Günümüzde, artık bireylerin yaşam kalitesinin yükselmesinde duygusal zekanın, bilişsel zeka kadar önemli olduğuna inanılıyor. Bilişsel zeka mı, duygusal zeka mı daha önemlidir tartışması yapılmıyor. Bu iki yetiyi de kimliğimiz ve toplumsal sorumluluğumuz adına en üst düzeyde kullanmamız gerekmektedir.
Günümüzde, artık bireylerin yaşam kalitesinin yükselmesinde duygusal zekanın, bilişsel zeka kadar önemli olduğuna inanılıyor. Bilişsel zeka mı, duygusal zeka mı daha önemlidir tartışması yapılmıyor. Bu iki yetiyi de kimliğimiz ve toplumsal sorumluluğumuz adına en üst düzeyde kullanmamız gerekmektedir.
ÖRGÜTLERDE LİDERLİK
DÖNÜŞÜMCÜ LİDERLİK1. LİDERLİK
2. DÖNÜŞÜMCÜ LİDERLİK
2.1. Dönüşümcü Liderliğin Özellikleri
2.1.1. Ortak Vizyon Oluşturma ve Paylaşma
2.1.2. Zihinsel Uyarım Ve Yaratıcılık
2.1.3. Karizmatik Etkiye Sahip Olma
2.1.4. Etkili İletişim ve Yüksek Motivasyon Becerisi
2.1.5. Değişimin Temsilcileri Olma
2.1.6. Duygusal Dayanıklılık, Cesaret, Risk Alma
2.1.7. Güçlendirme
2.1.8. Esnek Yönetim Anlayışı
2.1.9. Güvenilirlik ve Özgüven
2.2. Dönüşümcü Liderliğin Boyutları
2.2.1. İdealleştirme Etkisi
2.2.2. İlham Verici Motivasyon
2.2.3. Entelektüel Uyarım
2.2.4. Kişiselleştirilmiş İlgi
3. DÖNÜŞÜMCÜ LİDERLİĞİ ETKİLEYEN BAZI FAKTÖRLER
3.1. Örgütsel Vatandaşlık
3.2. Örgütsel Bağlılık
3.3. Örgütsel Adalet
3.4. Örgütsel Sessizlik
4. HOFSTEDE KÜLTÜR BOYUTLARI
4.1. Güç Mesafesi
4.2. Belirsizlikten Kaçınma
4.3. Erillik – Dişilik
4.4. Çoğulculuk – Bireycilik
4.5. Kısa – Uzun Dönem Odaklı Olma
5. DÖNÜŞÜMCÜ LİDERLİK İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR
5.1. Güç Mesafesi İle İlgili Çalışmalar
5.2. Belirsizlikten Kaçınma İle İlgili Çalışmalar
5.3. Erillik – Dişilik İle İlgili Çalışmalar
5.4. Çoğulculuk – Bireycilik İle İlgili Çalışmalar
5.5. Kısa - Uzun Dönem Odaklı Olma İle İlgili Çalışmalar
KAYNAKÇA
ÖRGÜTLERDE LİDERLİK
DÖNÜŞÜMCÜ LİDERLİK1. LİDERLİK
2. DÖNÜŞÜMCÜ LİDERLİK
2.1. Dönüşümcü Liderliğin Özellikleri
2.1.1. Ortak Vizyon Oluşturma ve Paylaşma
2.1.2. Zihinsel Uyarım Ve Yaratıcılık
2.1.3. Karizmatik Etkiye Sahip Olma
2.1.4. Etkili İletişim ve Yüksek Motivasyon Becerisi
2.1.5. Değişimin Temsilcileri Olma
2.1.6. Duygusal Dayanıklılık, Cesaret, Risk Alma
2.1.7. Güçlendirme
2.1.8. Esnek Yönetim Anlayışı
2.1.9. Güvenilirlik ve Özgüven
2.2. Dönüşümcü Liderliğin Boyutları
2.2.1. İdealleştirme Etkisi
2.2.2. İlham Verici Motivasyon
2.2.3. Entelektüel Uyarım
2.2.4. Kişiselleştirilmiş İlgi
3. DÖNÜŞÜMCÜ LİDERLİĞİ ETKİLEYEN BAZI FAKTÖRLER
3.1. Örgütsel Vatandaşlık
3.2. Örgütsel Bağlılık
3.3. Örgütsel Adalet
3.4. Örgütsel Sessizlik
4. HOFSTEDE KÜLTÜR BOYUTLARI
4.1. Güç Mesafesi
4.2. Belirsizlikten Kaçınma
4.3. Erillik – Dişilik
4.4. Çoğulculuk – Bireycilik
4.5. Kısa – Uzun Dönem Odaklı Olma
5. DÖNÜŞÜMCÜ LİDERLİK İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR
5.1. Güç Mesafesi İle İlgili Çalışmalar
5.2. Belirsizlikten Kaçınma İle İlgili Çalışmalar
5.3. Erillik – Dişilik İle İlgili Çalışmalar
5.4. Çoğulculuk – Bireycilik İle İlgili Çalışmalar
5.5. Kısa - Uzun Dönem Odaklı Olma İle İlgili Çalışmalar
KAYNAKÇA
Learn why Latin American consumers are changing their perceptions of personal mobility. And what the range of innovative new transport solutions (public, shared, crowd-powered, sustainable and more) means for all businesses.
İnsanların toplumsal hayatın gereklerini öğrendiği, toplumun bir üyesi olduğu sürece sosyalleşme süreci denir. Dolayısıyla insanın toplumsal yaşama uygun davranışları ve değerleri öğrenmesi süreci sosyalleşmedir. Bu süreç, kişinin doğumuyla başlayarak onun dili, yaşadığı kültürü öğrenmesini ve bunları gelecek nesillere aktarmasını içerir. Böylece insan yaşadığı toplum içerisinde bir kişilik kazanır.
Yeni Zamanlarda Genç Yurttaşların Katılımı Konferansı
9-10-11 Mayıs 2014
www.sebeke.org.tr
www.twitter.com/sebekeprojesi
www.facebook.com/sebekeprojesi
www.sebeke.org.tr/
www.instagram.com/sebekeprojesi/
www.pinterest.com/sebekeprojesi/
Analyzing the psychological states of employees, the work psychology is a discipline that searches out the reasons and the solutions of psychic problems. This discipline evaluates the effects of mental disorders in the sense of entire organization. Organizational cynicism is also one of these effects. The organizational cynicism is employees to have negative feelings such as anger, rage and despair against the organization they worked in. When the objectives and purposes of the organization are considered, cynicism is an effectual factor in many respects notably social and economic. Especially the change in the personal performances of the cynic individuals and in parallel with that, the performance losses in the result of the development of psychological interaction among employees is important problems for the organizations.
The purpose of this study is putting forth the effect of work psychology on the organizational cynicism and determining the change in employee’s performance created by the occurrence of cynicism. In parallel with this purpose, a research was done concerning the employees worked in the micro-sized SMEs. In the conducted research, five factors under work psychology were associated with organizational cynicism and three factors under organizational cynicism were associated with the employee’s performance, and totally ten hypotheses were generated. In the result of the regression analyses made concerning the hypotheses, it was determined that the factors of organizational commitment, organizational motivation and work satisfaction, which were analysed under the work psychology, had decreased the cynicism and the factors of organizational stress and intent to leave had increased the organizational cynicism. And it was determined that these changes in the organizational cynicism gave reason for an important decrease on the employee’s performance.
Maslow’a göre insanlar, alt-düzey gereksimini(yeterince) tatmin ettikçe en alttakinden en üste doğru ilerlemekte ve ayrıca tatmin edilen gereksinim davranışı artık etkileyememektedir.
7. Birinci Bölüm
GRUP DİNAMİĞİ
Grup: Etkileşim halinde olan, ortak amaçları, ortak
normları bulunan ve kendilerini “grup” olarak hisseden
insanların oluşturdukları topluluklardır.
Buna göre grup olmanın şartları:
1. İnsanlar uzun süredir ilişki içinde bulunmalıdır.
2. İnsanlar grubu grup olarak ve kendilerini de o grubun
üyeleri olarak görmelidir.
3. Grup kendi kurallarını, rollerini ve üyelerinin nasıl
davranacaklarını ortaya koyan kuralları koymalıdır
(liderlik ve üyeler belirginleşir).
4. Ortak amaçlar geliştirilmelidir.
8. Temel (birincil=primer= asli) ve Temel Olmayan
(ikincil=sekonder=tali) Grup: Temel grup kişinin
ailesi, arkadaşları ve çocukların oyun grupları gibi,
ilişkilerin yüzyüze olmasına, aşinalığa, sevgiye ve
yardımlaşmaya dayanır. Üyeler arasındaki ilişkiler daha
çok resmi ise ikincil gruptan söz edilir.
Grup dinamiği denince genellikle bir grup içindeki
ilikiler, grubun oluşumu ve işleyişi, grubu ayakta tutan
güç ve enerji akla gelir. Grup içindeki insan davranışı,
yalnız olduğu zamankinden daha farklıdır. Kısaca, grup
içinde insan davranışı değişir. Çeşitli açılardan bunlara
bakacak olursak:
9. 1. Statü, Hiyerarşi ve Grup Davranışı: Bir grup
içinde kabaca insanlar üç statüde yer alırlar: üst, orta ve
alt statüde. Bunlar içerisinde grup kurallarına uymanın
en fazla olduğu kesim orta statüdekilerdir. Üst ve alt
statüdekiler daha az uyma davranışı gösterirler.
(Alttakiler grupla birlikteyken daha çok uyma
gösterirler).
2. Grubun Tutum Değişimine Etkisi: Eğer
bireyin tutum değişikliği grup normu (grubun onayı)
doğrultusundaysa grup bunu hızlandırıcı rol oynar;
bireyin tutum değişikliği grup normunun karşısında ise
grup bunu engelleyici rol oynar. Böylece zaman içinde
bireyin tutumuyla grubun ortak tutumu arasında
benzeşmeler oluşmaya başlar. (Beyin yıkama yoluyla
tutum değiştirme ve grup normlarını yıkma yoluna da
başvurulmaktadır.)
10. 3. Grubun Verimliliğe Etkisi: Grup, yapılan işin
miktarını artırır, ancak kaliteyi düşürür ve öğrenmeyi
yavaşlatır. Grubun verimliliğe olan olumlu katkısına
sosyal hızlandırma denir.
11. 4. Grubun Risk Almaya Etkisi: Grup üyelerinin
kendilerine zarar gelmesi söz konusu olsa bile, riske
girme eğiliminde oldukları bilinmektedir. (Özellikle de
grup riske girenlere prim veren kararlar almışsa.)
Gruplar üyelerine güven duygusu verir. Kişiler
kendilerini grup içinde daha rahat hissederler. (“Elle
gelen düğün bayramdır”). Diğer taraftan, riske girmeyi
kültürel değerler ve sosyal normlar etkiler.
(Kahramanlık, yiğitlik, cesaretin algılanması farklı
farklıdır.) Grupların kendilerini güçlü ya da zayıf
görmeleri de sorun çözerken risk alıp almamayı etkiler.
Güçlü gruplar sorunları güçleriyle; güçsüz, zayıf gruplar
ise alttan alma, zihinsel ya da sinsi metodlar kullanarak
sorunları çözmeye çalışırlar. Bazen zayıf gruplar ölüm-
kalım mücadelesine de girebilirler
12. 5. Grup Dayanışması: Gruplar kişileri yalnızlık
duygusundan kurtarır. Üyeler birbirlerine destek
olur, birbirlerinin eksik, aksak ve yanlışlarını
görmezden gelirler. Suç işleyeni aralarında saklar,
örtbas ederler.
13. Grupların Yapısı
Grupları yapıları bakımından incelerken en çok
kullanılan yöntem, Leawitt’in yaptığı sınıflamadır.
Bu sınıflamada bir uçta yıldız (tekerlek), diğer
uçta da daire (çember=döngü) yapısındaki
gruplar (bu ikisi arasında da çatal ve zincir yapılı
gruplar) vardır. Özellikleri:
14. YıldızÇatalZincirDaire Hiyerarşik gruptur Faaliyet hızı
yüksektir Iletişim kötü Tatmin az (merkezde çok)
Değişikliklere uyum az Önder-lider çok belirgin
Otoriter düzen Eşitlikçi gruptur Faaliyet hızı
düşüktür Iletişim iyi Tatmin daha çok
Değişikliklere uyum fazla Önder belirsiz ve sönük
Demokratik düzen
Yıldız türü gruplarda lider çok yetenekliyse grubun
başarısı ve problemlerin doğru çözümü sözkonusudur.
Insanlar rahat ve refah dönemlerinde daire türü grupta;
savaş, kriz gibi zor dönemlerde ise yıldız türü grupta yer
almak isterler.
15. SOSYAL ETKİ VE UYMA
DAVRANIŞI
Davranış, insanların gözlenebilen veya ölçülebilen
hareketleridir, başka bir deyişle, uyarılmalara verilen
tepkidir. Insanlar, yalnızken farklı, grup içindeyken
farklı olmak üzere, değişik iki şekilde davranış
gösterirler. Bir kişinin başkası/başkalarından
etkilenmesine sosyal etki denir. Başkalarından etkilenerek
davranışta bulunmaya ise sosyal davranış denir. Bir
etkileşim sözkonusu ise sosyal psikolojik olaydan
bahsederiz.
16. - Insan davranışları birbirinin tıpatıp aynısı değildir.
- Insanlar birbirlerinden/toplumdan olumlu ya da
olumsuz etkilenirler.
- Sosyal etki yoluyla insanlar içinde bulundukları
gruba/topluma uyup benzer davranışlar sergilerler.
Sosyal etki → Uyma davranışı → Benzer sosyal
davranış
Uyma davranışı çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir:
1. Itaat (boyun eğme) yoluyla
2. Özdeşleşme (beğenilen kişiye/gruba benzeme)
yoluyla
3. Benimseme (kendine mal etme) yoluyla
17. Uymayı etkileyen ortamsal faktörler ise şunlardır:
1. Grupların büyüklüğü uymayı artırır. Grup
büyüdükçe kişi uymamanın sonuçlarına (cezalandırılmaya,
dışlanmaya, vs) katlanamayacağını düşünür.
2. Grup sözbirliği etmişse uyma davranışı artar. Ama
karşı çıkmalar olursa uyma davranışı düşer.
3. Mevkii ve saygınlığı yüksek bir etki kaynağı uymayı
artırır.
4. Yüz yüze ilişkilerde sosyal etkinin şiddeti artar.
5. Ayrıca bağımsızlık isteği, kendine güven gibi
faktörler de uyma davranışını etkiler.
18. Uyma uymama davranışı ve kişilik ile ilgili olarak üç
çeşit davranış-kişilik tipi sayabiliriz:
1. Bağımlı uymacı kişilik: Davranışlarda sosyal etki
her zaman bireysellikten önce gelir. Istekli olsun,
isteksiz olsun değerlendirip sorgulamadan uyar.
2. Bağımsız uymacı kişilik: Kurallara isteyerek ve
benimseyerek uymakla birlikte uygun görmediği norm
ve uygulamalara da karşı çıkma potansiyeli taşır.
3. Bağımsız uymazcı kişilik: Toplumda geçerli olan
normlar ya da davranışlar arasından uygun
görmediklerinin yanlış ya da zararlı olduğunu ileri
sürebilen, söyleyebilen kişiliktir.
19. Bir toplumun uymacı veya uymazcı kişiliklerden
oluşması o toplumu nasıl etkiler? Uymacı
kişilikler yöneticilerin işini kolaylaştırır, ancak her
şeyin düşünülüp sorgulanmadan
kabullenilmesinin o toplum açısından çok da
yararlı olduğu söylenemez. Uymazcı kişilik tipi
ise yeni ve orijinal fikirler, sorgulamalar,
araştırmalar yapar. Yenilikçi ve girişimci rolleriyle
toplumu dinamikleştirir, geliştirir. Yöneticiler
kendilerine çeki düzen verirler, haksızlık
yapmaktan çekinirler. Bu tiplerden her toplumda
az miktarda bulunur, bulunması da yararlıdır.
21. Sosyal yığınlar, yer olarak birbirlerine çok yakın, yan yana, iç
içe bulunan, ama birbirleriyle ilişkileri yok ya da çok az, bir
birlerini tanımayan, örgütlenmemiş, bölgesel, geçici insan
topluluklarıdır. Teşkilatlı olmadıkları için bir hiyerarşi ve görev
bölümü yoktur. Fiziki yakınlık var ama sosyal temas yok ya da
çok azdır. Sosyal yığın yerleşik özellik gösterir. Geçicidir ve
giren çıkan çok olur. (Bir trenin kompartımanındakiler,
plajdaki kalabalık, bir konseri dinleyenler... gibi)
Kalabalık, ortak bir fikirle hareket eden, aynı heyecanı
taşıyan, teşkilatsız ve sürekli olmayan insanlardan kurulu
topluluktur. Kalabalığı belirleyen faktörler: 1. Fiziki olarak bir
yerde bulunma. 2. Geçici olarak bir araya gelme. 3. Işbölümü
ve statünün yokluğu. 4. Denetimsiz, kendiliğinden ve
kayıtlanamayan bir etkileşme, az çok ortak bir heyecan ve
organizesiz fikir birliği.
22. Spor seyircilerinin (bir kalabalık türüdür)
özellikleri: Üyeleri arasında ilgi ve iletişim vardır.
Taraftarlık kanalıyla ortak düşünce vardır.
Teşkilatlanmaya ve ortak etkinliklere yatkındırlar.
Hareketleri kısmen önceden tahmin edilebilir.
Temkinlidirler ama kolay kışkırtılır, gaza gelirler.
23. Organizasyon Açısından Kalabalıklar
Kalabalıklar, organizasyon bakımından organize kalabalıklar
ve organize olmayan kalabalıklar diye ikiye ayrılır. Bunlar da
kendi aralarında aktif kalabalıklar ve pasif kalabalıklar diye
ikiye ayrılır.
Organize aktif kalabalıklar: Toplantı, gösteri yürüyüşü,
miting, grev...
Organize pasif kalabalıklar: Spor seyircileri, sanatsal
etkinlikler, inanç etkinlikleri...
Organize olmayan aktif kalabalıklar: Ani karışıklıklar,
panik karışıklıkları, karşıt gösteriler...
Organize olmayan pasif kalabalıklar: Rastgele (tesadüfi)
kalabalıklar, çarşı-pazar kalabalığı, seyirciler...
25. Kalabalık, kendisini meydana getiren bireylerin sayısal
toplamından daha öte bir şeydir. Kalabalıkların tahrip gücü
daha yüksektir. Kalabalıklarda bilinçli hareket kaybolmaya
başlar. Söylem ve eylem birliği oluşmaya başlar. Duygusal
hareket etme eğilimi artar. Düşüncenin hemen davranışa
dönüştürülme isteği doğar. Bastırılmış duygu ve düşünceler
ortaya (açığa) çıkar. Kalabalıklara hakim olan psikolojik
özellikleri genel olarak aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
1. Irade zayıflığı
2. Duygusallık
3. Özenti
4. Telkine yatkınlık
5. Taklit
6. Yayılma (sirayet: fikir, düşünce ve eylemin yayılması,
bulaşması)
7. Tesir altında kalma
8. Anonimlik (isimsizlik)
26. Kalabalıkların Denetiminde
Uyulacak Yöntemler
. Olaylar başlarken bireyleri, kalabalık bir birlik
kurmadan götürmek veya ayırmak, tecrit etmek
2. Kalabalığı küçük birimlere bölerek
haberleşmeyi kesmek
3. Kalabalık önderlerini götürmek
4. Kalabalığın dikkatini başka yöne çekmek,
dağıtmak
5. Kalabalığı tecrit ederek (ayırarak)
yayılmasını ve güçlenmesini önlemek
27. Üçüncü Bölüm
YASADIŞI TOPLULUKLARIN ÖRGÜTLENMESİ
VE EYLEM BAŞLATMA YÖNTEMLERİ
Başlayış ve bitiş yeri ve zamanı belli olan olaylara toplumsal olay
denir. Başlangıç ve bitiş yeri ve zamanı belli olmayan olgulara ise
toplumsal olgu denir. Toplumsal olayların polis veya güvenlik
güçlerini ilgilendiren kısmına polisiye olay diyoruz. En az iki kişinin
varlığı sözkonusudur.
Yasadışı toplumsal olayların temelinde bir hoşnutsuzluk
vardır. Sorunların çözümsüzlüğü ve aynı sorunları yaşayanların
birbirlerinden haberdar olmalarıyla dolaylı bir dayanışma
kendiliğinden ortaya çıkar. Bu dolaylı dayanışmanın ortaya
çıkardığı topluluk sorunlarına çözüm ararken şu hedeflerle yola
çıkar: 1. Kitlelerin desteğini almak, 2. Haksızlığa tepki
göstermek, 3. Hesap sormak, 4. Bilgilendirmek ve basın
aracılığıyla daha geniş kitlelere ulaşmak.
28. Yasadışı Toplulukların Örgütlenmesi
Yasadışı toplumsal olayların hepsi aniden çıkmış olaylar değildir.
Ayrıca bu olaylar kendiliğinden olmayıp büyük bir bölümü planlı
olarak gerçekleştirilir. Bu ise teşkilatlanmayı (örgütlenmeyi), iş
bölümünü ve koordineyi gerektirir. Bu örgütlenme yapısı şu
şekilde olabilir:
1. Topluluğu dışarıdan ve içeriden yönetenler
2. Koruma görevlileri
3. Haberleşme görevlileri
4. Psikolojik etki grupları
5. Pankart grupları
6. Eylem grupları
29. Olayların Hazırlık Aşaması
Yasadışı toplumsal olaylar ilk bakışta aniden ve tesadüfi
olarak patlak vermiş gibi bir görüntü verse de aslında öyle
değildir. Bu olayların bir hazırlık ve olgunlaşma evresi vardır.
Olayların hazırlık safhalarını: 1. Provokasyona elverişli
ortamın seçilmesi, 2. Ortamı hareketlendirecek çalışmaların
yapılması, 3. Eylemin gün, yer, saat ve içeriğinin
belirlenmesi, şeklinde sıralayabiliriz.
Olayların hazırlık aşamasını etkileyen faktörleri de:
1. Önderlik
2. Sayıca çoğalma ve güçlenme
3. Topluluğun büyümesi
4. Fikri hazırlık devresi
5. Çabuklaştırıcı (tetikleyici) olay
6. Zorbalık devresi, şeklinde açıklamak mümkündür.
30. Eylem Başlatma Yöntemleri
Yasadışı toplumsal olaylar genellikle bir amaca dönük
olduklarından, meydana gelişleri bir sistematiğe bağlıdır. Bu
olayları başlatma yöntemlerini şu şekilde sıralamak
mümkündür:
1. Yaygın, sürekli ve etkili propaganda yapmak
2. Istenilen yönde kışkırtıcı konuşmalar yapmak
3. Heyecanı artırmak: Duygusallığın hakim olduğu kalabalığa
konuşma, alkış, slogan vs. ile heyecan artırıcı etkilemelerde
bulunmak
4. Eyleme geçiş: Küçük bir kıvılcım, olay ya da topluluğu
yönetenlerden birilerinin maksatlı bir hareketiyle eylem
başlatılır.
31. Dördüncü Bölüm
EYLEM TAKTİKLERİ, EYLEM
BİÇİMLERİ, PANİK VE TOPLULUK
İÇİNDEKİ BİREY TİPLERİ
32. Yasadışı Olaylarda Güvenlik Güçlerine Karşı Uygulanan
Eylem Taktikleri
Bu olayları başlatıp sürdürenler güvenlik kuvvetlerinin
engellerine karşı bazı taktikler uygularlar. Bunlar:
1. Olay çıkararak dikkatleri başka yöne çekme: Başka bir
yerde başka bir olay çıkararak (yangın, bomba, olay ihbarı
vs.) asıl hedefe ulaşmaya çalışırlar.
2. Dağılıyor gibi görünüp tekrar toplanma.
3. Kutsal simgeleri kullanma ve marşlar söyleme
(bayrak, flama, Kuran, Incil, Istiklal marşı, ezan, Kuran
okuma, camileri vs. kullanma).
4. Topluluğun çevresine yaşlı, kadın, çocuk, gazi
vb.lerin dizilmesi.
5. Topluluğun güvenlik güçlerini kuşatması veya bir
kısmının güvenlik güçleriyle asıl eylemcilerin arasına girerek
barikat oluşturması.
33. Yasadışı Toplumsal Olaylarda En Çok
Rastlanan Eylem Biçimleri
Toplulukların kanunlara aykırı biçimde meydana
getirdikleri ve oluşumu, konusu ve sonuçları
itibarıyla yasalara göre suç teşkil eden faaliyetlere
yasadışı toplumsal olaylar denir. Başlangıçta yasal
oldukları halde daha sonra kanunsuz hale
dönüşebildiği gibi, tamamen kanunsuz (yasadışı)
olarak da meydana gelebilirler.
Yasadışı toplumsal olaylarda en çok rastlanan
eylem biçimleri şunlardır:
34. 1. Hakaret: Güvenlik güçlerine, ailesine, sülalesine,
yönetime hakaret etmek, sövmek, tükürmek, tekme
atmak vs. Amaç, güvenlik güçlerini kızdırıp şiddete
başvurmalarını sağlayıp kendilerini masum göstermektir.
2. Yazılı ve sözlü gereçlerle tahrik: Güvenlik
güçlerini tahrik ederek onları da duygusal hareket eden
başıbozuk bir kalabalık durumuna düşürmek için yazılı,
sözlü tahrikler, bildiri, broşür, pankartlarla ve megafonla
tahrik unsuru olabilecek davranışlar.
3. Bazı maddelerin atılması: Taş, domates,
yumurta, sopa, vs. Bu maddeler önceden depolanmış da
olabilir.
35. 4. Ateşsiz (el silahları) ve ateşli silahların
kullanılması
5. Patlayıcı maddelerin kullanılması: Dinamit, el
bombası, molotof kokteyli ve diğer kimyasal patlayıcılar.
6. Eşya tahribi ve yağma yapmak: Kamu ve özel
mülkiyete ait malları yağmalamak, tahrip etmek, araçları
devirip camlarını kırmak, yakmak, binaların, dükkanların
camlarını kırmak, vitrinleri yağmalamak, trafik
lambalarını, direkleri tahrip etmek vs. Yasadışı
toplumsal olaylarla doğrudan ilgisi olmayıp da bu
kargaşayı yağma ve yankesicilik için kullanmak isteyenler
de olabilir.
36. 7. Yangın çıkarma ve kendini yakma: Yoları
kapatmak için, barikat kurmak amacıyla veya zarar
vermek için ya da dikkat çekmek için yangın
çıkarabilirler. Bazen de protesto eylemlerinde kendini
yakma girişimlerine de rastlanabilir.
8. Cenaze kaçırma ve cenazelerde olay
çıkarma: Özellikle de bir sosyal ideolojik gruba
mensup birisinin cenazesi örgütler için uygun eylemlere
fırsat verebilir.
37. PANİK, NEDENLERİ ve PANİK
DAVRANIŞININ ÖZELLİKLERİ
Panik, insanların mantıklı ve rasyonel davranışlarını geçici
olarak kaybettikleri ve soğukkanlı hareket edemedikleri
durumlarda sergiledikleri davranış türüdür.
Kalabalıklarda panik oluşmasının nedenleri şunlardır:
1. Çok yakında ve büyük (gittikçe yaklaşan ve büyüyen) bir
tehlikenin olduğunun hissedilmesi.
2. Tehlikenin acil olduğu ve kaçışın sadece o anda
mümkün göründüğü (erken kaçanın kurtulabileceği) durumlar.
3. Kalabalık kendisine tuzak kurulduğu hissine kapılırsa.
(Ayrıca kaçma yollarının sınırlı ya da kapalı olduğu biliniyor
veya zannediliyorsa).
38. 4. Kullanılan sınırlı kaçış/kurtuluş yolları
tıkanmış veya sıkışmışsa kalabalığın bunu
hissetmesiyle panik oluşur ve büyür.
5. Önde bulunanların herhahgi bir yöne, yola
yönelmesi arkadakilerin onları ısrarla ve hızla
izlemesine neden olur. Bu durumda öndekilerin
ezilmesi, boğulması veya çiğnenmesi sözkonusu
olabilir.
6. Bazen kalabalığı etkisiz hale getirmek için
gaz, gözyaşartıcı vs. kullanılabilir. Kullanılan gaz
bombası gibi maddeler bazen panik oluşturabilir.
39. Paniğe kapılan insanların, nasıl davranacakları belirsiz
olmakla birlikte, genel olarak bazı ortak davranışlar gösterdiği
söylenebilir. Panik davranışının özellikleri:
1. Herşeyden önce kalabalığın panik durumunda nasıl
davranacağını önceden tahmin etmek güçtür. Panikleyen kişi,
temel olarak, içinde bulunduğu durumdan bir an önce
kurtulmak için çabalar.
2. Rasyonel (akılcı) ve mantıklı davranamaz. Kendisini
kurtuluşa ulaştıracağını zannettiği en kısa, en kolay çıkışa
doğru koşar, kaçar.
3. Organize olamaz, içten gelen bir duygunun etkisiyle
gereksiz hareketler sergiler. Korkulu, heyecanlı, mekanik ve
koordinesiz davranışlar planlı ve koordineli davranışları ikinci
plana iter.
4. Temel güdü, insanların ilk önce ve ne pahasına olursa
olsun canlarını kurtarmaları ve güvenli bir yere sığınmalarıdır.
40. 5. Sesi çok çıkan insanı ve onun verdiği emirleri
dinlerler. Telkinlere açık olup, söylenenleri eleştirmezler,
nedenlerini sorgulamazlar.
6. Ilk hareket edeni ya da çoğunluğun hareket ettiği
yöne doğru yönelip onları takip ederler. Bu durum,
toplu davranışın da özelliğidir.
7. Paniğe kapılanların, can telaşıyla, insani duyguları
zayıftır. Izdihamdan başkalarının (kadınlar, çocuklar,
güçsüzler, vs) zarar görebileceğini, ezilip hatta
ölebileceğini pek düşünmezler ya da umursamazlar,
akıllarına getirmezler.
41. Panik durumunda güvenlik güçleri dikkatli
olmalı, panikletmemeye, kendileri de
paniklememeye, sakinleştirmeye özen
göstermelidirler. Irade zayıflığı, duygusallık,
özenti, telkine elverişlilik, sirayet ve tesir altında
kalma, panikleyen kalabalığın davranışına yön
veren unsurlardır.
42. Kalabalıklarda Bulunan Kişi Tipleri
Kalabalıklar grup dinamiği ile hareket ederler. Grup
dinamiği, grup içinde insanları bir arada tutan, gruptaki
bireyi tek başına olduğundan daha farklı davranmaya
iten, grubu oluşturan enerji (güç) olarak tanımlanabilir.
Kalabalıklarda grup dinamiğini oluşturan farklı kişilik
özelliklerine sahip insanlar bulunur. Bunlar:
1. Önderler (elebaşılar, liderler): Bu kişiler,
hazırlıklı ve planlı olarak önceden var olabildiği gibi,
sonradan da ortaya çıkabilirler.
43. 2. Profesyonel kışkırtıcılar, provokatörler: Provokasyon,
birini ya da bir topluluğu suç sayılacak bir eyleme, harekete
itmek için tahrik etme, kışkırtmadır. Bunu yapan kişiye
provokatör denir. Ajan provokatör ise genellikle karşıt görüşlü bir
topluluğun veya göstericilerin arasına karışarak onları taşkınlığa
veya suç sayılan bir eyleme iten, böylece kendi tarafının veya
örgütünün misilleme yapmasını haklı gösterecek uygun bir
ortam hazırlayan kişidir. Provokatörler, başkalarının desteğini
ve güvenini kazanarak onları yönlendirmede oldukça
profesyoneldirler. Bazen açıktan kışkırtma eylemi yaparlarken
bazen de yüzlerini-kendilerini gizleyerek kışkırtma işini
yaparlar. (Toplumsal olaylarda yüzünü kapatmak 1998’de
yasaklandı).
Ajitasyon, provokasyonun bir alt derecesidir. Bir kişiyi,
grubu ya da geniş halk kitlelerini duygusal olarak uyarma,
endişelendirme, sinirlendirme ya da bir politik-sosyal konuda
tartışma başlatma, kampanya yapma şeklindeki yazılı-sözlü
faaliyetlerdir. Ajitasyonun bu yönüyle biraz da propaganda
yönü vardır.
44. 3. Atılganlar: Etraflıca düşünmeden ani karar veren ve
böylece kendilerine topluluk içinde bir statü edinmeye
çalışan kimselerdir. Antisosyal, sevilmemiş, reddedilmiş,
cezalandırılmış, hemen zevk almayı amaçlayan, zayıf
iradeli kişilerdir.
4. Tesir altında kalanlar: Kendi başlarına eylem
başlatacak cesaretleri olmayan, atılganlarla kışkırtıcıların
eylemleri-sözleri doğrultusunda hareket eden kişilerdir.
5. Ihtiyatlılar: Kişilik yapısı olarak zeki, titiz,
mükemmeliyetçi ve utangaç tiplerdir. Bir eyleme hemen
katılmayıp, biraz daha akıllıca hareket eden, kendileri
için bir sorumluluk doğurmayacaksa eyleme katılan,
yaşça olgun güngörmüş kişilerdir
45. 6. Destekçiler: Destekleyiciler, toplu hareketlere
gerçekte katılmayıp sempati besleyen, dışarıdan
çığırtkanlıkla destekleyen insanlardan oluşur.
7. Seyirciler: Topluluğun eylemlerine katılmaz,
olumlu veya olumsuz tepki de belirtmezler. Ancak
eylemciler, onların varlığından manevi destek alır, öyle
hissederler.
8. Karşı eylemciler: Gösterici kalabalığın içinden
çıkarak veya dışarıdan eyleme karşı çıkan, bazen
müdahale eden tiplerdir. Daha çok ideolojik, sağcı-
solcu, laik-antilaik, Maocu-Leninci, komünist-faşist gibi
eylemlerde vardırlar.
46. Beşinci Bölüm
TOPLUMSAL OLAYLARDA
GÜVENLİK KUVVETLERİNİN
UYGULAMADA GÖZÖNÜNDE
BULUNDURMALARI
GEREKEN GENEL İLKELER
47. Bu ilkeler EGM, Eğitim Dairesi Başkanlığı yayınlarında
şu şekilde yer almaktadır:
1. Diyalog kurma: Eylemlerin amacı
öğrenildikten/belirlendikten sonra düzenleyicilerle,
liderlerle irtibata geçilir. Yeri, zamanı, yönü, sloganların
içeriği, taşınacak pankartlar, saldırı amaçlı
kullanılabilecek malzemelerin taşınmaması konusunda
anlaşma sağlanmalıdır. Organize edenlerin topluluğu
kontrol kabiliyetleri ve tutumlarına göre tedbirler alınır,
önlemler hazırlanır.
2. İkna edici, inandırıcı olma: Uyulması gereken
kuralları ve yasaklamaları itici olmayan bir dil ve üslupla
(emredici değil, uyarıcı ve hatırlatıcı); emirlerin ve
kuralların keyfi bir uygulama değil, topluluğun kendi
yarar ve güvenliği için olduğunu uygun bir şekilde
anlatmak gerekir.
48. 3. İnsiyatifi elinde bulundurma ve kullanma: Hem
kontrol olarak düşünülebilir, hem de ufak tefek
taşkınlıklara göz yumarak (boşalma teorisi) destek ve
güven kazanmadır. Eylem anında suçluyu yaka paça
etmek bazen risklidir.
4. Caydırıcılık: Suç işlemeye niyetli kişi ve grupları
bundan vazgeçirme tedbirleridir. Hazırlıklı yeterli ve
kararlı olunduğu mesajı verilmesi esastır; meydan okuma ve
düelloya davet mesajı değil.
5. Tahriklere ve tahrikçilere engel olma
6. Provokasyona gelmeme
7. Kuvvet gösterisi: (Caydırıcılık için)
49. 8. Zor kullanma: (Caydırıcılık için ve gerekli
olduğu durumlarda)
9. Paniği önleme
10. Medya ile ilişkileri geliştirme
11. Profesyonel olma: Topluluğu engelleyici
olma, çevredeki eşya ve insanları onlardan koruma
kadar, gösterici kalabalığın da güvenliğini sağlamak,
bunu onlara hissettirmek esastır, hakların
kullanılmasına nezaret etmek, yardımcı olmak vs.
12. Tarafsız olma
13. Minimum kuvvet kullanma
14. Teknolojiden yararlanma
50. Altıncı Bölüm
COP VE GÖZ YAŞARTICI
GAZLAR
COP KULLANMA VE COPUN
ÖZELLİKLERİ
51. Ülkemizde kullanılan ağaçtan yapılıp siyaha boyanmış coplar,
lastikten yapılmış coplar ve elektrikli coplar vardır. 4 cm çapında,
30-90 cm boyundadır.
1. Kısa cop (Billy): 30-45 cm.
2. Orta cop (Nightstick): 50-65 cm, kavga için uygun.
3. Uzun cop (Riotstick): 70-90 cm, kalabalıklar için.
Cop, iyi kullanan personelin elinde savunma ve ani hücum
için kullanılabilen güçlü bir el silahıdır. Bazen ateşli silahtan daha
verimli olduğu söylenebilir, fiziki bir güçtür. Öldürücü değildir,
acı vermesi nedeniyle psikolojik etki yapar. Güvenlik elemanıyla
saldırgan arasında belirli bir mesafe tutmaya yarar ve kolun
uzantısı olarak kabul edilir. Daha çok saldırı amaçlıdır. Gerekli
olmayan durumlarda (saldırgan etkisiz hale getirildikten,
yakalandıktan veya tecrit edildikten sonra) kullanılmamalıdır.
Güvenlik görevlisi ceza verici konumda değildir, suçu önlemek
ve sanıkları yakalamakla yükümlüdür.
52. Copun bir ucunda kayış vardır. Bu kayışın boyutları
ve takılışı şöyledir: Sopa üzerindeki delik alt uçtan 15-
20 cm mesafede bulunmalı, kayış delikten
düğümlenmelidir. Kayışın iki ucu ters istikametlerden
delikten geçirilerek boyu ayarlanır ve düğümlenir.
Kayışın uzunluğu, başparmaktan geçirilip elin sırt
kısmından aşağıya copla birlikte sallandırıldığında,
copun ucu ile elin alt kenarı arası birbirine hafifçe
değecek kadar uzun olmalıdır.
Cop en iyi kullanılan el ile taşınır. Sürekli kontrol
altında tutulur. Kullanılacağında elin avuç içi copu
tutacak şekilde çevrilince kayış elin sırtını
çevrelemelidir.
53. GÖZ YAŞARTICI KİMYASAL MADDELER
Kanuna aykırı her türlü toplantı, gösteri yürüyüş, miting
ve benzeri eylem ile isyanlarda toplulukların dağılmasını
sağlamak veya belirlenen yöne yönlendirmek maksadıyla,
ayrıca özel maharet gerektiren operasyonlarda, gözaltına
alma ve görevin icrası sırasında karşılaşılan saldırıları
etkisiz hale getirmek ve direnişleri kırmak amacıyla
kullanılır.
1. CS (Orto-chlorbenzalmalononitrit) Gazı: (B.B.
Carson ve R.W. Stoughton tarafından bulunmuş.)
Gözyaşartıcı gazlar içinde en yaygın kullanılanıdır.
Görünümü beyaz kristal pudra şeklindedir.Etkisi 20-60 sn
arasında ortaya çıkar ve 10-30 dakika içinde kaybolur. CN
maddesinden daha güvenli, etkili ve yan etkisi daha azdır.
Daha çok el bombası ve fişeklerle kullanılır. CS
maddesinin etkileri şunlardır:
54. 1. Aşırı gözyaşı ve yanma
2. Göz kapaklarının istem dışı kapanması ve gözyaşından
dolayı görememe
3. Burunda yanma ve akıntı
4. Aşırı tükürük ve salya ifrazı
5. Nefes darlığı, bronşlarda yanma
6. Sürekli öksürme ve aksırma, göğüs sıkışması, boğulma
hissi ve panik
7. Baş dönmesi ve sersemleme
8. Geçici koordinasyon bozukluğu
9. Deride (özellikle de nemli bölgelerde) yanma ve batma hissi
10. Mide bulantısı ve bazen kusma
11. Nadiren burun kanaması, ishal
12. Parlak ışığa karşı duyarlılık (fotofobi)
55. 2. CN (Kloroasetafenon) Gazı: Katı (54 derecede
erir), sarımtrak renkte, elma çiçeği kokusunda, gözleri
ve üst solunum yollarını hemen tahriş eden bir
maddedir. Anında tesir eder ve etkisi yarım saat ile bir
kaç saat sürer. Yüksek konsantrasyonları gözyaşı, tahriş,
yanma, boğaz ve burun ağrısına, cildin duyarlı (terleyen,
nemli) bölgelerinde kaşıntıya neden olur. Güneş yanığı
benzeri etkiler bırakır.
56. 3. OC (Oleoresin Capsicum) Biber Gazı: Şili
biberinin işlenmesiyle elde edilen doğal bir
maddedir. Halk arasında biber gazı olarak da
bilinir. CN ve CS gazlarından daha kullanışlı ve
daha az yan etkiye sahiptir. Spreyler içerisinde
kullanılır. Etkisi 3-15 saniyede görülür, 20-30
dakika içinde kaybolur. Biberden dolayı temas
ettiği yerde çok fazla yanma hissi verir.
Temizlenmesi kolaydır. Etkileri:
57. 1. Gözde yanma ve kanlanma
2. Mukozalarda şişme
3. Burunda yanma ve batma hissi
4. Üst solunum yolları zarlarında şişme
5. Teneffüs edilmesi halinde diyaframda kasılma
6. Baş dönmesi ve sersemleme
7. Deride temas ettiği bölgelerde yanma ve batma.
Güneş yanığı benzeri kızarıklıklar.
8. Mide bulantısı ve kusma
9. Nadiren konuşamama ve geçici gırtlak felci
10. Nadiren burun kanaması
58. 4. Diğer gazlar
-CNC (CN gazı ile kloroform karışımı. Kısa
etkili)
-CNS (Klorpikrin karışımı. Boğucudur)
-CNB (Benzin gibi kokar. Eğitim için
kullanılır)
-BBC (Brom Benzil Siyanür. Ani etkilidir,
başağrısı yapar)
-CR (Dibenzon ksazepin. Oldukça etkilidir)
59. Gözyaşartıcı Kimyasal Maddeleri Yayma Yolları
Kimyasal maddeler sıvı, gaz ve aerosol halde bulunabilir. Farklı
yayma yöntemleri vardır:
1. Yanma yoluyla yayılma: CS maddesi yanabilen, ısı ve duman
çıkaran bir maddeyle karıştırılır, bir muhafaza içine konur. Yandıkça
buhar ve duman şeklinde yayılır. Duman, kişilerin diğerleriyle irtibatını
koparır, tecrit eder. Kalabalığı bir arada tutan kişilerin düşüncesini ve
gücünü kıracak psikolojik bir etkiye de sahiptir.
2. Patlama ile yayılma: Patlayıcı bir madde ile patlatılan CS
maddesi havaya yayılır. Yayılma süresi daha kısadır ve tekrar geriye atılma
ihtimali azdır.
3. Sıkıştırılmış aerosol ile yayma: Basınçlı, itici gazla birlikte bir
kaba konur ve aerosol olarak püskürtülür. Maddeyi ani ve dengeli olarak
yaydığı için çok tercih edilir. Benzer biçimde, bir roketle, sıkıştırılmış
kimyasal maddenin roketin hedefe çarpıp kırılmasıyla da yayılabilir.
4. Sisleme yoluyla yayma: Bir eritici içinde çözülmesi ve sisleme
formülüyle duman olarak dışarıya çıkartılmasıdır.
60. Gaz El Bombaları
Genellikle içine CS gazı konan el
bombalarıdır. Gaz el bombalarının dozu çok
yoğundur. Bu yüzden kapalı yerlerde (zorunlu
olmadıkça) pek kullanılmaz. Başlıca gaz el
bombaları:
1. 9230 Poison Plastik Gaz El Bombası
2. Apg Plastik Gaz El Bombası
3. Riot 518 Metal Gaz El Bombası
4. MKE G2 CS Gaz Bombası
5. MKE Sis El Bombası
62. 1. Amacı dışında ve gerekli tedbirler alınmadan
kullanılmamalıdır.
2. Kullanmadan önce topluluğa uyarı yapılmalı ve
dağılmaları söylenmelidir.
3. Gaz ekibinden sorumlu amirin değerlendirmesi
ve gözetiminde, belirttiği dozda kullanılmalıdır.
4. Bu konuda eğitilmiş personel tarafından
kullanılmalıdır.
5. Rüzgarın yönü, hızı ve hava sıcaklığı gibi
faktörler dikkate alınmalıdır.
6. Topluluğun veya kişinin direnci ve karşı koyması
ile orantılı olarak kullanılmalı ve kademeli şekilde
artırılmalıdır.
63. 7. Kapalı yerlerde yüksek yoğunluklu mühimmat
kullanılmaz.
8. Kapalı yerlerde yangınlara neden olabileceğinden
ateşleme sistemiyle çalışan mühimmat kullanılmamalıdır.
9. Kapalı alanlarda ve toplumsal olaylarda gaz maskesi
kullanılmalıdır.
10. Fişek ve roketle atılan gaz mühimmatı insan
vücuduna atılmamalıdır.
11. Spreyler bir kişiye en az 1 m mesafeden bir sıkım
olarak kullanılır.
12. Direniş ve saldırısına son vermiş kişilere karşı
kesinlikle kullanılmamalıdır.
64. Toplumsal Olaylarda Gözyaşartıcı Mühimmatın
Kullanılması
Toplumsal olaylarda kalabalığı daha küçük parçalara bölmek,
dağıtmak, aralarındaki etkileşimi zayıflatarak tahrikçilerin etkisini
kırmak, kalabalığı istenen tarafa yöneltmek için gaz kullanılır.
Dikkat edilmesi gereken noktalar:
1. Rüzgarın etkisiyle, topluluğun gazın etkisine daha çok
girebilmesi için uygun nokta belirlenmelidir.
2. Rüzgarın yön değiştirmesi, gaz mühimmatının geri
atılması gibi faktörler gözönünde bulundurulmalı ve gaz maskesi
bulundurulup gerekirse takılmalıdır.
3. Gazdan etkilenenlerin kaçış yolları açık tutulmalı, iş
merkezleri ve evlere kaçışlar önlenmelidir.
4. Mühimmatın menzili, etki süresi iyi bilinmeli, uygun olanı
kullanılmalıdır.
5. Kalabalığın özellikleri ve büyüklüğü dikkate alınmalıdır.
Çok büyük bir kalabalığın ortasına gaz bombası atılırsa
dışardakiler etkilenmediği için kaçmazlar, ama içeriden dışarıya
doğru bir kaçış olacağından ezilmeler olabilir.
65. Kapalı Alanlarda Gözyaşartıcı Mühimmatın
Kullanılması
1. Kapalı alanlarda konsantrasyonu düşük mühimmat
kullanılmalıdır. Aksi halde solunum yolları, kalp ve ciğer rahatsızlıkları
bulunanlarla yaşlılar ve çocuklar üzerinde öldürücü etkisi olabilir.
2. Patlama ve yanma ile yayılma yöntemi, yangın çıkarabileceği
ihtimaline karşı, başvurulmamalı; bunun yerine sis ve aerosol-sprey
yöntemi tercih edilmelidir.
3. Kapalı yerlerde kullanımdaki amaç, içerideki şahısların dışarıya
çıkartılmasıdır. Binalarda önce en üst kattan başlanır, sonra boş odalar,
daha sonra da şahısların bulundukları odalara gaz fişekleri atılır.
4. Tuvalet, banyo gibi dışarıya penceresi açılan küçük bölümlere
saklanılabileceği unutulmamalı binaya girişte dikkatli (ve hatta gaz
maskeli) olunmalıdır.
5. Araçlara karşı kullanılırken camları delecek fişekler
kullanılmalıdır. Içeriye gaz yayıldıktan sonra kapılar açılarak şahıslar
alınmalıdır
66. Gözyaşartıcı Kimyasal Maddelere
Karşı Ilkyardım
Gözyaşartıcı gaz vs. kullanımında amaç, sanıkları
öldürmeden ve yaralamadan etkisiz hale getirmektir.
Yoksa acı çektirmek ve eziyet etmek değil. Gazdan
etkilenenlere (güvenlik personeli veya kalabalıktakiler)
ilkyardım için hazırlıklı olunmalıdır. Gazın etkisiyle
insanlar aciz duruma düşebileceği gibi, panik yaparak
çevreye zarar da verebilirler.
Kimyasal madde sprey şeklinde kullanılmışsa etkisi
bölgeseldir. Toz veya duman şeklinde kullanıldıysa etkisi
vücudun her tarafı, özellikle de açık bölgeleridir.
Bu konudaki ilkyardım tedbirleri şunlardır:
67. 1. Gazlı ortam derhal terkedilmeli
2. Gözler rüzgara açık tutulmalı, varsa lensler çıkarılmalıdır.
Gözkapakları çokça açılıp kapatılarak gözyaşı akışı çoğaltılmalıdır,
böylece gözler çabuk temizlenir.
3. Burun, ağız, boğaz temizlenir ve normal nefes almaya
çalışılır.
4. Bol soğuk su ile maddenin bulaştığı yer ovuşturulmadan
yıkanır.
5. Terlemeyi engellemeli ve rüzgara çıkmalıdır.
6. Gözyaşartıcı maddelerin bulaştığı yerlere krem, merhem,
yağ, losyon vs. sürülmez. Tanecikleri cilde yapıştırır.
7. Bulaşan giysiler çıkarılıp temizlenmelidir.
8. Gazdan etkilenen kişiyle konuşularak rahatlaması ve
sakinleşmesi sağlanır.
9. Bu şekilde gazın etkisi 15 dakikada geçecektir. Geçmez ya
da beklenmeyen bir etki görülürse tıbbi destek sağlanmalıdır.
73. Sekizinci Bölüm
GÖRECELI POZISYON ALMA
Karşılıklı ilişkilerde en çok karşılaşılan sorunlardan biri,
konuşanların birbirlerini anlamamaları veya kendilerini anlatma
çabaları yüzünden diğerini dinlememeleridir. Sağlıklı bir iletişim
için dinlemenin önemi büyüktür. Bir güvenlik görevlisi de
kendisini doğru ifade etmeli ve görevi doğrultusunda karşıdaki ile
ilişki kurmalıdır.
Etkileşim ve iletişimde kullanılan temel araç dildir. Dilin
yanısıra dış görünüş, fiziksel görünüm ve beden dili de o kişinin
ruhsal durumu ve yapmak istedikleri hakkında fikir verir. Beden
dili, el kol hareketleri, yüz ifadesi vs ile ortaya çıkar. Konuşan
kişinin niyet ve istekleri, kullandığı kelimeler kadar yüz
ifadesinden de anlaşılır. Ayrıca karşıdakinin bakışına gözünü
kırpmadan bakabilme, bir saldırganlık belirtisi olabileceği gibi, bir
kimsenin iradesine egemen olmada bir araç olarak da
kullanılabilir.
74. Güvenlik kontrolleri sırasında çok değişik insan tipleri ile
karşılaşılmaktadır. Kimin tehlikeli kimin tehlikesiz olduğuna karar
vermek güçtür. Burada şahısla kurulacak diyalog önemlidir. Bunun
yanında güvenlik görevlisinin kontrol noktasında dikkat etmesi gereken
tipler (kişi kontrolünde dikkat edilmesi gereken hususlar) şunlardır:
- Özel ilgi gösterilmesi gereken bürokratlar, önemli kişiler ve yüksek
idareciler
- Yaşlı insanlar
- Çocuklar
- Psikolojik sorunu olanlar, sinirli tipler
- Hasta ve fiziksel özürlü kişiler
- Konuşulan dili anlamayanlar
- Değerli madde taşıyan kişiler
- Kurumda çalışanlar. Ayrıca personelin kontrolü (giriş kartı, nerelere
girebilecekleri vs.) de sağlanmalıdır.
75. SALDIRGANLIK, BELİRTİLERİ,
ÇEŞİTLERİ VE NEDENLERİ
Elde edilmek istenen bir nesneye, ulaşılmak istenen belirli bir amaca
varılması veya bir ihtiyacın giderilmesi önlendiği zaman ortaya çıkan
olumsuz duyguya engellenme denir. Engellenmeye karşı çeşitli tepkiler
verilmektedir. Saldırganlık da bu tepkilerden biridir. Saldırganlık,
başkalarını incitmeyi amaçlayan her türlü davranış ya da eylem olarak
tanımlanabilir. Iki ögesi (unsuru) vardır: 1. Niyet (amaç) 2. Başkasına
zarar verme, incitme doğrultusunda harekete geçme.
Freud’un da aralarında bulunduğu içgüdü kuramcıları saldırganlık
duygusunun doğuştan geldiğini ileri sürerler. Onlara göre saldırganlık
azaltılamaz., ancak bazı olumlu alanlara (spor, çalışma gibi)
yöneltilebilir.
Sosyal öğrenme kuramcıları denen ikinci grup ise, saldırganlığın
sonradan öğrenildiğini, sosyalleşmenin bir sonucu olduğunu ileri
sürerler. Bunlara göre saldırgan modeller öğrenilir, ödüllendirilmesi
halinde pekiştirilirler, bazen de taklit edilirler
76. Saldırganlığın, toplum tarafından onaylanıp
onaylanmamasına göre, üç türünden söz edilebilir: 1.
Toplum tarafından onaylanmayan düşmanca (anti-sosyal)
saldırganlık. Suikast, cinayet, gasp, dövme gibi. 2. Belli
koşullar altında onaylanan (özgeci, prososyal) saldırganlık.
Kanunları uygulamaya yönelik eylemler, amirin emirlerini
yerine getirme, operasyonlar vs. 3. Izin verilmiş saldırganlık.
Toplumca ne onaylanan ne de yasaklanan saldırganlık türü.
İstatistikler şiddet-saldırganlık olaylarının daha çok
gençler tarafından yapıldığını ortaya koymaktadır. Bunun
nedenleri:
- Gençlik döneminde saldırgan dürtülerde artma
- Tepkilerin sözden çok eylem ve davranışlarla gösterilmesi
- Hormonal ve biyolojik değişiklikler
- Fiziksel güç ve enerjideki artış
- Akranların ve arkadaş grubunun etkileri de sayılabilir
77. Saldırganlığın genel belirtileri şunlardır:
1. Kişi çevresindekilerle sürekli tartışırsa
2. Yapılan normal bir uygulamaya herkesten daha
yoğun bir tepki-öfke gösteriyor hatta ağlıyorsa
3. Bağırarak ve tartışarak iletişim kuruyor ve
sorunları bu şekilde çözmeye çalışıyorsa
4. Engellenmeye karşı toleransı düşük ise
5. Olayları olduğu gibi kabullenmekte güçlük
çekiyorsa
6. Küçük bir hatanın düzeltilmesi gibi basit bir olayı
bile hazmedemiyor ve bunu kendisine yapılan bir
haksızlık gibi algılıyorsa bu durumlarda muhtemel bir
saldırı olasılığına karşı dikkatli olunmalıdır.
78. Saldırganlık türleri
1. Zevk için saldırganlık
2. Bir amaca ulaşmada araç olarak saldırganlık
3. Savunma için saldırganlık
4. Kültürel bir öge olarak saldırganlık
5. Rahatsız edilme ve engellenme sonucu ortaya çıkan
saldırganlık
6. Psikolojik rahatsızlık nedeniyle ortaya çıkan saldırganlık
Saldırganlığın önlenmesi ya da azaltılması yolları
1. Saldırganlığa neden olan engellemenin ortadan kalkması
2. Boşalma (anlatım bulma, deşarj)
3. Ceza ve misilleme korkusu
4. Kendini tutma (öğrenilmiş ket vurma)
5. Yön değiştirme (başka bir hedefe saldırma)