
Motor Yağı Pazarının API Sınıflamasına Göre Dağılımı
Pazarı anlamada önemli bir veride pazarın yağ çeşitlerine göre nasıl bölümlendiğidir. 19982012 arası otomotiv adetlerine bağlı toplam yağ tonajı 38.484 tondur. Bu toplam miktarın API
performans sınıflarını dikkate alarak dağıttığımızda aşağıdaki tablo çıkmaktadır. Sentetik yağ
miktarı toplamın %86’ını oluşturmaktadır. Binek otolar artık sentetik yağ talep eden bir
segmenttir.
68%
30 000
25 000
20 000
ORAN
15 000
25 987
10 000
14%
5 000
5 572
TON
18%
6 925
0
SG
SL
SM
Aynı şekilde ticari segmentte de sentetik yağ pazarının dominant olduğu görülecektir.
A.FARUK ŞENER
7. 160 000
140 000
120 000
100 000
80 000
54%
46%
ORAN
TON
81 877
60 000
40 000
150 435
68 558
20 000
0
CH 4
CI 4
TOPLAM
Bütün bu veriler aşağıda tartışacağımız konuya giriş aşamasında önemlidir. Bu aşamada sadece
şunu söylemekle yetinelim; sentetik yağ pazarı zannedilenden daha yüksek olmakla birlikte
yerli firmalarımız karlılığın ve verimliliğin daha yüksek olduğu bu kesime yönelmek yerine
ısrarla niteliksiz yağ pazarında var olmaya çalışmaktadırlar.
Bu veriler pazar pratiğinde bildiğimiz bir gerçeği de vurgulamaktadır; Dizel yağ pazarı
benzinli yağ pazarından daha büyüktür ve buna bağlı olarak rekabet daha yoğundur.
Pazarın Genel Görünümü ve Dinamikleri
Bu açıklamalardan sonra motor yağı pazarını kabaca sentetik, yarı-sentetik ve mineral
yağlardan oluşan bir üçgen olarak düşünebiliriz. Aşağıdaki değerlendirme yukardaki veriler ile
çelişiyor görünebilir. Ancak yukarda bazı verileri değerlendirdiğimizi (CC sınıfı hiç yok),
fiiliyatta ise Pazar bölümleri arasında geçişler olduğunu belirtmeliyiz. Pazarda tüketici
davranışı sentetik ürünlerin aleyhinedir. Binek otoda hala tam sentetik yağlar yerine yarı
sentetik yağlar kullanılabilmektedir. Mineral grupta ise özellikle 20w50 yidahil edersek bu grup
ciddi oranda büyüyecektir. Bu nedenle aşağıdaki üçgen fiili durumu toplamda daha iyi ifade
etmektedir.
SENTETİK YAĞ PAZARI
YARI-SENTETİK PAZAR
MİNERAL YAĞ PAZARI
A.FARUK ŞENER
8. Pazar bölümleri yukardan aşağıya doğru büyümektedir. Bu pazardahakim firma yapısı ise şu
şekildedir.
ULUSLARARASI MARKALAR
SENTETİK YAĞ PAZARI
YARI-SENTETİK PAZAR
YERLİ FİRMALAR
MİNERAL YAĞ PAZARI
Ülkemiz motor yağı pazarında nitelikli yağlar olarak ifade edilen katma değeri yüksek sentetik
yağlar uluslararası markaların hakimiyetindedir. Bu segmentte özellikle Pazar lideri olan
Castrol ve yer yer bazı bölgelerde Castrol’ün önünde olan Mobil göze çarpmaktadır. Bu
segmentte yer almaya çalışan diğer firmalar Total, Opet ve Shell’dir.Bu firmaların pazardaki
konumları stabil ve dominant değildir. Pazarın bu kesiminde daha çok Mobil ve Castrol’ün
rekabeti sözkonusudur. Yerli ve bağımsız yağ üreticisi firmalar bu kesimde varlık
gösteremezler. PO özellikle mineral ve ağır ticari yağ pazarında ve tamamlayıcı ürünlerde
(antifriz,dot3-4,ATF vb)hakimdir.
Bu iki kesim dışında onlarca ithal marka da distribütörleri ile pazarda pay almaya
çalışmaktadırlar. Acdelco, Divinol, Prista, Texaco, Valvoline, GM, Delphi, Selenia sayılabilir.
Ancak bu firmaların pazardaki konumu (GM dışında) istikrarlı değildir. Üstelik çok düşük
fiyatlarla satış yapmaktadırlar. Bu aşamada şunu vurgulamak isteriz: Nitelikli yağ pazarında her
fiyatta ürün mevcuttur. En yüksek fiyat seviyesi Castrol ise bu fiyatın % 80’inden başlayan bir
fiyat skalası pazarda mevcuttur.
Pazarın üst kesiminde kalite beklentisi ve marka tercihi belirgindir. Alt kesimlerinde ise fiyat
duyarlılığı artmaktadır. Mineral grupta PO’nun belirleyiciliği vardır. Ancak niteliksiz mineral
yağlarda artık hakimiyet yerli üreticilerdedir. Devletin vergi politikalarındaki boşlukları
değerlendiren yerli üreticiler fiyat duyarlı bu kesime bir dizi vergi oyunları ile vergiden muaf
satış yapmaktadırlar. Fiyat avantajı nedeni ile tüketicilerin tercihi de bu firmalara kaymaktadır.
Pazarın dengelerine bağlı olarak mineral grupta perakende fiyatlarının üretim maliyetlerinin
altında olduğunu söyleyebiliriz. Fiyatları maliyetlerin üstünde satabilen sadece uluslararası
markalardır. Ancak bu çok düşük bir marjile mümkün olmaktadır. Bu nedenle artık uluslararası
firmaların satış hedefleriarasında mineral grup yağlar (hidrolik dahil) minimum ölçekteyer
almaktadır. Bu ürün gruplarına hiçbir şekilde destek verilmemektedir. Her şeye rağmen sadık
bir tüketici kitleye satış yapabilmektedirler.
Mevcut Pazar dinamikleri içinde mineral yağlar ve ticari yağ pazarı ötv’siz ve kdv’siz satış
yapan yerli firmaların elindedir. Ancak bu geçici bir durumdur. Her ne kadar uzun süredir bu
A.FARUK ŞENER
9. dinamikler varlığını korusa da sürdürülebilir değildir. Kanun koyucunun bu konuda alacağı
basit bir iki tedbir ile bütün dengeler değişebilir. Bugün satabilen yerli firmalarımız gelecekte
satamayacaklardır. (gerçi sektör bu gerçeğin farkındadır)
EPDK’dan madeni yağ üretici lisansı almış firma sayısı yaklaşık 300’dür. Bu arada dünyada da
bağımsız madeni yağ üreticisinin de yaklaşık 300 olduğu ifade ediliyor. Yani dünyadaki 600
üreticinin yarısı ülkemizdedir. Uluslararası markalar ve bir iki yerli üretici dışında yağ
üreticilerinin asıl meşgale konusunun 10 numara yağ üretimi olduğu sektörün bildiği bir
gerçektir. Bazı firmalarda ihracat ile ciddi bir satış hacmine ulaşmaktadırlar. Ancak bu
firmaların hiç birisinin yurtiçinde nitelikli yağ pazarında varlık gösterebildiği söylenemez.
Bugün kısa vadeli bakış açıları ile devam eden bu firmalardan hiç olmazsa birkaç tanesinin
yerli bir motor yağı markası inşaasına girmesinin mümkün olduğunu düşünüyoruz. Bugün
kolay kazanılan paralar ile gelecekte kazanacakları istikrarlı işlere yatırım yapmaları lehlerine
olacaktır.
Peki motor yağı pazarında yeni bir marka inşaası mümkün müdür? Ben kişisel olarak bunun
mümkün olduğunu düşünüyorum. Pazar her ne kadar göründüğünden daha da karmaşık olsa da
istikrarlı bir çalışma ile bu mümkündür.
Motor Yağı Markası Ġçin Öneriler;
Aşağıda bu çerçevede önerilerimi sıralamaya çalışacağım;
Öncelikle işe bir segmentasyonla başlanmalıdır. Pazarı doğru bir şekilde segmente
edebilen firma önemli bir aşamayı geçecektir. Bu segmentasyona göre hedef Pazar
kesimi ve iletişim için hedef tüketici tanımları yapılmalıdır. Yağı kime satacağız; yetkili
servislere mi, özel servislere mi? Hedef tüketicimiz araç sahipleri mi olacak yoksa
motor ustaları da olabilir mi? Ya da servis patronları ve işletmecileri mi olmalı? Araç
sahipleri olacak ise hangi tür araç sahipleri olacaktır? Aracını işinde kullananlar mı
yoksa keyif için kullananlar mı? Üst gelir grubu mu, orta ve alt-orta grup mu olacaktır?
Vb.
Nitelikli yağlar ekseninde bir ürün stratejisi oluşturulmalıdır. Bir iki firma dışında
pazarın ihtiyaçlarına karşılık verebilen yerli firma yoktur. Ürün stratejisinde olmazsa
olmazlardan biri hem ağır ticari hem binek otoda OEM onaylarının alınmasıdır.
Tüketici de kalite algısının oturtulması ve kalite tartışması yaşanmaması için OEM
onayları alınmalıdır. Mercedes ve WV’nin son nesil onaylarına kadar tüm onaylar
alınmış olmalıdır.
Fiyat ne çok düşük ne de çok yüksek olmalıdır. Fiyat stratejisi Castrol’e göre %60-70
seviyesine uygun olmalıdır. Bu fiyat aralığında da rakip ürünler mevcuttur.
Fiyatlandırmada dikkat edilecek bir husus sentetik yağ pazarının çok düşük fiyatları
kabul etmediği gerçeğidir. Bu nedenlerle fiyat pazardan pay almak için tek başına
A.FARUK ŞENER
10. yeterli bir parametre değildir. Fiyatın mutlaka diğer fonksiyonel programlara
bağlanması gerekir.
Marka konumlaması yapılmalıdır. Hedef tüketiciye ne vaat edileceği, hangi özellik
veya hizmetin öne çıkarılacağı belirlenmelidir. Hedef segmentiniz için anlamlı olan ve
rakiplerce sahiplenilmemiş bir özellik, nitelik ve hatta soyut bir fayda üzerinde
çalışılmalıdır. Mevcut marka çağrışımları performans,kalite ve koruyuculuk
arasındadolaşmaktadır. Mevcut çağrışımların ötesinde yepyeni marka konumları
bulunabilir. Bana göre sahiplenilmeyi bekleyen bir iki konum da bulunmaktadır.
İletişim stratejisinde iki kritik eşik vardır. Biri algılanan kalite diğeri marka bilinirliği.
Yerli markanın kalite algısı yükseltilmeden ve bilinirliği geliştirilmeden tatmin edici
satış hedeflerine ulaşılması mümkün olmayacaktır. OEM onayları çok önemli olmakla
birlikte ürün ambalajlarından kolilere, lojistikten satış sonrası hizmetlere kadar bir dizi
süreç algılanan kaliteyi yükseltecek şekilde tasarlanmalıdır. Marka bilinirliği hiç
olmazsa yardımlı hatırlama aşamasına kadar geliştirilmelidir. Ancak iletişim için acele
edilmemelidir. Satış ve dağıtım altyapısı kurulduktan sonra iletişime başlanmalıdır.
Sektörün klasik yatırım uygulamalarından uzak durulmalıdır. Bu alanda uluslararası
markalarla rekabete girilmemelidir. Marka oturtulmadan, yeterli bir satış ve dağıtım
tabanına kavuşmadan yapılacak yatırımlar kaynak israfı olacaktır.
Kesinlikle direkt satış yapılmalıdır. Daha inşa aşamasında olan bir marka kendisine
doğru distribütörler bulamayacaktır. Oldukça karmaşık bir distribütör ve toptancı ağına
sahip olan bu sektörde ipler distribütörlere teslim edilmemelidir. Marka oturuncaya
kadar ve hatta sonrasında da direk satışa devam edilmelidir. Başlangıçta hiç olmazsa ilk
3 yıl ulusal coğrafyanın tamamı hedeflenmemelidir. Türkiye’de satılan otomobillerin
%80’i 12 ilde satılmaktadır. Bu illeri kapsayacak bir satış teşkilatı ile başlanmalıdır.
Direkt satış ekibi zannedildiği gibi çok pahalı değildir. % 60-70’i nitelikli yağ olmak
üzere 5 ton/ay lık bir satış hacmi bir satıcının bütün masraflarını çıkararak karda
bırakabilmektedir. Ve bu satış mümkündür.
o Herşeye rağmen distribütörlükte ısrar edenlere yine after markete çalışan farklı
bir firma ile ortak distribütörlükler oluşturulmasını tavsiye ederim. Pek
kullanılmamış olsa da yapılanma için değerlendirilebilecek bir sistemdir.
Örneğin bir akü firmasının distribütörleriortaklaşılabilir. Tabi onlarca detay ve
asgari müştereklerde anlaşılması şartı ile.
Direkt satış ekibinin yanında güçlü bir pazarlama ekibi kurulmalıdır. Pazar
dinamiklerini ve verilerini takip eden, yorumlayan ve raporlayan, ürün stratejisi için arge ile çalışan, ürün ve marka çağrışımlarını tüketicilere aktaracak doğru materyalleri
tasarlayan, bölgesel kampanyalar planlayan ve uygulayan kısacası stratejik olarak üst
yönetimin önünü açarken taktik olarak satış ekibini destekleyen bir pazarlamacılar
grubu şirkete dahil edilmelidir.
Özel servislere dönük fonksiyonel bir pazarlama programı geliştirilmelidir. Bu programı
geliştirirken marka konumu ile tutarlı olunmalıdır. Sektörde Castrol’ün “Service Point”
projesi örnek bir çalışmadır. Benzeri programlar geliştirilebilir. Pazarda var olmak
isteyen bir yerli yağ markası özel servislerin gönüllerini fethedebilmelidir. Bu alanda
ciddi boşluklar vardır.
A.FARUK ŞENER
11. Yerli marka, yerlilik kimliğine uygun olarak da özel servislere “özel” bir önem
vermelidir. Özel servisleri kazanan bir yağ markasının çok başarılı olacağına
inanıyorum. Yetkili servisler arkalarında uluslararası şirket deneyimleri, birikimleri,
eğitimleri ve programları ile çalışırken özel servisler kişisel becerileri ve birikimleri ile
pazarda var olmaktadırlar. Uluslararası markalar aynı zamanda yetkili servislere de
hizmet verdikleri için özel servislere odaklanamamaktadırlar. Hatta yetkili servislere
özel uyguladıkları bazı programları yetkili servisleri kaybetmemek adınaözel servislere
uygulamamaktalar. Güçlü uluslararası markaların zayıf oldukları yer burasıdır. Özel
servisleri destekleyecek programlar uygulayacak bir marka onları kazanacaktır. Ki bana
göre yerli markanın başarısı özel servisleri kazanmasına bağlıdır.
Marka inşaası sabır, vizyon ve kaynak gerektiren bir süreçtir. Uygulamanın başarılı olması için
kuvvetli bir strateji geliştirilmesi ve bu stratejiye inanılması gerekir. Strateji Pazar analizinden,
konumlamaya, satış organizasyon ve sistemine hatta işbirliklerine kadar bütün aşamaları
kapsamalıdır. Şimdiye kadar yapıldığı üzere önce ürünü üretip sonra hasbelkader kazanılan
birkaç bayi ile satış çabası şirketleri bir yere götürmeyecektir.
Kişisel deneyimlerim sektörün nihai tüketicide kalite algısı yüksek, sorun çıkarmayan ve aynı
zamanda servislere kazandıran markalara açık olduğu yönündedir. Bu çerçevede ve yukardaki
prensipler ışığında istikrarlı ve bütünlüklü bir program uygulayan bir yerli firma (5 ila 10 yıl
içinde) pazarda %5 ila 10 arasında Pazar payı alabilecektir.
SONUÇ
Türkiye ekonomisindeki dinamikler motorlu taşıtlar pazarındaki büyümenin devam edeceğini
göstermektedir. Marka yatırımı için yeterli büyüklüğe sahip olan motor yağı pazarı bu
dinamiklerle büyümeye devam edecektir. Büyüyen Pazar yeni oyuncuları pazara çekecektir.
Pazarda özellikle orta segmentte bir marka boşluğu mevcuttur. Pazarın bu kesimine bütünlüklü
bir şekilde (ürün portföyü, fiyatı, iletişimi,promosyonu, dağıtım kanalı ve marka değeri
açısından) hitap edebilen bir markanın eksikliği çekilmektedir. Yerli firmalarımız üst
segmentten ziyade orta segmente odaklanarak bu boşluğu kapatabilirler. Bunun için gereken ise
sadece çağdaş pazarlama tekniklerinden yararlanmaktır. Ülkemizdeki pazarlama bilgi ve
birikimi böyle bir atağı başlatmak için yeterlidir. İç pazarda yaratılacak bir marka ülkemize
yakın coğrafik bölgelerde de genişleme şansı yakalayabilecektir. Ülkemiz madeni yağ
sektörünün geleceği sahip olduğu markalara bağlıdır. Güçlü markalara sahip olan bir sektör
daha çok istihdam ve vergi üreterek ülke ekonomisine katma değerini arttırır. Aynı zamanda
uluslararası rekabete karşı daha dayanıklı olur.
A.FARUK ŞENER